25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 NİSAN 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER DYP'de gözJer per'e çevriMi • ANKARA (ANKA)- Başbakan Tansu Çiller'in ABD'den dönüşü ile birhkte gözler kabinenin DYP kanadmda yapılacak değişikliğe çevrildi. Çiller'in ise DYP kanadındaki değişikliği iki aşamada gerçekleştireceği, ilkinin kapsamının çok dar tutuiacağı bildirildi. Çeth, gezîleriııi erteledî • ANKARA (ANKA)- CHP ve SHP örgûtlerinin yeterince kaynaşamaması. CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin'in yapmayı planladığı yurt gezisi ve mitinglerinin ertelenmesine yol açtı. Çetin, bayram sonrasında yine Gaziantep'ten başlayacak bir programla lider olduktan sonra ilk kez alanlara çıkacak. 31 agustos kurultayı için il ve ilçe kongTelerinin de yapılacağı bu dönemde Çetin çok sayıda il örgütünü ziyaret edecek. Çetin'in. gezisinde haziran ayında ara yerel seçım yapılacak beldelere ağırlık vereceği öğrenildi. Gökçek'ten yezir davası • ANKARA (AA)- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, yayımladığı bir haberde kendisine, 'yezit' denildiği gerekçesiyle Bugün gazetesi hakkında 300 milyon liralik tazminat davası açtı. Gökçek'in avukatı Ahmet Kodal tarafından hazırlanarak nöbetçi asliye hukuk mahkemesine verilen dava dilekçesinde, gazetenin gönderdilderi tekzip metnini yayımlamaması üzerine başvurulan Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nin, tekzibin yayımlanması karannı verdiği hatırlatıldı. THY grevinin ertelenmesi • İSTANBUL(AA)- Hava-tş Sendıkası, Bakanlar Kurulu'nun THY gtevrni 66 gün süreyle ertelemesi yönündeki karannın ipta.li için Danıştay'a açtıklan davanın süresi içinde olumlu yada olumsuz sonuçlandınlmamasını "hukuk skandalı" olarak nitelendirdi. Hava-lş Genel Merkez Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada. "Yasaya göre THY grevimizin 60 gün süreyle ertelenmesi demek, bu 60 gün içinde anlaşma olmazsa. sözleşmemızin Yüksek Hakem Kurulu'na (YHK) gitmesi demektir. Bu açıdan, bu davanın hukuk üsfünlüğü ve gerekliliği söz konusuysa 24 Nisan 1995 tarihine kadar bitirilmesı gerekirdi" denildi. Paskalya Bayramı • İSTANBUL(AA)- Paskalya Bayramı, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nde yapılan ayinle kutlandı. Fener Rum Patriği I. Bartholomeos'un yönettiği ayinde, Incü'den bir pasaj Rumca, Türkçe, Fransızca, Ingilizce, Latince, Ermenice, ttalyanca ve eski Yunanca okundu. Ayine, ünlü işadamı Rahmi Koç'un yanı sıra Rusya Federasyonu, ABD, Fransa ve Yunanistan'ın Istanbul başkonsoloslan da katıldı. Ayin sonunda, katılanlara geleneksel olarak kırmızı yumurta dağıtıldı. Trafik kazası • İSTANBUL(AA)- Maltepe Gümüş.suyu'nda dün sabah meydana gelen zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü. 9 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, E-5 karayolunda meydana gelen kazada, Harem-Gebze hattında çalışan Hasan Çetiner yönetimindeki 41 M 3404 plakalı minibüs, Hasan Altmsöğüt'ün kullandığı 34 DVJ 32 plakah kamyona arkadan çarparak devrildi. Arkadan gelen Süleytnan Kabakçı yönetimindeki 34 CRG 03 plakalı özel otomobil de minibüse çarptı. Kazada, otobüs sürücüsü Süleyman Kabakçı. Sultan Gökçe ve 1.5 yaşındaki Nermin Gökçe yaşamını yitirdi. Yaralanan 9 kişi, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Mumcu suikastınm 27. ayında ne fail ne de delil var Coşkun'un iddiaları hasıralb Milli Savunma Bakanlıgı, Yargıç Binbaşı Ülkü Coşkun'un, Mumcu suikastınm çözülmesini 'devletin istemediğini' ima eden sözleri ile soruşturmayı 'savsakladığı' iddialannı ciddiye almadı • Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu, Milli Savunma Bakanhğı'naayncayaptığı başvuruda, incelemeyapılması durumunda Ülkü Coşkun'un "Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse bu iş çözülür" yönündeki sözlerine çeşıtli ortamlarda şahit olan tanıklann gösterileceğini vurguladı. GUNEŞGURSON Güldal Mumcu. Adalet Bakanlığı'nın ardından Milli Savunma Bakanlığı'na da başvurdu. ANKARA - Gazetemiz yazan Uğur MumcıTnun öldürülmesinin 27. ayında, su- ıkastın soruşturulmasında gündeme gelen "Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi iktidar ister- se, bu iş çözülür" iddiası, dev let tarafından rafa kaldınldı. Mıllı Savunma Bakanlığı (MSB), askeri yargıç Binbaşı Ülkü Coş- kun'un. Mumcu suikastınm çözülmesini 'devletin istemediğini' ıma eden sözleri ile soruşturmayı 'savsakladığV iddialannı cid- diye almadı. Güldal Mumcu'nun başvuru- sunıı 'lüzum görmeyerek' işlemden kaldı- ran Milli Savunma Bakanı Mehmet Göl- han'ın, 'askeri adalet müfeöişi'görevlendir- me>erek Askeri Hâkimler Yasası'na aykın davrandığı belırtıldı. Güldal Mumcu, MSB'ye aynca başyurarak inceleme yapıl- ması durumunda. Ülkü Coşkun'un devleti sorumlu gösteren açıklamalarda bulundu- ğuna çeşitli ortamlartla şahit olan tanıkla- nn gösterileceğini vurguladı. 5 ay önce Binbaşı Ülkü Coşkun hakkın- da Adalet Bakanlığı'na yapılan. ancak as- keri hâkim olduğu için MSB'ye gönderilen başvurunun reddedildiği. 17 Nisan 1995 ta- rihinde Güldal Mumcu'ya bildirildi. Ada- let Bakanlığı Ceza tşlen Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yanıtta. "Dilekçeniz üzerine Ankara 2 İNVlu DGM yedek üyesi yargıç kıdemli Binbaşı Ülkü Coşkun hak- kında, ilgilinin subay olması nedeniyle, MSB'ce 357 sayılı" Askeri Hâkimler Vasısı'nın 25. maddesi uyannca evrakm iş- lemden kaldınldığı aniaşılmıştir" dendi Asken Hâkimler Yasası'nın 23. madde- sinde, askeri yargıçlar ve savcılar hakkın- da ihbar ve şikâyet olması durumunda, so- ruşturma izni verilmesıne 'lüzum olup ol- madığının tespiti için Milli Savunma Baka- nı tarafından. ilgili şahıstan kıdemli bir as- keri adalet müfettişi görev lendirilmesi' ön- göriilmesıne karşın Gölhan, Coşkun "a ıliş- kin iddiayı, 'kendi takdiryetkisini' kullana- rak 'askeri adalet müfettişi görevlendirme- den' geçersiz saydı. Müfettiş görevlendirmedi Gölhan, yasanın soruşturmaya ilışkın 25. maddesinde. "Milli Savunma Bakanı, so- ruşturma yapmaya memur edilen askeri adalet müfettişince düzenlenen ve düşünce- sini de kapsayan evrakı incelcr, elde edilen sonuca göre hazuiık soruşrurması yapılma- sı için izin verilmesine veya disiplin cezası ta- yinine, yahut kovuşturma yapılmasına lü- zum görmezse, evrakın işlemden kaldınl- masına karar verir" hükmünü dıkkate al- madı Mıllı Savunma Bakanf nın, müfettış görevlendirmcden, iddiayı işlemden kaldır- Almanya İslamcılık konusunda kaygılı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Yunanis- tan'da hükümet yanlısı görüşleriyle bilinen Kat- himerinı gazetesi, Al- manya'nın, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile güm- rük bırliğine girişiyle ls- lamcılığın yayılmasından kaygi duyduğunu ileri sürdü. Kathimerini gazetesin- de, AB konulanndan so- rumlu Dışişleri Bakan Yardımosı Mangakis'e Alman Dışişleri Bakan Yardımcısı Peter Hart- manntarafından verilen yemeğe dikkat çekildi. Yunan gazetesi, AB Dı- şişleri Bakan Yardımcısı ile yapılan görüşmelerde geçen konulan, Tansu Çiller hükümetinin Al- manya tarafından da za- yıf bulunduğuna ilişkin bir kanıt olarak değerlen- dirdi. Ulkeler sorumlu Haberde. "Sayın Çil- ler'in ABD'yi zryareti sı- rasında Türk askeri bir- liklerinin Kuzey Irak'tan ne zaman çekileceği ko- nusundaki sözünü geri al- ması ile de bu görüş teyit edilmişoldu" görüşü dıle getirildı. Habere göre Mangakis. yaptığı görüş- melerin ardından gümrük birliği üzerindeki Yunan vetosunun kaldınlmasıy- la Avrupa'da tüm ülkele- rin, sorumluluğu üzerle- rine aldığını kaydttti. Kathimerini gazetesi. "Türkiye'nin komşulan ile olan sorunlan, şimdi AvTupa'nın sonınlan- dır" değerlendirmesini yaptı. Haberde, "Alman hüikümeti. anlaşmanın 7 nıart günü onaylanması için bütün taraflara doğ- ru ve her türlü bedele kar- şılıkbir dizi baskı uygula- maktadır. Bundan önceki günlerde gerek Yunanlı. gerek Kıbnslı diplomat- lar da buna benzer baskı- lara maruz kaldüar" id- diasında bulunuldu. TSK'nin Kuzey Irak'a düzenlediği Çelik Harekâö. birinci ayını geride bırakrı. Bölgedeki askeri yetkililer. bir- likierin moraJinin yüksek olduğunu ve harekâtın pianlandığı şekilde sürdürüldüğünü bildirdiler. Geçen süre içinde, 464'ü sağ olmak üzere 476 PKK militanı etkisiz hale getirilirken PKK'nin çok sa> ıda silah ve mühim- mabna el konuldu. 2 adet geri tepmesiz top ve 6 adet güdümlü tanksavar rokeri de ele geçirildi. Harekât ikinci ayında ması. 'hukuka aykın' olarak nıtelendirildi. Güldal Mumcu, soruşturmanm savsak- landığına ilişkin iddiasının araştınlması için Adalet Bakanlığı'ndan sonra Milli Savun- ma Bakanlığı'na da (MSB) başvurdu. Ül- kü Coşkun'un ıddıaiannın açıklığa kavuş- turulması konusunda bilgisıne başvurulma- dığını kaydeden Güldal Mumcu. dilekçe- sinde şöylededi "Adalet Bakanlığı kanalı ile size ulaşan di- lekçemde sözünü ettiğim konularda maale- sef Bakanlığınızca da hiçbir inceleme yapıl- mamış olduğu anlaşılmaktadır. İyi bir üıce- lemeyapılmış olsa idi, DGM eski savcısı Ül- kü Coşkun'un evimde ifademi ahrken tanık- lann önünde'Bu olay ı devlet yapmıştır Si- yasi iktidar isterse, bu iş çözülür' şekiinde- ki sözler üzerinde önemle durulması gere- kirdi. Bu sözler ve iddia, yalnız evimde ta- nıklann önünde söylenmekle kalmamış; başka zaman ve yerierde başka kişilere de yinelenmiştir.' Soruşturma açıldığında, bu kişilerin adlan ve adresleri bildirilecektir. Bakanlığmızuı görevi olan bu iddianın açık- lığa ka\ uşturuJması, tüm ulusu ve devleti yakından Ugilendirmektedir. Bunun içindir ki Adalet Bakanlığı kanalı ile Bakanlığını- za ulasan dilekçem ü/erindc > eterti incele- me yapılmadan verilen karar, beni endişeye sevketmiştir. Bilgime başvurulmayıp, böy- le bir cevapla işin kapatılma>a çâiışıunası da hukuk ve bakanlıgınız adına üzüntü ve- ricidir. Soruşturmamn eski savcısı Ülkü Coşkun, hazniadığı raporla. İstanbul Emniyet Müdüıiüğü'ndetu- tulan tutanaklarda yapılan tarih tahrifatını beşeri bir hata olarak nitelevip, cinaye- tin a>dınlarıunasına >önelik ipuçlannın yok olmasına ne- den olmuştur. Bu davraıuşı ile De\ let Güvenlik Mahke- mesi eski savcısı Ülkü Coş- kun, hukuk kurallanna, so- nışturmanın gereklerine uy- gun davranmamış, Cumhu- riyet Savcıhğı'nın sa\ guılıgı- na. inandıncılığına gölgedü- şürmüşfür. Dahaönce, Adalet Bakan- lığı tarafından size iletilen di- lekçemde belirtilen ve yuka- nda bir kısmını yinelediğim konular, Milli Sa\ unma Ba- kanlığı 'nca gerektiği şekilde incelenmedikçe, kamu vic- danı, cinayetin aydınlaülma- sına kimlerin niçin engel ol- duğunu sormaya devam ede- cektir. Dilekçemeönem verip,ge- rekli araştırma ve inceleme- yi yapacağınız ve sonucu ta- rafuna bildireceğiniz inan- cıyia saygılar sunanm." ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlı Kuv\etle"n'nın (TSK) PKK. kamplannı yok etmek ve örgütün lojistik desteğini kesmek amacıyla Kuzey Irak'a düzenlediği operasyon birinci ayını geride bıraktı. Askeri yetkililer. PKK'nin bazı bilgıleri ezberlettikleri köylüleri yabancı basın karşısına çıkararak propaganda çalışması içıne girdiğini söylediler. Bölgedeki askeri yetkililerden edinilen bilgiye göre TSK birliklerinin. Sinat, Haftanin, Mezi- Keryaderi, Hakurk ve Şivi bölgelerini kapsayan bir hat üzennde düzenledikleri yaklaşık 40 kilometre dennliğindeki "Çefik HarekâO" planlandığj şekilde sürüyor. Uydu fotoğraflannın yanı sıra bölgede çalışmalarda bulunan istihbarat elemanlannın saptadığı yaklaşık 20 civanndaki PKK kampını hedef alan TSK birlikleri. 20 mart günü erken saatlerde başlattıklan operasyonun birinci haftasında bölgede tam alan hâkimiyeti sağladılar. Diyarbakır ve Malatya Erhaç üslerinden kalkan F- 16 ve F-4 uçaklannın hava desteği verdiği operasyonda, tank ve zırhlı kanverler de kullanıldı. Oparasyonun başlatılmasından bir süre önce Habur sınır kapısından Kuzey Irak'a giren zırhlı birlıkler, 140 kilometre uzunluğunda bir yay çizerek PKK militanlannm güneye kaçmalannı engellemeye çalışırken başta Çukurca olmak üzere sının geçerek bolgeye giren piyadeler. belirlenen hedefleri kuşatma altına aldılar. Operasyonun başlatılmasınından iki gün önce Diyarbakır üssüne getirilen özel harekât birlikleri, helikopterlerle PKK kamplannm yakmlanna indinldiler. 35 bin personelle sürdürülen operasyonun başlangıcında savaş uçaklan tarafından bolgeye ilk üç gün içinde 60 sorti yapıtarak PKK kamplannda bulunan uçaksavar mevzilen imha edildi. Çelik Harekâtı'nda geçen süre içinde, 464'ü ölü olmak üzere 476 PKK militanı etkisiz hale getirildi. Operasyonlar sonucu, örgütün 21 tabancasına. 933 piyade tüfeğine, 43 makineli tüfeğine, 5 adet "Doçka" olarak adlandınlan uçaksavar makineli tüfeğine, 31 havanına. 118 roketatanna, 8 bombaatanna, 2 geri tepmesiz topuna. 6 adet güdümlü tanksavar roketine ve 3492 adet şarjörüne el konuldu. TSK birlikleri bu silahların yanı sıra, 290 adet anti tank maymı. 5487 adet anti personel maymı, 6774 adet havan mühimmatı, 3371 adet RPG 7-11 roketi, 582 bın 600 adet fişeği. 50 bın 670 Doçka mermisi. 101 adet geri tepmesiz top mermisi, 3853 adet el bombası ele geçirdiler. Birlikler, kamplarda yaptıklan aramalarda ise 8 adet jeneratör, 17 adet el telsizi, 30 adet akü, 4 adet mayın dedektörü, 14 adet gece görüş cihazı. 193 ton yiyecek malzemesi ve 1913 çiftayakkabı bulundu. Bölgedeki askeri yetkililer, Kuzey Irak halkının TSK'ye olan olumlu tutumunun sürdüğünü belirtirken birliklerin moralinin yüksek olduğunu aktardılar. 17PKK^öldürtildü Tunceh'de, güvenlik kuvvetlerince dün gerçekleştirilen operasyonlarda PKK'Ii 17 terörist öldürüldü. Tunceli'de 18 gündür devam eden operasyonlarda 67'si ölü. 3'ü yaralı ve 14'ü de teslim olmak üzere, toplam 84 PKK'li terörist ele geçirildi. Okullara ders olarak konulan insan haklannda yelpaze genişliyor Yöneticilere insan hakları dersi ERGÜNAKSOV ANKARA-lnsan haklanndan sorumlu Dev- let Bakanhğı'nın, "hizmetiçieğitinı'' adı altın- da başta emniyet müdürleri olmak üzere. bakan- lıklar ve kamu kuruluşlannda görevli üst düzey yöneticilere insan haklan konusunda eğitim ve- rilmesi yönündeçalışmabaşlattığı bildirildi. in- san hakJanndan sorumiu Devlet Bakanı AJgan Hacaloğlu. 3 ay gibi kısa bir eğitimden geçiri- len polislerin, dengeli, hoşgörülü ve kucaklayı- cı davranamayağını söyledi. Hacaloğlu. Terör- le Mücadele Yasası'nın (TMY) düşünce açık- lamayı suç sayan hükümlerinin kaldınlmama- sı durumunda "koalisyonun tıkanacağuTi" be- lirterek "Açıkça söyleyeyim. aksi halde koalisyo- nun sürmesi mümkün olamaz" dedi. İlk ve orta dereceli okullarda "insan haklan dersi" okutulması yönünde insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı ile Milli Eğitim Ba- kanlığı arasında, bir süre önce yapılan protoko- lün genişletileceği bildirildi. İnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı'nın, insan haklan dersinin kamu kurum ve kuruluşlanna da yan- • İnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı. hizmet içi eğitim adı altında, başta emniyet müdürleri olmak üzere, bakanlıklar ve kamu kuruluşlannda görevli üst düzey yöneticilere insan haklan dersi verilmesi yönünde çalışma başlattı. sıtılmasını istediği bildirildi. İnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu. yü- rütülen çalışmanın tamamlanmak üzere olduğu- nu belirterek Cumhuriyet e "MilU Eğitim Ba- kanlığı ile yapılan protokolü daha kapsamlı ha- legetirmeyitasarlıyoruz. Eğitim projesini üç bo- yuta çıkarmak için yoğun bir çalışma içindeyiz. Tamamlanmak üzere olan çaiışmay ı Bakanlar Kurulu'na sunacağım"dedı Hacaloğlu, şunla- n söyledi: "Çalışmanın ilk boyutunu hizmet içi eğitim oluşturacak. Emniyet kesimi başta olmaz üze- re, bakanlıklar ile kamu kurum \e kuruluşlann- da görevli üst düzey yöneticilere insan haklan konusunda eğitim verilecek. Liselerde ve orta- okullarda insan haklan dersi verilmesi yönün- deki protokolün, Yüksek Oğrenim Kurumu'na da aktanlmasını istiyoruz. İnsan haklan dersi- nin AçıkOğretim Fakültesiaracıhyığıylateleviz- yonda verilmesini ve ünhersitelerde insan hak- İannın bir bilim dalı haline getirilmesini tasar- lıyoruz." Hacaloğlu, çalışmanın üçüncü boyutunu ise sivil toplum örgütleriyle ilişkilerin geliştirilme- sıne ayırdıklannı vurgulayarak görüşlerini şöy- le dilegetirdi: "Sivil toplum ve kültür alanında eksiklikler vardır. 18 yaşındaki 6 bin polis İstanbul'da gö- revlendirilmiş. Bu çocuklar 3 ay gibi üstün kö- rii bir eğitimden geçirilmiş. O zaman insan hak- lan kültürünü nereden alacaklar? Bu polisler bir tehlike sezdiği zaman, tepkisini bir sosyai psikolog gibi değerlendirip, dengeli, hoşgörülü ve kucaklayıcı davranamaz. Bir kültür eksikb- ği vardır. Örgütlü örgütsüz herkes belirii bü- du- yarhlığa girmelL Farklı bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz, şov yapmıyoruz. Herkes şundan emin olsun, Bakanlar Kurulu'nda insan hakla- n oiayı tartışılacaktır." Mumcu'nun iddiası Güldal Mumcu'nun, Ül- kü Coşkun'un sözlerine iliş- kin iddiası. TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştınna Komisyonu rapo- rundada yer almadı. Rapor- da, hâkim Ülkü Coşkun ile Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral hakkında, komisyona belge-bilgi ak- tarmadıklan gerekçesiyle Hâkimler ve Savcılar Yük- sek Kurulu'na suç duyuru- sunda bulunuldu. Güldal Mumcu. geçen yıl kasım ayında, Adalet Ba- kanlığı'na yaptığı başvuru- da, Mumcu suikastınm ol- duğu dönemde, cinayeti so- ruşturmakJa görevli Ankara DGM savcısı olan Ülkü Coşkun'un, bu görevden ah- narak hâkimliğe atanması ve 6 ay süreyle soruşturma dos- yasının 'akürmazhk içinde' ortada kalmasının nedenleri hakkında bilgi edinmek için Adalet Bakanhğı'na başvur- muştu. Mumcu, başvunı- sunda, Coşkun'un, kendisi- nin ifadesini alırken "Bu olayı devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse, bu iş çözülür" dedığini vurgulayarak so- mştunnanın sürüncemede bırakıldığını ileri sürmüştü. Başvurda. olay sonrasında yapılan delil toplanmasında- İci özensızliğin yanı sıra so- ruşturma sürecinde TRT'de yapılan birprogramda Anka- ra DGM'nin 'gizli' damgası- nı taşıyan bilirkişi raporu üzerinde soruşturmayı saptı- racak biçımde açıklamalar yapılmasına dikkat çekılmiş- tı. Mumcu suikastında tanık olarak ortaya çıkan Ayhan Aydın'ın televizyonda sorgu- ya çekilerek yalancı olduğu ızleniminin uyandınlmak is- tendiği de vurgulanarak Içiş- leri Bakanı Nahit Mente- şe'nin cinayeti "Eski bir olay' olarak nıtelendirmesı, 'Dev- letin bu olaya önem vermedi- ğjnin' göstergesi olarak nite- lendirilmişti. Adalet Bakanı Mehmet Moğultay da soruşturmadaki eksıkliklerin bir an önce gi- derilmesinı isteyen bu baş- vuruyu, Coşkun askeri yargı- ya bağlı olduğu için 15 Ara- hk 1994 tarihinde, MSB'ye göndererek 2845 sayılı DGM'lerin Kuruluş ve Yar- gılama Usulleri Hakkındaki Yasa'run 34. maddesi uyann- ca, Coşkun'un ıfadesınin alınması ve "gereginin ifasını' istemişti. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kalem Kırılınca... Başbakan Tansu Çiller'in 'gülen gözleri'nde bir anda şimşekler çakıyor, yüzü asılıyor ve etindeki ka- lemin kapağını 'çıt' diye kınyor... Yanrt veriyor Tansu Hanım: "Bizim saklanacak bir şeyimizyoktur..." Ardından daha da hırçınlaşarak ekliyor: "Her şey esasen kamuoyu önünde. Meclis araş- tırması çerçevesinde devam etmektedir. Saklı olan hiçbir şeyimiz yok..." Neden birdenbire sinirlenip hırçınlaşıyor ve üstelik kaleminin kapağını kınyor Tansu Hanım? VVashington muhabirimiz Fuat Kozluklu'nun bir sorusu üzerine... Bizim Fuat, şu soruyu yöneltiyor Tansu Hanım'a: "ABD'deki mallannızla ilgili olarak 1994 yılı vergi bildiriminiz ne kadar? Bir önceki yılki bildiriminizden ne oranda vergi iadesi aldınız?..." Söyleyin Ailah aşkına bu soruda ne var? Dünya- nın her ülkesinde başkanlar, başbakanlar, bakanlar ve milletvekilleri bu tür soaılarla karşılaşmazlar mı? Böyle sorular karşısında yanıt vermezler mi? Sorunun yanıtı gayet açıktır. Başbakan der ki: "Bu tür sorular bana çok yöneltildi. Bir kez de Ho- uston'da yanrtlayayım: 1994 yılında şu kadar vergi bildiriminde bulundum, şuntan şunlan ödedim, şun- ları şunlan da aldım..." Arna Tansu Hanım böyle yapmıyor. Sinırleniyor, hırçınlaşıyor, kaleminin kapağını kınyor. Bu arada Başbakan'a yakın bir kişi de Fuat'a şöyle diyon "Güzelim geziyi altüst ettiniz..." • • • Tansu Hanım, Houston'da kaleminin kapağını kı- rarken TBMM Malvarlıklannı Araştırma Komisyonu, 'kaynağı belli olmayan mallan' araştırmak için ABD seferine hazırlanıyordu. Bakın ANAP'lı Selçuk Maruflu ne diyor: "Özer Uçuran Çiller, bizden önce ABD'ye gide- rek önlem almışlardır..." Maruflu'nun söylediklerine bir kulak verelim ister- seniz: "ANAP olarak iki soruya yanıt anyoruz. llki, Türki- ye'nin geleceğine inanan, aslında geleceğini oluş- turmaktan sorumlu olan bir başbakan neden Türki- ye yerine ABD'ye yatınm yapıyor? Ikincisi Bay Çil- ler, ABD'ye 925 bin dolar götürdüklerini beyan edi- yor. Oysa mallann değeri 6 milyon dolann üzerinde. Aradaki farkı nereden buldu? Aynca Tansu Hanım 'ın mallan ortaya çıktığından beri Çiller Ailesi, Ameri- ka'daki gayrimenkullerini satacağını söylüyor. Ancak bir çırpıda satamıyor. Bu durum, onlann, bu malla- n satmak konusunda samimi oimadıklar/nı düşûn- dürüyor." • ••• Tansu Hanım, kendisine yöneltilen bir soruya sinir- lenip, kaleminin kapağını kırarsaTanm Bakanı DYP'li- Refaiddin Şahin de kendisine "Bu nasıl kalkmma" diyen bir yurttaşa nasıl davranır? Aynen şöyle: "Senin kafanı kopartmak lazım..." Olay Samsun'un Evci beldesinde geçiyor. Bakan Şahin, yurttaşlara Türkiye'nin nasıl kalkındığını anla*; tıyor. Tam bu sırada Cemil Yıldız adlı yurttaş baka- na yanıt veriyor: llkel köprülerden geçip gidiyoruz, açlıktan ne- fesimiz kokuyor. Bu nasıl kalkmma?" Tanm Bakın Şahin, tıpkı Tansu Hanım gibi sinirle- nip hırçınlaşıyor. Yurttaşa bağırmaya başlıyor: "Devletin bakanına saygısızlık yapanın cezasını ben veririm..." Ortalık kanşıyor. Polisler, Cemil Yıldız'ı uzaklaştır- maya çabalıyor, kimi DYP'liler de tekmeliyor... Bakan Şahin yumruklannı sıkıp devam ediyor: "Biz vatan kurtarmaktan bahsediyonız, sen ilkel köprülerden. Muhalefetten olduğun belli. Aslında senin kafanı kopartmak lazım, fakat burada bulunan- lann hatınna bir şey yapmıyorum..." Işte size biri Houston'da diğeri Samsun'da geçen iki olayın fotoğrafı... Başbakan kaleminin kapağını kınyor, Tanm Baka- nı yurttaşın kafasını koparmaya kalkıyor. Bu iki olay bize imam-cemaat ilişkisini çok güzel anlatan bir atasözümüzü anımsattı. Bir de ikide bir 'demokratikleşme', 'yaşama hak- kı\ 'yargısızinfazlara son' diyor: Uğur Mumcu, Mu- ammer Aksoy, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Onat Kutlar, Turan Dursun, Musa Anter ve yüzlerce 'fa- ili meçhul'ün 'belli olan faılleri'nin bulunması için ça- balıyoruz... ANAP ısrarından vazgeçti: Özelleştirme geliri ile borçlar ödensin • ANAP Grup Başkanvekili Oltan Sungurlu, "Ülke çıkmaza gidiyor. Bu durumda ülke çıkarlannı göz önünde bulundurmak zorundayız" dedi. ANKARA (Cumhuriyet kendi arasında yaptığı Bürosu) - Özelleştirme ile ilgili çerçeve yasaya elde edilecek gelirierin Hazi- ne'ye aktanlmaması koşu- luyla destek veren ANAP, "ülke zor durumda"gerek- çesiyle bu ısranndan vaz- geçti. ANAP Grup Başkan- vekili Oltan Sungurlu, "Ül- ke çıkmaza gidiyor. Bu du- rumda ülke çıkaıianm göz önünde bulundurmak zo- rundayız. Yine de yönlen- dirme yapıyor ve 'Bu gelir- leri iç ve dış borç ödeme- sinde kullan' dıyoruz" de- di. PTT'nin T'sinin özelleş- tirilmesi ile ilgili yasa tasa- nsı. TBMM Ulaştırma Ko- misyonu'nda görüşülürken tasanda, T'nin özelleştiril- mesinden elde edilecek ge- lirin yüzde 80'inin Hazi- ne'ye aktanlması ile ilgili hükmü gören ANAP şaşır- dı. Özelleştirme Yasası'na "Özelleştirme gelirieri Ha- zine'ye aktarürnayacak" diye hüküm dahi koyduran ANAP ilk önce PTT'nin T'si ile ilgili tasanya karşı çıktı. Ancak tasan Plan Bütçe Komisyonu'nda gö- riişülmeden önce, ANAP bir dizı toplanf sonunda bu konudaki ısranndan vaz- geçme karan aldı. ANAP'm bu karan alma- sında bir süre önce ANAP'tan aynlan daha sonra yeniden dönen îstan- bul Milletvekili GüneşTa- ner etkili oldu. Taner, iç ve dış borçlann hızla büyüdüğünü, böyle giderse 1997 yılında Tür- kiye'nin borçlannı ödeye- mez duruma düşeceğini söyledi ve PTT'nin T'si ile ilgili tasanya bütçe gelirle- rinin iç ve dış borçlann ödenmesi koşuluyla Hazi- ne'ye aktanlmasına destek verilmesini istedi. Bu öne- ri ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve diğer yö- neticilerile Plan Bütçe Ko- misyonu'nun ANAP'lı üyeleri tarafından kabul edildi. Konuya ilişkin olarak Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Oltan Sungurlu, ^Biraz da çark etrik'"dedi. Ülkenin bir çıkmaza doğru gittiğini ileri süren Sungur- lu, gelirierin iç ve dış borç- lan karşılayamaz hale gel- diğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear