14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN1994 PERŞEMBE 10 DIZIYAZI •2- U-zun yıllar, "sosyalizm" adı altın- da bürokratik, arkaik bir ekonomik sis- temin sıkıntılannı yaşayan Doğu Avru- pa halklan. nihayet Gorbaço\"un açtığı yoldan gittiler; "serbest piyasa ekonomi- si"yle demokrasiyi seçtiler. Ne var ki, bir ekonomik düzenden diğerine nasıl geçilebileceğinin ne teorisi ne de bir programı vardı. Birtakım kıtlıklar içide yaşayan, kuyruklardan. polıs rejimin- den bıkmış olan halklar. olanak bulup da Batı'ya çıktıkca. "oh ne güzel!" di- yorlardı. "Vlağazalar zengin, eşyaiar şık ve güzel. Yaşasın hürriyet ve serbest pa- zar." Gorbaçov ve diğer Doğu A\rupa üikelerinin yöneticileri de bu geçişi sağ- lamak, sanayii modernleştinnek ve hat- la halklann tüketim ihtiyaçlannı acele olarak karşılamak için krediye gereksi- nim duydular. "Aman Bati" dediler. "gel bize yardım et." Dünya Bankası. EBRD (Avrupa Kalkmma ve Gelişme Bankası) ve daha sonra Avrupa Topluluğu'nun kurduğu BERD dcvreye girdiler. İlk iş. devlet iş- letmelerinin özclleştirilmesi, yeni özel şirketler ve bankalar kurulmasıydı. Al- man. İtalyan. Fransız. Amerikan ser- mayesi bu ülkelere doğru kaymaya baş- ladı. Çekoslokya'da Skoda fabrikası, Macarislan'da. Polonya'da motorlu taşıtlar ve ağr sanayi Alman ve İtal>an şirketlerini çekti. Fiat. bir Çekoslovak motosiklet fabrikasını. büyük baskılar yaparak satın alıp bir dünya tekeli kur- du. Harp sanayii, demir çeük, maden- ier.petro-kimyagibi birtakım kârlısana- yiin alınmasından sonra, iş. tüketim mallannı pazarlamaya geldi: Coca Cola, sabun, sabun tozlan, çikolaıa gibi ürünleri bütün dünya pazarlannda sa- tan; Unilever. Protector and Gamble, Henkel, Benkiser and Cussons kendile- rine kârlı pazarlar açtılar. McDonalds, Burger King ve Pizza Hut: Moskova. Varşova. Budapeşte caddelerini do- nattılar. Artık işin kalkınmayla bir ilgisi de kalmamıştı. Piyasa ekonomisi bir güzel yerleşiyordu Doğu Avrupa'}a. Bu gelişmeleri toplum nasıl karşılı- yordu? Öncelikle. eski yöneticiler, eski komünist panilerinin yukan k'adrolan ve onlara bağlı nomenclatura! Bunlar- dan bir kısmı iş adamına dönüştü. bir kısmı ise yeniden yönetim mekaniz- masına girdi. Yabana şirketlerden yük- sek maaşlar alarak, devlet lekellerinin özelleştirilmesine yardım ettiler. Ma- denlerin. e! emeğini azaltarak. kârlı işle- tilmesine ve satılmasına. yeni ve mo- dern otellerin kurulmasına hizmet etti- ler. Böylece yeni tip bir burjuvazi \a- ratıldı. Macar haftalık gazetesi Vilag. 1989'da yayımlanan bir makalesinde bunlardan şöyle söz ediyor: "tktidardaki kaymak tabakanın bir ktsmı. bürokratik parri otoritesini; ko- layca ve hiçbir şe\ kavbermeden pa/ar ekonomisivle ve demokrasiyle birleştiren bir yeni sisteme dömiştürebiieceğinin bi- lincine vardı." Bir Rumen başyazan da bunlan şöy- le tanımlıyor: "Bu "direktorası" ne vapıvor? Devlet iştetmelerini, özel teşebbüsün çıkarına yıkıyor veya işletiyorlar. Devlet sektö- ründe de, özel sektörde de nefes alabilea, yiyip büyüvebilen bu anfibienler kendile- rinebiiv ük kârlarsağlıyorlar." • BERD Avrupa Kalkmma ve Gelişme Bankası'nın son zamanlarda istifa etmiş olan başkanı Jacques Attali, CNN'e istifa nedenini açıklarken şöyle diyordu: Doğu, Batılı şirketler için bir istila alanı haline getirilmiştir. Orada kârlı işletmelersatın almaklakalmayıp, tekellerkuruyor ve tütünden alkole kadar, kendi ülkelerinde yasaklanan her çeşit ürünü satıyorlar. Rus ve Slovak Demir-çelik tesisleri mükemmel olduğu halde, bu mamullerin kendi pazarlannı istila etmesi korkusuyla, AT bu işletmeleri yeniden yapılandırmıyor. Çekoslovak çeliğine de kota uygulanıyor. V. ZA\ İLû İM DoğuAvrupahalklan 'serbesti'vurgunuyedi Pazar değil, mafya ekonomisi 'Komünizm sonrası' diye adlandınlan bu pazar ekonomisine geçiş dönemi; Polonya'da da. Çekoslovakva'da. Ma- caristan ve Romanya'da da böyle cere- "Polonya, Litvanya, Doğu Almanya ve hatta Macaristan'da eski komünistler seçimleri kazanmaktalar. Bu başan eskiye hasreti ifade etmiyor. Sadece çoğunluğu değil, bir yeni zenginler kastını faydalandıran ekonomik reformun reddini, daha adil bir düzen isteğini simgeliyor." yan ediyor. Eski Sovyetler Birliği'nde ise. pazar ekonomisi tam bir mafya eko- nomisine dönüştü. Nevv York Times gazetesinde. Stephen Handelman. duru- mu şöyle anlatıyor: "Rus tarzı mafya, ortaya çıkmakta olan pazar ekonomisin- den beslenen çok başlı bir fenomen. İ I- kede çetelerin sayısı 3 binle 4 bin arası- nda değişivor. Bu çetelerin yüzlercesinin eylemleri, Bağımsız Devletier Topluluğu topraklanna, Orta Avrupa ve Batı'va kadar uzanıyor... Suç kartelleri bankala- ra, gayri menkul pazanna sızmış durum- da." Handelman'a göre Kızıl Ordu'nun silahlannı da onlar kaçınp pazarlıyor- lar. Bu silahlar Rusya'nın güneyindekı çatışmalarda ortaya çıkıyor. Mafya, gücünü. hükümet bürokrasisinin kilit noktalanyla ilişkilerinden alıyor. Geçen yıl Boris Veltsin. mafya e>lemlerinin Rus devletinin geleceğini tehdit ettiğini açıkladı. Öte yanda. bu pastadan payını ala- mayan: işsizliğın. kıtlığın. yüksek fiyat- lann sıkıntısını çeken büyük çoğunluk var. Financial Times gazetesinde. Po- lonya üzerine yazdığı bir makalede. Anthony Robinson şöyle diyor: "Bir havli değiştirilmiş olan ekonominin sağ- ladığı refaha rağmen. Polonyalıların Mr- çoğu, bu gelişmelerin dışında kaldıklan kanısındalar. 39 milvon nüfusun 9 milyo- nu emekli, 3 milyonu işsiz. Bir yıldan beri işsiz kalan 700.000 kişi tşsizlik sigortası daalmıvor... |993'te 15milvon ücretlinin ücretleri bir yıl öncekine göre vüzde 2.9 düşük. Milvonlarca işci ve işçinin gerçek gelirieri 1989'dakinin altında. Vüksek fi- vatlardan ötürü ve eskiden olduğu gibi te- mel gıda maddeleri. ev kiraları \e ısınma sübvansiyone edilmediği için çocuklarda gıdasızlık ve sağlık sorunlan başgosteri- vor. Bu durum diğer Doğu Avrupa iilke- İerindedebövle." Bu duruma halklann tepkisini son yılların seçim sonuçlan gösterivor. Le Monde Diplomatique gazetesinde. 8. Pans Üniversitesi'nde öğretim üvesi Je- an-Yves Potel şöyle yazıvor: "Polonya, Liftanya, Doğu Almanya ve hatta Ma- caristan'da eski komünistler seçimleri kazanmaktalar. Bu başan cskive hasreti ifade etmivor. Sadece çoğunluğu değil, bir yeni zenginler kastını favdalandıran ekonomik reformun reddini, daha adil bir düzen isteğini simgelivor." 'Onları sömürdük' Beni bu yazıyı yazmaya iten olay, BERD Avrupa Kalkınma ve Gelişme Bankası'nın son zamanlarda istifa et- miş olan başkanı Jacques Attali'nın CNN televizyonuna vermiş olduğu bir mülakattı. Attali. bu mülakatta şöyle diyordu: "Ben istifa ettim, çünkü biz Doğu Avrupa üikelerinin kalkınmasuia vardun etmedik. Yabancı sermavenin, servet kaynaklanna elkoymasına hizmet ettik. Onları sömürdük ve nefret uyandırdık." Aıiali'nin bu konııda yazmış olduğu kitabı beraber oku- yalım: "Batıda birçok kişi. Doğu Avrupa'va liberal ekonomivi sokarken beraberinde demokrasinin kunılup kurulmadığına ve hatta karaborsava önem vermiyor. Doğu, Batılı şirketler için bir istila alanı halinegetirilmiştir.Oradakârlı işletmeler satın almakla kalmavıp. tekeller kuru- yor ve tütünden alkole kadar. kendi ülke- lerinde vasaklanan her çeşit üriinü satı- vorlar. Avrupa Topluluğu'nun Doğu'ya satışları, oradan aldıklarının, 2.5 ınilvar Ecu (Avrupa l.irası) üstünde. Doğu Av- rupa ülkeleri, imtiva/lı tanındıkları. ken- di lerine öncelik verileceği ve hatta bütün gümruk tarifelerinin kaldınlacağı vaat edildiği halde gümrük engellerivle kar- şdıyorlar: Kontenjanlar. sınırlamalar vs. Rus ve Slovak Demir-çelik tesisleri mü- kemmel olduğu halde, bu mamullerin kendi pazarlannı istila etmesi korkusuy- la, Avrupa Topluluğu bu işletmeleri yeni- den vapılandırmıvor. Çekoslotak çeliği- ne de kota uvgulanıvor. Bence, kıtanın Doğu bölümüne > ardım ediyor göriintüsünde olmak, öte yandan da onları sanavilerini özelleştirmeye ve modernleştirmevezorlamaları riyakârlık oluyor. Şimdive kadar Batı'nın yardımı; birçok danışmana iş vermeye, Batılı işler- melerin Doğu'da tekeller kurmasına, (özellikle amme hizmetlerinde, maden- lerde ve otelcilikte), kendi tediye açı- klarını dengelemelerine ve o, Doğu üike- lerinin Batı mamullerini satın almasına hizmet etti. Sonuç: Milvonlarca göçmen, sonsuz çelişkiler, silah sattşı veçevre fela- keti. l nutmavalım ki, Doğu Avrupa'da bir sosyal patlama. Batı Avrupa'da bü- vük sarsıntılara neden olabilir. Kapmııza davandıkları vakit. pazar ekonomisini ve demokrasiyi korumak zor olur." Attali. Doğu Avrupa devlet adam- lanyla yaptığı konuşmalarda. gizli ve derin bir aa ile hoşnutsuzluk hissetti- ğini belirtiyor. "Çünkü geleceğe bak- tıkları vakit gördükleri manzara şudur: Ekonomik durgunluk, işsizlik, vetenek- sizu'k, eşitsizlik vs. Bu ülkeler avnı za- ınanda. bazı basit şevler için savaştıkları günlerin hasretini çekivorlar. Bazı cum- hurbaşkanları veya başbakanlar bana şu sözleri sövlediler: Havatımın en mutlu günleri, hapisanede, özgürlüğü bekledi- ğim günlerdi. çünkü o zaman ümidim »ardı. ama şimdi vok." Bu görüşlerc şunu da eklemek gcrek: Bu ümiisizlik, tıkanıklık veçöküntü iki önemli lehlikc doğuruvor: Faşizm ve mafva... ^'ani ahlaki çöküntü. Sınır tanımayan bu cereyanlar Batı Avrupa'- \ı da tehdit edivor. Kaynaklar: 1. Jean >V« Potel, "Doğu Avrupa'da Komünistkrin Dö'nüfü" Le Monde Dip- lomalique 2. Anthony Robinson: Pojonya ıi:e- rine ıteğişik nuıkaleleri, "Özeltestirme İçin Seçilenler", "Yahana Sermaye Akımı Hızlaıuyor" YS. Christopher Rohinski: "Yabana Ban- kaların Hedefi Topal Ördekler" Fiıunuial Times gazeu'sinin Poloııva i/avesi. 18 Mıırl 1994 3. Jaeques Attali, "Arrupahlar", Pu- varıl. 1994 Yarın: Avrupa EkonomikTopluluğu veTürkiye Kültür • Sanat TEŞEKKURLER YAŞAM Yön: BERTRAND BLIER CHARLOTTE GA1NSB0URG GERARD OEPARDIEU JEAN-lOUISTRINTIGNANT ANMEGIRAR0OT Beyoğlu AI.KAZAR (245 73 83) 12 00-14 15-16 30-18 45-21 15 2 FRANSIZ OSCARI EMMANUELLE BEART AYAZDA BİR YÜREK"UN COEUR EN HIVER" Yön: Claude Sautet Yüreğinizi titretecek bir baş yapıt. 3. HAFTA Beyoğlu ALKAZAR AVRUPA (245 73 83) 12.00-14.15-16.30-18.45-21.15 e«W00DVAUHuss «ANNIE HALL" A nervous romance Beyoğiu PCRA (251 32 40) 1200-14 15-16 30-18 45-21 00 (Beyogiu Sıneması yanı) CINEMA CAFE-BAR 20.00-22.00 Yon Akıra Kurosawa 22 00 - 02 00 KEREM (Nostaljık Hıt Parçalar) Lsldclal Cıd Kurukrarmakkapı Soi. NolWA Beyoğlu 25295 İÖMI ITAP STANDI el: (0-216) 336 15 14 < | İ , u Kültür Sanat ilanlarınız için: 293 89 78 (3 hat) 293 89 78 (3 hat) IÇINDEN DALGA GEÇEN TIYATRO Ferhan Şensoy Yer: Fenerbahçe Marina Pyromid Karyı» SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ Deniz A>ırı Oüldüriî Sa(ı-Çor>omba-Per>*mbe-Cümo-Cumorte5İ 21.00 KIRKAMBAR GEC L " be. Cu. Bilet Soh>: F. bobçe Moro» fcl: 0Î16-346 23 46/1007 Ses 1885 Ortoovuncubr - Beyoğiu, fel: 0212 - 251 18 65/66 Suodiye vAıkkonımo ve Copitel Çory Mogcmısı BEYOĞLU ŞİNEMAŞI SİNEMA YAZARURININ SEÇTİĞİ YILIN EN İYİ10 FİLHİ (Tel: 251 32 40) 10/16/27 HAZ P İ Y A N O JANE CHAMPION 11/20/26 HAZ SOSYETEOEN İ N S A N MANZARALARI ROBERT ALTfMN 12/22/29 HAZ GERMİNAL CLAUDE BERRI 13/18/30 HAZ ŞARKÜTERİ MARC CARO JEAN-PIERRE JEUNER 14/17/25 HAZ ARİZONA RÜYASI EMIR KUSTURICA 15/24 HAZ G Ü N D E N KALAMLAR JAMES İVORY 19 HAZ CARLITO'NUN YOLU BRIAN DE PALMA 21 HAZ KOCALAR VE KARILAR VVOODY ALLEN 23 HAZ SCHINDLER'İN LİSTESİ STEVEN SPIELBERG 28 HAZ M A S U M İ Y E T YAŞI r.'ARTIN SCORSESE MODA SINEMASI 337 01 28 BU YILIN OSCARLARI 10'18 HAZİRAN 11/19/23 HAZİRAN 12/20 HAZİRAN 13/16/21 HAZİRAN 14/ 17 HAZİRAN 15/22 HAZİRAN PİANO EN İYİ ÖZGÜN SENARYO EN İYİ KADIN OYUNCU EN İYİ YARDİMCI KADIN OYUNCU PHILADELPhHA EN İYİ ERKEK OYUNCU EN İYİ ŞARKI KAÇAK EN İYİ YARDİMCI ERKEK OYUNCU J. PAHK EN İYİ ÛZEL EFEKT EN İYİ SES EFEKTİ EN İYİ SES SCHINDLER'İN LİSTESİ EN İYİ FİLM-YONETMEN- UYARLAMA SENARYO- KURGU-SANAT YÖNETİMİ- ÛZGUN MÜZİK-GÛRÜNTÜ MASUMİYET YAŞI EN İYİ KOSTUM YAPI KREDİ'NİN SO.YILI 7. U L U S L A R A R A S I YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ 2 - 1 4 H A Z İ R A N 1 9 9 4 DANS Ankara Devlet Opera ve Balesi Modem Dans Topluluğu Yöneten: Beyhan A. Murphy Cemal Reşit Rey Konser Salonu. saafc 18.00 KLASİK MÜZİK Michie Nakamaru (Soprono-Japonya) Şan Resitali Piyano: Judith Uluğ Cemal Reşit Rey Konser Salonu, saat 21.30 Cemal Reşit Rey Konser Salonu: (212) Z40 50 12 Kadıköy Haldun Taner Sahnesl: (216) 349 04 63 Tatocord, Univerjity Tetetard, Gmç T«J*card, Ticari Tatocard, Woridcord, Unrvorsity Worldcard ve Sup«nard sahipleri füm götterüari % 50 indirimli izleyebilir. YAPI KREDİ TOBAV Devlet Tiyatrolan, öpera ve Balesi Vj SOYLEŞI "I'iyııtn >da ^ azar-^'önctnıen- Dramaturui: Dıırıım \c ^'(•>nL•lis Konuşmacılar: Murat Karasu, Güngör Diimen, Ali Taygun, Prof.Dr. Hasan Anamur, Ülkü Ayvaz Yön: Savaş Aykılıç 10 Haziran Cuma, Saat:17.00 TOBAV Lokali: Sıraselviler Cad. 47 Taksim Size de yer aymldı! -j T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI J DEVLET OPERA VE BALESİ I. ASPENDOS OPERA VE BALE FESTIVAU llHnroı1994Cu«»iea îlJOTıradol G.hran J*nWDevlet Opera w8cW UHa*mlWSâ M » l Devlet OperonkM 21J0 Cannino !<ra» C.Off ICumhurfadskanlığı Scn(m Orkedrmı fcii lole SafıneKxM 21X Modem Dora f 20H<zraılW4Pısaiesı 2K30ftosBesk F.Atzode İMenınDefletOperattBalesll 18Haannl994CımHn>n 21J0DomlabKemKi J.lod/S.Homidk Mûziıd Voitd Koreogfaft Dran WAMoıat Opera 24Hmraıl994C™ 21.30 Poguto LMntus 5de DmtEOKnlar IGûrasfcn Devlel Opera reSde» NoC • T ûm Gooenfcr 50 COC Tl •Com.nc Bura» toıen lOOOOC?^ •Guroston ûevd» 2pera «e Bd» goüeraı 25O0O0TL 1994 le nfcjû p^uıniacdaır «Temsıllere Antoiyo «e 5de den ula}«n ] lfclS.it, Yofer •Ankora lüonbul tonır« M«™n Dnlel Opera •« Bd«Wı jjden •Arldyo **;;», 4joer<i:! n ide 'ıy*dan. W y c Kdeıç DOSıM «ogani AISKARA NOTLARI MUSTAFA EK91EKÇİ Hıfzı Topuz'un 'Parisli Yıllar'ı... Hıfzı Topuz, Bilgi Vay/new'ndençıkan 'Parisli Yıllar'kitabını yollarken şunları yazmış: "Sevgili Mustafa Ekmekçiye Parisli Yıllar'dan en tatlı anılarla." Hıfzı Topuz'un yapıtı su gibi okunuyor. Çok yerde, kahkaha atmamak için kendımi tutuyorum Pertev Naili Boratav'la il- gılı olanını, salı günü ÇGD'ye gelen CHP Genel Sekreteri Er- tuğrul Günay ile arkadaşları Algan Hacaloğlu Eşref Erdem ve Veli Aksoya da anlattım. Satır arasından bilmem bir şey çıkardılar mı? Fıkra şöyle. Daha doğrusu Hıfzı Topuz, kitabın- da Pertev Bey'i anlatıyor. Şöyle: "Pertev Bey'in şimdi tek istediğişey, Nasrettin Hoca çalış- masını bitirmektir. Yıllarını vermiştir bu konuya. Dünyada böyle bir araştırmanın eşiyoktur. Kitap nerede, ne zaman ve nasıl basılacaktır? Pertev Bey bunun telaşı içindedir." Pertev Bey, Hıfzı Topuz'a kitabında yer alacak Nasrettin Hoca öyküleri anlatır. Bırı şöyledır: Hoca yaşlanmıştır, ölümünü beklemektedir. Ama hiç de ölmek istememektedir. Bir gün uzaktan Azrail'i görür ve he- men namaza durur. Azrail dönüp gider. Ertesi gün yeniden gelir. Hoca yine namaza durur. Daha ertesi gün Hoca yine namazdadır. Azrail kalkıp Tann'ya gi- der: "Bak Tanrım" der "Hoca'nın bir türlü canını alamıyorum. Ne zaman gitsem, namazda." Tanrı: "Dokunma ona" der, "bırak, kılsın namazını..." Kıtapta Nâzım Hikmet le ilgıli, Abidin Dino Fikrel Mualla Zekeriya Sertelle daha bir dolu aydınla ılgilı anı yığını. tatlı tatlı anlatılıyor. Nâzım, Havana'dan dönmüş, Parıstedir. Abi- din Dino, daha bırkaç arkadaş. Parıs'te St. Denis'ten geçıyor- lar. Nâzım, Fransız krallarmın oradaki gömütlerine kafasını takar, bir yığın soru sorar. Sonra bazı Arapca sözcüklerin Türkçelerini bulmaya çalışır. Şıirlerınde eski sözcukleri kul- lanmak ıstememekte, yenilerını araştırmaktadır. "istikametyehne ne diyeceğiz" dıye sorar. Abidin Dino'yla Hıfzı Topuz: '/dn'derler. "Olurmu "der Nâzım, "Yön, taraf değilmi?" Hıfzı Topuz. anlatıyor: Haklıydı, doğrultu' aklımıza gelme- mişti. Sonra, Nâzım uzun uzun Havana anılarını anlattı. Fidel Castro ileneler konuştuklannı sordum. "Ben Ispanyolca bilmem, o da Fransızca bılmiyor, çevir- men aracılığı ile konuştuk" dedi. "Ama, çok iyı anlaştık. O bana: 'Ben sizi yaşlı sanırdım, çünkü gençliğimde de sızin şürleriniziokurdum. Oysa, sizçok gençmişsiniz'öedı. Havana konuşmaları bitmek bilmiyordu. Bir ara Nâzım 'a: "Bakın üstat" dedim: "bende Fransızca bir şıır var, bunu geçen yıl tanıdığım bir kız sizin için yazmış. Nâzım Hikmet'i görürsen bunu kendisine ver' dedı.' Nâzım: "Okusana şu şiiri" dedi. Ben araba kullanıyordum, şiiri Abidin'e verdim, o okudu. Nâzım çok duygulandı. "Bak, bunu bana şimdi verıyorsun" dedi. "Haydi geçen sefer veremezdın, Vera vardı, ama bunu böyle el âlemin için- de vermenın âlemi var mıydı?" Nâzım, o Fransız kızının yazdığı şiiri katlayıp cebine yer- leştirdikten sonra: "Bak Hıfzı" dedi, "Bende üç vesika var. Zannediyorum ki ömrümün üç büyük vesıkası..." Nâzım'ın, "ömrümün üç büyük vesikası" dediği belgeler- den ikisi şöyle: "... Bir mektup aldım, diyor ki: 'Öğretmenim, 25 yaşında- yım. Birdenbire gözlerimi kaybettim, bir ay uyku ilaçlannı biriktirdim, kendimi öldürmek için. Hemşireler bana akşam- ları kitap okuyorlardı. Kendimi oldürmeye karar verdim. Senin kitabını okudular. Teşekkür ederim, yaşamaya karar verdim, ölmeyeceğim.. Utanıyorum ölmek istediğim için. in- san çalışabilir kör gözleriyle..', italya'da ilk kitabım çıktığı zaman bir delikanlı ile bir kız bir- likte yazmışlar bana. Mektup, Nâzım Hikmet. Moskova'diye geldi. Oğlan diyor ki: Biz sevşiyorduk. Ben utangaç bir deli- kanlıyım. italyanım, ama utangacım. Bir türlü kıza kendisini sevdiğimi söyleyemiyordum. Geçenlerde sizin kitabınız çık- tı. Orada bir şiir var, onu kesip sevdiğim kıza yolladım. Işte halim böyledir dedim. Ve sayenizde evlendik." • • • Çağdaş Gazeteciler Derneğinin 12. Olağan Kurultayı ge- çen hafta sonunda pazar günü yapıldı. Yeni yönetim, kendi arasında görev bölümünü de yaptı. Şöyle: ÇGD genel başkan yardımcılıklarına Mahmut Tali öngö- ren ile istanbul Şubesi Başkanı Celal Toprak Genel Sekre- terliğe Metin Aksoy'la yardımcılıklarına Veli özdemir. Tun- cay özkan; saymanlığa Bekir öztoprak; Genel Yönetim Kurulu üyeleri de şöyle: Reha Mağden Yasemin Taydaş (Bursa dan), Göksel Bozfcurt, Ali Tartanoğlu Seniye Yücel, Murat Ye*in Ahmet Delikçi (izmır denj, Murat inceoğlu Denetleme Kurulu: Özden Alpdağ (Başkan). Binali Polat, Fevzi Argun. Onur Kurulu: Aziz Nesin (Başkan). Varlık Özmenek (Yaz- man). Üyeler: Orhan Koloğlu. Selçuk Altan Ömer Duru (içbatı Anadolu Şube Başkanı. Eskişehır'den), Yılmaz Akkılıç Çağdaş Gazeteciler Derneğinin haberlerınin basında ye- terince yer almadığını biliyorum. Ne yapalım? Kesilen ağaç. "Baltanın sapı bizden!" demış. 12Eylül'ler- de Nadir Nadi, o zamankı ÇGD Başkanı Yılmaz Aleş e, ya- nı mda: "Gerçek gazeteciler sizde, neden sesiniz çıkmıyor" diye sormuştu... BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Yunus Nadi tarafın- dan 1918"den başlayarak \ayımlanan ve 1924 yılı başlannda yerini Cum- huriyet gazetesine bıra- kan günlük gazete. 2/ İddia. bahis, lades... Bir tanm aracı. 3/ Yan... Cö- merı. 4/ Doğu Anadolu'- da bir göl... Rütbesiz asker. 5/ Üzeri kırmızı parafınle kaplanan bir tür peynir... Türk resim sanatında önemli bir gru- bun ad olarak benimsediği harfin okunuşu. 6/ Bir nota... Herhangi bir nedenle armağan kabul edenin. \ermek zorunda olduğu karşılık. 7/ Güzel kadın... Özsu. 8/ Büyük boyda Hint davulu. 9/ Demiryo- lu... Bir öğrenim kurumu. Yl KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Karmaşık sorunlann çözümün- de ve incelenmesinde bilimsel ve özellikle matematiksel yöntemle- rin uygulanışı. 2/ Sevap... Atılgan, gözü pek. 3/ Osmanlılar'ın Avusturya'ya verdikieri ad... is- panya'da Bask bölgesinin bağımsızlığı için savaşım veren gizli örgüt. 4/ Uğraş... Borç ödeme... Bir zaman birimi. 5/ Çok hızlı gidebilen bir tür keşif gemisi. 6/ Aza... "Feminin rengi aksedip tenine Yeni açmış güle ... olmuş" (Namık Kemal). 7/ İnilti... ••Şu demek ki" anlamında kullanılan bağlaç. 8/ Ayn ailelerden iki erkeğin. birbirlerinin kız kardeşini alarak yaptıklan evliük. 9/ Tibet sığın... Memelilerdeana iledöliit arasında kan alıp ver- me işini sağlayan organ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear