14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 1995 PERŞEMBE 2 * % OLAYLAR VE GORUŞLER Sevrös ÇELİKGÜLERSOY ^ ^ ^ ^ ^ eçenlerde Cumhurbaş- f ^ kanı Demirel ayn-ayn m _^^ kabul ettığı gazetecı I T j gruplanna, son derece ^ L I net bır bıçımde açıkladı ^ ^ ı ı-™ "Batı, Sevr'ı amaçlı- yor1 " tlk kez en üst dûzey Turkıye yetkı- lısının bu kadar açıkhkla dıle getırdığı durumun son derece onemlı olması ge- rek Ancak, "Batı" deyımının neyi kapsa- dığı anlaşılamıyor Avnıpa nu, ABD mi, her ikisi mi? Bu da çok onemlı Çunku Turkıye'nın ıçınde bulunduğu coğrafyanın, ekono- mık olarak Avrupa ya bağımlı olsa da polıtık ve ozellıkle stratejık olarak ABD etkı alanında kaldığına daır. ortada bır- çok belırtı var 0 yuzden Sevres planının yaşama geç- me şansı bu nokta ıle bınncı derecede ıl- gılı Yakın bır gelecekte Cumhurbaşka- nımızın ışın bu onemlı kısmına da açık- lık getırmesını beklemek hakkımızdır Ozellıkle, geçenkı demecmın. ABD da- yanağı ve desteğı ıle bağlantısına da, bır netlık gelmış olur Ben bu yazımda, tanhe gondermeler yaparak, Avrupa polıtıkasının -yanı ser- mayesının- şu Sevres planı ıle bağlantı- sına, yeni bir yorum getırmek ıstenm Sevres, Pans'ın bır banlıyo kasabası 1 Cıhan Savaşı bıttığınde, Almanya ıle onun gereksız yandaşı Osmanlı Devle- tı'ne. burada çok ağır koşullar empoze edıldı Ama ılgınctır, Almanya taksıme uğramadığı halde, Osmanlı'nın son yur- du olan Anadolu bıle, börek tepsısı gıbı doğrandı Fakat, bunun ozel sebebı var- dı Bu kasabanın adı yakın tanhımızde o yuzden uğursuz bır ısım olarak yerleş- tı Bızım çocukJuğumuzda mıllı bayram gunlennde caddeler üştune asılan bez ku- şaklarda, "Sevres = Ölum, Lausanne = Hayat!" yazardı Ama eğıtıcı bununla ye- tınmez, bır Fransız kasabasının neden do- layı bızım ıçın olumu. bır ls\ ıçre şehn- nın ıse nıçın, yaşamı sımgeledığını, an- latırdı Yazgıda, Fransız kasabasının bu yaşı- mızda tekrar önümüze çıkması varmış Şımdı ılk belırtmek ıstedığım ve bugüne kadar Türk okuyucumuza \enlenden farklı bır bakış açısı getıren husus, Sevres'ın. "uzun bir sıirecin son istasvo- nu"* olduğudur Sureç. 1400'lerılebaşlayanvetam500 yıldevamedenbırolguıdı Osmanlı'nın Batı'ya yonelık seferlen Sevres, onakar- şı, 1700'lerden başlayarak Avrupa'nın sı- lah, asken güç \e ekonomı alanında sağ- ladığı ustunluklerle başlattığı karşı hare- ketin. 200 yıl sonra ulaştığı "terminus" oldu Bu son ıstas>onu değerlendırme konusunda, bızım nesıl, yanı Cumhun- yette gözunu açıp yetışmışler ıçın bıle, benım bakış açım, bıraz yadırgatıcı gele- bılır Bunun sebebı şu Cumhunyet eğıtımının 30'lu yıllarda- kı çızgısı. Osmanlı yayılmacılığına pek sıcak bakmayan bır eğılımdeydı Ata- tûrk'un. fetıh akınlarıçın •'yüzyıllarsur- müş maceracüık ve serkeşlik" yollu ka- tegonk tanımlaması, eğıtıme bıraz yu- muşatılmış olarak, ama aynı felsefe ıle, yansımaktaydı Kutsallık, tam bır karşı koyuş ve olum-kahm kavgası olan Ça- nakkale Savunması'na ve ıstıklal Sava- şı'na venlırdı lnonu "restorasjomTnun 1940'larda havayı değıştırmeye başladığı, tanhsel bır gerçektır O > ıllann tutulan bır şarkı- sı, "Karadeniz", "Barbaros'un torunla- nnın, o sulardan duşmanlan kovmasını" genç zıhınierde yankılatıyordu 1950 dö- nemecınden sonra, her şey gıbı. tanhe bakış açısı da kökten değıştı Osmanlı seçkını aılelennden gelme mılletvekılle- nnı on plana çıkaran yenı yönetım, onla- ra padışah turbelennı açtınrken, ders kı- laplan da futuhat övgüleri ıle dolmaya başladı Artık Yahya Kemal. Balkan şe- hırlennde çocukluğunun geçtığı yıllar- da. ecdadı gıbı "her yılşimatedoğru akın- lar" ozlemının "bağrından yankılandı- ğmı'" manzumeleştınyordu Tanhçıler de, Osmanlı savaşlannın hepsını kutsallaştırdılar Bır hanım sul- tanla evlı olan t.H. Danişmend, bu vadı- deokadarılen gıttı kı, Fatih'ın Rodos'un zaptına yolladığı donanmanın karacı ku- mandamnın, yakında duşecek Ada'da ge- leneksel 'yağma'yı ve 'talan'ı yasakla- ması uzenne, askenn şevkmın kınldığı- nı ve saldınlan yavaşlatmalan uzenne, duşmanın, hepsını denıze dökmesını, do- vunerek anlatır ve "gereksiz yere cimri- likederTkomutana. lanetleryağdınr Da- nışmend'e göre. Italvan çızmesıne anı çı- kışımız dahı, alkışlanacak atılımlardı Yahya Kemal'ın de "Çıktı Otranto'ya pür-velveleAhmet Paşa!" dıye yuceleştır- dığı, hesapsız kıtapsız ltalya saldınsı Batı ıse, Balkan yavılmalannı bıle haz- metmemış ıken, zorla Musluman edılmış frenk çocuğu GedikAhmet'ın pür-velve- le Otranto'yu basması ıle tam dehşete duşmuştu Avrupa'yı, tanh boyunca "mazlum" bır konuma oturtmak, benım tezımın ıçınde yer alamaz Çunku pek az ulke, geçmışınde. sutten çıkrruş kaşıktır Avru- pa, daha ortaçağda, zengın Yakın Do- ğu'yu yağmalama ıştahını duymuştu Merkantılızm çağı, tıcan sömurme ıhtı- yaçlannı. endustnyı başlatan 19 yy ıse, hammadde v e ürün satışı zorunluluklan- nı gundeme getırmıştı Bunlann hepsı, Avnıpa'nıneksilerhanesineyazılıdır Fa- kat Batı'nın bu gozle baktığı Doğu'dan tam tersıne, Osmanlı kılıcı ıle sıstematık olarak yayılma dalgalannın gelmesı, Vı- yana kapılanna kadar her yenn haraca, yıllık vergıye bağlanması, Avrupa'yı bu "Osmanlı mesetesıne" kesın bir çozum getırmeye ıtelemıştır Bunu demek ıstı- yorum Heretkı,bırtepkıgetınr Heleet- kı, süreklılık kazanır ve her vatandaşın kadenne hukmetmeye başlar ıse' 20 yy Turk Cumhunv etı ınsanının, bu fütuhatı, Gedık Ahmet aklı ıle değıl, Ro- nesans'ın ve Fransız ıhtılahnın getırdığı kavramlar, vatan sevgısı ve modern fel- sefe ıle ozumsenmış bır anlayışla yorum- laması. zorunludur Ozellıkle de kendısı- nı ıstılaya uğramış ulkeler halkının ye- nne koyarak olaya bakması, baş koşul- dur Tarlada tanmı ıle kentlerde sanatlan ve tıcaretı ıle meşgulken, Osmanlı bas- kını ıle bır anda evınden, ışınden ve oz- gurluğûnden olup, gemılere doldurulmak ve zıncırlere bağlanıp Dersaadet'e nak- ledılerek, Kasımpaşa da tersaneye forsa- lığa atılmak, ya da Nur"u Osmanıye esir pazannda bir at gibi dişine bakılarak sa- tılnıak. hıç hoş olmasa gerektı Baü, bu istilalann cevabını, uzun bır sureçte verdı Son noktayı, Sevres'de koymak ıstedı Koydu demıyorum, ıstedı dıyorum Çunku bılındığı gıbı, Batı da zulme gıttı, Turk'ün 1000 yıllık ana yurdunu bolmeye kalktı ve karşısına, beklemedı- ğı bır Mustafa Kemal mucızesı çıktı 1995 Turku'nun. bır de şunu düşunmesı gerek 1920 Sevres'i, bir cev-apü. 1995'te Sevres, ne demek oluvor ve neye davanı- vor? 1950'den bu yana sıstematık olarak borçlandınlmış olan Turkıye hukûmet- lennın gafletınden başka, hangı hak ve hangı gerekçe bugun, Sevres utanmaz- lığını gundeme getınr9 ARADABIR Prof. Dr. SAHtR ERMAN Burası Tiirkiye... Gunumuzde en çok tartışılan konunun Terorle Mu- cadele Kanunu'nun unlu 8 maddesının kaldırılması olduğu ve tartışmalann bu madde etrafında yoğun- laştığı bılınmektedır Öyle zannedılmektedır kı, bu madde kaldırılırsa "demokratıkleşme" dıye anılan sureç tamamlanmış, Turk ınsanı, Fikret'ın dedığı gı- bı "fikn hur, vıcdanı hur, ırfanı hur" kışılığe nıhayet ka- vuşabılmış olacaktır Bundan bır sure once Istanbul Hukuk Fakulte- sı'nde tertıplenen bır sempozyumda açıkladığımız gıbı, bu maddenın kaldırılması şarttır, fakat ış bunun- la brtmemekte, laıkhğın temınatı olan vıcdan ozgur- luğunu kostekleyen ve çoğunluğun dını ınançlanna aykın duşuncelerı açıklamayı ve bu ınançları tenkıt et- meyı suç sayan Turk Ceza Kanunu'nun 175 mad- desını de ılga etmek, hatta Terorle Mucadele Kanu- nu'nu butunu ıle kaldırmak gerekmektedır Bu fikıriere karşı çıkanların ılen surduklen başlıca rtırazın "Eeee Burası Turkıye" dıye başlayıp "Tur- kıye'nın şartlan bu gıbı hukumlerın getınlmesını ge- rektınr" sozlenyle devam ettığı de bılınmektedır Evet, doğrudur, burası Turkıye, yanı ozgurluklerın kısıtlan- dığı bır ulkedır Evet, doğrudur, burası Turkıye, yanı dın adına soylenenlerın doğru olmadığını belırtenle- nn yakıldığı, çoğunluğun dını ınançlarından farklı bır şekılde yaşayanların kahvehanelerde gupegunduz kurşunlandığı bır ulkedır Evet, burası Turkıye'dır ve burada ancak Bakanlar Kurulu'nca ulkeye sokulma- sı yasaklanmamış olan kıtaplan okumak olanaklıdır Çunku krtap tufekten de sunguden de tehlıkelı sayı- lır Burası Turkıye'dır ve adam kaldırmak veya oldur- mek serbesttır ve ınsanlar cezaevlerınde dahı oldu- rulmektedır Burası Turkıye'dır, burada ınsanlar suç teşkıl etmeyen fiıllerden dolayı tutuklanırlar, buna kar- şılık herkesın gozu onunde suç ışleyenler ne hıkmet- se daıma meçhul kalırlar Evet, burası Turkıye'dır ve ısteyen ıstedığı kışının ozel hayatına gırmek, onun yal- nız kalmak, kımseyle göruşmemek hakkını çığne- mek ozgurluğunu kendınde bulur Ve ışte boyle bır ulkede doğmuş olan kımse, bu alın yazısını, bu kotu kaden değıştırmek olanağını bulamaz Boyle bır kadere boyun eğmek, Turkıye'de yaşa- yan kışının de çağdaş uygarlık duzeyıne ulaşmış dı- ğer ınsanlar kadar ozgur başı dık ve onuriu bır yaşa- ma layık olduğunu gormek, kara çarşaflara burunup erkeğın beş aclım gerısınde yurumek zılletıne katlan- mamak, kole olarak yaşamamak ve yaşatmamak ıs- teyenler, kuşkusuz kı Terorle Mucadele Kanunu'nun ve ozellıkle 8 maddesının kaldınlmasını ısteyecek- lerdır Buna karşılık bu aşağılatıcı yaşam bıçımını sı- yasal ya da dınsel, fakat her halde kışısel çıkarları ıçın sürdurmek ısteyenler daıma Turkıye'nın şartlanndan ve dının dogmalanndan soz edecekler ve 8 madde- nın şu veya bu bıçımde devamından yana olacaklar- dır Şurasını da vurgulamak ısterız kı, bu maddenın kaldınlması herhangı bır boşluk yaratacak değıldır ve bu nedenledır kı 8 madde kaldmlmakla beraber Ce- za Kanunu'na bazı eklemeler yapıp korkulan boşlu- ğu doldurmak gıbı bır "hıle-ı şerıye"ye sapmanın, böylece bır elle venlenı otekı elle gerı alarak doğulu bır kurnazlığa başvurmanın hem anlamı yoktur hem de boyle bır kandırmaca ıle Turkıye'de demokratık- leşmenın yapıldığına ınanılacağını sanmak çocukça olur, unlu 8 madde esasen bır fazlahk, sırtımıza bın- dınlen bır kamburdur Bu maddenın kaldırılması sa- dece luzumsuz ve ulkemız ıçın bır ayıp sayılması ge- reken bu kamburu kaldıracak, bıraz daha dık yurü- memızı sağlayacaktır Ve tekrar edelım, Turk ınsanı çağdaş uygarlığa ulaşmış ulkelerde yaşayan hem- cınslerı kadar ozgur olmaya layık bır ınsandır Ninnilerle, masallarla... Av. FİKRET tLKİZ 1 3 Ocak 1994'te Cumhurbaşkanı Sö- leyman Demirel, Basın Kanunu v e Te- rorle Mucadele Yasası'nın 6 ve 8 , Turk Ceza Kanunu'nun 149, 158 ve 159 maddelen gereğınce 1990-1993 yıllannı kapsayan dönemde, 4693 ha- zırlık soruşturması yapıldığını soyluyordu Açı- lan davalarda 1352 mahkûmıyet karan venlmış. 1083 sanık beraat etmış, 1534 dava ıse devam edı- >ordu Devlet Guvenlık Mahkemelen'nın 1994 yılında devam eden dava savısı 6091'dı Terörle Mucadele Yasası'nın unlü 6, 7 ve 8 maddelen- ne aykınlıktan açılan dava sayısı 1649 olmuştu Hangı yontem, maksat ve duşünceyle olursa ol- sun Turkıye Cumhunyetı devletının ulkesı ve mıl- letıyle bolunmez bütunluğunu bozmayı hedef alan yazılı ve sözlu açıklamalan propaganda sa- yan 8 maddeye aykınlıktan açılan dava sayısı ıse 1190'dı Sanık sayısı ıse 4298, tutuklu sanık sa- yısı ıse 64'tu Adalet Komısyonu Başkanı Yalçın Öğfitcan, TMK hakkındakı tartışmalar devam ederken 1994 yılı Kasım ayında rakamlan boyle venyordu Terorle Mucadele Kanunu'na muhalefetten yargılanan yazı yazanlann, "terörist" sayılacağı- nı kımse beklemıyordu Yasa, hukuka, demokra- tık hak ve özgurlüklere uygun olarak, hatta tero- run onlenmesı ıçın çıkanlıyor ımajı venlıyordu 25 Kasım 1991 tanhlı 49 hukümet ve yıne 50 hukümet programında "demokratikleşme n nın mutlaka gerçekleşeceğı sozu venldı Ama ne ul- ke "demokratik" bır ortama kavuşuyor ne de *de- mokratık bir toplum duzeni" yaratacaklannı va- at eden vekıller sozlennı tutuyordu 1995 yılında Turkıve, bılım adamlannı, yazar- lannı. gazetecı ve aydınlannı, duşuncelennı açık- ladıklan ıçın yargılavan, cezalarveren bırulke ha- hne geldı Hükumet, 23 3 1995 tanhlı "uygula- ma programına" şunlan yazdı "Her şejden on- ce üİkemizdedüşüncenin sağhkb bir biçimde oluş- masınuı ve özgiirce ifade edilmesinin önündeki anavasal ve > asal engellerin kaldınlmasını, insan- lara duvdugumuz savgının ve demokrasive olan bağldığımızın vazgeçılmez bir gereği savıvoruz." Verdığı sozu tutmakla > ukumlu olan hukümet, herkesın ıfade ettığı gıbı "demokrasi ayıbına son vermek" ıçın hıç olmazsa Terorle Mucadele Ya- sası'nın 8 maddesını derhal kaldırmalıdır Bu- nunla sorun sona ermıyor Terorle Mucadele Ka- nunu'nun tamamı kaldınlmalıdır Geç olmadan "demokratik toplum dtizeni" yaratmanın yolu açılmalıdır Teroru yasa ıle onlemek veya her sorunu yasa yaparak çozmek doğru değıldır TMK, Devlet Guvenlık Mahkemelen ıçın çok onemlı bır yuk- tur Kaldınlması gereken DGM'lerdekı bu yuk, yargıyı yıpratmaktır Sorunlara sorun katmakta- dır Çunku sıyasal ıktıdar, çozemedığı toplumsal ve sıyasal sorunlann tumunu yargıva aktarmak- tadır En buyuk yanılgı budur Çağımız. "demokrasi ve insan haklan" çağıdır Bugörûş, sıyasıler ıçın kocabır valan vurttaşla- ra "ninnilerle so>lenen" masaldır Turkıye'de "hangi vontem, maksat ve düşün- cevie olursa obun" şeklındekı 8 maddeye gore yazılan her satırdan, soylenen her sozden, dev le- tın ülkesı ve mıllehn bolunmez bütünluğu aley- hme propaganda yapıldığı sonucunu çıkarabıhr- sınız Bu sonucu çıkaracak savcılar ve bunlardan mahkûmıyet karan verebılecek mahkemeler her zaman bulabılırsınız Bır yanda ıletışım ozgürlü- ğune, yanı halkın bılgı edınme hak ve ozgurlu- ğûne saygılı olduğunu ıddıa eden sıyasal ıktıdar, dığer yanda duşuncelennı soyledıgı ve yazdığı ıçın cezaevlenne atılan aydınlar ve gazetecıler TMK'nın 8 maddesını savunan mantık, asla demokrasıye ınanmış bır mantık değıldır Bu çıf- te standarttır ve ülke ınsanlanna guvenmemek ve onlan aldatmaktır Demokratıkleşmeyı 8 madde ıle sınırlamayın Yasanın tumunun veya 8 maddenın ortadan kalkması halınde hıçbır boşluk doğmaz Aksıne bır demokrası ayıbına son venlmış olur Turk Ce- za Kanunu'ndakı 311 maddeye bu maddeyı ta- şımaya hıç gerek yoktur Sıyaseten başka formul uretemıyorsanız boyle yapın Ama hukukla ve demokrasıyle oynamayın Asıl onemlı olan, de- mokratık hukuk devletı ılkelennı ıçımıze sındı- rebılmektır Cesaretlı olunmadan ıfade ozgurlü- ğu onundekı engeller kaidınlamaz Cesaret, yurt- taşlara güvenle başlar Kotuyuortadan kaldınyo- rum dıyerek aynı mantığı Ceza Kanunu'na taşı- yıp ıyı olduğunu ıddıa etmek ozgurluk vaat eden- lenn "ninnüerte sriylcdtğr masaldır Asıl sorun, ıletışım hak ve ozgurluklen onundekı tum sınır- lamalann gozden geçınlerek ortadan kaldınlma- sını ıstemek ve bunu cesaretle gerçekleştırmek- tır Bu ulkenın yurttaşlan, aydınlan ve gazetecı- len, bılım adamlan, kendılenne hapıshane yolu- nu açanlardan daha çok ülkelennı sevıyor De- mokratıkleşmeyı tartışmayın, demokratıkleşme- >ı gerçekleştınn Turkıye'yı yan açık cezaevı ol- maktan kurtann Cıddı olun Kafalannızda yarattığınız cezaevı duvarlannı yıkm Korkmayın, altında kalmazsımz Yurttaş- lanmız özgurlüklere ve çağdaş olan her şeye la- yıktır Demokratık toplum duzenı hepımıze la- zım Hatta mılletvekıllığınden ıstıfa etmek ıste- yenlere bıle Vekıller sozlennı tutmalı. msanlan aldatmak- tan ve kandırmaktan vazgeçmelıdır Yoksa ya- kında, kıtapta bölucüluk var deyıp bu kıtabı oku- duğu ıddıasıyla kor bır vatandaşı ve onu dınleyen bır yurttaşın sağır olduğuna bakmadan duyduk- lannı ve İcıtaptakı fıkırlen başkalanna anlatan dılsızı bırlıkte suçlayıp "bölüculukpropagandası yaptriar" kabul ederek yargılayan ulke olacağız Bu gemi ne yöne gidecek?u gemi ne yöne gidecek' sorusunun vanıtını vermek ıçın, once kaptanın kım olacağına bakmak gerekır Şüphesız Turkıye'nm gelecegını belırleyecek olanlar bugünku gençlerdır Günumuz gençlen Turkıye'yı ne yone goturebılırler9 Atatiirk'un ınşa ettıklenne bınalar mı ekleyecekler, onlan yıkacaklar mı9 Yoksa 2000'lenn Ataturk'u çıkıp, her yen kısa zamanda ornek model halıne mı geürecek'' Turk tanhı bır Atarürk'e sahıp olduğu ıçın zaten çok şanslıdır Lmıtlenmızı mucızelere bağlamak venne, bu çok yonlu ınsanı örnek alarak kendımızı ve ulkemızı gelıştırmeye calışmak daha mantıklıdır Ulkemızın geleceğını, koylusu-kentlısı okumuşu- okumamışı, tum gençler bırlıkte belırleyecekler Ama bu gençlenn ıçınde kendılennden en çok şey beklenen grup unıversıte oğrencılendır Yakında unıversıtede oku> acak olan oğrencıler. şu anda lısede okuyan ve lıseden mezun durumundakı öğrencılerden farklı kımseler değıldır Yalnızca bu gençlenn ıçınden, uç buçuk saatlık bır sınavla seçılmış olanlandır Şu anda lıse oğrencılen ne durumdadır 9 Ilk ve ortaokullarda okuyan öğrencılenn fıkırlen her gun değışır Sabahlan oğretmenlennın anlattıklanna katılırken, akşamlan evdekı buyuklennden etkılenırler Telev ızyon ve gazeteler de bu değışken ortamın tamamlayıcılandır Lıse oğrenımıne başlayan oğrencıler, ılk »ıralar bu değışkenlığı aynı şekılde yaşarlar Ancak, lısenın son sınıflanna gelen oğrencıler yavaş yavaş kendılennı bulurlar Karakter, duşünce ve huylan değışmekle bırlıkte, artık ne yone gıdeceklen bellı olmuştur Hâlâ hayat goruşlennı kazanmamış oğrencıler de vardır. fakat onlar gerçek hayata gecıkmelı olarak başlarlar Lıse çağı, beyınlenn olgunlaştığı çağ olduğu ıçın gençlenn kafalannı esır almak ıçın en uygun çağdır Şu anda da bır çok genç beyın çeşıtlı fikır ve kımseler tarafından esır alınmış durumdadır Onlar, sebep ve sonuçlannı mantık çerçevesınde düşünmeden, kendılenne doğru bıldınlmış şeylere ınarurlar Bu bıldın çoğu zaman annelen, babaları. akrabalan. öğretmenlen va da gûvendıklen buyuklen tarafından venlır Duşüncelen yonetılen gençler kadar kötu durumda olan bır grup genç de, kendılennden başka hıç kımseyı umursamayanlardır Onlar ıçın gorev, gelecek, ıdeal, yurt gıbı sorumluluklar anlamsızdır Gunlük eğlenceler ıçın yaşarlar Bu durumda olmalannın sebebı, yakmlanndan, ıhtıyaç duyduklan ılgıyı gorememelen ya da * gûvendıklen kışıler tarafından hayal kınklığına uğratılmış olmalandır tyıleştınlmelen. yukandakılerden daha kolay olanlar da. kendılennı çevrelennden soyutlayıp valnızca ders çalışanlardır Kısır bır dongu ıçınde ders çalı^ır. sınavlara gırerler Ama hıç değılse uykulan dığerlennden daha hafıftır Bır kaç seslenme ıle uyanabılırler Sayılan çok olmamakla bırlıkte, hem derslenne çalışan hem çevresıyle ılgılenen hem de fıkır ve prensıplennın temellennı atan gençler de vardır Kuşkusuz unıversıte öğrenımı görecek öğrencılenn ıçınde boş sıralarda yer almak onlann hakkıdır LHkemızde uygulanan unıversıte sınavı nasıl bır olçudur0 "Parlak, temiz bir un tanesi, elekteki bu- damlacık suvia ıslanarak arkadaşlanndan avnlmak zorunda kaurken. ınce bır çop parçası elekteki delikten aşağı sıvnkh." I5te tüm öğrencılenn ılkokuİdan ıtıbaren korku ve merakla bekledıklen unıversıte sınavının en kotu ozellığı bu Bılmesı gerekenlen bılen. duşüncelennı sağlam temeller uzenne kuran, çevTesınde olup bıtenlerden haberdar olan gençler uç buçuk saatlık sınavda heyecan moral bozukluğu gıbı geçıcı nedenlerle elenebılırken. kafasını kısa zaman surecı ıçınde ezber ıle dolduran oğrencıler başanlı olabılmekte Bu noktada ış vıne büyüklenmıze duşuyor Bu azınlıktakı gençlenn kendılennı tanımalan, gelıştırmelen ve kanıtlamalan ıçın gereklı olan alanlara (kulturel, eğıtsel ve sanatsal) önem vermelen gerekır Benım, bulunduğum yaş ve konumda elımden gelen en ıyı şey çevremde gözledıklenmı kaleme dokmek Bu gemının rotasmı belırlemek ıse buyüklenmızın v ıcdamna kalıyor Damla Doğan ÖSYS adayı PENCERE Batı Uygarlığmın Ürünü: HiflerL Hitler'ın ozyaşamını anlatan kıtaplarda, dıktatorun Georges Sorel, Nietzsche, Schopenhauer1 ! oku- yarak yetıştığı anlatılır, 'tarıhın en buyük kasabı' c?.- hıl bır kışı mıydı? YukanAvusturya'dadoğduğunagore yalnızViya- na valslerını duyarak buyumedı, Beethoven'den Wagner'e en azından kulak dolgunluğu vardı, Go- ethe ve Schiller'ı anadılınden okuyabılıyordu, Avru- pa'nın gobeğınde doğmuş ve buyumuştu Sozun kısası, tarıhın en buyuk soykırımının başak- toru tam bır Avrupalıdır Pekı, nasıl oluyor da bır canavar, Alman halkını pe- şınden surukleyebılıyor^ • Bınncı Dunya Savaşı, yeryuzunu paylaşım savaşı- dır, 'galıpler' Almanya'ya Versaılles, Osmanlı'ya Sev- res antlaşmalarını ımzalattılar Turkıye, Sevres Antlaşması'nı yırtarak tanhın çop tenekesıne attı Boyun eğmedık. Bızım Kurtuluş Savaşımız, Bınncı Dunya Savaşı'nın Anadolu'da devamı sayılabılır yenıkduşenlerarasın- da yalnız Turkıye dırenebılmıştır, Mustafa Kemal'ın 'olağanüstuluğu'ne kım ne dıyebılır1 Versaılles Antlaşması, Sevres kadar ağır değıldı, yı- ne de Almanya, Avrupa'dakı topraklarından bolum- ler yıtınyor, somurgelennı elden çıkarıyor, altından kalkamayacağı ağır cezalara çarptırılıyordu Bır hal- kın boyle bır cezayı kaldırabılmesı kolay değıldı, ama kazananların hırsı ağır basmış, paylaşım savaşının sonuçları 'Ikıncı Dunya Savaşı 'nın tohumlarını dun- yaya serpmıştı • Alman, kaldırımda ızmarıt toplarken kazananlar keyıf çatıyordu Alman halkı, çığnenen onurunu yukseltecek, aç mıdesını dolduracak bır Hıtler'ı sabırsızlıkla beklıyor- du Hıtler, başlangıçta bır ulusal halk kahramanı gıbı yukselıp yıldızlaştı Yalnız Alman halkının ozlemlen uzenne mı yukse- lıyordu Alman Şansolyesı'? Somurge ımparatorlu- ğu uzerıne oturmuş Ingıltere'nın, Fransa'nın ve yan- daşlarının kurdukları 'dunya duzenı' Hıtler'ı turetme- dı mı'' Kapıtalızmın ıç çelışkılen, emperyalızmın acı- masız koşullan, somurgecılığın gerçeklen gozardı edılerek Hıtler'ı açıklamak olanağı var mı? Avrupa uygarlığı, Hıtler gıbı bır canavarı, Goet- he'nın ulkesınde yarattı • Immanuel Kant 'Aydınlanma Devnmı 'nın baba- sıdır, ancak Almanya, 'Reform 'un anayurdu olmak- la bırlıkte, 'Aydınlanma'yı tam anlamındayaşayama- dan 'Romantızm'\n alacalı duygulanna suruklendı, 'ınsan ruhu' kımı zaman aklın ışığına bır şal ortebılır Faust, olağanustu guç hırsıyla benlığını şeytana teslım etmemış mıydı? Alman halkının Adolf Hitler'ın ırkçılığı peşınde su- ruklenerek Yahudı soykırımını gerçekleştıren nazız- me ruhunu teslım etmesının temelınde, Avrupa uy- garlığmın otekı yuzunu goruyoruz Gerçekte Batı'nın aydınlan, bılım adamlan, devlet adamları bu yuzden ınsanlığın onunde dız çokerek bağışlanmayı dıleme- lıdırler Avrupa'nın hor gorduğu 'şark despotızmı'nden Hıtler gıbı bır Drakula hıçbır zaman çıkmadı, Fatıh Kanunnamesı'ne dayanarak kardeşlerını boğduran Osmanlı padışahı ne Goethe'yı bılıyordu ne Beetho- ven'ı dınlemıştı • Ikıncı Dunya Savaşı'nın sona ermesının 50'ncı yı- lı kutlamalarında, Anadolu aydınının soyleyeceğı bır şeyler olmalı Bız bu pıs savaşın dışında kaldık, Kemalıst Turkı- ye'nın barışçılığını Inönü lıdeıiığınde tarıhe yazdık Ne mutlu bıze 1 T.C. İLAN OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 1994 6 KararNo 1994 1118 Davacı Alı Kurt tarafından davalılar Bayram Yıldınm ve Erdal Yıldınm aleyhıne açılan tazmınat davasının ya- pılan yargılaması sonunda Davanın kısmen kabulüne 70 725 000 - TL tazmına- tın dava tanhınden ıtıbaren yasal faızı ıle bırlıkte davalı- lardan muştereken ve muteselsılen tahsılı ıle davacıya venlmesıne, davacının mermer ıle ılgılı fazlaya ılışkm ta- lebının reddıne 8 12 1994 tarıhınde karar venlmış, ven- len bu karar dav alılardan Bay ram ve Erdal Yıldınm'a da- ha oncekı belırtılen adresıne teblığe gondenlmış, muha- taplar adreste bulunamadıklarından ve tanıyan da olma- dığından teblıgat bıla teblığ mahkememıze ıade edıldı- ğınden ılanen teblıgıne karar verılmıştır Davalılar Bayram ve Erdal \ ıldınm mahkememızce venlen yukanda numarası belırtılen karara bır ıtırazınız varsa ılan tanhınden ıtıbaren 15 gunluk sure ıçensınde bırdılekçe ıle mahkememıze basvurmanız aksı takdırde temyız hakkınızdan vazgeçmış sayılacağınız karar yen- ne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur Basın 19536 ŞIK ŞIK ARÇELİK... Anındai Arçelik'te çok şık var. Biri de hemen teslim! Arçelik'lerden istediğinizin peşinatını ödüyor, hemen alıp gidiyorsunuz! Ayrıca, müzik setleri, klimalar ve bisikletler peşin fiyahna taksitle! 1600 Arçelik Yetkili Satıcısı'nda Şık Şık Arçelik'ler sizi bekliyor!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear