25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6EYLÜL1994SAU HABERLER Zana Fransız basınında • PARİS (Cumhuriyet)- Ankara DGM'de yargılanan eski DEP Milletvekib Leyla Zana, Fransa'nın önde gelen gazetelerinden Liberation'da yayımlanan bir yaasında, "Türkiye'nin uzun bir siyasal mahkeme geleneğine sahip olduğunu" öne sürdü. Gazetenin yaklaşık bir sayfasını kaplayan yazıda, Zana kendisiyle, meslektaşlanna karşı açılmış yeni davanın ülkede ilk kez meydana geldiği görüşünü savundu. Menteşe: Biz barış istiyoruz • ANK'ARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Içişleri Bakanı Nahit Menteşe, Güneydoğu'da operasyonlann devam etmesini, terörün zorladığını belirterek "Biz devamlı surette banş istiyoruz. Onlar bizi zorluyor, operasyon yapıyoruz" dedi. Moldava Içişleri Bakanı'nı kabulü öncesinde gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Menteşe, kendilerinin Güneydoğu'da banş istediklerini vurgulayarak "örgütün beyin takımlan talimat veriyor, terönstler Güneydoğu'da yaşlı, kadın, çocuk demeden Kürt vatandaşlanmızı öldürüyor"diye konuştu. Gönensay-Çillen beraberliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın DYP lideriolarak 1991 seçımlerine girdiği günlerden bu yana yakın çabşma arkadaşhğını üstlenen ve Köşk'te ekonomi başmüşavirliği yapan Prof. Dr. Emre Gönensay, Çankaya'dan koparak, Başbakan Tansu Çiller'in ekonomi ekibine gınyor. Çiller'in, "büyiikelçı" sıfatını vererek, başmüşavirliğine getireceği Gönensay'a. yayımlayacağı bir genelgeyle önemli görevler vereceği bildirildi. Standartkadro yönetmeliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Sağlık Bakanı Doğan Baran, bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda personel yığılmalannı önlemeyi amaçlayan "standart kadro yönetmeliği"ni onayladı ve doktorlann zorunlu hizmetinin kaldınlacağıra açıkladı. Yeni yönetmelik Bakanlar Kurulu'nun onayından sonra yürürlüğe girecek. YDH'den iletişim okulu • Istanbul Haber Servisi - Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) aktif kaühmalanna yönelik bir eğitim programı başlaüyor. YDH'den yapılan yazıb açıklamaya göre poütikayı gündebİc yaşamda insanlarla tartışabilir hale getirmek amaayla başlatılan bu eğitim programı, 30 kişilik gruplar icin haarlanmış. Üç güne yayüarak hazırlanan bu programlardan ilki 5 eylülde başbyor. Eylemci işçiler serbest • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sendikalı olduklan için işten çıkartıldıklan gerekçesiyle Aras Kargo'nun Istanbul Yolu üzerindeki aktarma merkezini 4 gün işgal ettikleri için gözaltına alınan işçiler serbest bırakıldılar. Güvenlik güçlerinin, aktarma merkezine girerek gözaltına aldığı 47 işçiden 35'i. ilk sorgulamalan sonunda serbest bırakılmıştı. tşçilerden 12'si de dün akşam Suçüstü Savahğı Nöbetçi Mahkemesi'nce ifadeleri abndıktan sonra serbest kaldılar. Medya Gûneşi toplatıldı • Istanbul HaberServisi - Medya Güneşi isimli gazetenin 1-15 Eylül 1994 tarihli 55. sayısının İstanbul DGM tarafından toplatıldığı bildirildi. Medya Güneşi yaptığı yazıh açıklamayla, "Eğitim emekçileri kirh savaş hedefi", "Kürdistanb sosyabstler yeni döneme yeni biryapılanmayla girebilir", "örgütülü siyasal yaşam siyasal değerleri gerçekleştirmenin güvencesidir" ve "Pobtık çözüm için ulusal göç oluşturma zorunludur" başlıklı haberlerinden dolayı gazetelerinin toplatıldığını kaydettiler. Hukukçulara göre adaletin gedkmesi yargıya güvensizliği körüklüyor YargıkaplumbağahızmdaYargılama hızının Avrupa ülkelerinin çok altında olduğu Türkiye'de, yargmın hızlandınlması için acil önlemler alı- nması isteniyor. Hukukçular, ortalama dava süresinin 2-3 yıl olduğu Türkiye'de, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay tarafı- ndan hazırlanan ve TBMM gündeminde bekleyen "Yargı Reformu Tasansı''nın yeni yasama yıbnda ele alınması gerekti- ğine işaret ediyor. Çoğunluğu bürokrasi- den kaynaklanan nedenlerk yargılama hızının azaldığına dikkat çeken hukuk- çular, teknolojik gelişmeden yararlanı- lması kadar yargılama usullerinin de tam olarak uygulanmasının adaletin hızlı gerçekleşmesini sağlayacağını belirtiyor. Birçok sorunun yanında adaletin ge- cikmesinin yarattığı sorunun vatandaşlar açısından yargıya gü- vensizbği köriiklediği- ni ifade eden hukukçu- lar, yargılama hıanın arttınlmasının, yargı- da başka sorunlara da yol açan iş yükünü azaltacağını dile getin- yor. Hukukçular, yargı hızmı azaltan başbca nedenleri şöyle sırabyor: •Adalet Ba- kanbğı'nın verilerine göre Türkiye genebn- deki hakım ve sava kadro sayısı 9 bın 408. Hazırlayon: Yahya Koçoğlu Ancak şu anda 3 bin 136 mahkemede görev yapan hakim ve sava sayısı 6 bin 481. Yani 2 bin 567 hakim ve sava açığı var. • Adalet Bakanbğı'nın verilerine göre 6 bin 841 hakim ve savcının bir yü içınde karara bağlaması gereken dosya sayıs 4 milyon 972 bm 593. Türkiye'deki mah- keme sayısının 3 bin 136 olduğu dikkate abnınca yılda mahkeme başına ortalama 1586 dava düşüyor. Bir başka deyişle bir buçuk ayı adb tatil, bir ayı devir ışlemleri dışında İcalan sürede hakim ve savcılann 726 davayı sonuçlandırmalan gerekiyor. • Yine bakanbk venlerine göre Tür- kiye'de 1950'b yıllardan bugüne kalan ve süren dava sayısı 12 bin 267. 196O'lı yı- 1larda başlayan ve süren dava sayısı 1228, 1970'ten kalan dava sayısı ise 10 bin 614. Başka bir deyişle 24 bin 109 da- va, en az 20 yıldır sonuçlanamıyor. • Yargının hızı enflasyonun hızına yetişerniyor. Uğranılan zarann gide- nlmesı amaayla açılan hukuk davalan- ndaki gecikme, davanın açıldığı sırada is- tenilen bedebn enflasyon karşısında eri- mesi sonucunu doğuruyor. En az 2-3 yü süren davalarda istenen tutar, yüzde yüze yaklaşan enflasyon karşısında de- ğer ifade etmiyor. Bu tür davalarda uy- gulanan ilk yıl için yüzde 5, sonraki yıllar için yüzde 30 oranındaki faiz de zarara uğrayan vatandaşın çıkannı koruyamı- yor.Davalann yavaş görülmesinin ne- denini de devletin davab ohnası oluştu- ruyor. Devletin geçerb ve yeterli bedel vermeden yaptığı işlemleri sonuaı zarara uğrayan vatandaşların açtığı davalar, bu tür davalann dörtte birine ulaşıyor. Bu davalann büyük çoğunluğu devletin aleyhine sonuçlanıyor ve devletin avu- kaüan, karan üst yargı makamına gö- türüyor. Devletin taraf olduğu davalann ya- rattığı iş yoğunluğu, diğer davalann yü- rütülrnesini de engellediği için devletin iş- lem pobtikası, yargının hızını azaltan bir etken olarak ortaya çıkıyor. • Miras davalan birkaç kuşak sürü- yor. Bu davalarda gecikme, nüfus ve tapu kayıtlannın düzenb olmamasından, mahkemelerin iş yoğunluğu nedeniyle her duruşmanın aylarca sonraya ertelen- mesinden kaynaklanırken 20, 30 hatta 40-50 yıl süren davalar yaraüyor. • Ceza davalannda savcıbklar, hazır- bk soruşturmasmı gerektiği gibi yapma- dan dava açıyor. Beraat oranlannın yük- sekbğine de yol açarak iş yoğunluğu ya- ratan ve hızı azaltan bu durum, yıllardır istenibnesine karşın oluşturulmayan adH kolluk gücünün yoklu- ğundan kaynaklanı- yor. Kendisine bağb pobs teşkilaü olmadığı için emniyetten gelen dosyayla dava acmak zorunda kalan savalar, haarlık soruşturması- nda yanıtlanması gere- ken birçok sonıyu, mahkemeye bırakarak davalann uzamasına yol açıyor. • Ceza davalannda geakmeye neden olan bir etken ise özelbkle si- yasi davalara bakan DGM'lerde gerektiği gıbı uygulanmayan tu- tuklama önlemı, sanığın haksız yere tu- tuklu kahnasına yol açıyor. Bu, sanığın suçsuz obnası habnde sanık aleyhine gi- derilemeyecek zarann yaşanmasına yol açıyor. • Günde 30-40 davanın duruşmasına girmek zorunda kalan yargıçlar, karar aşamasına gelen dosyalan bile yeterince inceleyemiybr. Dosyanın incelenmesı için duruşma ertelenmesi de davalan uzatıyor. Yargıç ve sava açığı yanında adbye Adliyü sorunlarla açılıyor • 1994-1995 adliyılı, bugün Yargıtay'da yapılacak olan törenle başlayacak. Yargıtay Başkanı Müfıt Utku'nun, konuşmasının büyük bölümünü laiklik konusuna ayıracağı ve hükümeti uyaracağı öğrenildi. Haber Merkezi - Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör özden, devlet yetkibleri ile bazı nukukçulann adalete gereken önemi vermediklerini, bu yüzden de yeni adli yıla ar- tan hüzünle girildiğmi belirtti. Özden, bayramdan bayrama Müslüman olunur gibi adb' yıl törenlerinden adb yıl törenleri- ne hukuk devleti savunucusu olunamayacağını vurguladı. İs- tanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da, yargının ciddi bir kriz yaşadığmı ve bu krizin de- mokrasiyi tehdit ettiğini söyle- di. Yargıtay Başkanı MüTıt Ut- ku'nun 1994-95 adb yıbnın baş- laması dolayısıyla bugün Yargıtay'da yapılacak törende, laikbk karşıtı şeriatçı güçlerin, Atatürk'e ve rejime yönelik ha- reketleri nedeniyle hükümete çok sert uyanda bulunacağı öğ- renildi. Utku'nun, Yargıtay'da yapı- lacak olan törende, konuşması- nın büyük bölümünü, laikbk ile Atatürk'e ayıracağı, özeüikle şeriatçı akım ve hareketlerin güçlenmesine dikkat çekeceği ve bu akımlara destek veren si- yasüeri eleşüreceği bildirildi. Yargı çevrelerinde, Utku'nun konuşmasının bir muhtıra nite- bğinde olabileceği yorumlan yapıbyor. Koridorka'da 'banşagözjahı'tartışması İstanbul Haber Servia- Yeni bir adb yıl, önceki yülarda yaşadığı sorunlarla başbyor. Adlitatilın son gününde îstanbul Adliyesi'nin koridorlannda dolaşjyoruz. Katillenn, küçücük çocuklarla birbkte kelepçelendiğini, SHP'nin yargılandığı İSKİ davasınt, DGM yeni binasma taşınmadan önce "düsünce mahkunılannı" gören koridorlar, yeni biryıla haarlanırcasma temizlenmiş. Bu satırlan okuduğunuzzaman yeni adli yıl başlamış olacak. Yine işler yoğunlaşacak. Her yargıç, bir gün içinde40-50 duruşmaya girecek. Yine mübaşirler, yargıan söylediği adlan yanbş bağıracak. Umutia girilen duruşma salonlanndan gözleri yaşb çıkılacak. Yine alacağının peşindekiler, alacaklanmn eksik ödendiğini ileri sürerek isyan edecek. Yaluru saldınya uğramış olanlar hasımlanrun "hak ettikleri" cezayı almadığını ileri sürerek koridorlarda hasmına bağıracak. Kısacaa, kararlaryine taraflan memnun etmeyecek. Genç avukatlar, ellerinde dosya çantalanylaoradan oraya koşturacak. Biraz daha deneyimüler, birbkte çalıştığı (ya da 4-5 milyon bra maaş verdigi) genç meslektaşlanna taümaüar yağdırarak en az 15 yıl okumayla edinilen mesleği, dosya fotokopisi çektırmekle aşağılayacak... Üst kata çıkıyoruz. Adbyenin buluşma yeri haline gelen çay ocağında, çayımızı yudumhıyoruz. Bir buçuk aydır birbirlerini görmeyenler, koridorlarda selamlaşıyor. Tenleri biraz koyulaşmış Tatıb nerede geçirdiklerini anlatıyorlar. Tatil yörelerinin fiyatlan hemen sohbetın konusu oluyor. Hakim-sava stajyerlerinekulak kabartıyoruz. Hangi mahkemede olduklannı soruyorlar birbirlerine. Cumartesi yapılan hakim-sava sınavında sonılanlan... Geleceğin yargıçlan, savcılan, gazeteierdeki "banşa gözaltT haberini tartışıyorlar. Hemen hepsi, sanatcılann gözaltına abnmasını ve eylemin engellenmesini eleştiriyor. Genç hukukçulardaki bu demokratik yaklaşım, imam hatip liselerinden mezun olanlann hakımbk-savcıbk mesleğine kabul edilmemelerinin bir sonucu mu yoksa?.. Bir vatandaş, ebnde belgeleriyle nöbetçiAsliye Ceza Mahkemesi'ni anyor. Çek borcunu ödemiş, hakkındaki karan değıştirtecek. Adbyenin sakin olduğunu bilen annesi tarafından getirilen bir çocuk, kendisine bakanlan güldürerek düşe kalka koridorda oynuyor. Giriştekı pobs, ebndeki dedektör yerine deneyimb gözleriyle giren-akanı izliyor. Bir yargıç, temmuz fırsatmdan aldığı arabasını pencereden gösteriyon "Çok da az yakıyor..." Adalet BakanlığYnın 900 adbye binası arasında tapusuna sahip olduğu 71 binanın en büyüklerinden olan İstanbul Adbye Sarayı, yeni adb yıb beküyor... ÇYDD okuhmdanUkmezunlarİstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin dargebrb ailelerin yaşadığı semtlerde açtığı yaz okullan ilk mezunlannı verdi. İstanbul ib içerisinde beş ilköğretim okulunda yaz okulu açan ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan yaz okullan projesinin, Atatürk ilke ve devrimlerinı korumak gebştirmek ve bu yolla çağ- daş insana ve topluma ulaşma düşüncesinden kay- naİdandığını bebrtti. Saylan, "Bunun, çağdaş çocuklar ve gençier yetiştirerek ve çağdaş eğitüne egilerek olacağını dü- şündük. Çağdaş eğitim zoriayıcı bir eğitim değil, neşe içinde eğtenerek severek öğrenmektir. Buradan hareketle düşün- dükkiülkemizdeçokzengininsanlarçocuklannıyazıntatil- lere, kamplara gönderivor. Ama büyük bir kesün para sahi- bi değil \e onlar için > apıunış özel \ crler de yok. Sokaklarda oynamak zorunda kalıyorlar. Bu yüzden özellikle yoksul kesûnlerdeki okullan mekan olarak kuUanmaya ve gönüllü elemanlarımızın hiçbir ücret almadan buralara gelerek gü- nün birkaç saatinde çocuklara, eğlenerek öğrenmevi öğret- mesine karar yerdik" dedi.İki ay boyunca süren Beşiktaş Esma Sultan İlkokulu'ndaki yaz okulunda 100 kadar öğ- renciye resim, müzik, seramik, İngilizce, Türkçe, güzel yazma ve konuşma, tiyatro gibi çeşitb dallarda dersler ve- ren 65 kişilik öğretmen kadrosu farklı mesleklere sahip in- sanlardan oluşuyor. GtJ]NDÜZ GOZUYLE MELtH CEVDET ANPAY İfade Etmek - İfade Vermek Şu haberin güzelliğine bakın! Birlikte okuyalım. "Catanzaro (AA)- Italya'nın güneyindeki Catanzaro kenti yerel hukümet yetkilıleri, mafya davalarına bakan dört yargıcın korunması için gecelerini cezaevinde ge- çirmelerine karar verdi. Mafyanın öncelikli hedefi ara- sında bulunan yargıçlar için, hepsinin de korumaları bu- lunmasına karşın, güvenli yolun bu olduğuna karar ver- di." Yargıçlar içerde, haydutlar dışarda... Adaletin sağlıklı yürütülmesi için hükümet başka yol bulamamış. Koru- malar da işe yaramıyor, dışarısı mafyanın egemenliğin- de. En güvenli yer cezaevı. Ne denli ilginç bir yüzyılda yaşadığımızı gösteren önemli bir haber. Yargıç belki mafyacıları yarın hapse atacak, ama önce kendi giriyor. Tehlike içinde bulunan bütün insanlar için büyük ha- pishaneler yapılsa da, kiralık katiller, faili meçhul cina- yetlerin suçluları dışarda tek başlarına kalsalar daha iyi olmaz mı? Yargıçlar, savcılar, yarın belki polisler, ceza- evlerine sığındılar mı, bizi dışarda kim koruyacak? Gençliğimde sık sık karakolluk olurdum. Bunlardan birini anlatayım. İlk askerliğimi bitirmiş, Ankara'da, Milli Eğitim Bakan- lığı'nda çalışıyordum. Bekârdım. Biz bekârlar akşamla- rımızı bir meyhane köşesinde yıyip içerek geçirirdik. Gene öyle bir akşam, evlerimize gitmek üzere sokağa çıktığımızda, Irkçı-turancı gençlerin yolumuzu kestikle- rini gördük. Nihal Atsız, o günlerde Ankara'ya gelmiş ve Gençlik Parkı'nda yoldaşlarına el öptürmüştü. 19 Mayıs Bayramı'nda da Cumhurbaşkanı İsmet inönü, Irkçılık- Turancılık üstüne sert bir söylev vermişti. Ne ise... O gece onlar bize "komünistler" diye bağırı- yorlardı, biz de onlara "föş/sf/er"diyorduk. Itiş kakış.. derken düdükler öttü, bekçiler, polisler ba- şımıza üşüştüler ve hepimizi karakola götürdüler. Benim ifadem alınırken güçlükler çıktı. Neden? Komseryatmağagitmiş, kaldırdılar, terliklegeldi.sor- guma başlar başlamaz ben kestım onun sözünü: - İfade vermiyorum, dedim. - Neden? - Senin ayakların çıplak. Komser kızgın kızgın ayakkabılarını istedi, getirdiler, giydi ve baştan başladı sorguma. - İfade vermiyorum, dedim. - Neden be? - Eski yazı ile alıyorsun da ondan Komser kalemini hızla masaya attı, -idareten be, dedi. Uzatmayayım... Komser beni nezarethaneye attırdı. Karakolun içinde demir parmaklıkla ayrılmış bir bölüm- dü bu. içerde kimse yoktu. Yorgundum, bir sıraya uzart- dım. Aradan kaç saat geçmiş. bilmiyorum. Bir polis geldi, - Hadi çık, seni bırakıyoruz, dedi. - Çıkmıyorum, dedim. Neden buraya atıldığımı ögren- meden çıkmam. Polis, komsere durumu anlatmış. Bu kez komser geldi. - Yahu başıma bela mı oluyorsun? dedi. Çık git bur- dan. Kovuldum Bu olayı anlatırken aklıma geldi; bizim devlet siyaset adamlarımız, sık sık, "İfade ettim, ifade ediyorum" söz- lerini kullanıyorlar. Bu alışkanlıklarından vazgeçmeleri- ni öğütlerim. Nurullah Ataç, - Bu söz karakol ya da savcılık için kullanılır, başkaca yeri yoktur, derdi. Anlamıyorum, "İfade ettirn" demek, "Söyledim" de- mekten daha mı kibarca oluyor? Barolar Birliği Baçkanı sav: DGM'ler kalkmah ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkiye Barolar Bır- lıei Başkanı Önder Sav, adale- tin yavaş ışlemesinin yargıya güvensizlık yaratüğmı, bunun gideribnesi için yargılama ya- salannın tam olarak uygulan- ması gerektığini söyledı. DGM'lerin kaldınbııası gerek- tiğini ifade eden, gecekondu yöntemiyle idare edilen fakül- telerde hukukçu yetiştirileme- yeceğini vurgulayan Sav, yeni Adb Yıl'ın başlangıanda Cumhuriyet'in sorulannı ya- nıtladı: -Yargı sisteminde savunma- ya yeterince önem verilmekte midİr? Sav- Yargının ayrümaz bir unsuru olan savunma, yargı sisteminde 'sav-savunma- karar' üçlüsü içinde önemli bir ayaktır. Doğal bir hak olan sa- vunmanın kullanılması sınır- lanmamabdır. Soruşturmanın her aşamasında, yakalanan ki- şi ve sanığın bir veya birden fazla müdafıin yardımından yararlanmasına ibşkin CMUK. değişikbğının I3GM'- lerin görev alanına gıren suç- larda uygulanmayışı, ışkence söylentilerini yaygmlaştırmak- tadır. Bu bile tek başına savun- manın önemini ortaya koy- maktadır. -Devlet Güvenük Mahkeme- leri'nin varlığını demokratik hukuk düzeni açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Sav- "12 Eylül Hukuku'nun i>ice kurumlaşürdığı yargı ku- ruluşlanndan olan DGM'ler olağan mahkeme değildir. Devlet aleyhine işlenen suçla- nn yargılaması, yargı sistemin- de görev üstlenen mahkemele- rimizde yapılması mümkün iken bundan kaçınıp olağan dışı mahkemeler kurmak ve onlara anayasal konum ka- zandırmak, demokratik hu- kuk devleti ve hukukuk üstün- lüğü ilkelenne aykındır. -Adaletin hızlandınlması için ne tür önlemler alınmaİKÜr? Sav- Ceza ve hukuk yargıla- ma yasalanmız, çekişmelerin, davalann tek oturumda kara- ra bağlanmasını amaçlamak- tadır. Bu kurallara tam olarak uyulmalıdır. Usul yasalanna aykın olarak birçok işlem ve yanşmanın duruşmalar sıra- sında yapıbnası davalan uzat- maktadır. Bir başka devlet dairesine yazılan yazının (ör- neğin nüfus, tapu, kaymakam- bk. trafık vb) cevabı gelmediği için dava uzamamabdır. Dava ceza davası ise duruşmadan önce her şey haarlanmabdır. Tüm haarbklar tamamlanma- b, bir-iki duruşrnada da dava bitirilmelidir. Bir günde ortala- ma 40-50 dava dosyası için duruşma yapan bir yargıan hızb yargılama gerçekleştirme- si. tek oturumda karar vermesi olanaksızdır. Bir başka dava uzama nedeni yargıç-sava aa- ğı, yeterb adb personel ohnayı- Sav: Adaletin yavaş işlemesi yargıya güvensizlik yaratıyor. şıdır. Bunlar gideribnebdir. Davalann bir başka uzama ne- deni, devlettir. İhtilaflann dörtte birinde devlet taraftır. Devlet. kendisi hukuka uygtm da\ ranmalıdır. -Hukuk fakültelerinin çoğal- masuu nasıl değerlendiriyorsu- nuz? Sav- Ülkemizde yeterli mik- tarda yargıç ve savcı yoktur. Var olanlar da hukuk eğiti- minden başlayan eksikbk ve aksaklıklarla yetişmektedir. Ancak, son yıllarda altyapısı, kadrosu oluşturubnadan, bi- nası ve olanaklan yaratılma- dan. siyasal hesaplarla ve gün- lük heveslerle açılan 'gecekon- du hukuk fakülteleri', özlenen düzeyde hukukçu yetişürmek- ten uzaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear