Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12ŞUBAT1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Ara Güler, 'Bir Devir Böyle Geçti Kalanlara Selam Olsun 'la 1945-60 lardan 'görsel edebiyat tarihi' sunuyor
'Ne Türkive delisi kisilerdi...'•Fotoğraf ısmarlama
olmuyor, bir görev
gibi çekilemiyor.
Çünkü benim
anladığım anlamda
fotoğraf, çektiğim
kişinin dünyasını
belirtmelidir. Bakınca
fotoğrafa, o adamı da,
dünyasını da
bulmalısın.
Kültür Senisi- "Onlar benim
îçin yalnızca fotoğraü çekilen ki-
şikr degil, dünyamı kuran insan-
lardır. Bende kurduklan dünya-
nın da güzel bir dünva olduğıina
inanıvorum. Herşeyin görseDeşti-
ği bu dönemde eümdeki bu mal-
zemenin herkesin malı olması be-
ni mutlu edecektir" dıyen Ara
Güler, "janm yüzyilhk bir serüve-
ni'n ürünü olan'Bir Devir Böyie
Geçti Kalanlara Selam Olsıin'
başlıklı kıtabını da 'dünyanın ilk
sanatkân kimse' ona ıthaf ediyor.
Bir foto muhabirinin işlevinin;
yalnızca olaylann gidişıni ızle-
mek değil, devrinin yaşamını, sa-
natını, gelenek ve göreneklerini,
ınsanlann nelerle uğraştıklanm,
sevmçlerini. üzüntülerini görsel
malzeme oiarak ılenkı çağlara bı-
rakmak oldugunu düşünüyor Ara
Güler. Sanatçılann da 'yasadıkla-
n dönemin birer aynasT oldukla-
n görüşüyle sanatımızda olduk-
ça önemli bir zaman dilimi olan
1945-1960'larda sanat alanında
izbırakmış on kışınin görsel mal-
zemesını bir kıtapta toplama\ ı
görev bilmiş.
Ana Yayıncılık'ın yayımladı-
gı, 285 sayfalık kitapta. Ara Gu-
ler: Orhan Veli Kanık, Sait Faik
Abasıyanık, Halikarnas Balıkçısı.
Sabahattin Eyüboğlu,Orhan Ke-
maL \şık Veysel Şaüroğlu, Kemal
Tahir, Aliye Berger, Bedri Rahmi
Eyuboğhı ve Cemal Reşit Re>' ın
fotoğraflannı, 'görsel edebiyat ta-
rihi'nı sunuyor bize. Kitapta Fa-
hir Aksoy, Sabahattin Barur,
Mehmet H.Doğaa VedatGiinyoi,
Muzaffer Buyrukçu, Erdoğan
Alkan, Hulki Âktunç, Ferit Edgü
\e FiKz Ali'nın yer alan yazılan-
nın yanı sıra. Ara Güler de her
bınyle anılannı, dostluklannı
olaganüstü sıcak, şursel bır bı-
çemle aktanyor.
"Ara Güler'in sanan sırf port-
re>i değil, rüm bir dogayı kapsar,
kâiabalıklan, kentleri ıssız boz-
kırlan da anlatır. Fakat bu sefer
\e bu kitapta. çektiği binlerce in-
san yüzünün içinden ancak onu-
nu seçmiş, sessizce geriye çekile-
rek onlarla bizi baş başa bırak-
nuş" dıyor kıtabın ginşınde 'Ba-
Fotoğrafça düşününce Orhan Kemal benim için bir föm kahramamydı adeta.
BalıkçL, sessiz bakışlanyla göklere buynıklannı veriyordu. Dünyanın en zor işlerinden biri Alrye'nin resmini çekmektir.
na Göre Ara" başlıklı yazısıyla
Abidin Dino. Fotoğrafian derle-
nen kışilenn, Türkıye toprakla-
rında 20'ncı yüzyılda yetişmiş
çeşitlı ınsanlar olduklannı belir-
ten Dino, benzerliklerini, bera-
berliklennı şöyle özetliyor.
-_On kişinin teker teker fotoğ-
raflanna bakın. sayfalan çevir-
dikçe yüriittükleri çetin ka\ ganın
izlerini göreceksiniz. Ayn ayn de-
ğiL hepsini kol kola hala> çekergi-
bi gözünüzün önünden cuşu hu-
ruşla geçirin, ne ipe sapa gelmez
bir coşkulan vardı. ne sevilesi, ne
Türki>e delisi idşilerdL.Rımba-
ud iyi demiş: "Düşünsel savaş in-
sanfann savaşı kadar sert.""
Kitapta yer alan sanatçılann
yalnız fotoğraflannı çekmekle
kalmayıp, aynı zamanda dostları
da olan Ara Güler, Orhan Veli ve
Sait Faik'in ölümlerinde liseyi
henüz bitirdiğine değınerek, pek
az resimlerini çekebıldiğinı vur-
guluyor. Ancak, nerede bir Sait
Faık, nerede bir Orhan Veli fo-
toğrafı bulsa. hernen röprodüksi-
yonunu yapmış. Öteki sanatçıla-
nn bütun fotoğraflan ise kendisi-
ne ait.
'Bir Devir Böyle Geçti Kalan-
lara Selam Olsun'da, Ara Gü-
ler'in objektıfınden ve kalemin-
den, anılan, fotoğraflan, sanatçı-
larla dostluklannın öyküleri, ken-
dı anlatımıyla Ara Güler'ın ta
kendisini buluyorsunuz:
*_Bir havatin küçük a> nnnla-
nn birikimi oldugunu. hiç akla
gelmeyen şeylerin. gereksiz sanı-
lanlann bütun birömür boyunca
yinelendigini Orhan Veü'nin şiir-
lerinden aniadım.._Belki bir açı
bile vermiştir bana Orhan Veli.
Küçük. önemsiz şeylerin arkasın-
dakilerin hissedilmesL."
Hep kendisine bır şeyler anlat-
mak isteyip de. bır türlü anlata-
mayan Halikarnas Balıkçısı'nın
son fotoğraflannı da düşlediğı gı-
bi çekmiş Ara Güler
"Baukçı'nın resmini denizfi bir
yerde çekmek isthordum. Onu
alıp İzmir'in bir koyuna götür-
düm. Çevrede tekne tamircileri
vardı. Benim açimdan i> i bir gün-
dü. Çünkü gökte bulutlar vardı,
birazdan da güneş batacakn. K>
yıda onun resmini çekerken, do-
ğayla kavga eden o adamın resmi-
ni çeker gibiydün. Gökte bulutiar
güneş babşının kızıllıgı\la renk
değiştiriyordu. Balıkçı günbato-
mını seyrediyor, renkten rengegi-
ren bulutlara bakrvor. Bense Ba-
hkçı'va yaklaşıyor.onun silueti ile
gökteki renkleri fikrimdcki ba-
hkçıyla uziaştırmaya çalışıyor-
dum. O bulutlara daİdı, ben fbtoğ-
rafa. Sessiz bakışlanvla göklere
buyTuklannı \eriyordu. Tıpkı ha-
yal ettiğim. denizin ortasındaki o
kara adam gibi. Balıkçı'vı ondan
sonra bir daha görmedim."
Sanat goruşunu gelıştıren, ku-
şağını 'batımn merhabası'ıle ta-
nıştıran Sabahattin Eyüboğlu; fo-
toörafça düşününce bır "flta kah-
ramanı'gıbi gördüğü Orhan Ke-
mal; köyünde sülalesıni fotoğraf-
ladığı Aşık Veysel; bırçok resmı-
ni çektiği haldeonun 'dünyasına
giremedigr Kemal Tahır; 'düsün-
düğü İstanbul'a. - gençliğınde
çok görkemli, göstenşli. zeki ve
çok zengin bır kadın. bir prenses,
bir saraylı olan ama zamanın toz-
lannın örtü gibi örttüğü- benzet-
tiği Alıye Berger; ölümüyle bir-
likte yaşamında 'korkunç bir
boslugun' belırdıği 'gönül ada-
mı' Bedn Rahmı Eyüboğlu; fo-
toğraflannı çekerken 'Avnıpa
nayranı bir Osmanh'olarak dü-
şündüğü Cemal Reşit Re>...
Bu kitap, Ara Güler'ın duygu
ve gözlem yüklü yazılanyla da-
ha da anlam kazanan fotoğrafla-
nyla bıze eşsiz bir armağan..
B Ü L E N T E R K M E N ' D E N Z Ü L F Ü L Î V A N E L İ ' Y E
Sanatta v öngörü olur ıııu?
BÜLENT ERKMEN
Sayın Zülfü Livaneli, son günlenn gündemındeki
"tecavüz" olayı gerçek mi, degil mı. ne kadan
gerçek yargı önünde kesinleşmedi. Ama
gerçekleşen bir "tecavüz" var ki o da sızin
"Aydmbr da çürür" başlıklı yazınız. Sayın
Livaneli, Murathan Mungan ile özel bır
"hesabınız" olabilir. Hiç kimse buna bir şey
diyemez. Ama bu "özel hesap" hiç kımseyi de
ılgilendirmez. Bır "adı vakV'yı fırsat bilıp
böylesine sonuçlar çıkarmaruz çok ürkütücü. Bu
"vak'a"yı kişisel nefretinizı ortaya dökmeniz
ıçin kullanmanız çok korkutucu. Sayın Livaneli,
yazınızı sanat ınsanlan adına. sanat ortamı adına,
sanat adına çok tehlıkelı buluyorum. Yazmızda
bir sanatçı kımliği, bir sanat anlayışı modeli
önenyorsunuz. Uslu, terbiyeli, ahlakçı, steril ve
heteroseksüel bir anlayış önerisi bu. "Mediokr"'
bir sanat anlayışına soyluluk kazandırma çabası
bu. Sayın Livaneli, gelin biz bize konuşahm.
Gelin sanatın popüler olmayan, o çok dar ama
içine giremeyen içın dıbi görünmeyen kuyusunda
konuşahm. "Tıbbi" bir konuda tartışan ikı
"doktor" gibi konuşahm Hiç ahlaklı bir sanat
olur mu? Ahlaklı sanat sanat olur mu? Ahlakı
sınırlar, öngörüler oluşturmaz mı? Sanatta sınır,
öngörü olur mu° Olursa eğer, sonuçlar da
ortalama, vasat "mediokr" olmaz mı? Sayın
Livaneli. "dışarda" oluşan bır ahlak sanata,
sanatın içıne taşmır mı? Siz de bilirsinız ki,
sanatta ahlaktan söz edilecekse "içerde" olan,
sanatın kendı ahlakından söz edebiliriz. Bu da
sanatta iyi-kötü değerlendırmesinın konusuna
girer. Bu. sanatın bir "iç meselesi"dır. Bu, sanatta
bir "ıç hesaplaşma" aracıdır. Bu nedenle Sayın
Livaneli, bir sanat yapıtırun ıç ahlakı, dışardaki
ahlakı belirlemek içın kullanılır mı? Bir sanat
yapıtından parçalar ahnarak sanatçısmın ahlakı
tartışıhr mı? Bunun arkasından baskjcı. genci,
sansürcü bır anlayış gelmez mi? Bunun
köktendincı bir yerel yönetimin "pornografik"
diye heykelleri kaldırmasından bir farkı kalır mı?
Sayın Livaneli. "~onca yazı yaymlamış, ödüHer
kazanmış, övgüler alnuş_r
olan sızın yalnızca
heteroseksüel olmanızdan dolayı yapıtlannıza
yönelecek olumsuz bır değerlendirmeye de karşı
çıkacağımı bılmenızı ıstenm.
Pasoliıri dosyası yeniden açdıyorCUMHUR CANBAZOĞLU
Ölümünden 20 yıl sonra Pier
Paolo Pasoüni'nın cinayet
dosyası yine açılıyor. Bu kez
yönetmen Marco Tuüio
Giordana, Oliver Stone'un
JFK'de yaptığı gibi olaylardan
ve mahkemeden yola çıkarak
bir Pasolinı filmi çekmeye
hazırlanıyor.
Filmin adı "Bir ttalyan
Cinaveti". Aynı adlı bir de
romanı olan Giordana,
amacının Pasolini dosyasmı
yeniden gündeme getirmek
oldugunu söylüyor. Filmin
ltalya'nın son dönem tarihini
de yansıtacağını belirten
Giordana'nın oyunculan Carlo
De Filippi. Nicoletta Braschi ve
Giulio Scarpati. Pasolini ıse
filmde belgesel görüntüleriyle
yer alacak.
ABD eski başkanlan
sinemada
Ocak ayında Oliver Stone'un
Nison'ın yaşamını çekeceğını
açıklamasından sonra ikı TV
şirketi ABD eski başkanının
yaşamını dizi yapacaklannı
basına sızdırdılar. Bu arada
Robert Redford da ilk ABD
başkanıGeorge Washington'ı
canlandırmaya hazırlanıyor.
Fîlmın yapımcılığını Oliver
Stone'la btrlıkte yüklenecek
olan Redford, fılm için
lümünden 20 yıl sonra Pier Paolo Pasolini'nin
cinayet dosyası yine açılıyor. Bu kez yönetmen
Marco Tullio Giordana, Oliver Stone'un JFK'de
yaptığı gibi olaylardan ve mahkemeden yola çıkarak
bir Pasolini filmi çekmeye hazırlanıyor.
yönetmen anyor. Geçen
sezonun en önemli
filmlerinden "Legends ofThe
FalT'ı yöneten Ed Zvvick.
Redford'un listesinın baş
sırasında bulunuyor.
Çekimlere, Redford'un son
filmi "Up Close and
Personal"'ı bitirmesinden
sonra başlanacak.
Hollywood bu kez de vampir
modasına tutuldu.
Amerikalılann son vampıri
Eddie Murphy. VVes Craven'in
yöneteceği "Vampire in
Brookhn" adlı korku
komediyi Craven'in kardeşi
Charles yazıyor.
Çekimle yaz sonunda.
Hollyvvood'un bugünlerde
konuştuğu en önemli konu
sanatçılann sıgortası. River
Phoenix'in ani ölümünden
sonra" Dark Bkrnd"
( yanda kaldı) ve "Vampirle
Görüşme" (Yerini Christian
Slateraldı) içın film
şirketlerine altı milyon dolar
ödeyen sigorta şirketleri
öncelıkle primleri on kat
arttırdılar. Aynı şirketler geçen
yıl sette kalp krizinden ölen
John Cand) için de 14.5
milyon dolar ödemişlerdi.
Sigortacilar daha önce laf
olsun diye yapılan bir doktor
kontrolüyle alınan raporlar
yerine tam teşekküllü
hastaneden verilen raporlan
ıstemeye başladılar. Şişmanlık
ve uyuşturucu kullanımınm
primleri arttırdığı yeni
uygulama önce Demi Moore
v e kocası Bruce WiHis ile
Sylvester Stailone içın yapıldı.
Salvatores'den yeni film
ttalyan sinemasının yeni
ustalanndan Oscarlı yönetmen
Gabriele Salvatores bu kez
2020'de geçecek bir öyküyû
hazırlıyor.
"Nirv-ana" adlı filmde
aşağı yukan bugünün
sorunlannı ışleyeceğini
açıklayan Salvatores,konunun
kesinlikle bilimkurguya
girmeyeceğini vTirguluyor.
Film başına sekiz milyon dolar
almasına karşın "Temel
lçgüdü"den sonra beklenen
gişe hasılatlannı getıremeyen
Sharon Stone.bu kez ağabeyi
Mkhael Stone'la aynı filmde
rol aldı. Uyuşuturucu
bulundurmaktan iki yıl hapis
yatan Michael Stone
(43 yaşında) filmde
Gene Hackman'ın ekibinde
yer alan bir kovboyu
canlandınyor. Filmin adı
"The Quick and the Dead".
Gene Hackman bu filmden
sonra Tony Scott'ın yönettığı
"Crimson Tide"da Denzel
VVashington'la oynuyor.
PENALTI
MEMET BAYDUR
Azrail'in Saygmlığı
Birkâğıt parçası buldum masanın altında. "Sorgulamak,
ahlaksal bir tavırdan daha önemlıdir. Sorgulamak, anla-
manın başlangıcıdır. Anlamadan yargılamak ısteği, ide-
olojileri ve dinleri doğurmuştur. Insansa, birinden biri hak-
lı olsun ister." Kim yazmış, hangi kitaptan bilmiyorum.
Oyun yazarı Tuncer Cücenoğlu, oyunlan memleketimiz-
de ve yurtdışında oynanmış deneyimli bir meslektaşımız-
dır. Son oyunlanndan Ziyaretçi'yi Istanbul Şehir Tiyatro-
su'na göndermiş ve bu kurumun Repertuvar Kurulu Baş-
kanı Şenol Demiröz'den içler acısı bir yanıt almış. Sayın
Demiröz, oyun yazarımıza yanrtında şöyle yazıyormuş ga-
zete ve dergilerden öğrendiğimize göre: "Oyununuzda,
bellibirfantezinin olmasına karşın, belirgin birbiçimin ol-
madığı, anlatımda uzun ve tıyatro agsından eksiklikler bu-
lunduğu, oyun kişilerinden Azrail'/n dalga geçilecek öl-
çüde toplumsal ve dinsel kimliğinin dışına çıkanldığı, Ba-
tı mitolojisi tannlannı anıştırdığı, insan özellikleri veriierek
toplum içindeki saygınlığının göz ardı edildiği, Dede Kor-
kut söylencesinin yanlış algılandığı ve bu nedenle anne
karakterinin olumlu değerlendirilmediği, gereksiz küfür-
lü konuşmalann olduğu, Istanbul'un olumsuz koşullann-
dan oyunun öyküsünde yararlanmak gibi konu kolaylık-
lanna kaçıldığı saptandı." Bu, virgülüne dokunmadan alın-
tı yaptığım satırlardan sonra Demiröz, Tuncer Cücenog-
lu'na oyununu oynamayacaklarını bildiriyor. Satır altlannı
ben çızdim.
Oyun yazmaya çalışan bir insan oiarak meslektaşım
Cücenoğlu'nu kıskandım. Şenol Demiröz'ün yazısından,
yorumlarından ötürü biraz da bu kıskançlığım. Oyunun
metnini görmedim ama Şenol Demiröz'e bakılırsa çok il-
ginç, çok güzel, oynanması gereken bir oyun gibime ge-
liyor. Belli birfantezi var. Oyunun kişilerinden Azrail ile dal-
ga geçilıyor. Azrail, toplumsal ve dinsel kimliğinden so-
yutlanıyor, bu da yetmiyormuş gibi Azrail'e insan özellik-
leri veriierek (burası çok ilginç) toplum içindeki saygmlığı
göz ardı ediliyor. Hep böyle bir oyun yazmak istemişim-
dir. Azrail'e (ölüm meleğıne) insan özellikleri verilirse top-
lum içindeki saygınlığını yitınrmış! Bırşeye insan özellik-
leri verilince saygınlıktan çıkacağını da öğrenmiş oluyo-
ruz Şenol Demiröz'den. Deneyimli bir oyun yazannın De-
de Korkut söylencesini yorumlamaya, isterse yeniden
yazmaya, tepetaklak etmeye filan hakkı olmadığını öğre-
niyoruz. Istanbul'un olumsuz koşullarından oyunun öykü-
sünde yararlanmak gibi konu kolaylığına kaçmakla suç-
luyor bir de Şenol Demiröz yazarımızı. Istanbul'da koşul-
lar olumsuz; ama oyun yazıp anlatıyorsanız bu olumsuz-
luklan, konu kolaylığına kaçmak gibi Türkçe olmayan bir
suçlamayla karşılaşıyorsunuz.
Bütün bu saçma sapan yorum kınntılannın altındaki im-
zaysa Refah Partili, kendini birdenbire memleketın en es-
ki, en köklü sanat kurumlannın birinin başında bulan Is-
tanbul Şehir Tiyatroları Repertuvar Kurulu Başkanı zat-ı
muhterem.
Bundan sonra hangi fantezilerden uzak duracağımızı,
oyunun uzunluğunun ne olması gerektiğini, kimlerin ve ne-
lerin oyun içinde insan özellikleri veriierek toplum içinde-
ki saygınlığının zedelenmemesi gerektiğini, söylencelerin
doğru tasvir ve yorumlarını, kent gerçeklerinin çirkin olan-
larını oyunun içine koyamayacağımızı; oyunda bir anne
karakteri varsa nasıl yorumlamamız gerektiğini, gereksiz
küfürtü konuşmalann nerede gerekli, nerede gereksiz ol-
dugunu Şenol Demiröz'ün zevkine, bilgısine, kültürüne,
dünya götüşüne göre ayarlayacağız oyunumuz Istanbul
Şehir Tiyatrolan'nda oynayacaksa!
Benim Cumhuriyet Kızı adlı oyunuma da yıllarca önce
başka türlü yobazlardan benzeri eleştiriler gelmişti. Tıyat-
ro ile yakından uzaktan ilgisı olsun olmasın, bir sürü zat-
ı muhteremden ağzımın payını almıştım. Sayın Tuncer
Cücenoğlu'na yazılan bu acayip mektubu gazetelerde
okuyunca o günleri anımsadım. Yazarlar, birilerinin hoşu-
na gitse de gitmese de her şeyi sorgulamakla yükümlü-
dürler. Bu sorgulamayı da her yazar, keyfince, gönlünce
yapıyorsa yazardır. Sorgulamak, kuşku.. anlamanın baş-
langıcıdır. Bir şeyi anlamadan yargılama isteği, ideolojile-
ri ve dinleri doğurmuştur.
Ben bir de şunu merak ediyorum: Bugünlerde yazma-
ya çalıştığım bir oyunda bazı oyunlar kişilerine ne kadar
insanca özellikler verirsem vereyim bir türlü insan düze-
yine çikmıyorlar. Ne yapmalı?
İŞ TECRÜBESİ OLAN ÇOK YÖNLÜ
ELEMAN ARIYORUZ
• En az lise mezunu,
• iyi derece ingilizcesi olan,
• Türkçeyi düzgün konuşabilen,
• Şablon ve maket bıçağını net
kullanabilen,
• Ölçüm ve çizim konusunda el becerisi
olan,
• Fotoğraf portfolyösü düzenleyebilecek
görüşe sahip,
• Reklam ve moda konusunda hizmet
veren bir ajansın, yüksek temposuna;
çabuk kavrayarak, titiz ye düzenli
çalışarak ayak uydurabilecek,
• Çağdaş görüntüsüne uyum
sağlayabilecek,
Şantral, Resepsiyon ve Grafik Bölümü'nü
üstlenebilecek bayan eleman alınacaktır.
Adaylann. hajta içi 10.00-18 00arası 252 63 62no 1u
telefonlandan MELİHA DEMİR 'i arayarak nuıdevu
almalan rica olunıır.
3. SAYIBAY HERDE
•Dursun Karataş:
"Birlikteyiz, zafer
yolundayız."
• DHKP
Kuruluş Kongresi
Raporu
•DHKP
Kuruluş Kongresi
Kararları
Tel: 0212 517 42 99 Fax: 516 24 14