23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHUR/YET 10 TEMMUZ1994 PAZ/ DİZtYAZI 4jİsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres, yeni bölgesel işbirliği planlannı Cumhuriyet için yazdı Örtadoğu'da yeşerengelecekIsrail ve Ortadoğu'nun tümü tarihsel birkavşak- ta yer almaJctadır; geçmiş giderek yok olmakta, yeni bir gelecek yeşefmektedir. Ne yazık ki, ive- di bir banşın bedeli kan, gözyaşı, bıçak ve bom- balarla çok daha ağır ödenmiş, ama banşın mey- vesini toplamak henüz bir düşten öteye geçeme- miştir. Geçmişte uluslar arasında banşın sağlan- ması yöneticilerin kapris ve isteklerinin tekelin- de olduğundan ve askeri gûce dayandığından çok daha koîaydı. Günümüzde ise banş çok daha kar- maşık bir kavram. Sağlam temelJere oturtulması biryandan güvenlik stratejileri ve önderlerin dip- fomatik anlaşmalannın bir alaşımından kaynak- lanmakta, öte yandan da insanlann ekonomik re- fah ve toplumsal mutiulukJanna dayanmaktadır. Bu nedenle, banşın sağlanması konusunda başa- nya ulaşmak için verdiğimiz banş sözünü gerçe- ge dönüşrürmek konusunda derhal girişimde bu- lunmalıyız. Yeni bir OrtadoğVnun yaratılması için kapsamlı bir çalışma başlatmalıyız. Bu mücadele, köhnemiş yöntemlerin yerine ye- ni yaklaşımlargerektirmektedir. Avrupa ömeğin- de de görüldügü gibi, savaş, zor kullanma ve ege- men olma yerine yöresel işbirliğine gitmek, ülke Sorunlannın giderilmesi için en etkiJi yol olacak- ör. Asya'nın ekonomik kalkınmasına hız verilme- si ve kuzey ile güney arasındaki giderek azalan ayınm; demokratik kurumlann, bireylerin sağdu- yuJannı kullanmalan yönünde yüreklendirilme- leri ve teknoiojik gelişmelerin insanJan zenginleş- tirdiği, başanlı sanayiler oluşturdugu ve toplum- lan ayakta tuttuğunu kanıtladı. Güvenlik üç tür tehlikenin ortadan kaldınlma- sıyla gerçekleşebilir: Bıçak, tank ve fîize. Strate- jik savaş, konvansiyonel silahlara karşı bir savun- ma sağlamaktadır. Ama konvansiyonel silahlar ne bıçağın saplanmasına, ne de fuzenin hedefle- rine ulaşmasına engel olabilecek güçtedir. ABD- SSCB modeli, fîizelerin kullanımını engelleme- nin siyasal görüşler ve konvansiyonel gûcün en aza indirilmesi temellerine orurtulan yöresel gü- venlik önJemlerine bağlı olduğunu ortaya koyu- yor. Portre Ortadoğu 'da bireyin ekonomik durumunun 'düzeltilmesi için yöresel bir £ ekonominin geliştirilmesi zorunludur: ulusal ekonomi çağının artık modası geçmiştir. Ulus olarak yine kendi bayrağımıza sahip ! çıkabilir. bu arada da coğrafi yakınlığımızı ekonomik bir yarara dönüştürme yolları bulabiliriz. Yine de bıçak tehlikesi toplumsal ve ekonomik güçsüzlükten kaynaklanmaktadır. Yoksulluk, aç- lık, ekonomik ve aniıksal öfke; kızgınhk, nefret ve umutsuzluğa dönüşmekte, bağnazlığın geliş- mesine meydan vermekte, böylelikle de şiddeti körüklemektedir. Ortadogu'da ortalama yaşam standardı yaklaşık 800-1200 dolarda tutulabilir- se, bıçak ve köktenciliğin üstesinden gelinebilir. Ortadoğu insanına -şimdi kazandıklannın 20 ka- tı- yaklaşık 20 bin dolarlık bir yaşam standardı sağlamak bu iki tehlikenin yok olmasına yol aça- caktır. Bireyin ekonomik durumunun düzeltilmesi için yöresel bir ekonominin geliştirilmesi zorunludur; ulusal ekonomi çağının artık modası geçmiştir. Ulus olarak yine kendi bayrağımıza sahip çıkabi- liriz, ancakbu aradada coğrafi yakınJığımızı eko- nomik bir yarara dönüştürmeliyiz. İürdün,flsflnvelsrare Benetöks rnodefl Yöresel ekonomik modellerden biri, Ürdün, Fi- listin ve Israil'in aralannda, ekonomik birçatı al- tında ulusal bir platforma da olanak tanıyan Be- nelüks modeline benzer ekonomik bir üçgen oluş- turmasını öngörmektedir. Cografyasal ve ekono- mik açıdan bu ülkeler iç içe geçmişlerdir. Her bi- rinde farklı gümrük, vergi ve karar alma yöntem- lerinin uygulanması ekonomik gelişmemize ket vuracaktır. Aynca, cografyasal açıdan son derece önemli bir serveti de paylaşmakîayız: Galile Gö- lü'nün gûneyinden Kızıldeniz'in kuzeyine dek uzanan bölgede yer alan Ordün Nehri, Lut Gölü ve Necef Çölü. Akabe Körfezi'nin kuzeyindeki havaalanını uluslararası ortak bir havaalanma dönüştürebilir, kuzeyden gûneye bir demiryolu hattı oluşturabi- lir, Akabe ve Eilatlimanlan arasına bir kanal aça- biliriz. Ürdün, Israil ve Filistin elektrik ağmı bir- leştirmekle hepimiz yılda altı milyar dolarlık bir yûîkten kurrulmuş oluruz. Ortadoğu politikasmııı kilit isıııi Batonya'nın VbJoJBikasabasındadoğdu. I933'te aiiesiyiebirlikteFilisttn'egöçetti. Lise öğrencisiy- ken Yahudi yeraitı örgütü Hapanak'a katıldı. Daha sonraMAPAI(SiyonistJşçi Partisi)ıçindeçalışroa- ya başladı. 1946*da Isviçre'de düzenlenen 22. Dün- ya Siyonist Kongresi'ne MARAJ temsilcisi olarak katıJdı. 1948'delsraildevlefikııru]dugundaSavun- ma BakanlıgVnm donanma bölümü başkanlıgına getirildi. 1950'deABD'ye giderek Harvard Üniver- sitesi'ndekamuyönetmiögrenimigördü. I953'te ülkesine dönerek Savunma Bakanlığı'nda görev akh. Sikh sanayiini ve nükieer araştırma progra- muuyönetti. 1959'da MAPAI'den parlamentoya girdi. 1959- i 965 arasında Savunma Bakan YardımcıJığj yapo. Sahtegerekçeleryaratarak Arapiara saldırdığı açı- ğa çıkmasından sonra MAPATden isöfa eden Ben Gurion'u izîeyerek partiden aynldı ve kurulan ye- ni paıti RAFI'ye katıidı. 1965 seçimJerinde RA- Fl'nin yenijmesme karşın parlamentoya gırmeyi başardı. 1967'deki 'Altı Gön Savaşı' öncesinde, RAFI öoderleri Başbakan Levı Eşkoi'un çagnsına uya- rakuiusaJ bıriik koaüsyonuoluşturdu. Fferes, savaş- tan hemen sonra Ben Gurion'un muhafeferine kar- şın RAFI'nin MAPAI ve Ahdut Avodah adh siya- si hareketiebirlesmegöriişmelerin! yüröttü. Bugö- rûsmeler sonunda Ocak 1968'de Israil Işçi Partisi kunıJdu. Peres. 1970-1974 arasında üiaştırma Ba- kanhp, Mart 1974-Haziran 1974 arasında ise ise Öeîişim Bakânlığı yaptı. Arafık !976'da basbakanlıktan vc srdından îşçi Partisi başkan!)ğından istifa zorunda kalan Izak Rabin'in >«rine Haziran Î977'de parti başkanhgı- na şeçildi. Bu tarihten sonra muhalefetin öDderli- gini yapn. Aacak 1977 ve 1981 seçimJerinde ba- şanh olamadı. J984 seçim kampanyajsında, tsrail askeri güçierinin Lübnan'dan hızla çekiiecegi, Ür- dün'ledîplomatık iliskiterkıtrulacagı, Batı Şeria'da Yahudi yerieşim merkezierinin kurulmasına son veriieceği doğruitusunda propaganda yapan îşçi Partisi,Izak Şamirönderiigmdeki L1KUDadlı cep- heden daha fazla o>- aldı. Peres, Agustos I984'te hükûmeti kurmakla göreviendiriJdi. Peres başkan- ügnıda kurulan genış tabanlı ulusal biriik hüküme- tinde Isçi Partisi ve LEKUD yer aldı. Peres, ıktıdara gcidıkten sonraki ük sıyasal ba- sansını,Israil askeri gûçlerinin Güney Lübnan'dan çekiimesinisağiayacâkplanınıparlamentoyaonay- latmakiakszandı. Ancak i 985 yazında tamamiao- ması öngörülen ve ük asamssı Şubat 1984'te ger- çekiesen üç aşamalı geri çekilme pianı işçi Partisi ve LfKüD arasındaönemJi görüş aynlığnıa yol aç- tı. Kasım 1988'de yapılan seçimlerden sonra yeni- den kurulan koalisyonda Maiiye Bakanı oldu. Başlıca yapıtlan arasında: Ha-Shatav Ha-Ba, 1965, (Bir Sonraki Araşör- ma); David's Sling, J970, (Davud'un Sapanı); To- morrow is Now, 1978, (Yann Bugûndür); From These Men, 1979, (Bu Adamlardan) adlı kitaplar yeralır. Şimon Peres Şimon Peres, Ortadoğu'daki çöOerin verimli toprakiara dönüştürüimesi için ülkeierin güç birfr- ğinegirjnesi gertkfigini sö>lüvor. Araplar'ın sahipolduğu 13 mihon kOometrekarelikaJanın yûz- de 89'unun şimdiden çöiieştiğini, FAO'yagöre 2000yıhnagelinceyedck geride kalan yûzde 1 l'in de elden gideceğini belirterek, bu çevresel felakctin mutlaka önknmesini istiyor. Üzerinde çalıştıgımız bir başka model ise Av- rupa Topluluğu'nca önerildi. Bu model, Tunus, Fas ve Cezayir'i içeren Magrib(Batı) ve Mısır, fs- rail, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Filistin'i kapsayan Maşnk (Doğu)olmak üzere iki pazann oluşturul- masını öngörüyor. Her iki pazar aralannda bağ- lantılı olacaklan gibi Avrupa pazanna da bağlı olacak. Dördüncü bir model de tüm bölgenin tek bir ekonomik birime dönüştüriilmesini öngörüyor. Böylesi bir birleşme, Arap Birliği'nin 21 üyesi, Israil, bir olasılıkla Türkiye ve hatta, siyasal du- rumunda bir degişiklik olursa Iran'ı da içine ala- caktır. Ne biçimde olursa olsun, Ortadofu'da gerçek- leştirilecek bir bölge ekonomisi bu yörenin üı- sanlanna huzur ve refah getirecektir. Israil'in Or- tadoğu ekonomisine egemen olmak gibi bir kay- gısı yoktur; ekonomiyi ele geçirmek için Israil kimsenin topraklannı rehin almamıştır. Savaş ge- mileri ve siyasal zor kullanma yoluyla siyasal ve ekonomik darbedönemi sona ermiştir. Günümüz- de insanlar artık üriin ve hizmet rekabeti içinde- dir. Bir araya gelince rekabet etme gücümüz de artar. Avrupa'nın tersine, Ortadogu'da farkJı devlet biçimleri ve degişikekonomik sistemler bulunma- sına karşın bu bölgedeki ülkelerin birlikte geliş- tirebilecegi alanlar da var. Yine Avrupa örnegini göz önünde bulundurarak dört temel sav üzerine bir Ortadoğu'nun kurulmasına çalışmalıyız. öncelikle, bölge olumsuz harcamalan kısmak için elinden geleni yapmalıdır. Ortadoğu'nun yıl- lık askeri harcamalan 50 milyar dolardır. Eger bu bölgedeki tüm ülkeler savunma harcamalannı üç- te bir oranında düşürmeyi kabul ederse, yılda 17 milyar dolar egitim ve saglıga aynlabilir. Dahası, gerçekten banş için can atıyorsak, günürnüzde var olan büyük ordulara da gereksinmemiz kal- maz. Diktatörlükler, başansız önderleri degiştir- me hakkına bile sahip oimayan halklann sırtında birer yûktür. Diktatörler, başkalannın gereksin- medigi gizJi servisler, insanm sagduyusunu körel- ten ve bireyin gizilgücûnü yok eden sansürü elle- rinde rutmak zorundadır. ışunıgı ZOPIHU Ikinci olarak, bölgedeki çöllerin verimJi toprak- iara dönüştürüimesi yolunda ülkeler güç birligi- ne gitmelidir. Araplar 13 milyon kilometrekare- lik bir alana sahipler. Bunun yûzde 89'u şimdi- den çöllük alana dönüşmüştür. FAO örgütüne gö- re 2000 yılına gelinceye dek geride kalan alanın yüzde 1 l'i de elden gidecek. Bu çevresel felaketin önüne geçilebilmesi için avdınlann ve bilimsel çevrelerin bir araya gelme- si ve eldeki sudan akılcı bir biçimde yararlanıl- ması, tuzdan antma yöntemiyle yeni su üretilme- si, yapay yagmurlama ve yeniden dönüşüm yolu- na gidilmesi zorunludur Yan çöl olmaya alışık Is- rail'in bu alanda oldukça önemli katkılan vardır. 1950 ile 1975 arasında geçen 25 yıl içinde Isra- il'in tanm ürünleri, ekili alanlargenişletilmeksi- zin ve bilimsel ve teknoiojik amaçlara yönelik su kullanım miktannda bir artışa gidilmeksizin 12 kat artmıştır. Yeşillendirme tasanmı ile yeni bir iş- gücü aJanı da yaratılmış olacaktır. • Ne biçimde olursa olsun. Ortadogu'da gerceklestirilecek bir bölge ekonomisi bu yörenin insanlanna huzur ve refah getirecektir. Israirin Ortadoğu ekonomisine egemen olmak gibi bir kaygısı yoktur. Günümüzde insanlar artık ürün ve hizmet rekabeti içindedir. Bir araya gelince rekabet etme gücümüz de artar. Üçüncü olarak, çagdaş sanayiinin tanıtılması zorunludur. Turizm, binlerce kişiye bir iş olanagı saglayabilir. Doğa ve tarihin olaganüstü eli açık davrandıgı bu bölge elverişli hava koşullanyla da zaten turistlerin gözdesi. Atalanrruz piramitleri ve kutsal yerleri yaratmış. Dahası, turizm dingin- lik temeli üzerine kurulu bir sanayi olduğundan banş ve huzurun korunmasını gerektirir. Ulkenin gerek siyasal gerek toplumsal ve ekonomik açı- dan saglam temellerüstüneoturtulmuş olmasının sayısız yararlan vardır. Bir zamanlar askeri güçle sürdürülmeye çalışı- lan görev artık geniş kapsamlı bir yöre turizmi ile gerçekleştirilebilir. Son olarak da bölgede çagdaş anlamda bir altyapının gerçekleştirilmesi gerekir. Daha önce ordular için var olan böylesi bir altya- pının şimdi insanlar için olanına gereksinim var; petrol, gaz ve su boru hatlan; demir ve karayolla- n; yeni hava alanlan ve limanlar ve çagdaş tele- bilgı iletişimi. Hep birlikte dogru yönde ilerlersek, dünya bu bölgeye siyasal açıdan yüreklendirme, teknoiojik yönlendirme ve ekonomik yatınmlar saglayarak yardım elini uzatmakta yarar görecektir. Ancak yörenin insanlan olarak bizler, kendi finans kay- naklanmız, aydınsa! yaratıcılıgımız ve her şeyden önce daha iyi bir gelecek düşlerimizin gerçege dönüştürüimesi yolunda kararlı bir tutumla aramızda yatınm yapmaya istekli olmalıyız. Yann: Geir Lundestad Y A Y I N H A K K I C u m f i U r i y e f ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A BAKIRKÖY5.SULHHUKUK HÂKtMLÎĞİ'NDEN EsasNo: 1994/315 KararNo.i994/452 Mahkememizde ikanıe olunan vasi tayini davasının yapılan açık yargılaması sonunda: Davanın kabulü ile anne ve babalannın ölümü nedeniylc veiayet altında bulunmayan Sıvas ili, Gürün ilçesi, Bahçeici köyü, cilt: 011-02, sayfa: 53 ve kütük sıra no: 5O'de nüfusa kayıtlı haien Istanbul Ba|alar üçesi, Yavuz Selim Mah. 26/J Sokak Onur Kent Sitesi B- Blok D.8 adresinde ikamet eden küçükler Mevlüt ve Keaban oğlu 20.5.1978 d.lu Nezir Aslanbaba üe Mevlüt ve Keziban kıa 25.3.1982 d.lu Sibel Aslanbaba'nın vesayet altına alınmalanna ve kendilerine aynı yer ve hanede nüfusa kayıtlı keza aynı yerde mukım öz abileri Mevlüt oğlu 1967 d.lu Mustafa Aslanbaba'nın TMK.nin 354. mad- desi gereğince vasi olarak nasp ve tayinine 18.5.1994 tarihinde karar verilmiştir. llan olunur. 22.6.1994 Basuv 7771 ÎLAN GAZİANTEP1.SULHHUKUK MAHKEMESİ 1993 '998 Davaa Hatice Bal vekili Av. Metin Çelikel, davalılar Hatice Yasamalı, Emine Deniz aleyhine açüğı ortaklığın giderilmesi davası- nın 9.6.1994 tarihli kararı gereğince: Taksimi mümkün oimayan dava konusu Gaziantep ŞehitkamiJ il- çesi İbrahimli Köyü Yukanyaa mevkii, pafta 32, parsel 135O'de ka- yıtlı 2500 m2 mesahah bağ niteliğindeki 1.250.000.000 TL. muham- men değerli taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesıne karar venl- miştir. Davalılar İbrahimli Köyü'nden Reşit kıa Hatice Yaşamalı ile Emine Deniz gösterilen adresterinde bulunamadıklanndan, işbu ila- nın yayımlandığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde karan temyiz et- medikleri takdirde karann kesinleşeceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur Basın: 4937i NAZÎLL/2. ASLİYEHUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas: 1993/378 Karar: 1994/183 Davacı GülayAydeniz vekili Av. Mahmut Acar tarafmdan davalı Onder Aydeniz aleyhine açılan bosanma davasının yapılan açık du- ruşması sonunda: Mahkememiz, 30.5.1994 tarihli ve 1994/183 sayılı karan ile Nazilli ılçesı Dallıca Köyü 026/02 cik, sahife 20,107kütüktekayıtlı Hüseyin ve Melekşah'un olma 1965 doğumlu önder Aydeniz ile Mehmet ve Fatma'dan olma 1965doğumlu Gülay Aydeniz'in boşanmalanna ve taraflann müşterek çocuğu Volkan'm velayetini davaa annesine ver- miş olup mahkeme hükmünün ilanen tebiijine karar verildiğinden karar gereğince ı$bu ilanın gazetede yayımJanmasından itibaren 15 gün ıçinde davalının hükmü tenıyız edebileceği, aksi takdirde hük- mün kesinleşece|i karartebliği yerinekaim olmak üzereiJan olunur Basm: 30387 AİNKARA NOTLART MUSTAFA EKMEKÇf KöyEnstitüleriVakft:(6J AzizNesin:'Çağdaş'Değil; 'Çağcıl'... Başkan Osman Boiuftı, yazarAztz Nesln in konuşmasım en sona bırakmıştı. Aziz Nesin konuşmasına şöyle başladc "Saygılanmı, sevgilerimisunuyorum şuradakiarkadaşlara, bu vakfı kuranlara çok teşekkür ediyorum. (Vakıf daha kurul- madı, halkın yardımıyla kurulma hazırlıkları başlatılıyor.) Geç kalmışlardır, kendilerinikutluyorum. Bu vakfınkurulması, her- hangi bir kurumun, örgütün kurulması gibi değil, onlarda da elbette, onlan kutfadım, birçok kuruluşlar, örgütleri var, ama bunun anlamı çok daha başka. Çok geç kalınmıştır, bunu ku- rarken, zaman zaman içimdan gelmiştir, ama, dedim kiyani: - Çok uygunsuz bir nareket olurdu, böyle bir örgütü başlat- mak benim tarafımdan. Ama, bazı arkadaşlara söylemişimdir: 'Niçin böyle bir örgüt yok?' diye. Çünkü süreklilik ancak yer (mekân) ve örgütiesağlanabiliyor, yalnız örgütle olmuyor. Ondan sonra söyleyeceğim söiz, -hoşunuza gitsin gitmesin, çok zaman olduğu gibi hoşa gitmeyen sözleri söylemek de, nedense bana düşüyor- Türkçe konusunda önce söyleyece- ğim söz, biryanlış, biz ve ilerici aydınlar da anadilimizi yanlış kullanıyoruz, bu da çok önemli. Bana öyle geliyor, onun için mecburum, yoksa, doğrusu bağışlayın bunu söylediğim, söy- lemek zorunda kaldığım için, ama kabul edip etmemek sizin bileceğiniz şey. Zaten Tonguç ne yapmış? özgür bırakmrş in- sanlan, korkusuzca. Zaten benden de korkunuzyok, tam tersi- ne benim korkum var! Şimdiefendim, bir yanlışsözcükkullanılıyor, biz anadilimizi yanlış kullanıyoruz çok kez. Eskilerin söylediği bir söz var: 'Galaö meşhur lügao sahihden evladır' derler. Tabii, sizin de çoğunuzun saçlan dökülmüş, anlarsınızbunu, biliyorsunuzta- bii; örneğin 'yorrtu' yanlıştır, yonut' (heykelj olması gerekir. Kanmaktan 'kanıt', yanmaktan 'yanıt', anmaktan 'anıt' nasılsa, 'yonut' olması gerekir. Ama 'yon UJ' yanlış sayılmaz, galati meşhur' oldu, böyle gider. Ama, herkesin hemen hemen her aydının kullandığı bir yanlış var; çagdaş'. Çagdaş ne demek arkadaşlar? Çagdaş, contemporain', yani aynı çağda yaşa- yan insanlar, hepsi çagdaş (yaşıt), Grana 'daki kabile ya da yamyamlar, bizim çağdaşımızdır! Biz 'çagdaş' olmayacağız, 'çagcıl' olacağız. Atatûrk'ün sağlığında, Atatürk olmadan ön- ce, Gazi Mustafa Kemal olduğu dönemde, 'asri' idi, bizim her şeyimiz 'asri' idi. Mezarlık 'asri mezarlık'tı. Çok ilginç bir şey, dünyada 'asri mezarlık' yoktur bizden başka. (Güiüşmeler) Asri, asri asri... 'Muasır Garp medeniyetine ulaşacagız'. Mua- sır, yani 'Asrileşmiş Batı uygar/ığına ulaşacagız' diyor Musta- fa Kemal. Ama, her zaman 'Batı medeniyetleri' (contempora- in) demiyor. Aynı zamanı yaşayan, ileri, geri, cahil, bilgin, hepsi onların çağdaştır. Biz Öyle mi olacağız? Ben sanmıyo- rum. 'Çagdaş' sözcüğü, değişir mi değişmez mi, bilmiyorum, 'çağcıl', 'asri', 'modern'.. Eğer olabilirse, olanağı varsa, hem de öğretmenleryapıyor bunu, bu işi hem de Köy Enstitülüler. Bunu olabildiğince 'çağcıl' yapalım, işlemler bittiyse, kullamr- ken bundan sonra, 'çagdaş' demeyelim, 'çağcıl' diyelim, ben yamyamla çağdaşım, ama onunla çağcıl değilım! Beni bağış- layın lütfen, öğretmenler beni bağışlasınlar, eski öğretmenler özellikle. fÇagdaş' comtemporain, 'çağcıl' ilerici, Fransızca progressif; Çagdaş GazetecilerDerneği'nin adını da, kurultay- da 'Çağcıl Gazeteciler Derneği' olarak değiştirmemiz gereki- yor, bu durumda. Vakfın adı da, Köy Enstitüleri ve Çağcıl Eği- tim Vakfı' olmalı!)" Aziz Nesin, Başkan Osman Bolulu'ya sordu: - Şimdi, kaç dakika konuşacağım? (Güiüşmeler) - Sınır yok! Nesin, konuşmasını sürdürdü: "Yine çoğunuzun katılmayacağı bir düşüncem var benim; Türk toplumu, tabii bu ulusal onurumuza dokunacak bir olay, ama gerçek bu, ne yapalım, Türk toplumu, hiçbir teknoiojik buluşu, bulgusu oimayan bir toplumdur! Yalnız teknoiojik de- ğil, toplumsalkavramı da yaratamamış bir toplumdur. Biliyor musunuz, Türklerin yarattığı bir toplumsal kavram var mıdır? Diyelim ki 'Müslümanlık', diyelim ki 'milliyetçilik', diyelim ki 'Turancılık', diyelim ki 'demokrasi'.. Demokrasi zaten adı da başka! Evet.. (Güiüşmeler), 'milliyetçilik'.. Biliyor musunuz, bir toplumsal kavramı da biz yaratmış olalım. - Çapulculuk! - Okavram da bizdengelmemiştir, başkaları bizesöylemiş- lerdir. Şimdi, bizim yarattığımız birkaç şey var.. Çok önemli. Birkaç şey derken, ben çok olumlu anlamda üçşey biliyorum, bu benim düşüncem, belki üç olmaz da beş olur, altı olur, yedi olur. Bun/ardan bir tanesibizim yarattığımız, olumlu olacak üç şey var: Biz bunları ya kaza ile yapıyoruz, yanlış olarak iyi şey yapıyoruz ve 'Aman nasıl olur da bu iyi şey?' diye hemen de- ğiştiriyoruz. Kesinlikle değiştiriyoruz iyi şey oldu mu. Ben, ta- rihselönemli üç şey biliyorum ki, bunlar 'Aman ne büyük yan- lışlık?' diye hemen düzeltilmişlerdir. Bu üç şeyden iki tanesi örgütlü olduklan için sürmüştür bugüne kadar. Bir tanesinin hakkı yenmiştir, çok önemli olduğu halde, adı sanı geçmez, çünkü örgütleri yoktur, yeri de (mekânı da) yoktur.. Üç şeyin bir tanesi 'Halkevleri'dir. Bu memleketin aydın, bi- lim ve sanat kaynaklarından bir tanesiydi Halkevleri. Başta kaldırma nedeniolarak, bir haklı nedengösterildi;yanibirpar- tiye (CHP'ye) son derece bağlıydı (ki o dönemde öyle olmak gerakiyordu); amabunupartidenayırmak, uzaklaştırmak -res- mı olarak ayrılmıştı tabii- düzeltmek varken, Halkevleri kuru- mu, tamamen mallan elinden alınarak kapatılıyor. Bu bizim büyük yanlışımızdır. Ikinciside KöyEnstitüleridir..." ••• Köy Enstitüleri Vakfı'na parasal katkıda bufunmak isteyen- ler: Tallp Apaydın, Mahmut Mafcal, Prof Dr. Yafcup Kepenefc adına açılan, TC Ziraat Bankası Yenişehir Şubesi'nde 26810 no'lu hesapla, Pamukbank Ankara Merkez Şubesi'nde 09216 330 no'lu hesaba yatırabilirler. BULMACA 6 SOLDANSAĞA: 1 2 3 1/ Bovling oyununda, devrilmeye çalışılan şişe biçimindeki tahta... Güç, emek, çaba. 2/ Bir tanm aracı... Son derece kavga- cı olan gözde bir akvar- 4 yum balığı. 3/ Ciltçilikte, g İcitap yapraklannı düz- gün tutmaya yarayan in- ce örülmüş şerit... Ilaç. 4/ 7 İşe, eyleme dayanan... Süs için yapılmış giysi 8 kıvnmı. 5/ "Sun —'ı sâki g bana mestâne desünler/ Usanmadı gitti gör o divâne de- şünler" (Seyhülislam Yahya). 6/ Israil yapımı hafif makineli tüfek... Asma kütüğu. 7/ Moübden ele- mentinin simgesi... Anlaşma, uyuşma. 8/ Eski Türklerde çocuk- lan koruyan tannça... Kristof Ko- looıb'un Amerika seferi sırasında yönettiği üçgemiden biri. 9/Paralı oyunlarda kâr ve zarar otaıadığıru anlatmak için kullanılan sözcük... Kedi ya da köpek yavrusu. YIKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çift, eş, ikiz... Yılmaz Güney in bir fîfrni. 2/ Yahudilikte, Tann'nın herhangi bir konuda ne düşündüğünü anlamak için kulJanılan kutsal büyü zarlan... Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu'da konar-göçerlerin kıl çadırlanndan oluşan yayla yerleş- mesi. 3/ Balıkesir'in eski adı... Bir haber ajansının simgesi. 4/ Bir pamuk türii... İstenilen mtelikleri taşıyan. 5/ Erkek ve dişi gametin birleşmesiyle oluşan döüenmiş hücre. 6/ Oyunda cezalı çocuk... Hz. Muhammed in annesinin adı. 7/ Demirin simgesi... Birkaç kez şeker ağdasına daldınlarak üzeri kaplanan kavrul- muş badem ya da fındık. 8/ Yolcu evi... Cinayet işlemiş olan kimse. 9/ Çin, Vietnam, Malezya'da yetişen ve lifleri dokumaa- ıkta kullanılan değerli bir bitki... Ufuklar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear