23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Müdürlerı. Ibrahim Vıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu) # Haber Merkezı Müdürir Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • İstıhbarat Yalçın Çakır # Bkonomı Bülent Kızanlık • Rad>o-TV Lyjjar Eremektar • Küliur Handan Şenköken t Spor Abdülkadir Yücelman 9 V urt Haberler Mehmel Saraç • Makalclcr Samt Karaörcn • Çcvırı Sevfcttin Turhan # Duzcltmc Abdullah Yazıcı Yavın Kurulu. İlhan Selçuk (Ba^kan). Orhan Erinç, Oklay Kurtböke. Öügen Acar, Hikmet Çetinka>a, Şükran Soncr, Ergun Balcı, Diıu; Tayanç, İbrahim YıldiA Orhan Bursalı, Mustafa Balbay. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav • Habcr Müdürü. Doğan Akın Atalürk Bulvarı No 125. Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 hat). Faks 4195027 • izmırTemMİcısııSerdarKıak, H. Zıya Blv 1352 S. 2/3 Tcl 4411220. Faks 4419117 • Adana TcmsilciM: Çetin Yiğenoğlu, Inönu Cd 119 S No ! Kat:l, Tcl 3522550, Faks 3522570 MüesseseMüduriı ErolErkut#K.oofdına«ör AhmetKorulsan#Muhasebc BülentYener # Idarc: Hüsevin Gürer # l;lctmc Önder ÇeUk • Bılgı-Ukm Nail İnal • Bılgı>ayar Sıstenı Mürüvet Çiler # Reklam: Reha Işıtman # Halkla llı»kılcr Nurten Berksoy \a>ımta>an \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık A 5 Tuıkocıjı cad 19 41 Cagaloglu 34334 Ist. PK 246 tstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hal». Faks (0 212) < H 8* <>> 22OCAK 1995 imsak: 5 47 Güneş:7.17 Öğle: 12.23 Ikındil4.52 Akşam: 17.15 Yatsı: 18.38 Cmdy Cravvford Pepsi reklamında • Haber Merkezi - Pepsı-Cola International, Cindy Cravvford'un yıldızı olduğu reklam kampanyasını, Londra'da yaptığı uluslararası bır basın toplantısıyla açıkladı. Pepsi-Cola'nın 30 ülkede 300 mılyondan fazla tüketiciye ulaşacağı tahmin edilen reklam filmleri tüm dünyada 27-29 ocak tarihlerinde gösterime girecek. Sadri Alışık'ın durumu ciddi • tstanbul Haber Servisi- Türk sınemasinın ünlü sanatçısı Sadri Alışık, uzun bir süreden beri şiddetli zatürree ve zatülcenp teşhisiyle tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde komaya girdi. Hastane yetkilıleri, ünlü sanatçının solunum cihazma bağlı olduğunu açıkladılar. Eşı Çolpan llhan'ın refakat ettiği Alışık'ın şuurunun yerinde olduğu bildirildi. Hastanelerin döner sermayesi • ANKARA (ANKA)- Maliye Bakanlığı'na, hastanelerin döner sermayelerinden aldığı yüzde 9'luk payı yüzde 35'e çıkarma yetkisi verilmesi tepkiyle karşılandı. Türk Tabiplen Birliği Genel Sekreteri Dr. Ata Soyer, de\letın sağlık alanından elinı çekmeye başlamakla birlikte. halkın sağlığını pıyasanın ınsafına terk ettığıni söyledı. Genel ve katnıa bütçeli idarelere bağlı hastanelerin döner sermaye ışletmelerinden peşin olarak alınan yüzde 9'luk vergi. hastanelerin sıkıntıya gırmesıne neden olurken, Malıye Bakanlığı'na bu vergiyi yüzde 35'e kadar çıkarma yetkisi verilmesi tepkıye neden oldu. Yılda 30 bin çocuk zatürreeden ölüyor • GAZİANTEP (AA) - SSK Gaziantep Bölge Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan uzmanı Dr. Orhan Menetlioğlu, Türkiye"de her >ıl 30 bin çocuğn zatürreeden hayatını kaybettiğini söyledi. Dr. Menetlioğlu, zatürreenin hava yoluyla bulaştığını belırterek, "Öksürüğü ve nezlesi olanlar, cocuklardan uzak tutulmalı. Ozellikle kalabalık evde bu hastahk kolayca yayılır. Aynca, sigara içilmesi. ocak kullanılması, is ve duman da hastalığa yakalanmayı kolaylaştınr" dedi Soğanı bekletmeden yiyin • KONYA(AA)- Sofralanmızın vazgeçilmez yiyeceği olan, bünyesinde bol miktarda A, BE, BN, C, E, H. K, P gibi vitaminleri ve mineralleri banndıran soğanın. bekletilmeden tüketilmesi gerektiği bildirildi. Konya Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Güncan. soyularak ya da doğranarak bekletilen soğanın bünyesindeki besleyicı maddelerin hava ile temas sonucu kaybolduğunu belirterek. "Soğanın organızmaya olan yararlan tartışılmayacak kadar büyüktür. Soğanı. besleyici özelliğini kaybetmeden tüketmek çok önemlıdir" diye konuştu. Trabzon da kalkan balıgı projesi • TRABZON (AA)- Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü (TSUAE) dünyada 4'üncü biiyük proje olacak bir çalısmayla, kapalı sistemde kalkan balığı üretimi yapacak. TSÜAE Müdürü Yılmaz Bekiroğlu, kapalı sistemde kalkan balığı yetiştiricıliği ve üretiminin, dış kaynaklı bir proje kapsamında gerçekleştirileceğini belirtti. Japon Mucizesi'nin, 12 bin yıkılmış bina ile deprem karşısındaki yenilgisi Istanbul için ders olmalı Depreme karşı aymazhk bitmeli• 1894 depreminin 100. yılıyla birlikte yüksek risk dönemine giren tstanbul'da, kaçak binalann yanısıra ruhsatlı inşaatlar bile teknik denetimden yoksun olarak yapılıyor. Refah Partili belediyelerin siyasal nedenlerle dışlamaya çalıştıklan Mimar ve Mühendis Odalan ise bu denetimi tüm yönleriyle yapabilecek birikim ve duyarlılık içindeler. Ancak mimar ve mühendis odalan, bilinçli olarak 'yerel yönetim- meslek kuruluşu' işbirliğinin dışında tutuluyor. OKTAY EKİNCİ Türkiye'de kimi kesimlerin hemen her konuda örnek model olarak gösterdiklen 'Japon mu- cizesi', ozellikle depreme daya- nıkh yapı teknolojısı alanında bu ülkeye hayranlık duyanlan *hüs- ran'a uğrattı. Kobe ve Osaka kentlerinde yı- kılan bina sayısının 12.000'e yaklaşması, dünya otomobil devlerinın takvimlerinde yıne tüm dünyaya fotoğraflanyla tanı- tılan 'kent içi oto-yol viyadükle- rinin' karton kutular gibi devril- mesi, kayıplarla birlikte ölü sayı- sının 4 bıne. yaralı sayısının ıse 15 bine tırmanması, salt Japon halkı üzerinde değil, hemen her- kes üzerinde 'şok' etkisi yapmış durumda. Gazetelerde 7.2 şiddetindekı bu depremin fotoğraflan yayınv landıkça, ister istemez bütün ın- sanlık 'kendi geleceğbıi' düşün- meye başlıyor. Hele Türkiye ve ozellikle Is- tanbul ise olası bir benzer dep- remde nelerle karşılanabileceği konusunda, belki de en çok 'ge- rilim'yaşayan ülkeler ve kentler arasında yer alıyor. Japonya yeniden sallandı TOKYO (Ajanslar) - Kobe ve Osaka kentlerinı salı günü yerle bir eden 7.2 şiddetindeki depremden sonra dün sabah da Kobe'nin açıklanndaki Awaji adasında4.1 şiddetinde bir dep- rem oldu. Depremde hasar meydana gelip gelmediği he- nüzöğrenilemedi. Salı günü meydana gelen deprem felaketinde ölenlerin sayısı ise 4640'a çıktı. Yetkili- ler 387 kışınin kayıp olduğunu en az 25 kışinın de depremden yaralandığını bildirdiler. Doğumyapü Öte yandan salı günü meyda- na gelen depremden sonra kur- tanlan hamile bir kadın, sağlık- lı bir kız çocuğu dünyaya getir- dı Reuter'in verdığıhaberegö- re 33 yaşındaki Yuko Ukon,ak- rabalannı ziyarete geldiğı Ko- be kentinde, depremzedelerden bin oldu. Yuko, uyurken üzeri- ne düşen çekmecelı bir dolabın altında kaldı. Ancak şans esen bebeğe ve kendısınezarargelmedı. Yuko, enkaz altından sağ kurtanldık- tan üç gün sonra, önceki sabah saglıklı bir kız çocuğu doğurdu. Önceki gün enkaz altından 7 kışinın daha sağ kurtanldığı ve kurtanlanlann tümünün kadın olduğu belırtıldi Erzincan unuhılmasın Aslında, Türkıye'deki imar düzeni ve inşaatdenetimınin; sü- rekli deprem nskı altında bulu- nan bir ülke olmamıza ragmen. bu riske hemen hiç 'aldınlma- dan' süregeldiğini. son Erzincan felaketiyle de yaşamış ve gör- müş durumdayız. Erzincan'da yıkılan ve ağır ha- sar gören binalar arasında ozel- likle 'kamu yapılannın" önemlı biryertutması. bu ınşaatlann ye- terli teknik düzeyde gerçekle^e- bilmesi için 'devletdenetiminin' bile sağlanamamış olduğunu acı sonuçlarıyla ortaya çıkardı. Avan proje üzerinden yapılan ihaleler, yınebilimsel vegüsenı- lir hizmet yenne 'ucuza iş bitir- me' esasına dayalı bir ıhale anla- yışı, yapı üretiminde sağlamlık yenne 'gösterişe\etüketime'da- ha çok önem veren malzeme \ e teknoloji seçimleri. hem kamu yapılannın ınşaat düzenınde. hem de geneldeki yapı üretim pi- yasasında egemenliğini yıne de sürdürüyor. İstanbul'un talihsizüği Böyle bir süreçte, İstanbul ise tehlikenin daha yüksek düzeyle- re tırmandığı bir 'talihsiz dünya kenti* kimliğiyle baş başa du- rumda. Istanbul'un talihsizüği, hiç kuşkusuzöncelikle 'kaçak vede- netimsiz yapılasmanın' devım yerindeyse 'açık v« özgür îşgaii" altında. artık 'pcsetme' noktası- na doğru hızla yaklaşmasından kaynaklanıyor. Bu yağma yapılaşmasının ye- rel ve merkezi yönetimler tara- fından hem özendinlmesi, ama hem de 'siyasi polemik ve bek- lenti konusu' yapılması ıse aynı talihsizlığı artık 'karabasana' dönüştürüyor. Benzer şekılde IstanbuPun 1994 yılından itibaren 'deprem riski sürekli artan" bir döneme girmiş olması da kent üzerinde- ki karabasanı sürekli hale getiri- yor. Bilindiği gibi. 10 Temmuz 1894'te meydana gelen ve yakla- şık 12 saniye sürerek lstanbul'da büyük felaket yaratan son şiddet- li sarsıntının üzerinden 100 yıl geçmiş durumda. Geçen yıl. 1894 depreminin 100. yılı nedeniyle Inşaat Mü- hendisleri Odası'nca düzenlenen Hızla büyüyen seks turizmine en çok ilgi duyanlar Japonlar ve Almanlar Dünyada fuhuş çılgınlığı•Fuhuş konusundaki en korkutucu nokta 12 yaş civanndaki 100 bin kadar kız çocuğunun bu sektörün içinde yer alması. Seks tunstlerinin 70 bin kadarı sadece çocuklarla ilişkiye girmek istiyor ve yola çıkmadan rezervasyonlann» yaptınyor. Çeviri Servisi - Çin'de. sade- ce Kanton'da son iki ay içinde tam 185 bin kişi gözaltına alındı ve bunlardan 60 bini tutuklandı. 60 bin kişinin çoğu da ya fahişe ya da onlan pazarlayan insanlar- dı. Çin'in kıyı bölgelerinde fu- huş kontrol altından çıkmış du- rumda. Masaj salonlan, kuaför dükkânlan hep fuhuşa hizmet ediyor. Uzmanlarbu ülkede mil- yonlarca kadının ve genç kızın fahişelik yaptığını öne sürüyor- lar. Ancak yeni Çin zenginlerinin uluslararası pazardan da fayda- lanmaya başladığı ıddiaedilıyor. Yabancı fahişeler bu ülkenin sembolü haline gelmiş durum- dalar. Rus Dışışleri Bakanı, Çin- li yetkililere, Rus kadınlannın Çin'de köleler gibi kullanıldık- lan şikayetini getirmiş. Sadece sınır bölgelerinde değil; Şangay, Pekin ve Kanton'da 5 bin Rus ka- dının çalıştığı, Rus İçişleri Ba- kanlığı tarafından kabul ediliyor. Ancak Rusya'nın dağılmasın- dan sonra Rus kadınlan sadece Çin'e hücum etmediler. Ulusla- rarası dağıtım şirketlerince pa- zarlanırcasına çok kısa süreler içinde dünyanın dört bir yanına dağılıverdiler. Kıbrıs'tan Lüb- nan'a. Tayland'dan Israil'e. her ülkede Rus kadınlan çalışıyor- lar. Alman yetkililer, bu ülkede- ki fahişelerin de büyük bir bölü- münün Rus kadınlan olduğu id- diasında. Rus kadınlan; bilgisayar. kah- ve ya da inşaat makineleri paza- nnda olduğu gibi bir ithalat reko- ru kınyorlar. Bunun en büyük gerekçesinin ise bu kadınların çok düşük ücretlerle fuhuş yap- malan olduğu belirtiliyor. Dünya seks pazan, çağımızda toplumların birer aynası duru- munda. Bu hareketli pazarda. ideolojik ve etnik sınırlamalara yer yok. Sansür de yok. Her yıl bilimsel toplantılarda ise uzman- lar Istanbul'un 'deprem tarihi- ne' dikkat çekerek, benzer bır 7 ya da 8 şiddetindeki sarsıntı ola- sılığının 1995'ten itibaren gide- rek yüzde 50'lere varacağını açıkça belirtmişlerdi. Buna kar- şı alınması gereken en ivedi ön- lemin ıse 'yapı denetiminin' ar- tık ihmal edilmemesı ve proje- den inşaat aşamasına kadar bu denetimin 'uzmanlannca'yapıl- masının sağlanması olduğunu bir kez daha vurgulamışlardı. Siyaset yenne bilimsellik 1894 depreminin 100. yılında yapılan bu uyannın üzerinden bir yıla yakın zaman geçmesine karşın, Istanbul'daki ozellikle Refah Partili belediyeler, yapı denetimınde uzman meslek oda- lannın 'teknik ve kurumsal gü- cünden' hâlâ yararlanma yanlısı değiller. Daha göreve gelir gelmez, 27 Mart 1994 seçımlerinden hemen sonra, sanki kentin en önemli imar sorununu keşfetmiş gibi, önce meslek odalannın denetim uygulamasını 'iptal eden' Ana- kent Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu tutumunun •bilimsel gerekçesini'bugüne dek açıklayabilmiş değil. Odalara karşı tutum Buna karşın. kımı dinci gaze- telerde \e bu gazetelenn Refah- lı belediyelere 'akıl satan' köşe yazarlarının sütunlannda. Mi- mar ve Mühendis odalannın 'sol- cu yuv-ası'olduğu v e imar deneti- mınde bu yuvalann devre dışı bı- rakılarak, 'gelir kaynaklarının kurutukiuğu' sık sık yazıldı. çi- zildı. Böylece. hemen tüm uygarül- kelerde değışik yöntemlerle sür- dürülen 'yerel yönetim-meslek kuruluşu'ışbırlığının Refahlı be- lediyelerce neden ıstenmedıği- nın "anlaşılabilir" gerekçesini de kamuoyu öğrenmiş oldu Kent yönetımine egemen olması ge- reken bilimsel tutum. >erinı 'si- yasi içeriklibir aymazlığa' bırak- tı. Mesleki denetim koşulu Şımdi. kımı dıncı çevrelenn de ozellikle 'ezan okuyan saat- ler'vb. gıbı buluşlar yüzünden hayranlık duyduklan Japon mu- cizesi bile son deprem karşısın- da sarsıldığına göre. artık yüre- ğınde ve ideolojısınde insan sev- gisj" taşıyan herkesin. ıster şapka- sını. isterse de 'sanğmı' önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Istanbul için ivedi çözüm. ye- rel ve merkezi düzeydeki tüm güçlerin seferber edilerek. proje ve uygulama denetimi 'hiç olma- yan' kaçak inşaat furvasının he- men durdurulmasıdır. Kent bü- tününde yüzde 65 "e tırmanan ve en az 4 milvon kişhi deprem ris- kine karşı rümüv le korumasız ve güvencesjz bırakan bu gerçeği bir 'olağanüstü hal' olarak gör- mek ve olağanüstü önlemler ge- tirmek gerekiyor. Kaçak olmayan, 'ruhsatlı" ya- pılarda ise gerek proje aşamasın- da. gerekse inşaat sırasında 'mes- lek odalannın denetim uygula- maJannı' çok daha etkin düzey- de devreye sokmak. erteleneme- yecek bir 'toplumsal sorumlu- luk' olarak dayatıyor. Odalann 'kamu v-aranna' ön- celik veren ve her türlü 'yağma- ya karşı çıkan' duyarlı ve bilim- sel imar politikalan ise bu so- rumluluğun yaşama geçirilme- sinde hiçbir siyasi partinın henüz vermediği 'gö^nceyi' oluşturu- yor. Küçük yaşta kızlann fuhuşa itildiği yeıierin başında Uzakdoğu ülkeleri geliyor. Filipinler'deki çocuk vaşta fahişelerin 10 bin kadan, Japonlardan hamile kaldıklannı iddia edcrkcn. bazı turistlerin çocuk fahişelere kötii davrandığı da öne sürülüvor. Dünvadaki çocuklan koruma kuruluşlan çocuk fahişelerin yükselen rakamlanndan çok rahatsız; ancak, tüm girişimieri başansız kalıyor. 300 bin kadar Alman 'turist' sa- dece fuhuş cennetinden yarar- lanmak adına Tayland ya da Bre- zilya'ya uçuyor. Japonlar bu ra- kamlara bakarak Fılipinler'de bir fuhuş turizmi yaratmaya çalışı- yorlar. Çin ise tüm hızıyla çalış- malannı sürdürüyor. 70Merden beri sürüyor Güneydoğu Asvalı kadın or- ganızasyonlannın gerçekleştır- dığı bır konferansta. yaklaşık 30 milyon Güneydoğu Asyalı kadı- nın 7O'lı yıllardan bu yana dün- yanın her yanına pazarlandığı önesürüldü. Pazarlargitgidede- ğişıyorvebüyüyor. 1994 yılının Ağustos ayı sonlarında. 200 bin Vietnamlı kadının ülke dışına çıktığı belırtılıyor. Kamboçya, Laos ve Burma'da da durum de- ğişik değil. Müşterilerin sayılanna vc nite- liklenne bakıldığında ise şaşır- mamak mümkün dcğıl. Müşteri- ler arasında yılda 362 bin Alman. 670 bin Japon, 272 bin Ingilız, Tayland'a geliyor. Diğer hedef ülkeler ıse Fılıpınler ve Brezilya. Müşterilerin yansı, saatlik iliş- kiler peşinde değil. Bu insanlar geçici. ancak, çok kısa olmayan ilışkileristiyorlar. Bu müşterile- rin yüzde 20si de beraberolduk- lan kadına âşık olduklannı itiraf ediyorlar. Seks turistlerinin yaş- lan -genellikle- 18 ile 35 arasın- da değişiyor. Bunlar arasında en kötü anılanlar da Japonlar. As- ya'nın tüm seks merkezlerini do- laşıyorlar. Sadece Filipınler'de çocuk yaşta fahişelerin 10 bin kadan. Japonlardan hamile ol- duğunu iddia etmiş. Aynca Fili- pinli insan haklan sorumlulan. Japonlann fahışelerı insan yeri- ne koymadıklan ve onlara insan- lık dışı davranışlarda bulunduk- lannı da söylüyorlar. Amerika ise bu alanda son de- rece tutucu. Amerikalı, seks tu- rizminın adını duymamış gıbı davranıyor. Asya ülkelerinde fuhuş yapan kadınların kazançlan, düşünül- düğü kadar iyi değil. Bütün ka- zançlannı aracılara veren kadın- lartemizlik, hızmetçılik gibi yan işlcrden geçimlerini .'»ağlıyorlar Tayland'da genç bır kızla bir ge- ce beraber olmanın bedelı 20 do- lar. Brezilya'da ise bırkaç dolar daha fazla olduğu söylenıyor. Kızlann kazancı Brezilya'da da oldukça dü^ük. En büyük sorun çocuklar Fuhuş konusundaki en korku- tucu nokta, 12 yaş civarındaki 100 bin kadar kız çocuğunun bu sektörün içinde yer alması. Seks turistlerinin 70 bin kadan sade- ce çocuklarla ilişkiye girmek is- tıvorve yola çıkmadan rezervas- yonlarını yaptırıyor. Çocukları koruma kuruluşlan, çocuk fahi- şelerin yükselen rakamlanndan çok rahatsız. ancak, tüm girişim- ieri başarısız kalıyor. Aracılarda çocuk fahışelerle çalısmayı ter- cih ediyorlar. Çocuk fahişelere ödenen bedellerın yükseklıği. bunun şımdilık ana nedenı ola- rak belirtiliyor. Psıkologlara gö- rc ise araştırmalar henüz sonuç- lanmamasına ragmen. erkeklerin çocuk fahişelere yönelmelerinin nedenı bır tür davranış bozuk- lugu. Istanbul'a resmen el kondu! •Hükümet, çöp. kültürel miras, Boğaziçi ve içme suyu havzalannda yetkileri devraldı. Başbakan Çiller, tasarının ardında siyasi bir çaba olmadığını söyledi. İstanbul Haber Servisi- Başbakan Tansu Çil- ler, Bakanlar Kurulu'nun hazırladığı üç ayrı >a- sa tasansıyla Halkalı çöplüğünün kapatılması, kültürel miraslar ile Boğaziçi ve içme suyu hav- zalannın korunması konulanndaki yetkilerin merkezi hükümete dev redileceğini açıkladı. Çil- ler, Istanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Er- doğan'a "darbe 1 " olarak yorumlanan çalışmala- nn ardında "hiçbir sivasi yaklaşım aranmaması ^rektiğini" söyledi. Başbakan Tansu Çiller, dün Başbakan Yardım- cısı IVİurat Karavalçın, Devlet Bakanı Yıldınm Aktuna ve Istanbul Yalısı Havri Kozakçıoğlu ile birlikte Saıt Halim Paşa Yalısı'nda "Dünyada Başka İstanbul Yok" adlı bir basın toplantısı dü- zenledi. Istanbul'un sorunlannın zaman içerisin- de giderek büyüdüğünü. mahalli idarelerin ise zaman zaman sorunlar karşısında yetersiz kaldı- ğını belırten Çiller. "İstanbulun meselelerineza- manı geldikçe yer yer merkezi hükümet olarak el atmak zorunluluğu içinde~ olduklannı vurgula- dı. Çiller. "Tabii ki sorumluluk mahalli idarele- rin olacakhr. Ama biz de vardım edebileceğimiz konularda merkezi hükümet olarak zaman za- man bu sürecin içine girme ihtiyacı içinde olaca- ğız"dedı. Çiller. Ktanbul'lailgilısorunlan "HalkalıÇöp- lüğü", "Kültürel mirasın korunması", "Boğaziçi ve içme suyu havzalannın korunması*" adıyla üç ana başlık altında topladı. Halkalı çöplüğünün 1 martta kapatılacağını söyleyen Çiller. şöyle ko- nuştu: "'Halkalı çöplüğü için ö?ellikle üç transfer istasyonunun acilen tamamlanmasını öngördük. Bunun için de 1 marta kadar bir süre uygun gör- dük. 1 marttan sonra Halkalı çöplüğüne çöp atıl- mayacak. Bu talimatı vilayete vermiş bulunuyo- ruz. Belediye, bundan sonra burava çöp atma gi- rişiminde bulunursa bunu vilayet önleyecektir." İstanbullulann son günlerde epeyce üzüldük- leri bir konunun da kültürel miraslann korunma- sı olduğunu ifade eden Çiller. vilayetin önerisi üzerine gösterilecek bazı tarihi eserlerin deneti- mi ve kullanımını Kültür Bakanlığı'na devrede- ceklerini açıkladı. Konıroa alanı Kaçak yapılaşma yüzünden zaman içinde ol- dukça fazla yıpranan Boğaziçi ve içme suyu hav- zalarını korumaya almak istediklenni söyleyen Çiller, şöyle devam etti: "Karadeniz'in batısın- da32kilometre,doğusunda 14kilometrelikbirşe- rit koruma alanı içerisine alınmıştır. Bu. veniden yeşil alanları imara açmak demek değildir. Mne kesinlikle bir imar affı anlamına gelmez. Beledi- yelerin elinden imar yetkisini alıvoruz anlamına da gelmez. Ancak kaçak vapılaşmayı önlemek ve ıslah etmek anlamına gelir. Vani imara uygun ola- rak yapılmtş birtakım yapılara yeniden ruhsat ve- rilnıe imkânı ve diğeıierini önlemek." Tansu Çiller, Istanbul'un sağlıklı yapılaşması- nı sağlamak açısından ülke çapındaörgütlenecek "yapı polisi" adlı yeni bir kurum oluşturma ha- zırlıklannda olduğuklannı da açıkladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear