Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 8 JĞUSTOS 1995 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
TOBB'dan AB
tetısilciliği
• tNKARA(AA)-
Türuye Odalar ve Borsalar
Bir.ği (TOBB) Avrupa
Binği'nin (AB) başkenti
Brûsel'de temsılcilikler
açrak için harekete geçti.
T03B, Türk iş dünyasının
ABnezdindekj
faaiyetlerini organize
edoilmek amacıyla,
Brûcserde satın almayı
düşindüğü 5 katlı bir bina
île ş dünyasının AB
ataana destek verdi. Daha
öncs alınan karar
dotultusunda TOBB
yöıetimi, Brüksel'de beş
kaii bir hızmet binası satın
almaya karar verdi.
Brücsel'deki binanın
tapısu henüz alınmazken,
biıunın 35 milyon Belçika
Fraıgı'na satişı konusunda
muabakat sağlandı.
Havaş'tan
turizm acentesi
• İSTANBUL(AA)-
Ha\aalanlan Yer İşlet-
meieri AŞ (Havaş) aynı
isimle faalıyet verecek
olan turizm ve seyahat
acentesini hizmete açtı.
Ha\aş Genel Müdürü
Murat Öztürk, yaptığı
yaah açıklamada, Türk
turizmini destekleyici tüm
alanlarda şırket olarak
yatınmlannı sürdürecek-
tenni bildirdi, Müdür
Murat Öztürk, Havaş'ın
yakında kargo acentelik
hizmeti de sunmaya
başlayacağını belirtti.
Öztürk. Türk turizmine
hizmette kendilerinin de
bir payiannın olmasını
amaçladıklannı söyledi.
Özel tersaneler
bipleşti
•ANKARA(AA)-
Istanbul'daki özel tersane
sahıpleri özelleştirme
kapsamındaki Türkiye
Gemi Sanayii'ne ait
tersaneleri almak için
birleştiler. Öze! tersaneciler
bu amaçla Gemi Inşa
Sanayii AŞ adıyla 32
ortaklı bir şirket kurdular.
Şirketin serrnayesi 1 milyar
550 milyon lira düzeyınde
bulunuyor. Şirkette 30
ortak 50'şer milyon. iki
ortak da 25'er milyon
liralık pay aldı.
TMO yerine özel şirketlerin yüksek fiyata buğday alması, girdi maliyetlerini arttırdı
Ekmekfiyatmıtüccar yükselttiOZGUR LLUSOY
Girdi maliyetlerine bağlı olarak
ekmek fıyatlannın artmasına, Top-
rak Mahsulleri Ofisi (TMO) yeri-
ne. özel kuruluşlann daha yüksek
fiyatla piyasadan buğday toplama-
sının yol açtığı ileri sürülüyor. Bu
yıl piyasadan buğday alan özel ku-
ruluşlar arasında Alba-
raka Türk Özel Finans
Kurumu AŞ. gibi fi-
nans kuruluşlan da bu-
lunuyor.
TMO, özel kuruluş-
lara oranla çok az buğ-
day alabilirken, sektör-
le ilgısi olmayan fır-
malann buğday topla-
ması, buğdayın stokla-
nıp yüksek fiyattan sa-
tılacaği yorumlanna yol açıyor.
Albaraka Türk, yaptığı açıkla-
mada sistemin işleyişi gereğı stok-
lamanın mümkün olamayacağını
ileri sürdü. Bütün Türkiye'den 9
bin ton buğday alan Albaraka Türk
yetkilileri. şirketin bir finans kuru-
luşu olduğunu belirterek. müteşeb-
bislerin talepleri doğrultusunda
peşin fıyat ile üçüncü kişilerden
alım yapıldığı ve müteşebbise va-
deli olarak satıldığı ifade edildi.
Bu sistemde. malın depolanması
ve stoklanmasının mümkün olma-
yacağına yer verilen açıklamada.
"Kurumumuz çeşitJî yerlerde, bi-
rim fiyatı 7 bin 200 lira ile 9 bin 400
lira arasında değişen fıvadaria sa-
250 gram ekmeğin maliyeti
Işçilik, un, yakıt, maya, tuz:
Yüzde 10firmcıkân
Yüzde 20 bayi kân
Yüzde 8 KDV
Toplam
bn alnuş ve bu buğdaylan aynı an-
da değişik vadeli olmak üzere 8 bin
283 lira ile 11 bin 393 lira arasında
değişen fiyatiarta müşterilerinesat-
mıştır" dendı. Fınncılar Odası
Başkanı MustafaOzaydın ıse buğ-
dayın özel kuruluşlar tarafından
toplanmasını ele§tırerek, "Bugda-
yı TMO toplamalı ki, finncı\a ucuz
buğday vercbilsin, ekmek de ucu-
za saülabttsin" diye konuştu.
Bir çuval unun bir ayda yüzde
41 "lik zamla 600 bin liradan 976
bin liraya çıktığını vurgulayan
Özaydın, ekmek maliyetinin düş-
mesi için TMO'nun ucuz buğday
sağlaması gerektiğini belirtti.
Özaydın, şu anda belirlenen 9 bin
liralık satış fiyatının
maliyeti karşılamadı-
ğını ifade ederek, yap-
tıklan hesaplara göre
maliyetin 10 bin 151
lira olduğunu kaydetti.
BalıkesirTicaret Oda-
sı Başkanı Faruk Ku-
laBalıkesir'deTMO6
bin 350 liradan alım
yaparken serbest piya-
sada buğdayın 9 bin
ile 9 bin 500 liradan alıcı bulduğu-
na ışaret ederek, "Meslekle ilgisi
olmayanlar, galericiler gelip buğ-
day âltyor, üstelik Trakya'daki T-
MÖ depoiannı kiralay arak buğda-
yı burada stokJuyorlar" dcdi. Te-
İcirdağ Ticaret Borsası'ndan Ista-
tistik Memuru irfan Alkan, bu yıl
Tekırdag'da buğdavın kalıteli ol-
7121TL
712 TL
1566 TL
752 TL
10151 TL
Çorlu'da ekmek vurgımu
ERDALÖZCAN
ÇORLU - Trakya'da Tekırdağ
ılınin Çorlu ılçesınde 18 Ağustos
1995 tanhınden bu yana büyük bir
ekmek vurgunu yaşanıyor.
Tekırdağ ıl merkezınde 300
gram ekmek 7.500 TCden satılır-
ken Çorlu'daki fınncılar, Çorlu Tı-
caret ve Sanayi Odası'nın verdiği
resmı fıyat olan 300 gram ekme-
ğı 8.000TL yerine. 10.000 TL'ye
satıyorlar.
Çorlu Beledıyesı Zabıta Müdür-
lüğü ekıplen, Çorlu Ticaret \e Sa-
nayı Odası'nın verdiği resmı fıyat
olan 300 gram ekmeğin 8.000
TCden satılması gerektiğini fınn-
cılara resmen hatırlatmalanna kar-
şın fınncılar. beledıyenın ıkazını
hıçe sayarak 300 gram ekmegi
Çorlu'da açıkça 10.000.- TL'den
satmaya devam ediyorlar.
Tekirdağ il merkezi ile Çor-
lu'dakı fıyat farkı. ekmek başına
2.500 TL olarak bıliniyor.
Fınncıların resmı fiyat olan
8 000 TLden değil de 10.000
TL'den ekmek satmalan vurgun
olarak nıtelendınlıyor.
Ekmek başına 2.500 TL haksız
bir gelır elde edilıyor. Konuyu
hem Tekırdağ Valilığı ve hem de
Çorlu Belediye Başkanlığı bıldiğı
halde duruma seyırcı kalınması
üzüntüyle ızleniyor.
duğunu belırtırken, üninün çok az
bir kısmının TMO tarafından alın-
dığını söylüyor. TMO'nun ağus-
tos için 7 bin 150 lira fiyat belirle-
dığini ifade eden Alkan. "Oysa,
ağustosta özel kuruluşlann buğda-
ya biçtigi ilk rakam sekiz bin liray-
dL On bin liraya ahcı buldu buğday.
Buğdayın çoğu Konya, lzmir, Ada-
na'ya. Anadolu'va gitti" diyor.
Ağustos ayı içerısinde tescıli yapı-
lan buğday satışlanna göre. Tekir-
dağ yöresinde özel kuruluşlar 20
bin ton buğday alırken. TMO'nun
aldığı buğday, 1000 tonu bıle bul-
muvor.
Mahkeme masraflan, güvence altına almarak sigorta şirketleri tarafından karşılanacak
Hak aramaya 'sigorta güvencesi'
SİRKETLERPEN
•LUSSO AYDINLATMA
her türlü mimari, dekoratif,
yol ve sokak, projektör,
park ve yerleşim yerleri,
endüstriyel tesis, tiyatro ve
sahne, yat
aydınlatmalannda faaliyet
göstermek üzere kurularak
yerli imalatlann yanında
ithal ürünleriyle de hizmet
vermeyebaşladı.
•RENAULT-BENETTON
pilotu Micheal
Schumacher, Formula l'in
dokuzuncu ayağını
birincilikle bitirdi.
•BESAN BESİN Bereket
Konserve'nin markasını
satın aldı.
•LOFT bayiler toplantısı
Polat Renaissance
Oteli'nde yapıldı.
•KARSTADT mağazalar
zinciri, Cerrahpaşa
Hastanesi Çocuk Saglığı ve
Hastalıklan Nefroloji
Bilim Dalı Bölümü adına
bir bağış kampanyası
başlattı.
•PAMUKBANK Genel
Müdürlüğü'ne Orhan
Emirdağ getirildi.
•EMEK HAYAT
SİGORTA Genel
Müdürlüğü'ne Engin
Gihen atandı.
•VÎTRA karo seramik
reklamlan Kristal Elma
Başan Ödülü aldı.
•PEPSİ Club Pepsi-
Amerika kampanyasıyla
Amerika'ya gidecek
talihlıleri belirledi.
•MUBADO Italya'nm
mutfak konusundaki
devlerinden biri olan
Nicoloni'yi Türkiye'ye
getirdi.
•BAŞAK SİGORTA
Kozabirlik'in muhtelif
tesislerini bir yıl süre ile
güvence altına aldı.
•NOVELL DOS için
Quatro Pro 5.5'i piyasaya
çıkardı.
•NORDSTERN yapı
malzemeleri satan Götzen
Baumarkte'nin Merter'deki
alışveriş merkezini
güvence altına aldı.
•COMMERCIAL
UNION StGORTA
Ayamama Deresı'nin
taşması sonucu zarar gören
Sabah Gazetesi'ne 80
rnilyar liralık ödeme yaptı.
•İSVİÇRE SİGORTA
1995'inilkaltıayında 1.1
trilyonluk sigorta primi
üretti.
•AN KARA SİGORTA
sermayesini ikiye
lcatlayarak 200 milyar
liraya yükseltti.
Ekonomi Servisi - Sigorta şir-
ketleri, yoğun bir dava trafiğinın
yaşandığı Türkiye'de "hukuksal
koruma sigortası" adı altında yc-
ni bir sigorta türünü hizmete sok-
maya hazırlanıyor. Uygulamayla
hak arama ve hakkını savunma
imkânının kullanılmasında gerek-
li olan masraflar, sigorta güvence-
si altına alınarak sigorta şirketle-
ri tarafından karşılanacak.
Türk-Nippon Sigorta Hukuk
Servisi yetkililerinden avukat Şe-
nol KünL anayasada yer alan sos-
yal devlet ve hukuk devleti tanım-
lamalanndan yola çıkarak sigorta
şirketlerinin üstlendiğı bu göre-
vin, gerçekte devletin asli görevi
olduğunu vurguluyor. Ve sigorta
şirketlerinin de bu boşluğu gayet
iyi yakaladığını belirtiyor.
Türkiye Sigorta ve Reasürans
Şirketleri Birliği tarafından hazır-
lanan "Hukuksal Koruma Sigor-
tası Genel Şartlan^nda sigorta-
nın konusu şöyle tanımlanıyor:
"Bu sözleşme ilesigortacı, sigor-
talının, uyuşmazlıklann sulh yo-
luyla hallinde ve muhakeme usul-
lerindeki davalı. davacu müdahil.
zanİL, sanık. alacakh veya horçlu
gibi sıfatlanndan birine >cya hep-
sine bağlı olarak hukuksal çıkar-
lannın korunması için poliçcde be-
lirienen giderleri ve diğer edimle-
ri yüklenir."
Sektör yetkılilcrinin verdıkleri
bilgilere göre. hukuksal koruma
sigortası ilk aşamada motorlu
araçlara, sürücülere, taşınmaz
mallarla kişi ve ailelere hukuksal
koruma sağlayacak.
Ancak ek sözleşmeyle teminat
kapsamına dahil edılebilecek 12
madde var. Bu maddelerin çoğu ti-
caret hukuku kapsamına giriyor.
Bu yeni uygulamanın başanlı
olup olmayacağı ise sektör yetki-
lılerine göre tamamen zamana
bağlı.
Hukuk kesimi ıse olaya tem-
kinli yaklaşıyor. Ticari hukuk pro-
fesörü ve avukat Hayri Domaniç,
faydalıbirgirişimolacağını belir-
tiyor. Tasannın pek çok sakınca-
ya gebe olduğunu da vurgulayan
Uygulama hayata geçerse primini yaOran müşterinin mahkeme masrafi sigortadan karşılanacak.
Hayri Domaniç, "ÎVlasraf ödeme-
den dava açabilecek duruma gelen
sigortalılann gereksb yereda\ a aç-
maları ve davalann çoğaltılnıası.
yargının işkrinin artması nedeni
ile adaletin gecikmesine yol açabi-
lir. A\ ukatlık ücretleri çnk değişik
olduğundan, sigortalı ile sigorta
şirketi arasında anlaşmazlık çıka-
bilecek \e sigorta amacını kay-
bedecek. sistem tıkanabilecektir.
Dava ve sa\ unma masraflan sigor-
ta edilen kimsenin davada haksız
çıkması halinde. sigorta şirketleri
haklı olarak bu masraflan sigor-
talıdan isteyecek ve bu nedenle de
sigortalı ile sigorta şirketi arasında
davalar çıkahileccktir" dıyor.
DÜNYA EKONOMÎSİNE BAKIŞ / ERGINYILDIZOĞLIUO^
Üluslararası döviz
piyasalarının do-
lara ilişkin yaklaşı-
mı birkaç ay içinde tümü
ile tersine dönmüşe ben-
ziyor. Yılın ilk yarısında
"Dolardaha ne kadar dü-
şer" sorusu gündemi be-
lirliyordu. Son haftalarda
yatırımcıların kafasını
"Dolar daha ne kadar
yükselir" sorusu meşgul
etmeye başladı.
Dolardan tehdit
Geçen nisan ayı ortala-
nnda, dolar bir ara 80 ye-
nin altına düşer gibi oldu-
ğundaglobal bir mali kriz
tehlikesi oluştu. Birtaraf-
tan uluslararası rezerv
para olarak dolann gele-
ceği üzerinde kara bulut-
lar birikmeye başladı. Di-
ğer taraftan, dolar karşı-
sında paraları hızla de-
ğerlenen Japonya ye Al-
manya, ihracat gelirleri-
nin ve dünya pazannda
rekabet güçlerinin azal-
masına paralel olarak
tekrar bir resesyona düş-
me tehlikesi ile karşı kar-
şıya geldiler. Tehlike bu-
nunla da sınırlı değildi.
Japon bankasistemi, Ja-
pon ekonomisindeki
depresyonun etkisiyle
şiddetli bir çöküşün eşiği-
ne gelmişti. Bu durum,
Japon bankalarının ülke
içindeki 800 milyar dola-
ra ulaşan karşılıksız ala-
caklannın bilançolarda
yarattığı deliği kapatmak
için, uluslararası piyasa-
lardaki varlıklarını satma-
ya başlamasıyla her an
global bir mali krize dö-
nüşebilirdi. ABD yönetimi
giderek Japonya üzerin-
de dolar aracıhğıyla bas-
kı yaratrnanm kendi eko-
nomisini ve uluslararası
mali istikrarı tehdit ettiği-
ni, Japonya ve Alman-
ya'nın da baskılan ile ka-
bul etmeye başladı.
ABD'nin tutumu
ABD'nin tutumunu de-
ğiştirmeye başladığının
ilk güçlü ve inandıncı ışa-
reti, haziran ayının başın-
da 11 ülkenin merkez
bankalannın ABD önder-
liğinde piyasalara hiç
beklenmedik bir müda-
halede bulunarak toplam
olarak yaklaşık 5 milyar
dolar satın alması ile ken-
dini gösterdi. Ancak mü-
dahalenin ardından önce
hızla yükselir gibi olan do-
Doların Yönii Belli mi?lar, ABD ekonomisine iliş-
kin açıklanan rakamlann
etkisi ile o haftanın geri
kalan günlerinde tekrar
düştü. Piyasalar henüz
dolann yükselebılecegine
iknaolmuşdeğillerdı. 15-
17 haziranda Yedıler gru-
bunun Halifax toplantı-
sında "dolann gerileme-
sinin düzenli bir şekilde
tersine çevrilmesi" yö-
nünde bir karar çıkınca,
piyasalar bu kararı ciddi-
ye aldılar ve beklemeye
başladılar. 28 haziranda
ABD ve Japonya, otomo-
tiv sanayii ürünleri alanın-
da sürmekte olan ve her
iki ülkeyi de bir ticaret sa-
vaşının eşiğine getiren
anlaşmazlığı çözdüler.
Bu, ABD hükümetinin Ja-
ponya'yı baskı altına al-
mak için artık yeni değıl,
seltmeye kararlıydılar.
Dolar bir günde yene kar-
şı yüzde 4 deger kazana-
rak 98 yen ile psikolojik
olarak önemli olan 100
yen sınınnayaklaştı. Bun-
desbank'ın önce repo
oranını düşürmesi. sonra
da bu hafta faızleri bekle-
nenden çok daha yüksek
bir oranda düşürmesi ile
piyasalar artık dolann tü-
müyle yeni bir platoya
oturduğuna ikna oldular.
Daha düne kadar "Gün-
lük cirosu bir trilyon do-
lardan daha yüksek olan
döviz piyasalanna, hangi
merkez bankası dayanır"
diyen analistlerin sesi kı-
sılmış, ruh hali değışmış-
ti. Kimse, merkez banka-
lanna karşı oynamak iste-
miyordu. Şimdi artık bel-
lı başlı bankaların analist-
mekte olan uzun dönem-
li bir eğilimın tersine çev-
rildiği anlamına gelir mi?
Bu soruya olumlu cevap
vermek iki açıdan olduk-
ça zor.
Birincisi, bilindiği gibi
ABD Doları'nın yen ve
DM karşısında uzun dö-
nemli değer yitirmesinın
arkasında, ABD ekono-
mısınin yapısal sorunlan
var. ABD ekonomısinın
bütçe açığını fınanse et-
mek için her gün yaklaşık
400 milyon dolar satmak
zorunda (News Week,
28/08/94). Dünya ekono-
mısinde, ABD'ye yönelik
1980'lerdekine benzer
güçlü bir sermaye hare-
keti olmadığı için bu do-
larlar hızla emilemiyor. Di-
ğer bir deyişle dünya
ekonomısinde kronik bir
ı
diplomasiyi kullanma-
ya başladığına dair olu-
şan kanaati güçlendirdi.
Dolar, yavaş yavaş dalga-
lanarak yükselmeye baş-
ladı. Ancak bu yükselme-
nin kalıcı olduğu konu-
sunda hâlâciddi kuşkular
vardı.
Bu kuşkular, 15 ağus-
tosta tümüyle dağıldı. Yı-
ne hiç beklenmedik bir
anda ABD ve Japonya
merkez bankaları, piya-
saya girip dolar almaya
başladılar. Kısa zamanda
piyasalar, Avrupa'daki di-
ğer merkez bankalannın,
ama özellikle Bundes-
bank'ın bu operasyona
katılmasıyla olağanüstü
bir durumla karşı karşıya
olduklarını gördüler. Mer-
kez bankaları, doları yük-
leri, doların yıl sonuna ka-
dar 95-115 yen arasında
bir koridorda yükselme-
ye devam edeceğinı dü-
şünüyorlar (Internati-
onal Herald Tribune,
24/08/95.)
Dolar, 1985 yılında or-
talama 237 yen ve 2.94
DM düzeyindeydi. Sürek-
lı gerıleyerek 1994'te 100
yen ve 1.6 DM'nın altına
düştü. Şimdı 96 yen ve
1.4 DM düzeyınde sey-
retmesı ve belki de tekrar
100 yenin ve 1.5 DM üze-
rine çıkacak olması
1985'ten beri süregel-
dolar bolluğu var.
ikinci olarak, dolann
kısa dönemde yük-
selmesını frenleye-
cek olan bir serı etken
var. Bunlardan biri ABD
ekonomısinin yeterince
canlı olmaması. Geçen
hafta yayımlanan rakam-
lar dayanıklı tüketim mal-
larına ilişkin fabrika sipa-
rişlerinde beklenmedik
bir düşüş olduğunu gös-
terdi.
Bu FED'nin faizleri dü-
şürmesi olasılığını tekrar
gündeme getirdi. Diğer
taraftan Bundesbank'ın
beklenenden daha fazla
bir faiz ındirimine gitmiş
olması, Alman faizlerinın
artık uzun zaman düşme-
yeceğinı, belki de yükse-
lebileceğinı düşündürdü.
Bu ikisi birleşince, Bun-
desbank'ın faizleri indir-
mesıne, dolar önce yük-
selerek sonra da düşerek
cevap verdi. Doları tehdit
eden diğer bir etken de
Rusya, Meksika, Arjan-
f/ngibi piyasalarda görül-
meye başlanan risk artışı.
Bazı analistler yaşanabi-
lecek bir krizin yen, Al-
man Markı ve Isviçre
Frangı gibi sığınak para-
laradoğru kaçışı hızlandı-
rarak doları zayıflatabile-
ceğini düşünüyorlar (Fi-
nancial Times
(27/08/95).
Olumsuz etkiler
Son olarak dolann de-
ğerienmesinın ABD eko-
nomisi üzenndeki olum-
suz etkilerine de değın-
mek gerekir. Şu sırada
doların yükselmekte ol-
ması. yaklaşmakta olan
seçim ortamında Clinton
hukümetıne. faizleri dü-
şürme, ekonomıyi can-
landırma ve siyasi olarak
hassas bir konu olan Ja-
ponya karşısındaki tica-
ret açığını azaltma olana-
ğı veriyor. Ancak doların
yükselmesiyle bir nokta-
dan sonra dolar bölge-
sinde üreterek diğer böl-
gelerde satmak zorunda
kalan ve doların değer
kaybetmesinden büyük
ölçüde faydalanmış olan
IBM, Johnson&Johnson,
Kodak gibi çokuluslu şir-
ketlerin (The Business
Week 28/08/95) gelırleri
azalmaya başlayacaktır.
ABD ekonomisi, Japon-
ya ve Almanya kadar ih-
racata bağımlı değil, ama
durgunluktan çıkmak için
ihracat gelirlerine gerek-
sinimi var. Clinton yöneti-
minin yakın zaman kadar
ihracatı arttırmak için dö-
viz oranlannı silah olarak
kullandıkları hatırlanırsa
doların yen ve Alman
Markı karşında çok fazla
değerlenmesine izın ver-
meyecekleri düşünülebi-
lîr...
Özetle, uzun dönemli
yapısal etkenler saklı kal-
mak koşuluyla ABD eko-
nomısinin yavaşladığını
veya cari açığının arttığı-
nı gösteren her yeni ısta-
tistik ve ABD yatırımcıla-
rının etkın olduğu "gelış-
mekte olan" piyasalarda
yaşanacak her risk artışı,
dolann kısa dönemli yük-
selmesıni frenleyecektir.
Toplu konut
amaçlı arsa
ANKARA (AA) - Malıye
Bakanı tsmet Attila. çarpık
yapılaşmaya karşı Arsa Ofisı
Genel Müdürlüğü'nce konut
amaçlı arsa üretiminin devam
ettığini söyledi. Attila, 1995
yılı programı çerçevesinde
süren çalışmalar sonücu, çe-
şitli illerde üretılen 520 dekar
alanın eylül ayı sonuna kadar
satılacağını bildirdi. Attila.
Arsa Ofisi'nce 1995 yılı
programı çerçevesınde Di-
yarbakır. Istanbul. Kocaelı,
Ankara, Bursa, Afyon. Mani-
sa ve Tekirdağ ıllerinde hazi-
ran ve temmuz aylan içinde
117 milyar lira muhammen
bedelle satışa çıkanlan top-
lam 653 dekarlık alandan 625
dekannın 227.5 milyar liraya
satıldığını belirtti.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Karartarak Aydınlatmak
Reklamın. bir yönüyle "beyın yıkama" ya da koşullan-
dırma, öbür ybnuyle de "tanttım" ve buna dayalı olarak
"doğru seçım" aracı olduğu bilinir. Bu nedenle reklamla-
rın gerçeğe yakınlığı büyuk önem taşır.
Reklamların gerçeği yansıtmasını sağlayacak olan da
kamu yönetimidır. İyi de hukumet edenler yanlış reklam
yaparsa ne olur? Kamuoyu yanıltılır: yalana dayalı yanlış
göruşler yaygınlaşır, giderek egemen olur. Türkiye, pek
çok konuda olduğu gibi özelleştirme konusunda da bu siı-
reci yaşıyor.
TC Başbakanlık Özelleştirme idaresi Başkanlığı, Dün-
ya Bankası'nın da parasal katkısıyla Türkiye'de çok yo-
ğun bir "özelleştirme çok lyidır" kampanyası yürütüyor.
Reklam, "KIT sıstemının bugün yaklaşık 100 trilyon lı-
rayı bulan zarartarını bir kaynak olarak kabul edersek " var-
sayımıyla, bilmem ne kadar konut, okul, hastane vb. ya-
pılabileceğinı one suruyor ve "gelin özelleştirmeye sahip
çıkalım, daha tytyaşayalım", "...Eğıtım vesağlıkhızmetle-
ri için... kaynak aynlmasına destek olalım!" diyor ve eklı-
yor: "özelleştirme: Turkiye'nın aydınlık geleceğine geçiş
demektir." Bu sonuca götüren nedenler, adı geçen rek-
lamda şu sozlerie sıralanıyor: "Verımsızlık, yönetım zaaf-
lan, teknolojik genlik, aşın borçlanma..."
Bunca yanıltıcı kavramın neresıni düzelteceksınız?
Once, KlT'in süruklendığı yıkımın en başta gelen, bırin-
cil nedeni "yönetim yetersızlığidır." KITyonetimleri, yıllar-
dır "sıyasetçilerin çıkarlarının oyun alan" olarak kullanıl-
maktadır. Sonra. ulkeyı olduğu gıbı KlT'ı de borç batağı-
na surukleyenler özellikle 1980 sonrasının özelleştirmeci
hukumetlendir. KİT finansmanını sağlayan Devlet Yatırım
Bankası'nın bu ışlevinden uzaklaştırılması, hükümetler-
den kaynaklanan "görevzarahan" ve hükümetlenn özel-
leştirme amacıyla KlT'ı gudukleştirme çabalan aşın borç-
lanmanın ana nedenlerıdir. Bu konuda ılginç bırörnek Sü-
merbank'ın 1987'deyayımlanan birgenelgeyledevlet iha-
lelerıne girmesınin hukumet tarafından engellenmesıdır
(Özelleştirme surecınde özellikle Sumerbank'ın başına ge-
lenler için Prof. Dr. Cengiz Erol'un (ODTÜ) TEKSIF Sen-
dıkası Yayını olarak çıkan KIT'ler ve Özelleştirme Dosya-
sı
1
adlı çalışmasına bakılabılır).
Daha da önemlısı, eğıtım ve sağlığa bilinçli olarak ye-
terli butçe kaynağı ayırmayan. bu temel kamu hizmetleri-
nı giderek artan oranda "ozelleştıren" ve bu nedenle de
toplumsal dokuyu yıkım noktasınagetirenlerdeyineözel-
leştırmecilerden başkaları mıdır? Bir yönden eğıtım ve
sağlık hızmetlerını yalnızca çok parası olanların yararlan-
dığı bir duruma getırecek. giderek ozelleştireceksinız, öbur
yönden de topluma dönüp ozelleştinneye destek verin de
bu hizmetler daha iyi olsun dıyeceksınız. Ne denır?
Önde gelen sanayıleşmış ülkeler başta olmak uzere tek-
nolojı üretimıne öncelık veren hemen tüm ulkeler, bu işı
buyuk ölçude kamu kesımı elıyle duzenliyor. Turkiye'nın
benzer bir yaklaşımla teknolojik atılım yapmast için kimi
KlT'e dayalı bir politika geliştırmesı gerekirken KİT'İ tek-
nolojık gerılikle suçlamak, gerçek suçluları saklamaktan
başka bir anlam taşımaz
Özetle KlT'in gerilemesının gerçek suçluları yıllardır ül-
keyı yönetenlerdır. Bu nedenle "özelleştirme" uzerıne rek-
lamlarda soylediklerının, bir katılın oldurduğu kişinin ce-
naze törenine çağrı yapmasından hiçbır farkı yoktur.
Reklamın bir yanlışlığı daha var; soz konusu reklamla-
rın TV biçiminde arka planda bellı belırsız bir Atatürk go-
runtusü yer alıyor. Kamuoyunda gerçekten çok tartışma-
lı olmasına ve yüz bınlerın yaşamını doğrudan etkilemesı-
ne karşılık birçok boyutuyla yetennce irdelenmeyen özel-
leştirmeyi Atatürk'e dayandırma yaklaşımı da yanlıştır. Ya-
pılmak istenen, özelleştirme sonucu "ışlerini kaybetmek-
te" ya da "ücretlenazaltılmakta" olan ışçılerın ve aıleleri-
nın "Atatürk duşmanı" olmaları mıdır? Eğer Başbakanlık
özelleştırmecileri, reklamda belırttıklen gıbı kendi got\ış-
lerinin doğruluğuna çok guvenıyorlarsa bu "Atatürk tica-
retı" ne oluyor?
• • •
GeçmişteTürkiye Işçi Partisi'nı simgeJeyen "Selam Tur-
kiye'nın Aydınlık Geleceğine" sozlerini çalışanlann zara-
rına bir uygulama ıçın kullanmanın çelişkısıne ne demeli?
Geçen hafta Istanbul Sanayi Odası (İSO) her yıl yayımla-
dığı "Tûrkıye'nın 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırma-
sı, 1994'te "özel kesımin uretimden satışlannda reel ola-
rak yuzde 10.8 dolayında bırazalma", buna karşılık "ka-
mu kesimının üretımden satışlannda da yüzde ıkilik bir ar-
tış" olduğunu gosterıyor. Stok durumlan veri alınırsa bu
durum, kamu kesiminde üretimin arttığını, buna karşılık
özel kesımde üretım azahşı olduğunu kanrtlar.
Kesılmeyı bekleyen kurbanlık koyunlar ömeği yıllardır
özelleştirme beklemelerı, hukümetlerce yatırımlanna ızın
verılmemesi, kredı olanaklannın daraltılması, yönetim ve
çalışanlara ilişkin ağır sorunlan ve yıllardır bilinçle tekno-
lojik yenılenmeden uzak tutulmalan bile, sanayi yapısın-
da KlT'ı yok etmeye yetmiyor. Devletin özelleştirme ilanı-
nı, KİT yalanlıyor.
Asıl ılginç olan 1994'te "özel sermayenin üretımden ka-
çışı sürecinın" artmasıdır. Gerçekten de 1992'de özel bü-
yük sanayi kuruluşlannın "sanayi dışı" faaliyetlerınin ge-
lırlerınin, yani esas olarak yüksek faiz ve rant gelirlerinin,
toplam net vergı oncesı kârları içindeki payı yüzde 38.9,
1993'te de yuzde 40.7 dolayındaydı Faalıyet dışı gelirle-
rin toplam içindeki payı 1994'te yüzde 54.6'ya yukselmış
bulunuyor. Özetle, özel sermaye uretimden kaçıyor.
Bılınçsız bir özelleştirme ile gidılecek yolun, uretimsiz-
lik, ışsızlık, yoksulluk ve daha yüksek oranlı enflasyon ol-
duğu çok açıktır. Uretimden kaçarak gelişme sağlanamaz,
karartarak aydınlık yakalanamaz.
Türkiye'nin 24 soat haber veren
ilk ve tek radyo istasyonunda:
"Herkes onu dinliyor"
Hakan Çelik
Her sabah dünyayı radyoya taşıyor
Hur FM 92.5 trekansında "Bosıraia bugun*
programında Hakan Çelik. Pazar hariç Ker sabah
08.00 - 09 30 saatteri arasındo gazeteterı,
telefon bağlanlılan ve konuklanyla mıkrofon baştnda.
• Doho çok gazete ve tıobere ulaşmak
• Doha iyi Türkçe dinietnetı
- Daho geniş muzifc yeipazesincie gezınmek
- Doha çok dünya haberi duymok ve dünya
gazeteierine uiasmak
- Daha az zamandc, daba fazla oyrınîîyt
yakolomok
- Daha çok Söili demokrosi ve laik düzen
/c^-jndc b
;
r dünya görüşüre eve! d?yorsantz.
Siz de HCr FM'e ve Hakan Çefflc'e Kukık Verin
HurFl
Bekientiierinizi btliyoruz
uçokıyıol /^^irroc.ıcc" ^^'le^e^ - g ü j ^ i^târitçe 'cie v& cbıe"ı( iwbe
•yı -ıjzık Sbnr-ıasırnftdo clesınde jeyler se-EN EX3&U FRE^ANS 92 5
HAKRLEIb H.rrr>«' Gcza^j? ve Hıtf FM ın vun ve dö^yo çopıuda" ı g&r s haber
Hotta ıçfpjftergun 2d üaot bcvvnrafcabe' butfçoler ^yricalrofta icm gt'
-^ s
iadar yafSlt saa^e ^ ' baber
^ l (arfyD prograotı 'GundeiT,* "e- Z JiıariBS- <ad \9 "''• 2C
r
OlBM ^H ^ s ^ X
xşs e
«Vonomt dûoyasmdan «n1O2» höberier Ayrfto HIF FM <« AIUnba^^blHığfyls ^
j-. sooı 11.00 V» 15 OOde alım V» dovız hy**n.
|TJ TR*NKİH0'FM ve TNT WoH*nde Evoress ısbMiğiyfe hofta ^İ gûnleKfe 08 00 - 08 JÖ 09 00-
0« 30• 10,00'dc aksam •ootoıinâ*•* 17«>. T8 3 O « t«00'cfeavrmdl, tnrfık butanlen
Sızın setmiı, sizin rruzığıntz H u r F M 9 2 ^ : RAOYO
- HOnTfFT RADYO PKODUCT1ON Ml YAY1N A ^ ,
£«™. - Buyükdeıe Cqd 1Î/A 8026 3 Si;Vıston&ot . '
Tel ?32 21 21-22 / 230 54 15 Fotı 2JO 48 09 Haber Fob. «51 99 «9