22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 1995 CUMARTESİ 10 DlZtYAZI 'Aşırı istihdam' savıyersizÖzelleştirmenin Türkiye gündemi- ne gırmesınden bugüne kadar özelleş- tirme savunuculan. KlT'lerde aşın is- tihdam olduğunu ve bunun da kamu açı5ın3 neden olduğunu iddia etmek- tedirler. Bu iddiayı PTT'nin istihdamını ince- leyerek yanıtlayalım. PTT. işçi. kadrolu ve sözleşmeli me- mur statüsünde Eylül 1994 itibanyla toplam 123.470 kişiyı istihdam etmek- tedır. Toplam endekste yıllık ortalamd yüzde 2'lık bir istihdam artışına karşı- lık, Türkiye nüfusu yüzde 2.5'likbırar- tış göstermektedir. PTT önemli oranda hizmet üreten bir kuruluş olduğu için ürettiğı katma değeryenne satış hasılatını temel alan bir karşılaştırma >apılabilır. Çizelgeden de görülebileceöı eibi 1987"den 1991 yılına kadar istıhdam yûzde 10.4 artarken. reel satış hasılatı yûzde 45 7 oranında artmtştır. İstihda- mın yüzde 2'lık artışına karşılık reel satış hasılatı yüzde 9.1 oranındadır. 1992 yılıverilerine göre. personel mev- cudunun yüzde 2"si kadar kişi işe alı- nırken. vine personel me\ cudunun yüzde 0.2 "sı ölmüş, yüzde 4.2'si emek- lıye aynlmış. yüzde 0 6'sı ıse çeşıtlı ne- denlerle görevden aynlmıştır (1). Bu verilere rağmen kuruluşta istihdam fazlası olduğunu söyleyebilmek güç- tûr. Dağıtıcı sayısı azaldı Türkiye"de posta hizmetlennin ak- samasındakı en önemli nedenlerinden birisi büyük şehirlerdeki posta dağıtı- cısı sayısının yetersizliğidir. lstanbul'da 1980-1990 arasında nüfus yüzde 32. dağıtılan mektup sayısı da yüzde 139 artmıştır. Ancak 1980'deki posta dağı- tıcısı sayısı 1778iken 1990yılındavüz- de 17'lik bir düşüşle 1418 olmuştur. (2) 1993 PTT istatistiklerinde işçi sayı- sına ilişkin verileriinceledığimizdeol- •PTT'de çalışan işçilerin yıllara göre artışı incelendiğinde seçim öncesi ve sonrası dönemlerde işçi sayısında büyük artışlar olduğu görülmektedir. Siyasi iktidarlar kurumu bir yandan oy toplama aracı olarak kullanırken bir yandan da özelleştirmeye zemin hazırlayan bir tutum içine girmektedirler. PTT'DE ÇALIŞAN İŞÇİ, MEMUR VT SÖZLEŞMELİ SAVTSI YILLAR MEMUR VE SÖZ. ENDEKSt 1987 100 1988 103.3 1989 107.9 1990 109.1 1991 ' 109.2 Kaynak: THaber-lş Sendıkası s. 96 İŞÇİ SAYISI ENDEKSt 100 107.6 98.3 101.7 1163 PTT'NİN 1987-1991 ARASINDA SATIŞ HASILATI VT İSTİHDAMI MtLYON TL YILLAR REEL SATIŞ HASILATI 1987 951463 1988 1048071 1989 1185323 1990 1326796 1991 1386315 REEL SATIŞ HASILATI ENDEKSİ 100 110.1 124.5 139.6 • 145.7 Kaynak: KİT Genel Raporlanndan derleyen T.Haber-lş Sendıkası s. 97 TOP. ENDEKS 100 104.1 106.7 107.7 110.4 İSTİHDAM ENDEKSİ 100 104.1 106.2 107.7 110.4 dukça ilgınç rakamlarla karşılaşınz. 1984yılındaPTT'deki işçi savısı 5767. 1985'te 7652. 1986'da 13279.1987'de 17881.1988'de 19249,1989'da 17580. 1990'da 18187. 1991'de 21054. 1992'de 33419. 1993'te ıse 32725 işçi sayısı venlmektedır. Ancak dikkat çekicı bir nokta, geçi- ci işçi sayısında yıllara göre değişim- dir. İşçi sayısında 1990'dan 1991 'e bir sıçrama (yüzde 15) gerçekleşmiştir. 1-991 sonunda 21054 olan ışçı sayısı 1992 vılında 33 binın üzenne çıkarak. yüzde 59 gıbi bir oranda büyük bır sıç- rama olmuştur. Kuruluşta hızla gelişen yatınmlara paralel olarak değişik nıteliklerde işçi ve teknık eleman gereksinımi söz ko- nusu olmakla birlikte geçıci ışçı sayı- sında gerçekleşen büyük boyutlu deği- şim üzerine aşağidaki olgulan sıralaya- bıliriz: * Sadece belirli bir kadroda çok kı- sa bır sürede gerçekleşen işçi sayısın- da yoğunlaşma seçim dönemlerinin he- men öncesi veya sonrasına "rastgel- mektedir." * Özelleştirmenin gündemde tutul- duğu. KlTİerin zarar etmesinin ve is- tihdam fazlasının gerekçe olarak gös- terildiği dönemde, bu gerekçelerin sa- hiplen tarafından onbinlerce geçıci iş- çi işe alınmıştır. * "TesadüPdenilemeyecekböylesi olgular nedeniyle: "Önce özeueştirme gerekçelerini orta\a atan.sonrada o ge- rekçeleri bizzat oluşturan -geçici işçi ör- neğinde olduğu gibi- hükümetler tara- findan vönetUiyonız*' şeklindeki komp- locu >aklaşım için elimizde yetennce veri bulunmaktadır. Dünyada ve Türkiye'de gerçekleşti- nlen özelleştirmelerin sonuçlannı de- ğerlendırerek "T özeUeştiriürse Tiirki- ye'deneleryaşanacak*' sorusuna yanıt- lararayalım. T özelleştirilınce, bugüne kadar mül- kiyeti T.C. devletınde olan telekomü- nikasyon sektöründeki devlet tekeli kalkacak, yerine özel sermaye kendi tekelini kuracaktır. Bugüne kadar T'si- ni özelleştirmiş dünyanın herhangi bir ülkesinde aksi bir ömek yoktur. T özelleştirilince, çokuluslu şirket veya şirket gruplan öncelikle tekelci bir yapı oluşruracak: daha sonra da ör- neklerini verdiğimiz ülkelerdeki gibi bir fiyat polıtikası uygulayacaklardır. Bu fiyat politikasının sonucunda Tür- kiye nüfusunun büyük bir kesimine bu- günkü ücretlendirmeden çok daha pa- halıya telefon hızmeti sunulacaktır. Buna karşılık büyük şirketlerin millet- lerarası telefon göriişmelerine önemli oranda indirimler yapılacaktır. T özelleştirilince. PTT'de çalışan 30 bınin üzerindeki sendikalı işçinın, bu- gün toplusözleşmelerle güvence altına alınmış ücret ve sosyal haklan, işgü- venceleri, kademe kademe ortadan kal- kacaktır. T özelleştirilince, özel sermaye, ya- tınmlannı sadece kârlı olup olmadığı- nı hesaplayarak belirlediği için yatı- nmlar azgelişmış bölgelerimizde dura- caktır. T özelleştirilince, çokuluslu şir- ketlerin, yatınmlannı sadece kârhesa- bıyla yapacağına ilişkin PTT dergisinin Agustos 1994 tarihli sayısında bir ör- nek verilmektedir. Ingiltere'de British Telekom 1984'te özelleştirildikten son- ra BT ile birlikte sektörde faaliyet gös- teren Mercury firması, bugün daha kârlı olduğundan dolayı sadece 8 bü- yük şehirde ve sadece iş abonelerine yatınm yapmakta ve hizmet vermek- tedir. Mülkiyet tabana yayılmaz ÖzeUeştirme savunueulannın ağızlanna sakız ettikleri "KİT'lerdeki istihdam fazlası, bütçe açığına yol açıyor" savı, PTT'nin özelleştirilmesi için gerekçe ola- maz. Son yıllarda PTT'nin satış hasüatı yılda ortalama yüzde dokıız reel artış gösterirken. istihdam artışı yüzde 2 olmuştur. ÖzeUeştirme demokrasiyi zedeler Yeni sağcılar ÖzeUeştirme ıle rekabet ortamının oluşacağı, mülkiyetin taba- na yayılacağı. bütçe üzerindeki yükle- rin kalkacağı vaatlerini PTTnin özel- leştirilmesı konusunda da savunmak- tadırlar. Ayrıca, PTT gibi kârlı KlT'le- rin satılmasından elde edılecek gelirin açık veren bütçede kullanılması gibi bir hedef de ileri sürülmektedir. Bö> lece hükümet, seçimlere özelleştirme gelir- leriyle geçici olarak rahatlatılmış bir bütçeyle girebilecek, ancak bütçenın rahatlaması, halkın rahatlaması anla- mına gelmeyecektir. PTT ile ilgilı venlerin değerlendıril- mesi. özelleştirme konusunda kamu- oyuna sunulan bütün bu gerekçelerin geçersızliğini göstermektedir. O halde özelleştirmenin asıl gerekçe- si, yeni sağcılann temcit pilavı gibi ile- ri sürdükleri gerekçelenn dışında aran- malıdır. Bütün dünyada özelleştinlmiş tele- konümikasyon sektörlerinde yaşanan- lar, özelleştirmelerin asıl gerekçelen- nin ıpuçlannı vermektedir. Ömeğın, çokuluslu telekomünikas- yon şirketlerindan Cable & VVireless, Global Digital Hıng\vay adlı yeni bir projeye önemli mıktarda yatınm yap- maktadır. Bu projenin amacı. çokulus- •Devletin kamu yaran gözeterek hizmet verdiği alanlan, yalnızca kâr hesabıyla hareket eden özel sermayeye bırakması, ekonomiyi olduğu kadar politikayı da kökten değiştirir. Temsili sistem bugünkü haliyle bile yöneticileri denetleyememe gibi ciddi sorunlara sahipken, çokuluslu şirketlerin tam egemenliği altındaki bir siyasal sistemi hangi güç denetleyecektir? lu firmalara hizmet verebilecek özel te- lekomünikasyon şebekeleri oluştur- maktır. Özel şebekelerin tüm dünyaya yayılması. özel şırketler ve geniş halk kitlelen açısından farklı sonuçlaryara- tacak bir gelişmedir. "Özel gruplara hizmet verecek olan özel telekomüni- kas\on şebekeleri projesi, siyasal ikti- darlann ekonomi üzerindeki etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik atılmış en ciddi adımdır" |5). Sermayenin ütopyası Burada söz konusu olan özel şebeke- ler. kablosu. santrali. şehırlerarası \e milletlerarası bağlantı (fiberoptik kab- lo. radyo-link, uydu vb.) araçlan dahil tümüyle özel sermayenin denetiminde olan, kamunun dolaylı olarak bile mü- dahalesınin olmadığı şebekelerdir. Ya- ni artık çokuluslu şirketler vergi ve gümrük gibi engellerden \e her türlü denetımden muaf hale eelmektedirler. Bu ise, özel sermayenin kendı ütopya- sına. yani sınırsız ve denetimsiz bır ege- menliğe doğnı atılmış dev bir adımdır. PTT'yı çokuluslu şirketler nezdinde ca- zipleştirme hamlesinı başlatan Turgut Özal'ın da "çağ atlamak" diye adlan- dırdığı bu ütopya, gerçekte son 20-30 v ıldır dünya çapında yaşanan krize özel sermaye lehine bir çözüm arayışından başka'bir şey değildir. Özelleştirme kı- sa \adede. dünyanın tüm ülkelerine da- yatılan entegrasyon politikalannın do- laysız bedeli olan dış borç krizlerinin alacaklılar lehine çözülmesıni hedefle- yen bir araçtır. Uzun vadede ise. özel sermayenin sı- nırsız uluslararasılaşma gereksinımini karşılaması hedeflenmektedir. Işte bu gereksinim, bugüne dek anayasal gü- vence altında bulunan haberleşme öz- gürlüğünü tehdıt eden başlıca unsur ha- lıne gelmiştir. Bu gelışmenin diğer bir sonucu ise, haberleşme gibi stratejik bır sektör kanalıyla sermaye akışını kıs- men denetleyen devletin bu denetimi tamamen terk etmesidir. Bu değişimın sonuçlan vergiler. gümrük duvarlan, fıyatlar gibi sadece ekonomi alanıyla da sınırlı olmayacaktır. Dev letin kamu yaran gözeterek hiz- met verdiği alanlan. yalnızca kâr hesa- bıyla hareket eden özel sermayeye bı- rakması. ekonomiyi olduğu kadar po- litikayı da kökten değıştirecek bir olgu- dur. Toplumda var olan eşitsizlilder uçu- ruma dönüşürken. politika alanı bugün- kü sınırlı anlamını bile yitirecektir. Bu- gün bile politik arenada değersız birer anıya dönüşmüş olan eşitlik. özgürlük, katılım gibi değerler politikanın ekse- ni olmaktan tamamen çıkacaktır. Tem- sili sistem bugünkü haliyle bile yöne- ticileri denetleyememe gibi ciddi so- runlara sahipken, çokuluslu şirketlerin tam egemenliği altındaki bir siyasal sis- temi hangi güç denetleyecektir? Çokuluslu şirketlerin bu kara ütopya- sı engellenemez değildir. Yeter ki bu kara ütopyayı engelleyebilecek sendi- kasıyla, kitle örgütüyle, aydınlanyla tüm toplumsal güçler, satılacak olanın sadece PTT'nin T'si olmayacağını görebilsin ve bir araya gelebilsin. T özelleştirilince, iddia edildiği gibi gelirdağılımı iyileşmeyecek ve mülki- yet tabana yayılmayacaktır. T ya blok olarak satışa çıkanlacak ya da hisse se- netleri yoluyla özelleştirme gerçekleş- tirileceldır: Blok otsrak satışta olduğu gibi hisse senetleri yöntemiyle yapıla- cak özelleştirme sonucunda da tekel- leşme yaşanacaktır. T özelleştirilince, Türkiye'de hisse senedi alanlann sayısı fazla olmaya- caktır. Asgari ücretli kesim hiçbir şe- kilde KlT'lerin hisse senetlerini ala- mayacaktır. Bankalardaki tasarruf mevduatı olanlann da büyük kısmı T'nin hisse senetlerini alabilecek yeter- li birikıme sahıp değildir. 1986 yılının sonunda bankalarda bulunan 29.8 mil- yon tasarnıf mevduatı hesap sayısının yüzde 97.8'ı 3 milyon TL'ye kadar olan me\duat grubuna girmektedir. 3 mil- yon TL'ye kadar olan bu tasarruflar, toplam tasarruf mevduatının yüzde 44.6'hk bölümünü oluşturmaktadır. Bu demektir ki: tasarruf sahiplerinin joizde 97.8'i tasarruf mevduatının yüz- de 44.6'sına sahipken, yüzde 2.2'si mevduatın yüzde 55.4'üne sahiptir. (3) Örnekler ortada T özelleştirilince, gelir dağılımına ilişkin ortaya çıkacak sonuçlan şimdi- ye kadar Türkiye'de halka arz yönte- miyle özelleştirilen kuruluşlan incele- yerek de tespit edebiliriz. Söz konusu kuruluşlarda halka satılan hisseler çok küçüktür, bundan dolayı özelleştirme- nin gelir dağılımını iyileştirme etkisi yok denecek kadar azdır. 1988-1991 yıllan arasında gerçekleştirilen 23 özelleştirme uygulamasından hiçbirin- de KlT'lerin yüzde 40'tan fazla hisse- sı halka satılmamıştır. T özelleştirilin- ce, hisse senetlerinin geniş halk kesim- lerine gitmeyeceği, aksine çokuluslu şirketlerin tek yönetici ve denetleyici olmasını sağlayacak şekilde belli el- lerde toplanacağınm Türkiye teleko- münikasyon sektöründeki örneği. Ne- taş ve Teletaş'tır. Notlar. (1) PTTDergisi (2) agy. Şubat 1994 (3) O. Akgüç, Ekonomide Gerçeği Arayış S. 248 (4)Doç. Dr. MahmutDuran, TMtS, S. 118 (5) Brendan Martin, In The Public iterest.S. 114 BİTTİ POLİTİKA VEOTESI ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORÜNLARI YILMAZ ŞİPAL Kıdem tazminatı tavanı (2) Soru: 1995 yılı ilk altı av için belirlenen kıdem tazminatı tavanı tutarı ne kadardır ve nasıl hesaplanıyor? E.E.A YAN1T: 1475 sayılı işyasasının 14. maddesinde: "Ancak, toplusözleşmelerle ve hizmet akitlerivle belirlenen kı- dem tazminatının yıllık miktarı. Devlet Memurlan Kanunu'na ta- bi en yüksek devlet memunına 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Ka- nunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek emeklilik ik- ramiyesini geçemez" denilerek kıdem tazminatının üst sının (tavan) çızilmiştir. "En yüksek devlet memuru kimdir ve kendisine her hizmet yılı için ne kadar emeklilik ikramiyesi ödenmektedir" sorusunun yanı- tı. kıdem tazminatı tavanını da belırleyecektir. 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası kapsamında görev yapan en yüksek devlet memuru, "Başbakanlık Müsteşan"dır. Devlet memurlannın emekli aylıklan ve ıkramiyeleri; genel ay- lık, kıdem aylığı. taban aylığı ve özel tazminat adı altında dört ay- n ödeme toplamtnda oluşmaktadır. Genel ve taban aylık: Başba- kanlık Müsteşan'nın genel aylık göstergesi 1.500 ve ek gösterge- si de 1995 yılı için 8.000'dir. 28 Aralık 1994 günlü Resmi Gaze- te'de yayımlanan 1995 mali yılı bütçe yasası ile 1 Ocak - 31 Mart 1995 için genel ayltk katsayısı 1.140, taban aylık katsayısı 4.135 olarak 1 Nisan - 30 Haziran 1995 için genel aylık katsayısı 1.225 ve taban aylık katsayısı da 4.490 olarak belirlenmiştir. Bu katsayı ve gösteraelere göre 1 Ocak-31 Mart 1995 için genel aylık 10 mil- yon 830 bin (1.500 genel gösterge + 8.000 ek gösterge = 9.500 X 1.140 genel katsayı = 10.830.000 TL.), taban aylık ise 4 milyon 135 bin lira (1.000 taban aylık göstergesi X 4.135 taban aylık kat- sayısı = 4.135.000 TL.), INisan - 30 Haziran 1995 için genel ay- lık 11 milyon 637 500 lira (1 500 + 8.000 = 9.500 gösterge X 1.225 katsayı = 11.637.500 TL). taban aylık 4 milyon 490 bin liradır. (1.000 gösterge X 4.490 katsayı = 490.000 TL.) Kıdem aylığı: 1 Ocak - 31 Mart 1995 için kıdem aylığı 570 bin lira (500 kıdem aylık göstergesi X 1.140 genel katsayı = 570.000 TL.) 1 Nisan - 30 Haziran 1995 için 612 bin 500 liradır. (500 gös- terge X 1.225 katsayı = 612.500 TL.) Ozel tazminatı: 1 Ocak - 31 Mart 1995 için 1 milyon 191 bin 300 lira (9.500 özel tazminat göstergesi X 1.140 genel katsayı X % 11 tazminat oranı = 1.191.300 TL.), 1 nisan - 30 haziran için 1 mil- yon 280 bin 125 liradır. (9.500 gösterge X 1.225 katsayı X %11 tazminat oranı = 1.280.125 TL.) Başbakanlık Müsteşan'nın bir yıl karşılığı emeklilik ikramiye- si: 1 Ocak-31 Martl Nisan-30 Haziran Genel Aylıkl0.830.00011637.500 Taban Aylığı4.135.0004.490.000 Kıdem Aylıgı570.000612.500 %ll Özel Tazminat 1.191.3001.280.125 Toplam 16.726.30018.020.125 Bu toplam tutarlar, aynı dönemler için kıdem tazminatının tavanını da oluşturur. MEHMED KEMAL Sinop Hapishanesi'nde... Şöyle bakıyoruz, dünya toplumsal bir cinnet geçiriyor. Buna cinnetten başka bir ad konamaz. Nedir bu vurma- lar, kırmalar, öldürmeler, cinayetler, öfkelenmeler üzerine silaha sarılmalar. Pekiştirelim; ya şu silah bolluğu, herke- sin belinde bir silah, küçücük bir kızgınlıkta hemen silaha sanlıyorlar. Güneydoğu'da savaşa benzer bir silahlanma var. Kent- lerde ne oluyor? Her ceketini çıkarıp duvara asanın belin- de bir silah sallanıyor. Bütün silahlılar polis mi? Her sila- hın bir ruhsatı var mı? Filmlerde silah, oyunlarda silah, şakada makada silah... Hiç bir eylemin silahsız tadı yok! Gazeteler cinayet haberieriyle dolu, süsleyip, püsleyip veriyorlar, öyle yapmasalar okunmayacak sanki!.. Silah sadece mafyada yok, her meslek erbabının elin- de bir silah, belinde bir silah.. Ruhsatlı silahın pazarı var "Abi, şu benim silaha bir ruhsat alır mıyız?" "Alınz kurban, sen paradan haber ver." Ceremesı neyse basıyortar parayı, alıyorlar ruhsatı... Her işin kolayını bulmuşlar, bunun da kolayı var. Her yanda dehşet!.. Her yanda tedhış... Her yanda te- rör... Bireysel cinayetlerden yakınırken, toplumsal cinayet- ler sökün etti. Toplu şıddet olaylan artmaya başladı. "Ne oluyor?" "Ne olacak, bir öğretmen, üç öğretmeni, bir polisi öl- dürüp kaçtı." "Niye öldürdü?" "Bilmem." "Neden kaçtı?" "Haberim yok.." Öğretmen, memur, subay, polis, hekim, tüccar, aklınıza kim gelirse vuruyor, öldürüyor, kaçıyor.. Toplumsal cinnet, toplumsal cinayetleri doğuruyor. Ba- kıyoruz ki durmadan cinayetler işleniyor. intiharların yanı- başında katiller, caniler, suçlular çoğalıyor. Geçende Adalet bakanlarından biri memlekette hapis- hane yapılması için ödenekler konmasını ıstiyordu. Öde- neklerokul, hastane için konmuyor da hapishane için ko- nuyor. Bu ne biçim çelişki! Suç işleme, karşılığında da hapis yatma doğal karşıla- nıyordu. Öyle ya suçluyu nereye koyacaksınız, bir hapis- hane gerekiyor. Hapisaneler de çağdaş olmalı. Amerikan filmlerinde görmüyor musunuz, TV'li, duşlu, modern ha- pishaneler! Bundan bir süre önce dostum, Sinoplu, Dr. Kaya Diz- daroğlu'yla Sinop'a gitmiştim. Gelmişken Sinop Hapis- hanesi'ni göreyim istedim. Burada 21 Mayısçılardan Os- man Deniz yatmış, şair Berin Taşan da savcılık etmişti. Dışından görmüştüm. Sinop'a insan haklanndan sorum- lu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu gitmiş. Ona, tarihi Si- nop Hapishanesi'nin heryerini gezdirmişler. Sinop muha- birimiz Cengiz Demirel de bulunmuş. Anlatıyor: 1.5x1.5 boyunda toprak altında deniz'düzeyinde hüc- reler. Işık almaz, gün görmez. rutubetli yerler. Bunlara mal- tadadeniyor. Gezerken Sabahattin Ali'nin "Aldırma Gö- nü/"türküsü unutulmuyor. Sabahattin yatarken kimi kitap- larını da burada yazmış. Hangileri, pek araştırılmamış. Ama şiirierini burada yazdığı belli. Sabahattin Ali'den başka yatan yazarlar, politikacılar da var. Refik Halit, Cevat Şakir (Halikarnas Balıkçısı), Ke- rim Korcan, Burhan Felek, Mustafa Suphi, Hüseyin Hilmi, Refîî Cevat (Ulunay) yatanlardan. Edinilen bilgilere göre, 5 bölümlük cezaevinde 37 ko- ğuş, 21 disiplin hücresi, 64 gözlem hücresi var. Sabahat- tin Ali acaba hangi hücrede yattı? Hapishaneyi gezen Azimet Köylüoğlu, burayı bir kültür merkezi yapmak istiyor. Dr. Rıza Nur'un evi kitaplık ve kül- tür evi değil mi? Ahmet Muhip Dıranas da Sinopludur, unutmayız. BULMACA 1 2 3 4 SOLDAN SAĞA: 1/ Adana ılınde ünlü bir eskiçağ kentı. 2/ Bır spor aracı... Sınır nişa- nı. 3/ Bir işletmenin ani çöküşü... Ustün nitelik- li. 4/ Eski dilde gökku- şağı... Kenar süsü. 5A'abanıl hayvan ban- nağı... Bankacılıkta bir hesaptan başka bir he- saba para aktanlması. 6/ Kuzey gökkürenin en parlak yıldızı... Dev- letimizı sımgeleyen harfler. II Gövde yapı- sı. 8/ Yüze sürülen pembe düz- gün... Kapı ve pencerelerin ağaç. taş ya da betondan üst eşiği. 91^- cak iklimlerde yetişen maranta adlı kamıştan çıkanlan ve çocuk maması yapmaya yarayan un... Hayvanlara vurulan damea. YUKARIDAN AŞAĞIYÂ: 1/ Kuzey kutup bölgesi. 2/lnce yapılı... Bir meyve. 3/Kiraya ven- lerek gelir getiren mülk... Giysilık olarak kullanılan iki renkli bir tür ipekli kumaş. 4/ Anlama ve kavrama becerisi. 5/ Satrançta bır taş... Geçimi yaşlı ve zengin bir kadın tarafından sağlanan genç sevgili.6/ "Bir söz dedi ca- nan ki —- var içinde" (Nedim). 7/ Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta... tndiyum elementinin simgesi. 8/ tslam inancına göre kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek toplanaca- ğı yerin adı.. Bir cetvel türü. 9/ Paraguay'ın başkenti. BURDUR İCRA CEZA MAHKEMESİ EsasNo: 1994/229 KararNo: 1994-882 Müştekı Zekaı Ipteş vekili Av. Hüseyin Ölmez tarafından sa- nık Halıl Durmaz aleyhıne açılan ödeme taahhüdünü ıhlal dava- sının yapılan yargılaması sonunda; Burdur Merkez Halıcılar Kövü nüfusuna kayıtlı Fahret ve Ke- ziban'dan olma 4.9.1960 doğumlu Halıl Durmaz'ın tüm arama- lara rağrnen adresi tespit edılemedığınden ilanen teblıgat yapıl- masına karar verilmış olup, Mahkememizce sanık Halıl Durmaz'ın tlK'nin 340. maddesi geregince 1 ayhafifhapiscezasıılecezalandınlmasına, 417.000.- TL yargılama gıderinın Halil Durmaz'dan tahsiline. yine 100.Ö00.- TL maktu ücreti vekaletin sanıktan tahsili ıle müşte- kiye verilmesine karar venlmiştır. Sanık Halil Durmaz tarafın- dan ılan tanhınden ıtıbaren 7 gün içerisinde temyız edılmediğı takdırde karann kesınleşeceği ilanen teblığ olunur. Basın: 7316 HAYDARPAŞA GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜR- LÜĞÜ'NDEN Gümrüğümüzce Istanbul Ekspres TAŞ. Tic. A.Ş. adına tescilli 41660 26.11.1990 tarihli ginş beyannamesinden aranılan 148.885.620.- TL. gelir eksiğıne aıt müsteşarlığımız Gümrükler Genel Müdürlüğü'nün 1994/900 sayılı 29.09.1994 tanhli kararlan ile ilgili olarak mükellefine yapılan tebhgatımız adres yetersızlıği nedeniyle lade edıldiğınden ve tebligata sarih başkaca adres bulunamadığmdan tebligat yenne kaım olmak üzere 7201 sayılı kanunun 28 ve 29. maddelen geregince ilanen teblığ olunur. Basın: 7480
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear