23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25EYLÜL1994PAZAR 14 KULTUR New York'ta' Yeni Tiirk Sineması' MEHMETBASUTÇU NEW YORK - Sıcak, rutubetlı ve de güneşsiz bır cumarlesi akşamı yaşıyor- du New York... Broadway tiyatrolan, konser salonlan, Metropolitan opera. hepsi işte yine o renkli kalabahkla ku- cak kucağaydı... Kenl, ıslak ve bu- naltıcı sıcağa karşın cıvil cıvıl bır ak- şamı yaşamaya hazırlanıyordu... Toronto uçağından iner inmez. ayağımın tozuyla (bu deyim. imgesel anlammı uimüyle yitirdi ya, neyse...) Manhattan'ın göbeğindeki Lincoln Center'a. Walter Reade sinema salo nuna yönelmiştim hemen... 14 eylül giinü. The Fîlm Societ)' of lincoln Cen- ter'ın 268 kişilik bu yepyeni güzel salo- nunda. "Yeni Tiirk Sineması: Kesişen Yollarda" (New Turkish Cinema: At The Crossroad) başüğı altında, dokuz Tiirk fılmınden oluşan bir toplu göste- ri başlamıştı ve 23 eylül gecesine dek sürecekti... Böylece, her biri ikişer- üçer kez sunulan fılmlerimiz, toplam 28 seansta New Yorklu sinemaseverle- rin önüne geliyordu... Tertemiz kopya, kusursuz teknik, doyurucu ses dûzeni O cumartesi gecesi salona gjrdiğim- de Erden Kıral'ın son fılmi "Ma\i Sür- gün" başlayalı on dakika oluyordu. Birdenbire büyülü bir hava içinde bu- luverdim kendimi. Perdeden yansıyan alaca mavi ışığın duruluğu altında boş koltuk göremiyordum! Karşımdaki görüntüler ise pınl pınldı. Ses düzeni doyurucuydu; kopya tertemiz, teknik açıdan kusursuzdu; projeksiyon makı- nesi de belli ki bakımlıydı... Bir kenara çökerek zevk içinde bir kez daha ızle- dim "Mavi Sürgün"ü ve daha çok be- ğendim. filmlerimizi dopdolu salon- larda, rahatça, tat alarak izleyebilmek için Nevv York "a mı gelmek gereke- cekti! "Mavi Sürgün"ü ilk kez izlediğim akşam geliyor aklı- ma: Tam 11 ay önce, Antalya'da, yine sıcak ama güneşli bir gün bitiminde, festi- val fılmlerinı göste- ren salonun önünde bekleşiyoruz. So- nunda. ter içinde 45 dakika gecikmeyle girebiliyorıız içeriye. Işıkların karar- masıyla birlikte. ses yükselticilerdeki ku- laklan tırmalayan patırtı ve cızırtılarla başlıyor fılm... He- men ardından ışıklar yanıyor... Yanm saat sonra hala gö- rüntiryok perdede. . Kalabalık homurda- na homurdana salo- nu boşaltıyor. Erden Kıral'ın Antal- ya'da en iyi fılm ödülü alacak olan fil- mini izleyemiyonım o gece... Nisan ayını. İstanbul Film Festivali'ni bekle- mem gerekecek. Beyoğlu Sineması'nın koşullan. Antalya'dakinden çok daha iyi ama, kusursuz değil. Görüntü za- man zaman netliğini yitiriyor; ışık ye- tersiz: koltuklar ise insanın her yerine batıyor... Bir filmden tat alabilmenin temel gerekleri, ülkemiz salonlannın çoğunluğunda ne yaak ki hala sağla- namamakta... 'İlk 1 toplu gösteri Dönelım Lincoln Center'a ve he- men şu gerçeğin altını çizelim: Bu top- lu gösteri. bir İlk' oluşturuyor. New York'ta. hem de böylesine saygın bir salonun perdelerini on gün süreyle Türk sinemasına açtığı, bugüne dek görülmemiş... Çeşitli zorluklara ve engellere karşın vanlan bu noktanın önemini iyi ka\ ramak gerekiyor. Gazete ve dergi- lerde Türk sinemasının yeni çehresi üzerine yazılar çıkıyor. Cumartesi pa- zar günleri boş yer kalmayan salon hafta içinde ise yan yanya doluyor. Bir sınematek işlevi gören VVaher Rea- de salonunun devamh izleyicileri. program sorumlusu Richard Pena'nın New York Lincoln Center"ın VValter Reade sinema salonunda 'Yeni Türk Sineması: Kesişen Yollarda' başlığı altında gösterilen dokuz Türk fılmi arasında Zeki Demirkubuz'un 'C Blok'(üstte), Atıf Yılmaz'ın 'Berdel' (yanda) ve Oğuzhan Tercan'ın 'Uzlaşma" adlı fılmleri de bulunuvordu. \m •*»• Toplu gösteride yer alan filmler: 1 - "üçurtmayı Vurmasınlar" (1988) Tunç Başaran, 2- "C Blok" (1994) Zeki Demirkubuz 3- "Yaz Yağmuru" (1994) Tomris Giritlioğlu 4- "Gizli Yüz" (1990) Ömer Kavur 5- "Mavi Sürgün" (1993) Erden Kıral 6- "Çıplak" (1993) Ali Özgentürk 7- "Uzlaşma" (1991) Oğuzhan Tercan 8- "tz" (1994) Yeşim Ustaoğlu 9- "BerdeJ" (1990) Atıf Yılmaz ciddi seçimlerine güvendikleri içın hiç tarumadıklan bir ülke sinemasını tem- sil eden, adlannı ilk kez duyduklan yönetmenlerin filmlerini izlemeye geli- yorlar... Bu noktada. yabancı ülkelerde yapı- lan gösterilerde, o gösterilen program- layanlann seçim özgürlüklerine son derece saygılı olmanın önemi ortaya çıkmakta. Richard Pena, karşılaştığı baa sorunlara karşın, bu konuda şanslı sayılır. Çünkü, öngördüğü lıste- deki fılmlerin yalnız ikisınden feda- karlık etmek zorunda kalmış. İlkı. Tevfik Başer'in "40 Metrekare Alman- ya"sı. Bu fılmin, Alman yapımcısının elindeki tek îngilizce altyazılı kopyası başka bir gösteriye katıldığı için ge- lemeyince, son anda yerine "Berdel" alınmış. (Bu önemli fılmin bir kopyası neden Kültür Bakanlığımızın elinde yok acaba? Umanz bu boşluk kısa za- manda gidenlir. Türk sinemasırun en yetenekli üç-dört yönetmeni arasında bulunan Başer'e daha ciddi bir biçim- de sahıp çıkılması gerekmez mi?) Amerikalı program yöneticisınin vazgeçmek zorunda kaldığı ikinci fıim, Nizamettin Ariç'in gerçekleştirdi- ği "Beko'nun Türküsö" olmuş. Bu fıl- min program dışı bıraktınlması. ka- nımca çok daha ciddi bir soruna par- mak basıyor. Özellikle bıraktınlması diyorum. çünkü, Amerikalı program sorum- lusunun kişisel seçim özgürlüğüne kanşılarak diplomatik bir dille bu fıl- mi almaması önerilmiş. Kağıt üzenn- dekı gerekçe "Beko'nun Türkiisü"nün bir Türk fılmi olmaması. Asıl neden. Almanya'da yaşayan Kürt asıllı bır Türk tarafından "Yabancı" bır yapımcının parasıyla Ermerustanda çekilen bu filmde. Türkiye'de sıkıyö- netim altında yaşayan Kürtlerin hedef olduklan baskının. ülke dışına kaç- mak zorunda kalan bir Kürdün bakış açısıyla-görüntüleniyor olması... Gü- nümüzün gerekçelen göz önüne alındığında. resmı çevrelerin bu ko- nudaki tedirginliğinı \e gösterilen lep- kıyı kuşkusuz doğal karşılamak gcre- kir. Ancak. sonuç olarak. göslerilse bel- ki de fazla ılgi çekmeyeeek bır film ön- ceden ilan edilmesıne karşın program- dan çıkarılınca ga/elc yazılannda ilgi noklası oluşturuyor ve bazılanna görc sansürcü bır yaklaşımın kanıtı sayılı- yordu... Amerikalı seçıcının özgürlü- ğüne A'dan Z'vc kadar saygılı davran- mak. acaba daha incc bir politika ol- maz mıydı? Zor denkleştirilen 12 bin dolar New York Başkonsolosluğumuzun Lincoln Center'daki göstenlere yakın ilgi göstermesı. duyuru çalışmalan >anında bir de davet vererek New York'taki Türk ve Amerikalı sıncma- scvcrlcri bir araya getırmcsi, sevındıri- cı bir olaydı. Aslında, bu toplu gösteri hazırlanırkcn Kültür Bakanlığı Danışmanı Vecdi Sayar arkadaşımı- /ın da belirttığı gıbı Dışişleri Bakanlığı yctkılılcri, işın önemini daha iyi kav- radıklan içın olsa gerck. ortaya çıkan sorunlann çözümü için, kendi bakan- lığından daha fazla çaba harca- mışlardı. Toplam 12 bın dolar lutan bütçe son anda denkleştmlmış, toplu goste- rinın iptali önlenmiştı. Sonuç olum- luydu. Rahat bır nefes alan Richard Pcna, program broşüründe. Kültür Bakanlığı'nın. Türsak'ın ve TC Nevv York Başkonsolosluğu'nun katkı- lanyla gerçekleştırdiklennı bıldırdiği toplu gösterinın hazırlanmasındakı kalkılanndan dolayı (özellikle son haftalardakı sorunlann çözülmesinde önemli rol oyna>an) Veedı Sayar'a. bu arada. son yıllarda kendisini bu toplu gösterivi yapması için yüreklendirdi- ğim ve fılm önerileri getırdığım için olsa gerek. bana da teşekkür etmc ın- celiğini göstermıştı. Türk insanının kimlik arayışı Bu satırlan yazdığım anda henüz bitmemış olan "Yeni Türk Sineması" toplu gösterisinin, yaklaşık 4000 izle- yici toplamış olacağı öngörülü>or. Bu niceliksel başannın \anı sıraçoğunlu- ğu Amerikahlardan oluşan izleyıcile- rin nıteliğı de kuşkusuz önemliydi. Ör- neğin 20 eylül salı gecesi düzenlenen panelı bir saat boyunca 60 kişı ılgnle izliyordu. "Ma\i Sürgün"ün o\uncu- lanndan öza> Fecht, Almama'da ya- şayan Türklerin sınemaya yönelerek kendi sorunlannı ışledıklerini anlattı ve kadın yönetmenlenn Türk sine- masında giderek çoğaldığına dikkati cekti. İzledığimiz filmlerdeTürk insanının yeni bir kişilik arauşından \ansimalar olduğunu anımsatan Vecdi Sayar. bir •>oru üzerine. sansürün 3 vıldan bu \ana mgulanmadığını. ancak >eni \a- sanın Meclıs'ten geçmemesı halinde. sansür kurumunun >enıden işlemesi- nın mümkün olacağını vurguladı. -Vmerikalı eleştirmen David Sterrit, iz- lediği filmlerle neorealist İtaKan sine- ması arasında benzerlikler bulduğunu söyledi. Gecenin en güzel konuşmasını yapan Türkiye'nin ilk Kültür Bakanı. Profesör Talat Halman ise sınemanın Türk kültürü ıçındeki yennedeğindık- len. gelişiminden ve sorunlanndan söz ettıkten sonra. vedincı sanatın dünü ve bugünü üzerine yazdığı. mizah vüklü şiirsel metın ile alkış topladı... Sıra Paris ve Briiksel'de Sonuç olarak değışık engel ve zor- luklara karşın Lincoln Center'da ger- çekleştırilen on gunlük etkinlik. amacına ulaşan başanlı bir ilk adım sayılmalıdır. Önemli olan. bundan sonraki adımlann nerede \e nasıl atı- lacağıdır. Daha dd önemlisı. elde edi- ler. başanlan vınelemeve çalışırken >apılan vanlışlardan da ders alabıl- mektir. Önümüzde. herıkıside 1996\ılında gerçekleştınlmesi planlanan ıkı büvük etkinlik var. Paris'te. Beaubourg kül- tür merkezinde. nısan avından evlül a>ma dek sarkacak olan vaklaşık vuz fılmlık Türk sineması toplu göstensını sonbdhar bılıminde Brüksel'de. Euro- palia % etkınliklerı kapsamında dü- zenlenecek olan ve 80 film olarak he- dcfienen sinema programı izle\ecek. Kollar sıvandı. çalışmalar başladı bile... Gerard de Villiers'ın yeni romanı 'SAS: Hunting Carlos'Kültür Servisi - Fransa'nın en başanlı gerilim yazan Gerard de Villiers'ın yeni romanı "SAS: Hunting Carlos", geçen ay Sudan'da yakalanan ünlü uluslararası terörist Carlos'un hikayesi. Daha önce Enver Se- dat ve Indra Gandhi suikastlan ile ilgili kitaplar yazan Villiers'- ın yeni kitabı bu hafta piyasaya çıkıyor. Yazar, bu kitabın çalış- malan için mayıs ve haziran ay- lannı Berlin'de geçirdikten son- ra 14 ağustosta tam kitabını bi- tirdiğinde. asıl adı Ilich Rami- rez Sanchez olan ünlü terörist Carlos'un yakalandığı haberini aldı. Kitap, Doğu Alman İstih- barat Örgütü ve Carlos'un Su- riye ile ilişkilerini, bu ilişkilerin de Suriye Devlet Başkanı Hafız Esada karşı nasılşantaj olarak kullanıldığını anlatıyor. De Villiers'ın Suriye hakkı- ndaki görüşleri de hayli ilginç: "Hala Suriye'nin Carlos'u öl- dürmeyip, Fransa'ya teslim etti- ğini anlamış değüim. Çünkü Carlos çok şey biliyordu." Türk Sineması'nuı 80 yıllık yolculuğu... ECE TEMELKURAN ANKARA - En çok Muhterem Nur'dan öğrenmedik mi başımız dik, terketmeyı sevdiklerimizı? Yılmaz Gü- ney değil mıydı en ıyı bılen, herşeyi anla- tan susma'lan, bakmalan? Hepimizin saç savunışunda Türkan Şoray yok mudur biraz? Gülümseyen bır yüzdeki parlayan gözün ne güzel olduğunu Sadri Ahşık'tan bilmiyor muyuz? Fab- rikatör Hulusi Kentmen, Cilalı İbo, Tu- rist Ömer, Şoför Nebahat, Ayşecik, Altm Çocuk, Küçük Hanım... Tıirk Si- neması'nın 80 yıllık yolculuğunu taşı- yonız hepimiz. 80 yıllık sinema tarihi yaşamın içinde kendinı var ediyor. Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle Agah Özgüç tarafından haarlanan "80. Yılında Türk Sineması" adlı çahş- ma, Türk sinemasının yaygın olarak başlangıç tarihi kabul edilen 1914 yılından bugüne dek bir yolculuğu an- latıyor. "Giriş" bölümünde Türk sine- masının başlangıç yılı konusuna iliş- kin tartışmaya ışık tutan yapıt. 1911 yılını doğum tarihi olarak gösterivor. 1914 yılında çekildiği ileri sürülen "Ayastefanos Abidesi'nin Yıkıüşı" adlı belgeselin ilk fılm olduğu bugüne dek birçok çalışmada savunulmuşsa da. Özgüç'ün hazırladığı yapıtta. 1911 yılında çekilen "Sultan 5. Mehmet Re- şat'ın Manastır Ziyareti" belgeselin- den ilk fılm olarak söz ediliyor. Sine- ma geçmişinin önemli tarihlennin başlık kabul edildiği bölümlerden olu- şan çalışma, çok sayıda görsel malze- meye de yer veriyor. 1911 yılında Murat Bey ve Cevat Boyer'in kurduğu ilk sinema salonu Halit Refığ'in >önettiği 'Seviştiğimiz Giinler* adlı filmde Sevda \ur. Nilüfer \>dan \e Fatma Girik. olan "Milli Sinema" ve hemen ardı- ndan kurulan ikinci salon, "Ali Efendi Sinema Salonu". kitapta belirlenen dönüm noktalannın ikincisi. Askeri sinema tarihimiz de Emer Paşa'nın emnyle kurulan "Merkez Ordu Sine- ma Dairesi" ile başlıyor. 1915 yılında kurulan sinema dairesi. bır süre sonra Enver Paşa'nın ikna edilmesiyle. ilk öykülü fılm çekme tasansına evsahip- liği yapıyor. Dönemın en çok tutulan tiyatro ovunu "Leblebici Horhor"un çekimlerine başlandıktan bonra. oyunculardan birinin olmesıyle ilk ta- san sonuçsuz kalıyor. Böylece ilk öv- külü fılm, Türk sinema tanhinin en önemli ismı olan Faruk L'zkınay ta- rafından çekiliyor: "Himmet Ağa'nın İzdivacı." Savaş yıliannda daha çok askeri ni- telık laşıyan Türk sineması. Sedat Si- mavi'nin 20 yaşında yönetmenlığini >aptığı iki öykülü filmle kendıni sür- dürür: "Casus, Pcnçe." 1919 vılında. "Mürebbiye" ve "Binnaz"ın çekımlen. Türk tivatrosunun kuruculanndan Ahmet Fehim tarafından gcrcklei}tin- lır. 1921 vılında gelindiğinde. "Bican Efendi Vekilharc" adlı ilk Türk güldü- rü tipi yaratılmıştır. 1916 yılında Muhsin Ertuğnılun Türkıve'je dönmesivle sıncmada \enı birsavfa açılır Ertıığruriu yıllarsivası olaylara da neden olur Yonctmenın ikinci filmi olan "Nur Baba"nın çekını setı. Bcktaşılcrturafından basılır 192? yılına dek "madamların" hakim oldu- ğu kadın rollennc. "Ateşten Gömlek" filmıvlc artık Turk kadınlan da actın- lir. Bö\lece Bedia Muvahhit veNe>>ire Neyir Türk Sıneması'na adım aiarlar. Ertuğrul'un sınemadaki lekçlı uzuıı vıllar önemli ürünler venr. Özgüç'ün çalışmusında bu ıızun ve vennılı çalı- şma döneminde gerçekleştınlen en önemli vapu olarak "BirMillerl'vanı- >or" adlı çalışmava önemli bir >cr ve- riliyor 1932 vılında gerçeklcştirilcn fil- mı Özgüç. "tarihimizin >Ü7 akı" olarak nıtelendınvor Nazım Hikmet ın pek bilinmeven kısa film çalışma.sı. 1^34 vılında gerçekleşıyor: "İstanbul Senfo- nisi." 1934 vılında Türk sineması ilk vabancı ödülünü alıvor: Venedik 2. Uluslararası Fılm Şcnliğinden. Ertuğ- rul. "Leblebici Horhor" içın venlcn bir "onur diploması" ile dönüvor. Filmcilıkıe sömürü ve ıçiçe film fıır- vası büvürken 1%6 vılma geliniyor. Yılmaz Güne>'ın başrolünü oynadığı Lütfi Ö. Akad'ın vönettiği "Hudut- ların Kanunu". 1966da çekiliyor. Bir yandan Cünevt Arkın'ın yakışıklı ve kavgacı kahramanları çoğahrken. Gü- ncv. ilerleyen zamanda Türk sineması- na farklı bırerkek tıplcmesiyle yerleşi- yor. Türkan Şoray da dönemın top- lumsal ıçerıkli filmlennde oynuyor: "Ana, Acı Hayat. Otobüs \ olculari..." Türk sinema larihının büyümesiyle birlikte rcnklenen sayfaiara yer \eren Özgüç'ün çalışması. Türk yönetmen- lcr. oyuncıılar. tilm fcMı\ullen veyan- şmalara ılışkin bir sözlükle sona eri- yor. Beyazperdenin herbirimizin ya- şaınıyla eşgüdüm içinde yol aldığı 80 yılı. foloğraflarıyla izlemek ısleyenler. Kullür Bakanlığı döner sermaya satış şubelcrindcn "80. V ılında Türk Sine- ması" adlı çalışmayı edınebılırler. Ünlü yazar Robert Blochöldü • LOS ANGELES (AA)- "Sapık adlı kitabı korku sinemasının üstadı Alfred Hitchcock tarafından filme aktarılan ünlü yazar Robert Bloch'un dün Los Angeles'ta 76 yaşında öldüğü bildirildi. Yazann uzun süredir dostu olan Harlan Ellison yaptığı açıklamada. Bloch'un karaciğer kanseri olduğunu belirterek, "Onun ölümü faniasdk edebiyat tarzının altın çağının kapandığını göstcriyor"dcdi. İlk hıkayesini 17 yaşında kaleme alan Robert Bloch, 30'lu ve40'lı yıllarda çeşitli gazctelerde yazmıştı. 400'den fazla hikayesi ve 20romanı bulunan Bloch'un cscrlcrindcn pek çoğu sinema vc tclevizyona uyarlanmıştı. Eserleri arasında özellikle psıkolojik sorunlan ele alanlar en tanınmışlanndandı. Bolch'un eserleri. şu an korku edebiyalının en ünlü ısmı olan Stephan King'c de ilham kaynağı olmuştu. 'SalıToplanülan' 11 ekimde başlıyor • İSTANBL L (L BA)- Yapı Kredı Kültür Merkezi 1994-95 sc/onunu 11 ekimde açacak. Yeni mev sim artık gelenekselleşen "Salı Toplantılan"\labaşlayacak. 17 ekimde Kazım Taşkent Sanat Galerısfndeaçılacak Erol Resim Sergısı ile sürecek sezonda daha sonra Nazmi Zry a. Adnan Vannca. Ergin fnan \e Hıkmct Onat gibi isimlerin eserleri sergilenecek. Yapı Kredı Vedat Nedım Tör Müzesinde ise geçen sezon sergılcnmeve başlanan "Sikke Koleksıy onu Sergisi" dönemler halinde dev am edecek. Müzenin bu yılki ilk sergisi 3 kasımdakı "Beylikler Dönemi Sıkkeleri". ikincisi ise 23 martta bu sezonda de\am ettirilecek olan Sermet Çifter Küıüphanesi ilk önce "Adalct Ağaoğlu" ile başlayacak. 14 kasımdaki bu scrgının y anı sıra kapalı oturumlar halındc yapılacak olan "atölye çalışmalan" da >eni sezonda gerçekleştırilecek. Kartal Sanat Tiyatrosu perdelerini açıyor • Kültür Servisi - Kartal Sanat Tiyatrosu. bu y ıl da Rıfat Ilgaz Sahnesi'nde etkinliklenne dev am edecek Tiyatronunüçyıldır sürdürdüğü tiy atro. gıtar. bağlama v e org kurslan yeni öğrencilenni bekliyor. Kartal Sanat Tiyatrosu. Rıfat llgaz'ın yazıp Mehmet Esaıoğlu'nun sahnevekovduğu 'Abbas Yoldgıden". MuzafTer İzgü'nün yazıp SerkanDurak'ınyönettıği "Bekçi'adlıoyunlarla Nİuharrem Buhara'nın yazıp Nihat Nadi Ülger'in sahney e koyduğu "Canlanan Masallar'veHaluk Işık'ın yazıp yine Nadı Ülger'in y önettiği "Şarkıcı" adlı çocuk oy unlannı kendi salonunda sergileyecek. Ay nca halen prov alan dev am eden Bertolt j Brecht'ın "Ekmek Kime Pışecek' adlı oy unu da aralık ay ı sonundan itibaren sergilenmeye başlayacak. Mehmet Esatoğlu'nun' Ah Bizde Şans Olsa' adlı çocuk oyunu ise kasım ayında başlayacak. Bilar'da Türk Modernizmi' seminerlerî • Kültür Senisi - Bılar İstanbul'un düzenlediği "Türk Modernizmi' seminerleri de\am ediy or. Her pazartesi saat 19.00'da düzenlenen seminerlerde bugün Enis BaturTürk şiirinde "modernisi ürpertınin" ilk temsılcılerindcn olan Ahmet Haşim'i anlatacak. 3 ekimde AhmetOktay. lOekimdede Orhan Pamuk. Ahmet Hamdi'yi konuaiacaklar. 17ekimde İskenderSavaşır'ın gerçekleştireceği seminerde ise Saıt Faıkelealınacak. İhsan Bilgin'in 24ekimdeki seminerinin konusu "Modernizmin Şchirlerdeki İzleri". 31 ekimde ise Iskender Sa\ aşır'ın 'Türkiye Cumhuriyeti'nde Müzik" konulu scmineri yer alacak. 'Toprak Erozyonu' konulu resim yarışması • İSTANBL L(A.A) - Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandııma \e Doğal Varlıklan Koruma Vakfı(TEM A), ilk. orta ve lise öğrencileri arasında "Toprak Erozyonu ve Zararlan" konulu bir resim y anşması düzenledi. Türkiye'nin maruz kaldığı erozyon tehlikesini tanıtmak için düzenlenen yanşmaya son katılım tarihi 14 ekim 1994. Yanşma sonuçlan 6 kasımda ilan edilecek. Yanşmada dereceye girenlerden ilkokul birincisine 5. ikıncisine 4, üçüncüsüne 3 milyon lira. ortaokul birincisine 6, ikincisine 5, üçüncüsüne 4 milyon lira, lise binncisine 7. ikincisine 6, üçüncüsüne de 5 milyon lira ödül verilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear