Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
-14 AĞUSTOS 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYPA
EKONOMI
Şirket kurmaya
açdchk
• ANKARA Cumhuriyet
Bürosu - Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı ilgili yasada
yapılan değişiklikten sonra
şirket kuruluşlannın nasıl
yapılacağına açıklık getirdi.
Anonim ve limited
şirketlerde kullanılacak
ticaret unvanının, daha önce
herhangi bir sicil dairesi
tarafindan tescil edilmemiş
olması şartı aranacak. Söz
konusu tebliğle, daha önce
anonim şirketler için 5
milyar lira, limited şirketler
için de 500 miryon liraya
çıkanlan asgari sermaye
miktan yanında, taahhüt
edilen sermayesinin dörtte
birinin bankaya bloke
edilmesi ile anonim ve
limited şirketlerin
kuruluşuna ilişkin
dûzenlemelere açıklık
getirildi.
HamçeHk
üretimimle artış
• ANKARA (ANKA)-
Uzun ve yassı ürün
üretimindeki dengesizlik
nedeniyle acil yapısal
önlemler alınmasını isteyen
Türk demir-çelik sektörü,
yılın ilk yansında
gerçekleştirdiği 6.5 milyon
tonluk ûretimle, Türkiye'yi
en fazla ham çelik üreten
ülkeler sırasında onbeşinci
sıraya taşıdı. Demir-Çelik
Üreticileri Derneği'nden
edinilen verilere göre
Tûrkiye, ocak-haziran
döneminde tüm dünyada 66
ülke tarafindan
gerçekleştirilen 368.4
milyon tonluk ham çelik
ûretiminin yüzde 1.8'i
oranındaki 6 milyon 514 bin
tonunu gerçekleştirdi.
Güneydoğu'da
toplu konut satışi
• DİYARBAKIR (AA)-
Toplu Konut tdaresi
(TOK.1); Diyarbakır, Şirnak
ve Hakkâri'de yaptırdığı
toplam 1.480 konutun
satışına yann başlıyor. 15
gün satışta kalacak
konutlann, gerçek değerinin
yanm fiyatma satılacağı
bildirildi. TOKt yetkilileri,
bu illerdeki konut sorununu
çözmeye yönelik yaptınlan
konutlan "çağdaş ve
ekonomik" olarak
nitelendırerek, şunlan
söylediler: "Üç seçenek
halinde satişa çıkan
konutlann taksitleri, memur
maaşlan oranmda
arttınlacak."
GAP'ta rekor
pamuk üretimi
• ŞANLIURFA(AA)-
GAJP'ta sulu tanma açılan
Harran ile yeraltı suyuyla
sulanan Viranşehir
ovalannda pamuk
rekoltesinin bu yıl rekor
düzeyde, 350 bin ton
dolayında gerçekleşmesi
bekleniyor. Şanlıurfa Valisi
Ziyaeddin Akbulut, çok
yakan bir gelecekte
Türkiye'nin. dûnyada en
fazla pamuk üreten ülkesi
olacağmı söyledi. Akbulut,
yaptığı açıklamada, bu yıl
sulamaya ilk kez açılan
Harran, Şanlıurfa ovalannda
20 bin hektar alana, bir o
kadar da Akçakale,
Viranşehir ve Bozova'da
yeraltı sulan ile sulanan
alana pamuk ekimi
yapıldığını bildirdi.
Doğu'ya
yatıpım bankası
• ERZURUM(AA)-
Erzurum Ticaret ve Sanayi
Otfcsı Başkanı Lütfü
Yücelik, Dogu Anadolu
Bölgesi'nde bir "kalkınma
ve >annm bankası"
kunlmasını istedi.
Yücelik, yaptığı
açülamada, Doğu
Anjdolu Bölgesi'nde
yatnmcılann
deseklenmesinin şart
olcbğunu belirterek,
"Kırulacak kalkınma ve
yatnm bankası ile
böl|edeki yatınmcılar
deseklenebilir" dedi.
Yürelik, bölgedeki mali
kayıak sıkıntısının aşılması
içiı kurulması gereken
kakınma ve yatınm
baıkasınm esnaf, sanatkâr,
çifçi, sanayici ve
ihncatçıya düşûk maliyetli
krelı ımkânı
sa^iayabıleceğini anlattı.
DÜNY\
EKONOMİSİNE
BAKIŞ
ERGÎN
HLDIZOĞLU
Vizanmız, yılhk iznini
lcıüandığındaiL,
yaolanna bir siire ara
vvıniştir.
Siyasi kaygısı olmadığı için görevi bitince özel sektöre geçeceğini belirten ÖİB Başkanı Söylemez:
'Vicdahım rahat gideceğim'
ESRAYENER
ANKARA- Özelleşrirme ldaresi
Başkanı Ufiık Söyiemez, özelleştir-
me uygulamalannda kamuoyunun
desteğinin alındığını ve siyasi ka-
rarlılığın oluştuğunu belirterek,
"Uygulamalan hızla gerçekleştiri-
yoruz. Özel sektöre vicdanım rahat
gkteceğün" dedi. Söylemez, Ereğli
Demir-Çelik Fabrikasfnın (Erde-
mir) satışmın ekim ayı sonu veya
kasım ayı başında tamamlanacağı-
nı kaydederken, kurumun dış borç
ve programlanan yatınmlannın dev-
letle alacak firma arasında paylaşı-
labileceğini bildirdi. Geçen ay açı-
lan ihalesine teklif gelmeyen Pet-
las'ın, ûretim ve istihdam garantisi
verecek bir firmaya "bedava" veri-
lebileceğini de bildiren Söylemez,
Kore'deki bir lastik fabrikası ile Mil-
li Savunma Bakanlığı'na bu konu-
da bir mektup yazdığını kaydetti.
PTT'nin T'sinin satışı için danış-
manlık yapacak firmanın seçiminin
de eylül ayında tamamlanacağını
anlatan Söylemez, telekomünikas-
yon hizmetlerinin lisans satışının,
danışman firmanın görüşü ahnarak
gerçekles.tirileceğini bildirdi. Söy-
lemez, lisanslann bütün olarak da
satılabileceğini açıkladı.
Özelleştırme Idaresi Başkanı
Söylemez, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, özelleştirmenin ülkede
yapılacak mali reformlann temeli-
ni oluşturduğunu belirterek, toplu-
mun zarannın önlenebilmesi, ülke-
nin kalkınması için özelleştirmenin
şart olduğunu bildirdi.
Süt Endüstrisi Kurumu'nun
(SEK) satışının tamamlandığmı, Et
ve Balık Kurumu'nun (EBK) da bü-
yük bölûmünün özelleştirildiğini
anlatan Söylemez. ağustos ayında,
Sümerbank, KÜMAŞ ile Turban
otellerinin satılmasını hedefledikle-
rini, bu satışlardan 500 milyon do-
lara yakın gelirbeklediklerini bildir-
di.
Idarenın basın-yayın organlan,
televizyonlar ve tanıtım kitapçıkla-
nyla özelleştinne için büyük bir ta-
nıtım kampanyası başlattıklannı
keydeden Söylemez. özelleştirme-
nin yararlannı kamuoyuna anlata-
caklannı söyledi.
ERDEMIR'in satışının ekim so-
nu veya kasım başında tamamlan-
masını beklediklerini anlatan Söy-
lemez. "Kurumun borçlan için ya
özd sektör teminat getirecek ya da
borçlann bir kısımını üzerine ala-
cak" dedi. Erdemir'ınözelleştırme-
sinde, devletin onay ve veto yetki-
siniiçerenaltınhisse>Cban:p okıca-
ğını anlatan Söylemez, kurumun
borçlannı ile yatınmlannın bir kıs-
mının satıştan sonra da devlet tara-
findan üstlenileceğini doğruladı.
PETLAS için açılan ihaleye tek-
lif verilmediğini anlatan Söylemez,
kurumun Kırşehir için önemini vur-
gulayarak, "Fabrikayı kapatmak ve-
ya tasfiye etmek son çere" diye ko-
nuştu. Petlas'ın üretim ve istihdam
garantisi verecek bir fırmaya beda-
va verilebileceğini kaydeden Söy-
lemez, konuyla ilgili olarak Ko-
re'deki bir lastik fabrikası ile Milli
Savunma Bakanlığı'na mektup yaz-
dıklannı söyledi.
PTT'nin T'sinin özelleştirmede-
ki en önemli satış olduğunu vurgu-
layan Söylemez, kurumun hissele-
rinin satışında danışmanhk yapacak
firmanın seçiminin eylül ayı sonun-
da tamamlanacağını anlattı.
• Henüz üç aydır
özelleştirmenin başında
bulunan Ufiık
Söylemez, 'Özel
sektöre vicdanım
rahat gideceğim'
diyerek, Özelleştirme
Idaresi başkanlannm
görevden sonra özel
sektöre geçme
geleneğinin devam
edeceği işaretini de
şimdiden vermiş
oldu.
Danışmanhk ihalesi için belirle-
dikleri 6 firmanın isimlerini Dünya
Bankası'na gönderdiklerini anlatan
Söylemez. T'nin hizmetlerinin li-
sans hakkının satışı için de danış-
man firmayı beklediklerini söyledi.
Söylemez, eylül ayında cep telefo-
nunun lisans heizmetlerinin satışını
programladıklannı, bu satıştan 1
milyar dolara yakın gelir bekledik-
lerini söyledi.
PETKİM, rafineriler ve Petrol
Ofısi'nin özelleştirmesi için çalışıl-
dığını da anlatan Söylemez, "An-
cak bu kuruluşlann sauş işlemleri
1996 başında yapüacak"dıye konuş-
tu.
Söylemez, yılın ikinci yansı için
açıklanan 2.5 milyar dolarlık özel-
leştirme gelir hedefimn halen sür-
düğünü belinirken. cep telefonu ve
Erdemir'in satışından büyük gelir
beklediklerini kaydetti.
Gelir, kâr
eden
KİT'lerden
ANKARA
(Cumhurivet
Bürosu)- Özelleştirme
uygulamalannda
temmuz sonu itibanyla
sağlanan 3 miryar 138
milyon dolarlık gelirin
799 miryon dolan, kâr
eden kuruluşlann
temettülerinden oluştu.
Aynı dönem itibanyla
özelleştirme için 2
milyar 914 milyon
dolarlık harcama
yapıldı. Geçen ay soou
itibanyla,
özelleştirmedcn clde
edilen 3 milyar 138
milyon dolarlık gelirin
255 milyon 668 miryon
dolan bu yıl içinde
gerçekleşti. Bu dönem
itibanyla, KİT
satışlanndan 2 milyar
263 milyon dolarlık
gelir elde edildi.
Özelleştirme
uygulamalan için
geçen ay sonu itibanyla
yapılan toplam 2
miryar 914 milyon
dolarlık harcamanm
279 milyon dolan bu
yıl içinde gerçekleşti.
Et ithatine sorumhı araınyor• Hak-lş Konfederasyonu Genel Sekreteri Salim Uslu, et
ithalatınm gerekçesini teröre bağlayan Devlet Planlama
Teşkilatı (DPT) Müsteşan Necati Ozfırat'ı eleştirirken
"Et ithalatına PKJC bahanesi gösterilemez" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nüfu-
sunun önemli bir bölümü hayyancılıkla geçi-
nen Türkiye için et ithal edilmesine neden
olan gelişmelerden kimin sorumlu olduğuna
ilişkin tartışmalarkızıştı. Hak-lş Konfederas-
yonu Genel Sekreteri SaHm Uslu, et ithalatı-
nm gerekçesini teröre bağlayan Devlet Plan-
lama Teşkilatı (DPT) Müsteşan Necati Özfr-
rat'ı eleştirirken "Et ithalatına PKK bahane-
si gösterilemez. Bu kararlar, et lobisinin plan-
h bir vurgun politikastnın hayata geçirihnesin-
den başka bir şey değUdir*' dedi. Türkiye Zi-
raatçılar Derneğf(TZD) Başkanı İbrahim Yet-
kin, et için uygulanan hatalı politikalann di-
ğer tanm seİctörlerinde devam etmesi duru-
munda, yurttaşlann ekmeği de vitrinde sey-
reder duruma geleceklerini belirtirken ANAP
Genel Başkan Yardımcısı Üker Tuncay, et it-
hal edecek şırketlerin triryonlarca lira kazana-
caklanna dikkat çekti.
Hak-lş Konfederasyonu Eğitim Genel Sek-
reteri Salim Uslu, dün yaptığı yazılı açıklama-
da, DPT Müsteşan'nın "Şimdi ne yapahm
olan oldu, halkımız et yemesüı diyemeyiz, et it-
halaünın nedeni PKK terörüdür" sözlerini
anımsatarak şu görüşleri kaydetti: "Tûrki-
ye'de hayvancıbk potansiyeiinin yok ounasuun
nedenini PKK teröriine bağlayarak hükümet-
lerin >anlış hav>'ancılık politikalanndaki so-
rumluluğunu görmezlikten gelmek, kimseye
bir şey kazandırmaz."
Uslu, hükümetlerin son 10 yıldır "bilerek
ve isteyerek" uyguladıklan politikalar sonu-
cu, süt ve besi hayvancılığının yok olduğunu
ve Türkiye'nin et konusunda dışa bağımlı ha-
• Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Yetkin, et için
uygulanan hatalı politikalann diğer tanm sektörlerinde
devam etmesi durumunda, yurttaşlann ekmeği de
vitrinde seyreder duruma geleceklerini belirtti.
Hayvancıhğın bilerek ve isteyerek yok edildiği öne sürülüyor.
le geldiğini vurgulayarak "Törkiye'de besi
hay'vancıuğı sadece Güneydoğu'da degiL terö-
rün olmadığı bölgelerde de yapılmaktaydı.
Şimdi terörün olmadığı bölgelerde de besici-
lik kazanç kapısı ounaktan çıkmış, insanlar
kente göçe zorlanmışlardn-" dedi.
ANAP'tan vurgun suçlaması
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay
da dün düzenledeği basın toplantısında, et it-
halatıyla Güneydoğu halkının en önemli ge-
lir kaynağı olan hayvancıhğın gerileyeceğine
dikkat çekerek "Güneydoğu'da vatandaşın
ekmeğine mani olunarak terörün ekmeğine
yağ sürülecektir" dedi. Tuncay, et ithalinın
komediye dönüştüğünü bildırerek, "Turld-
ve'ye 50 bin ton üzerindeet gjrecektir. Yine mil-
yonlarca dolann üzerinde döviz gidecek ve et
ithal eden kurumlar. triryonlarca para kaza-
nacakür" diye konuştu.
Yetkin de son 20 yılda buğday üretiminde
kayda değer bir artış olmadığını, buna karşın
ülke nüfusunun yılda yüzde 2.5 oranında art-
tığını bildirdi. Yetkin, yapılan araştırmalar-
larda, bu durum değişmezse Türkiye'nin
2020 yılında buğday açığının 14 milyon tona
ulaşacağını kaydederek "Bu gidişe bir dur di-
yemezsek 2020 yılında Türkiye. Somali'nin
durumuna düşecek. İ stelik önümüzdeki yüz-
yüda buğda>ın tıpkı petrol gibi stratejik bir
ürün olacağmı düşünürsekkarşınuza ckJdi bir
bağımlılık sorunu çıkacak" dedi.
Marka'da
dünyaya
uyum
ANKARA Cumhuriyet Bürosu
-Türkiye, marka ve patent
konulannda, uluslararası
standartlan kabul etti.
Türkiye'nin, "Markalann
Tescili Amacıyla Mal ve
Hizmetlerin lluslararası
Sınıflandınlmasına İlişkin Nis
Anlaşması". "Markalann
ŞekiIÛ Elemanlannın
Uluslararası Sınıflandınlmasuıı
Tesis Eden \l>-ana Anlaşması"
ve "Uluslararası Patent
Sınıflandınlması ile İlgili
Strasbourg Anlaşması"na
katılımı, Bakanlar Kurulu
tarafindan kabul edildi.
Bakanlar Kurulu'nun söz
konusu anlaşmalara katılımla
ilgili kararlan Resmi Gazete'de
yayımlandı.
Söz konusu düzenlemeler,
Türkiyc'nin Avrupa ile
entegrasyona yönelik olarak
gerçekleştireceği hukuksal ve
kurumsal düzenlemeler
arasında yer alıyor ve gümrük
birliği öncesi bu anlaşmalara
katılım şartı bulunuyordu.
Türkiye bu kapsamda a>xıca,
yeni marka ve patent kanunlan
gerçekleştirecek, marka ve
patent konulanyla ilgili diğer
uluslararası anlaşmalara da
katılacak.
KONUK
YAZAR Buğday-ekmek olayı...
1950-196O'h yıllarda Adana, Antalya
ve Ege ovalannda buğday ekimi yapıl-
mazdı. Yapılan ekim çiftçinin kendi ge-
reksinimi içindi. Sonraki yıllarda, bu böl-
gelerin iklimine uygun tohumlar geliştiril-
di, hububat ekimi teşvik edildi. Anadolu
toprakJannda yüz yıllardır dekar başına
ortalama 200 kg kadar alınan buğday,
Güney'de ve Ege'de ortalama 500 kg ka-
dar çıktı. Çiftçi, daha kârlı bulduğu için
topraklannın büyük kısmını arpa ve buğ-
daya ayırmaya başladı.
Adına, halk tarafindan 'deste krtlığı'
denilen ve mayıs ve haziran aylanndaki
buğday boşluğunu dokjuran Güney ve
Ege ovalarının buğdayı, bu yıla kadar
'deste krthğı'nı hissettirmemişti. Birkaç
kez, kaliteli buğ-
day katkısı için
ofisçe ve bazı özel
firmalarca ithal
edilen buğday dı-
şında Türkiye buğ-
daysız kalmamış,
stoklu olmuş, hat-
ta Rusya'dan ayn-
lıp yeni devletler
kuran soydaşlan-
mıza buğday sat-
mış ya da hediye
olarak vermişti...
Şimdi gelelim
bu yılın 'buğday ve ekmek olayı'na!
Önce şunu belirtmek gerekiyor: Yur-
dumuzda hububatın rekoltesini, biçer-
döverler tarlaya girmeden tahmin etmek
olası değildir. Havadan ve yerden baka-
rak ona buna sorarak rekolte tahmini ya-
pılamaz. Çünkü, iklim koşullan (yağmur,
yağmursuzluk, erken gelen sıcaklar ve
buğdayı başakta kavuran rüzgâriar, ba-
şakta gelen yağışlar ve hasere...) son an-
da her şeyi değiştirebilir. ışte bu yıl du-
rum, biraz da böyle oldu. Yağmur zaman-
sız oldu. Sıcak oldu, ama zamansız oldu.
Buğday tam başakta iken bazı bölgeler-
de günlerce esen yel taneyi kuruttu,_ bi-
çileceği zaman yagan yağmurlar da buğ-
Birkaç kez,
kaliteli
buğday
katkısı için
ofisçe ve
bazı özel
firmalarca
ithal edilen buğday dışında Türkiye
buğdaysız kalmamış, stoklu olmuş,
hatta buğday satmıştı.
dayın ekmek olma özelliğini bozdu. Sü-
ne olayı da üstüne tuz biber ekti... Şimdi
Türkiye'de buğday harmanı bitmiştir. El-
de edilen ürün neyse odur. Ama bunu
tahmin etmek olası değildir. TMO, yanlış
politikası nedeniyle buğday alamamıştır.
Buğday krtlığı dedikodusu ve basmın tah-
riki ve Adana, Antalya, Ege'de buğday re-
koltesinin (biraz iklim koşullan, biraz pa-
muk ekimine dönüş yapma nedeniyle)
düşük çıkması, geçen yıl bağday fıyatı-
nın yüzde yüz artması, ilk günlerde buğ-
daya hücuma neden olmuştur. Stoklar-
dan vurgun bekleyen, buğdayla hiç ilgi-
si olmayan, hiçbiryıl benzeri görülmeyen
alışverişlere tanık olunmuştur. Koynuna
milyarian koyan Gaziantepli, Kayserili,
Malatyalılar, Ege ovalannda buğday al-
maya ve oraya buraya kamyonlârla sevk
etmeye başlamış-
tır. Durumu gören
çiftçi. "Buişte bir
işvar, buğday 20
bin lira olacak!.."
diye, ancak ihtiya-
cı kadar buğdayı
satılığa çıkarmış.
ofis fiyatının çok
üstünde fiyatlar
istemiş ve bunda
büyük ölçüde is-
tediği rakamlara
ulaşmıştır. Bu ver-
gisiz, algısız, yeni
tip (!) alıcılar karşısında gerçek ihtiyaç sa-
hibi ortaya çıkamamıştır.
Fabrika sahipleri, tüccarlar da 'doldu-
ruşa gelerek!' ofısin vermiş olduğu or-
talama 7000 TL'lik (geçen yıla göre yüz-
de yüzden fazla) fiyatın artık hiçbir geçer-
liliği kalmadığını görerek ama biraz daha
dikkatlice buğday alımına girmişlerdir.
Haziran ayı sonlannda Ege dolaylanndan
bir kilo bile buğday almak, bulmak müm-
kün olmamıştır. (O günlerde 'buğday
yok' diyen çiftçi, şimdi tanıdığı alıcılara
telefon açıp, elindeki buğdayı satmak is-
tediğini söylemektedir..) Bu parantez,
Türkiye'de bu yıl buğdayın ne duruma
getirildiğinin en acı ve gerçek ömeğidir.
Aradan iki ay geçmeden, bir ara 11 bin
liraya kadar yükseltilen buğday, ithal de-
dikodulan da ağır basınca, stokçunun
parası tükenince, değirmenci elini buğ-
daydan çekince, ağır ağır düşmeye, en
azından yükselişten kurtulmaya başla-
mıştır. Güney ve Ege'nin boşîuğundan
doğan buğday paniğini yaratanlann bir
kısmı, sanınz zarar görmeye başlamışlar-
dır. Sanınz, bir daha bilmedikleri işe bu-
aınlannı sokmayacaklardır! Şu anda İç
Anadolu Bölgesi'nin buğdayı ile tüm yö-
relerin buğdaylan, stoklann da az az çö-
zülmeye başlamasıyla paniği önlemiştir.
En azından, (buğday rekoltesi düşük bi-
le olsa) 20 bin liralık vurgun düşlerini boz-
muştur.
Ama bunlar yurdumuzun buğday, un
ve ekmekteki rahatsızlıklan gerçekleri bi-
raz daha deşme-
nin, biraz daha bu
çok önemli konu-
ya biriıkte eğilme-
nin gündemde ol-
duğunu göster-
mektedir.
1-TMO, bu yıl
isteseydi buğday
alabilırdi. Destek-
leme fiyatını, gü-
nün koşullanna
uydurup, ofis fiya-
tını esnektutabilir-
di. Bunu yapsaydı iyi olurdu da yetmez-
di. Çiftçi, yıllardır buğdayından kesilen
vergilerden ve üstüne geçen yıl getirilen
zoaınlu Bağ-Kur kesintilerinden dolayı
ne ofise, ne de değirmenciye ve dürüst
tüccara mecbur olmadıkça buğday ve
arpa vermemektedir. Çiftçiye, yüzde 1 'lik
Bağ- Kur kesintisi için müstahsil fişinin al-
tına, yasa gereği alınması gereken bilgi
için başvurulduğunda (baba adı, doğum
yeri ve tarihi gibi) buğdayını satmaktan
vazgeçip, vergisiz 'temiz' adını koyduk-
ları berduşlara ve ne olduğu bellı olma-
yan tüccarlara ürününü vermektedir. Ya-
salar bu kesinti zoaınlulukları sebebiyle,
kuzuyu kurda boğdurmakta ve haksız re-
kabetle, adaletsiz bir alış-verişe fırsat ver-
Bilinmelidir
ki Türkiye'de
ne kadar il,
ne kadar ilçe,
ne kadar
kasaba varsa,
o kadar
ekmek gramajı ve o kadar ekmek
fiyatı vardır. Bu ilkelliktir, bundan
çıkmak, hemen çıkmak gerekir.
mekte, aynı ülkede 'iki devlet'varlığı şüp-
hesıni yaratmaktadır.
Buğdaydan yüzde 8'lik KDV yüzde 1 'e
düşürülmekle çok iyi edilmiştir.
Uç beş trilyon uğruna, on misli trilyo-
nun kaçtığı, bu stopaj ve Bağ-Kur kesin-
tilerinden köylü ve alıcı kurtanlmalıdır. On
gün önce, gerekçesiyle. başbakan tara-
findan ilan edilen un ve ekmekteki yüz-
de 1 'lik KDV kararnamesi hemen çıkma-
lıdır. Bekliyoruz... Çok önemlidir.
Fınncılann, serbest piyasadan alınan
buğdaydan imal edilen ve piyasada ser-
best fiyatlaria satılan undan elde ettikle-
ri ekmeğe gramaj ve fiyat koşulu kaldınl-
malı, ekmek fiyatlan serbest bırakılmalı-
dır. Fınncı esnaf elinde faturalarla beledi-
ye ve esnaf dernekleri önünde iki büklüm
gezdirilmelıdir. Büyük fınnların küçükleri
ezmeleri önlen-
melidir. Fınncı,
bakkallara yüzde
20'ye kadar varan
iskonto vermek-
ten kurtanlmalıdır.
Buğday, un ve
ekmek konusu,
bilenlerin de katı-
lacağı geniş kap-
samlı oturumlarla,
kanun yapıcıları-
na, bürokratlara,
ilgililere yeniden
tüm gerçekleriyle ve çıplaklığıyla anlatıl-
malı, tartışılmalı ve artık her yıl aynı sıkın-
tılann vetuzaklann ilkelliğinden belli esas
kurallann ve düzenlemelerin huzur ve ra-
hatı içinde yürümelidir.
Bilinmelidir ki Türkiye'de ne kadar il, ne
kadar ilçe, ne kadar kasaba varsa, o ka-
dar ekmek gramajı ve o kadar ekmek fi-
yatı vardır. Bu ilkelliktir, bu kahkahadır,
bu rezaJettir. Bundan çıkmak, hemen çık-
mak gerekir.
Ben bu konuyu 40 yıldır yaşıyor ve bi-
liyorum; bunu bilen ve doğruyu olduğu
gibi söyleyecek üç beş kişiyi de biliyo-
rum, lütfen çağırsınlar ve sorsunlar. An-
latalım, bakınız o zaman her şey ne ka-
dar dogru, haklı, verimli ve güzel olacak!
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
"Gerçeği, YalnızGerçeği..."
Doğru bilgi, her zaman değerliydi; günümüzde de
değeri, anlayan için gıderek yükseliyor.
Ekonomik ve toplumsal düzen ve ilişkiler yalnız ve
ancak doğru bilgi ile sağlıklı işler. Nrtelikleri ne olur-
sa olsun tüm ekonomik kararların geçerliliği, dayah-
dıklan doğru bilgıyle orantılıdır. Kuşkusuz ulusal eko-
nomi poKtikası kararlan için de aynı kural geçerlidir.
Ekonomik verilerle uğraşanların çok iyi bildiği gibi
Türkiye'de doğru bilgi alma olanaklan birtürlü düzel-
miyor, iyileşmiyor. Bunun değişik nedenlerı var.
Önce, 12 Eylül sonrasında yapıldığı gibi ekonomi-
ye ilişkin kimi sayısal verilerin açtklanması, belli nite-
likteki yöneticilerin hoşuna gitmiyor, yayın yasakları
konuluyor. Örneğin 1980'li yıllarda Sosyal Sigortalâr
Kurumu'nun yayımlamakta olduğu sigortalı işçi üc-
ret verilerinin ek olarak da Devlet istatistik Enstitu-
sü'nün hayvan sayılarının ve dışsatım-dışalım fiyat-
lan oranlarının yayımlanması yasaklanmıştı. 1980'li
yıllann sonlanna doğru bunların yayımlanması yolu-
na gidilmekle birlikte aradakı yıllara ilişkin kesinti dü-
zeftilemedi. Ek olarak da veri derleme yöntemlerinin
değiştirilmesi sonucu, bu serıleri önceki yıllann verf-
leriyle sağlıklı bir biçimde karşılaştırma olanağı d ^
kalmıyor. •
Sonra kimi verilerin kapsamı ve niteliği değiştirrtf-
yor. Bunu da birörnekle belirtehm, 1980'li yıllann so-
nuna dek gerek Merkez Bankası, gerekse öbür ban-
kalann kredileri ekonominin alt sektörlerıne göre ya-
yımlanıyor, örneğin tanm, sanayi, inşaat ya da tica|-
rete verilen kredileri izleme olanağı bulunuyordu.
199O'lı yıllarda Merkez Bankası ve öbür banka krej-
dileri, artık sektörlere dağılımlarına göre değil, kredi
verilen kurumlara göre düzenleniyor. Böyle olunca d£
kredi serilerinin yıllara göre değışimini karşılaştırma-
lı çözümleme olanağı kalmıyor. ;
Son günlerde yukarıdaki eksiklere yenileri ekleni-
yor. Önce, nüfus öngörüleri, daha doğrusu nüfus mik-
tannın kestırimı yöntemleri değiştirihyor, ülkenin niJİ-
fus artışı oranının yeni yöntemle daha düşük çıkaca-
ğı düşünülüyor. Geçenlerde buna yeni bir yaklaşırn
daha eklendi, toptan eşya ve tüketici fıyat endeksle-
ri, sırasrylaTEF ve TÜF, bundan sonra "1994'ü temty
alan" yeni bir seri ile üretilecektir. Oysa geçen aylar-
da ulusal geliri sabit fiyatlara dönüştürmede 1993'p
temel alan bir yaklaşım izlenmekteydi. ı
Genel nüfus öngörülerinde olduğu gibi fiyatlanfi
saptanmasında kullanılacak teknikler, biçim ve içe-
rik yaklaşımlan, izlediğimiz kadarıyla, ne kullanıcılaf-
ra ne de gene) kamuoyuna açıklanmış değildir. Bu aı>
layışın "bilgi edinme hakkını" zedelemesi bir yana,
belirsizlik nedeniyle sağlıklı bir değeriendirme yapma
olanağı bulunmuyor. Ancak ulusal gelir, nüfus ve enf-
lasyon gibi toplumsal ve ekonomik durumun bu "an&
göstergelerinin" kapsam ve ıçerik yönünden bu öl-
çüde sık değiştirilmesi, verilere olan güveni azaltıyor;
daha doğrusu sayısal göstergelerin gerçeği yansıt-
ma derecesi soru işaretinin içinde kalıyor. ,
• • • !;
Ekonomiye ilişkin doğru veri elde etme yeni bir sd-
run değildir. Sovyetler Birliği dağılmadan önce bu ül-
kenin ekonomisine ilişkin en doğru sayıları ABD'ntn
ünlü casusluk örgütü CIA'nın derlediği kanısı yaygırv
dı. CIA, Sovyetler Birliği'nin dağılmasını öngöreme-
diyse de ekonomik casuslukta başarılı olduğu görü-
şü egemendi. Geçenlerde, tam da CIA Başkanı'nın
ülkemize geldiği günlerde dış başında bu örgütün
"ekonomik casusluğa" yöneldiği haberi yer aJdı. H^-
berde, ekonomik casusluğun Fransa örneği bir yarfâ
"başanyla" yaptığını, özellikle Japonya ve Alman-
ya'nın teknoloji politikaları ve ticaret stratejileri konu-
lannda çok olumlu hizmetler yapmaya başladığını
yazıyordu. [
Yalnız bir sorun çıkmış, CIA, uluslararası ortaklık-
Ijann ne kadar ulusal, daha doğrusu ABD ortaklığı ol-
duğu konusunda güçlüklerle karşılaşıyormuş.
• • •
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafindan hazır-
latılan son Güneydoğu Raporu üzerine koparılan fıf-
tınanın önemli bir boyutu da ekonomik ve toplumsal
yapıya ilişkin "güvenilirveri" üretimindeki yetersizlik-
lerdir. ;
Ülkeyi yönetenler, yıllardır yerii kurumları güçlendi-
recek yerde "özelleştirmeden eğitime", "otoyol ya-
pımından sağlığa" dek hemen her konuda yabancj-
lann raportarına başvurmayı yeğlemektedirier. YerR-
ye güvensizliğin bu ölçüde egemen kılındığı bir or-
tamda, serbestçe tartışma olanağı da doğal olarak
kalmıyor. Yapılması gereken ekonomik ve toplumsal
yapının açık-seçik bir biçimde sağlıklı, güvenilir sa-
yısal verilere geçmesidir. Çözümler de tartışmalar da
yalnız ve ancak buradan başlar. Bu yapılmazsa, şim-
dilerde olduğu gibi kör dövüşü sürer, gider.
Otomotivde dev
ortaklık bozuldu
• Çukurova Grubu'nun şirketleri,
otomobil üretimi için Peugeot ve Citroen'le
oluşturduklan "Peugeot Citroen Çukurova
Otomotiv AŞ"'deki hisselerini devretti.
ANKARA (A\KA)-
Otomotivde. Çukurova
Grubu'nun Fransız
Peugeot ve Citroen'le
oluşturduğu ortaklık
bozuldu. Çukurova
Grubu'nun hisselerini
devrederek ortaklıktan
aynlması sonucu, şirket
üretimden vazgeçri ve
adını da değiştirdi.
"Peugeot Citroen
Çukurova Otomotiv AŞ"
adıyla Istanbul'da kurulan
şirkette Çukurova İthalat
ve Ihracat AŞ ile Endüstri
Holding AŞ hisselerinin
tümünü Automobiles
Peugeot AŞ'ye devretti
Şirketin bir diğer yerli
ortağı Ersanlı Sınai Zirai
Cihazlar Ticaret ve Sanayi
AŞ'de hisselerinin büyük
bir bölümünü aynı şirkete
sattı.
Ersanlı aynca,
hisselerinin birer adedini
üç yerli ortağa sattı.
Devirlerden sonra.
Çukurova ithalat İhracat
AŞ, şirketle ilgisi
kalmadığını belirterek.
unvanının şirket adından
çıkanlmasını istedi.
Çukurova ile birlikte
Automobiles Citroen'in
aynı yöndeki talebi de
kabul edildi. Böylece,
şirketin adı "Peugeot
Otomotiv AŞ" olarak
değıştirildi. Devirler
sonrasında şirketin
faaliyet alanı da
değıştirildi. Kuruluşunda
otomobil ve yan sanayiinfe
yönelik montaj ve üretimi
faaliyetinde bulunacağını
belirtilen şirketin. bundaç
böyle yalnızca toptan .
ticaretle, ithalat ve '
ihracatla uğraşacağı \
bildinldi. Şırketm altı i
kişiden oluşan yönetim •
kurulunda Mehmet [
Demirpençe ile F.S.
Gücüm'ün istifalan kabul
edilırken. yerlerine atam4
yapılmadı. _ j