23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 1995 PAZARTESİ HABERLER 3 bin 141 kişi vatandaşlıktan çıkarıldı • ANKARA(AA)- Bakanlar Kurulu. 3 bın 141 kişının Türk vatandaşlığından çıkarılmasını kararlaştırdı. Bakanlar Kurulu'nun. Resmi Gazete'nin dünkü say ısinda yayımlanan karannda, Içışlerı Bakanlığf nın yazısı üzerine. 3 bın 141 kışınin. 403 Sayıh Türk Vjtandaşiığı Kanunu'nun 20. maddesıne göre Türk vatandaşlığından çıkarıldıâı belirtıldi. 18 PKK'IÎ öldürüldü • Haber Merkezi - Hakkân'nin kuzeyınde yer alan Karadağ bölgesınde gü\enlık eüçleny le çatışmaya gıren Î6 PKK'lı öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valilığrnden yapılan açıklamaya göre çatışmada 4 güvenlik görev lisj de yaşamını yiıirdi. Öte yandan Tuncelfnin Pülümür ılçesınde çıkan çatışmada da iki terörist öldürüldü. Iki basın kuruluşuna soruşturma • SIVAS (Cumhuriyet) - 14 temmuz günü Cumhuriyet Üniversitesi'ndeki türban olayları sırasinda halkı tahrik edicı yayımlarda bulunduğu ıçin savcılık tarafından haklannda soruşturma açılan Sıvas Radyo Televızyonu ve MHP yanlısı kuruluş olan Bayrak FM adlı radyo hakkında bu kez de 30 ağustos günü ışyerlerine ba>rak asmadıkları gerekçesıyle C. Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Kuruluşların. 3 aydan 6 aya kadar hafif hapıs \e 6 bin ıle 18 bin lira arasında hafıf para cezası ile cezalandınlması bekleniyor Başkasına ait arsayı sattılar • İstanbul Haber Servisi -Sahte kimlikle resmi evrak düzenle>erek başkasına ait arsayı satan üç kişilık bır şebeke yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesıcilık ve Dolandıncılık Büro Amırlığı'nden yapılan açıklamaya göre Tekirdağın Çerkezköy İlçesı'nde bulunan Ali Rıza Karaataya ait 480 metrekarelik arsayı. bu kişıye ait sahte kimlikle resmi e\rak düzenleyerek satan Afifettın Özrhen (68), Durmuş Gör (46) ve İsmet Özatalay (63) adlı kişıler yakalanarak gözaltına alındı. Gazi Mahallesi olayları için anıt mezar • İstanbul Haber Senisi -Gazı Mahallesı'nde 12- 13 mart günlerinde meydana gelen olaylar sırasında hayatını ka>bedenler ıçın anıt mezar yapıtmhyor. Olaylarda ölenlerin aılelerı tarafından yapılan açıklamada üç avdan bu yana süren çalışmalar sonucunda anıt mezar projesinın tamamlanma aşamasına geldiğı belirtıldi. Öte yandan, polıslenn dün mezarlığı kuşatarak. burada çalışmakta olan Hasan Ozbakır'ı gözaltına aldığı ifade edilen açjklamada anıt mezann yapımının engellenmeye çalışılmasının yasal oimadığı belirtıldi. Mesut Yılmaz Almanya'da • LLBECK(AA)- ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Almanya'nın Lübeck kentinde. bır süre önce kundaklanan Türk ve Alman ailelerinin oturduğu binada mcelemelerde bulundu. Büyükelçı Volkan Vural ile bırlikte Lübeck'e gıden Yılmaz, 4 eylül günü meydana gelen ve bir Alman vatandaşinın ölümüne. 21 Türk ve Almanın yaralanmasına yol açan kundaklama olayından sonra hastanede tedavi gören vatandaşlan da ziyaret ettı. Karayalçın; hükümet, sosyal demokrat hareket ve parti içi mücadele için özeleştiri yaptı 'Işçi snnfi partisi değildik' BIZ BİZE... • Eski SHP Genel Başkanı Karayalçın. kurultay konuşmasında ağırlığı özeleştiriye ayırdı. CHP'nin hükümet, ideoloji \e örgüt yorgunu olduğunu vurgulayan Karayalçın. "CHP. yalnızca devleti kuran parti olmamıştır. CHP, aynı zamanda Türkiye'de sivil toplumculuğun da temelini atmıştır. Cun)huriyetle birlikte. egemenliği gökyüzünden. yeryüzüne indirdik. Kul insanı, yurttaş insana dönüştürdük" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Feshedilen SHP'nin son Genel Başkanı Murat Karayalçın. CHP liderliğıne adaylığını açıklarken hükümet ortaklığındakı çalışmalan. sosyal demokrat hareketin gelişimi ve parti içi çalışmalar konusunda özeleştın yaptı CHP'nin "hükümet, ideoloji ve örgüt yorgunu" olduğunu söyleyen Karayalçın. "Biz devleti ön planda rutan bir parti oluk. İşçi sınıfı partisi değildik. Ben CHP'nin yalnızca o yönleriyle hatırlanmasını, o yönleriyle ele alınmasını kesinlikle doğru bulmuyorum"" dedi '•Devleti kuran parti' Konuşmasında. 5 Nısan Kararlan'nı savunan ve ekonomik onlemler sonucu gerçekleşen büyümede CHP'nin de payı olduğunu söyleyen Karayalçın, kurultayın ardından kaybeden ve kazananlann birbirine sahip çıkmasını istedi. Murat Karayalçın. CHP'nin 27. Olağan Kurultay ı'nda genel başkan adaylığını açıklarken 18 aylık Başbakan Yardımcılığı dönemı nedeniyle yapılan eleştirileri yanıtladı. Sosyal demokrat hareketin Türkiye ve dünyada bır kimlik bunalımı yaşadığına dikkat çeken Karayalçın. dünyada sosyal demokrat partılerin işçi sınıfına \eya devlete karşı bıreyi koruma ideolojisine dayandığını belırterek şunları söyledi: "Biz, işçi sınıfı partisi değildik. devleti kuran kadrolann partisi olduk. Ben CHP'nin yalnızca o yönleriyle hatırlanmasını, o yönleriyle ele alınmasını kesinlikle doğru bulmuyorum. Karayalçın'ın en çok dikkati çeken sözleri. 'Kırmı/ı plaka talibi değilim,örgüt yönetiminc talibim" oldu. (Fotoğraf: TARIK T1NAZAY) CHP, yalnızca devleti kuran parti olmamıştır. CHP, aynı zamanda Türkiye'de si\il toplumculuğun da temelini atmıştır. Cumhuriyetle birlikte. egemenliği gökyüzünden, yeryüzüne indirdik. Kul insanı, yurttaş insana dönüştürdük." CHP'de. hükümet. örgüt \e ideoloji yorgunluğu bulunduğunu vurgulayan Karayalçın. hükümet yorgunluğunun, koalısyon ortaklığından çekılerek atılmasının düşünülebıleceğini. ancak ideoloji ve örgüt yorgunluğunun aynı biçimde gıderilemeyeceğıni anlattı. Karayalçın. dile getırdiği yorgunluklann. aneak "çok çalışarak'"atılabileceğini kaydederek şu görüşleri dıle getirdı: "Hükümet olmak zor. 1994 yılında hükümet olmak daha da zordu. Partimi/in muhalefette söy lediklerini, iktidara geldiğinde yapmamasından yakınıyoruz. Bu konuda çok ciddi \e çok haklı eleştirileriniz var. Sözcüsü olmak istediğimiz. adlanna siyaset yapmaya çalıştığımız kitlelerin çok yaygın eleştirisiyle karşı karşıya kaklık. Ama bugün Türkiye, vine cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlesini gerçekleştirmekte. Bugün ilk kez yiizde 12lik büyüme hızını sağlamaktayız. 5 Nisan Karalan'nda suçumuz \ar. payımu var diye ne kadar eleştiriyorsak, bugün elde ettiğimiz bu muazzam kalkınma hızını da o denli y üceltmeliy iz, sahip çıkmalıy u. Eğer pnun suçiusu bizsek, bunun başanlısı da biziz, CHP'lileriz." Parti yönetimınin sorumluluklarına değinirken "parti işletmeciliği" tanımını kuilanan Karayalçın. "Parti işletmeciliğini ön plana çtkarmalıvız. Bir soruyu yanıtlarnamı/ gerekiyor; biz kimiz? Önce birbirimize inanalım. Buradan kim çıkacak olursa olsun, önce onlann etrafında bir bütünleşelim. Önce birbirimize sahip çıkalım" görüşünü dile getirdi. Karayalçın. hükümette görev almanıa görüşünü yinelerken "18 şuhatta kırmızı plaka nıeraklısı olmadığımı kanıtlamış bulunuyorum. Kırmızı plaka talibi değilim. örgüt yönetimine talibim. 3 hedefinı \ar: parti. parti yine parti" dıye konuştu. Murat Karayalçın. 18 şubatta gerçekleştırilen birleşme kurultay ının ardından. bürünleşme \e kaynaşmanın tam olarak'gerçekleştirilemedığını. bu süreçte bilerck \e bilmeyerek bazı kesimlere karşı haksizlıklar yapıldığını söyledı. Baykal'a dokundurma Karayalçın. kurultayın ardından hıçbir ayrım olmayacağını ve herkesm "yeniCHP'li"kimliği altında buluşacağını \urgularken İstanbul II Başkanı Ahmet Cünüz Ketenci'nın. Sünni \e Türk özelliğıne dikkat çeken Deni/ Baykal'a da yüklendi. Bütun etnık unsurları kaynaştıran sosyal demokrat hareket içinde. etnık, kültürel ve inanç farklılaşmalarının. ödüllendirme veya kıskanma nedenleri olarak sunulamayacağını kaydeden Karayalçın. "Bizim mazhariyetinıiz, cumhuriyetçiliğimiz. Atatürkçülüğümüz. sosyal demokratlığımızdır" dedi "Tarih yeniden kapımızı çalıyor" diyen Karayalçın. yenı bır döneme gmldiğinı. bu süreçte. bazı kesımlenn partıde bölünmelerolacağı yönünde şantajda bulunmasına karşın kaygı taşımadığını belirterek şunlan söyledi. "Parti hukukuna uyuiduğu sürece, bu partide herkese. her kesime. her yapılanmaya, her inanca siyaset yapma olanağı sağlandığı sürece, hiç kimse bu partiyi terk etmeyecektir." Murat Karayalçın, kendisi aleyhine iddialar içeren ve gazete formunda basılan metınlerin oylama öncesinde gizlıce dağıtılmasını eleştırdı. İZLENİMLER / ŞÜKRAN SONER iolda cn sı\rılmış. deneylı. nıtelıkli bılınen. bırkaçı beledıye başkanı kişilere soru yöneltıyorum: "Yenidüma dü/cni. küreselleşme. değişim. 2. cumhuriyet ideolojilerine sıcak bakıyor. 6 ok \e parti ilkelerinin bu doğrultuda değişmesi gerektiğine inanıyor musunuz?" Yanıtlar. "Bana böyle soru nasıl sorulur" tcpkılı. bırkaç cümlelik ve "Kesinlikle hayır** anlamında oluvor. Dıyaloğumuz devanı ediyor: - Bu ideolojiyi sa\unan insanlann sosyal demokrat parti ve ideolojisi içinde yerleri olabilir mi? - Olamaz. olmamalı. - O /aman nasıl oluyor da bu ideolojileri savunan, inanan insanlar, ideolojik olarak Özal'a. (, ıller'edaha yakın insanlar. sol adına aday olarak gösterilebiidi? - Haklısınız . olmamalıydı. Onda benim katkım yok. Onun aday olarak onerilmesı... arkadaşın • suçu - Şimdi sol kanat Karayalçın ile ittifak etmiş gibi gözüküyor. Karavalçın, ideolojik olarak 'Ama ben ne olacağım?..' sosyal demokrat çizgiye uygun bir isim mi? - Onun da ideolojiyi doğru bildiği \e savunduğu. hele de başkanlığında parti ilkeleri. çizgisi içinde bir politıka yürüttüğü söy lenemez. - Baykal sosyal demokrat çizgi içinde kalıyormu? - Sosyal demokrasinin sağında. ama parti ilkeleri ve çizgısı içinde. adaylığı hak etmiş bir adanı. Ama ben Baykal'a oy veremem. - Neden? Genellikle yanıt yerine gülumseme. Kınıisi ıse boş oy vermekten. Karayalçın'a oy vermek zorunda olmaktan, son dakikada Baykal "a oy verebileceğinden soz ediyor. Son gece kulislerı. pazarİıkları da solun bu konudaki kararsızlığı. tutarsızlığı. ilkesizliğinın ürünü pazarlıklarla geçiyor Galiba sonunda Baykal'la ve Karavalçın'la ıplerı koparmayan üçüncü listeler eğilımı ağırlık kazanıyor. Doğrusunu ıstersenız bu kurultay da da önemli bır çoğunluğun. söylediğı. göründüğü yer ve kararlara. yapılan initaklara göre oy vermediğınden emın olabılırsınız. "İnançlanna. savunduğu görüşlere göre mi?" "Hayır." "Ama ben ne olacağım" sorusuna verebıldiğı yanıta göre "Baykal'ın gelişi ile kendi geleceğinin bitnıeyeceğini düşünenler Baykal'a, düşünemeyenler Karayalçın'a oy verdiler" yargısı çok yanlış sayılmaz Baykal karşıtı ittıfaktan ya da Baykal'ın gelmesı korkusundan soz edilebılır. Korkulan sadece Baykal'ın geçmis hızipçi. tasfıyecı kimlığı değil. Deneylıler bu kez çok daha akılcı. birleştirici davrandığını bıle soyluyorlar Ama Baykal'ın örgutçülüğünde. partıde Baykal çizgısinın dışında gelışmelerin çok zorlanacağını düşünüvor ve kendı geleceklerıne. gruplannın gelişme şansına ıyımser bakamıyorlar. Karayalçın'da buluşma. birgrup ittifakından çok. Baykal'ı parti içinde *istediğini yapabilir' konuında olmaktan çıkarma. karar almasinda muhalefet. engel oluşturacak alternatıf güç yaratma çabası. Bu kurultaydan >ol kımlığınde yaralanmadan. ak^ine güçlennıiş olarak çıkan tek ısım. herhalde MümtazSoysal. Sol oncüler. Mümtaz Soysal'ın çok ağır eleştıri ve suçlamalanna tepki bıle göstcremıyorlar "Evet, hoca kı/makta çok haklı" denıekle yetiniyorlar. Mümtaz Hoca ıle sevgılı eşini trafık kazasında yitıren vazarımız Ahmet Taner Kışlalı'yı ziyaret etmek uzere kurultay dan aynlırken. herşey olup bıttikten sonra sohbet ediyoruz. "Beni, bugüne kadar saMinduğum değerierle parti programı. ilkeleri, sosyal demokrat çizgi ile taban tabana zıt kişileıie birlikte aday, alternatif düşünebilmiş olanlann adına aday olmayı kabul etmenı söz konusu olamazdı" diyor Onceliklı sorunun ideolojılenn kanştırdığı kafalann açılması. sosyal demokrasi \e dünya düzeninın anlaşılması. kavramların. düşüncelenn yerine oturması olduğunun bir kez daha altını çızıyor. Mümtaz Soysal. yaşanan sorunu "Baykal'la birlikte ay nı çizgide değilim. Ama parti içinde kendisine saygım var. Karşısında da değilim. Partinin sorunu Baykal değil. Partinin sorunu, partililerin sosyal demokrat ideoloji veçizgiyi doğru yerine oturtamamaları. çeşitli ideolojik bombardımanla doğmuş kafa \e kavranı karmaşası. Değerlere sahip çıkılamaması" dıye noktalıvor ERDAL ATABEK Kutlama Felaketleri... Mıllı takımımızın Macar milli takımını yenmesinden duyulan sevincı, kendini kaybetmış bir kalabalık gi- bı kutlamak neyın nesıdır? Yaka bağır açılmış, ba- ğıra çağıra sokaklara dökülmek, kendini arabalar- dan atarak. elındekı bayrakları sallayarak, bir elde sılah. ya atarak ya korkutarak caddeleri dolaşmak neyin nesıdır? Bu kendini kaybetmiş kalabalık. ışsiz güçsüz ta- kımından oluşmuyor. Bu yaka bağır açık, bir elde bayrak, öbür elde sılah arabalardan sarkarak dola- şanlar, kımlık bunalımı yaşayan gençler değıldir. Bu kalabalık ertesi gün dükkânında efendıce oturan, sakin sakın işını yapan vatandaşlardan oluşuyor. Si- lahlar çekmecelere konmuştur. arabalar yollann kı- yısına park edilmiştir, yaşanan hayat günlük seyri- ne dönmüştür. Peki, yaşanan bu çılgın gece neyin nesıdir? Bu kendini kaybedişte, kendini hayatı boyunca ifade edememış, baskı altında yaşamış bır kişiliğın ipuç- lan yok mudur? Bu kendini kaybedişte, kazanmak istedığı özgüveni hayatı boyunca kazanamamış bir insanın, şiddet yoluyla "Ben de varım, göriın beni" çığlığı yok mudur? Bu kendini kaybedişte, çevresin- de değişen hayatı kendi ıstekleriyle bağdaştırama- mış, ayak uydurmak zorunda kaldığı şeyleri de içi- ne sindirememış bir kimliğin şaşkınlığı yok mudur? • • • Bütün bunlan görmeden, bunları irdelemeden, bu alandaki yanlışları düzeltmeden, ne sılah denetimiy- le ne trafık konırolüyle toplumu düzeltemezsiniz. Türkiye "kimlik ve kişilık sorunu "nu çözemedıği sü- rece bu olaylar artarak sürecektir. En büyük trafık kazalarının düğünlerden sonra, asker uğurlamala- rından sonra, bır kutlamadan sonra olması aynı şey- leri anlatmıyor mu? Olayın ruhsal mekanızması şöyle ışlemektedır: - İnsanlar bır araya gelerek bır şeyı kutlamaktadır. - Bu kutlama sırasında bütün yoksunlukları, ek- siklikleri, doyumsuzlukları sankı yokmuşa dönüşen bır hazza ulaşılmaktadır. - Bu hazzın dışavurumu, baskı altında yaşayan ki- şilıklerde şiddet bıçiminde olmaktadır. Uğranılan baskı ne denli yoğun olmuşsa ve ne kadar uzun sür- müşse, şiddet eğılımi de o kadar artmaktadır. - Şiddet yoluyla dışavurum, kendini gösterme, gücünü kanıtiama olarak bağınp çağırma, kırıp dök- me. sılah atma vb. eylemlere dönüşmektedir. - Bu yolla boşalma gerçekleşince geçicı bir rahat- lama olmaktadır. Ama bu davranışlara yol açan bü- tün nedenler yerınde durduğu için de yeni bir dışa- vurum nedenı sayılacak olaya hazır beklenmekte- dir. - Burada bir grup oluşturma; birlikte hareket et- me cesaretini vererek sonuçlan düşünmeme eğili- mi yaratmaktadır. Kişısel şiddet kullanma eğılimi, toplumlarda aşın hızla araba kullanma, yüksek sesle müzik dinletme, sılah kullanma biçımlerinde görülüyor. Kadınlara yö- nelık cınsel saldırılar, tecavüz olayları da aslında cin- sellığın kullanıldığı şiddet uygulamalarıdır. Kişıliklerdekı yoksunluklar, eksiklikler, doyumsuz- luklar giderek davranışlara yansıdığı için çevremız- dekı şiddet olaylarının hertürünü görebıliyoruz. Bun- lar "kişilere özgü" örnekler oimadığı için de kişilere yönelik önlemlerle çozümlenememektedır. Yaşanan olgu toplumsaldır. Toplum yapısıyla ilgıli doğrudan nedenleri vardır; bunlar değışmediği sürece de benzer sonuçlan gö- receğiz demektır. Nazı Almanyası'nda faşizmın kitlesel tabanı buy- du. Yaşadığı hayatın içinde sıkışmış "sıradan in- san". olayları doğru yorumlayamadığı, sorunların üstesinden gelemedıği. üstesinden gelme umudu- nu da kaybettiğı için, karşısına çıkıp "onun çok de- ğerlı olduğunu, ama düşmanlan yüzünden değeri- ni kaybettiğıni" söyleyen Hitler'in peşine takılmış- tı. Bu düşmanlan bir kez kabul ettikten sonra artık Yahudiler de oldurülebilir. kendilerinden olmayan- lar da yok edilebilir, başka ülkeler de dize getirile- bilir. Amerika'daki Ku-Kluks-Klan örgütünün hare- ket mekanızması da buydu. Alman toplumu da sıradan Amerikalılar da gö- zü dönmüş katıller değillerdi. Bunlar kendi halin- de, günlük işlerini yapan, evleri, eşleri, çocuklan olan vatandaşlardı. Ama kişilıklerindeki doyumsuzluk, eksıklik. yok- sunluk. onlan şıddete dönük eğilimleriyle var olma- ya çalışan. bunu yapabilmek için de nedenler ve düşmanlar bulan insanlar durumuna getirmiştir. Türkiye bu konuyu "kutlamalann arkasından ge- len olaylar" dıye değerlendirıp kendini avutursa, önündekı sorun çok daha büyük demektir. Bu kitlesel şiddet eğilımi bir süre sonra ayrılıkla- nn karşıtlığa, karşıtlıkların düşmanhğa dönmesiy- le, bu noktada karşılıklı şiddet kullanımıyla büyük bir insan kıyımına dönüşebılir. Bu sorunu eğitimle, demokrasiyle, uygarlaşmay- la çözemeyen toplumlar, birbirini yiyerek yok et- meye mahkûm olur. Devlet Bakanı Daçe: 8. madde üzerinde ortak yol bulduğumuza inanıyorum 8. madde CHP onayını bekliyor Portre / Deniz Baykal Bitmeyen liderlik savaşımı LALE SARIİBRAHİMOĞLL' ANKARA- DYP. Batı'nın Türkiye ile yapa- cağı gümrük bırlığıne endeksledıği Terörle Mü- cadele Yasası'nın (TMY) düşünce özgürlüğü- ne sınırlama getiren 8. maddesı ile ılgilı deği- şıklık önensıne son bıçimıni verdı. Terör pro- pagandası tanımının kapsamının daraltıldığı değışikhk taslağının hazır olduğu ve yenı CHP yönetıminin onayını beklediği bildirildı. Dev let Bakanı Bekir Sami Daçe. 8 madde- nin kaldırılmasına kamuoyunun büyük bır ke- siminın karşı olduğunu öne sürerek "8. madde üzerinde birortayol bulduğumuza inanıyorum. 8. maddeyi kaldırmadan. ancak bünyesinde bir değişiklik yaparak sorunu aşabileceğimiz sonu- cuııa ulaştık" dedi. Başbakan Tansu Çiller'in. kısa süre önce Türkıye'ye gelen Avrupa Parlamentosu üyele- n ve İngıltere Dışışlerı Bakanı Malcolm Rif- kind'e. 8 maddenın önümüzdeki yıla sarkabı- leceöi yolunda Batı'da olumsuz hava yaratan açıklamasını ise düzeltme yollarını aradığı bil- dırıldı. Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe. taslak- ta 8. madde üzerinde. Avrupa tnsan Hakları Sözleşmesi'nın 10. maddesinın 2 fıkrasında • Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe. taslakta 8. madde üzerinde, Avrupa însan Haklan Sözleşmesi'nin lCTuncu maddesinin 2 fikrasında temel değişikliklerin yapıldığını söyledi. Daçe. kamuoyunun büyük bir kısmının 8. maddenin kaldırılmasına karşı olduğunu öne sürdü. temel değişikliklerin yapıldığını bildirdi. Da- çe'nin verdığı bilgıye göre değişiklik taslağı- nın ana hatlan şöyle: - Terör propagandasının "hangi yöntem ve maksatla olursa olsun" ıtadesi ıle başlayan ta- nımının kapsamı daraltıldı. Bunun yerine. ta- nımın kapsamı "bölücülüğü hedefleyen hertür- lü propaganda" bıçiminde daraltıldı Böylece, sadece ülkenın üniteryapısını bozma yolunda. bölücülük amacına yönelik propagandanın ce- zaı yaptırım altına alınması benimsendi. - 8. maddenin 1. fıkrasındakı fıillerin ışlen- mesi durumunda öngörülen 2 y ıldan 5 yıla ka- dar hapıs cezası. yeni öneri taslağında. 1 ila 3 yıl arasına çekıldi. Cezanın tabanı I yıla çekı- lerek. tecıl sınırlan içensine getirıldi. Ceza ve- rildiği takdirde mahkeme cezanın ınfazını de- ğil de ınfazedilmemesıkararınıdaverebilecek. Bu değışikhk ıle ceza şahsileştırılmış oldu. Dı- ğer bir dey işle. hâkım cezay ı çeknıesı gereken ile çekınenıesi gereken ki^iler arasında bır ay ı- rım yapabılecek. Ceza bazen uyan nıteliğinde olabilecek. Buamaçla cezanın tecili imkânı ge- tirilmiş oldu. - TMY'nın 8. maddesındeki tecil hükümle- ri. mevcut kanuna göre diKuncc suçlanna \e- nlen cezaları tecıl etnıe ımkânını önluyor \a- pılan değişiklik ıle tecıl olanağı mnındı Hâkım- leredebıray ıçerı>inde bütun mahkûmiyet dos- yalannı ınceleme gıbi bır yiikümlülük getıril- dı. Boyiece ^ureç hızlandırılmı^ oldu. - $u jnda duşünce MIÇU nedeniyle cezaev in- de olanlann durumu. bu taslağın TBVIM'den geçmesı halıııde ınahkemcleac ıncelenecek ve karar ona göre «enlecek. Değışikhklenn ger- çekleşmesı halındc mahkûmiyet almişolup da ılerıde cezaev ine gırecek olanlann durumu ye- ni cezalara adapte edılecek. Bu kapsama gi- renlerarasındacezalannıntecılı mümkünolan- lar varsa değişikliklerin kabulu ıle cezalarını te- cil ettırebılecekler. 193.S yılında rejı (Tekel) memuru Hilmi Bey'in oğlu olarak Antalya'da dünyaya geldı İlk. orta ve lisc öğrenımını hem okuyup hem de çalışarak bu kentte tamamladı 1953 yılında subay olmak için başvurduğu Heybeliada Denız Lısesınden kalp atışlanndakı ntm bozukluğu nedenıy le olumsuz kar^ılık alınca. hukuk okumaya karar verdı ve 1959 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nı bıtirdı 1960 yılında DP'ye karşı yürütülen toplumsal hareketlerın içinde yeraldı. |963'tc sıyası bılımler konusunda dokrorasını tamamladı i ^b3- 1965 yıllan arasında ABD Columbıa ve Berkley ünıversitelerınde doktora yaptı 1973te Antalya Mılletvekıli seçılmesınm ardından, 1974'te Ecevit hükümetınde Malıye Bakanlığı. I9"77yeyıne bcev ıt hükümetınde Encrjı ve Tabıı Kaynaklar Bakanlığı görev indc hulundu. Bu görev ı sırasında ATAŞ Rafınensı'nııı millıleştırılıııesi ve madenlerın dev letleştınlmesıne ılişkin yasa nedeniyle popülerıtesıni yukseltirken. Ecevit'le de yolları ayrılmaya başladı. \9" yılından ıtibarenCHP içinde ayrı bir grup olarak hareket etmeye başladı. 12 Eylül darbesinın ardından. önce Ordu Dıl Okulu'ndd «Ö7ctım altında tutuldu. daha Nonra 15 CHP ve AP'lıyle birlikte Zıneırbozan'a gotürüldü. 12 Eylül yönetimınin 5 yıl yasaklı futtuğu sıyasetçılerarasındaydı 198^^6 SHP'den Antalya Millervekılı olarak yeniden Meclıs'e girdi Erdal İnönü'nün genel başkanlığındakı SHP'de genel sekreter oldu. 3 kez İnönü'nün karşısına genel başkan adayı olarak çıktı. Partide adı "hizipçi"vc çıktı. Eylül 1990. Temmuz 1991 veŞubat 1992'dekiSHP kurultayiarında genel başkanlığa adaylığını koydıı. ancak İnönü'ye karşı kaybettı. 9 Eylül 1992 tanhinde yeniden açılan CHP'nin genel başkanlığına seçıldi. Baykal'ın genel başkanlığındaki ( HP. 19^)4 yılında yapılan yerel seçıınlerde yiizde 4.5 oy oranında kaldı. 18 Subat 1995 tanhinde CHP ve SHP'nin bırleşme kurultay ında. Hikmet Çetin'in genel başkanlığı üzerinde uzlaşmaya vanlması nedeniyle. aday olmadı. Ancak "kesin kazanacağı" gözüy le baktığı bu kurultay da. diğer aday Murat Karayalçın ve ekıbını ağır bır dille suçladı ve hesaplaşmay ı buyük kurultaya erteledi. Evli ve ıkı çocuk babası olan Baykal, İnaılizce bılivor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear