Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 1995 PAZAR
FAZAK KUrNLJGL
AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Ruşen Keleş, İstanbul'un çelişkiler yumağı olduğunu söylüyor
HABİTAT Türkiye için büyükfirsat
tS LJJylLJo Birleşmiş Milletler'in Insan Yerleşimleri Konferansı ya da
HABİTAT ifzirvesi 3-14 haziran günleri arasında Istanbul'da yapılacak. Bu
zirve için îstanbul'a çeşitli ülkelerden 20-25 bin kişi gelmesi bekleniyor.
Yine bu nedenle okullar Istanbul'da erkenden tatil ediliyor. İlki 1976"da
Kanada'nın Vancouver kentinde düzenlenen HABÎTAT \r
e bağlı
toplantılannda ilk kez hükümet dışı kuruluşlar ya da sivil toplum örgütlerine
ağırlık verilecek. Ancak bu arada dikkat edilmesi gereken bir nokta bu sivil
toplum örgütü temsilcilerinin söz haklannın sınırlandınlacağı olasılığı. Bu
arada konferans için HABİTAT Danışma Kurulu'nun hazırladığı raporda yer
alan çizelge ve verilerin 1988, 1990 gibi eski yıllara ait olması eleştiriliyor.
Raporda garip bir Türkçe, bol bol da yabancı sözcük yer almasının ne anlama
geldiği sorgulanıyor. Bu hafta konumuz insan yerleşimleri olduğu için bu
konunun uzmanı olan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Ruşen Keleş'le konuştuk.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
PAZAR
KONUĞU
Sizce, tstanbutve Türkiye'nin yaşadt-
ğı kent.se/ sorunlar HABİTAT 1/'nin fstan-
bul'da vapılması karannda etkili olmuş mu-
dur?
KELEŞ - Sanmıyorum. Bir büyük kent olarak
uluslararası bir toplantıyaev sahipliği yapacak ni-
teliklere sahip mi değil mi? Bu dikkate alınarak
ve belki bu ve buna benzer toplantılann dünya-
nın başka ülkelerinde datia önce yapıldıklan yer-
ler dikkate alınarak. bir coğrafi denge sağlamak
amacıyla Istanbul seçilmiş olabilir.
mmı^m 1992 'de Rio de Janeiro 'da düzenlenen
Çevre Zirvesi 'nde HABİTA TII 'nin toplanma-
sı du konuşulmuştu. O zaman Başbakan olan
Süleyman Demirel de bu zirveye katılmıştı.
Acaba Demirel 'e, HABİTA TII İstanbul 'da top-
lansın, diye telkinde bulunulmuş olabilir mi?
KELEŞ -Mümkündür. Çünkü İstanbul birçok
Batılı ınsan için çok çekici bir yerdir. Gerçı Is-
tanbul. sadece Batılılardan oluşan bir toplantıda
tercih edilmedi.
Ama İstanbul unçekiciliğı.gelmişgeçmışbir-
çok uygarlıklarabeşiklikermiş bir yer olarak boy-
le bir toplantının yeri olarak seçilmiş olabilir. di-
ye düşünüyorum.
Buray ı görmek isteyenler çoktur. Bu tür toplan-
tılar da sadece bılımsel özellikleriyle değıl, top-
lanacakları kentın çekiciliğiyle özdeşleşiyor. an-
lam kazanıyor. Bu nedenle de tercih edilmiş ola-
bilir
^ • • ^ " Bu konferansın adı HABİTAT ya da
insan yerleşimleri. Sizce İstanbul 'da insan yer-
leşimleri diizgün mü?
KELEŞ-Ben toplantının başından beri altı çı-
zılen özelliklerinden binsi olarak Türkiye'nin ta-
nıtılması, İstanbul'un tanıtılması savının ışlenme-
sini çok anlamlı bulmadığımı belırtmek istiyo-
rum.
İstanbul bu açıdan bir çelişkiler yumağı halin-
dedır. Türkiye"nin tanıtılması için bir firsat eli-
mize geçmiştir. 20-25 bın kişinin bu vesiley le İs-
tanbul'a gelmesinı ben çok önemli buluyorum.
Ancak. tanıtma derken acaba neyin tanıtılma-
sı bizim için önem taşıyacak? Bu konularda bel-
li bir bilgi birikimine sahip olmamız mı vurgula-
nacak? Belli kadrolan son 30-35 yıl ıçınde yetış-
tırrnış olmamız mı vurgulanacak? Ya da bu kişi-
lere İstanbul'u gezdırerek Sultanbeyli'de, Ümra-
niye'de olup bitenlen mi anlatacağız?
İstanbul. bugün çağdaş bir kentin zorunlu ış-
le\ lerini yerine getirmekte güçlük çeken, büyük
tıkanıklıklarla karşı karşıya bulunan birülkedir.
Demın sorduğunuz soruya yanıt venrken be-
lırtmeye çalıştığım gibi birçok ınsan. Istanbul'a
tarihin ne bıraktığını merak ederek buraya gelı-
yor. Istanbul'un tarihten devraldığı kalıtı gözlem
konusu yapmanın özlemi içtndedırler.
Fakat fstanbul'a tanhten çok az şey kalmış ol-
duğunu görüp düş kınklığına uğramalanndan ben
kaygi duymaktayım.
^•••i" O zaman sizce htanbul ve Türkiye 'de
yönetici kesimler neden İstanbul'u bu 20-25
bin yabancıya göstermekte bu kadar teşne dav-
ranıyorlar?
KELEŞ-20-25 bin kişiye ev sahipliği edecek
bir toplantının Türkiye'de vapılması önemli bir
olaydır. Biliyorsunuz. birkaç yıl önce de olimpi-
yatların İstanbul'da yapılması için çaba harcan-
dı.
Hangi bağlam içinde duyulacağı bir yana. İs-
tanbul'un adının duyulması önemlidir. diye dü-
şünüyorum. Sanıyorum, yöneticilerde bu nokta-
dan yola çıkmışlardır.
Ama bir toplantıyı başanyla yürütmek. ona ev
sahipliği yapmak son derece önemli birola>. îs-
tanbulgibıbiryerdeyaklaşık 30 bin kişiyi 11 gün
süreyle konuk etmek sorumluluk ısteven bir iş.
Ben. cesaretlerinden dolay ı yöneticıieri kutlamak
istiyorum.
Hem yerel. hem de merkezı yöneticileri bu ne-
denle kutlamak istiyorum.
• ^ M H H Mevcut olanaklarla sizce başanlı bir
organizasyon ve ağırlama yapılabilir mi?
KELEŞ - Bunu çok güç göriiyorum. Başbakan-
lık bu organizasyon sorumluluğunu ve görevinı
Toplu Konut İdaresı Başkanlığfna vermiştir. Bu
kuruluş hem örgütlenme çalışmalannı yüriitmek-
tedir, hem de akademik sorumiuluğu üzenne al-
mıştır.
tkinci kısım birincisinden daha kolaydır. Birin-
cisıni bir merkezi yönetim kuruluşu tek başına
gerçekleştırecek durumda değildir. Bu nedenle
hem yerel yönetimierle, hem bakanhklarla. hem
sivil toplum örgütlenyle. akla gelebilecek pek
çok kuruluşla işbirliği sürdürmeye çalışıyor.
^ M Birleşmiş Milletler, ilk kez HABİTAT
ve bağlı toplantılannda hükümet dışı kuruluş-
lara ağırlık veriyor. Sizce bunun önemi kentleş-
me açısından ne olabilir?
KELEŞ- Birleşmiş Milletler'in çalışmalannı
yakından ızlemiş olanlar çok iyi bilırler ki bütün
uluslararası toplantılarda NGO (Non Govern-
mental Organization)gayri resmi kuruluşlar ora-
da temsil edilırler.
Bu. yeni bir şey değildir. Dolayısıyla bu gele-
neğe baglı kalınarak, Istanbul'da yapılacak HA-
BİTAT II toplantısında da siv il toplum örgütleri-
nin temsil edilmelennin önemle izlendiğini gö-
rüyorum.
Hazırlık toplantılanna katılanlann listesi göz-
den geçınldiğı zaman rakamlar dikkati çekiyor.
Ama sayılann bir yerde fazla anlam taşımadığı-
nı da belırtmek isterim. Benee nitelik daha önem-
lidir.
Bununla da kastettiğım şu:
Örneğin. Rotary gibi çevre konulannda zaman
zaman başanlı çalışmalar yapan bir dernek var.
Değerini hiçbir zaman küçümsemek ıstemiyo-
rum. Kadınlar üzerine yazılmış yapıtları tanıtan,
ya da bunlarla ilgili bir dernek gıbı kurııluşlann
sıvıl toplum örgütlerinin yanmdayeralmalarının
yanı sıra orada derııek statüsünde olan Birleşmiş
Milletler Türk Derneği'nin listede göriilmemesi
çok yadırgatıcıdır
Türk Belediyecılik Derneği'nın bu listeye alın-
masını biz çok sonra önerdik. Yani demek istiyo-
rum ki bu sivil toplum örgütlerinin sayılannın
120-140"ı bulmalanndan çok. bu sı\ il toplum ör-
gütlerinin hangileri olduğunun belırlenmesi
önemlidir.
İkincı bir nokta da şu:
Son zamanlarda dikkatimizı çeken. konferan-
sın İstanbul'da örgütlenmeMne ilışkin yakınma-
lar var. Sivil toplum örgütlennden raporlar isten-
miş. ama bu raporlarda dile getirilen görüşler
Ulusal Rapor'a ya hiç yansımamıştır. ya da yan-
sıması gerektiği kadar yansımıyor.
Bu kendi fikrim, gözlemim değil, Istanbul'da
25 kasımda sivil toplum örgütlerinin benim yö-
netmemi istediklerı toplantıda bütün bu görüşler
Bu arada raporun en büyük eksıküği. bence. ül-
ke yerleşme sıstemimize ılişkin değerlendirme-
len ıçermemesidir. Bununla şunu kastediyorum:
Türkiye uzun zamandan ben göç hareketine
maruz bir iilkedir. Köylerden kentlere göç hare-
ketlerinın hangı boyutlara \ardığını çok iyi bili-
yorsunuz. Buna doğudan batıya göç eklenmiştir.
Türkiye"de isteğe bağlı göç olduğu gibi zorunlu
göç olayı da yaşanmaktadır.
Türkiye'de çok önemli boyutlarda bölgelerara-
sı dengesızlikler vardır. BirGüneydoğu sorunu-
muz vardır. Bu konulann >er almadığı bir HA-
BİTAT raporunu ben doğrusu düşünemıyorum.
Bırleşmış Milletler: banş, eşıtlık. adalet gibi
yüce değerlere daşanan. başından beri bunlan
bütün dünyada vaşama geçirmeye çaba harcayan
bir örgüttür. Bö>le bir örgürün İstanbul'da dü-
zenlemiş olduğu HABİTAT II gibi bir toplantıda
de alınacak ulusal raporda insan yerleşimlerimı-
zı çok yakından ilgılendiren eşıtlik. banş, adalet.
özgürlük gibi ilkelere tümü\le ters uvgulamala-
rın yer almaması çok vadırgatıcıdır.
Raporda kentli haklanndan söz edılmemekte-
dır. Ayrıca. ba^ka çahşmaların konusu edildıği
gerekçesiyle çevre konuları yer almamıştır. Do-
ğal afetler konusu yer almamıştır. Bunlar bizım
çok yakından ılgılenmemiz gereken konulardır.
Benim bildiğim seçılmış olan 26 önceliklı ko-
nu vardır. Bana öyle geliyor ki bu önceliklı ko-
nulann seçilmesinde bırölçüde keyfilik ve yan-
lılık rol oynamıştır
Bu arada Hak-iş Sendikası'nm. kentleşme uz-
manı Turgut Canse\er'e hazırlatmış olduğu ra-
porda iözunüettığım bunoktalaryeralıyor. Ulu-
sal rapor. bana öyle gelıyor ki bütüncüllukten
yoksundur. Konular parça parça ele alınmıştır.
Mantıksal ve siyasal bağlan pek de kurulmus de-
âıldir. Özüyle ilsıli dıkkatimi çeken noktalar btın-
far.
PPOf. RUŞEN KELEŞ
1V32. Tmbzon dogıımlu. Ankaru Lnhersitc.sı Si-
yasııl Bilgiler ve Hııkıık faküheleıuıt hıtirdı.
1971 ilen bıı ı tıııa Sıyasal Bılgiler Fakultesi. OD-
Tİ"tlc. Tiirknc Orlculoğu Amınc ldoıvti Enstitü-
sü'ndeyert'l ıfinetimler, kenlsel sivn\et. kent/ef-
nıe. konut ve çevrepolitikalan dcrsleri vcriyoı; Si-
vasal Bilgiler Fakiiltcsi 'mle de bu konularla ilgı-
HAna Biîım Dah ııın başkam Şehırcılik Hureket-
leri, Şehircıliğin Kıırûmsal Temelleri. Kenthılim
İlkeleri. Kentbilim Terimleri Sözlüğü. Keni ve Si-
yasal Şıddeı. 100 Soıtıda ŞehiHeşnıe Konut ve
Gecekondu ve daha birçok kıiabın va:an.
Peki biçimiyle ilgili ne düşünüyorsu-
nuz
KELEŞ - HABİTAT llye katılan bütün ülke-
ler bu toplantıya ulusal raporlannı sunacaklar.
Bız, Türkıye olarak hem ev sahıbiy iz. hem de bir
akademik rapor sunuyoruz. Olması gereken şey.
Türkiye raponı adını taşıyan bir yazanagın dılı-
nin Türkçe olnusıdır. Bunda nedenını anlamak-
taguçlükçektığimdıl yanlışlan veifadelerlekar-.
şılaştım.
Size bir örnek \ermek ıstiyorunı. Raporda.
"Yurttaş baglıhğı" diye bir dey im geçiyor. Ne
anlama geldiğinı anlayamadığım için araştırdım.
Bir de baktım kı bunun İngilızce karşılığı
"civic engagement" mış. Yanı resnıı kuruluş-
lar ve devletın vanı sıra halkın da birtakım vü-
Hangi noktalar Llusal Rapor'ayan-
sıtılmadı?
KELEŞ- Orneğın bırisi. Türkkent adında Tür-
kiye'dekı kent kooperatiflerıni bünyesinde topla-
yan birmerkez birliği var. Onlardıyorlar kı:
"Bu llusal Rapor'da koopcratifçilikten. güven
duvulmavan bir hareket olarak söz «lilivor. Bugö-
riiş aslında Toplu Konut İdaresi'nin kendine öz-
gü görüşüdür.
"Toplu Konut İdaresi bu konuda tarafhr. Do-
layısıy İa konut kooperatifçiliği gibi Türkiye'de in-
sanların bannma ihtiyacını karşılama bakımın-
dan çok önemli bir yer tutmakta olan. son on beş
y ılda da çok başanlı sonuçlar vermiş olan bir ha- -
reketin bu şekilde ikinci plana itilmesini doğru
bulmuyonK" demektedirler.
^ • • • ^ Peki, kooperatifçilik neden ikinci pla-
na itilmiş sizce?
KELEŞ-Türkkent'le Toplu Konut Idaresi ara-
sında kaynaklarm tahsisı bakımından görüş ayn-
lığı vardır. Sanıyorum. buradan ileri geliyor.
Sizce bu tür kücük. kısır çekişmeler
yerine, böyle bir uluslararası konferansa sunu-
lacak raporda gerekli bilgilerin yer almasına
özen göstermeye çaba harcamak daha doğru ol-
maz mıydı?
KELEŞ-Toparlayıcı. toplayıcı olmak için ya-
rarlı olurdu diye düşünüyorum. Çünkü bir ulusal
rapor hazırlanıyor. Burada dengeli olarak bütun
görüşlerin, kendı kışısel değerlendirmelerımizi
bir yana bırakarak yazılması daha doğru olurdu
Bu ulusal rapor, HABİTAT II konfe-
ransında Türkiye'nin kentleşme deneyinti ve
politikalarını tartışmaya acacak. Sizce bugüne
dek izlenen politikaların sorgulanmasını yete-
rince içermekte midir?
KELEŞ-O konuda ben şunu söyleyebilirim:
Bu ulusal rapor taslağı Kasım 1995 tarihini taşı-
yor Bu. özüyle ilgili birtakım değerlendırmeler
yapmayı gerekli kılar. Çok gec ofmakla bırlikte
bu rapor benim de elıme geçmiştir.
Bunda şunu görüyoruz: Burada belli birdün-
ya görüşünden yola çıkılıyor Küreselleşme ola-
yından. Türkıye'nin bunun dışında kalmaması
gereğınden yoîa çıkılıyor. Ekonomide liberalleş,-
me bir veri olarak alınıyor. Türkiye'nin bir Lçün-
cü Dünya ülkesı olduğu adeta unutuluyor.
Türkiye. her ne kadar siyasal anlaşmalar uya-
rınca bütünleşmış. y a da bütiinleşmeye çalışiyor-
muş gibi görünse de toplumsal ve ck'onomik ya-
pımızın henüz bir Üçüncii Dünya ülkesının top-
lumsal ve ekonomik yapısı olduğu gerçeği bana
öyle geliyor ki bıraz gözden uzak tutulmuş. Böy-
le oluncada bizolaylara. kentleşmeyle. konutla.
çevreyle ilgili politıkalara Batılı gözİüğüylebak-
mak gibi birdurunıla karşı karşıya kalıyoruz
Ulusal rarx>rda daha çok başardıklarımıza yer
verılmiştır. Dıkkatimi çeken nokta budur Böyle
bir raporun nesnel olabilmesi. başardıklarımızla
biriikte başaramadıklanrnızın da aynı oranda yer
almasıylasağlanabilirdi. İstanbul'agelecekolan
bu 20-25 bin kişi başarılanmızı gösteren raporu
okuyacak. ama İstanbul'u biraz dolaşmak fırsa-
tını bulurlarsa raporda yazılanlann büyük ölçü-
de gerçeği yansitmadığı sonucuna varacaklardır.
Bunu hıç de doğru bulmadığımı söyleyebili-
rım.
künıluluklen üstlenm<-;.ıni anlatmak için kullanı-
lan bir deyim. Buna benzer çok şey var. Her say-
fada birkaç kez t
*regülasyon~ sözcüğü geçiyor.
Fransızca bilenler bunu anlar. ama bızim bu ra-
poru Türkçe yazmak zorunda olduğumıızu sanı-
yorum.
Sonuç olarak, Türk Dil Kurumu'nun. ya da gü-
venılebilecek Türk Dil Derneği'nın, Türkçe
dilbilgısine güven duyulan bir makamın deneti-
minden geçmeden bu uluslararası toplantıya ra-
porun Türkçesinin sunulmamasını öneriyorum.
Ayrıca, rapordakı bazı çizelgelerve veriler çok
eskidir.
••^^••i Bunlar hangi çizelgeler ve veriler?
KELEŞ - Örneğin. toplu taşımda koltuk sayı-
sı 1988 rakamlandır. Atık su ve atık su rakamla-
rıyla ilgili verilerin tarihi 1991'dır. Çevre kirlen-
mesiyle ilgili rakamlar da eskıdır. 1996'da yapı-
lacak bir toplantıya bu rakamlar sunulacaktır.
Bunlann yenılenmesı ve rapora eklenmesi uy-
gun olur, diye düşünüyorum.
ladı?
Ulusal raporu kim.ya da kimlerhazır-
KELEŞ - Ulusal ropar, rakamlan da sağlayan
bir hazırlık komisyonu tarafından hazırlandı. den-
dı. Ama Toplu Konut İdaresı'nın oluşturduğu bir
Danışma Kurulu'nun yürütücülüğünde hazırlan-
mış olduğu izlenimini verdi bana.
Danışma Kurulu. çeşitli resmı kuruluşlar. sivil
toplum örgütlerinin. akademik kuruluş temsılcı-
lennin verdiklen raporları almış. toplamış. onla-
ra dayanarak da ulusal raporu kaleme almıştır.
Yöntem, sanıyorum budur.
Ulusal raporu hazırlayan danışma ku-
rulıınun üyeleri kimler?
KELEŞ - Burada çok değerli arkadaşlanmız.
bilim adamlanmız var. Danışma Kurulu'nda Yıl-
dız Üniversitesf nden Doç.îhsan Bilgin, Toplu
Konut İdaresi Danışmanı Necat Erdel,TÜBA şe-
ref üyesi Prof.MübeccelKıra>, İJÜ Mimarlık Fa-
kültesi öğretim üyesi Prof. ŞuleÖzüekren, Danış-
ma Kurulu Başkanı Prof İlhan Tekeli. ODTÜ
Mimarlık Fakültesi'nden Prof. AliTürelbulunu-
yor
" • • « Birleşmiş Milletler ilk kez HABİTAT
ve bağlı toplantılannda hükümet dışı kuruluş-
lar ve sivil toplum örgütlerine ağırlık veriyor.
Bunun önemi sizce kentleşme açısından nedir?
KELEŞ-HABİTATII toplantısında birçok fo-
rum yapılacak Bunlann bir kısmı parlamenter-
ler. bir kısmı yerel yönetımlenn temsilcilen, ba-
zıları akademısyenler, özel sektör temsilcilen.
sendikacılar arasında geçecek. Bız sivil toplum
örgütü terimini, kapsayıcı, genış kapsamı olan
bir kavramolarak kullanıyoruz. Bunun ıçinemes-
lek kuruluşlarını, kooperatiflen. sendıkalan vs.
koyuyoruz.
HABİTAT II çalışmalan arasında dikkatimi
çeken şey bunların bölünmüş olduğudur. Sivil
toplum örgütlerinı daranlamda almışlar. Sadece
dernekleri kapsayacak şekilde yapmışlar. Ama
bunlann hepsı de kentleşmeyle, yerleşme sorun-
lanmızla çok yakından ilgili çalışmalar yapıyor-
lar.
Dolayısıyla bunlann değerlendirmeleri veöne-
rilerinı almanın böyle bırtoplantı için son dere-
ce önemli olduğunu sanıyorum. Toplu Konut İda-
resi. raporun başında da belirttıği gıbı katılımcı
bir yöntemle bu ulusal raporun hazırlanmasına
özen göstermış ve bunu dav et edilmiş bulunan si-
vil toplum kurulu^larının sayısıyla açıklamaya
çalışmış.
Bu. tabii kı saygı duyulması gereken bir dav-
ranıştır. Demokratıkleşme için çabalar harcayan
Türkiye'de olabildiğı ölçüde geniş halk kesimle-
rını, çıkarlan. ıneslek kuruluşlannı temsil eden
gnjplann bu sürece katılmasında büyük yarar ol-
duğunu sanıyorum.
Fakat yalnız sayılar yeterlı değildir. Nitelığe
bakmak. hangı derneğın çağırılmasının onemlı,
ya da lıangisının çağınlmasının daha az önemli
olduğunu iyi tartmak gerekir
Bundan daha da önemli olan. rapora bu göriiş-
lerin ne ölçüde yansıdığıdır Üçüncü v e en önem-
lisi de siv ıl toplum örgütlennin HABİTAT II top-
lantılan sırasında konuşma özaürlüklerinin sınır-
landınlmışolupolmayacagı sorunudur Bu konu-
da bazı duraksamalar var. Bir kere bu toplantının
Istanbul'da yapılmasına başlangıçta bazı uJusla-
rarası siv il toplum örgütlen temsılcılerı itiraz et-
mışlerdır.
Bunlar, Türkiye'de insan hakları ihlallen ve
zorunlu göç olaylannı öne sürerek konferansın
Türkiye"den. ya da İstanbul'dan başka bir yerde
yapılmasını ıstemışlerdı. Diplomatik temaslar ve
tartışmalarsonucunda. geçen nısan ayında Istan-
bul'da vapılması karar altına alındı. Bu da cıddi
olarak sevındirici bir durumdur.
Fakat toplantıya katılacak olanlann, sivil top-
lum örgütü temsilcilerinin orada söz haklannın
sınırlandınlması söz konusudur. Bence bunu an-
lamak mümkün değildir.
Bir taraftan dünyayla bütünleşmek, açılmak,
küreselleşmek ıstiyorsunuz. lıberal ekonomi po-
litikalannın benımsendiğini dünyaya duyurarak
bununla öğünmeye çaba harcıyorsunuz. Obür
yandan da bunun doğal bir sonucu olması gere-
ken söz ve ıfade özgürlüğünü kısıtlayıcı bir tavır
alıyorsunuz.
Türkiye'nin tanıtılmasına yaray acağını umdu-
ğumuz bir toplantıya bu şekıîde gıdilmesının. ta-
nıtım bakımından yararlı değil. zararlı olacağmı
düşünüyorum.
Hangi noktalarda AÖ; hakları sınır-
landırılmak isteniyor?
KELEŞ-Onubilmiyorum. Konulannagörebir
aynm yapılmış olduğunu da sanmıyorum. Ama
Türkiye'nin duyarlı olduğu. ıç ve dış polıtikası
bakımından bildiğıniz konular vardır? Bu konu-
lara girilmesi pek arzu edilmiyor.
Bunu çağdaş ve demokratik bir ülkenin özgür-
lüklere göstermiş olduğu duyarlılıkla bağdaştır-
mak mümkün değildir. diye düşünüyorum.
Biraz önce Türkiye'nin HABİTATII
konferansına götüreceği önceliklerden söz et-
tik. Bu öncelikler içinde Türkiye 'nin götürme-
sigereken önceliklerinin pek de bulıınmadığı-
nı gördük, Türkiye 'nin HABİTAT'a götürme-
si gereken esas öncelikler neler?
KELEŞ-Bu 26 önceliğınöncelikli konular ol-
madıklannı belırtmedim ve belirtmek ıstemıyo-
ruın. Çünkü bunlar çok önemli konulardır. Benim
belirtmek istediğim şey, Türkiye'nin yerle>me
yapısına ılişkin nüfusdağılışına, ıktisadi faaliyet-
İenn dağılışına. bölgelerarası dengesizlıklenn gi-
derilmesi gereğıne ve bunun y öntemlerine ılişkin
birtakım konulann yer almamış olmasıdır.
Yoksa. ulusal rapor ıçındeki bu 26 konu olduk-
ça önemlidir ve gerçekten öncelik taşıyan konu-
lardır. Ülke ve yerleşme sistemının ıç ve dış iliş-
ki kurma kapasitesınin arttınlması. huzurlu. te-
rör ıçermeyen, ıstikrarlı bir kent yaşamı sağlan-
ması. mekânsal eşitlığın yenıden yorumlanması
ve karar kriterlerinden bınsı halıne getirilmesi.
aktörlenn yapabılir kılınması.. Bu aktörler söz-
cüğü raporda başından sonuna kadar yer alıyor.
Ne demekse .
Bilgisizliğimi bağışlayın, ama Türk-
çede bir sorumiuluğu yerine getiren, ya da bir
eylemi yapan kişiye, aktör, denildiğini ilk kez
duyuyorunu Siz duymuş muydıınuz?
KELEŞ - Dememek gerekir tabiı Bu ikinci
planda gelen, ama raporun önemli bir eksikliği-
dir. Eğer bu tür kehmelerin Türkçe karşılıklan
varsa onlan neden kullanmayalım. Bu raporda
"spontan". "regülasm n", "aktör" gibi sözcükler
yer alıyor. Ama ben bunlan kullanmak zorunda
olduğumuzu sanmıyorum.
Yanı halkımızın dil duygusuna saygılı olmak
zorunda olduğumuzu sanıyorum. Kaldı kı dilde
yabancı sözcük. yenılik, eskılik sorununun öte-
sinde raporda yapısal bozukluklar vardır Bu ne-
denle di) uzmanlanndan oluşan bir kurul tarafın-
dan gözden geçirilmeden uluslararası toplantıya
sunulmaması önerisinde bulunuyorum.