Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL1994 PAZAR
DIZIYAZI
Birinci bölümde Cumhurİyet 'e yazan ünlülerin üzerinde birleştikleri ana konu:
Dünyadatemel sorun, insanhaklanInsanlık 3 Bınyıl'a hangı koşullarda gın-
yor7
l Ocak 2001 Pazartesı sabahı uyanan
yaklaşık altı mılyar ınsanı gelecekte neler bek-
lıyor9
lnsanlar banşa ve savaşa ne kadar ya-
lan?2 Bın>ıl'dan3 Bınyıl'adevredılen sorun-
lar neler9
31 ulkede 130 ûnlü kışı bu sorulann yanıt-
lannı "Cumhuriyet" gazetesıne ozel olarak
yazdı 19nazırandabaşlayantt
3.Binyü'aDoğ-
ru" dızısının bınncı bolumünde 60 kadar du-
şunurûn goruşlennı yayımladık Yann başla-
yacak olan ıkıncı bolumde dunyaca unlu 70 ya-
zar, goruşlennı yıne sadece "Cumhuriyet"
okurlanna açıklayacak
Bınncı bölumdekı yazılar uzennde bır kuş
uçuşu değerlendırme yaptığımızda, 20 yuzyıl
bıterken dunya gündemının 1 numaralı soru-
nunun "banş" değıl, "insan haklan vedemok-
rasi"kavramının oluşturduğunu gordük
IÖncefikl sorun
insan hakJan
Konuları toplumsal bılımler olmayan unlu
araştırmacılar dahı, laboratuvarlanndakı de-
ney tuplennden başlannı kaldınp duşûncele-
nnı yazdıklannda, ıçenk yıne "insan haklan"
ıdı Bakın 1986 Nobel Kjmya ödulu sahıbı
Kanadalı Prof John Charies Polonyi ne dı>or
"Dünyanın geleceğL, kişisel özgürlüğün füm
dünyada kurulmasına bağlı. \alruzca örtün-
mek ve yemek yemek içın değil, aynı zamanda
bizi bunlara ulaştiran sureci etküevebilmek için
de özgüriüğe gereksınimjmız var. Kışısel insan
haklanıu. bize gelecek için ışık tutan fener ola-
rak gormelıyız."
Eskı Hındıstan Dış:şlen Bakanı A. K. Da-
madoran: "Yeni devietier kurma yerine insan
haklannın saydamlığı üzerinde ısrar edilnıeti-
dir" dıye yazdı
Bır hanedanın sesı olarak Urdun Velıaht
Prensı de bolgede fılızlenmekte olan banş ıçın
oncelığı 'insan haklan'na \erdı Prens Hasan
d-Talal, "tnsan haklanna sa\gu demokratik-
leşme ve çoğulcu yonetime duyuian guven ve
kısa vadeü ulusal cıkarlan, karşılıklı amaçlar
uğnına terketmeye gonûllu olmak gıbi bazı oz-
lu kavramlar gereklidir" dıyor
'Ulustararası Af Orgutü'nun Senegallı Ge-
nel Sekreten PierreSane,"İnsanhakiannıçig-
neyenlenn cezasız kalmaması. canılerin ve iş-
kencecikrin adalet karşısına çıkanlması ve ger-
çeklenn aydınlanması gerekiyor. O zaman bu
dehşet zinciri kınlır" onensmı getınyor
Sane, Turkıye'nm dunyanın insan haklan
gundemınde kalarak "3. BinyıTa" gıreceğını
vurguladığı yazısında, ınce bır noktaya da dık-
katı çektı "Her devietin tfim insan haklan ile
ilgiH standartve anlaşmalan imzalamalannı is-
tryonız. Bugune değın sekız sozleşmeyı ancak
20 ulke imzaladı. 19 ûlke hıç ımzalamadı. Tür-
kiye ıse sadece uçune imza kov du."
ABD İnsan Haklan Eylem Merkezı Başka-
nı John Healey şöyle yazdı "2. BinyıTın deh-
şetini silip vok edecek çözumler bulmak kolay
değil. Son yıüarda milvonlarca insan, insan
haklanna değer vermeyen devletlerce ırklan
dinsel ve siyasal inançlan nedeniy le öldürüldu.
Şu anda bile bınlerce insan, aynı nedenlerle
de\ let desteğiyle sov kınma uğranhyor."
ABD'nın eskı Ankara Buyukelçısı ve Car-
nagıe Endovvment Uluslararası Banş Vakfı
Başkanı Morton Abramovvitz ıse Turkıye'nm
koşullannı da goz onunde bulundurmuş olma-
lı kı bu konuda şoyle dıyor
"BM Dünya insan Haklan Konferansı, ge-
çen yıhn hariranında 'tum insan haklannın ko-
runması ve gelıştınlmesı'nin yalmz bir iç so-
run olmakla kalmayıp, 'uluslararası toplumun
da yasal odevı' olduğunu bir kez daha dile ge-
tirdi."
Abramowıtz, "insan haklannı ihlal eden ül-
kelerin içişlerine uluslararası toplumun kan-
şacağmı" da ekledı
tngılız oyun yazan yonetmen Arnold Wes-
ker bır sanatçı duyarhhğı ıle Abramovvıtz'ın
soyleyemedıklennı soylüyor "3. BinyıTa açı-
lan kapının cephesine 'Masumlan koruvun'
sözcükleri yazdînabdır. Bu yazının da alüna. bir
de egemenliğin şu tanımını ekleyın: Demokra-
tik yoilarla seçilmeyen hiçbir devlet, egemen
sayümayacakbr."
ÇokküftöHütophmı
yapst konmmalı
'Farklı kfiltûr'lenn korunarak 3 Bınyıl'a
mıras olarak devredılmesı insan haklan'nı et-
kıleyen en onemlı sorunlardan bın olarak ka-
bul edılıyor
BM Genel Sekreten Butros GaH bu olguya
"Tek bir devletin sınırian içinde, çok kültürtü
ve hoşgorulü toplum kavraını birçok bölgede
saldın albndadır" sozlen ıle dıkkatı çektı
UNESCO Genel Müdûru Federko Mayor
da şöyle yazdı "Gelecek yüzyılda ise siyasa-
nm yerini kültür alacak. Kültür, uluslararası
ilişkilerde başrolü oynayacak. Kültürfin en
önemü araçlanndan biri olan diL kültûrel fark-
hhğuı doğasındakı sorunu ortaya çıkarryor. Dil-
sel farkhlık. ana kaynak olarak görulmelL Dil-
sel farkühğın korunması en az biyolojik çeşit-
uüğin korunması kadar önemüdir."
Kımya deneylennden kaldırdığı başını 'in-
san haklan'na çevıren bır başka bılım adamı,
1991 Nobel Kımya Ödülü sahıbı Isvıçrelı Ric-
hard R. Ernst'm şu sozlen, Turkıye'nm insan
haklanrun çozümune de ışık tutacak guçte
"Çağlar boyunca milyonlarca yarabo veye-
tenekli insanlarca oluşturulmuş olan kulrür \e
kfittnr ürûnleri, tum insanlığuı en önemü var-
hğHtar. Yaşamı anlamh kılan ve maceralı ve hoş
birgeleceğeyolcumğumuzu guzelleştiren,insa-
noğlunun yarattığı farkh kûltürterdir."
Japon mımar Kisho Kurokawa da mesleğı-
nın dışına çıkarak "Girdiğimiz çağda maJdne
çagnun evrenseuiğinin yerini, farklı kültürlerin
birtikte yaşaması alacakür" dıyor
Etnık aynm"tnsan haklan" sorununun bır
başka dalını da msanlann etnık kokenlenne
göre ayınm yapmak oluşturuyor Fransız top-
lum antropoloğu Edgar Morin şoyle yazdı
"Ulusçu akunlann artması, gözü dönmiış bir
çoğunluğun, banşçı azuıhkiara karşı diktatör-
iüğfinfi kolayiaşürmaktadu".''
"Tüm Banşlara Son V'eren Banş" adlı kıta-
bm Amenkalı yazan David Fromkin, "21. yüz-
'Uluslararası Af Örgütu'nun Senegalli genel sekreten Pierre Sane, tüm devletlerin insan haklan ile Ogili anlaşmalan imzalamasını isteyerek "tnsan haklannı çiğneyenierin
cezasız kalmaması, canilerin ve işkencecilerin adalet karşısına çıkanlması ve gerçeklerin avdınJanması gerekivor. O zaman bu dehşet zinciri kınlır" önerisini getiriyor.
yılın ilk yıttannda karşılaşacagımız ana siyasal
sorun, iîd a> n gücün cekişmesi olacak: Birle-
şik kalmakya da parçalanmak" dedıkten son-
ra eklıyor "Dünyanın her yanında ulusal hu-
kumetîer her biri ayn siyasal ve kulturel neden-
lerden dolayı avnîıkçL hatta bolucu guçlerie
savaşmak durumundadır. lnsanlann ılkel dur-
tulen, kuçuk gruplan kendı kuçuk devletlen-
ni kurmaya voneltmektedir. Bu yüzden karga-
şa sürecek, hatta yayılacak."
Isveç Yazarlar Bırlığı Başkanı Peter Cur-
man, şu tehdıdı dıle getırdı "\vrupa, hızh v«
çok bıiyük değişildiklerle dolu bir dönemden
geçiyor. TotaBter sistemler yıkümakta, yeni -ya
da baskı alünda tutulmuş eski- ulusiar doğ-
maktadır. Ulusçuluk gene bir umut ve tehdit-
tir."
BM Genel Sekreten Butros Galı de aynı
"tehdit'ten şoyle. söz edıyor "Devletlerin ege-
menligine, gerek yukandan üstün ulusal guç-
ler ve gerek aşağıdan parçalanmış yeni güçler
mevdan okumaktaduiar. Devletlerin egemen-
liği ve butunlüğu; etnık, dinsel, toplumsal, kul-
tûrel ve dil farkulıklan savlanvla ortaya çıkan
iç gruplarca tehdit ediliyor."
îngıltere Lordlar Kamarası ndan ve eskı ba-
kanlardan Barones Barbara Castfe "Kişilerin
ve azınhklann haklannı kabul ermeyen hiçbir
devlet, Avrupa Bırligi'ne kanlamaz" dıyerek
kapılan kapatıyor "Pekı bu kapı Tûrkiye'ye
açık nu, kapaİı mı" sorusunun yanıtını ıse
1995'te başlayacak olan Gumruk Bırlığı sure-
cını yurutecek AB'nın onemlı
bıryetkılısı verdı
Avrupa Komısyonu Gûm-
ruk Bırlığı Başkanlığı gıbı
onemlı bır koltukta oturan
Fransız Christiane Scrivener
sozunu esırgemıyor "Türkı-
ye'nin Avrupa BirliğTne gir-
mesi şimdih'k bir özentidir."
'İnsan Haklan'nın bolun
mez parçalan olan "ferkh kul-
tûrler" ıle 'etnik kökenler'ın
korunmasının, ancak "demok-
rasj" ıle olanaklı olduğu, >a-
zarlann tartışmasız ortak go-
ruşu Bazı yazarlann "demok-
raa" ıle ılgılı değışık duşunce-
len ıse şoyle fsraıl Dışışlen
Bakanı Şimon Peres: "Dikta-
töriükler, basansız onderleri
değjştinne hakkına bile sahip
olmayan halklann sırtında bir
yüktûr"
Amenkalı tanh profesörü
Stanford J. Shaw: "Demokra-
st\i zaman zaman seçimlerde
oluşan bir sivasal sistem olarak
değil. ldşilerin kendileriyle ve
oteki insanlarla ilgili doğnı ka-
rarlan her gfin verdiği bir ya-
şam biçimi olarak algılamalı-
yız."
Polonyalı film yonetmenı
Krzystof Zanussi: "Bugün de-
mokrasiyi Baü'dan yeniden öğ-
renmekdurumundayız" dıyor
Eskı Dunya Bankası Başkan
Yardımcısı Prof Anne Knı-
gen "Ekonomi siyasalan üze-
rindeki si\asal basküar, her za-
mankinden çok daha fazlalaş-
0. Günumuzde demokrarjk bir
ortamda uygun ekonomi siva-
salan oluşturma mücadelesı
urkürucü boyutlara ulaşmıştır.
Kimi çıkar gruplan için eko-
nomi kararlaruu etkileme açı-
sından elverişli ortamlar hızla
çoğahnış,'kamuyaran ileözel
çıkarlannı kollayan lobici siva-
si baskılan arasındaki çaüşma
da giderek yoğunlaşmışür."
Hındıstan Yuksek Adalet
Dıvanı Yargıcı SotiJ.Sorabjee:
"Anlahm özgüıiüğıi, gerçeğe
ulaşılması, bireysel tarmin ve
bir toplumun uvelerinin siya-
sal va da toplumsal karar ver-
mesüredne kanlabilmeleri için
koşuldur. Demokrasinin işleyebUmesi için ko-
şuklur."
Eskı Fransa Radyo France Başkanı Prof Je-
an NoeUeannenev,Turkıye'nm ıçınde yaşanan
bazı durumlan da yonımlarcasına şoyle dıyor
"Siyasacılar, özel yaşanülan \t yakınİan konu-
sunda suskunluğiı, sav gm ısnyoriarsa, gazete-
cileıie vargıçlann da sıyasacilann nıali kay-
naklan ile namusluluklannı ve dunistlukteri-
ni soruşturmalan, yasal ve vazgeçflmezdirT
IÇevreye karfi
duyariı obnak
Cumhunyet'e yazan duşünurlenn 'insan
haklan'ndan sonra en çok ağırlık verdıklen 2
konunun "çevresonınlan" olduğu dıkkatı çe-
kıyor Hatta "banş", dünyanın sorunları ara-
sında uçunculuğe ıtılmış gıbı bır ızlenım do-
ğuyor
Eskı Hındıstan Dışışlen Bakanı A. K. Da-
modaan da 'çevre'ye oncelık verenlerden bı-
n "Çok dikkat etmezsek gezegenimizin yok
edilmesi v«onumuzdekı bın yıl içinde kuçuk ev-
renimizin keşfi olasılığı ile karşı karşıvayız."
Amenkalı tanh profesoru Stanford Shaw:
"Bilimsel gelişmelerin teknolojiyeuygulanma-
sını sağlayan sanayı devrimının başlangıcın-
dan bu vana. ikı \ üzyıldır gezegenemiz yok ol-
ma tehlikesiv le karşı karşıyadır" dedıkten son-
ra galıba (') Turkne den şoyle soz edıyor
"INükleer felaket, IdiometreJerce uzaktaki
çay bitkilerini etldlerse bu ce\ re kirtih'ğidir. Yıl-
lar sonra çay ekimi. yabancı bır firmanın de-
netiminde tekrar başlarsa kirlenme sona er-
miştır, ama kullanılan yeni \e gelışnuş kokular
çayın tadını degıştirir. Bu da kırienmedîr. Tü-
ketkiler çayın tadını unutup yem etikcü geliş-
me olarak kabullenûierse bu kültûrel kirkn-
medir."
Budızmın onden Dalay Lama ıse tepesmden
gordüğukuremızhakkındau>an\or "Dünya
evimize benzer. Evrende başka bir ev bulma
olanağımız -en azından yakın bir gelecekte-
yoktur.Onun için yalnı/ca kendi kuşağımız için
değil, gelecek kuşaklar ıçın de bu evimize ıvi
bakmamız gerekıjor."
Yazarlann "insan haklan" ve "çevre" so-
runlanndan sonra uzennde durduklan "3."
onemlı konu ıse dunya banşı Dunya banşı-
nı bekleyen başkaca tehlıkeler, sorunlar ve
onenler ıse şoyle
BM Genel Sekreten Butros Gali: "Yeni bir
uluslararası çağ için, yeni bir BM yaratmak
için hala geç kahnmış değOdir."
Isveç Kralıyet Akademısı Başkanı ve Nobel
Komıtesı uyesı Prof Torvard C. Laurent de
BM Genel Sekreten ıle aynı goruşte "Birleş-
miş Milletler Örgütu'ne ya da başka turlü bir
dunya yoetimine, doğal kâynaklanmızın tasar-
nıfu hakkında sınuiamalar kovma veçaüşma-
lara mudahale etme \etkisi venlmebdir."
Portekız Cumhurbaşkanı Mario Soares uya-
Tibet'in sürgündeki lideri Dalai Lama, çevrc sorunlanna dikkat çekerek şöyle diyordu: "Dünya evimize
benzer. Evrende başka bir ev bulma olanağımız -en azından yakın bir gelecekte- yoktur. Onun için yalıuzca
kendi kuşağımız için değil, gelecek kuşaklar için de bu evimize iyi bakmamız gerekiyor."
nyor "Az geflşmişh'k ve yoksuUuğun arnşı, ba-
nşın ve uluslararası güvenliğin en buyuk teh-
likesidir."
Dünyanın damı Tıbet'm surgundekı onden
ve Nobel Banş Ödulu sahıbı Dalay Lama:
"Dunyada gerçek banşa kişisel banşla vanla-
bilir. Burada kışinın sonımiuluğu çok açıktır;
çünku once kışinın oz benliğmde bır banş ha-
vası >araülmalu sonra bu, aıleye, topluma vegi-
derek dünyaya yr
ayılmahdır."
Ortadoğu'da banş surecıne katkıda bulun-
ma yolunda onemlı adımlar atanlardan bın
olan Urdun Velıaht Prensı Hasan Bin Talal:
"Biz C rdunlüler. hölgesel ve yan bolgesel güç-
lerden destek sağlayıp kuresel bir bakışaçısıge-
lıştirmeyenOrtadoğu'nunbirgeJeceğiouTiay'a-
cağına ınanıyoruz."
Ortadoğu banş surecının bır başka mıman
olan Israıl Dışışlen Bakanı Simon Peres: "Or-
tadoğu'nun yıllık asken harcamalan 50 miNar
dolardır. Eğer bu bolgede&ı tum ulkeler savun-
ma harcamalannı üçte bıroramnda duşurme-
yi kabul ederlerse, yılda 17 milyar dolar (360
trihon lira) egitinı ve sağlığa ödenebUir."
Ölümunden once en son yazısını hasta ya-
tağında Cumhunyet'e yazan NATO Genel
Sekreten Manfred Worner'ın ıtırafı çok acı
"Bosna sorununu çözumlemevı amaçlayan
uluslararası heyetin bugune dek sergilediği ba-
şansızlık, N \10 dahıl birçok uluslararası ku-
rumun saygınlığına ve guvenlığıne leke sür-
müştûr."
İS irinci bölümdeki
yazılar üzerinde kuş
uçuşu bir
değerlendirme
yaptığımızda, 20.
yüzyıl biterken dünya
gündeminin 1 numaralı
sorununu 'banş' değil,
'insan haklan ve
demokrasi' kavramının
oluşturduğunu gördük.
Konulan toplumsal
bilimler olmayan ünlü
araştırmacılar bile,
laboratuvarlanndan
başlannı kaldınp
düşüncelerini
yazdıklannda, içerik
yine 'insan haklan' idi.
C/azetemizde yer alan
yazılarda üzerinde
durulan diğer öncelikli
sorunlardan biri de çok
kültürlü toplum ve
kültûrel mirasın
korunmasıydı. Etnik
aynm ve buna bağlı
çatışmalar, çevre
kirliliği ve dünyanın
korunması, banş,
işsizlik, pazar
ekonomisi, kalkınma ve
bilimsel sorunlar,
yazarlann üzerinde
durduğu diğer ana
başlıklardı.
Banşı tehdit eden etkenlenn başında "nük-
leersUahlar"ın varlıgı davurgulanıyor Buyuk
bır nukleer guce sahip Lkrayna'nın eskı Dev-
let Başkanı Leonid Kravçuk, gorevmden ay-
nlmadan once yazdığı son yazısında şöyle de-
mHjtı "Ukrayna. bıiriın ülkeleri kendi örneği
olan nükleersilahsızlanma volunu izlemeyeça-
ğınyor. 3. Binyılın başında insanlık nukleer sa-
vaşın korkunç hayaletinden kurtulmahdır."
"tnsan haklan", "çevre" ve "banş" kav-
ramlanndan sonra dünyanın gundemınde dör-
duncu sırayı "ekonomi"nın tuttuğu goruluyor
Yazarlar, bu sorunu "pazar ekonomisi", "işsiz-
lik", "kalkınma" ve "rekabet" başlıklanyla
mcelıyorlar
IPazap ekonomisine
koşıMhı destek
Işın en ılgınç yanı "pazar ekonomisi"ne go-
nul vermış dev sanayıcılerden, Nobel Ekono-
mi Ödulu'nu kazanmış duşunurlere kadar hıç
kımse "pazar ekonomisi"ne gözü kapalı
"evet" demıyor ve ancak "koşullu destek" ve-
nyorlar
örneğın Mercedes'ı yapan Daımler Benz
şırketının başkanlıgından Aırbus ba^kanlığına
geçen Alman Edzard Reuterbıle "Oncül ola-
rak savunduğumuz demokrasi ve piyasa eko-
nomisi kavramlannı yeniden değeıîendirmeti-
yiz" dıyor
1986 Nobel Ekonomi Ödulu'nu kazanan ve
pazar ekonomısını destekleyen Amenkalı ık-
tısatçı Prof James Buchanan'ın koşıılu anaya-
sal yasaklamaya kadar uzanıyor "Özel gnıp-
lann çıkariannın siyasalarla konınmasını ya-
saklayan bir anavasal çerçeve içinde pazareko-
nomisinin vaat ertigi refah. liberaUzmin yeni
keşfedilen kleolojisini oluşturabilir."
Portekız Cumhurbaşkanı Mario Soares:
"Pazar ekonomisi. kcndisını gostermış; bunun-
la bûiikte çağdaş toplumlarda bulunan karma-
şık toplumsal sorunlan çozememış ve kendi
başına da çozemevecek gorunumdedır. Bu du-
mm, daha bu>uk adaletsızlık \e vanlışbklara
yol açarak dev letın ekonomık işlevınde duzen-
leyki bir rol ovnamasını ve toplumsal adaleti
güvence alöna almasını ongormektedir."
"Pazar ekonomisi'nın "işsizük" yaratmak-
la kalmayıp, dunya banşı ıçın tehlıke oluştur-
duğu da bazı yazarlarca öne suruluyor
Ingıltere Denızaşm Kalkınma Bakanı Baro-
nes Chalker, "Gunumıizde dünva banşını teh-
dit eden işsizlik. karşı konulamayan yükseliş-
tedir; şimdıden \vrupa'da 20 mılyon ışsız var.
I930'lu MÜarda A\ nıpa'da faşızmı işsizlik "des-
tekJemişti' ve faşizm vine uyanıyor."
İşsizlik banşı
tehdit ediyor
Fransız tanmsal uretım profesörü Rene Du-
mont: "Uzun zamandır günevi kasıp kavuran
işsizlik, şimdi de kuzeye sıçradı. kuşkusuz li-
beralizm. özellikle zengin ulkelerde uretimin
geuşmesim sağlıvor. ama gerek ış, gerek kazanç
bölüşumu aianlannda yetersız kalıyor."
ls\eç Kralıyet Bılım Akademısı Başkanı ve
Nobel Komıtesı uyesı Prof Torvard C.
Laurent: "Fazlanufus arnşı,çevrenurin kûien-
mesine, doğal kavnaklann rukenmesine ve var
olan vaşanı alanlan ıçın vapılan çaoşmalara yol
açmaktadır. İşsızlık, ıktısadi eşıtsızliğe, huzur-
suzluğa veşıddete neden olmaktadır. Bu sorun-
lara karşı kuresel çözumler bulmak zorun-
dayız."
Dunyada kalkınmanın belırlı ulkelenn
tekelınde oluşu ve onemlı bır engelleyıcı
"rekabet"koşulunun varlığı da bır başka eleş-
tın konusu BM Genel Sekreten Butros Gaü:
u
Kalkınma için eski çahşmalar yetersizdı. \eni
çahşmalar ise hiç denenmiyor" dıyor
Barones Chalken "Bugun dünyada bir mil-
yar insan tam bir yoksulluk içinde yaşıyor.
Çoğu günde bir dolardan (30 bin lira) daha az
bir para ile geçinıyor. \erel pazarian o kadar
zayıfken, uluslararası pazarlarda nasıl rekabet
edebOirler?"
Japon Tovota Motor Fabnkası'nın Başkanı
Shokhiro Toyoda "20. yüzyıhn sonlanna yak-
laşırken dünyamız, uluslarasında gelişen bir
gergüüik yumaği-. Bu gergınlikler de buyük
capta sanayirekabetiv« yaşam öiçulerinin fark-
hhğmdan kaynaklanryor_"
Cın Halk Cumhunyetrnın Uluslararası
Calışmalar Enstıtusu Başkanı Yang Chegxu
da "rekabet"e bır başka açıdan dıkkatı
çekıyor "Bir dunya savaşı çıkmazsa, dünya
birçok ülkenin güçlülüğünü kamüamak için
rekabete gireceği bir çağa adım atıyor. Bu
rekabetin temelini ekonomi: önde gelen
ögelerini de bilim ve teknoloji oluşturacak."
Bınncı bolumde yayımlanan 60 yazann
önem verdıklen beşıncı konu ıse "buun vetek-
nofc)jik"gelışmelerdır
1986 Nobel Kımya Odulu sahıbı Kanadalı
Prof John Charies Polanyi: "Bffim, bütüncül
(totaliter) rejimin en karanuk gecesinde bile
yok edilemezdi. Çunku bilim. diğer yarabcı
sanatlarla birtikte yalnızca özgüriuk ortamın-
da yaşamını surdürebiür. Başkasına zarar,
yaşadığımız dunyaya zarardur."
Yunan yazan Dido Sohıriu: "Bilim bugün
insanlann bir zamanlar tannlann bulunduk-
lanna inandıklan yuksekhklere ulaşmış
durumdadır. Eski denizcilenn gemileri. uzay
gemilen ounuştur. Mürettebatarbk bilinmeyen
kara parçalannı aramıyor, uzayın derinlik-
lerine doğnı genişleyen sınırlann peşine
düşüyor."
Rus Uzay Ajansı'nın Başkanı YuriN. Kop-
tev: "Insanoğlu 20. yüzyılı 21. yflzyıldan
ayıracak ve binyıl devrini beUrieyecek doğal
sınıra hızla ve karşı konulmayacak biçifnde
Uerüyor. Bu sının geçme ve yeni bir çağı baş-
latma olanağı özeUikle bizim kuşagımıza veril-
miştir."
1985 Nobel Kımya Odulu sahıbı Amenkalı
Dr Herbert A. Hauptmah uyanyor "Bflhnin
yıkıcı amaçlaria değıl de insanlann yaranna
kullanılmasını sağlamak hepimizin görevi ol-
makla birtikte, bu konuda bilim adamı. teknis-
yen ve miihendislere duşen sorumluluk çok
daha fazladır."
Yann: Birleşmiş Milletler NûfHS
Fenu Başkanı Dr. Nafls Sadık