25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL1994 PAZAR DIZIYAZI Birinci bölümde Cumhurİyet 'e yazan ünlülerin üzerinde birleştikleri ana konu: Dünyadatemel sorun, insanhaklanInsanlık 3 Bınyıl'a hangı koşullarda gın- yor7 l Ocak 2001 Pazartesı sabahı uyanan yaklaşık altı mılyar ınsanı gelecekte neler bek- lıyor9 lnsanlar banşa ve savaşa ne kadar ya- lan?2 Bın>ıl'dan3 Bınyıl'adevredılen sorun- lar neler9 31 ulkede 130 ûnlü kışı bu sorulann yanıt- lannı "Cumhuriyet" gazetesıne ozel olarak yazdı 19nazırandabaşlayantt 3.Binyü'aDoğ- ru" dızısının bınncı bolumünde 60 kadar du- şunurûn goruşlennı yayımladık Yann başla- yacak olan ıkıncı bolumde dunyaca unlu 70 ya- zar, goruşlennı yıne sadece "Cumhuriyet" okurlanna açıklayacak Bınncı bölumdekı yazılar uzennde bır kuş uçuşu değerlendırme yaptığımızda, 20 yuzyıl bıterken dunya gündemının 1 numaralı soru- nunun "banş" değıl, "insan haklan vedemok- rasi"kavramının oluşturduğunu gordük IÖncefikl sorun insan hakJan Konuları toplumsal bılımler olmayan unlu araştırmacılar dahı, laboratuvarlanndakı de- ney tuplennden başlannı kaldınp duşûncele- nnı yazdıklannda, ıçenk yıne "insan haklan" ıdı Bakın 1986 Nobel Kjmya ödulu sahıbı Kanadalı Prof John Charies Polonyi ne dı>or "Dünyanın geleceğL, kişisel özgürlüğün füm dünyada kurulmasına bağlı. \alruzca örtün- mek ve yemek yemek içın değil, aynı zamanda bizi bunlara ulaştiran sureci etküevebilmek için de özgüriüğe gereksınimjmız var. Kışısel insan haklanıu. bize gelecek için ışık tutan fener ola- rak gormelıyız." Eskı Hındıstan Dış:şlen Bakanı A. K. Da- madoran: "Yeni devietier kurma yerine insan haklannın saydamlığı üzerinde ısrar edilnıeti- dir" dıye yazdı Bır hanedanın sesı olarak Urdun Velıaht Prensı de bolgede fılızlenmekte olan banş ıçın oncelığı 'insan haklan'na \erdı Prens Hasan d-Talal, "tnsan haklanna sa\gu demokratik- leşme ve çoğulcu yonetime duyuian guven ve kısa vadeü ulusal cıkarlan, karşılıklı amaçlar uğnına terketmeye gonûllu olmak gıbi bazı oz- lu kavramlar gereklidir" dıyor 'Ulustararası Af Orgutü'nun Senegallı Ge- nel Sekreten PierreSane,"İnsanhakiannıçig- neyenlenn cezasız kalmaması. canılerin ve iş- kencecikrin adalet karşısına çıkanlması ve ger- çeklenn aydınlanması gerekiyor. O zaman bu dehşet zinciri kınlır" onensmı getınyor Sane, Turkıye'nm dunyanın insan haklan gundemınde kalarak "3. BinyıTa" gıreceğını vurguladığı yazısında, ınce bır noktaya da dık- katı çektı "Her devietin tfim insan haklan ile ilgiH standartve anlaşmalan imzalamalannı is- tryonız. Bugune değın sekız sozleşmeyı ancak 20 ulke imzaladı. 19 ûlke hıç ımzalamadı. Tür- kiye ıse sadece uçune imza kov du." ABD İnsan Haklan Eylem Merkezı Başka- nı John Healey şöyle yazdı "2. BinyıTın deh- şetini silip vok edecek çözumler bulmak kolay değil. Son yıüarda milvonlarca insan, insan haklanna değer vermeyen devletlerce ırklan dinsel ve siyasal inançlan nedeniy le öldürüldu. Şu anda bile bınlerce insan, aynı nedenlerle de\ let desteğiyle sov kınma uğranhyor." ABD'nın eskı Ankara Buyukelçısı ve Car- nagıe Endovvment Uluslararası Banş Vakfı Başkanı Morton Abramovvitz ıse Turkıye'nm koşullannı da goz onunde bulundurmuş olma- lı kı bu konuda şoyle dıyor "BM Dünya insan Haklan Konferansı, ge- çen yıhn hariranında 'tum insan haklannın ko- runması ve gelıştınlmesı'nin yalmz bir iç so- run olmakla kalmayıp, 'uluslararası toplumun da yasal odevı' olduğunu bir kez daha dile ge- tirdi." Abramowıtz, "insan haklannı ihlal eden ül- kelerin içişlerine uluslararası toplumun kan- şacağmı" da ekledı tngılız oyun yazan yonetmen Arnold Wes- ker bır sanatçı duyarhhğı ıle Abramovvıtz'ın soyleyemedıklennı soylüyor "3. BinyıTa açı- lan kapının cephesine 'Masumlan koruvun' sözcükleri yazdînabdır. Bu yazının da alüna. bir de egemenliğin şu tanımını ekleyın: Demokra- tik yoilarla seçilmeyen hiçbir devlet, egemen sayümayacakbr." ÇokküftöHütophmı yapst konmmalı 'Farklı kfiltûr'lenn korunarak 3 Bınyıl'a mıras olarak devredılmesı insan haklan'nı et- kıleyen en onemlı sorunlardan bın olarak ka- bul edılıyor BM Genel Sekreten Butros GaH bu olguya "Tek bir devletin sınırian içinde, çok kültürtü ve hoşgorulü toplum kavraını birçok bölgede saldın albndadır" sozlen ıle dıkkatı çektı UNESCO Genel Müdûru Federko Mayor da şöyle yazdı "Gelecek yüzyılda ise siyasa- nm yerini kültür alacak. Kültür, uluslararası ilişkilerde başrolü oynayacak. Kültürfin en önemü araçlanndan biri olan diL kültûrel fark- hhğuı doğasındakı sorunu ortaya çıkarryor. Dil- sel farkhlık. ana kaynak olarak görulmelL Dil- sel farkühğın korunması en az biyolojik çeşit- uüğin korunması kadar önemüdir." Kımya deneylennden kaldırdığı başını 'in- san haklan'na çevıren bır başka bılım adamı, 1991 Nobel Kımya Ödülü sahıbı Isvıçrelı Ric- hard R. Ernst'm şu sozlen, Turkıye'nm insan haklanrun çozümune de ışık tutacak guçte "Çağlar boyunca milyonlarca yarabo veye- tenekli insanlarca oluşturulmuş olan kulrür \e kfittnr ürûnleri, tum insanlığuı en önemü var- hğHtar. Yaşamı anlamh kılan ve maceralı ve hoş birgeleceğeyolcumğumuzu guzelleştiren,insa- noğlunun yarattığı farkh kûltürterdir." Japon mımar Kisho Kurokawa da mesleğı- nın dışına çıkarak "Girdiğimiz çağda maJdne çagnun evrenseuiğinin yerini, farklı kültürlerin birtikte yaşaması alacakür" dıyor Etnık aynm"tnsan haklan" sorununun bır başka dalını da msanlann etnık kokenlenne göre ayınm yapmak oluşturuyor Fransız top- lum antropoloğu Edgar Morin şoyle yazdı "Ulusçu akunlann artması, gözü dönmiış bir çoğunluğun, banşçı azuıhkiara karşı diktatör- iüğfinfi kolayiaşürmaktadu".'' "Tüm Banşlara Son V'eren Banş" adlı kıta- bm Amenkalı yazan David Fromkin, "21. yüz- 'Uluslararası Af Örgütu'nun Senegalli genel sekreten Pierre Sane, tüm devletlerin insan haklan ile Ogili anlaşmalan imzalamasını isteyerek "tnsan haklannı çiğneyenierin cezasız kalmaması, canilerin ve işkencecilerin adalet karşısına çıkanlması ve gerçeklerin avdınJanması gerekivor. O zaman bu dehşet zinciri kınlır" önerisini getiriyor. yılın ilk yıttannda karşılaşacagımız ana siyasal sorun, iîd a> n gücün cekişmesi olacak: Birle- şik kalmakya da parçalanmak" dedıkten son- ra eklıyor "Dünyanın her yanında ulusal hu- kumetîer her biri ayn siyasal ve kulturel neden- lerden dolayı avnîıkçL hatta bolucu guçlerie savaşmak durumundadır. lnsanlann ılkel dur- tulen, kuçuk gruplan kendı kuçuk devletlen- ni kurmaya voneltmektedir. Bu yüzden karga- şa sürecek, hatta yayılacak." Isveç Yazarlar Bırlığı Başkanı Peter Cur- man, şu tehdıdı dıle getırdı "\vrupa, hızh v« çok bıiyük değişildiklerle dolu bir dönemden geçiyor. TotaBter sistemler yıkümakta, yeni -ya da baskı alünda tutulmuş eski- ulusiar doğ- maktadır. Ulusçuluk gene bir umut ve tehdit- tir." BM Genel Sekreten Butros Galı de aynı "tehdit'ten şoyle. söz edıyor "Devletlerin ege- menligine, gerek yukandan üstün ulusal guç- ler ve gerek aşağıdan parçalanmış yeni güçler mevdan okumaktaduiar. Devletlerin egemen- liği ve butunlüğu; etnık, dinsel, toplumsal, kul- tûrel ve dil farkulıklan savlanvla ortaya çıkan iç gruplarca tehdit ediliyor." îngıltere Lordlar Kamarası ndan ve eskı ba- kanlardan Barones Barbara Castfe "Kişilerin ve azınhklann haklannı kabul ermeyen hiçbir devlet, Avrupa Bırligi'ne kanlamaz" dıyerek kapılan kapatıyor "Pekı bu kapı Tûrkiye'ye açık nu, kapaİı mı" sorusunun yanıtını ıse 1995'te başlayacak olan Gumruk Bırlığı sure- cını yurutecek AB'nın onemlı bıryetkılısı verdı Avrupa Komısyonu Gûm- ruk Bırlığı Başkanlığı gıbı onemlı bır koltukta oturan Fransız Christiane Scrivener sozunu esırgemıyor "Türkı- ye'nin Avrupa BirliğTne gir- mesi şimdih'k bir özentidir." 'İnsan Haklan'nın bolun mez parçalan olan "ferkh kul- tûrler" ıle 'etnik kökenler'ın korunmasının, ancak "demok- rasj" ıle olanaklı olduğu, >a- zarlann tartışmasız ortak go- ruşu Bazı yazarlann "demok- raa" ıle ılgılı değışık duşunce- len ıse şoyle fsraıl Dışışlen Bakanı Şimon Peres: "Dikta- töriükler, basansız onderleri değjştinne hakkına bile sahip olmayan halklann sırtında bir yüktûr" Amenkalı tanh profesörü Stanford J. Shaw: "Demokra- st\i zaman zaman seçimlerde oluşan bir sivasal sistem olarak değil. ldşilerin kendileriyle ve oteki insanlarla ilgili doğnı ka- rarlan her gfin verdiği bir ya- şam biçimi olarak algılamalı- yız." Polonyalı film yonetmenı Krzystof Zanussi: "Bugün de- mokrasiyi Baü'dan yeniden öğ- renmekdurumundayız" dıyor Eskı Dunya Bankası Başkan Yardımcısı Prof Anne Knı- gen "Ekonomi siyasalan üze- rindeki si\asal basküar, her za- mankinden çok daha fazlalaş- 0. Günumuzde demokrarjk bir ortamda uygun ekonomi siva- salan oluşturma mücadelesı urkürucü boyutlara ulaşmıştır. Kimi çıkar gruplan için eko- nomi kararlaruu etkileme açı- sından elverişli ortamlar hızla çoğahnış,'kamuyaran ileözel çıkarlannı kollayan lobici siva- si baskılan arasındaki çaüşma da giderek yoğunlaşmışür." Hındıstan Yuksek Adalet Dıvanı Yargıcı SotiJ.Sorabjee: "Anlahm özgüıiüğıi, gerçeğe ulaşılması, bireysel tarmin ve bir toplumun uvelerinin siya- sal va da toplumsal karar ver- mesüredne kanlabilmeleri için koşuldur. Demokrasinin işleyebUmesi için ko- şuklur." Eskı Fransa Radyo France Başkanı Prof Je- an NoeUeannenev,Turkıye'nm ıçınde yaşanan bazı durumlan da yonımlarcasına şoyle dıyor "Siyasacılar, özel yaşanülan \t yakınİan konu- sunda suskunluğiı, sav gm ısnyoriarsa, gazete- cileıie vargıçlann da sıyasacilann nıali kay- naklan ile namusluluklannı ve dunistlukteri- ni soruşturmalan, yasal ve vazgeçflmezdirT IÇevreye karfi duyariı obnak Cumhunyet'e yazan duşünurlenn 'insan haklan'ndan sonra en çok ağırlık verdıklen 2 konunun "çevresonınlan" olduğu dıkkatı çe- kıyor Hatta "banş", dünyanın sorunları ara- sında uçunculuğe ıtılmış gıbı bır ızlenım do- ğuyor Eskı Hındıstan Dışışlen Bakanı A. K. Da- modaan da 'çevre'ye oncelık verenlerden bı- n "Çok dikkat etmezsek gezegenimizin yok edilmesi v«onumuzdekı bın yıl içinde kuçuk ev- renimizin keşfi olasılığı ile karşı karşıvayız." Amenkalı tanh profesoru Stanford Shaw: "Bilimsel gelişmelerin teknolojiyeuygulanma- sını sağlayan sanayı devrimının başlangıcın- dan bu vana. ikı \ üzyıldır gezegenemiz yok ol- ma tehlikesiv le karşı karşıyadır" dedıkten son- ra galıba (') Turkne den şoyle soz edıyor "INükleer felaket, IdiometreJerce uzaktaki çay bitkilerini etldlerse bu ce\ re kirtih'ğidir. Yıl- lar sonra çay ekimi. yabancı bır firmanın de- netiminde tekrar başlarsa kirlenme sona er- miştır, ama kullanılan yeni \e gelışnuş kokular çayın tadını degıştirir. Bu da kırienmedîr. Tü- ketkiler çayın tadını unutup yem etikcü geliş- me olarak kabullenûierse bu kültûrel kirkn- medir." Budızmın onden Dalay Lama ıse tepesmden gordüğukuremızhakkındau>an\or "Dünya evimize benzer. Evrende başka bir ev bulma olanağımız -en azından yakın bir gelecekte- yoktur.Onun için yalnı/ca kendi kuşağımız için değil, gelecek kuşaklar ıçın de bu evimize ıvi bakmamız gerekıjor." Yazarlann "insan haklan" ve "çevre" so- runlanndan sonra uzennde durduklan "3." onemlı konu ıse dunya banşı Dunya banşı- nı bekleyen başkaca tehlıkeler, sorunlar ve onenler ıse şoyle BM Genel Sekreten Butros Gali: "Yeni bir uluslararası çağ için, yeni bir BM yaratmak için hala geç kahnmış değOdir." Isveç Kralıyet Akademısı Başkanı ve Nobel Komıtesı uyesı Prof Torvard C. Laurent de BM Genel Sekreten ıle aynı goruşte "Birleş- miş Milletler Örgütu'ne ya da başka turlü bir dunya yoetimine, doğal kâynaklanmızın tasar- nıfu hakkında sınuiamalar kovma veçaüşma- lara mudahale etme \etkisi venlmebdir." Portekız Cumhurbaşkanı Mario Soares uya- Tibet'in sürgündeki lideri Dalai Lama, çevrc sorunlanna dikkat çekerek şöyle diyordu: "Dünya evimize benzer. Evrende başka bir ev bulma olanağımız -en azından yakın bir gelecekte- yoktur. Onun için yalıuzca kendi kuşağımız için değil, gelecek kuşaklar için de bu evimize iyi bakmamız gerekiyor." nyor "Az geflşmişh'k ve yoksuUuğun arnşı, ba- nşın ve uluslararası güvenliğin en buyuk teh- likesidir." Dünyanın damı Tıbet'm surgundekı onden ve Nobel Banş Ödulu sahıbı Dalay Lama: "Dunyada gerçek banşa kişisel banşla vanla- bilir. Burada kışinın sonımiuluğu çok açıktır; çünku once kışinın oz benliğmde bır banş ha- vası >araülmalu sonra bu, aıleye, topluma vegi- derek dünyaya yr ayılmahdır." Ortadoğu'da banş surecıne katkıda bulun- ma yolunda onemlı adımlar atanlardan bın olan Urdun Velıaht Prensı Hasan Bin Talal: "Biz C rdunlüler. hölgesel ve yan bolgesel güç- lerden destek sağlayıp kuresel bir bakışaçısıge- lıştirmeyenOrtadoğu'nunbirgeJeceğiouTiay'a- cağına ınanıyoruz." Ortadoğu banş surecının bır başka mıman olan Israıl Dışışlen Bakanı Simon Peres: "Or- tadoğu'nun yıllık asken harcamalan 50 miNar dolardır. Eğer bu bolgede&ı tum ulkeler savun- ma harcamalannı üçte bıroramnda duşurme- yi kabul ederlerse, yılda 17 milyar dolar (360 trihon lira) egitinı ve sağlığa ödenebUir." Ölümunden once en son yazısını hasta ya- tağında Cumhunyet'e yazan NATO Genel Sekreten Manfred Worner'ın ıtırafı çok acı "Bosna sorununu çözumlemevı amaçlayan uluslararası heyetin bugune dek sergilediği ba- şansızlık, N \10 dahıl birçok uluslararası ku- rumun saygınlığına ve guvenlığıne leke sür- müştûr." İS irinci bölümdeki yazılar üzerinde kuş uçuşu bir değerlendirme yaptığımızda, 20. yüzyıl biterken dünya gündeminin 1 numaralı sorununu 'banş' değil, 'insan haklan ve demokrasi' kavramının oluşturduğunu gördük. Konulan toplumsal bilimler olmayan ünlü araştırmacılar bile, laboratuvarlanndan başlannı kaldınp düşüncelerini yazdıklannda, içerik yine 'insan haklan' idi. C/azetemizde yer alan yazılarda üzerinde durulan diğer öncelikli sorunlardan biri de çok kültürlü toplum ve kültûrel mirasın korunmasıydı. Etnik aynm ve buna bağlı çatışmalar, çevre kirliliği ve dünyanın korunması, banş, işsizlik, pazar ekonomisi, kalkınma ve bilimsel sorunlar, yazarlann üzerinde durduğu diğer ana başlıklardı. Banşı tehdit eden etkenlenn başında "nük- leersUahlar"ın varlıgı davurgulanıyor Buyuk bır nukleer guce sahip Lkrayna'nın eskı Dev- let Başkanı Leonid Kravçuk, gorevmden ay- nlmadan once yazdığı son yazısında şöyle de- mHjtı "Ukrayna. bıiriın ülkeleri kendi örneği olan nükleersilahsızlanma volunu izlemeyeça- ğınyor. 3. Binyılın başında insanlık nukleer sa- vaşın korkunç hayaletinden kurtulmahdır." "tnsan haklan", "çevre" ve "banş" kav- ramlanndan sonra dünyanın gundemınde dör- duncu sırayı "ekonomi"nın tuttuğu goruluyor Yazarlar, bu sorunu "pazar ekonomisi", "işsiz- lik", "kalkınma" ve "rekabet" başlıklanyla mcelıyorlar IPazap ekonomisine koşıMhı destek Işın en ılgınç yanı "pazar ekonomisi"ne go- nul vermış dev sanayıcılerden, Nobel Ekono- mi Ödulu'nu kazanmış duşunurlere kadar hıç kımse "pazar ekonomisi"ne gözü kapalı "evet" demıyor ve ancak "koşullu destek" ve- nyorlar örneğın Mercedes'ı yapan Daımler Benz şırketının başkanlıgından Aırbus ba^kanlığına geçen Alman Edzard Reuterbıle "Oncül ola- rak savunduğumuz demokrasi ve piyasa eko- nomisi kavramlannı yeniden değeıîendirmeti- yiz" dıyor 1986 Nobel Ekonomi Ödulu'nu kazanan ve pazar ekonomısını destekleyen Amenkalı ık- tısatçı Prof James Buchanan'ın koşıılu anaya- sal yasaklamaya kadar uzanıyor "Özel gnıp- lann çıkariannın siyasalarla konınmasını ya- saklayan bir anavasal çerçeve içinde pazareko- nomisinin vaat ertigi refah. liberaUzmin yeni keşfedilen kleolojisini oluşturabilir." Portekız Cumhurbaşkanı Mario Soares: "Pazar ekonomisi. kcndisını gostermış; bunun- la bûiikte çağdaş toplumlarda bulunan karma- şık toplumsal sorunlan çozememış ve kendi başına da çozemevecek gorunumdedır. Bu du- mm, daha bu>uk adaletsızlık \e vanlışbklara yol açarak dev letın ekonomık işlevınde duzen- leyki bir rol ovnamasını ve toplumsal adaleti güvence alöna almasını ongormektedir." "Pazar ekonomisi'nın "işsizük" yaratmak- la kalmayıp, dunya banşı ıçın tehlıke oluştur- duğu da bazı yazarlarca öne suruluyor Ingıltere Denızaşm Kalkınma Bakanı Baro- nes Chalker, "Gunumıizde dünva banşını teh- dit eden işsizlik. karşı konulamayan yükseliş- tedir; şimdıden \vrupa'da 20 mılyon ışsız var. I930'lu MÜarda A\ nıpa'da faşızmı işsizlik "des- tekJemişti' ve faşizm vine uyanıyor." İşsizlik banşı tehdit ediyor Fransız tanmsal uretım profesörü Rene Du- mont: "Uzun zamandır günevi kasıp kavuran işsizlik, şimdi de kuzeye sıçradı. kuşkusuz li- beralizm. özellikle zengin ulkelerde uretimin geuşmesim sağlıvor. ama gerek ış, gerek kazanç bölüşumu aianlannda yetersız kalıyor." ls\eç Kralıyet Bılım Akademısı Başkanı ve Nobel Komıtesı uyesı Prof Torvard C. Laurent: "Fazlanufus arnşı,çevrenurin kûien- mesine, doğal kavnaklann rukenmesine ve var olan vaşanı alanlan ıçın vapılan çaoşmalara yol açmaktadır. İşsızlık, ıktısadi eşıtsızliğe, huzur- suzluğa veşıddete neden olmaktadır. Bu sorun- lara karşı kuresel çözumler bulmak zorun- dayız." Dunyada kalkınmanın belırlı ulkelenn tekelınde oluşu ve onemlı bır engelleyıcı "rekabet"koşulunun varlığı da bır başka eleş- tın konusu BM Genel Sekreten Butros Gaü: u Kalkınma için eski çahşmalar yetersizdı. \eni çahşmalar ise hiç denenmiyor" dıyor Barones Chalken "Bugun dünyada bir mil- yar insan tam bir yoksulluk içinde yaşıyor. Çoğu günde bir dolardan (30 bin lira) daha az bir para ile geçinıyor. \erel pazarian o kadar zayıfken, uluslararası pazarlarda nasıl rekabet edebOirler?" Japon Tovota Motor Fabnkası'nın Başkanı Shokhiro Toyoda "20. yüzyıhn sonlanna yak- laşırken dünyamız, uluslarasında gelişen bir gergüüik yumaği-. Bu gergınlikler de buyük capta sanayirekabetiv« yaşam öiçulerinin fark- hhğmdan kaynaklanryor_" Cın Halk Cumhunyetrnın Uluslararası Calışmalar Enstıtusu Başkanı Yang Chegxu da "rekabet"e bır başka açıdan dıkkatı çekıyor "Bir dunya savaşı çıkmazsa, dünya birçok ülkenin güçlülüğünü kamüamak için rekabete gireceği bir çağa adım atıyor. Bu rekabetin temelini ekonomi: önde gelen ögelerini de bilim ve teknoloji oluşturacak." Bınncı bolumde yayımlanan 60 yazann önem verdıklen beşıncı konu ıse "buun vetek- nofc)jik"gelışmelerdır 1986 Nobel Kımya Odulu sahıbı Kanadalı Prof John Charies Polanyi: "Bffim, bütüncül (totaliter) rejimin en karanuk gecesinde bile yok edilemezdi. Çunku bilim. diğer yarabcı sanatlarla birtikte yalnızca özgüriuk ortamın- da yaşamını surdürebiür. Başkasına zarar, yaşadığımız dunyaya zarardur." Yunan yazan Dido Sohıriu: "Bilim bugün insanlann bir zamanlar tannlann bulunduk- lanna inandıklan yuksekhklere ulaşmış durumdadır. Eski denizcilenn gemileri. uzay gemilen ounuştur. Mürettebatarbk bilinmeyen kara parçalannı aramıyor, uzayın derinlik- lerine doğnı genişleyen sınırlann peşine düşüyor." Rus Uzay Ajansı'nın Başkanı YuriN. Kop- tev: "Insanoğlu 20. yüzyılı 21. yflzyıldan ayıracak ve binyıl devrini beUrieyecek doğal sınıra hızla ve karşı konulmayacak biçifnde Uerüyor. Bu sının geçme ve yeni bir çağı baş- latma olanağı özeUikle bizim kuşagımıza veril- miştir." 1985 Nobel Kımya Odulu sahıbı Amenkalı Dr Herbert A. Hauptmah uyanyor "Bflhnin yıkıcı amaçlaria değıl de insanlann yaranna kullanılmasını sağlamak hepimizin görevi ol- makla birtikte, bu konuda bilim adamı. teknis- yen ve miihendislere duşen sorumluluk çok daha fazladır." Yann: Birleşmiş Milletler NûfHS Fenu Başkanı Dr. Nafls Sadık
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear