25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 MART1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOM TSE gümrük binliğinde geçerli • ANKARA (A.NKA) - Türk Standartlan Enstitüsü (TSE). gümriik birhğınde tıcarete konu olacak mallara ılışkın standart uygulamalanna açıklık getirerek ve TSE ile TSEK markalannın geçerliliğıni korudugunu açıkladı. TSE son günlerde basın yayın organlannda belgelendirme ve Communautee Europeen (CE) işaretiyle ilgılı haberterin sıkça yeraldığına dikkat çekerek konunun aydınlatılması ıçın bır açıklama yaptı. TSE açıklamasında AB üyesi ülkelerde sınaı mallann üretimı ve pıyasaya arzıyla ilgılı l.400adetteknık düzenlemenın mevcut olduğu vurgulanarak CE işaretiyle iigıli teknık düzenlemelenn de yeni direktifler olarak adlandınldığı ve tıcarete konu mallann yüzde 8'ıni kapsayan I9'unun yüriirlükte olduğu belırtildı. ATİAD umutlu • BONN (AA) - Avrupa Türk lşadamlan ve Sanayicileri Derneğı (ATtAD) Başkanı Kemal Şahin, gümriik birliği Çerçeve anlaşmasının imzalanması nedeniyle Başbakan Tansu Çiller'e gönderdiği "kutlama yazısı"nda, "Hükümetinizin özverili çalışmalan sonucu gerçekleşen ve Türkiye'nin Batı ile ekonomik entegrasyonunda son derece önemiı bir kilometre taşı olan gümriik birliğinin, zamanla ülkemizi Avrupa Birliği'nın tam üyeliğine taşıyacagından kuşkumuz yoktur" dedi. SSK ve Bağ-Kur bütçeden yiyop • ANKARA (ANKA)- Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur'un açıklan da bütçeden finanse edilmeye başlandı. Bu yıl ilk kez adlanna bütçeye ödenek konulmak zorunda kalınan SSK ve Bağ-Kur'a ocak ayında bütçeden toplam 2.2 trilyon lıra aktanldı. Ocak ayında SSK'ye 1 trilyon 670 milyar lira, Bağ-Kur'a ise 500 milyar lira aktanldı. Nadir lmpex'ten açıklama • ANKARA (AA)- Özelleştirme kapsamındaki Petlas'ı satın alan Nadir Impex'in sahibi ve genel müdürü Muhtar Azeri, "Petlas'ı almaktan vazgeçtikleri" yolundaki söylentileri yalanladı. Muhtar Azeri, Özelleştirme Idaresi'ne gönderdiği yazıda şöyle dedi: "Petlas ihalesi ve Petlas'ı almaktan vazgeçtiğimiz şeklindeki, asılsız ve maksatlı yayınlar bizi üzmüştür." METAŞ'm hisseleri • lZMÎR(CumhuriyetEge Bürosu) - METAŞ yönetimi, Özelleştirme tdaresi'nin aldığı satış karannın ardından 'büründüğü' sessizliğini dün Yaşar Holdıng lehine bozdu. METAŞ Genel Koordinatörü Aydın Telseren. Özelleştirme Idaresi'nce yüzde 42.55'lik METAŞ hıssesinin özelleştınlmesi çahşmalannda, yapılan "fedakârlık ve çabalann" göz önüne alınmâsını istedi. Zenginlere bağış •ısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Aliye Yakşi Anadolu Kız Meslek Lisesi'nin açıhş törenıne katıldı. Demirel, yaptığı konuşmada Japonya'da kazandığı servetini Türkiye'ye getirerek okullar açan Aliye Yakşi'nin büyük bir destan yarattığını vurguladı "Bu, burada zenginliğini kazananlara ibret olsun'' diyen Demirel, " Ülkenın hayırsever vatandaşlannı yalnız hayırseverlikleri için değil, varlıklıhğının icabı ülkeye hizmet yapmaya davet ediyorum" dıye konuştu. OECD ülkelepıne tıırizm dopingi • PARİS (AA) - Ekonomik Işbirliğı ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinde, turizm sektörünün geçen yıl önemiı ölçüde büyüdüğü. 1995 yılının da turizm açısından iyi geçmesipin bcklendiğı bildirildi. Örgüt tarafından yayımlanan yıllık raporda, bu ülkelerin eKonomilerinde görülen gelişmede, dış turizmin bvyük katkjsının olduğu bildirildi. AB ile yapılacak anlaşmalarla kesilecek devlet yardımlan ve standartlar, üretimi zora sokacak Üretime gümrük birliğî darbesi ESRAYENER ANKARA - Avrupa Birliği ile gümrük birliğıne geçışte, yapılan teşvik anlaşma- lan çerçevesınde, sanayi üretimindeki devlet yardımlannın kesilmesi ve ulusla- rarası standartlara göre üretim yapma zo- runluluğunun ıç üretimi zorduruma soka- cağı bildirildi. Yetkililer, gümrük birliğinin ardından ihracatın gerçekleştirilmesi içın ürünlere dünya standartlannı belirleyen JSO-9000 belgesınin verilmesi gerekliligıne dikkat çektiler. Türkiye'de büyük sanayilenn bu stan- dartlara uygun üretim yapabilmek için ge- rekli teknoloji ve sermayeye sahıp oldu- ğunu anlatan yetkililer, "Özellikle ilaç, kunya ve otomotiv yan sanayisinin bu tek- nolojiye sahip olması olanaksız" dediler. DTM'den edınılen bi Igiye göre; gümrük birliğiyle kaldınlacak gümrük vergileri- nin yerine anti-damping vergileri getirile- rek sektörler korunacak. Yetkililer, aynı çerçevede, AB dışındaki ülkelerden yapı- lacak ithalata da belli sınırlamalar getiri- • Avrupa Birliği ile gümrük birliğine geçişte, yapılan teşvik anlaşmalan çerçevesınde, sanayi üretimindeki devlet yardımlannın kesilmesi ve uluslararası standartlara göre üretim yapma zorunluluğunun iç üretimi zor duruma sokacağı bildirildi. leceğinı bildirdiler. Küçük işletmelerin ve yan sanayi gruplannın üretim birimlerinin Avrupa standartlannda üretim yapmalan ve gerekli teknolojik donanıma sahip ol- malan için yeterli sermayeye sahip olma- dıklanna dikkat çeken yetkililer. bu çer- çevede, özellikle otomotiv, ilaç. kimya sektörlerinde yan sanayiye gümrük birli- ğinin büyük darbe vuracağım belirtirken şu değerlendırmeyi yaptılar: "Türkiye'de, bu üretim birimleri açısın- dan önümüzdeki 5 vıl zor gececek. Ancak daha sonra üretimde beili bir kalite orura- cak. Bu çerçevede. bu 5 ydlık geçiş süresi- nin en az zararla kapatdması için belli üre- tim birinılerine yardım yapılacak. Aynı çerçevede. artık belli yaşın altında, sigor- tasız işçi de çauşnnlamayacak," DTM'nin sektörler için yaptığı çalış- maya göre. gümrük birliğinin ardından sektörlenn üretim yapılan şöyle gelişe- cek: SANAYİ-OTO- MOTİV: Gümrük vergılerinin kaldınl- masıyla otomotivde üretim yüzde 10 oranJannda düsecek. Otomotiv yan sana- yi üretiminin dünya standartlannda olma- masından dolayı bu ürünlerin ıhracat pa- yı olamayacak. Gümrük duvarlannın kal- dınlmasıyla yan sanayideki işletmelerin yüzde 40'mın kapanması ve üretim düşü- şünün da avnı oranda olması bekleniyor. TAREVİ URETİMİ: Türkiye'nin en çok güvendiğı alanlardan bin olan yaş meyva ve sebze ürünlerinin gümrük birliği dışın- da bırakılması nedeniyle bu ürünlerin ih- racat ve üretim miktariannda büyük değı- şiklikler beklenmezken, işlenmış tanm ürünlerinin birlik kapsamına alınması, gı- da endüstrisini zorlayacak. Çalışmada, iş- lenmiş tanm ürünlerin üretiminin yüzde 50 oranlannda düşeceği belirtildı. TEKSTTL: Deri ve pamuklu giyim ma- mullerinde üretimin ve ihracatın 19% yı- lında yüzde 30'a, 2000 yılına kadar da yüzde 100'ü aşan oranlarda artması bek- leniyor. Ayakkabı sektöründe ttalya ve ls- panya kaynaklı ürünlenn iç piyasava dü- şük fıyatlı girmesinden dolayı, yerli üre- tim piyasasında daralma olacak. Üretim- de yüzde 10'luk düşüş bekleniyor. MADENCİLIK: Gırdi fiyatlannın ucuzlamasının üretimi arttıracağı belirtil- di. Özellikle toprak ürünle- rinde ihracatın yüzde 40 oranlannda artması bekle- niyor İLAÇ-KİMYA SANAYÜ: Patent yasasıyla ilaç ve kimya sanayiinde ürün fiyatlannın yüzde 50 oranlannda art- ması bekleniyor. Aynı çerçevede. üretım- de yüzde 40 düşüş olacağı bildirildi. Ispanya Sosyalist İşçi Partisi'nin seçim zaferi. Başbakan, Felipe Gonzalez. Sosyalıstler genel seçimleri aldı. Ispanya Avrupa Topluluğuna katıldı 1986. EKİM '89 İşsizlik oranı %22.5'a ulaştı. (AT'nin en yüksek işsizlik oranı) Yolsuzluk ve vergi kacakçılıgı söylentileri, Ispanya Merkez Bankası Başkanı Mariano Rubio'yu istifaya zorladı. TEMMUZ '92 TEMMUZ '93 Eski güvenlik Bakanı Rafael Vera. ETA'ya karşı kurulan gizli ölüm mangalarına içişleri bakanlığından fon aktarmak suçuyla tutuklandı. Ülkenin dördüncü büyük bankası Banesto, genel müdürü Mario Conde'nın yolsuzluğa karıştığı iddialarından sonra battı. Santander Bankası, Banesto'yu kurtarma kararı aldı. T ARALIK '93 SUBAT '95 Avrupa'nın yeni İıasta adaın'ı: Ispanya Ispanyol hükümetı, ıkibuçuk yıllık bır süre içınde pesetayı dördüncü kez devalüe etmek zorunda kaldı. Jspanya'nm ortak bır Avrupa para biriminden uzaklaşması anlamına ge- lebilecek bu karan almak, ıktıdardaki sosyalistler ıçın güç oldu. Cünkü, The Indepen- dent gazetesınde "Avrupa'nın yeni hasta adamt Ispanya"başlığıvla yayımlanan maka- leye göre, sosyalistler için Avrupa'nın bir parçası olmak hep. Franco sonrası Ispanya sın- dâ demokrasinın, omzu kalabalıklann bır daha gen dönmeyeceğının bırgarantısı olmuş- tu. Nıhayet I986'datamüyelığe ulaşıldı. l980"lenn ıkıncı yansı ekonomik vesıyasiaçı- dan başanlarla doluvdu. Refah. tam üyelikten öte, yıllarca kendı ıçıne kapanan ekono- mının dışa açılmasından kaynaklanıyordu. Ancak bu refahı yaratan üretim değıl. büyük ölçüde aile ışletmelennin yabancı seımayeye satılmasından. spekülatif yatınmlardan sağ- lanan gelirdi. 1980 yılına göre zenginlığin reel anlamda yüzde 40 arttığı 1992, resesyo- nun da başlangıcıydı. Ekonomik büyümenın kahramanlannın isımlennin yolsuzluk olay- lanna kanşması, sosyalistler için ışlen daha da güçleştirdi. Sosyaii^tleri en fazla yara- layan, kontrgenlla skandallannın da sanıklanndan bıri olan partı üyesi Luis Rokdan ın. Sıvıl Koruma'nın başkanhğı sırasında yaklaşık 5 milyar pesetayı zımmetıne geçırdık- ten sonra kayıplara kanşması oldu. Pesetanın seyn de Gonzalez'ın erken seçımlere gı- dıp gıtmeyeceğını gösterecek. Enflasyonun. devalüasyonun ıthalatı daha pahalı hale ge- tırmesıyle ıyıce yükselmesi bekleniyor. Faızoranlanndakı artış, ıvıleşmev ı tehhkeye so- kabılır. Sosyalistler ister bir süre daha ıktıdarda kalsın ıster kalmasın. sokaktakı halk AB efsanesinı sorgulamaya basladı. Istanbul Sanayi Odası, KOBİ'lerin AB olanaklannı tanımalan için proje başlattı ISO'dan AB ile işbirliği firsaüan Ekonomi Servisi - tstanbul Sanayi Odası, küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) gümrük birliğine girilirken yurt- dışındaki olanakJan tanımalan amacıy- la bir proje başlattı. Gümrük birliği sü- reci içerisinde nihai amaç olan AB'ye tam üyelikte KOBİ'lerin geleceklerini garantıye almak amacıyla oluşrurulan E- CIP (Avrupa Birliği Yatınm OrtakJık- lan) projesi ilk aşamada, Türkıye ile Al- manya'daki KOBl'leri biraraya getirme- ye yönelik olarak gerçekleştırilecek. Almanya'nın Bavyera eyaleti Nürn- berg Ticaret Sanayi Odasfnın Türki- ye'de yatınm yapma talebıne İSO'dan gelen olumlu yanıt üzerine tstanbul'un pilot bölge seçilerek başlatılacak olan proje, Coopers & Lybrand aracılığı ile 1 Yararlanma koşulları 1 - ECIP, KOBl'leri hedefliyor. - Daha büyük ölçekliler de yararlanabilir. - Büyük ve çokulushı şirketler yararlanamaz. - Baş\oırunun, yatınm ortağı bulmak için yapılması. 1 Programın aşamaları 1 - Diğer ülkelerde yatınm ortaklığı ile ilgilenen firmalann tespit edilmesi. - Analizler ve diğer hazırhklar. - AB'nin yatuım projesine finansman katkısı. -Insan kaynaklan ve teknik destek. gerçekleştirilecek. Dün tSO'da düzenlenen bir toplantıy- la sanayicilere tanıtılan proje konusunda bir açıklama yapan İSO Genel Sekrete- ri Bahar Şahin, Avrupa Birliği "nde kü- çük ve orta ölçekli işletmelere finans- man desteği sağlamayı amaçladıklannı belirtti. Organizasyonun İSO tarafından üstlenileceğini belirten Şahin, "Türld- ye'deki KOBt'ieri Alman sanavicikri ile bir araya getirmek isthtıruz. Birkaç işlet- me bu arada > atınm yaparsa bu hem bi- zim için önemli bir kazanç olacak ve hem de İSO'nun dışa açılnıa konusundaki tec- riibesini artüracakûr'' dedi KOBFIer ateş hattında Gümrükbirliğinden en fazla KOBİ'le- rin etkıleneceğini belirten Coopers & Ly- brand yetkilileri ıse "Proje aslında 1988 yılında başladı. Amaç Akdeniz Bölge- si'nde bulunduğu halde AB've üve olnıa- yan ülkelerde yapılan yatınnılarla bu ül- kelerden Avrupa'ya olacak göçü engelle- mek"diye konuştular. Yetkililer. fonlar- dan yararlanabilmek için somut projele- rin gerekli olduğunu da sözlerine ekle- diler Rıdye Televizyon Üst Kurulu'naıt kararıyla Btst FM yayınları, bir 9ün liireyle durduruldu. Ama degifen hiçMr fcy «k|6esf FM'de hala her fey/serhsiisHmak yasak. İŞÇtNtN EVRENtNDEN ŞUKRAN SONER Daha Önceleni Nerelerdeydiniz? Ünlü şarkıda, duygularını saklamış sevgiliye "sitem", yaşa- namarnış güzel yıllann acısı ile buruk yönettilen bu soruyu, gümrük birliğinin getirdiği sorunlarla bağlantılı, öfke ağırlıklı, çok başka duygularla birilerine yöneltmek durumundayız. Gümrük Birliği Anlaşması'nı, iktidann ömrünü uzatma araa olarak kullanma çabası içindekı Başbakan Tansu Çiller, bir yandan abartıh sevinç çığlıklan atarken, bir yandan da çok kı- sa bir zaman diliminde gerçekleştirilmek durumunda olan iş- lerin ağırlığından politik bir dille yakınmaya başladı bile. Işin hıç şakası yok. Gümrük Birliği Anlaşması'nın sonbahar- da yeni bir ertelemeye kurban gitmemesi için, insan hakları ve demokratikleşmede çok ciddi adımlar atılması zorunlu. Çiller istediği kadar "Çok kibar davrandılar, bana herhangi bir ima- da bulunmadılar"des\n. AB'nin Türkiye'ye ilişkin en yetkili ve sorumlu ağızlan, anlaşmanın açıklandığı basın toplarrtısında bile çok net bir dille altmı çizdiler; "İnsan haklannda, demok- ratikleşmede beklenen iyileşmeler olmazsa, sonbahardaki toplantısında Avrupa Pariamentosu, anlaşmayı onaylamaz, erteler" dediler. Içerde üç değişik amaca yönelik ortak muhalefet başladı bi- le; Refah ve sağ partilerin içine yayılmış ırkçı, şeriatçı düşün- celerin sahipleri, bu ülke insanının çağdaş toplum değerleri ile yaşamasına karşı olanlar. AB yenne ıslami ya da Türki birlik- ler oluşmasını isteyenler çok etkilı, sistemli bir karşı çıkış kam- panyası yürütecekler. DYP içinde Çiller'in iktidanna karşı olanlar ve aynı nedenle ANAP ağırlıklı bir başka muhalefet odağı da sesli karşı çıkma- ya utanan, ancak gumruk birliği ile çıkarlan çatışan sermaye- yi de arkalanna alarak giderek güçlenecek. Bir de DSP ile İşçi Partisi'nin öncülüğünü yaptıklan, soldan gelen ve CHP'nin de içinde güç bulacak, Avrupah olabilmek- ten çok Avrupa'nın pazan, arka bahçesı olma kaygılanndan kaynaklanan karşı çıkışlar var. Birbirinin tam tersi amaçlarla yola çıkanların buluştukları, toplumda da kabul görecek, or- tak ve de haklı eleştirileri, Türkiye'nin Avrupa'nın üyesi, bi*yi olmaktan çok uzak, çok onursuz ve fazla dayatmalı bir ilişki- ye zorlanıyor olması. Başbakan Çiller'in "Avrupa istediği için değil, Türk insanı buna layık olduğu için insan haklan ve de- mokrasi" mesajını vermeye çalışacağı, bunun için etkili bir kampanyanın başlatılacağı söyleniyor. Doğrusu bunda inandıncı olma konusunda hiç şansı yok. Adama sorartar; "Siz seçim kampanyalannda, 12Eylüldüze- nini ortadan kaldırmak, daha fazla insan haklan ve demokra- si sloganlan ile oy aldınız, bu doğrultudaki hükümet protokol- leri ile iktıdar oldunuz.Demirel ve Çiller hükümetleri, koalis- yon ortaklan olarak bu sorumluluklannızı yerine getirmediniz. Sol kanat ilkeli davranamadı, ağırtığını koyamadı. Ancak sağ kanat doğrudan çamura yattı, sözünden döndü. DEP karan ve pek çok hükümet uygulaması ile gerek insanlan, gerekse demokratikleşmede pek çok konuda geri çizgiye geçildi." AB'yı savunan, liberal olduğunu söyleyen Türk sağı, kısa- cası çok kötü bir sınav verdi. Burnunun ucunu, birkaç ay son- rasını göremedi. Bütün siyasi partilerin seçim kampanyalann- da, hükümet program ve protokolünde yer alan insan hakla- n, demokratıkleşme, namusu ile zamanında yapılsaydı, kim "Avrupa'nınzoru ile oldu" diyebilırdi? Şeriata, ırkçıhğa,yozlaş- maya, kirlenmeye prim vererek iktidarîannı, parlamenterlikJe- rini korumayı seçenler, birkaç ay önce "hayır" dediklenne, Av- rupa bastınnca "eyet" diyecekler, elbette yukanda sözünü et- tiğimiz haklı eleştiriden paytannı alacak, onursuz davranma- sının, bilinen birtakvımi bile hesaplayamamanın bedelini öde- yecekler. Sofda ve sağda, Avrupah dayatmadan da asgari öl- çüleri ile insan haklannın, demokratıkleşmenin gereğini savun- muş olanlar ise "Avrupa istedi de yaptınız"aytbmı taşımaya- caklar. Avrupa istediği için değil, insan olarak bu haklaria ya- şamaya inandığı için, insan haklan ve demokratikleşmeyi sa- vunanlann ise, bu türden bir kaygı ile istemlerinden, savaşım- larından geri durmalan söz konusu olamaz. Türkiye zorlu ve çok önemli yeni bir dönemeçte. Mandacı- lık ruhu ile gümrük birliğini savununlar, insan haklanna, demok- rasiye inanmayanlar, Avrupalı zorlaması iie bazı değişimlere kerhen "evef" deseler de, insan haklan ve demokratikleşme- de özü boşaltmak üzere ellerinden geleni yapacaklardır. Ba- ğımsızlıktan, gerçek insan haklan ve özgürlüklerden, demok- rasiden yana olanlara önemli görevler düşecektir. Aynı çelışkıler tek tek uygulamalar için de yaşanacaktır. Av- rupa'nın arka bahçesi, pazan olmakta sakınca görmeyen ser- maye cephesi, kişisel çıkarlan, işletmesinin zaran söz konu- su olduğunda korumacılığı savunacak, ülke çıkarlan savun- masına sığınacaktır. Avrupalının değerlerini, insan haklan, de- mokrasi, bilim, yaşam düzeyinı ülkemız insanı için isteyenler ise, Avrupalıdan gelen haksız dayatmalara karşı çıkacaktır. Bu arada şerıat, aşıret, kölelık, geri düzenlerde çıkarian bulu- şanlar, tam tersi söylev ve rollerde görünebilecektir. Türkiye çağdaş, refah toplumu, uygartık yolunda atılması ge- reken adımlann çok geç kalması nedenı ile, çok zorlu, çok çe- lışkili tartışmalan, gerçek amaçlarla görünen rollerin taban ta- bana zıt olduğu bır karmaşayı yaşayacaktır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Erez'e göre 'ödün' değil Kıbrıs için verilen söz geçersiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiüer'e yakınlığıy- la bilinen Türkiye Odalar ve Borsa- lar Birliği (TOBB) Başkanı Yalım Erez, Avrupa Birliği ile gümrük bir- liği karanna karşılık, Kıbns Rum yö- netiminin AB'ye üyeliği konusunda Yunanistan'a söz verildiğini doğrula- dı. Erez, verilen sözün hukuksal bir dayanağı olmadığını ve AB'nin. Yu- nan siyasiler ile kamuoyunu yatıştır- ma stratejisi izlediğinı savnndu. Siyasi ve ekonomik gelışmelerde Başbakan Çıller'in yakınında yer alan TOBB Başkanı Yalım Erez, dün yap- tığı yazılı açıklamada, AB ile gürnrük birliği karannın çıktığı görüşmelerde Yunanistan'a verilen sözün "ödün 1 " olarak algılanamayacağını savuna- rak, şu görüşleri dile getirdi: "AB'nin bölüıunezkabul cttiği Kıb- ns'ın tapu senedi olan Londra ve Zü- rih Antlaşmalan'na göre Kıbrıs, an- cak Türkhe ve Yunanistan'ın birn'k- te üve olduğu bir uluslararası örgüte girebilir. Aksi halde, Türkiye'nin bu konuda onayı gereklidir. Bu bakun- dan AB'nin Kıbrıs'la tam üyelik mü- zakeresi stratejisinin. gerçekte Yunan sivasileri ve kamuoyunu yatıştırmak- tan öteve bir anlamı yoktur. AB, güm- riik birliğine yeşil ısık yakmak konu- sunda Türkiye'nin yanında, Yunanis- tan'ın ise karşısında yer almıştır. Bu olguda, Avrupa'nın Yunanistan'dan bıkmasının ve Türkiye'nin hâlâ vaz- geçilmezliğinin rolü bü>üktür." Türkiye'nin gümrük birliğine 1 O- cak 1996 tarihinde girebilmesi için Terörle Mücadele Yasası ve anayasa başta olmak üzere demokratikleşme yönünde çahşmalar yapması gerekti- ğini vurgulayan Erez, bu düzenleme- lenn yapılmaması durumunda verilen tarihın önce 1 Temmuz 19%'ya. da- ha sonra 1 Ocak 1997'yeertelenebi- leceğine dikkat çekti. Erez. "Top, şimdi Türkiye'de. Bu düzenlemeler Avrupa istediği için de- ğil, Türkiye kendi isteghle ve çağda; toplumlann düzeyini yakalamak ar- zusuvla yapmaİKİır'* görüşünü kay- detti. Sakıp Sabancı: Batı kapısı açılcl ISTANBUL (AA) - sabancı Hoi- ding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp SabancuTürkıve ile AB arasında ön- ceki gün imzalanan gümrük birliği çerçeve anlaşmasıyia Türkiye'nin. "Hem Türk hem de AvrupaJı" olaca- ğını bildirdi. Sabancı, gümrük birliği gerçekleş- tiğinde her şeyin bitmeyeceğinı ıfade ederek "Dikkat ediniz. şu anda sade- ce Batı pazannın kapısı açdıyor, ileri- de tam üvelik gerçekleşince. Batı dün- yasının kapısı açdmış olacak"dedı. Kapının öte >anında "akıllılar top- luluğunun" bulunduğuna ışaret eden Sabancı. sözlennı şöyle sürdürdü: u Bu topluluk ile iş yapanlann da akılü olmasL onlarla aynı dili konuş- ması, aynı beceriyi, aynı kafayı kullan- ması şart Bi/ bunu yapacağû. Bi/ bu- nu yaparak kendi menfaatlerimi/i ko- ruyacağız. Menfaat dengesini bozma- yacağız. Biz bu kapıdan ne başkalan- nı kandırmak ve ne de kendimizi bas- kalanna kandırtmak için geçeceğiz. Dünya değişti. Artık öyle kanmaya- kandırılmaya, istismara-soyguna da- yalı sahte dostluklara. sahte birliklere yer yok. Başkaian hak ve menfaatie- rini koruyacak. Biz de Türk olarak hakkimızı,menfaatJerimizi konjy aca- ğız. Ne daha fazla ne az. Dengeli biçim- de." Hür ve demokratik sistemlerde in- sanlann her konuda farklı değerlen- dirmelennin olabileceğini bildiren Sabancı, "AB v« GB konusu, Türki- ye'de30 yüdırtaröşılıy'or.Hiçbir konu- da Türk toplumu bu kadar görüş w gönül biriiği sağlarnamıştı. Halkın ge- nel bekleyişleri doğnıltusunda GB gerçekleşn" dedi. Sabancı, şimdi olanlan bozmaya izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü,işteozaman dünyaya rezil olur, heniiz Batı dünya- sına üyc olacak çizgiye gelmediğimizi ele güne ispat ederiz. Türkiye ne za- man yol almaya başlasa 'kifayetsiz muhteris' deniien birtakım kimseler, kuruluşlar,bundan huzursuzolur. He- men frene basmanm hesabuıa girerler. Anıan dikkaf Sabancı, "Bir lokma, bir hırka ya- şama" döneminin geçtiğini, şimdi aşı ve işi olan Türk insanmı, çağdaş Ba- tı dünyası insanı seviyesine kavuştur- manın zorunlu olduğunu anlattı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear