22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 1995 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Hasankeyf Kazıevi^ıımbaşıııageleııler... Prof.Dr.M.OLlJŞARJK Hasankeyf Kazı ve Kurtarma Çalışmaları Başkanı GAP projelerınden Ihsu Barajı sulanna gömülmeden.Hasankeyfin tüm tanh ve kültür değerlenni gün ışığına çıkarmak; mümkün olanlan kurtaımak: doğal özellıklerinı bel- gesel nitelikte saptamak amacıyla, 1985'ten beri Prof. Dr M. Oluş Ank başkanlığında arkeolojık kazı ve kurtarma çalışmalan yapılmak- tadır 1990'da ilçe yapılarak, yeni kuru- lan Batman ilıne bağlanan Hasan- keyf e ilçe merkezi için gerekli ya- pılanmalara harcanmak üzere. eko- nomık kriz ve tasarruf tedbirlerin- den öncekı yıllarda devletin yolladı- ğı ödeneklenn bır kismını, Batman Valiliği'nın başka yerlere kaydırdığı söyleniyor. "Nasıl olsa batacak, -n- yan olmasın" dıye asıl yenne harca- maktan kaçınılmış. Bazı kurumlar ıse bu ödeneklerle bina yaptırdılar. Örneğin emnıyet için 5 katlı biryapı yükseltilıyor. 'Zamana karşı yartş' Eskiden buranın bağlı olduğu Mardin Valiliği. 1987'de, çok harap bir binayı kazı ve kurtarma heyetine kazıevi olarak tahsis etmişti. Hasan- keyf'e yeni okul yapılınca terk edi- len eskı köy okuluna aıt bu bina, her şeyı sökülerek tahrıp edılmiş: ahır bile olamadiğı için. mahalle çocuklannın tuvalet yerı olmuştu. Çok kısıtlı olanaklarla işe başla- yan kazı ve kurtarma ekıbi, buluntu deposu, demırbaş deposu, çızım ve çalışma bürosu, ekıp yatakhane ve yemekhanesi gıbı hızmetlerı gör- mek üzere bu eskı köy okulu hara- besinın tahsısini. çaresizlikten ka- bul etmişti Aradan geçen zaman boyunca. burayı bir karargâh ve güvenli depo yapmak için kazı ekıbı çok emek ve para harcadı. Ama ancak bilımsel amaç için maceraya razı olan ele- manların katlanabılecegı düzeyde kaldı 'Zamana karşı yanş' nıteliğı tası- yan Hasankeyf kazı ve kurtarma ça- lışmalarında, arkeolojik işler ıçın her yıl devleîın tahsis ettiği kısıtlı ödenekler yetersızdi. Bunu gören GAP Idaresı. bu çalışmalara para yardımı yapmaya başladı. Böylece Türkiye ölçüleriyle 'zen- gin'bütçeye kavuşan kazı ve kurtar- ma ekibı, genişleyıp gelışti. 1991'de Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi ve tstanbul Teknık Ünı- versitesi öğretım üyelerınden olu- şan 8 bilım adamı grubu ile Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve lstanbul Teknık Üniversitesi Mi- marlık Fakültesi master ve lisans öğrencilerinden oluşan 20 kişilik yardımcı elemanlar grubu, o mev- sım Türkiye'nin en büyük kazı he- yetlerinden birını meydana getir- mışti (1991). Ne yazık ki yine o mevsim. kom- şu kazı bölgesı Nusaybin'de çahşan kazı heyetinden Metin Akyurt ve Bahaettin Devam PKK tarafından bomba ile şehit edıldi. Bundan son- ra o bölgemızdeki arkeolojık çalış- malara devam edilemedi. Böyle acı bır durumu adeta fırsat sayar gibi, Batman Millı Eğitim Müdürlüğü,"gelip çalışmıvorlar; gelselcr de bir-iki ay; sonra tüm yıl boş beküyor; iyisi mi okul yapalmT gibı sözlerle kazıevine e) koymak ıçın uğraşmaya başladı. Buna karşılık Prof. Dr. M. Oluş Ank, Batman Valiliği, Hasankeyf Kaymakamlığı, GAP tdaresı Baş- kanlığı, Kültür Bakanlığı ve Millı Eğitim Müsteşarlığı makamlarına konuyu açıklayan ve bu işın yanlış olduğunu, kazıevine el koymaktan vazgeçilmesını dıle getıren yazılar yolladı. Hatta, şu çözûm de Prof. Ank"ın yazılannda önerildi: Eğer Hasankeyf'e yeni bina yap- mak ölü yatınm olur dıyorsanız, ge- rektiğınde başka yere götürebilece- ğiniz prefabnk baraka tarzında okul yapın. Bugün Türkiye'nin en lyi kolejle- rinden biri. TBMM karşısındaki Tevfik Fikret Lisesi'dir ve prefabnk barakaiarla kurulmuştur Bunların ıçınde istenen konfor sağlanır. Istenirse başka yere götü- rüp kullanırfar: yatınmın bir kısmı fekrar değeriendınlebılır nıtelık ka- zanır. Kültür Bakanlığı adına Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Prof. Engin Özgen, 19 Ekim 1994 günlü. 8.16.0.AMG.0.10.00.02.710.2 (47) 74 37 sayılı yazısı; GAP ile ilgili Devlet Bakanı Baki Ataç da 31 Ekim 1994 günlü, B.02.0.012/0.1620 sayılı yazısı ile Prof. Ank'ı doğrulayıp Hasankeyf Kazıevi'ne müdahale ediimemesinı, Batman ve Hasankeyf'tekı mercıle- re ifade ettiler. Tüm bunlara karşılık, Batman Milli Eğitim Müdürlüğü'nün olay, bina ve Hasankeyf'teki durum hak- kında ust makamlan yanıltıcı bilgi vermesinin etkısiyle iş bir inat ko- nusu haline geldi; kışın ortasında, 26 Aralık 1994 Pazartesı günü, Bat- man Valiliğı'nin emriyle, Hasan- keyf Kaymakamlığı tarafından Ha- sankeyf Kazıevi açıldı; başında kazı ekibinden hiç kimse, tek uzman ol- madan. buluntular, demirbaşlar çı- kanldı1 Sandıklar doJu seramik parçalan Bunlann arasında Eyyübı devnne aıt ağaç oyma anıtsal parçalar, san- dıklar dolusu seramık parçalan,. muazzam taş kitabe ve kabartma parçalan gibi nazik eserler var. Ya- zıhane, çizim, yatakhane, mutfak alet ve eşyaları, kazma-kürek-el arabası, vd. kazı malzemelen var. Bunlann nereye konacağı bıle düşünülmemiş.. Kazıevi boşaltıl- dıktan sonra. akıllanna gelen yerle- re sıgar mı, sağmaz mı baktılar; hıç- birine sığmadığı görülünce ortalığa dağıldılar, yer arıyorlar! Sonunda herhalde her birini bir başka yere dagıtacaklar.. Ustelik şu sırada, kaloriferlı yeni okulda tüm öğrencıler okuyor; sıkı- şıklık olsa ikilı öğretım olur; tek tedrisat şeklinde eğitim sürüyor. Boşaltılan bınaya yazdan önce pek bır şey yapılamaz. Ayrıca, bu harap yerde çocuk okutmak, kışın onlan sınıfa sokmak için, uygar ölçülerle 2 mılyar lira dolayında masraf gerekir. Bunu şu tasarruf döneminde bu- lamazlar. Eğer öyle bir paralan var idiyse modern bır bina yapabılırler- dı Şimdi ya böyle kalacak: ya da uygarlık dışı koşullarda okul yaptık diyecekler. Eğer bunu yıkıp yeni bina yapa- nz dıye düşünürlerse, suç işlene- cektir! O kısımlar. Hasankeyf'in tarihi harabelennın üstündedir Tescilli StT alanıdır. Nasıl yeni bina yapı- hr? Her ıkı durumda da. bır bilim ça- lışmasının karargâhına. bir kazıevi- ne. cumhurıyet tarihinde ilk defa böyle el konmuş ve boş yere kış or- tasında burası dağıtılmış olmak- tadır! CRR'de 'Puccini GecesVKültür Servisi- Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bugün saat 19.30'da soprano Tiziana Fabbricini bır şan resıtalı verecek. 1988'deMılano'da "Yeni Sesler YanşmasTnı kazanan Fabbncını, l990"da La Scala'da La Traviata'nın yeni prodüksiyonunda oynadığı Violetta rolüyle uluslararası müzık çevrelerinde sesini duyurdu. 1993yıhndaNew York Metropolitan Operası'nm sezon açılışını PlackJo Domingo yönetiminde yine La Traviata ile yapan Fabbricini'ye bu akşam piyanosuyla Roberto Negri eşlik edeeek. Konser salonunda yann saat 19.30'da İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin "Puccini Gecesi"gerçekleştinlecek. Orkestrayı Antonio Pirolli. koroyu Yıldız Kiinutkunun yöneteceği geceye solist olarak Bülent Atak, Jaklin Çarkçı, Pavanı Koryak, Cemalettin Kurugüllü, Gönül Onat. Ruhsar ÖcaL Nursel Öncül. Efsun Öztoprak, Erol üras ve Süha Yıldız katılacak. lstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası. Cemal Reşıt Rey Konser Salonu'nda cuma günü 19.30'da, şefSerdar Yalçın yönetiminde Carl OrfTun "Carmina Burana"sını sunacak tstanbuilu sanatseverlere. Soprano Gülgez Artındağ. bariton Mesut lktu ve tenor Tunur Doğanay'ın solist olarak katılacağı gecede koroyu Cökçen Koray yönetecek. Cumartesi saat 15.00'te K. Ludvvig'ın "Bir Tenor Aranıyor" adlı müzikal komedisi yer alıyor CRR'de. lstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılannın rol aldığı gösteriyi Adrian Brine sahneye koyuyor. Aynı gün saat 19.30'da ise Julia Krasko'nun ketnan resitali gerçekleştirilecek. Piyanoda OJga Kondratieva'nın eşlik edeceğı sanatçı, Beethoven, Brahms, \Vieniawski, Ysaye ve Paganini'nin yapıtlannı seslendirecek. Jamaika'dan ABD müzik listelerine Üçüncü Dünya müziği 'reggae'nin gelişiminde önemli rol oynayan DesmondDekker, geçenpazartesi CRR 'deydi CEM YEGÜL Gerçı günümüzde reg- gae'den çok. bu müziğın bır uzantısı olan 'ragga' veya 'dancehalT gündemde ve bu tür de seksıst ve homofobik lırıklerıyle dünya pop lıste- lenni kasıp kavuruyor, ama reggae de daha kalıcı soun- duyla müzik dünyasındaki yerinı korumaya devam edı- yor. Nasıl Chaka Demus-Pli- ers, Shaba Ranks. Shinehead gıbı ısımler. reggae'nin hıp- hop veya rap ile bır bıleşımi olarak sınıflandirılabilecek bu türü sürüklüyorlarsa. l B40. Maxie Priest, Burning Spear. Gregory Tsaacs gıbı ısımler de reggae müziğın özüne daha uygun yaklaşım- lanyla farklı bır yerde duru- yorlar. Dekkar ender mü/isvenlerden biri Ancak reggae müziğın köklerıne dönecek olursanız, orada bugün ragga ya da dancehall aracılığıyla yansı- tılanlardan oldukça farklı bır şeyler bulursunuz. Her şey- den önce reggae müziğın mıstık peygamben Bob Marley'ı bulursunuz, Kings- ton'ın gettolanndan Trench- tonn'ı bulursunuz ve dolayı- Dckker, sıyla Haile Selasie'yı. dumanlı rasta ayınlerıni, hipnotık ntımlerı, ağır bas cümlelennı, Jamaıka'nın gü- neşını, Afrıka'ya dönüşü ve de Mar- cus Garvey'i bulursunuz bu müzığın köklennde: homofobı, şıddet ve sek- sıst saçmalıklan değıl. Sanırım hıkâyeyı herkes bılıyor. ama yine de kısaca değınmekte fayda var. Reggae. Kıngston'ın varoşların- dan kopup, Bob Marley sayesınde tüm dünyaya yayılan ve bununla da kalmayıp son yıllarda dünya pop kül- türüne egemen olmaya başlayan mü- zik türünün adı; Bob Marley ise. bır Üçüncü Dünya ülkesının varoşların- dan çıkıp dünya pop sahnelerınde boy gösteren müzısyen/peygambenn... Desmond Dekker de, daha 1960'la- nn sonlarında Jamaika'dan yola çıkıp ABD pop listelerine vurmuş ender müzisyenlerden bın. Daha henüz reg- gae ragga olmadan rock steady ve ska gıbı ısımlerle anılmakta ıken, Des- mond Dekker and the Aces, reg- gae'nin daha süratlı bır versiyonu olan ska parçası 'The Israelites' ile lıstelen sallamaya başlamıştı. Gerçı Bob Marley aydınlatıcı ve uyandırıcı rıtım ve lırıklerıyle daha sonraları dünya çapında bir üne kavuştu, ama daha 1960'lann sonlarında Jamaika'dan yola çıkıp ABD pop listelerine vurmuş ender müzisyenlerden. (AYKUT KÜÇÜKKAYA) Desmond Dekker'ın aşağı yukarı 25 yıldır gündemde kalışı bıraz da tesa- düfler sayesınde oldu. 1960'lann ne- feslılerle donanmış dans müzığı ska, 1970'lerın Ingiltere kökenlı Selector, the Speciab, the Engiish Beat gibı top- luluklan tarafından yenıden gündemc getirilince Desmond Dekker adı da yeniden hafizalara sıçradı. lngıltere'de ska'nın yenıden doğduğu her dönem- de de aynı şey oldu ve Dekker'ın par- çalannın yeni versiyonlan radyolarda fink atmaya başladı. YüzJerce genç miiasyenden biri Dekker ılk olarak, ska dönemı ola- rak adlandırabılecegımız dönemın ef- sanevı yapımcısı Lesiie Kong tarafın- dan kaydedildı. Kong ıçın gerçekleş- tırdığı bu kayıttakı 'Archie VVah Hah', 'A It Mek' ve '007 (Shanty Town) gıbı parçalar, Jamaıka'nın dünya müzık kültürüne olan armağanlarının başın- da |elmektedir. Aslında Bob Mar- ley'ın gerçek anlamda müzık kariye- rine adım atmasında da Desmond Dekker önemli bır rol oynamıştır. Leslıe Kong zamanın en önemli ya- pımcısıdır Jamaıka'da ve o sıralarda ıkı önemli müzisyen üzerınde dur- maktadır: Jimmy Cliff ve Derrick Morgan. Dekker ıse o sıralarda 15-16 yaşlannda. Kong için Laydetmeye can atan yüzlerce genç müzısyenden bın- dır sadece. Kong kendısıne bırkaç kez stüdyosunda randevu venr, ama sö- zünde durmaz ve toplantı da bır türlü gerçekleşemez. Sonunda günlerden bir gün gözünü karartan Dekker, stüdyodakı tüm en- gelleri aşarak Kong'un yanına ulaş- mayı başanr. Jimmy Cliff ve Derrick Morgan da stüdyodadır o sırada Dekker'ın cesaretı Kong'un hoşuna gıder ve bu yüzden de Dekker'ın bir parçasını dınlemeye karar venr. Bu parça, 'Honor Your Mother and Fat- her', lıstelen tam on ıkıden vuracak bır hıttır Kong'a göre Bu parça bır- kaç gün ıçınde kaydedilır. Dekker plagın çıkmasını beklerken asıl işı olan kaynakçılığa gen döner. Asıstan olarak çalışmakta olduğu dükkânda gelecek vaat eden bir başka kaynakçı daha bulunmaktadır. Bu da, Dekker gıbı müzisyen olma hayallen kuran Robert Nesta Marley'den, yanı Bob Marley'den başkası değildır. Dek- ker'e. kendısınm de bazı parçalar yaz- dığını ve bunian Kong"a ulaştırmasını ayarlayıp ayarlayamayacağını sorar. Sonunda Dekker. Marley'i Kong'la tamştınr ve Marley'ın ılk sıngle'ı da böylelikle Kong'un stüdyolannda kaydedilır: 'Judge Not' ve arka yüzde de 'One More Cup of Coffee'. Gerçı bu parçalar Jamaıka'da bır numaraya kadar yükselmez, ama Marley artık ızını bıcakmıştır. Sonrasını sız de bılı- jorsunuz. Dekker farkh bir reggae müzisyeni Her neyse; bız şımdı tekrar Dek- ker'e dönehm: Dekker'ın bu ılk sing- le'ı hemen hıt olur ve lıstelerı altüst eder. Jimmy Cliff ve Derrick Morgan gibi Desmond Dekker da çok şaşırır bu ışe. Dekker'ın Amerikalı etkıle- nımlen arasında sayabıleceğımız Sam Cooke ve Nat King Cole'un etkılcrı Dekker'ın bır sonrakı hıtınde oldukça belırgındir: 'Sinners Come On Home.' Fakat ne olduysa bu hıtten sonra olur ve Lesiie Kong, Barbadoslu şarkıcı Jackie Opcl'in tılsımına kapılınca hem Dekker'ın hem de Bob Marley'ın varlığmı unutuverır. Marley de bunun üzenne Coxone'un stüdyolarına gıder ve Coxone ve Lee Perr>- ile olan bera- berlığmın sonucunda da bu- günkü repertuvannın önem- li bır bölümünü oluşturan çalışmalar ortaya çıkar. Dekker'a gelınce. o da bır başka önemli yapımcı oian Duke Reid'ın yolunu tutar, ancak haber çabuk yayılıp Kong. Dekker'ın, Reıd'ın stüdyosunda oiduğunu öğ- renınce hemen soluğu orada alır ve Dekker'ı gerı dön- meye ıkna eder. Böylelikle de verimlı bır beraberlığın temellen tekrar atılmış olur. Dekker \e yapımcı Kong'un beraberlığı bugün bıle hâlâ kurcalanıp kanştı- rılacak büyüklükte bır re- pertuvar yaratmıştır."Rude Bo> Train, Intensified. Nin- eompoop, Picknev GaL Wt- se Man, Pretrv Africa' gıbı klasıkler defalarca yeni bas- kı yapmanın yanı sıra pek çok sanatçının repertuvann- da da yer almıştır. Dekker'ın en önemli par- çalarından biri de '007 (Shanty Town)' adlı parça- dır. Bu parça, zamanın Ja- maika'sındaki kültürel, eko- nomık \e tanhsel çalkantıyı o kadar iyı ıfade eder ki sa- dece lıstelerde bır numaraya yükselmekle kalmaz, aynı zamanda bır ulusal şarkıya dönüşür. Bu parça, Jimmy Cliff'ın The Harder They Come' adlı albüm ve filmın- de de yer alarak Dekker'ın çıkışına ivme kazandırır. Ingiltere lıstelennde de 15. sıraya vurur \e Dekker'ın ulus- lararası arenadakı şöhretının ilk to- humlannı atar. Daha sonra da İsraelhes' adlı bü- yük hıt gelir. Önce Jamaıka'da bır nu- mara olur bu hit, ardından Ingiltere ve .\menka'da listeleri sarsar. Bu sıralar- da Cliff Richards, Vlkk Jagger, Tom Jones, Beatles altın devırlennı yaşa- maktadırlar ve bu parça herkesı oldu- ğu gibi onlan da şaşırtır. Dekker bugünlerde yaşanan 'ska revrvaT ile Ingiliz ve Amerika kökenlı reggae topluluktarının pıyasaya çık- masını olumlu bir gelışme olarak gö- rüyor ve LB40 gib: topluluklann as- lında reggae müzığme hiç ulaşma şansı olmayan bır kıtleyı bu yöne çek- tığını vurguluyor. Bugünkü 'dance- hall'' ve DJ stılı müzıkler ıçın de yo- rum yapmaktan kaçınıyor Desmond Dekker. Dekker farklı bir reggae müzisyeni. Tüm dünyayı saran bu Üçüncü Dünya müzığının gelişiminde önemli rol oy- nayan müzısyenlerın başında gelıyor Bu müziğın tanhsel gelişiminde rol oynayan unsurlara ılk elden tanık ol- duk." AD08 Opkestpası'ndan yeni konserler •AMKARA (AJVKA) - Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası yeni yılda iki senfonik konserle sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 7 ve 9 ocak tarihlerinde şef Naci Özgüç yönetiminde gerçekleştirilecek konserlerde, F. Mendelssohn'un ve A. Dvorak'ın yapıtlan seslendinlecek. 1854 yılında Devlet Tiyatrosu Orkestrası adı altında 47 kışiyle çalışmalanna başlayan Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrası. bugün 130 kışılik kadrosu ile Türkiye'deki ı orkestralar ıçınde en büyüğü olma özellığı taşıyor. Hünyanın Tüm Sabahlan' İFKM'de •Kültür Servisi - lstanbul Fransız Kültür Merkezi'nde bugün saat 15.30 ve 19.00'da Pedro Almadovar'ın "Laberinto de Pasiones" adlı filmi fspanyolca olarak göstenlecek. Bırçok aşk öyküsünün anlatıldığı fılmde Cecılia Roth, Imanol Anas ve Helga Lıne rol alıyor. Yann aynı saatlerde Alain Corneau'nun "Dünyanın Tüm Sabahlan" adlı filmı yeralacak. Jean-Piere Manelle, Gerard Depardıeu ve Anne Brochet'nın oynadığı film, cuma günü ve 10 ocak salı günü de aynı saatlerde tekrarlanacak Fransız Kültür Merkezı'nde aynca pazartesi günü Carlos Freire'nın fotoğraf sergısı açılacak. Sergi, 27 ocak tanhıne kadar açık kalacak. Cemal Süreya günleri •Kültür Servisi - lstanbul Üniversitesi Oğrencı Kültür Merkezi Edebiyat Kulübü. "Ölümünün 5. Yıldönümünde Cemal Süreya Günlen" adıyla bir dızi etkınlik düzenledı. Cemal Süreya Günleri kapsamında bugün saat 15.00'te 'Cemal Süreya Şiırlerinden Dınletı" ve "Şıir Ortamı ve Cemal Süreya' konulu panel ızlenebilir. Selim Sener'in yönettığı panele Doğan Hızlan. llhami Atmaca, Seyit Nezir ve Füsun Akatlı katılıyor. Yann saat 15.00'te şiır dinletisinin ardından gerçekleştirilecek olan "Cemal Süreya'nın entelektüel kişiliği" konulu panelin konuklan Oıtan Alkaya, C. Hakan Arslan, Mehmet Bulgurcu, Jbrahim Kiraz Ve Irfan Çıftçı. Paneli Alper Çeker yönetecek. Cuma günü aynı saatte ise şiir dinletisinin ardından Alı Günvar. Adnan Özer, Erdoğan Alkan ve Tuğrul Tanyol'un katılacağı. M. Lütfi Şen'ın yöneteceği 'Cemal Süreya $ıin Üzerine" başlıklı panel ızlenebilir. Etkınlikler. l.Ü. Öğrenci Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'nda düzenleniyor. (0212 512 84 48-512 84447) Eczacıbaşı Vaktı'ndan smema yarışması •Kültür Servisi - Dr Nejat Eczacıbaşı Vakfı, 14. Uluslararası lstanbul Film Festivali kapsamında, ulusal bır yanşma düzenliyor. İ-16Nisan 1995 arasında yapılacak olan 14. lstanbul Film Festivali ulusal yanşmasında sunulacak Türk filmleri. yazar. senaryo yazan ve sinema adamı Bülent Oran'ın başkanlığında, sinema yazan Mehmet Basutçu. oyııncu Zuhal Olcay, görüntü yönetmenı Kenan Ormanlar ve yönetmen Ya.vuz Turgul'dan oluşan jüri tarafından değerlendırilecek. Jüri tarafından 'Eczacıbaşı Yılın En iyı Türk Filmı Ödülü' verilen fılmin yapımcısı ile 'Eczacıbaşı Vakfı Yılın En İyı Türk Yönetmeni Ödülü'ne uygun görülen yönetmene, 200'er milyon liralık iki ayn ödül venlecek. Yanşmanın başvuru formlan ve yönetmelikler, SESAM'm Beyoğlu'ndaki merkezınden sağlanabilir. AST'tan Pazar KeyfT •Kültür Servisi - Ankara Sanat Tıyatrosu. cuma gününden itibaren sezonun ilk yeni oyunu olan 'Pazar Keyfı'ni sahnelemeye başlayacak. Rutkay Aziz, George Michele'in 'Pazar Gezıntisf adlı oyunundan uyarlayarak sahneye koyduğu 'Pazar Keyfi'nde küçük mutluluklar peşinde, kendi küçük dünyalannın kendilerine yettiğine inanan bir ailenin pazar günü gezintisinin anlatıldığını belırtiyor. Aslında bir kargaşa ortamının yaşandığını, bombalann patlayıp, insanlann öldüğünü anlatan Aziz "Yoğun toplumsal sıkıntılar içınde bır gezinti bu. Hiçbırşey onlara dokunmadıkça yaşıyorlar ya da yaşadıklannı sanıyorlar" diyor. Aziz'in "AST'ın tiyatro anlayışıyla yerli yerinı bulan, sorumluluk bilincine dayalı bir oyun' olarak nitelendirdiği oyunda rol alan sanatçılar arasında Erol Demiröz, Altan Erkekli, Altan Gördüm ve Vahide Gördüm de bulunuyor. 'Acı bir güldürü' olarak nıtelendirilen oyunun dekorunu Osman Şengezer, giysi tasanmını ise Gül Emre lıazırladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear