13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22TEMMUZ1994CUMA 14 KULTUR l.ULUSLARARASI ISTANBUL CAZ FESTIVALTNIN ARDINDAN Festivalsıımlıı, izkyid keşfetü vcsasınh ASUMARO istanbuTu bir hafta boyunca temmuz gece- lerinde caz esintisi yaşadı Uluslararası fstan- bui Caz Festivali'nın ünlü konuklanyla. Her gece izlediğimiz konserlerin, Açıkhava Tiyat- rosu'nu dolduran caz müziğinin bir de perde arkasını yaşayanlar vardı. İstanbul'da dü- zenknen Film, Tiyatro ve Müzik festivalle- rinden sonra yeni doğan Caz Festivali'nin de sanalannı İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı çakşanlan çektı. Şu anda mutlu bir yorgunluk yaşayan Uluslararası tstanbul Çaz Festivali Yönet- meni Görgün Taner. Basın ve Halkla Ilişkiler Yönetmeni Nilgün Mirze ve Yönetmen Yardıması Ahmet ErenM bir haftalık koşuş- manın öncesinde ve festival sırasında yaşa- nanlarla ve gelecek için planlananlan bizlere aktardılar: - Uuslararası Caz Festivali'nin birincisi ge- çen hafta sona erdi. Geriye dömip baktığuuzda nasıl bir değeriendinne yapıyorsumız? Hedef- lediklerinize ulaşabildiniz mi? GÖRGÜN TANER- Caz festivali, Avru- pa'nın ceşitli ülkelennde algılandığı gibi çok geniş bir yelpazeye sahip. İçinde rock olsun, dünya müzıği olsun. blues olsun. reggae ol- sun. her tür müziğe yer veriliyor ve bunlann geceleri yapıhyor. Bütün bunlara verilen ge- nel ad caz festivali. llk planlandığında mekan adedi, konser adedi oldukça fazlaydı. Yak- laşık 15 günlük bir festival olarak düşünül- müştü, üç değişik mekan kullanılacaku. Ama ekonomık koşullar, sponsor bulmak- taki zorluklar ve izleyicilerin satın alma güçlerindeki düşüş nedeniyle programı biraz daralttık. Sonuçta şöyle düşündük, tstanbul Caz Festivali'ne bu yıl ana sahnemiz olan Açı- khava Tiyatrosu'nda başlayahm, önemli et- kinliklerimiz orada olsun, ve caz festivalleri- nin geleneği olan bir gecede iki veya daha faz- la grup geleneğini yerleşürelim, ve de bir caz kulübü olsun, daha sonra sanatçılar oraya gitsin, güzel bir mekanda izleyici kimliğinden daha başka bir kimlıkle müziği dinlesinler, konuşsunlar. sohbet etsinler. Amacımız buy- du, bunu. zannediyorum yaptık. Al Di Meola konseri, 'Noa'nın Akşamı', Betty Carter konseri 'Marla Glen Gecesi', Bobby McFerrin akşamı da 'Kübalı grubun çıktığı akşam' olarak hatırlanıyor.Bu tip keşifler caz festivallerinin ana amacı izleyiciye yeni şeyler sunmak ve şaşırtmak. - Konsertere ilgi nasıtdı? Konserlerimize ilgi vardı, yüzde 65 dûze- yinde bir doluluk sağladık. bu bizJm için iyi. Planladığınuz bütçenin biraz altında kaldık, bunun bir takım nedenleri var. Yedi konserin üst ûste gelişi ve bilet fiyatlannın, her ne ka- dar düşük tutmaya çakşüysak da, yine izleyi- cinin alım gücünün biraz ötesine gecmiş olu-' şu bunda rol oynadı. Biraz hayal kınküğına uğradığımız bir gece var, o da Brezilya Ge- cesi. Bu gece için dünyada şu anda Brezilya mü- ziğini en iyi icra eden bir şarkıcı, Mihon Nasciraento ve Brezilya deyince akla gelen herkes, bu alandaki bütün aranjör, kompozi- tör, sanatçı, icracı herkesin bulunduğu bir Brasil karması getirdik. Brezilya milli takımı gibi bir şeydi, biraz dünya kupasına nazire yapmak gerekirse. Ama bu konser yüzde ). 50-55 düzeyinde bir ilgi gördü. - lzleyidlerin festival konusundaki lerineler? Bu sene Açıkhava Tiyatrosu'nun önünde ki köfteci, minibüsçü gibi izleyicimizi negatif etkileyen etkenlerden yine uzaklaşamadık. Burada üzülerek söylemek gerekirse emniye- tin de bize çok büyük bir desteği olmadı. On- lardan beklerdik böyle bir uygulamayı. Bu tedbiri de önümüzdeki sene kendimiz almak zorunda kalacağız. Bunun haricinde, izleyiciler genellikle memnun aynldılar kon- serlerden. On gruplar büyük sürprizler ya- rattı. Kaliteli tnüzisyenlerin arenası Genellikle konserler. Bobby McFerrin konseri "Bobby McFerrin" olarak anılır, ama şu anda Al Di Meola konseri "Noa'nın akşamı", Betty Carter'ın gecesi, "Marla Gten'in Gecesi", Bobby McFerrin akşamı da "Küba Grubu'nun çıktığı akşam" diye hatı- rlanıyor ki, bu tip keşifler zaten caz festivalle- rinin ana amaçlanndan bir tanesi, izleyiciye yeni bir şeyler sunmak. konserde bir takûn sürprizler yaratmak ve de onu tabiri caizse, 'şaşırtmak' Zannediyorum bu amacımıza da ulaştık, bütün konserlerimiz oldukça kaliteli müzis- yenlerin icralannı sergiledikleri bir arenaya dönüştü. NtLGÜN MİRZE- Ben çoğunlukla pay- laşıyorum Görgün'ün söylediği her şeyi, yalnız sanatçılann bakış açısını eklemek isti- yorum. Festivale katılan sanatçılar da izleyi- ciden son derece etkilendiler. "Çok kaliteli, caz müziğini severek, anlayarak, neredeyse bi- lerek dinleyen bir izleyici ve onlardan bize bir elektrik geldi, doğru yerde alkışladılar, bize doğnı yerde katıldılar. neredeyse, yavaş par- çalarda her şey bir ayine dönüştü'1 dıye fikirlc- rini söylediler. Bu da bizi çok memnun etti. AHMET ERENLİ- Aynca caz festivalinin ilk senesiydi bu. Caz festivaliyle ilgili özel bir şey söylemeden önce, bütün festivallerle ilgili sanıyorum aynı şeyi söylemem gerekiyor, Istanbul festivallerininfilm, tiyatro, müzik ve caz , başlamasından bugüne kadar hiçbir yıl olmadığı kadar medyanın büyük desteğini gördük. Adeta bütün yazüı basın, bütün tele- vizyon kanallan, bütün radyolar elele vere- rek bu festivalkrin İstanbul'un kültür ve sa-. nat yaşamında ne denli önemli olduğunu, ge- rekli ilginin gösterilmesi hatta özenle korun- malan gerektiği konusunda birleşüler. Festival Yönetmeni Görgün Taner, Basın ve Halkla tlişkiler Yönetmeni Nilgün Mirze ve Yardımcıs! Ahmet Erenli.(DEVRİM BARAN) sayısı da oldukça azaldı, büyük ısim olarak caz alanında. Bir takım izleyiciler 'Nerede Miles DavisT diyorlar. Miles Davis öldü, başka Miles Davis >ok caz camiasında. Caz yeni ve büyük isimler ortaya atma sancılannı yaşıyor. Bir Sonny Rollins senede bir defa konser venyor. Bir ülke seçiyor, on beş gün orada kalıyor ve bir tane konser \eriyor. Bu ülkenin Türkiye olabilmesi için uğraşıyoruz. Ama ne zaman sıra gelir, bilemiyorum. Fran- sa'da yapıldı bu yıl, düzenleyen adam "Ben bu konser için altı yıldır bekliyonım" dedi. Bunlar bızim dışımızda kriterlere de bağlı. Bir sanatçı Avrupa turne programını belirli- yor, biz Avrupa'nın biraz güneyınde kalıyo- ruz. Bu nedenle Avrupa'nın herhangi bir ül- kesinde 10 bin dolara çalan bir sanatçının bize gelip gitmesi 30 bin dolara çıkıyor. Bunun dışında, bu seneki caz festivalinin programı dengeli bir programdı. Stan çok fazla yoktu. Zannediyorum izleyici biraz star beklentisi içinde. Al bi Meola-Stanley Oar- ke-Jean Luc Ponty tam bir starlar projesi ve satışçizelgesıne baktığımızda en çok bilet ona satılmış. Ardından gelen ikinci büyük isim Bobby McFerrin. bakıyorsunuz, o konsere de ikinci en çok bilet satılmış. - Sizce Betty Carter neden yeterince ilgi görmedi ? GÖRGÜN TANER- Betty Carter'ın mü- ziğı biraz zor bir müzik. O müziği dinlemek için belli bir birikim lazım. Onun geçmış par- başına gerçekleştirilirken böyle dünyada çok önemli bir derginin eleştirmeninin gelip bura- da baştan sona bütün festivali izlemesi. özel- likle Muvaffak Falay ve Okay Temiz konseri için kalış süresinı uzatması, "Bu sanatçılan Avnıpa'da dinledim ama kendi toplumlarında. kendi halklamla nasıl bütünleştiklerini gör- mek istiyorum" demesi bizim için çok hoş bir anıydı. tabii bunda tstanbul Festivali bünye- sindeyken son derece kaliteli programlan ge- tirmiş olan caz festivalfhın geçmişinın, bin- kimınin büyük etkisı var. Aynca yine Almanya'dan, İsviçre'den çe- şitli basın mensuplan katıldılar ve son derece iyi izlenimlerle aynldılar. "Biz Türkiye'de böyle bir caz izleyicisi potansiveli olduğunu, böylesine bir organizasyonun bu denli başanv la gerçekkştirildiğini tahmin etmivorduk diye düşünceler belırttiler. Nejat Eczacıbaşı hep derdi Türkiye için 'dünyanın en iyi sak- lanılan sırrı' dıye. Gerçekten galiba bir takım maddı olanaksızlıklar nedeniyle bizım dışan- ya daha fazla açılamamamızdan da kaynak- lanıyor. Oysa diğer festivallere de gelen ko- nuklar son derece hoş izlenimlerle aynldılar. - Konserler sırasında nasıl sorunlar va- şaduıız? AHMET ERENLİ- Fotoğraf ve televiz- yon çekimleri zaman zaman sorun oldu. Çünkü uluslararası festivallerin kurallan var. Bu kurallar çerçevesinde de televizyonlar için çekim hakkı ilk parçada. Yani üç dakikayla boyutumuzu aştıği için, onlara şu anda mü- dahale edemiyoruz. Bu sene de bizi onlar yıprattı. - Gelecek yıl için şimdiden tasanlarmız var mı? GÖRGÜN TANER - Önümüzdeki sene bu işin çerçe\esini biraz daha genişletmek ıs- tıyoruz. Tarihi biraz daha öne almak ıstiyo- ruz. Belki caz festivalinin içinde iki günlük, müzikleri bize daha pek yansımamış ülkeler- den sanatçılar getirerek festival içinde bir küçük festival' yapmayı düşünüyoruz Özel bir takım projelerimiz v ar: Bir araya gelme- miş bazı gruplan ve sanatçılan Türkiye'nın güzel, tanhı mekanlannda çaldırmak ve on- lardan özel eserler istemek... Bir de bizim bağlı olduğumuz bir Avrupa Çaz Festi\alleri Birliğı var eylül ayında tstanbul'da bir toplantı yapacağız. Geçtiği- mız senenin bir değerlendirmesi ve gelecek se- nenin ilk planlan şapılacak. Orada bir takım projeler üretılecek, belkı Türkiye'den bir sa- natçıyı Avrupa caz festivallerinde turneye çı- kartarak, kendi müziğjmızi de orada tanıtma imkanına sahıp olacağız. Aynca önümüzdeki sene sadece Açıkha\a Tiyatrosu'nu değil. şımdiye kadar kullanıl- mamış iki üç değişik mekanı kullanmak isti- \oruz. Bunlardan biri Aya trini, caz için hıç kuilanılmadı. Bir de Esma Sultan'ı daha de- ğişik bir biçimde kullanmak. Biraz daha tari- hi mekanlara yönelmek. çünkü elimizde bi- cisini tam tersi biraz arttırdıği yönünde. - Esma Sultan'da caz geceleri nasıl sonuç verdi? GÖRGÜN TANER- Bu da çok yeni bir uy- gulama. Mekanın yerini kimse bilmiyordu. Ikıncisi. caz kulüp geleneği İstanbul'da çok fazla yok. Bunu da biraz oturtmak için zama- na ihtiyaç var. İstanbullulann dışanya çıktıklan gece sayısı sınırlı, özellikle bu sene çok sınırlı. Biz orada her gece bir etkinlik yaptık. Ama özellikle cuma ve cumartesi ge-. celeri Esma Sultan doluydu. İstediğTmiz jam sessıon'lar belki gerçekleşmedi, o da başka bir talihsizlik. Avrupa tumelerinde biraz sıkışıklık var. Mesela Petrucciani 12 saat kaldı Türkiye'de, Betty Carter 16 saat kaldı. Uçak saatleri biraz daha uygun olan sanatçı- lar buna katıldılar. Russell Malone gibi, Noa gibi. Zannediyorum önümüzdeki sene daha iyi olacak. Talepleri biraz daha alçakgönüllü - Sanatçılann talep ertikleri ilginc şeyler var mıydı? GÖRGÜN TANER- Tabii her sanatçının var. Çok doğal bir şey zaten. Bir sanatçısınız. bir yerde bir kaç saat bir şey sergileyeceksiniz. Rahat plrnanız lazım, rahatınızı sağlayabile- cek bazı kişisel talepleriniz var. Yalnız caz ca- miasında bu talepler biraz daha alçakgönül- lü. Zorlayıcı bir talepleri yok. tstedikleri gü- zel bir oda. yeme, içme alışkanlıklanna uy- gun yiyecek ve içecekler... Öyle karşılana- mayacak bır şey istemediler. Bu talepler de olayi nasıl algıladığınızla ılintili. Geçtiğimız senelerde Simply Red'le bır temasımız olmuştu. Oradaki taleplerden bir tanesi, bir bilardo masasıydı. Altta da koca- man harflerle vazılmıştı. 'Bunu mutlaka sağ- layacaksınız. Özellikler konusunda temasa ge- çiniz' yazıyordu. Konuştuk kendilerişle. nasıl oîsun diye. 'Bazı organizatörler biraz özensiz yaklaşırlar. Sonra su istersiniz su bile bulunmaz. Biz bunu özellikle > azdık. bakalım nasıl bir reaksiyon gelecek diye. Tabü bilardo masası olmasa da olur' dediler. NİLGÜN MJRZE- Yemek seçimlerini be- lirtirken "Sakın Fast Food olmasın. Özellikle Türk mutfağı olsun' dıye belırtıyorlar. Ama Türk mutfağı diye algılanan şeyin şiş kebap olduğu da ortaya çıktı. Hepsi 'Şiş kebap yıye- lim de ülkemize dömince şiş kebap yedik di- yelim' dediler. Katı kurallanm değiştirdiler - Festivale yurtdışııjdan ilgi nasüdı? NtLGÜN MİRZE- Festivale Down Beat gibi son derecede önemli bir derginin bir eleş- tirmen yollayarak katılmış olması bizim için çok önemliydi. Caz festivali ilk defa kendi smırb. Ama cazda böyle bir üç dakika sının yok, bazen parçayı yansından kesecek biçim- de çekim hakkı tatuyorlar. Fotoğrafa gelince, izleyicinin çektiği fotoğraflara pek tepki gös- termiyorlar çünkü flaş uzakta. Bir başka nokta da, onlarda telif haklan çok gelişmiş, Türkiye'deki gibi değil. Basılan her kare fotoğraf üzerinden telif talep etme hakkı var. Onun için de belli bir smır koyu- yorlar. Mesela Noa'da, ilk şarkıda çekilme- sin dendi, çünkü son derece konsantrasyon gerektiren duygusal bir parçaydı. Orada herhangi bir biçimde bölünmek iste- medi. Bunlar hep kontrat- larla belirli, biraz da mena- jerin anlayışına da bağlı. Çok katı kurallarla ge- len sanatçılann da, o at- mosferi yaşadıktan sonra kurallanm degiştirdiklerini gördük. Örneğin Michel Petnıcciani. Hiçbir şekilde, ne fotoğraf. ne televizyon çekimi yapılmayacak kaydıyla geldi, ondan sonra ortamdan son derece hoşnut kaldı. "Biste Lstedikleri gibi çeksinler. ikinci parçada çeksinler" dedi. - Organizasyon aşamasmda ekonomik güç- lükter dışında karşılaştığınız güçlükkr oldu mu? zim onlar var. Bilinen mekanlann dışına çı- kıp izleyicıyı biraz şaşırtmak istiyoruz ki; on- lar da caz festivalinin nerelere kadar ulaşabi- leceğini görsünler. Bu arada izleyiciden de katıîım bekliyoruz. Eleştirileri varsa, bunu bır sohbet toplantısında sö\ leyeceklenne bize bildırsinler ki, biz de ona göre bir takım dü- zeltmeler yapalım. kendımızı daha ilenye gö- türelim. NTLGÜN MİRZE- Bu >ıl bir anket yaptık, o da bizim için çok belirleyiciydi. Jean-Luc Ponty kucağında kemanıyla yemek yedi. Marla Glen, kuliste Tann'yla. konuştuğunu belirterek, 'isterseniz siz de oturup dinleyebilirsiniz' dedi. Russel Malone İstanbul'a aşık oldu.Al Di Meola müze için yeleğini verdi, Bobby McFerrin konser öncesi hiç konuşmadı. Çünkü izleyiciye ulaşmak istiyoruz. onlann düşüncelerinden de yararlanmak istiyoruz. Bundan sonra gerek hazırlık aşamasında, ge- rek programlar oluştukça onlara daha yakı- ndan ulaşmayı hedefliyoruz, bu bütün festi- vallenmiz için geçerh. - Caz festivaline getirilecek sanatçılar beiir- GÖRGÜN TANER- Bir sürü güçlüklerle lenirken bu anketlerden yararlandınız mı? karşılaşıyoruz karşılaşmasma ama bu sene ekonomik güçlükler her şeyi bastırdığı için şöyle geriye dönüp baktığımızda aklımıza sa- dece o geliyor. Anhk bir takım sonınlar çıkıyor, bunlan da zaten çözüyoruz, yalnız Türkiye genelini etkileyen zorluklar bizim GÖRGÜN TANER- Böyle bır anket yaptığiruz zaman çerçevenizin de sınırsız ola- cağını tahmin etmeniz lazım. Herkes başka bir isim söylüyor. Bu anketin şöyle bir yaran var, genel bır eğılım edinebiliyorsunuz. Bu- güne kadar Türkıye'ye gelmemiş sanatçı çalanndan bilmek. onun niye öyle şarkı söy- lediğini bilmek lazım. Sonra Bobby McFerrin için, onun son dört-beş senedir "Don't VVorry Be Happy" şarkısını hiçbir yerde seslendirmediğini bil- mek lazım kı ondan o şarkıyı istemeyesiniz. Çünkü adam o şarkıdan nefret ediyor. Avrupa'dakı caz festivallerinde on beş gün yaklaşık 150 tane grup çalıyor. bunlann için- de klasik cazı sergileyen bir ya da iki grup var. Onun dışında değişik kültürlerin ortaya çıkıışı nedeniyle dünya müziği, blues. reggae gibi müziklerin ömekle- ri çoğaldı. Caz festival- leri bunlardan birer ör- nek alıp aynı potada eri- tiyorlar. O zaman bu müzik de çok daha din- lenebilir ve tüketilebilir bir hale geliyor. Bizım de yapmak is- tediğimiz bu zaten. Bel- ki bu sene program dar olduğu için tam olarak yapamadık. Daha çok cazın kalıplan içinde kaldık ama gelecek sene bunu genişleteceğjz. - Caz festivali klasik müzik festivaline katıumı etkiledi mi? GÖRGÜN TANER- Etkilemedi, eümiz- dekı ıstatistıkler de bu doğrultuda. Bu yıl AK.M kapalı olduğu için ağırhklı olarak kon- serler Aya İrinı'de gerçekleştirildi. yüzde 88 düzeyinde bir doluluk oluşmuş. Caz ve klasik müzik dinleyicilerinin ne derece örtüştüğü konusunda kesin bir veri yok elimizde ama A>a İnni'deki doluluk îstanbul Müzik Fesi- vali'nin herhangi bir ilgi kaybetmedıği, izley i- ' - Sanatçılann özel eşyaianndan bir müze oluşhırma düşüncesi nasıİ doğdu? NİLGÜN MİRZE- İlk yılındanbaşlayarak toplayalım dedik. Daha sonra olanaklanmız ne gösterir, inşallah basın. medya ve bugüne kadar festhale sahip çıkan sponsorlanmız gene desteklerini sürdürürler. Bir mekanımız olabilirse sergisiyle, müzesiyle, anı köşesiyle, satış ştandıvla çok hoş bir şey olabılir. GÖRGÜN TANER- Evet. herkese üşört ımzalattık ve kişisel bir eşyasını istedik. Al Di Meola yeleğini verdi, Marla Glen armoni- kasını verdi... - Sanatçılaria y aşadığuuz ilginç olaylar oldu mu? GÖRGÜN TANER- Jean Luc Ponty ıle yemeğe gitmiştik. Kemanı arabada kaldı. masayla arabamn arası iki adım. Yanm saat boyunca sadece kemana baktı. Sonunda ke- manı kucağına verdik, öyle yiyebildi. Bobby McFerrin da ilginçti. Alanda karşı- ladık. Merhaba dedik, cevap vermedi. Sonra cebinden kağıt kalem çıkanp 'boş buldum' yazdı. Meğer konserlerinden önce tek kelime konuşmazmış ki sesi bozulmasın. Sürekli yanında taşıdığı not defteri var. ona yazıyor ya da elle anlatıyor. NİLGÜN \flRZE- Marla Glen kuliste otururken ne vaptığını soranlara "Tannyla konuşuyorum. İsterseniz siz de oturup dinleye- bilirsiniz''' dedi. Bir de Russell Malone'un İstanbul'a olan hayranlığı var. On yıllık e\- liymiş, İstanbul'a aşık olmuş." Eşim geürse gelir, gelmezse, ben kendim gelir yerleşiriın" dıyerek gitti. "tstanbul'u bir tek yerle karsılaştırabilirirrT djyordu. "Orası da Nevv York. Nasıl ki Nev» York'ta hayat var deriz, burası da öyle. Hiç uyumayan bir şehir." 'Krizekarşın, odunsuz bir fuar' Kültür Servisi - İstanbul Sanat Fuan, yaşanan olumsuz ekonomik ve siyasi ko- şullara karşın kapsamb bir yan etkinlik- ler programıyla sanat ortamını canlandt- racak. Bu etkinliklerle, her şeye rağmen büyük bir coşkuyla ve kaliteden ödün vermeksizin sanaün sürekliliğinin sağ- lanması gerektiği vurgulanacak. 13-18 eylül tarihleri arasında Ulusla- rarası Plastik Sanatlar Derneği ve TÜ- YAP'ın işbirliğiyle düzenlecek olan fuar- da, üzerinde en çok durulacak konular- dan birini; tahrip edilen, yasaklanan, baskı altında tutulan sanat yapıtlan oluşturacak. 4. İstanbul Sanat Fuan'nın yan etkinliklerini düzenlemek üzere oluşturulan ko- Husamettın Koçan misyonlar, çalış- malanna başladı. Fuann yan et- kinlikler bölü- münün sponsor- luğunu bu yıl Kültür Bakanlığı üstleniyor. Ba- kanlık, bu katkı- y a knat ortamına canlıbk kazandınnak ve bu alana ekonomik destek sağlamak amacıyla, fuardan sanat eserleri almaya yönelik çalışmalan da başlattı. İstanbul Sanat Fuan Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Koçan, TÜYAP Sergi Sarayı'nda bu yıl dördüncüsü dü- zenlenecek fuann "Sanat Tahribi ve San- süre L ğrayan Sanat Yapıtlan" başlıkb etkinliklerinin, sadece plastik sanatlar alanına yönelik düşünülmediğini, ülke- mizde sinemanın, tiyatronun, edebiyatın ve diğer sanat dallannın da sansür ve ya- saklamalarla boğuştuğunu hatırlattı. Koçan: "Fuar yönetimi olarak diğer sa- nat kuruluşu ve derneklerle de ilişkiye gecerek yasaklı sanat ürünlerinin tümünü kapsayan bir etkinlik planlıyoruz. Krize rağmen. galerilerin de desteğiyle coşkulu bir fuara hazırlannoruz. Çağdaş sanatın önünü kesen böy lesine olumsuz bir politik atmosferde, ülkemizin ilk ve tek sanat fu- arına özellikle bu yıl galeriler bazında katılımın artması, bizim için ayrı bir önem taşıyor. Sanatın bugiin, her zamantinden çok katıluna ve dayamşmaya ihtiyacı var" dedi. Harf Yayınton'ndan yeni bir kitap • Kültür Servisi - Harf Yayınlan. çizgi dışı bir yayın anlayışıyla okurlanna j yönelmeyi sürdürüyor. Bir kereliğine 599 adet basılan ve tümü numaralanan kitaplardan oluşacak yayın listesinde; daha önce EnisBatur, Goethe, Valery, Faruk Ulay ve Şavkar Alünel'den farklı türlerde ürünler yer almıştı. 1970 kuşağının kendine özgü ince mizahı ve brizmi ile öne çıkan şairi Sina Akyorun yeni yapıtı"Ayda Tümör İzleri" de Harf Yaymlan tarafından yayımlandı. "Orhan Veli yaşasaydı bugün belki de Sina Akyol gibi yazardı" çağnşımı yapan bu kitapta, şairin hem biçimsel düzenlemeler hem de ses-imge çeşitlemeleri aracılığıyla özel bir poetikanın anahtarlan göze çarpıyor. AbdiİpekçrGeziYazKi' Yanşması • Kültür Servisi - Milbyet Sanat dergisinin düzenlediği Abdi İpekçi "Gezi Yazısı' yanşması. gezi edebiyatımıza >eni imzalar kazandırmayı amaçhyor. Toplam ödül tutannın 35 milyon lira olduğu (tfirinciye 20 milyon, ikinciye 10 milyon, üçüncüye 5 milyon) yanşmamn seçici kurulu şu isimlerden oluşuyor: Hulki Aktunç, Aydın Boysan, Orhan Duru. Konur Ertop, Zeynep Oral. Yanşmaya kaübna süresi 15Arabk 1994 akşamı sona eriyor. Lozan Antlaşması'nın yıldönümünde konser • Kültür Servisi - Lozan Banş Antlaşması'nın yıldönümü nedeniyle Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından bir sanat şöleni düzenleniyor Yann saat 20.00'de Aya İrini'de düzenlenecek şölende Saim Akçıl Oda Orkestrası bir konser verecek. Saim Akçıl'ın yönetimindeki orkestrada ; Özcan Lllucan. Esin Savcı, Ayça Tekindor, Eylem Anca (keman) ve - Ayser Vançin (obua) sob'st olarak katılacaklar. Çağdaş Yaşarru Destekleme Derneği yaranna verilen ; konserde Corelb, Vivaldi, Marcello, • Mozart ve Bartok'tan yapıtlar seslendinlecek. r « x ûylesine Bir Dinleti 1 Anadolu'yu dolaşacak • ANKARA (ANKA) - Operayı sevdirmek amaayla hazırlanan ve geçei sezon 100'üncü kezsahnelenerek arahksız 100 kez sergilenen ilk oyun olma unvamnı kazanan 'Öylesine Bir Dinleti', gelecek sezon tüm Anadolu'yv • dolaşacak. Devlet Opera ve Balesi Gern Müdürü Rengim Gökmen, 'Öylesine Bir Dinleti'nin 1994-95 sezonunda tüm illere turne yapmasının planlandığmı bildirdi. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, yaptığı açıklamada, operayı sevdirmek ve tarutmak amaayla Murat Göksu tarafından hazırlanan 'Öylesine Bir Dinleti'nin, büyük bir ilgi topladığıru söyledi. Gökmen, "Bir tanıtım eseri, ül kez arahksız 100 kez sergüenme başansını gösterdi. Aynca. 'Öylesine B Dinleti', Ankara Pop Grubu, Müzikalden Müzikale, Modern Dans Topluluğu gibi tanıtım eserleri, seyirci sayımızı arturmada önemli etkenlerdi dedi."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear