23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16NİSAN1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dışişleri Bakanı İnönü, 'Yunanlılar Türkiye ile görüşmekten çekiniyorlar' dedi Yınıaııistaıı korkuyor' • Atina'dan dönen Dışişleri Bakanı Erdal İnönü, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Toplantısı öncesinde göriişme sinyalleri veren Yunanistan Dışişleri Bakaru Papulyas ile neden bir araya gelemediklerine ilişkin bir soru ûzerine, 'Yunanlılar Türkiye'den korkuyorlar ve kamuoyu önünde görüşmekten çekiniyorlar ya da bunu en aza indirmeye çalışıyorlar' dedi. KEMALYURTERİ ATİÎNA/ANKARA - Atina'da ya- pılan Karadeniz Ekonomik tşbirliği Bakanlar Konseyi'ne katıldıktan sonra Türkiye'ye dönen Dışişleri Bakanı Erdal İnönü, Yunanistan'ın. Türkiye ile görüşmekten çekindiği- ni söyledı. İnönü, toplantı öncesinde görüş- me sinyalleri veren Yunanistan Dı- şişleri Bakanı Karalos Papulyas ile neden bir araya gelemedıkJenne iliş- kin bir soru üzenne, "Yunanlılar Türkiye'den korkuyorlar ve kamu- oyu önünde görüşmekten çekiniyor- lar ya da bunu en aza indirmeye ça- lışıyorlar" dedi. Yunan kamuoyunun beklentisine karşm İnönü ile görüşmeye yanaş- mayan Papulyas'ın, ortak bir karar alınmamasına rağmen, "Sayın İnö- nü ik başka bir uluslararası toplan- öda göriişme karan aldık" açıkla- masında bulunması dikkat çekti. Dışişleri Bakanı İnönü, KEl top- lantısına katılmak üzere önceki gün gittiği Atina'dan dün Ankara'ya döndü. Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında. KEl toplantısının verimli geçtiğini anla- tan İnönü, haziran ayı sonlannda KEl üyesi ülkelerin devlet başkan- lannın katılacağı yüksek düzeyde bir toplantı yapılacağını söyledi. KEt toplantısına alınan Rusya Federas- yonu, Arnavutluk, Bulgaristan ve Romanya dışişleri bakanlan ile bir araya geldiğini anlatan tnönü, Er- menistan Dışişleri Bakanı Vahan Pa- pazyan ile de kısa bir göriişme yap- tığını anımsattı. İnönü, yoğun beklentilere karşın Yunanistan Dışişleri Bakanı Papul- yas'ın neden kendisi ile görüşmedi- gine ilişkin bir soru üzerine. Papul- yas ile bir ara yan yana gelmelerine karşın. neden göriişme isteminde bulunmadığını anlayamadığını söy- ledi. Önceki gün verilen yemek sıra- sında da Papulyas'ın kendisine çok yakın bir yerde bulunduğunu anlatan İnönü, göriişme yapılmamasının iki ülke arasında bir sorun varmış gibi algılanmamasını ısterken, "Yunaıüs- tan'da eskiden beri gelen bir yanlış al- gılama var. Türkiye'den korkuyor- lar ve Türkiye ile kamuoyu önünde görüşmekten çekiniyorlar ya da bu- nu asgariye indirmeye çalışıyorlar. Tabii bunun aşılması gerek. Aramız- daki dostluğu sürdürüyoruz" dedi. Papulyas şaşırtü Edinilen bilgıye göre İnönü ile Pa- pulyas önceki gün Yunanistan Cum- hurbaşkanı Kostis Stefanopulos'un açılış konuşması sırasında da kısa bir süre yüz yüze geldiler. Papulyas, toplantı nedeniyle ken- disini kutlayan Inönü'ye, Dışişleri Bakanlığı'nda başanlar dilerken, "Umanrn bir başka toptanbda bir araya getiriz" diye konuştu. Papul- yas daha sonra yaptığı bir açıklama- da ise İnönü ile neden görüşmediği- ne ilişkin bir soruya, "İnönü ile bir başka toplantıda göriişme konusun- da mutabık kakuk" yanıtı verdi. İnö- nü ile aralannda bir mutabakat sağ- lanmamış olmasına karşın Papul- yas'ın böyle bir açıklamada bulun- ması, kamuoyunda gelişen görüşme beklentilerine bir yanıt olarak değer- lendirildi. tnönü Atina'da Papulyas'la bir araya gelemedi OYK, Metaş'ı Uzanlar'a verdiDevlet Bakanı Ali Şevki Erek'in, Metaş'ın Yaşar Holding'e satılması yolundaki çabalan sonuçsuz kaldı ANKARA/İZMİR (Cumhuriyet) - tz- mir'de işçilerin, "Uzan,Metaş'taneliniçek'' pankartıyla gösteri yaptığı saatlerde Metaş, Uzan ailesine verildi. Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) Metaş'ın kamudaki yüzde 42.55 oranındakı hissesinin 57 milyon 900 bin dolara Uzan ailesine ait Rumeli Hol- ding'e satılması yönünde karar aldı. Yaşar Holding'in son olarak daha yüksek teklif vermesine ve bu yolda bazı milletve- killeriyle Devlet Bakanı Ali Şevki Erek'in de çaba göstermesine karşın ÖYK, dün Me- taş'ı Uzan ailesine verdi. Özelleştirme tdaresi Başkanlığf nca dün yapılan yazılı açıklamada konu açıklığa ka- vuşturuldu. Buna göre ÖYK'nin Metaş'ta- ki yüzde 42.55 oranındaki blok hissesi, ya- nsı peşin, geri kalanı da 1 yıl içinde öden- mek üzere 57 milyon 900 bin dolara Rume- li Holding'e satıldı. Açıklamada Rumeli Holding'in, şirketin 1994 yılı temettüsün- den (kâr payı) doğan 60 milyar liralık his- se bedelini de sözleşme aşamasında ödeye- ceği bildirildi. Metaş ijçisi eylemde ÖYK'nin Metaş'ı Uzanlar'a verdiği gün, Metaş işçisi de satıştan habersiz Cumhuri- yet Alanı'ndaydı. Alanda toplanan bine ya- kın Metaş çalışanı ve yakınlan. kuruluşun "güveniür sanayici T 'ye satılması gerektiği- ni savunuyorlardı. "Metaş tzmir'indir" sloganlannın atıldı- gı gösteride pankartlar da ilginçtı. Uzan- lar'a yönelik tepkileri gösteren pankartlar- da şunlar yazılıydı:"Uzan Metaş'a uzan- ma", "Metaşımızı İstanbul'a yar etmeyiz", "Zorla güzeUik olmaz. Uzan, Metaş'ın hu- zunınu bozma". "Metaş İzmir'in malıdır. lzmir sesini duyur»" Daha sonra alkışlar arasında tşçiler adı- na konuşan Nurettin Güleser, Metaş'ın ye- niden çalışmaya başladığı gün açıklama ya- pan dönemin başbakanı Süleyman Demi- rel'ın söylediği, "Madem 26 ay sıkınü çek- riniz. bundan sonraki kısmında bu müesse- seye kendi çocuğunuz gibi, kendi gözbebe- ğiniz gibi bakınız"sözlerini anımsatıyor ve şunlan söylüyordu: "Biz, Ege'nin süngesiolan Metaşuıuzı bu- günlere getirmek için İzmiıii sanayk-imiz Selçuk Yaşar ve yönetim kurulumuzia el ele. omuz omuza,özveri ile çalıştık ve Metaş'ı ör- nek kuruluş haline getirdik. Biz Metaş'ın gerçek sahibiyiz. Ancak görüyoruz ki fabri- kamıza talip olanlar arasında bizi rahatsız edenier var. Biz Metaş çalışanlan olarak fab- rikamı/ın de\ amlılığınu teknolojik gelişme- lerin takibini, insana ve iş barışına önem ve- ren bir âhniyeti, fabrikayı araç olarak de- ğü, amaç olarak görenkri, güvenli ve gerçek anlamda taşın altına elini sokacak sanayici- ye Metaş'uı ihale edilmesini istiyoruz." Çalışanlann "Metaş", "Metaş Izmir'in- dir" sloganları ve alkışlanyla desteklediği Güleser, sözlerini şöyle sürdürüyordu: "Metaş hisselerinin satışı, herhangi bir mal düzeyine indirgenemez. Bu, binalara, makinekre ruh veren biz çalışanlann, geç- mtşleri ve gelecekJerini etkileyen bir karar- dır. Bu karar, 2 bin 500 ailenin yaşamııu et- kileyecektir. Metaş, üretim ve istihdam yaratan bir kuruluştur. Bu nedenle özelleş- tirme yasasuıın ruhuna da uygun olarak bu kuruluşu satın alacak şirketlerin;' geçmişin- de aldığı halka aıt şırketlenn içini boşaltıp boşaltmadığıntn'. 'bundan öncekı özelleş- tirme ile ilgili taahütlerinı yerine getirip getirmediğinin' ve 'çalışanlann haklannı gasp edip etmediğinın' çok iyi araştınlması gerekmektedir" Havaş için anlaşma Bu arada Havaş konusunun da çözüm- lendiği öğrenildi. Yazeks AŞ'ye satılan, an- cak devam eden grev nedeniyle özelleştiril- mesi çıkmaza giren Havaş için de anlaş- maya vanldığı bildirildi. 'Gözaltındaki kayıplara son' İstanbul Haber Servisi - Gözaltında kayıplann bulunması amacıyla "Tanıklığa Çağn" kampanyası başlatan Insan Haklan Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, dün de sembolik telgraf çekme eylemi yaparak, hükümeti protesto etti. Galatasaray Postanesi önünde gerçekleştirilen eylem sırasında sık sık "Gözaltında kayıplara karşı tek yumruk. tek barikat", "Gözaltında kayıplara son" ve "Hasan Ocak kaybedilemez" şeklinde sloganlar atıldı. Eylem, göstericilerin TBMM, tçışlen Bakanlığı ve Başbakanlığa telgraf çekmesinden sonra olaysız bir şekılde sona erdi. İHD İstanbul Şubesi Kayıplar Komisyonu tarafuıdan yapılan basın açıklamasında, 12 Eylül 1980'den bu yana 76 kişinin gözaltında kaybedildiği öne sürüldü. Açıklamada, 26 gün önce gözaltına alınan Hasan Ocak'ın kaybedilmek istendiği ileri sürüldü. İHD Ankara Şubesi'nce yapılan açıklamaya göre, gözaltında kaybolduğu öne sürülen Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak ile ablası Hüsniye Ocak'ın dün Ankara Kızılay meydanında gözaltına ahndığı bildirildi. (Fotoğraf: YASEMİN KOYUTÜRK) Özcan Köknel, Gülten Dayıoğlu ve Betül Çotuksöken hoşgörüyü tartıştı Hoşgörünün sıııırlan nereye kadar? İstanbul Haber Servisi - "Hoşgörü ne demektir?". "Hoşgörünün sınırlan olmalı mıdır?", "Kimler hoşgörü gösterebilir?", "Hoşgörünân bireye ve topluma katkısı ne- dBr?" Tüm bu sorular, Özel Kalamış Lisesi'nce dûzenlenen "Hoşgörü ve Smırian"konulu panelde tartşıldı. Panele Praf. Dr. Özcan KökneL Doç. Dr. ftetül Çotuksöken ve yazar Gülten Dayıoğlu taüldılar. Pnf. Köknel. hoşgörünün öncelik- l e 'benden başka birinin varhguıı kabul et- mek" demek olduğunu söyledi. Insanın in- sanca yaşayabılmesi için başkalan ile ilişki kurması gerektiğini, insanın yalnızca kendi çıkan açısından bile olsa başkalanna gerek duyduğunu söyleyen Köknel. "Bu başkala- nnın birbirine benzemesine imkân yoktur. Başkalan ile bağlantıyı sürdürmek için bu forkkkğı temel almak, bunun doğal olduğu- nu bilerek hoşgöniyle karşılamak gerek" de- di. Köknel daha sonra, "Hoşgörünün sınırta- n ne olaeak?" diyerek şöyle devam etti: _ "Herkesi alabildiğine hoş görecek miyiz? L'çkâğrtçıyla. katille, hırsızia ayru ölçüde mi bağlanb kuracağız? Havir. Yaraücılığıve üre- ticüiği sağlavan davraruşlar, yaşama içgüdü- sünden kaynaklanır. Bu da\ ranışlar genel olarak hoşgörü) te karşüanır. Ölüm içgüdü- sünden kaynakİanan saldırgan davranışlar boşgörüyle karşüanmaz." Yazar Gülten Dayıoğlu, hoşgörünün anla- yışlı, duyarlı. sezgilen güçlü, kültür birikim- leri olan insanlara özgü olduğunu belirterek, hoşgörûyle taban tabana zıt olan kavramın cehalet olduğunu vurguladı. Cahil insanla- rın hoşgörülü olamayacağını söyleyen Dayıoğlu. şöyle konuştu: "Vurdumduymazlık ve adamsendecilikle hoşgörüyü kanştırmamak gerek. Hoşgörü sabır, emek ve yoğunluk ister. Hoşgörü, bireyin kendisi ve yakın çevresiyİ€bar^ık ol- masına neden olur. Kendisiyle banşık insan- dan topluma zarar gelmez." Doç. Dr. Betül Çotuksöken de hoşgörünün yalnızca sevgi değil, akıl, saygı ve adalet temeline dayanması gerektiğini söyledi. Düşüncesuçunaafumudu doğdu Ankara Kitap Fuan açıldı. Kültür Bakanı Ercan Karakaş, Terörle Mücadele Yasası'nm 8. maddesinin kaldınlmasında anlaşma sağlandığını söyledi KHap Fuan'nın en ilginç standı Mert Ali Ba- i Meut Ekener'in mahkûm kıyafetli d TR1K TINAZAY) ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- 2. Ankara TÜYAP Kitap Fuan, dün Kültür Bakanı Ercan Karakaş'ın; yazarlann, okurla- nn ve yayıncılann içinde bulun- duklan sorunlann çözümüne yö- nelik mesajlanyla açıldı. Düşün- ceyi suç sayan Terörle Mücade- le Yasası'nın (TMY) 8. madde- sinin kaldınlmasında koalisyon ortaklan arasında "mutabakat" sağlandığına işaret eden Kara- kaş, hükümette, bu hükmün kal- dınlmasında bir sorun yaşanma- yacağı görüşünü iletti. "Demokrasinin olmazsa ol- maz koşulu, düşünceyi suç sayan bu maddenin kaldınlmasıdır" diyen Karakaş, kaldınlma tarihi- ni "en geç mayıs" olarak belirt- ti. Yayıncılann sorunlannı ya- kından bildiğini kaydeden Ka- rakaş, daha önce kitapta yüzde 8 olarak açıklanan KDV oranlan- nın yapılacak yeni bir düzenle- meyle yüzde sıfir olarak düzef- tileceğini bildirdi. Kitap standlannı gezen Kara- kaş, gazeteci-yazar Mert Ali Ba- şanr ve çizer Mesut Ekener'in "X ve X" adlı standına geldi. Başanr ve Ekener, Karakaş'ı, kapıda, düşünce suçlusu iki mahkûmu canlandıran kıyafet- leriyle karşıladı. Karakaş "Uma- nm, bir sonraki tuarda. bu tarz hücre standlan ohnaz, iki mah- kûm, normal kıyafetleıie kitap imzalama şansına kavuşurlar" dedi. Mert Ali Başanr da düşün- ce suçunu protesto etmek ama- cıyla böyle bir yöntem bulduk- lanru söyledi. TRT dava actı Uzanlar, borç ödemeyi sevmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uzan ailesi, özel- leştirme kapsamında aldıgı 5 çimento fabrikası için Ka- mu Ortaklığı Idaresi'ne ge- çen yıl nisan, mayıs ve hazi- ran aylannda ödemesi gere- ken taksitlerini 6 ay gecikti- rirken TRT, ailenin Çukuro- va ve Kepez Elektrik'ten do- ğan 565 milyar liralık alaca- ğını tahsil edebilmek için yargı yoluna başvurdu. Uzan ailesine ait şirketler, özelleştirme uygulamalan- nın başlaması ile birlikte, devletle en çok ilişki kuran grubu oluşturdu. Uzanlar, özelleştirme uygulamalan çerçevesinde 1992 yılında, Trabzon, Bartm, Gaziantep, Şanlıurfa ve Ladik çimento fabrikalannı, 1993 yılında Çukurova ve Kepez Elektrik şirketlerini, son olarak da 57 milyon 900 bin dolara Me- taş'ın yüzde42.55 oranında- ki hissesini aldı. Özelleştirme Idaresı adını alan Kamu Ortaklığı ldaresi, Uzanlar'm 5 çimento fabri- kası için geçen yıl ödemele- ri gereken nisan ayındaki 17.5 milyon dolar, mayıs ayındaki 7.6 milyon dolar ve haziran ayındaki 5.6 milyon dolarlık taksitleri, ancak ekim ayında tahsil edebildi. TRT'den dava TRT de özelleştirme so- nucunda 1993 yılında, Uzan ailesine satılan Çukurova ve Kepez Elektrik şirketlerinin net enerji satış hasılatı payın- dan yasa gereği alması gere- ken 565 milyar lirayı tahsil edebilmek için yılbaşında yargı yoluna başvurmak zo- runda kaldı. HAFTAYA BAK1Ş AHMET TANER K1ŞLALI Pinohyo'lapın İpleri Kimin Binde? "Bir zamanlar ilim ve irfan yuvası olan tekke ve zavi- yelerkapatılmış ve..." Programın yapımcısı ve sunucusu da kendisi. O bi- tiriyor, sözü Türkiye'de ne kadar tarikat ve dinsel cema- at varsa, onlann "şeyh "leri ya da sözcüleri alıyor. RP'nin "propaganda nazın" ise baş rolde... Çadır tiyatrosunda bile bir "çokseslilik" vardır, ama "kukla oyunu'nüa yoktur. Kuklalann iplerini çeken, ay- nı zamanda "r7eps/°nin yerine de konuşur. Sesini de- ğiştirmeye çalışarak... Vurun Atatürk'e! Vurun "resmi tarih" yalanına! Osmanirnın en kötü dönemini övün!.. Vahdettin'i ak- layın! Ya karşı görüş? Ya tarihçiler? "Devrim Tarihi" üzerin- de yıllarca araştırma yapmış, cilt citt kitaplar yazmış olanlar nerede? Onlar ekranlann başında sinir ilacı yutmaktalar. "IkinciCumhuriyet^n ne menem bir şey olacağı hak- kında fikir edinmekteler. "Tekelleşmiş basın özgürtü- <Jü"nün erdemlerini içlerine sindirmekle meşguller... • • • "TV'de kukla" oyununda açıklanmış olan "tarihsel gerçek"\er\, izleyememiş olan okurianma iletmeyi "ta- rihsel" bir görev sayıyorum. Gerçek bir: "Atatürk, tekke ve zavıyeleri kapatıp laik- liği getirerek, güçlü ve aydınlık bir toplumu karanlığa sü- rükkmiştir!" Gerçek iki: "Atatürk'ü düşmanlardan kurtarması için Anadolu'yayollayan, Sultan Vahdettin hazretleridir. Lls- telik gönderirken, avucunun içine de 146 milyar liracık sıkıştırmıştır." (Hatta bu parayı bulabilmek için, zavalh Vahdettin atlannı bile satmıştır.) Gerçek üç: "Atatürk Samsun'a -EcevitVnşiirindeki- taka ile değil, Bandırma vapuru ile gitmiştir. Piyasaya sunulan bugünkü "tarihsel gerçekler bu kadar. Ama "Yalan Rüzgân" kadar uzun bir "arkasıya- nn, belkiyanndan da yakın" dizi olmaması için de hiç- bir neden yoktur! • • • Birinci gerçege hiçbir itirazım yok. Vıyana'dan Çin Seddi'ne kadar uzanan bir Türklük dünyasını Atatürk'ün ne hale getirdiğini görmemek ola- naklı mı? Elbette ki, 1920'lerin "gelişmiş ve demokra- tik" Anadolusu'nu o güzelim haliyle bırakmamanın su- çu Atatürk'ündür! ikinci gerçekte "ufak" bazı düzettmeler gerekiyor. Vahdettin'in Atatürk'ü Anadolu'ya yolladığı dogru da; "Git de düşmanlan kov!" dediği, birazcık tarihsel ger- çeklere ters. Yollarken avucuna çaktırmadan sıkıştrdı- ğı "yol harçlığrrvn tutan da accık abartılı. Peki niçin gönderdi? Başta Ingilizler olmak üzere, büyük devletlerin istek- lerini yerine getirmek ve tahtını kurtarmak için... Dire- nişleri bastırmak, silahlan toplatmak ve orduyu dene- tim altına aldırmak için... Peki niçin Atatürk ü seçti? Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı'nda zafer ka- zanmış "tek Osmanlı Paşası" olduğu için... Anafarta- lar'dan sonra tüm Anadolu'da "yaşayan birefsane" ha- line geldiği için... Peki koca Osmanlı Sultanı, koca Osmanlı Paşası'na ne kadar bahşiş verdi? önce Içişleri Bakanlığı'ndan "bin" lira... Sonra "örtü- lü ödenek"Xen "25 bin" lira... (Sayın Mercümek bile o parayı bugünkü 146 milyar lira haline getirmek için çok zorlanır!) M. Kemal'in nasıl parasızlık çektiği ve Amasya'dan başiayarak masrafların nasıl Topçuoğlu Nazmi Bey'in verdiği 5 bin lira ile karşılanabıldiğı, belgeleriyte ortada. Vahdettin, yurtdışına çıktıktan sonra M. Kemal'i ken- disine başkaldırmakla suçlamıştı. Ama suçlamalannın hiçbir yennde, kişisel servetinden kendisine para ver- diğini söyiememişti. Acaba gelecegin Atatürk'ünü güç duruma sokmamak için mi? Yoksa bizim "tarihselyalan" uzmanlannı sıkın- tıya sokmak için mi? Üçüncü gerçeğe de itirazım yok, yok olmasına da... O noktada kafam biraz kanşık!.. Biz hep tarih kıtaplannda Atatürk'ün Samsun'a "Ban- dırma vapuru" ile gittjğini okumuştuk. Dostlanma sor- dum; onlar da öyle okumuşlar. Peki "resmi tarih" Atatürk'ün oflayan puflayan bir "ta- ka"\\e gittiğini yazarken, bizim tarih kitaplannı hangi kor- san yayıncı okullara zorla kabul ettirmiş acaba? • • • Ve ekrana bir aralık bir adam geldi. Isminin başında "Prof. "yazılıydı. Attında da "Türk Ta- rih Kurumu Başkanı" deniliyordu. Tarihimizi gençlerimize "gerçek manada" doQnı ola- rak ögretmediğimizi söyledi. Doğruyu Islam Ansiklo- pedisi'nm yazdığını söyledi. Bıraksalar, kimbilir daha neler neler söyleyecekti. 12 Eylül'ün Atatürk'ün mirasına el koyup, kurumunu devletleştirip, başına getirdiği bir "memur"Ğu bu adam. Konuştuğu dil de Atatürk'e karşıydı, belli ki kafasının içi de. Rufai Şeyhi'nden RP'nin propaganda işlerinden so- rumlu genel başkan yardımcısına kadar uzanan roller- de, ona da "hık deyicilik" düşmüş olmalıydı... "Belki bazılan göımemiştir" diye ikinci kez ekranlara gelen oyunu ben kasetten ızledim. Izlerken de neden- se Hıncal Uluç'un bir yazısı geldi aklıma. Marmaris'te- ki adam ve arkadaşlannın el koyduklan, Atatürk'ün Türk Dil Kurumu yöneticileri için yazılmış bir yazıydı bu. Ismi de "12 Eylül Pinokyo'lan" idi. Pinokyo denilince, benim de gözümün önüne ipler gelir hep. Merak eder dururum, "Ucundan acaba kim- lerçekiyor?" diye. Ve o iplerin ucu acaba okyanuslan da aşıyor mu, diye. TEKSTIL BANKASI A.Ş. ORTAKLARINA DUYURULUR Bankamız sermayesinin 500 milyar Türk Lirası'ndan, 1 trilyon Türk Lirası'na artınlması nedeniyie bastınlan 9. Tertip hisse senetleri 17 Nisan 1995 Pazartesi gününden itibaren, Istanbul'da Genel Müdürlük binasmda ve diger illerde Şubelerimizde dagıtılmaya başlanacaktır. 9. Tertip hisse senetlerinin, bu sermaye artışı ile ilgili "Rüçhan Hakkı Kullanım Makbuzu" ve "9 Numarah Yeni Pay Alma Kupon"lan karşılıgında teslim edileceği Ortaklanmıza duyurulur. TEKSTiLBANK Abide-i Hürriyet Cad. Geçıt Sok. No: 10 Şişli 80270 İstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear