25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 1995 CUMARTESİ 14 KULTUR CUMHUR CANBAZOĞLU Kayahan'ın penceresinden sevgi manzaralan Kayahan 'ın yeni albümü Benim Penceremden, gelecekhafta piyasaya çıhyor Oasis 'i'geçmiş'i seviyorIngiliz popuna son beş yıldır damgasını vuran Stone Roses, Su- ede ve Blur'u tahttan indirip Defi- nitely Maybe'yle yılın gnıbu seçi- len Oasis1 in başansı sürüyor. Türkiye'de Avrupa'ya oranla bi- raz geç piyasaya çıkan 'Definhely Maybe'yle bizde de listelere giren Oasis, Manchesterlı beş gençten oluşuyor: LiamGallagher(vokal). kardeşi Noel Gallagher (solo gitar). Paul McGuigan (bas). Tony McCarroU (davul), Paul Arthurs (ntm gıtar). 6O'lı yıllann efsane grubu YVho'ya benzetilen Oasis'ın müzi- ği ıkı yönden değerlendırilıyor. Oncelikle işçi sınıfinın sorunlannı işleyerek Manchester ekolünün sa- dık bir üyesi olduklan ilen sürülü- yor, ikincisi romantikler kadar ro- mantizmi iyi kıvırdıklan belirtili- yor. Oasis, birçok yönden geçmişe göz kırpsa da bu kadar kısa sürede özgün bır sound yakalayarak bası- nın gösterdiğı ilgiyi hak ediyor. Albümdeki (süre 52 dk. 4 sn.) 11 parçadan 'Live Forever', 'Ciga- rettes and Alcohol', 'Supersonk' ve 'Shakermaker'ın Batı'da45'lıkle- ri plakçı vitrinlerini süslüyor. Ingiliz basınının sevgilisı Oasis her fırsatta geçmişin müziğine prim vermelerini, klasikleşecek parçalar yapma ısteğine bağlıyor. Albüm bu özelliğiyle orta yaş ku- şağını da hedefliyor. Albümün flaş parçası Superso- nic. Giriş parçası 'Rock'N'RoU S- tar' ve 'lîp In The Sky' da çok ba- şarıb çalışmalar. Tek 'aksayan' parça 'Digsv's Dinner'. 'Definıtely Maybe'. bir ilk çalışma için çok profesyonel bir yapıt. Müziği bıraktı. bırakacak derken Kayahan, uzun bir aradan sonra Benim Penceremden adını verdiği yeru albümüyle sevenlerine seslenmeye hazırlanıyor. Bir hafta ıçinde piyasaya çıkacak kasette. düzenlemeleri Kayahan ekibinin bılinen isimleri İskender Paydaş ve Ümit Eroğlu ıle Atilla Şereftuğ yüklenmiş. Vokallerde ise yeni bir ses, tpek Tüter var. Albüm, Kayahan'ın klasikleşmeye doğru gıden soundunun genişletılerek zenginleştirilmesi ûzerine oturtulmuş. Parçalar yine önceden dinlenmiş gibi sıcacık, bildik, ancak kulak kabartıldığında farklı, yeni. 'Her parçadan beş versJyoıT Kayahan'ın yaptığı müzık eleştirilebilır. kendini tekrar etmeye başladığı da söylenebilir, harta mûziğinın kalitesinı abarttığı da iddia edilebilir. Ancak bu toplumun mûzikal beklentılerini iyi yakalayıp olabildiğince nitelikli, samimi parçalarla yanıt \ermek isteği, iş disiplini ve müzik aşkı çok yüksek bir sanatçı Kayahan... - Son çalışma Benim Penceremden'le başlayatam _ - Bir buçuk yıldır bu albümün üzennde çalışıyorum. Her parçanın beş altı versiyonunu yaptık. Içime sınene kadar parçalann üzeriride çok oynadım. Albümün bir kolu fsviçre'de. bir kolu Ankara'da, bir kolu da Istanbul'daydı. Düzenlemeleri Ümit Eroğlu, Atilla Şereftuğ ve îskender Paydaş'la ortaya çıkardık. Kendi dünyamm müziğini yapmak, kımseden etkilenmemek içın bu sürede hiç müzik dinlemedim. Müzık adına Türkiye'de neler olduğunu bilmek ıstemedim. Sonra gördüm ki zaten pek bir şey olmamış. 'Ben maraton koşucusuyum' Benim Penceremden adını verdiğim albümde sekız parça var, bir de 'renuV ekleyeceğiz. A yüzünde birinci şarkı Bir Garip Serçe, sonra Anla Halimden. Allahım Neydi Günahım ve Yemin Ettim'in senfonik yorumu üzenne söylediğim Ben Anadohı Çocağuyum adlı şiir. B yüzüne geçiyoruz: birinci şarkı Unutma, ardından Rüzgâr Gibi Geçti, Kızıl Siyah Bulutlar, Devamı Var gelıyor. Şimdı Unutma ya da Devamı Var'ın •remix'i ıçin çalışıyoruz. •Müziği bıraktı, bırakacak derken Kayahan, uzun bir aradan sonra, yeni albümüyle sevenlerine seslenmeye hazırlanıyor. Düzenlemelerini Ümit Eroğlu, Atilla Şereftuğ ve iskender Paydaş'ın yaptığı "Benim Penceremden"de dokuz parça var. Kayahan, teknesinde hiç müzik dinlemeden bir buçuk yılda hanrladığı parçalanyla geUyor. - Albüm yaparken çok sıkıyorsunuz kendinizi. Adeta acı çekiyorsunuz en iyileri bulup albümü tamamlamak için. 'Sıngle'larla daha rahat çalışma ortamı yaraülamaz mı? - Single şarkısı alıp götüren bir parça olmalı. Satabilmesi için çok kuvvetli bir şey bulunmalı. Şımdi yapılanlan görüyorum, hiçbiri single şarkısı değil. Sonra diyecekler ki single satmıyor. Satmayan, yapıtın kendisi oysa. Ben. yaptıklanmı önce halka dınletip fikirlerini alıyorum. Sonuçlara göre herkesin şarkısı başka oluyor. Bu nedenle single ıçin parça seçmem zor. Bir maraton koşucusuyum ben, uzun soluklu şeyler yapmak ıstiyonım. - Yeni albüm. geçmiş çalışmalann uzantısı: Kayahan'ın yaratnğı sound devam ediyor. Piyasadaki alıntı, çalınb modasmı nasıl değerlendirryorsunuz? - Sanatçılar türlerini kendileri yapar ve zor bulduklan bu imajı kolay kolay değiştirmezler. Bu insanlann albümlerini aldığınızda içinden ne çıkacağını bılırsınız. Çalmak meselesı sanatçının vicdanıyla ilgilidir. Bir insan sanatçıysa egoisttir ve başkasının tek satınnı kullanmaz; kendi imzasıdır önemli olan. Başkasının yaptığının paraya dönüşmesinin sanat adına hiçbır yaran yoktur. Diyelim ki çalınan parçayı kımse bilmiyor. Sanatçı neyle tatmin olacak? Eskiden de vardı bu eğilim, ama şımdi çok arttı. Bir bakıma farkında olmadan dünya çapında bestecilerle yatışiyorsunuz. Kendısı yok, parçası var. - Bundan önceki albümünüze Son Şarkılanm admı verdiğinizde müziği bıraküğınız konusunda degerlendirmeler yapıkh, siz de bu \orumlara yeterli bir açıklama getirmediniz. Bir taktik miydi bu? - Son Şarkılanm adında. bır naz vardı. Bızi bır daha çağıracaklar mı diye bir soru. "Btrakamazsınız" cevabmı aldık fakslarla, telefonlarla. Aynca, son şarkı lan yaptıktan sonra yorulmuştum, 100. şarkjyı bitirmiştim galiba. Evliydim, özel hayatımı yaşayayım dedim. Ama kimseye "Müziği bıraktjm "demedi m. - Şarkılarda süreklî sevghi işliyorsunuz. Kayahan'u örneğin bir doğa katliamı ya da terör gibi değişik konular pek etkilemiyor mu? - Ben indirekt söylenen şeyleri 'Lazca, rocka çok uygun' "TKuıyayı isteyen bir hareket bizimkisi. İnsan olarak gitgide düzene daha çok alışıyoruz. Bir silkiniş gerekiyordu. Lazcanın yitirilme duygusundan motive olup yola çıktık." Mart 1993'te kurulan Lazca rock yapan Zuğaşi Berepe (Denizin Çocuklan) adlı grjp, müzikal çabayla bu dile sahip çıkıp gelecek kuşaklara kalmasına yardımcı olmayı hedefliyor. Çekirdek kadrosu iki Laz, bir Izmirli ve bir de lzmıtli rockçıdan (Mehmedali Banş Beşli. Kâam 'Dina' Koyuncu, Ilhan Karahan, Metin Kalaç), oluşan Zuğaşi Berepe'nin geçen hafta piyasaya sunulan ilk çalışması Va Mişkunan'da (Bilmiyoruz) biri Türkçe, diğerleri Lazca dokuz parça yer alıyor. Grubun solisti Mehmedali Banş Beşli, bazı parçalann Lazca söylenmekten başka etnik hiçbir özelliği olmamasına karşın etno- rock diye değerlendirildiğini. bu nedenle yaptıklannı Zuğaşi Berepe müziği şeklinde adlandırmayı uygun bulduklannı anlatıyor. Zuğaşi Berepe'den önce, Lazca kayda değer müzikal çalışmalar Yaşar Turna adlı sanatçıdan gelmiş. Tuma, Lazca üç plak doldurmuş. Bunun dışında tavernalarda orgla Lazca söyleyen ısimler olmuş... Rockçı gençler, gitarlannı kapıp ilk kez Pazar ilçesine gittıklerinde. nasıl tepki göreceklerinden pek emm değillenniş. Ancak yöre insanı, Lazcayla karşılaşınca çok heyecanlanmış. Rocktaki şiddetle yöre insanının dinamizmi örtüşünce, bu tür müziğe çok uzak olan insanlar Zuğaşi Berepe'ye ilgi göstermiş. Etnik rock yapmasına karşın resmı çevrelerden baskı görmeyen Zuğaşi Berepe'nin hedefıni Mehmedali Banş Beşli şöyte özetliyor: "Türkiye gerçeğini göz ardı etmeden ne olduğumuzu, kün oMuğumuzu bümemiz gerekiyor. Bu kaset Lazcanın yaşayabilmesi için bir adım olacaksa hedefine ulaşü demektir." Pekıyı, 35 harften oluşan Lazca, rock müziğine uygun mu? Beşlı'ye göre rockla Lazca müthış uyum içinde: "İngilizcedcki gibi Lazcada da bazı kısalrmalar \ar. Örneğin Lazcada kelimelerin sonu genellikle "i' ile biter. Ancak bunu atsanız da kelime anlaşıur. Uzatabilirsiniz, kısaftabilirsiniz. Böyle bir avantajı var. Sonra rockın sert söyleyişine uygun sesler de mevcut" Zuğaşi Berepe'nin solisti Meh- medaİi Banş Beşli Türk sanat müziği gerfliyor Muazzez Ersov MUZICIN BINBİR YÜZÜ (7) SKA: Jamaika'da 50'li yıllann so- nunda yöresel müzikle rhythm and blues'un birleşmesinden doğdu. Skat denilen gıtann sert çalınırken çıkar- dığı gürültüden adını aldı. Amerika ve Avrupa'ya 1964'te yayılan Ska'nın ilk ünlü parçası My Boy Lohpop'tu. Örnekler: Skatalites: Balİ O'Fire ('63). Maytab: From The RootsC75) SKA REVTVAL: Jamaikalı göç- menlerle beyazlann kanşımından oluşan gruplar tarafından, tngilte- re'de punk'ın devamı olarak yaratıl- dı. Şekil ve sound yönünden 60"lı yıl- lann SKA'ne çok benziyor. SKA Re- vival'ın en önemli isimleri Specials, Bad Manners, Selecter, The Beat ve Muazzez Ersoy'un dördüncü ka- seti Sensizük Bu_ fantezi müzik lis- telerinde bir numara. Türk sanat mü- ziğinin zirvesinde oturan iki "Muaz- zez"in de kendi türlerini terk edip fantezi müziğe kayması. sanat mü- ziğinin geleceği açısından olumsuz bir görüntü. Muazzez Ersoy, bu po- litikayı tican kaygıya bağlayıp Türk sanat müziğini bir parça ihmal ettik- lerini kabul ediyor. Türk sanat mü- ziği eserlerini TRT'de ya da Kültür Bakanlığı 'nın etkinliklerinde seslen- direbildiklerini vurguluyor Ersoy. On beş yıllık sanat yaşamının son dört yıhnda büyük yol alan Muaz- zez Ersoy, yeni kasetten, Seven Ol- maz ki, Kal Bu Gece, Herşeyim Sen- singıbi hitlerine yenilerinin katılaca- ğını, şu anda TV kanallannda gös- terilen iki klibine. Londra'da çekile- cek iki klibin de eklenmesiyle Sen- sizlik Bu...'nun ömrünün uzayacağı- nı beliniyor. -Türk sanat müziği sanatçılan hız- la başka türlere kavT>-orlar. Pekiyi, klasiklere kim sahip çıkacak? Aslında kayma denemez bu gidi- şe. Gençleri hedeflediğımiz içın. ba- zı parçalan çokseslı tarzda bestele- tip okuyoruz. Sanat müziğinin bir ta- rihi. temeli var, hiçbir zaman ölmez. Şu anda sadece biraz gerilemiş du- rumda. Bunu inkâr etmiyorum. Bir kasete dört-beş mılyar yatıran ya- pımcılar daha güncel şeyler istiyor- lar. Türk müziğinin aslını koyıanca büyük satış yapamayacaklanndan çekiniyorlar. Bizler de devlet radyo- su ve TV'sındekı solo konserlerde, bir şekilde sanat müziğine sahip çık- maya çalışıyoruz. Kültür Bakanlı- ğı'na bağlı bır sanatçı olduğum içın bakanhğın düzenledıği gecelerde de tamamen Türk müziği yapıyorum; Sadettin Kaynak'tan, Selahattın Pı- nar'dan. Şenf tçli'denokuyorum -Bu fantezi denilen kaserJerin tira- jı kaça uiaşıyor? İçinde bırkaç tane Türk sanat mü- ziği bestesi bulunan ve fantezi diye adlandırdığımız kasetler öOO-^OO bin satıyor, hatta 1 milyona kadar ulaşanlan da var. Ancak Türk sanat müziği kasetlerinin bu sayının yan- sına bıle ulaşması çok zor. - Sanat müziğinde bir beste sıkın- tısı var mı? Birkaç yıl öncesine kadar sıkıntı yaşanıyordu. Ancak şımdi çok iyi çalışmalar çıkıyor. Tabıı besteciler herkese dağıtmıyorlar bunlan, in- sanlan tanımalan lazım. Ben de bir zamanlar ünlü bestecılerden beste istemiştim, yeni olduğum için ala- mamıştım. şimdı seve seve veriyor- lar. - SensizUk Bu_'da en fazia tuttuğu- nuz parça hangisi? Klasik olacak, ama kasetin tümü güzel olsun, hiçbir şarkı atlanmadan dinlensin diye çok emek verdik. seviyorum. Bir insana "Sevin" deyince çok şeyi halletmeye başlıyorsunuz. İnsanın içindeki bu kıvılcımı yakalarsak çok yol alınz. Bir adama "Yeşili koru" demek yerine, ağacı anlatan bir şarkı yazmalı. - VTtamincilerin, parçalannda en çok takıkuğı isimlerden birisiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz? - Celal Şahin'in yaptığı "Sesle ÇizgUer"i tekrarlıyorlar şımdi. Sağiam melodi gerektiğinden parçalanm, herhalde ilgilerini çekiyor. Bir tanesini dinleyip Ufuk'a (Yıklınm) kırgınlığımı belirttim. Ufuk, on üç yaşında yanıma aldığım bir çocuk. "Ağabey, vallahi billahi y^pmav^cağız'' dedi. Ben onlara ~Sanatçı olacaksın, düzgün olacaksm, parayı düşünmeyeceksin" diye öğretmiştım. Ama gençleri suçlamıyorum; suç, onlan teşvik edenlerde. 'Demet başanh oldu' - Eski vokalistiniz Demet'le de kaset konusunda bir sorun çıktL Demet, si/in fınanse edeceğiniz kasetin gecikmesi üzerine \ııvadan uçtu. Bu gecikmenin nedeni neydi? - Demet, sevdığim bir çocuk. Bizımle beraber çok şey öğrendi. Sonra 20-21 yaşında Türkiye'yi Eurovision'dâ, Sopot'ta temsil hakkını elde etti. Ben ona kaset vaat ettim; ama, o hazır olunca yapacaktım. "Hazır degüsin" derken gerçekten hazır olmadığını düşünüyordum. Arkadaşlanyla gece klüplerinde şarkı söylemek isteyince ipler koptu. Şu anda görüyorum. iyi şarkı söylüyor, yüzünü iyi kullanıyor. 'Eurovision önemli degil' Diğerlennden farklı. Belli bır aile terbiyesinden, müzik terbiyesinden geçmiş. fnsanlar da bunu anyorlar. Ben de onunla iftihar ediyorum. - Eurovision yanşması yine gelip çattı. Siz de dahil birçok ünlü sanatçıyı göndermemize karşın iyi sonuç alamıyoruz. Diyelim ki birinci olduk. Bu derece, Türk pop müziğine ne getirecek? - Eurovision hiç önemli bir yanştna değil, giderken de söylemiştim. Ciddi bir yanşma olsaydı Eric Clapton gibi büyük isimler de katılırdı: demek ki amatör düzeyde bir organizasyon. Politika egemen oluyor, en az dört ülkeden hiç puan alma şansınız yok; böylelikle 48 puan daha baştan gidiyor. Türkçe söylüyorsunuz, anlamıyorlar; oysa pop müziğin yüzde 50'si sözdür. Onun için bol bol 'lay lay' koyuyorsunuz. Bir de o yıl kuvvetli birileri katılınca, işin içine her türlü numara giriyor. Bütün bunlan alt edip derece aldınız; ama ne fayda! Üç dakikalık, tarihi görüntülerle süslenen bu parça, inanın, Türk popuna moralden başka bir şey getirmeyecek. Müzik kütüphanesi genişliyor Piyasadaki müzik kitaplannın sayısı bir bir artıyor. Bu alanda öncü yayınevlerinden Korsan Yaymcıhk, kjsa süre sonra Dire Straits'in kitabını çıkarmaya hazırlanıyor. Bugüne dek 16 müzik kitabı yayımlayan Korsan'ın piyasadaki son iki yapıtı U2 ve Simon and GarfunkeL Bu arada Pan Yaymcıhk da geçen yılın son aylannda çıkardığı SorularlaGitar (Haz.: Yıldız Elmas) ve Rock Sözlüğü (Haz.: Metin Solmaz) adlı yapıtlarla bu alana ağırlık vermeyi sürdürüyor. Afa Yaymcıhk ise *Kendi Sözleriyk" adlı yeni bir dizi hazırlıyor. Dizinin ilk kitaplan kendi sözleriyle Eric Clapton, Bob Marley, Mick Jagger, Guns'N Roses olacak. Ardından The Doors, Queen ve Metallka gelecek. Afa'nın bu diziden başka çıkartacağı kitaplar Miles Davis Otobiy<çrafısi ve Peter GabrieL Sokaktaki adamın sesi: Undergrounddünyaca ünlü Madness'di. Örnekler: Madness: One Step Beyond ('79), Specials: Specials ('79), The Beat: I Just Can't Stop It C80). SOUL: "6O'lı yıllann başında ABD'nin güneyinde 'gospel'in rhythm and blues ve country ballad- lanndan etkilenmesiyle doğdu. Ruha yönelik sounduyla ön plana çıkan so- ul, sesine çok hâkim sanatçılarla par- ladı Souttıem soul ve soul pop ken- di yollarını çizerek b ü ^ k taraftar topladı. Ömekler: Sam Cooke: The Man And His Music ('86), James Brovvn: Live At The Apollo ('63), O- tis Redding: Otis Blue (65), Aretha Franklin: Lady Soul ('68). Marvin Gaye: What's Goıng On ('71). SOUTHERN ROCK: 701i yıllar- da ABD'nin güneyinde blues, rhythm and blues. boogie, dixie, honky tonk, hard rock ve country gi- bi türleri çalarken kullanılan gitar sti- lini yansıtan bir deyim. örnekler: Allman Brothers, Band: At Fillmore East ('71), Lynyrd Skynryrd: Pronounced Leh- Nehr Skin-Erd ('73), ZZ Top: Tres Hombres ('73), Lhtie Feat:VVaıting For Columbus ("78). SPRITUAL/GOSPEL:Amerikalı sıyahların geleneksel dini müziği. Spntual melodik yapısı ve koral yö- nüyle dikkat çeken. tngilız ılahile- rinden doğan bir tür. Gospel'la dıni müzık, 1920'lerin başından bu yana blues etkıleri taşıyor ve ritmik. ener- jik yokal sergili>or. Örnekler: Mahalia Jackson: Gos- pel, Sprituals And Hymns Vol. 1 ('91). Soul Stirrers: Shine On Me C92). SURF MUSIC: Adını Beach Boys'un 1962 tarihli şarkısından al- dığı için Surfin Music de deniyor. Surf tutkunu Kaliforniyalı gençlerin öykülerini anlatan bu hafıf müzık rü- rünün konulan plaj yaşamı, aşklar, otomobille takip ve surfteki gelişme- lerdi. Müzık ise dans edilebilir rock te- malan taşıyordu. Örnekler: Beach Boys:20 Golden Hits ('75), Jan and Dean: Anthology Album (71). TECHNOPOP: İngiliz kökenli Technopop, insan sesıyle ritm maki- nelerinden elde edilen sentetik sesin yoğnılmasıyla ortaya çıktı. Ilkörnek- lerini 1977'de, punk'ın bır kolu ola- rak verdi. İngiliz patentli bu türe ABD'den Devo ve Laurie Anderson da katkıda bulundu. Örnekler: Ultra- vox: Ha Ha Ha ('77), Human Le- ague: Reproduction ('79), Orchestral Manoeuvres In The Dark: O.M.D. ('80), Gary Numan: Replicas ('79), Heaven 17: Penthouse Pavement C82). Lî>JDERGROUND: Plak sektörü- nün kurallanna karşı rock yardımıy- la 6O'lı yıllarda oluşturulan. sokakta- ki adamın sorunlanna eğilen müzik türü. Sound'u isteyerek anarşik ve pis olan, American VV'av of Life adlı felsefeye karşı verilen etkili bir mü- cadele Underground. Örnekler: The Vervet Underground: The Vel vet Un- derground & Nico ('67), The Sto- oges: The Stooges ('69), The Fugs: TheFugs('66). VVESTCOAST: Özellikle Kalifor- niya'da gelişen roots rockla acid rock'ı birleştiren bir tür. Örnekler: Jackson Bnmne: The Pretender ('76), Neü Young: Harvest ('72), Jo- niMitcheü: Blue ('71), James Taytor: Greatest Hits ('76), Crosby, Stills, Nash & Young: Deja Vu ('70). BtTTİ CÖRÜŞ Evrensellik Ulusallık... Yıl 1979.. 28 Haziran günü, yine gazetem Cumhuriyet'te Istanbul Festivali'nin 7. yılı do- layısıyia yazdığım yazının baş- lığını "Sanatta Ulusallık'tan Evrenselliğe ve Halk" olarak tanımlamıştım.. Yıl 1995, şimdi aynı konu, sadece kültürve sanat açısın- dan değil, politik, ekonomik ve sosyal açılardan da öne- mini ve güncelliğini daha da belirgin bir halde ve polemik konusu olarak taşıyor. Şöyle ki, günümüzde B.M. Meclisi'nde bile bazı üst dü- zey yetkililerinin (şükür ki hep- si değil) "Opera, Bale, Tıyat- ro ve benzerigibi evrensel sa- nat dallarının gereksizliğini şaşılacak bir pervasızlık, umursamazlık ve sorvmluluk- la öne sürdüklerini anımsaya- lım! Müziğe de sıra gelmeye- ceğine nasıl güvenebiliriz? Müzikte de zaten genellik- le, zaman zaman "Batı taklit- çiliği yapmayalım, sadece özümüzü kullanalım" gibi bi- limsellikten, uygar düşünce- den ve gerçekçilikten uzak sözler ve girişimler belirmiyor mu?! Özellikle uluslararası müzik yarışmaları (Eurovision gibi) ve festivaller öncesinde ve sonrasında "tereciye tere sat- mayalım "deyimiyle ve aslı ol- mayan, temelsiz "Batı taklitçi- liği"\kaz\ ve yonjmuyla, başa- rısızlıkları da bu nedenle sap- tırma eğilimleri, müzik dünya- sında asıl olan "evrensel- lik"ten ülkemizi uzaklaştırma tehlikesini doğurur... Işte bu ortamda ve bu dü- şünceler, tedirginlikler içinde eskiden yazdığım yazıyı okur- ken, güncelliğini koaıyan sa- tırlara rastladım. Çağdaş Türk sanatının ge- çirdiği aşamalardaki yaratma- larda, ulusaldan evrensele doğru yönelme sorunu konu- sunda, o zamanın Kültür Ba- kanı Doç. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın Istanbul Festiva- li'nin açılış demecındeki şu sözleri anlamlı: "Opera, Bale veya çok- sesli müziğin bizim için ulu- «al sanat dallan sayılama- yacağını öne sürenler bü- yük bir yanılgı içindedirler. Sanat evrenseldir, ancak içeriği ile ona ulusal bir ni- telik kazandırabilirsiniz." Evet, çok doğru ve 1979'da belirtilen bu sorun, 1995'te hâlâ ortada! Kısaca diyorum ki, insanlı- ğın ortak dili olan müzik ev- renseldir.. Ve ancak geniş anlamda evrensel pota içinde ulusal ve yöresel öğeler ve renkler ya- ratılabilir. Ulusallıktan evrenselliğe değil, evrensel kalıplar içinde ulusal niteliklere gidilebilir. Türk popunun zirvesinde geçen hafta Aşkın Nur Yengi'nin Kara Çiçeğimadlı çalışması vardı. tkin- ci sıraya Sunsıkı Sda Sıkı'yla Ke- nan Doğulu yükselirken. Sertab Erener Lâ'l'le üçüncülüğe indi. Türk sanat müziğinde Muazzez Ersoy, Sensizlik Bu~'yla 1 numa- ra. Seda Sayan, Vız Gelir Her- şey'le. Müşerref Akay, Aklım Sen- de'yle Ersoy'un ardında sıralanı- yorlar. Türk halk müziğinde Burhan Çaçan, Neden Geldim tstan- bul'a?'yla zirveye demirattı. Nu- ray Hafıftaş Şimdi Oidu'yla ikin- ci, Fuat Saka, Semahlar ve Deyiş- ler'le üçüncü. Yabancı popta Bon Jovi yeni- den Crossroad'la 1 numara. Nir- vana, l'nplagged in New York'la Bon Jovi'yle başabaş giderken Megadeth, Ybuthanasia'yla geri- de kaldı. Klasik Batı müziğinde The 3 Tenors in Concert 1994 (Domin- go-Carreras-Pavarotti) rekora gidıyor. y en j Ie r It Tears Me Up - Percy Sledge Unavvare Difference - Under- most Hands And Lips - Kerem Gör-' sev (CD) The DarklingThrush - Suspect Duri - Cıwan Haco Şeyh Bedrettin Destam - T.Kur- tiz-Sema-Dimo-Martin (CD) Va Mişkunan - Zuğaşi Berepe ' Öprüm Seni Şeker - Bora Gen- cer tzlenim - Ihsan Özgen (CD) Oyun - Ezginin Günlüğü Süper Fasü 3 Süper Fasıl 4 Sımsıkı Sıkı Sıkı - Kenan' Dognlu(TD)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear