22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 SUBAT 1995 CUMARTESİ CUMHURlYET »» SAYFA KULTUR 13 August Sander'in fotoğraflan Ankara Alman Kültür Merkezi'nde sergileniyor '20,Yüzyılııı Insanlaıi'KAYA ÖZSEZGİN Fotografik görûntûyû, "düz"bir kayıt olarak yorumlamaktan yana olanlar, ondaki içeriksel mesajı çoğu zaman görmezlikten gelir ve fotoğraf karesinin içine sığdınlmaya çalışılan bu görüntüye olağan bir çabanın ürünü olarak bakarlar. Görüntünün. insana ilişkin bir malzeme üzerine kurulu olması, fotografın tarihsel evrimı açısından da onun işlevini belirleyen temel öğedir bu görüşte olanlar için: Insan, objektifin karşısında dikilir ve "poz" verir. Objektifin karşısına geçmek, poz vermenin de bir koşuludur Fotoğraf karesine girmek ve o görüntü içinde kadrajlanmak, fotografı saptanan kişinin gönüllü bir seçimini yansıtır. Zaten fotografın tarihi de, bu gönüllü seçimle başlar. Bir başka deyişle. fotoğraf jkartonu üzerinde isabitleştirilmış olan portre, ait •olduğu kişinin yaşadığına ilişkin bir belge olarak, fotografın ilgi alanında baş ^köşeyi işgal eder. Öncülerden Nadar'ın olduğu kadar, onu izleyen başka fotoğraf ustalannın da ilgısi. daha çok bu yönde yoğunlaşmıştır. Bilındığı gıbı. August Sander, neredeyse •doksan yıla yaklaşan uzun yaşamı boyunca fotografın bu ilksel ışlevine bağlı kaldı; çevresindeki insanlan ya da insan gruplannı, fotografik gözlemlerine konu yaptı durmaksızın. Ankara'da, Alman Kültür Merkezi'nde sergilenmekte olan bu tür fotoğraf dizisi, tümüyle gözden geçırildiğinde. üzerimizde ıduşan ve varlığını sürdüren ilk izlenim. bir insanlar galerisinde geziyor olmamızdır. ,Çe\Temizi saran. çeşitli meslek grupianndan ya da Jdeğişik toplumsal karmaniardan gelen insanlann, Ikimi "mütecess»", kimi dalgın. kimi avuntulu, kimi 'kendini beğenmiş, kimi ezik, •kirfıi gururlu baktşlan altında kendimizi göz hapsine alınmış Igibi duyumsanz. !Genel bir saptamayla, iki 'dünya savaşı arasımn {toplumsal karmaşası, ibunalımlan, geleceğe güvensiz kuşkulan içinde savrulup .gitmiş olan insanlan, ;objektifinin karşısına dizen ;Sander'in yaklaşımı. Susan Sontag'ın da haklı olarak Ibelirtmış olduğu gibi. Sander 'in de (sağda altta) helirtigı gibi ' Çağtn yiizü' dür bu foıoğraflar. Çagın sorunsal imajtnm. ınsan yüzlerinde oluftuniugıı engebelı bırıkimlen. bu ınsan manzuralarında ızledık^c. umutla umutsuzluk arasında. saptanması giıç duygu ılerifimi. bu totograflarla itzın aramzda gıdip gelıyor; kımı zaman bu duygu. foloğraf karesine yapıştp kalıyor. kimi zaman da oradan koparak benhginıze karışn'or. bireylerın "temsili karakterleri r 'üzerine kurulmamıştır; daha çok da fotoğraf makinesinin, insan çehrelerini, birer "toplumsal maske" olarak ortaya çıkarmaya yatkın işlevi açısından değertaşimaktadır. Gene Sontag'ın deyimiyle fotoğraflanan herkes, belli bir sınıfın ya da meslegin göstergesidir Sander'de. O. bu fotoğraf dizisinı "20. yüzyılın insanlarr olarak adlandırmıştı. Bu isim bile, August Sander'in, kurgulanmış bir zaman dilimi içinde, saptanmış ortamlarda ve önceden tasarlanmış bir "mizanseıT bağlamında oluşturulmu^ ınsan görünrülerine, tarihsel ve toplumsal bir olgu gözüyle yaklaştığını ve insan malzemesini, tükenmeyecek bir kaynak olarak gördüğünü ortaya koymaktadır. Kendisinin de çok doğru bir saptamayla belirttiği gibi, "Çagın yüzü"dür bu fotoğraflar. Çağın sorunsal imajının, insan yüzlerinde oluşturdugu engebeli birikimleri, Alman fotoğrafçının görüntülediği ınsan manzaralannda izledikçe. umutla umutsuzluk arasında, saptanması güç duygu ıletişimi, bu fotoğraflarla sizin aramzda gidip geliyor; kimi zaman bu duygu, fotoğraf karesine yapışıp kalıyor, kimi zaman da oradan koparak benliğinize kanşıyor. Insan olgusunu, tutku ölçüsünde bir ilgi odağı haline getirmiş olan geleneksel Alman romantizmi, burada Cermen ırkına özgü bir sınıflandırma şemasıyla karşımıza çıkmakta, örneğin Alman Rönesansının Kuzey ifadeciliğini yücelten tavn, burada da varlığını dışa vurmaktadır. Genellıkle. mensup olduğu toplumsal sınıfın ekonomik ve kültürel düzeyini saklı tutmaya büyük özen gösteren insan yüzleri, kimi yerde safyürek kimi yerde içten hesaplı göstergesel bir tavırla kendini açığa vursa bile, aşın bir cıddiyet, onlan birleştiren ortak bir özellık olarak dikkat çekebilmektedir. Sander'in pozlandınlmış fotoğraflannı, bu alanın tarihsel bırikimiyle buluşturan önemli etkenlerden biri de, fotografı her tür üslup spekülasyonu dışında tutmaya büyük özen gösteren klasik tutumdur. Fotoğrafçıya özgü klasik tutumu, örneğin resim sanatındaki benzeri yorumla aynı düzeyde düşünmemek gerekiyor. Resimde. çağdaşlığın uzağında kalma tehlikesi her zaman söz konusu olabilir. Fotoğraf ise. temelde, gerçekliğe bağımlı birdal olması bakımından, nesnel görünrünün uzağında kalamaz, aksine o görüntüyü yüceltici bir eğilimi, sürekli olarak kendi içinde banndınr. Ankara Fotoğraf Sanatçılan Dernegi'nin işbirliği altında düzenlenen Alman Kültür Merkezi'ndeki August Sander sergisi, fotografın hiçbir zaman eskimeyecek olan bu yönünü. olanca görkemiyle ortaya serdiği gibi. fotoğraf tarihinin kısa geçmişinden ilginç bir sayfa da açmış oluyor. DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Kültür Alışverişi Kaç gundür bu konu kafamı kurcaJayıp duruyor. Geçen- lerde Cevat Çapan'a da sordum: "Almanya'daki Türkter Almanca yazdıklan zaman Alman yazını çerçevesine mi giriyorlar?" Boynunu büküp, "öyle..." dedi. Almanya'da yaşayan bir Türksünüz, öykü, roman ya da şiiryazıyorsunuz diyelim, Türkçeyazıp sonraAlmancaya çe- virirseniz ya da çevirtirseniz Türk yazını oluyor; Almanca ya- zarsanız, Alman yazını... Pekı, çevriyi kendinız yaptığınızda, ki insan kendi yazısı- nı çevirirken dillerin olanaklanna göre değişiklikler yapmak- ta daha serbest davranır, o zaman ne olacak? Hem Türkçesini, hem de Almancasmı siz yazdınız... Bir yapıtla hem Türk, hem de Alman yazınına mı girecek- siniz? Ya da hangisini önce yazdığınızı mı araştıracaklar? Sanatlan düşünelim: Mimariık, dans, müzük, yontu, resim, fotoğraf, tiyatro, si- nema... Bu sanatlardan bazılanna dil girebiliyor. Şarkı sözlerinde, tıyatroda, sinemada dıl var. ama dil mi beliriiyor o sanatla- nn hangı ulusun sanatı olduğunu? Şarkıda dilin belirteyiciliği en az, sinemada daha çok, ti- yatroda en çok... Oyun yazarlığı zaten bir yazın etkinliği... Ama yazının ıçine girdığı bu sanatlarda her şey dilde baş- layıp bitmiyor. Bir Ingiliz filmı yalnızca Ingilizce konuşularak çevrildığı ıçin Ingiliz filmi değil. ingilız kültürunun içinde yer alışı beliriiyor onun Ingilızliğıni. Picasso Ispanyol ressamı mı, Fransız ressamı mı? Fransa'da yaşayan bir ispanyol. Resimlerini Ispanyol ya da Fransız dilinde yapmıyor. Nasıl karar verilecek onun hangi ulusun ressamı olduğu- na? Mimartık, dans, muzik, yontu, resim, fotoğraf, tiyatro, si- nema, hepsi böyle. Bazılannda dil hiç söz konusu değıl, ba- zılannda bir oranda etkili, ama temel belirieyici içinde yer alı- nan kültür. Yazına gelince her şey değışiyor mu? Yazinda tek belirieyici dil mı? Yazın öncelikle bir dili işleme, dille güzellikler yaratma sa- natı olduğuna göre, boynumuzu büküp, "Öyle", demek zo- rundayız. Yazın dışı sanatlarda belirieyici olan kültür ne olacak? Al- manya'da Almanca yazan bir Türk, Alman külturünün çer- çevesınde midir? Işin ilginç yanı Alman yazın çevreleri Almanca yazan Türk- lerde kendilenne aykın gelen bir kültürü değeriendiriyoriar. öylesine ki Almancanın kullanılışındaki acemilikler bile hoş- lanna gidiyor. Örnekse Emine Sevgi Özdamar'ın Hayat Bir Kervansa- ray adlı romanında kültürümüzün, değil Almanlara, bugün bize bile aykın gelen eski insanlan anlatılıyor. Almanlann böyle bir romanı benimseyip Ingeborg Bachmann Ödülü'ne değer görmeleri çok ilginç... Şöyle bir düşünceye ulaştık: Demek ki yazın, bütün sanatlann ötesinde, kültür alışve- rişinin iki yonluluğünü gerçekleştırme yolunda... Bu ne demek? Yıllardır uluslar arasında bir kültür alışverişinden söz ede- riz. Ama bu alışveriş gelişmekte olan ülkeler açısından ba- kınca, "veriş"\ olmayan tek yönlü bir "alış" durumundadır. Anlaşılan şimdi yazın dünyasında bir "veriş" de ortaya çık- tı... Juan Goytisolo'nun Hayat Bir Kervansaray ıle gerçek- leşmekte olduğunu soylediğı şakasını daha önceki bir ya- zımdaanmıştım: "Fransızyazınının geleceğinin Magriblı ve Karayibliyazar- lara, Ingiliz yazınının geleceğinin Pakistanlı ve Hintli yazar- lara, Alman yazınının geleceğinin de Türkyazarfara bağlı ol- duğunu" söylüyordu. Bu yazariar o ülkelerin yazınlarına ne katkıda bulunacak- lar? Dili mi işleyip güzelleştirecekler? Hayır, bu yazariar o ülkelerin kültürierine kendi ülkelerinin kültürierini taşıyacaklar. Taşıyoriar... Demek ki yazın, ağıriıklı olarak bir dil ışi, ama salt bir dil işı değıl, bütün sanatlar gibi, o da temelde bir kültür işi... Yoksa Goytisolo böyle bir şaka yapmak gereğıni duyrnaz- dı. Almanya'yla tek yanlı olmayan, gerçek bir kültür alışve- rişine girdiğimiz anlaşılıyor. 293 89 78 (3HAT) BEYOGLU ALKAZAR SINEMA MERKEZI 245 73 83 K KIESLOWSKrnın bütun buyuk festıvalleıı sılıp supuıen başvapıtı ^KIRMIZIIreneJACOB • jBan-Louıs TRir-vlTK İM AM T BEYOGLU ATKAZAR • 12.15-14.30-16.45-19.00-21.15 K. KIESLOWSKI'nm butun buyuk festıvallerı sılıp supuren başyapıtı UÇ RENK • MAVI)ULIETTE BINOCHE 11.00-15.30-19.15 -J-*ÜÇ RENKr-7 IİEYAZJulıe Oe'py mfrmısz Gaıos 13.1517.30-21.45 KADIKOY AS 336 OO 5OIFA bahar isyancıdır! SlfîS» ORTAOYUNCULAR ISTIKLAL CAD NO 140 TEL 25 1 18 65-66FAX 244 43 27 Ferhan Şensoy Ferhan Şensoy Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYLER ŞU GOGOL DELİSİ SEYiRCiLi SEYiR Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Biletlef : Gifede ve Suadjye Vakkerama da satıbnaktadır. VAZ. oynayanlar Derya »LAIORt.Oldsnıir ÇÎFTÇİOĞI.U Ulku OUKU CUMA-CUMARTESİ 21.00 Uletter: Tttsim Vakktrama .inısc farkctniL'di. >i/ tiirkodcci'k ıııisiııi/ ? JOHN TOFTURRO ROBMORROff RALPH FIENNES Bir ROBERT REDFORD Filmi Q U I Z S H O W " Kadıköy BAHAMYE (414 35 05) 11.3O-14.0O-16.30-19.00-21.3O BEYOGLU PERA (251 32 40) •JEREMY DtONS •MERY1 STREEP «GLENN CLOSE •WEVONARYDEK •AflfTONIO BAJVDERAS RUHLARIN EVIYön: Bille August SONHAFTA 12.00-15.00-18.00-21 OO Dilek TLIRKER Tivatro AYNA MUTLU OL NAZIM KÜÇÜK SAHNE/BEYOĞLU OYUNLAŞTIR.\N Atcıol Bebratnoğlu OYNAYAN Dilek Türker Gıse TeL2Sl 85 8"/24S 2-i 90 Cıınu 20 30 Cıımartest 18 (X) ÇAGDAŞ REPERTUVAA T İ V A T R O S U Harold Pinter mı m Yön: Kubilay Zerener Cuma-Ctesi 18.30-Paıar 21.15 Salı 1700 Gönûl Okü-&zanf<T Özcan rıyıtnmı Siili Ttl: 133 M 91 B i / i m T i y a t r o Altuniude CAPITOL Tel: 391 65 38 Nefis tiyatro metnini ve Zafer Diper'in virtüoz oyunculuk gösterisini kaçırmayın. / BASIN YARGI Cumanes' 18 30 ŞİKE Quiz Show Oscar MuKu yonetmen ft^oert redtord dar. Amefikan ahlaiu ^e ^ TJrm gucü uzenne kişkrtıcı bir  *am dçnier pıogram •yım»br' Tçevresmcfe görşen olayiarla hayaHarı^ , ^ değîşen üç nsanın öytajsû < , Völaga» oıayır» dramatıze eden • -Baştenın adanları- fAmnn yfcjız v ' yapmcs Redtan). sosyal ıçerklı A > tanUanyabaoasıdeği - Ş*e » t skand*«nnedenbu kadar lepta 1 AınagerceMende buolay AgûvHimizı sarsan bir sen atdatrranr;' i - 'b.ırasryd|-ctyotMületBşrotjncle«ı1 , v Morow ıse "Bence ş*e t» mecaz I Açapta a c g ^ v« burui hasariam gûsteten bir 4 > ~ önıek Watefoate. irarvconl'a ve <. ^ Ar«a h« gf> benım rwskn«ıı ' A stoıdaiann alası Bt scnraKı ' > ^nesfn kuşkuculuğunu da doğuran ılH , > nplumsal skandal" ttyoc Evet . 4Fotresl Gunp Ametıka nm hayalıy ' T Jke'de gefçegı Kaçırmayın> # EVRENSEL KÜLTÜR MERKEZİ 18 Şubat C.tesi 14.00 SEMİNER / ATÇ POLITIK TİYATRO Hazırlayan : B.Ü.O 18 Şubat C.tesi 19.30 T İ Y A T R O Istanbul Sahnesi YAU, BIZ NİYE KOVULDUK Yaz.*Yon. Uehmet ESATOĞLU istıklal Cd. Aznavur Pasaıı 212/6 Galatasaray Tel. 243 08 06-03 I KEİ>T OVIOCULARI I 246 35 89-247 36 34 ! NEIL SIMON KOMEDI 2 BOLUM Çeuıren : Bılse KOLOĞLU Yön: Yıldız KENTER Persembe 21.00, Pazar 15.00 {PetşemtM Indirımlidir.) MUZAFFER İZGÜ BİR BAŞKASI ISTANBUL BÜYUKSEHIR BELEDIYESI ŞEHIR TIYATROLARI i1 H A R B I Y E M U H S I N E R T U G R U L S A H N E S İ (240 77 20( ERGUN SAV ÇocukOyunu r^prT ÎERZı GÖLGENİN CANI YONFTEN ENGİNGÜRMENİ YONETEN CEM DAVRAN (15-16-17-18-19 Şubat) ' (18-19 Şubat Saat 1100) "CANLI MAYMUN LOKANTASI" ADLI OYUNUMUZ RAHAT5I7LJK NEDENİv Lt GEÇIG BİR SÜRE KAlDIRILMIŞTIR PEYNIRL1 YUMURTA CANDOĞAN (14 Şubat Saat. 18 00/20.30 16-17 Şubat Saat. 15.00) KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİ (349 04 63) DARIO FO AÇIK EVLİLÎK YONETEN MAZLUMKİPER (l5-l6-l7-l8-l9Şubat) Çocuk Oyuıtu WiHAk 'ESFEARE BİRGECEMASAU O V UNLAŞTIPAN YONETEN NEŞ'E ERÇETİN (18-19 Şubst Saat. I ! 00) " A S L O L A N H A Y A T T I R " ADL! 0YU-İUMUZ RAHATSIZUK NEDENIYLE GEÇICI BİR SURE KALDIRILMIŞTIR USKUDAR MUSAHIPZAOE CELAL SAHNESİ (333 03 97) NikOLAY GOGOL PALTO YCfJETEK BAŞAR SABUNCU (15-16-17-18-19 Şubat) Çocuk Oyunu FICVVAECHTER SOYTARILAR OKULU YGrCTEN TANER BARLAS (18-19 Şubat Saat. 11.00) FATİH REŞAT NURİ SAHNESİ (526 53 80) A TURAN OFLAZOĞLU CEM SULTÂTT YONETEN ENGİNULUDAĞ (15-16-17-18-19 Şubat) Çocuk Oyunu Ş AVŞA^EULGER EPOSTOĞLU-MDKİLIÇ YAVRU KİMİN YONETEN ŞEVKETAVŞAR (I8-I9 Subat Saat I I 00) G A Z I O S M A N P A Ş A SAHNESİ (578 60 67) HALDLN TANER VIUN EN AKJLU KOUEDISI' GOZLJERIMIKAPARIM VAZIFEMİ YAPARIM TELEFON ,: 212, 230 16 18 KOMEDİ 2 BOLUM Yön: Yıldız KENTER Müzik : Mellh KIBAR Cuma 21.00. C.tesi 1S.0021.00 _ or u n cunteri ç, |C.I«İ 15.00 Indinmlidir.l | IIIFTUK •CNETEN SAVAŞDİNÇEL (I5-I6-I7-I8-I9 Şubat) Çocuk Oyunu -EMOi3p 3t\Z. v GU\ER BIRUKTE OYNAYALIM YOMETEN DENİZUYGUNER (18-19 Şubat Saat. I I 00) > Gunkri Çır li K. 20 30 '•' !0 10 Cum 20 10 Cı IS H. ».!• ' ı m IS 0C I I 111 •llfTU-lt. ŞEHII1 TırATÜOUUtl CIŞELHI ILE KADIKÖT HALDUN TANEIt (MERKEZ GIŞESDnde SATILtUKTADIK ŞEHIR TIYATROLARI HARBIYE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESİ (240 77 20) 80. YIL KULTUR ETKINLIKLERI TİYATRO VE KARİKATÜR (SOYLEŞI) KATHJ\NLAR. OĞUZ ARAL SEMİH BALCIOĞLU LATİF DEMİRCİ SAVAŞ DİNÇEL FERRUH DOGAN TURHAN SELÇUK Sergı : "Tiyatro Karıkaturlerı" 20 "Şubat Pazartesı Saat I 4.Q0'de. G i r i ş Ü c r e t s i z d i r . 21 ŞUBATTAN BAŞLAYARAK ORHAN GÜNER İKİNCİ NÖBETÇİNİN SIKINTILARI YONETEN ARİFAKKAYA SAHNE VE GIYSI TASAKM EKİP ÇALIŞMASI 21 Şubat Saat: 18.00 • 20.30 • 23-24 Şubat Saat: IS.00 T.C. KÜLTÜR BAKANLlGl DEVLET TİYATROLARI İSTANBUL Dl TAKSIM SAHNESİ 293 31 08 Haftaıcı Saal: 20.00 C.tesi 15,00 ve 20 00 TURHAN SELÇUK ABDÜLCANBAZ Oyunlaştıran ve Yöneten : Y.Kenan IŞIK 21-22-23-24-25-28 Şubat 1-2-3-4 Mart CARSTEN KRUGER-VOLKER LUDWIG ISLIK SEVER MAX (Mûzikli Çocuk Oyunu) Yöneten: Erkan TAŞDÖĞEN 19 ve 26 Şubat Pazar Saat : 11.00 ve 14.00 SANAT INSANLARI -III CAN YÜCEL 27 Şubat Pazartesi Saat: 20.00 TAKSİM SAHNESİ ÜST FUAYE 293 31 08 Çarşamba ve Cuma Saat 17.30 ŞEHIR UYKUDA Uyartayan ve Yön: Özgür ERKEKLİ 22-24 Şubat 1-3 Mart AKM ODA TIYATROSU 251 56 00/(254) Haftaicı Saat: 19.00 C.tesi 15.00 ve 19.00 Pazar 15 00 fiA* GIT-GEL DOLAP Yöneten: Metin BEYEN 21-22-23-24-25-28 Şubat 1-2-3-4-5 Mart AKM BİRİM TİYATROSU 251 56 00/(254) Hattaıci Saat: 19.30 C.tesi 15.00 ve 19.30 PAZAR SOHBETLERI - 3 EDEBİYAT VE AŞK "Aşka Nasıl Bakıyorlar Aşkı Nasıl Yazıyoriar" 19 Şubat Pazar Saat : 15.30 WOODY ALLEN İALIŞKUR ı Subat Yöneten: Cüneyt I 21-22-23-24-25 BEHİÇ AK BİNA Yöneten: Özgür YALIM 28 Şubat 1-2-3-4 Mart ÜLKÜ AYVAZ TENEKE ŞÖVALYELER (Müzikli çocuk Oyunu) Yöneten: Orhan KURTULDU Her Pazar Saat: 12.00 Toplu Satışlar için : 244 28 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear