Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALIK 1995 PAZAR
12 KULTUR
Sıyasi, akademikve bilgiç kültüriin kesişmesini
sağlayarak önemli bir rastlantı oluşturdu
tstanbul Bieııali
siyasayı giindeme mi getirdi?
ALİ \KAY
Turkıye nın seçımlen vasadıgı bugun-
lerde. sıyasetın ınsanları çok da tattnın et-
medığını oyle kı. kımın neredeyse hangı
parttye o> atacağının belırlı olmadığı tut-
kusunu kaybetmı> bir seçım onamı >a^a-
dığımızı soylemek mumkun gozukuyor
Bu durum vatandasları bıktıran tutumla-
nyla siva^ı partılılenn kendı ıç meselelen
olarak saflaş.mavı \e ıdeoloiık olan her se-
yı gen plana ıterek ı>lev sel \e ışletmecı ta-
vırları öne çıkarmalarında odaklanıyor
Ancak sıyaset ı]e sıyasanın bırbırınden ay-
nldığı bir dusunce platfomıu ıçınde •sanat-
sal faalıyetler M>asetın değıl. ama belkı de
sıyasanın >enıden guncelle^mesine ve he-
gemonvacı kulturel ortam ıçın. yıne uret-
ken olmava başlamasina olanak saglaya-
cak Bu bakımdan tstanbul Bıenalı çerçe-
vesmde olu^an bazı tartı^maları ve ı^lerı
tartı^ma gundemıne almamız doğru ola-
caktır çunku bu siyasanın ıçınde Dogulu
olmak Batr\aaçılmak taklıtçı oiınak ve-
ya olmamak gıbı sorunlar gundeme gele-
cektır Bu sorunlar da ıçınde yasadığımız
sıyaset ortamıntn arta sorunları arasinda
gıbı durmaktadır
Dört dörtlük şhasal bir eylem
içinde shasa üreten işler
4 Istanbul Bıenalı nın ıslerını ele aldı-
ğımız zaman ozellıkle siyasal olan ı^lerın
bıenalın de temasının gereğı avrı bir vere
sahıp olduğunu soylemek mumkun hate
gelıyor Bıenalın bir yabancı kuıatortara-
fından vapılmasından. tek kı^ılık bir seçı-
cının gereğıne Doğu-Bati sorunsalından
yenı bir Oryantalist anlavısa kadar sıvası
olan alan kendı ozerklığını Bıenal -.ırasın-
da gösterdı Ozellıkle. paneller sırasında
Doğu-Batı eksenmın on plana çikmaM. hat-
ta bunun yanında Turkıve nın Avrupa
gumruk bırlığıne uye olmasına ınsan hak-
lansorunsalının gundeme gelmeMne kadar
konunun Mvasal bovutları ıçerdığını gor-
mezden gelmek mumkun değıl Ay rıca bu-
na bir de sanat sıyasetını ekleısek yanı
enstalasyon. flu\us nesnesı \e tu\al resmı
tartişmaİarına değınırsek Bıenal sirasında
yapılan ı^lerın de polıtık bir ta\ır sergıle-
vıp sergılemedıklerını sorunsallaştırmak
mumkıındur dıyebılırız
Turk toprakları uzerınde yaşavan Tuık
sanatçısımn "Avagınıbualanabasarak,gu-
cünü bu dilden \e topraktan alması soru-
nunu" da dusunduğumuzde. ortava dort
dortlûk sı\ asai bir ev lem ıçınde sıv asa uret-
meyeçalışan ıslerçıkıyor Bubırsaptama.
ancak bu saptamamn y anında hemen ekle-
mek ıhtıyacıruduyuyorumkı. ı^lerın bazı-
lan da sıyası hıçbır anlam tas,ımıyotdu
çunku Rene Block'un sıyasası bir sıyaset
gıbı dunmuyordu Rene Block Batı da Ve-
nedık tıpı bıenallerle bir hesaplasmay a gır-
mıs \e Avrupa merkezcı bir sanat anlayı-
sının karşısına çıkmava doğal olarak ça-
lısmıstı Doğal olarak dıyorum. çunku ılk
olarak Flu\us akımının kendı doğasinda
uluslaraşın olmak karakten var ve bunu
Dada akımından odunç alarak gelıştırmış
ıkıncı olarak megalopoller donemınde
ulus-de\lel sinırları \e kulturlerı üzerıne
kurulu olmayan bir goçmen-kulturu olgu-
su var kı asla vadsınacak bir :?ev değıl
Bu kulturel olu^umlar sanat alanında ol-
duğu kadar sıyasi alanda da Batı nın kul-
turel \e dılsel oluşumunu ıçınden mayın-
layıcı hareketlerı gerçekleştımıekteler Sö-
murgecı bir Batı nın dılı \e kulturu "içen-
den somurgeleşririldiği için" gıtgıde mıllı-
yetçı \e ırkçı gruplar ayaklan altından ka-
yan bu kulturu korumak amacıv la "ırkçıci-
nayetlerini" ışle\ecek kadar ılerı gıdebıh-
yorlar Bu durum Batı "nın ıçınde neo-fasıst
\e neo-Nazı asın sağcı gruplara "meşru-
luk" sağlıyor Dılının klasık soylemını \e
kultürunün sozde anlığını kaybeden bir
Batılı ınsanın "reaksKoner" tavrını sergı-
lemesı ılekebiıjivor \easlinda.tumbutar-
tı^malann gunumuz açısından gııncel oldu-
ğu kadar dûşunce dünvası ıçın de ne ka-
dar "geçmiş" olduğunu soylemek mum-
kun sanıyorum. çunkü ozellıkle, yapısal-
cılık->onrası fılozof \e du^unurlerının or-
taya koyduklan fıkırler ıle Dogu dunyası-
nın gelenek-,elcı yaklaşımlan ara^ında
onemlıbenzerlıklerolduğUbaptanı\or Do-
ğular (1992) adlı bir kıtabın \azan olan
Rada İ\ekmiç Hınt dunya>>ı ıçındekı siya-
sıtartı^malarıelealdıgı vegelenekselcııle
modernıstlenn Doğu-Batı sorununu ele
alışlarını soruniallaştırdıgında postmo-
dern durumu konu alan Fransız fılozof Je-
an-FrançoisL>otani ıleçagda^ Hjntlı filo-
r—i Alptekın ve
X J. VI Morns.
Doğu Blokıfnun
dağılmasıyla
bırlıkte. ozellıkle
Türkıye'de "bavul
ticaretı" adı altında
gundeme gelen bır
"'turızm" bıçımını
sorunsallaştırıyorlar.
Benınlı sanatçi
Ramouaid Hazoume
de, Batı'nın
zo: Kalıdas Bhattachar>\a
ara>ındakı benzerlıgı, çarpıcı
bir bıçımde saptamı^tı Ozel-
lıkle gorecılığın çoğulculu-
gun sorun olarak ortava konul-
masinın \e ara>tınna yontemı
olarak asımetnnın altını çız-
mı^tı Aynca. Deleuze'ün Do-
gulu du^unce ıle ılı^kisını ve
doğu du^üncebine olan ılgısı-
nı bıldığımızde Rada Iveko-
vıç'ın saptamalan daha ınan-
dırıci bir hale gırıvor Bu Ba-
tılı \e Doğulu fılozofların ge-
leneksel felsefe eğıtımlerı ne
kadar farklı olur->a olsun kar-
^ılıklı konumlanndabırkoşut-
luk bulmak mumkun gorunu-
yor Ancak. bu arada. bu va-
kınla^manınnedenlennı Hınt-
lı fılozofların gelenek^el bir
Hıntoğretısının takıpçılerı ol-
malarından geçmedığını be-
lırtmekteyararvar çunkuzan-
nedıvorum kı ıkı taraflı bir
mucadele ıle bu yakınla^ma-
nın başarılması sağlanacaktır
Buda.gelenekseleı \emoder-
nıst tıpındekı ıl^ılı aynmının
düfina çıkmaktan geçıyor
Ticaret si> aseti
gündemegeldi
Tüm bu tartışmalara bıena-
lın uç ayıı mekanında rastla-
makolasılıgı var Ba^layalım.
ılk olarak Atına demokraM<.ı-
nı sorunsalla^tırarak "isonoıtı-
la" (merkeze aynı uzaklıktakı
mesafede soz soyleme hakkı)
kavramından yola çıkan Sar-
kis'ınçalı^ması Osmanlıgele-
neğı ıle pobtmodernlei}ine>e
>uz tutan bir Turkıve'nın pa-
radokslan ıçınde •'uzlaşmacı
bir ortamı*' arzularken avnı
zamanda da plastık espas ıle bir hesapla>-
mayı gerçekleştınneve çalı^ıvor Pılav ve
demokrası arasındakı paradokslan sankı
sergılıyor
Ortak bir mekânda vaşamayı vc çoğul-
cu. cemaatçı toplumsallığı ele alır gıbı du-
luyor Bu tartışma. bılındığı gıbı cemaat-
çılerle bıre\cılık ağırlıklı bir toplumsallık
tamşmalarının ana odağını olu>turuvor
Hüsevin Bahn \lptekin \e Mkhael Mor-
ris'ın "Turk Truck"adlı ı^lennde de tica-
ret Myasetının gundeme getınlmesı soz ko-
nusuedılnor Entormel ticaretsektorunün
\e kara paranın en onenılı yollarından bırı
olan uluslararabi kara ticaret yolunun dun-
> anın butunle)mı> kapıtalızmımn e\ reNinın
ana ^orunlanndan bın olduğunu hatırlatan
ışlennde Hu^evın Alptekın \e Vf Morns
Doğu Bloku"nun dagılmabiyla bırlıkte
ozellıkle Turkıye de "bavul ticaretı" adı al-
tında gundeme gelen bir "turiznı'"bıçımı-
nı sorunsallaştinyorlar Bu a>nı zamanda
veraltı taalıyetlenyle yabadı^ı \e ka\ıtdı>ı
ekonomının bnlıktelığını "dondurarak"
(kamyonubırdondurmakulahı topları ise
uzerındekı dondurma jeklınde \eıleştıre-
«ESVNİT İSTANBÜI
VAKFI BIENALI
de. kapıtalıze edeıek
Batı"ya ve Batı serma-
, ' . yedarlarına gen lade
' edıvor Genç Turk sa-
natçı Binnaz Akmanıse
y ıne benzer bır anlay 1$-
la bızı kusatan dov ızle-
rı gundeme getınyorve
onların bızım hayatı-
mızı ne derece kuşat-
mıs olduğunu gosterı-
yor Para-do\a adını
Günümüzdeki ^rdıgı ı^ınde "biam
milliyetçilik gonışümıuubelirleıne-
guçlendıgını >e
mikro-
millivetçi ve
etnik akımlann
giindeme
dıısunürsek
BulgarSanatÇI
n a s | | k a p s a d l g ı n ı s 0 .
ııınsalla>tınvor "Co-
mşumuzu belirleven
Paradır" onermesını
gösterdıkten sonra ıse,
monıtorlerınyardımıy-
'
a
b
| z l m
l^endı vuzu-
m u z e b a k r n a m ı z l s a
S"
rek) topluınlardakı lolunû gostermeve ça-
lı^ıyor Iktisatçıları uzun zamandır ıne^gul
eden bu ^orun. ozellıkle. Lçuncu Dunya ul-
kelerının halklarına bır kazanç kaynağı ol-
dugu kadar. v a;>adışi bır ekonomının gelıv
mesını ve dünya pazarı ıçınde onemlı bır
yerkazanmaMnı da plastık olarak kurgulu-
vor
^ ıne \ntrepo bma>ında bulunan Hale
Tenger'ın ı>ı, biyaM ı^lerın en gorbellerın-
den bın olarak kar>ımıza çıkıyor Doğu
Blokuıletecntpolıtıkasını hıssettırdığı ka-
dar sınırları da anıınsatan ıçınde Mnırlann
hep dı^ında kalan yasadışı orgût ıliijkisinın
her zaman zaten smırların dı^ında kalarak
manınalle^tığını ıfadeedı>or İçımızde bu-
lunan \e akhmızın dahılındekı hapishane-
leıımızı. ıçımızdekı sınırlan. kategorısel
bır algılama yontemıınızı. guncel bır *ekıl-
de sorunsallaştırıvor Benın'lı sanatçı Ra-
mouald Ha/oume de ekolojık anlamda
merkez \ e çe\ re çelışkısını gundeme getı-
rerek Batı nın sanayıleşmış ulkelerının
kırlı atık olarak Uçuncü Dunya'ya volla-
dıkları vöplerden masklargerçekleştırerek
onları ~
y u z e g e t ] n v o r n e j e
Pravdolıub un t a m 0 | a r d k Kentümız-
topraktan den kaçmamızı sağlı-
bavraklar vor. çunku >uz vuze
varatnıasını geldığımız zaman av-
sivasi işler navabakargıbı kıpkır-
arasında
m ı z l
^
es
'l'P- utanç du-
saMtıadan
) a c a
-
ö
?'
z
^!U;
e
V
n
'"opcompıij vor sankı AlfredoJaar
geçeme> ız. ^ e b k ı m e v e y u z t u l a n
bırAvrupa'nınımgesı-
nı bıze avnadan sunarken kendı kendımızı
sevıetmemızı de mumkun kılıvor Binnaz
Akman ın vapnıı^ olduğu gıbı "eskidiği
kadar utanan bir A\rupa"\ı du^luyor
Alevler ıçındekı bır Saraybosna. bıenale
katılan bırçok sanatçının sıvası bılıncını
sankı aynı odağa mıhljmış Avrupa"nın.
avdınlanmacı ve lıberal ortamında boyle
sovkınınvarı bıı olayanasıKeyırcı kalabıl-
dığını sorarcasma. yaşlı kadınlan \e onla-
ra bakan. sey reden bızı gundeme getırıvor
VVilliam Kentridge, ölü zenci
vücudannçetelesiıırtutuyor
Bıenalın en kuv vetlı biyası ı^lennden bı-
rını ıse. Gunev Atrıkalı sanatçı VMlliam
Kentridge olu^turuyor bana kalırsa Av ru-
pa sömurgeeılık tanhının en kanlı olavla-
nndan bınnı Minup belleklenmızı tazele-
me>e çalı>ıvor Aynı zamanda ışının gun-
cellığınıde vurguluvoı Somurgecılerın M-
lahları arasında. ıvı nıyetlı aydınlardan ko-
tü nıyetlı sılah tuccarlarına veabkerlere ve
sermay eye kadar herkesı suçlarca^ına "ya-
zı makinesi"\ e u
tabancar>
vı sunuvor bız-
ulkelerının kırlı atık
olarak Lçüneu
Dunya'ya
yolladıklan
çoplerden masklar
gerçekle^tırerek
onları.'"değiijim
değen" katılmı^ bır
şekılde, kapıtahze
ederek Batı'ya ve
Batı
sermayedarlanna
gen tade edıyor
lere Yazıyla ve silahla desteklenen bır so-
mürgecı zıhnıyetın tren yollan ınşaatı sıra-
Mnda yuzlerce zencıyı raylann altına go-
ınerekbırakanbırbarbarlıkomegınıanım-
satıyor Kongoclakı kanlı olayda hepımı-
zın. belkı unuttugu bır facıa yatıyor Dun-
yanın tum semıayegruplan bıle boyle kan-
lı bır olayı arzulayamaz Ancak sermaye-
nın kendı ıç vasaları arasında bulunan ye-
nıden uretımını genışletnıek uzerıne kuru-
lu zıhnıvetınde Kongo-Kınşasa'dakı kanlı
ateşı durdurmak mumkun muvdu ' Ancak.
Kentndge"ın ıçınde bu sömurge sıstemını
sağlayan kapıtalıstlere ımkân veren veon-
larla ıttıfaka gıren yerel bunuvazının gun-
deme getınlmesını takıp edemıyoruz. çun-
ku bu somütu sıstemı tek bır Batı serma-
yesının ulkeyı talanetmesıylesınırlıdegıl
aynı zamanda bu durumu >ağlayan bır ver-
lı burıuvazının rolu de unutulmaması ge-
reken bırolgu Kongo-Okvanusya tren yo-
lunun vapımı sırasında her demıryolu ta-
banlığı altında bır zencı ölusuyatar Kent-
ridge bu olu zencı v ucutlaı ın çetelesını tu-
tuvor
Topraktan bayrak \aratan
Ivanov Pravdöliub
Oftnumûzdblcı mılltyetçrîik aJamlarının
gıiçlendığını ve hatta mıkro-mıllıyetçı ve
etnık akımlann gundeme geldığını dusu-
nursek. Bulgar sanatçı hanov Pravdoli-
ub'un topraktan bayraklar varatmasım 51-
yası ı^ler arasında saymadan geçemeyız
Bayrak vatan ve toprak arasındakı ılıskı-
lenn yumağında duran mıllıyetçılık en 20-
zeçarpanolguoluvor "Toprakvatandır"
^lanndan hareketle Alnıan Romantızmınm
mıllıyetçılığını su sekılde ozetleyebılırız
"Elveda. ama geri geleceğjm" >anı. kay-
bedılen topraga elveda dıyen ama asla o
topraktan vazgeçmeyecek o'an bır mıllı-
yetçılıgın en basıt ızahı olarak ele alabıle-
ceğımız bu durum Bulgar sanatçının ısı-
nın ne kadar -.ağlam olduğunu bıze göste-
recektır
Bu tstanbul Bıenalı. belkı de masmed-
vatık (kıtle ıletı^ım araçları) bır kultur ıçı-
ne gırmıs olduğumuz v e MVası külturumu-
zü unutmava ba^ladığımız bıranda ortava
çıktı Belkı de tam zarnanıvdı Kultur de-
dığımızde sıvası kulturden sıvası partıler.
polıtıkacılar \b anlamak lazımken. kıtle
ıletışım araçlannın kulturu dedıgımızde
guçlerı gıt gıde artan bırçok telev ız>on ka-
nalının bıze sunduğu "haberlerin" hıye-
rarşık ve seı,ıcı uretımını. buna davalı yo-
rumları. ıletışım tüketıcılennı ele almak
gerekecek Burava akademık vebılgıç kul-
turu sokmak ıstemıyorum. ancak bu uçu-
nün bıenal çerçevesı ıçınde bırle>mekteol-
duğunu soylemek istıyorum Guncel ya-
^antınıızı vakından ılgılendırenbuolgu bı-
enal sırasında görunur kılındı Paneller
akademık kulturu on plana çıkarırken
medya ıkıncı tıp kulture ağırlık verdı Sı-
vası kultur ıse ıçınde vaşadığımız ve nere-
deyse "btkkınlık vermevc başladığı iddia
edilen" kulturumuz Bu uçunun kesışme-
sını saglamasi bakımından 4 Istanbul Bı-
enalı nın onemlı bır rastlantıvı olusturdu-
ğunu ^ovlemek istıyorum
TURR\> GURK.\N
Sınema duny ası> la bırlıkte Bevoğlu'nun
bohem vaşamından da örselenmı^ ezık
amaonurlu bıry ıldız kavıp gıttı Ya>amı al-
kol ve yalnızlık teması uzerıne kurulmıış
tıyatro. sınema. fotoroman oyuncusu Oz-
canOzgur. en \enmli çagında sessızseda-
sızaramızdanavrıldı Beyoğlu nunnostal-
jık, sıslı. dumanlı gecelerınde. barların. sa-
laş pav>onlann. ıçkı kadehlenne vansıvan
yalnızlığında. gundelık olayların pe^ınde
ko^maktan yorgun duşerek du^ kırıklığı
arasında erıyıp gıden sımsıcak dostluklar-
la dolu bır^aşam sona erdı
Özcan Özgür sınemamızın gerçek an-
lamda •talihsiz' oyunculanndan bırıydı
Son y tllan tanfsiz kederler ıçınde geçmış-
tı Bır v ıl once zaten ıv 1 gıtmeyen talıh ters
donmuş. çağın olumcui hastalığı onu kaçı-
nılmaz hazın sona dogru suruklerken bır-
çok verı kınlmış. ardından felç geçırmıs.
düjarı çıkamaz hale gelmı^tı Dost bıldık-
len arkada^ları meslekta>lan da artık ara-
maz olmuslardı \aşam boyunca. bır turiu
yakasını bırakmayan buyuk yalnızlıgı ıse
hasta yatağında hep yanındaydı Ama ha-
lınden hıç yakınmayıp. kadırbılmezlığı
unutulmusjuğu doğal karsilavıp"Beni ara-
mavan dostlanm da sağofcun. Kinısevc kus-
medim,kırgındegilim"dıyebılıyordu Kal-
Oynadığı filmler
197
4 El kapisi- Sosvete
Behçet- V ureğımde \are Var-
Gel Gardaş- Şaşkın- Kadınım
I97ö KapıcılarKralı- Mahal-
lede Şenlık Var- Uler Kanştı
Zuhtu- Kıme Nıvet Kıme Kıs-
met 1977 AşkınSesınıDınle-
me- Yalnız Adam- korkusuz-
lar 1978 Aklın Neredeydı
1979 BerekethTopraklarL'ze-
rınde- Gul Hasan A^k Pence-
resı 1980 Hacı Aea 1981
EşekŞakası Şabancık 1982
Arkadasım. 1983 Kardeşım
Benım 1989 Yedı Lvuyanlar.
1990 Pıano Pıano Bacâksız
dınldıgı hastanede ya^amının belkı de en
acı \een zor rolunuovnuyordu Oyunbıt-
tı v e perde kapandı
Ozcan Ozgur. hep venı ınsanlarla ılışkı
kurup yalnızlığını bır parça unutabılmek
ısteyen. ama bunu başaramayan bır valnız
adamdı Ajırıderecedenazık.ıncelıklı ter-
bıyelı hatırbılır ınsan sevgısıyledopdolu.
alçakgonullu. krmscy 1 meıtmeveıı katıksiz
bır Istanbul etendısıvdı Yalan dolan bıl-
nıez. herkesı dost. kardeş beller. uıılu fıl-
mındekı gıbı hep 'Kardeşim Benim" derdı
Tek kusuru belkı a>ırı derecede ıçkıy 1 sev -
mış olmasıydı Bckar olduğu ıçın sırtında
ge>,ındınnekleyükumlu olduğu bıraıleyu-
ku de bulunnıadıgından azla yetınmeyı ıl-
ke edmmıştı Fılmlerden aldığı sınırlı uc-
letde son vıllardahastalıklaragıttığınden.
Denız Kuv vetlen"nden astsuba\lıktan aldı-
ğı emeklı maasıylageçınıneyeçalısıyorve
bunun da kendısıne yettıgını soyluyordu
Ozcan Ozgur çok tanınmiş bır sanatçı
değıldı ^eşilçam ru>ası'nın co^-
kusuna kendını kaptırıp umutlar
peşınde ko^an. ancak umduğunu
bulamavan. duskırıklıkları arasın-
da bellı bır y aşa v e deneyıme ulas-
mış. tekduze avaıe yasamı ıçınde
kendı valnızlığına gomulmuş. te-
sellıvıkadehlerdearavan 'rind'le^-
mişbırkışıydı Yuıduınuzdasıne-
ma ovunculuğunun ne denlı nan-
kor. çılelı, eınek, ozven ısteven bır
uğraş olduğunun canfı kanıtıydı
sankı Artık geçmışte kalan Be-
>oğlu'nun huzünlu 'bohem" va-
şamının gerçek bır anıtı olarak anı-
lara yerleştı
3ÖEkım 1936'daUtanbul"dado-
ğan Ozcan Ozgür va da Refik Za-
fer sanat vaîjamına 1961'de Bul-
var Tıyatrosu nda Jeanne Ano-
uilh ın unlu oyunu 'Generalin Aşkı-LeVal-
sc De Toreadores'le başladı Ankara Çu-
valdız Kabare Munır Ozkul Alı Povra-
zoğlutıvatrolarında'BanaÇicek^ollama^
"New Vork'ta Bir Pazar' gıbı 20oyundarol
aldı Tıyatro dunyasıyla uvum sağlayama-
yıp I974"te sınemaya vonelen Ozgur du-
zeylı yapıtlann arasında geçim kavgısıyla
donemın modasi seks - gulduru fılmlerın-
de dc ıstemeyerek ovnamak zorunda kal-
dı 60yıllıkya^amının 35 yılını sanat dun-
yasına adayan Özgur, fazla hırslı olmadı-
ğından. oyunculuk donemınde 60 fılmle
yetındı Sonçalışması 199ü'dakı'PianoPi-
ano Bacâksız' oldu Fılmlerının arasında
du^lerını gerçekle^tırdığı. ılk ve son kez
ba^roleçıktıgıen onemlı vapıtı 'Kardeşım
Benimdi 1983"teNesliÇölgeçen"ın ılkvo-
netmenhk fılmı olan "Kardeşım Benım
bır bakıına Ozcan Ozgur un ya^antnıs anı-
larından olu^an kendı vasamovkusuydu
Sedat Sımav 1 Sınema Odülu ıle 21 Antal-
ya Fılnı Şenlığı nde ıkın^ılık ve goruntü
odullerını alan fıimde ununu yıtırmeye
başlayınca bunalıma duşen. ılı^kı kurama-
dığı sevgılılenn yıız çevırdığı bar kadın-
lanyla duşup kalkan yalnız ve mutsuz bır
ovuncunun oykusu anlatılıvordu Kenar
mahallede oturan aıle duzenınden voksun.
mevhane koselerınde sabahlayan sarhoş
vonetmenlenn sadece kuçuk roller oner-
dıklerı bohem aktor Can Oz Ozcan Öz-
gür'untakendısivdı Özyaşamından belır-
lı ızler tasıyan kendı rolunu hıçbır abartı-
ya yonelmeden dogal bıçımde ba>arıyla
oynadı Bu ovutıcunun kısılığınde kendı
dertlerını sorunlannı.yalnızlığını.düşmuş
kadınlarla ılı^kılerını bayalığa du^meden
gerçekçı bıçımde ortava kovdu Oynama-
dı. adeta vaşadı Onu doruga ı,ıkaran bu va-
pıttaovnamasavdı ^eşılçam
ı
^e^uvenıonun
ıçın belkı de hıç ya^anmami} oluıdu
Onurlu bir yıldız yapayalnız yitip gitti
KOŞEBENT
ENİS BATUR
Bienalin Arkasından
Konuşmak
Bıenal'e ılışkın eleştırel bakış gelıştırmenın onun-
de engeller var Bır duzlemde, anakronık kalma kor-
kusuyla susuyor ınsan(lar) Bır başka duzlemde, fark-
lı amaçlarla eleştırı okları fırlatmış olanlarla yan yana
getırılme tedırgınlığı doğuyor Ne olursa olsun, yan-
lış anlaşılmaktan çekınerek soz almıyor, ashnda soz
almak ısteyenler Bu duruma duşmek ıstemıyorum
Bıenal bende genış çaptaduş kırıklığı yarattı, neden-
lerıne değıneceğım
Bır donem egemen olmuş hangı sanat anlayışına,
akımına, eğılımıne bakarsanız bakın geçıp gıttığın-
de bırkaç usta bırkaç başyapıt bıraktığını gorursu-
nuz Onların yorungesınde mınor sanatçılar ve işler,
daha da dış halkalarda sıradan, hatta sanat-dışı uy-
du-sanatçılar, uydu-yapıtlar yer alır
Kavramsal sanat bağlamında durum farklı değıl
Duchamp'dan Beuys'aonculenn ışlerı, ışlevlen, fel-
sefelen lyıden lyıye oturmuştur artık, bu nedenle de
onları tartmak çok daha kolaydır Sanatın burjuvazı-
ye hızmetıne, muzelerde yapay korunmaya alınıp
hayattan soyunuşuna, tuketım urunune donuşme-
sıne dıklenışlerı bır donemeç yarattı Hem yapım (ars
ve tekhne çızgısınde), hem de kullanım denklemle-
rını ters yuz edışlerı bır devrım olarak tanımlanabılır
pekâlâ
Onları ızleyenler ıçın "yuzçığlıkbıryumurta" ben-
zetmesı yapılabılır sanıyorum Kendı payıma her
şeyden once parametrelennm çarçabuk tutsağı ol-
dukları goruşundeyım Soz gelımı, alelacele "tuvat
resmı olmuştur' yargısınıgelıştırmelerı Bırıncısı, hıç-
bır anlayış kendı dırım garantısını başka bır anlayı-
şın olum duyurusuna dayayamaz Ikıncısı Zaman,
bu yargıyı dogrulamamıştır Sandro Chia'dan Ki-
efer'e Robert Combas'dan Pedro Moranef'e pek
çok "yenı" ressam, Cremonını'den ya da Soula-
ges'dan bayrağı devralmıştır
Kavramsal sanatın bırkaç buyuk ustasını ayıracak
olursak. mınorlenn "kavram"ıledıdışmebıçımlerı de
bana hazın gorunuyor "lş"\ "1yı" yapınca sorun yok:
İşte Bıenal'de yer alan Nam June Paik, ışte geçen-
lerde Bursa'ya gelen Patrick Raynaud. Onlann
"/(avramsa/"lıklan yapıtlarına dahıl, kendılerının ya
da başka ışguzarların "ağır entelektuel açıklamala-
n"na gerek kalmıyor Bakıyor, ılışkıye gırıyor ve ken-
dı yorumlarımızı surece eklemleyebılıyoruz Gelge-
lelım, Bıenal'dekı ışlerın çoğu ıçın geçerlı değıl bu
Başına dıkılıp muthış yorumlarla destekleyecek ol-
duktan sonra ağzı 1yı laf yapan bınnı Istanbul sokak-
larında gezdırsek de olur inşaat yığınlarına, çop te-
rlekelerıne umumı tuvalet duvarlarına enstalasyon
kılıfı anında gıydırılır
"Tam da oyle ya" dıyebılır ışın kuramcıları Yok,
tam da oyle değıl Neden anonım değıl oyleyse ya-
pıtlar neden sıkı sıparışler ve medyatık patırtılar soz
konusu, neden pahalı kataloglar ve kurator ıtış ka-
kışlan' Bu sorulara da hakkıyla yanıt verılmelı, lafı yu-
varlamadan hem de
istanbul Bıenalı'nde bır de tarıhsel mekânlann bu-
yusunden doğan rantın paylaşımı rahatsız edıyor m-
sanı Yerebatan'a ya da Aya Innı ye gıren ınsan 'au-
ra'ya kapılıyor zaten, onlann varlıgjndan doğurulan
paradoks efektı kullanılıyor bence Soz konusu ya-
prtları bır de daha anonım, daha yansız mekânlarî
taşıyalım Orıent-atıon orada nasıl gerçekleşecek
bakalım
Kavramsal ış'ın guçlusu zayıfından nasıl ayrılır''
Konumuz sanat ıse bu sorunun yanıtını hazırlaya-
cak estetık ve estetık-otesı olçutler ortaya çıkmalı-
dır Kırkaltı kara gozluğu bır kutuya koyup kutunun
etıketıne 'Gotık Korler Senfonısı' yazmakla bıtıyor-
sa olay, herkesm kısa ya da uzun sure ıçınde bır ret-
rospektıf hazırlaması mumkundur
Herkes sanat yapabılır noktasınagelıyoruz Zaten
oyle oluyor Yavuz Tanyelı de Kenan Evren de sa-
nat yapıyorlar Gene de bınnı otekınden ayırıyoruz
Kabakov'u da ayırmak ıstıyor ınsan Bıenal'dekı şa-
ka-graffıtı kanımca çok sonuk bır katılım KavramsaJ
sanat, bırjest ıle sınırlamaz kendını bırortama "mu-
dahale' edecekse eder Yoksa olçusuzlukle ve olçu-
suzce şışırılmış bır ısmın gosterışı olarak kalır
Bıenai ve benzen etkınlıklerı olumsuz gozle değer-
lendırıyor değılım Sanatla çok yakından ılgıleneme-
yen, bırebır takıp ılışkısı ıçınde kalamayan ızleyıcıle-
re genış bır ufuk açılıyor buralarda Arayışın, farklılı-
ğın, yenılığın sınır tanımazlığı vurgulanıyor Bununla
yetınmemek gerekır Oğrenmek, eğıtmek tartışmak,
hazırlamak da bır o kadar onemlıdır Bu yapılırsa,
sapı samandan ayırma yoluna gırılebılır Yapılmazsa
Herakleitos'un dedığı gıbı "samanı altından ayır-
mak' guçleşır Onumuzenekoyulursaondaboncuk
ararız
Bır sonrakı Bıenal'e bıraz daha 1yı hazırlanmak en
lyısı
Hâmış Kadınların çogu, hayatlarındakı erkeğı, yal-
nız yaşadıklarında uyurken gecelen açık bıraktıkları
lambayla karıştırıyorlar
Sonning Ödiilü Günter Gnass'a
verildi
KOPENHAG (AA)- Sonning odulune bu yıl Avrupa
kulturune katkılan dolayisıyla Alman yazar Gunter
Grass layık bulundu Kopenhag Unıversıtesf nce her
ıkı yılda bır venlen ve 90 bın 10ü dolar değen nde olan
odulu. yazar Grass. 19 nısanda alacak Odul. Avrupa
kulturune katkısı olan kışılere. 19ı7
yılında olen
Danımarkalı yazar C J Sonning onuruna. 1950'den bu
yanavenlıyor Sonning odulunu. 1994'te Polonyalı
fılm yonetmenı Krzysztof Kıeslovvskı. 1991 'de ıse Çek
Cumhunyetı Devlet Başkanı ve yazar Vaclav Havel
almıştı
Yelda Kodallı Milano'da ayakta
alkışlandı
MİLANO (A A) - Dunvaca ûnlu Turk soprano Leyla
Gencer'ın de bır zamanlar sahne aldığı ttalya'nın en
onemlı sanat merkezlennden La Scala Operası. bır
Turk sopranonun daha ba^ansına tanık oldu Yelda
Kodallı. sezonun açıldığı 17 aralıktan bu yana La
Scala'da ustlendığı ve ba^rollerden bın olan *Gece
Krahçesı" rolunde gosterdığı buyuk performansla
ayakta alkışlandı Gerek --ahnede gerek perde
kapandıktan sonra ızleyıcılerın ayakta alkışladığı
Kodallı, boylece, Gencer'den sonra duny anın bu en
unlu operasında buyuk kabul goren ıkıncı Turk sanatçı
oldu
Ömer Orhun'un ikinci şiir kitabı
Kultur Merke/i - Omer Orhun un Bırak Tembel
Çjksın Resmımız" adlı ıkıncı şıır kitabı Lıman
Yapımevı'nden çıktı Bır fotoğraf sanatçisı olan Omer
Orhun aynı zamanda Yıldız Lnıversıtesf nde oğretım
gorevlısı