13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22TEMMUZ1994CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Tayvan amerikan yazar-yönetmen Ang Lee'den zarif bir evlilik komedisi Eşcinsel damadınzoraki evliliği SUNGU ÇAPAN D Ü ğ Ü d Y e m e ğ i (Hsi Yen- The Wedding Banquet) Yötıetmen: Ang Lee Senaryo: A. Lee, Neil Peng, James Schamus/ Kamera: Jong Lin/Müzik: Mader/ Oyuncular: Winston Chao, May Chin, Ah-Leh Gao, Sihung Lung, Mitchell Lichtenstein, Dion Birney, /1993 Tayvan, Çin ABD yapımı (Özen Film) Şişli Site, Kadıköy Reks, Beyoğlu Sinepop, Çemberlitaş Şafak, Bakırköy İncirli sinemalannda. Son 5 yıldır Çin seddini aşıp tüm dünyaya yö- nelerek Baü'nın yeni ilgi odağı haiine gelen Uzakdoğu sinemasının ödüller kazanmış, övgü- lere boğulmuş örnekleri, Uluslararası İstanbul Film Festivalimiz sayesinde bize de ulaştı, ulaşı- yor artık. Bu yılki İstanbul Festivali'nde gösteri- lip Özen Film tarafından saün alınarak bu hafta vizyona çıkanlan "Döğün Yemeği" de festivaün Uzakdoğu rüzgarlanndan Türk sinemaseverle- rine ulaşan bir başka hoş film işte. Beylik bir vodvilin olası bayağılıkJanna düşmeden, ince- liklerle dolu, duygusal bir görsel ziyafet sunuyor meraklısına "Dûğün Yemeği." Basra sıcağınjn bezdirdiği bu sıcak ve nemli temmuz haftasında kapağı bir zahmet sinemaya atanlara, serin esin- tiler üfürüyor son günlerin en dişe dokunur bu fılmi kuşkusuz. 1978'den beri ABD'ye yerleşmiş, New York sinemacıhk okulundan diploma alarak çeşitli kısa filmlerçekmiş, Tayvarih 40'lık "genç yönet- men" Ang Lee, 1993 Berlin Film Festivali'nin Altm Ayı'sını bir başka Çin fılmiyle ("Gûzel Ko- Eşcinsel dayamşmasından karşıt kiiltür çabşmasına yol alan 'Düğün Yemeği'nde bütün oyuncular başanlı. kulu Ruhlar Gölönün Kadınlan") paylaşan "Dü- ğün YemeğT'yle. kabaca eşcinsellikle, alışılmış gelenek-göreneklerin çaüşuğı, göçmenlik ve cin- sel baskj sorunlanyla da kaynaşünlarak ustaca kotanlmış, zarif bir evlilik komedisi çeşitlemesi ortaya koymuş. Tayvanamerikan yazar-yönet- men Ang Lee'in karşıt kültürleri ve kuşaklan sergileyerek birtalam kaçınılmaz yalanlann ne- redeyse arap saçına cevirip karmakanşık bir ev- lilik düğûnüne dönüştürdûğü. aykın bir zoraki evlilik entrikasını görüntülemeye giriştiği bu film, eşcinsellik üstüne ılımlı ve sevimli bir gül- dürü niteliğinde ve gülümsemeler eşliğinde, ke- yifle tüketiliyor. On yıldır New York'a yerleşmiş, emlak yaün- mlanyla yükiinü tutmuş ve genç bir Amerikalı yuppiyle birlikte >aşayan, rahatı yerinde, işleri ükınnda, Tayvanlı eşcinsel bir delikanlının (Winstoo Chao) bincık derdi, oğullannın mürûvvetini gör- mek isteyen ve evlenmesi için baskı yapan annesiyle babasını hoşnut edebilmektir. Ailesini memnun etmek uğruna, ma- sum yalanlarla düzmece bir ev- liliğe kalkışan kahramanımız, Amerikab sevgilisinin verdiği akıllarla ABD'de sürekli kal- mayı hedefleyerek yeşil kart, peşindeki ressam bir gelin ada- yıyla 'alan memmm-veren mem- nun' cinsinden bir evlilik töreni düzenler. Tek hesaplamadığı, anne-babasının ülkelerinden kalkıp ABD'ye çıkagelecekler- dir. O zaman seyreyleyin güm- bürtüyü... Birkaç yıl önce seyrettiğimiz Peter Weir'in "Yeşil Karfının entrikasını yenileyip yineleyen Ang Leenin "Düğün Yemeği", Amerikan sinemasmm eşcinsel- Iıği kıyısından köşesinden ele alan fılmlerinden farkb ve Do- ğu'ya özgü bir duyarlık içeren, alabildiğine sevimli bir "kimlik arayışı ve kültür çatışması ko- medisi" sonuçta. Ne var ki anlaülan öykünün, geliştiribp açımlanan ofay kişi ve ibşkilerin kaynama noktasmda, giderek ko- medi duygusunun yerini trajediye bıraktığı da rahatlıkla ileri sürülebilir. Sağlam senaryosu, belirgin humoru, incelikli anlatımı ve başanlı takım oyunculuğuyla ilginçleşen Ang Lee'nin "Düğün Yemeği", beybk fınaliyle özgünlüğün- den ve çarpıalığından biraz yitiriyorsa da son tahlilde, ilgiye ve seyre değer, seçkin bir film nite- lemesıni gerçekten hak ediyor. Iki haftadır gösterimde olan Amerikan yapımı Tetikçi-Sniper' kadmsız bir erkek fılmi keskiı u 'Sniper' denilen. pusu- ya yatıp ateş ederek uzak- tan hedef abnanı vuran lceskin nişanalar, Bosna'da 2 yıldır süregelen dehşetengiz kıyım ve savaşta, Boşnaklan teİc tek keklik gibi avlayan, gaddar Sırp tetikçi- lerle özdeşleşerek hayatımıza girmişti. 2 haftadır gösterilen Amerikan yapımı "Sniper - Tetikçi" de işte soğukkanlı kaül ya da sapık cani gibi nite- lemelere dahi sığmayan Sniper'lığın (keskin ni- şancı ya da tetikçiliğin) o 'karanuk' anlamıru gözden geçiren sıkı bir psikolojik action - thriller olma iddiasmdaki, kadmsız bir erkek fılmi. tki profesyonel keskin nişancı... Tanınmış Perulu romancı Mario Vargas Llo- sa'nın yeğeni olup eleştirmenbkten yetişerek te- levizyon ıçın fılmler çeken ve Amerikab sine- macılarla çabşan Luis Llosa'nın yönetmenliğinı üstlendiği "Tetikçi", Panama'nın Kolombiya sınınndaki, Vietnam'ı hıç de aratmayan, balta girmemiş, ormanlarda, uzaktan ateş ederek 'asi'leri öldürmekle görevli iki profesyonel kes- kin nişancı arasında geçen, gergin bir dramaya dayanıyor. Panama'daki ABD askeri üssünden isyancı- lann üderini ele geçirmek göreviyle yollara dü- şüp. iklimin, cangjbn ve düşmanın tüm engelle- melerine göğüs gererek, Rambovari kahra- manlıklar sergileyen bu iki 'Sniper'm arasındaki güvensizlik de had safhada. Feleğin çemberinden geçmiş. Amerikan deniz piyadesinden çavuş Beckett'le (Oliver Stone'un "Platoon", Costa Gavras'ın "Betrayed", alan Rudolph'un "Love at Large" vb filmleriyle anı- msadığımız, Amerikan sinemasının son on yılda Tek atıştauzaktan vumtak... Tetikçi (Sniper )- Yönetmen: Luis Llosa / Senaryo: Crahs Leyland, Michael Frost Beckner/ Kamera: BillButler/ Müzik: Gary Chang / Oyuncular: Tom Berenger, Billy Zane, J.T.Walsh/1992 ABD (Standard Film) Beyoğlu Fitaş, Şişli Site sinemalannda. önce çıkan aktörlerinden Tom Berenger, yine esasb bir psikopat portresi çiziyor. (isyancılann ebne tutsak düşen, deneyirrüi çavuş rolünde), yardımcı olarak yanına kaülmış CIA'e çabşan, eski olimpıyatlar atıalık şampiyonunu Miller'in (Daha yeni oyuncu kuşağından Billy Zane de ne yapıp edip sonunda düşmanın yakaladığı çavu- şu kurtaran eski şampiyon rolünde göz dolduru- yor) 'psikolojik tahlil'lerinden çok, bunca yıldır iyice haşır neşir olduğumuz Vietnam fîlmlerinin şiddet. kan, gaddarbk ve savaş vahşetiyle dop- dolu atmosferini çağnştıran bir şiddet öğesi ön plana çıkıyor "TetikçTde. 1980'li yıllarda Amerikablarla işbirliğine giri- şerek Eriİc Estrada'yla Robert Vauhnnun oy- nadığı "Hour of the Assasan", Sandra BuUockT- la Craig Sheffer'in oynadığı "Fire on the Amazon" ve She- rilyn Fenn'le David Carradine'- ın oynadığı "Crime Zone" gibi- sinden Peru'da çekilmiş, sı-' radan, ticari bazı serüven fılm- leri imzalayan yönetmen Luis Llosa'nın anla- tımı. "Platoon - Müfreze" başta olmak üzere çoğu Vietnam filmini fena halde hatırlatsa da, görsel bakımdan birinci sınıf. Demokrasi için dünyayı temizlemek... Ne var ki biçim şık olsa da, fılmin özü oldukça kafa kanştına, kararsız ve derinlikten yoksun, hatta yer yer sıkıcı. Güven duymak bir yana, bir- birlerinden hiç hoşlaşmayan 2 Sniper kahra- manımız, isyancılan avlayarak 'demokrasi için dünyayı temizlemek" görevlerini(l) yerine geti- rirken, mermilerinin ucunu sivriltip öldürdükle- rinin künyelerinı toplayarak koieksiyonculuk da yapıyorlar, göz gözü görmeyen yağmurlu Panama ormanlannda. Yavan ve beybk savaş filmi klişeleriyle heye- can ve gerilimi saglayan Perulu yönetmen Luis Llosa'nın en büyük dayanağı da şiddet öğesi daha önce betirttiğirniz gibi. Tüyler ürpertid, ir- kiltici ölüm sahneîerinin yanı sıra şiddet, Robin Hood'un oku gibi, şık ağır çekimlerle hedefine yojjanan... Öldürücü Sniper kurşunlannın gidişlerini iz- lediğimiz sahnelerde de duyumsanıyor-. Özetle bizim gibi, dünyanın herhangi bir köşesindeki gizb CIA operasyonlanna gıak olanlar ve ki- rabk katilbğin, paralı tetikçiliğin ne kadar rezil bir iş olduğunu bilenler için, Rambomsu cila çe- kilmiş bu ABD - Peru ortak yapımı, sözümona "psikoloük action - thriller' gayet bayat ve işkem- beden bir film diyebibriz. Yeniden canlandınlan bir Western efsanesi.Tombstone Wyatt Earp'leşibekasıyine karşmuzda * Şunun şurasında kısacık ABD tarihinın Vahşi Batı'sında at koşturmuş, düellolarda adam vurmuş, çeşitli tehlikeler- der, sıynlmış, gözünü budaktan esirgemez cesaretiyle giderek efsaneye dönüşmüş en kahra- man silahşör-kovboylann en namblanndan, maceraperest kanun adamı VVyatt Earp'le, veremb', kumarbaz yoldaşı Doc HcUiday'in arkadaşbğını, ortak serjvenlerini ve Clanton çetesi- ne icarşı O. K. Corral'da verdik- len kanb savaşımı, John Stur- ges'in 1957 yapımı, esasb wes- temi "Gunfight at O. K. Corral - Vihşi Mücadele"de seyretmiş- tik uzun yıllar önce, Frankie Laiıe'in şarkısı eşliğinde, VVıatt Earp - Doc Holliday rol- lerndeki Burt Lancester'la Kirk Douglas'm unutulmaz perfor- munslanyla bizim kuşağın bel- leğne nakşolunan, John Stur- ges'in bu "Gunfight at O. K. C«rral"ı, sonradan sinematek- lerieki John Ford toplu gösteri- lernde yakalayıp, izleme fırsa- tın bulduğum, ünlü western klisiği "My Darling Oementine - Kanun Harici"nin (1946) yeni- dea çevrimiydi. Efeanenin yeni versiyonu Baba' John Ford'un Wyatt ELjrp'ü Henry Fonda'nın, Doc Fİıüiday'ı da Victor Mature'ın o^iadığı "My Darling Clemen- tâe" klasiğiyse, Vahşi Baü'nın efanevi ikibsini bu kez eskiler- d_tn Randolph Scott'la Cesar It«mero'nun canlandırdığı, Al- ]su Dwan'ın yönettiği, 1939 y^anmı "Frontier Marshal-Saur Şeifi" adb, 70 dakikabk, eski utsıl westernine dayanıyordu b»iyük ölçüde. 1990 sonrası, s«oı dönemde fena halde eskile- r^merak sardınp yeniden çev- (Tombstone) - Yönetmen: George Pan Cosmatos / Senaryo: Kevin Jarre / Kamera: William A. Fraker / Müzik: Bruce Broughton / Oyuncular: Kurt Russell, Val Kilmer, Sam Elliott. Bill Paxton, Michael Biehn, Power Boothe, Dana Delaney, Billy Zane, Joanna Paçula, Michael Rooker, Stephen Lang, Charlton Heston /1994 ABD (Özen Film) Şişli Site, Beyoğlu Sinepop, Kadıköy Reks, Çemberlitaş Şafak, Bakırköy İncirli sinemalannda. rimlerden medet umar hale ge- len Hollywood'da bayağı rağ- bet kazanan western filmleri modasının şimdilik bize ulaşan son örneği "Tombstone", işte si- nema tarihinin bu üç tanınmış westerninin 'remake'i nitebğin- de, gişeyi ön plana alan, gö- zaba ve gösterişli, yepyeni bir \vestern. (Kasabanm Namu- su"(!) gibisinden bir isim yakıştınlmış "Tombstone"dan hemen sonra, aynı konuda, Lawrence Kasdan'ın yöneti- minde bu kez 'yakışıklı' Kevin Costner'ın Tombstone şerifi VVyatt Earp, Dennis Quaid'in de Doc Holbday rollerini üst- lendiği *'Wyatt Earp" fılminin çevrildiğinin ve büyük olasıbk- la bu gıcır gıar westerni yakın- da seyredebileceğimizin de far- kındadır meraklısı.) 'Affedilmeyen'in taklidi Yönetmen olarak senarist Kevin Jarre'nin işe gjrişip baş- lattığı, ancak Kassandra Geçi- di" gibisinden basmakabp, tica- ri serüven yapımlanyla tanı- nan, Yunan asıllı George Pan Cosmatos'un tamamlayarak imzaladığı "Tombstone" günü- müzde Hollywood sinemasının sistemb bir biçimde, geçmişin başanlı fibnlerine yeniden el atarak kendini tekrara yöneldi- ğini de örnekliyor bir kez daha. Mekan-dekor tasanmı ve kullanımından, gümbür güm- bür silahlann patladığı, dehşe- tengjz «ıruşma sahnelerine ka- dar görsel düzeyi ve biçemiyle günümüzde John Ford'la John VVayne'ın tahtına göz dikmiş görünen 'eski tüfek kovboy' Clint Eastwood'un, 1992'nin Oscar ödüllen galibi 'The Un- forgiven - AfTedilmeyen'ini çağ- nşünp anımsatan "Tombsto- ne", efsaneye çağdaş bir yorum getirmektense kolay yolu seçe- rek VVyatt Earp"le, yoldaşı Doc Holliday'i alabildiğine yücelti- yor. Malumatfumş Western Çok şeyin sığıştınlmak isten- diği. şık bir vvestem antolojisi niteliğinde, gösterişli ve malu- matfuruş bu kovboy filminde, Arizona'nın Tombstone kenti- ni de tarihsel bir üne kavuştura- cak malum VVyatt Earp'le kar- deşlerinin Billy Clanton çetesiy- le kapışıp çarpışması efsanesi- nin yanı sıra silahşörden çok bıçkın bir sokak fılozofu hava- sındaki posbıyık W. Earp'ün (Kurt Russell) romantik gönül ibşkileri de işleniyor. Başta kovboy tarihine belge- sel siyah-beyaz görüntülerle de- ğinerek ciddi ve oturakb bir western izlenimi uyandıran oy- sa sonradan giderek intikam motifıyle şiddet öğesinin gemi azıya alacağı, alışılmış çizgide bir sert erkek öyküsü (ya da bi- yografisi) havasına bürünen, Amerikan sinemasına özgü western geleneğinden kaynak- lanan beceriyle kotanbnış "Tombstone" rahatbkla izleni- yor. Çünkü oldukça gösterişb, albenib bir ambalaja sahip, her ne kadar paketten çıkanlar am- balajına uygun kaçmasa da! VVestern tiryakilerinin jnne de görmezden gelemeyeceği, turis- tik, ticari ve şık bir film "Tombs- tone". Romanya'da dikkatf çeken bir Türk filml: 'Bir Gecesi' İZM İ R (AA) - Türkiye'de bir öğretim kurumu tarafından çekilen ilk uzun metrajlı ve konulu film, yurtiçinde gösterim olanağı bulamazken Romanya'nın Costineşti kentinde düzenlenen '1. Uluslararası Genç Film Vapımcüarı FestivaM'nde dikkate değer bulundu. Dokuzeylül Üniversitesi öğretim üyesi ve öğrencilerinin katkısıyla gerçekleştirilen ve başrollerinde Gülsen Tuncer ve Şener Kökkaya'nın rol aldığı "Bir Dûğfin Gecesi", geçen yıl yaz aylannda Ayvalık'taçekildi. Biryıldır sinemalarda gösterilemeyen film, festival ve yanşmalar araalığıyla sinemaseverlerle buluşuyor. Alman yönetmen Radu Gabrea başkanbğındaki jüri, uzun metrajb filmler arasında büyük ödülü İngib'z Chris Newby'in "Ancrhoress" adb filmine verirken, Romanya-Fransa ortak yapımı "Trahir" filmi ise Jüri Özelödülü'ne değer bulundu. Festivalde en iyi yönetmen ödülünü ise "La ArdiUo Roja" filminin yönetmeni İspanyol Julio Medenaldı. Rumence simultane tercüme yapılarak gösterilen "Bir Dûğün Gecesi" adb film, kullandığt özgün müzik, Balkan halklan arasında dostluğu pekiştirici özelb'kleri ve başroldeki kadın oyuncusu Gülsen Tuncer'in gösterdiği yüksek performans nedeniyle "dikkate değer" bulundu. Tarihle Barışık Olmak UĞUR KÖKDEN Çağımızın insanı, 'uygar' bir ilkel. Belki, daha da alt düzey- de. Çünkü, ilkel insan, doğa karşısında korkuyla birlikte belirli bir saygıyı da benliğinde barındırıyordu. Kirlenme, toprakların ve sulann aşırı kullanımıyla, doğanın yıpratılması gibi aşırı hır- stn yarattığı sorunlar ortaya çıkmamıştı. Oysa günümüzde, insana yönelmiş saldın olanca acımasız- lığı ve genişliğiyle sürüyor. Bu saldın, kabaca iki doğrultuda: Biri doğrudan saldın. Insa- noğlunun gövdesine, kişiliğine, bilincine karşı. Her anlamda yaşama hakkını yok etmeyi amaçlıyor ya da o sonuca varıyor. Maddesel varlığa yönelen saldın, yüzyıllardan beri savaş- larla zaten hep sürüyordu. Gene sürüyor. Ne var ki, gitgide yerel boyutlara inmiş görünen bu sıcak çatışmaya, şimdi, yo- ğun ve evrensel bir şiddet de gelip eklendi. Desteklenen, özendirilmiş bir şiddet. Kimi kez, umutsuzluğun beslediği bir taşkınlık. Resmi ideoloji ve kurumlann kişiliğe yönelmiş görünme- yen, elle tutulamayan baskısına gelince, bu baskı toplumda ya suskun bir uysallar ordusu ortaya çıkarıyor ya da -ağırlaşan ekonomik koşullarla birleşince- bir çeşit karakter yozlaşması- na kapıyı ardına dek açıyor. Bu yolla kitleler, mutlu azınlık adı- na bir yerde feda edilmiş kurbanlara dönüşüyor. Gereken yönde kullanılmaya hazır bir hammadde deposu: Savaş için, siyasal iktidar uğruna oy için, vergi için, sağmal tüketici olarak vb... öte yandan 'medya demokrasisi' ve paranın her çeşit kutsal aracı da, bilinci kendi doğrultusunda -çoğu kez bireylerin olup bitenleri algılamasına fırsat kalmadan- yoğurup yeniden ken- dine uygun kalıplara döküyor. Biçim veriyor. Böylece, belirli amaçlara ulaşmak için kullanılmak üzere bırtakım hazır güçler oluşuyor. Gerçekler değişiyor, insanın doğal gelişiminin he- defi de değişiyor. Dolaylı saldın, denebilir ki, kişilik ve bilinç üstünde gerçek- leştirilmiş yıpratma ve yıkımlarla zaten eşdeğer sayılır. Ama, insanla eşzamanlı saldın doğrudan saldın olarak kabul edillr- se, dolaylı olan onun geçmişine, tarihine, kısaca verimine yönelmiş saldın demektir. Bu sonuncusu, dolayısıyla, insanın geleceğini de etkilemekte. Onu soyut, köksüz bir varlığa çevir- mekte. Belli ve sınırlı bir zaman dilimine hapsetmekte. Böyle bir tutumsa, 'kutsal insan'a layık görülmüş en ağır hakaret sa- yılır. insanın uygarlık serüvenine gene insan eliyle girişilmiş en barbarca saldın. Insanlığını yok etmeyi amaçlayan taam- müden' bir cinayet! Değişik çağların fatihlerinin kılıcı ne yaparsa yapsın, tarih insanın en değerli hazinesi! Bilincin anası! Obür yandan bilinç- se, tarihin yakın koruması. Yaşlı yeryüzünde, yaşayan ve ölü sayısız uygarlığın kavşak noktasmda yer almış toplumların ta- rih saygısı, kuşkusuz daha yüksek olmalı Çok daha kapsamlı, ötekilere göre. Ama sürdürülen -Aklf'in deyişiyle- bu hayasızca yıkım, ma- nevi pfanda olduğu ölçüde şimdi daha da çok maddi planda. Gerçi genç cumhuriyetin ilk yıllarında geçmişten kökten bir kopuş siyaseti izleniyordu Ama aynı zamanda, bilinçli, kapsa- yıcı bir tarih arayış ve anlayışının uyguiamaları da her yakada kendini gösteriyordu. Türk Tarih Kurumu ve Dil Kurumu'nun uluslararası katkılar- la sürdürülen çalışmalarının yanı sıra sistemli bir kazıbilim çalışması da tüm ülkeyi programı içine almışt Kültepe (Kay- seri, 1926), Boğazköy ve Alacahöyük (Çorum, 1931),Gözlükule (Tarsus, 1935), Aslantepe (Malatya, 1932) ve benzeri nice araş- tırmalar. Elbet, yabancı uzmanların yönetimi ve önderliğinde. Ancak, kırklı yıllardan başlayarak, bu kez Türk bilim adamlan ve öğrencileri, ikinci kuşak olarak çalışmaları devraldı. Once- kilere yenileri eklendi. Türkiye 2500 km uzunluğurtda Kral Yolu'nun, Didyma (Söke) ile Miletos kenti arasındaki Kutsal Yol'un, Helenistik çağın bir damgası-sayılacak Büyük Iskender'in arkasında bıraktığı izin, Ipek Yolu'nun, Selçuklu ve Osmanlı kervansaraylarının oluş- turduğu ışıklı uygarlık çizgisinin barındığı toprak parçası! Bir bakıma, tarihle özdeşleşmiş! Böyle bir gerçek, cumhuriyet müzelerini eskiye göre zenginleştirse de yalnız o yapıların dört duvan içine sığamayacak denli bereketli, verimli, cömert bir uzak geçmiş. Bir bakıma geçmiş, uzak olsun yakın olsun, insanhğın boy aynası. Yeter ki, tarihle ve onu yaşayan toprakla barışık olsun insan. Toprağı tanımadan, tarihini tanımadan onu sevmek olası mı? Dahası tarihi sevmeyen, insanı nasıl sevsin? O halde tarihi bilince, bilinci sevgiye, sevgiyi de sonsuzluk duygusuna taşıyan tılsımlı anahtar, tarihle barışık olmaktan geçiyor. tLAN T.C. PENDİKİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL HÜKMÜNDEKİGEMİNİN AÇKARTTIRMA tLANI Dosya No: 1993,1609 Talimat tslanbul Limanı'nın 6418 acılinde kayıtlı 4523 bağlama nolu. 1880.73 gros tonilatoluk, Bosphorus - 511 yÜ2£r vinç duba, bir borçtan dolayı, kaydında bulunan rüçhanlı alacafı geçmek suretiyle açıkarttırmayla saü- şa çıkanlmıştır. Motoran Ksa Evsafi: Sicü No: tstanbul: 6418, Bağlama No: İstanbul 4523 - Gemınin adı Bosphorus- 511- Teknenın dnsi, yüzer vinç duba-ge- mııun boyu 60.00, gemınin eni 24.04 - geminın dennliğı 3.85. gros lonila- tosu: 1880.73 - Rüsum tonilatosu: 1851.23, yapıldığı yer ve tarih: Japon- ya, 1976 - mesaha tanhi \e no İstanbul 20091-22.09.1993 Yözer rinç dubanuı haKluTir dunımu: Satışa konu yüzer vinç dubanın dizayn draftı 2.00 m. Freeboard WNA: 1210 mm, Freeboard WNA Yaz: 1100 mm. KJŞ: 1160 mm. Tropik: 1040 mm. KJas: Germanıscher Lloyd. Gl. 100 a 4 Floatin Grane, Tank Kapasiteleri: Tatlı su: 10 ton, Yakıt: 47 ton, Balast: 180 ton, Jene- ratörier 1 adet Caterpiller 3304,135 KVA. 1 adet Caterpiller D 343,250 KVA. Kreyn sistemi: Tîp: Monitowoc 4600 hoıst type 390. platform Ringer RSW, Bum boyu: 55 m. (azami 91 m.) Kaldınm kapasitesi: Statik 135 ton, 18 m. açevelada (49 m.lik bum ıle azami 3151.) Dimanik: 45 ton. 45 m. açevelada, Dönmede azami çpkme: 50 m/daki- kada 11.5 ton, azami dönme hıa: 1 devir / dakika, Güverte teçhizatı: Açık güverte alanı: 960 m2 , tonoz demirleri: 4 x 3.5 ton tekne yapım yıü itibanyla 17 yaşında bulunmaktadır. Dolayısıyla özellikle tekne dubası çebk malzeme yönünden vıpranmış ve eskinîiş bu- lunmaktadır. Ancak bazı bakımlannın yapılarak duba saclanmn bir kıs- minın yenilendiği, bu tip deniz araçlannın ekonomik ömrü olarak büınen ortalama 25 yüın, yaklaşık yüzde 70"ini tamamlamış olan teknenin yapı- lan bu onanmla kısmen yenilendiği anlaşümışür. Teknenin vıncı ve meka- nik aksamı. değerinin büyük yûzdesini tutmaktadır. Mekanık aksamı bakımlı ve iyi durumdadır. Kıymeti: Bilirkişice yüzer vinç ve dubaya 25.000.000.000- TL kıymet takdır edılmıştır. Saüş ŞartUn - Yeri re Zamam: 1- Birinci açıkartürması, Pendik lcra Müdürlüğünde 12.09.1994 günü saat 14.00'ten 14.30'a kadardır. bu art- Urmada, takdiı edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve saüş masrailannı geçmek şartı ıle en çok arttıra- na ihale edilecektir. Böyle bir bedelle ahcı ve talipli çıkmazsa ençok arttı- ranın taahhüdü bakı kalmak şartı ile satış 10 gün uzaularak yine Pendik lcra Müdürlüğü'nde 22.09.1994 günü saat 14.00'ten 14.30'a kadar ikinci açtkartnıması yapılacak. Bu artürmada'da rüçhanlı alacakhlann alacağı- nı ve saöş masraflannı, takdir edilen kıymetin yüzde 40'nı geçmek şarü ile en çok artürana ihalesi yapılacaktır. 2- Artürmaya ıştirak edeceklerin, takdir edilen kıymetin yüzde 20'sa nispetinde pe> r akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazundır. Saüş peşın para Uedir, alıcı ıstediğinde 20 günü gecmeroek üzere mehil verilebiİir. Tellaliye resmi, ıhale damga pulu, tapu ahm hara, tahliye ve teslim masraflan alıcıya aittir. Bınkmiş vergi borcu saüş bedelinden ödenir. KDV alıaya aittir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgılilerin (•) bu gayjimenkul üzerin- deki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ıle on beşgün içinde dairemize bildirmeleri lazundır: aksi takdırde haklan tapu sicili ile sabit olmadikça paylaşmadan hariç bırakılacaklar- dır. 4- Saüş bedeli hemen veya verilen mûhlet ıcınde ödenme/se tcra ve İJlas Kanunu'nun 133. maddesi gereğınce ıhale feshedilir. İki ıhale arasındaki farktan ve yüzde 30 faizden alıcı ve kefıllen rncsul tutulacak \e hiçbir hük- me hacet kalmadan kendılennden tahsıl edilecektir. 5- Şaıtname, ilan tarihinden iübaren herkesin görebilmesi için ddirede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıaya bir örneği gönderilebi- lir. 6- Saüşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak ısteyenlerin 993/1609 Tal. sayıb dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. (lc lf. K. 126) (*) Ögflfler tabirioe irtifaJt hakkı saUplni de dairiidv. Basm:8288
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear