23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19MAY Bandırmavapuru19Mayıs1919 sabahısaat6'daSamsunlimanına demirledi.Du Mustafa Kemal'ingözleriısıMustafa Kemal, Galata rıhtımında Rauf Bey ve bır ıkı arka- dasıyla otomobılden ındığınde obur arkadaslannın tam kadro ora- da bekledıklerını gordu - Vapura nıye bınmedınız ne beklıyorsunuz burada 7 Dıye sordu - Vapur uzakta pasam motorla gıdeceğız 1 Dedıler Mustafa Kemal se vapurun rıhtıma yanasmıs olduğunu sanı- yordu Arkadaslarını gozden gecır- dı Hepsı de yolculuğa uygun bı- çımde gıyınmıstı Feslı kalpaklı ava bıçımı ceket ve pantolonluydu- lar Rauf Bey sabahleyın erkenden Mustafa Kemal e uğramıs ona kulağına çalınmıs kotu bır haber getırmıs, aralarında soyle bır ko- nusma geçmıstı Rauf Bey -Pasam çokguvenılırbıryerden mevsuK bır haber aldım Ingılızler sızın Anadolu ya gececeğınızı ha- ber almıslar Fakat sımdılık sescı- karmayarak yoıa cıkmanızı beklı- yorlarmıs yolda bındığınız Bandı- rma vapurunu batıracaklarmıs Ya- lan doğru bılmem Ben de bas- kasının yalancısıyım Fakatçokdık- katlı oimalısınız pasam Mustafa Kemal ın gozlerı kısıldı dışlerı sıkıldı yanaklarının kastarı oynamağa basladı yuzu ağardı sonra kıpkırmızı kesıldı ve yakın ar- kadasına soyle dedı - Dun aksam da ısmını bıldırme- yen ve bır dost olduğunu bıidıren bırısı bana telefon ederek aynı sey- lerı soylemıstı Buradaesır gıbı ya- samaktansa Karadenız de batmayı tercıh ederım 1 - Yalnız kaptana tavsıye edınız bır rota uzerınde ya da alısılmıs bır rota uzerınde gıtmesın Sımdı de rıhtımda bır kenara ce- kılmıs bır haber uzerınde konusu- yorlar Mustafa Kemal butun so- ğukkanlılığına karsın kaygulu goru- nuyordu Rauf Bey den baska rıhtımda bır- cokuğurlayıcı daha vardı Hepsının akraba aıle ve arkadası gelmıstı Hepsının yuzunde gıziı bır korku- nun saklanamayan ızlen goze çarpıyordu Bunlar yolcuların ne- reye gıttığını bılıyordu Mustafa Kemal ıle arkadasları uğurlamağa gelenlerın ayrı ayn ellerını sıkıyor ve hepsını yakın za- manda Anadolu da bekledıklerını soyluyordu Busırada ınce uzun boylu mavı parlak gozlu genc bır adam kosa- rak Mustafa Kemal ın yanına geldı - Ne o Nevzaf -Supaketıgetırdım pasam evde unutmussunuz Bu gercekten Mustafa Ke- mal ıcın çok değerlı bır paket- tı Nevzat Bey (Tandoğan) o sırada Arnavutkoy komıserıy- dı Ve Mustafa Kemal ın yakın adamları arasındaydı Mustafa Kemal le arkadas- lannın ellerını sıkanlar arası- nda bırkac da genc ve uyanık gazetecı vardı Tasvırı Efkar- dan bır gozu ozurlu ve Musta- fa Kemal ın Sofya Atasemılı- terlığı nden ben tanıdığı Arif Oruç, "İstiklal" gazetesınden Salahattin Güngör, "Idrak"- ten Sadettin, "Yenigün"den Kemal Bagıp ve Kemal Salih, "Sabah" gazetesınden ın yan esmer genc ve yakısıklı Niza- mettin Nazif bunların arası- ndaydı Mustafa Kemal bır ara Rauf Bey e bır ıhtılalcı kaygu- suyla - Raufçuğum dedı sımdı nerdeyse Mehmet Alı (Dahılı- ye Nazın) gelır Sen hemen gıt 1 Rauf Bey le sarılıp opustuler ve Rauf Bey ayrılıp gıttı Bıraz sonra daDahılıye Nazın geldı Uğurlayıcıların hem kaygulu hem umutlu bakıslan altında moto- ra bınıp Kızkulesı acıklarında de- mırleyın kucuk Bandırma vapuru- na yollanan bu ıdealıst yolcular grubu emırlerıne verılen bu cılız "köhne" ve zaval 11 vapura yaklastı- klarında dus kırıklığına uğradılar Mustafa Kemal bır denızcı değıl ıse de bu "köhne" gemının Mar- mara'nın dalgalarına bıle dayana- mayacağını ılk bakısta anladı Hıc kımseye bır sey soylemedı Arka- daslannın cesaretını kırmaması gerektı Vapura bınerek esyalarını kamara- larına yerlestırmıs guverteye cıkmıs- lardı Guzel guneslı bır mayıs ıkındı- sıydı Boğazın hıc kesılmeyen ruzga- rı denızı yeğnık ak kopuklerıyle Mar- mara ya doğru suruyordu Mustafa Kemal vapurun bır an on- ce kalkması ıcın can atıyordu Aksam sular kararmadan boğazdan cıkmak gerekıyordu Ne var kı bır sure daha bekleyeceklerdı Bu sırada vapura ıtı- laf subaylarını tasıyan bır motor ya- nasmıstı subaylar cevıkce gemıye tı- rmanıyorlardı Bu ıtılaf kontrol heyetı ıdı Mustafa Kemal ılkın kım olduk- larını anlamadığından ıcınden "Isle, Rauf Bey'in dediği cıktı Karadeniz'e kadar sabredemedıler Herhalde bizi tevkrfe geliyorlar" dusuncesını geçırerek yuksek sesle bunla- rın nıçın geldıklerını ve ne ıs- tedıklennı sordu Heyetın, sı- lah ve cephane aramağa gel- dığını anlayınca da ıcı rahat- ladı ve onlara - Vazıfenızıyapın netıcesın- den benı haberdar edın 1 dedı ve olayı merakla ızleyen arka- daslarına Dolmabahce onun- de demırlenmıs savas gemı- lerını gostererek sunları soyledı - Bunlar ıste boyle Yalnız demıre celığe vesılah kuvve- tıne dayanırlar Maddeden baska bır sey bılmezler İstik- lal ve hurrıyet uğruna muca- deleye azmetmıs bır mılletın kudret ve kuvvetını ıdrakten acızdırler Bız sılahve cepha- ne değıl, ıdeal ve ıman goturu- yoruz Kontrol heyetı butun gemı- yı arastırdıktan sonra Mustafa Kemal ı selamlayarak vapur- dan ayrıldı vapur da kalktı j Mufettıslık Kurmay Baskanı Kazım (Dırık) Yardımcı Kur Yarbay Arif (Ayıcı) harekat subesı sefı sıyasal ve mıllı propaganda ıle gorevlı Hüsrev (Gerede) Topçu Ku- mandanı Bınbası Kemal (General Ke- mal Doğan) Sıhhıye Baskanı Dr fbra- him Talı ve yardımcısı Yuzbası Dr Refik (Saydam) Erkanı Harbıye Mul- hakı Yuzbası Mümtaz ve İsmail Hakkı, Usteğmen Arif Hikmet, Emır- subayı Usteğmen Hayati, Yuzbası Ali Sevket, Basyaver Cevat Abbas, Ya- ver Muzaffer (Kılıç) Karargah Ku- mandanı Yuzbası Mustafa, lase Su- bayı Abdullah, sıfre katıplerı Faik ve Memduh beyler bırde karargah dok- toru Yalnız bu değerlı ınsan grubundan baska vapurda ıkı kısı daha vardı kı kaderlerı bunlarla at bası bır gıdıyor- du Bunlardan bırısı Sınop a yenı mu- tasarnf olarak atanmıs genç yonetıcı Mazhar Tevfik, otekı de vapur kalktı- ktan sonra ambara ınerek yaver Maz- har ın kesfettığı Albay Refet (Bele) ıdı Yaver ambara ındığınde yarı ka- ranlık ıçınde bır suru atın donup ken- dısıne baktığını gormus ve bu atların kımın ve neyın nesı olduğunu bılme- dığınden meraka dusmustu Bıraz otede bacak bacak ustune atmıs ufak- tefek sıvıl gıyınmıs bır adamın fosur fosur sıgara ıctığını gorerek ona doğ- ru ılerleyınce saskınlığı daha cok artmıstı Bu Albay Refet Bey den baskası değıldı Burada ne ısı vardı 9 Hıkaye su ıdı Refet Bey Mustafa Kemal ın eskı tanıdığı arkadaslardandı Gerek Pe- rapalasta gerekse Sıslı dekı evde bırcok kez ıdeahstçe konusmuslukları vardı bu arada memleketın kurta- rılması uzerınde varılmıs prensıp ka- rarları da vardı Mustafa Kemal Do- kuzuncu Ordu Mufettısı olarak Ana- dolu ya gecerken Refet Bey ı otekı ar- kadasları gıbı karargahına ala- mamıstı Boyle olduğu halde yıne de beraberce Anadolu ya gecmek ıcın sozlesmıslerdı Tıpkı Rauf Bey le ol- duğu gıbı o da hıçbır "memuriyeti ve sıfab" olmaksızın bayağı bır yolcu gı- bı Mustafa Kemal ın grubuna katıla- rak Anadolu ya gececektı Mustafa Kemal ayın on besınde Kalamıs ta oturan Refet Bey e haber gondermıs ayın on altısında Bandır- ma vapuruyla Samsun a yollanacağı- nı ve kafıleye katılmasını ıstemıstı Bu haberı alan Albay Refet Bey cok he- yecanlanmıs ve sevınmıs hemen Mustafa Kemal ınadamına su haberı ona ıletmesını soylemıstı - Yarın on sekız hayvanımla bera- ber vapura bıneceğım Gercekten de sozunde duran Refet Bey ertesı gun on sekız atı ıle rıhtıma gelmıs ve herkesten once hayvanları vapura tasıtarak kendısı de goze carpmamak ıcın gıdıp ambarda atla- rının yanı basında oturarak tehlıkelı saatlerın gecmesını beklemeğe bas- lamıstı Iste onun burada olabıleceğı- nı hıc aklına getırmeyen yaver bu yuzden apısıp kalmıstı Istanbul ısgal edıldığmde Albay Refet Bey Fılıstın debulunuyordu Iz- zet Pasa sadrazam olunca onu Umum Jandarma Kumandanlığı na atayarak Istanbul acağırmıstı Istanbul a gelen Refet Bey doğru- casadrazamın katınacıkmıstı Ahmet Izzet Pasa cok guç durumda olduğu- nu ve kendısıne yardım etmesını ıste- mıstı Evet Istanbul ısgal edılmıstı ve Turkıye hergun bıraz daha atesten bır boyunduruğa sokulmaya çalısılıyor- du Memleketı çok gezmıs ve gormus olan bu genç asker her yenı o/aydan bır anlam çıkarıyor ve memlekette kı- mı kıpırtıların basladığını sezıyordu Bunun ıçın de Jandarma Genel Kumandalığı gıbı bulunmaz bır fırsatın elıne geçmesınden yararlan- mağa ve Mustafa Kemal le bas basa vererek gereklı bolgelere sılah ve cephane gondermeğe baslamıstı Bu ısı açıktan açığa yapıyordu Itı- laf devletlerı jandarmadan o kerte korkmuyorlardı jandarmanın tensıkı- ne kendılerı de karıstıklarından bu kuvvetı dejenere etmek yolundaydı- lar Boylece jandarma orgutu kımı bolgelerde ulusal dusunceye aykırı kısılerın katılmasıyla dusman bır guç halını alma tehlıkesını gosterıyordu Refet Bey bu psıkolojık durumdan yararlanıyor ıstedığı bolgeye ıstedı- ğınce sılah gonderebılıyordu Vapur kalktıktan sonra ambardan çıktı Mustafa Kemal ın yanına gıttı Mustafa Kemal bu değer verdığı ar- kadasının sozunde durarak geldığını gorunce cok sevınmıstı Hele ambar- d? atların yanında gızlendığını oğre- nınce keyıflı keyıflı gulmekten kendını alamadı Vapur Uskudar onunde yatan ve orme dıreklenyle butun obur dusman savas gemılerınden ayrılan Kılkıs ın yanından gecerken butun ıdealıst yol- cular bu Yunan savas gemısıne hıncla ve kınle baktılar Dolmabahce nın onunden gecer- ken uzun kursunı namluları saraya çevrılmıs dev gıbı Ingılız drıtnotlarını meydan okur gıbı suzduler Hemen hepsı bıraz once Mustafa Kemal ın bunları gostererek soyledıgı guzel sozlerı anmıstı Evet bucelıkkulcele- rıne karsı kafa ve ınanla dogusule- cektı Yolcuların gozlerının sapsarı ıkındı gunesının aydınlattığı boğaz tepelerı alabıldığıne yesıllıkle ortulmustu Masmavı gokyuzu sıcaktonlarıylabu tepelerı cevre'ıyor durgun bır doğa tablosu halınde gıttıkce genlıyor ar- kada kalıyordu Bu essız doga dekoru ıcınden ge- cıp Karadenız e doğru uzaklasan yol- cuların ıclerı gereğınce durgun değıl- dı Hemen hepsının dusuncelerı arası- nda Rauf Bey ın getırdığı kotu haber engerekler gıbı kıvranıp duruyordu Beykoz onunde yatan kocaman Ingı- lız Iron Duke zırhlısı uzerınde Ingılız denızcılerı karınca gıbı kaynasıyor ve aralarında ırı buldog kopeklerı dolası- yordu Refet Bey Mustafa Kemal ın kafa- sını adamakıllı kurcalayan vapurun Karadenızde batırılması dusuncesı- ne busbutun ortak olmuyordu Onun dusuncesıne gore yolculu- ğun en tehlıkelı bolumu boğazdan cıkıncaya dek geçırılecek olanıydı Karadenız e cıktıktan sonra ıs daha kolaylasacaktı Gemı Anadolu kıyısına yakın ola- 'ak gıtmelı ve bır kısı de durbunle ar- kayı durmadan gozetlemelıydı Uzak- yakın bır savas gemısı tehiıkesı bas gosterınce gemıyı hemen bastan kara edıp karaya sıgınmalıydı Mustafa Kemal Refet Bey ın bu du- suncesını cok dogru bulmustu Rauf Bey de asağı yukarı benzer dusun- ceyı salıklamıstı Gemı Beykoz burnunu donduğun- de Karadenız ın hatırı sayılır serınlık- tekı ruzgarı yuzlerıne carptı Hıc kım- se boğazdan cıkıncaya dek kamarası- na gırmeğe ısteklı değıldı Kucuk Bandırma teknesı Karade- nız boğazına yaklastıkca aksam ol- mağa sular kararmaga baslamıstı Anadolu Kavağı nda Itılaf Kontrol Heyetı bır kez daha vapuru durdurup sılah aradı bulamayıncadayol verdı Butun ıdealıst yolcular bu ıkıncı aras- tırmada tıtremıstı Acaba burada tutuklanıp goturule- ceklermıydı 9 Boyle bır sey olmadı Tekne ırmak gıbı akan boğazın mor hatta murek- kep gıbı kararan hısıltılı sularını go- ğusleyerek Karadenız e cıktı Saat aksamın sekız bucuğuydu Vapur lyıce sallanıyordu Karadenız ın serın ruzgarı sımdı soğumus fırtınaya donmus dalgalar kabarmaga ve "Bandırma"yı bır fındık kabuğu gıbı oynatmağa bas- lamıstı Artık Anadolu yakası bıle bıcımsız bır koyu karanlık yığını gıbı gorunu- yordu Hava guvertede oturulmayacak kerte soğudugu halde hıc kımse ka- marasına gırmek ıstemıyordu Hemen hepsı kalın asker kaputla- rına sarındılar ve boyun atkılarını bo- yulanna atarak gece yarısına dek gu- vertede oturup dertlestıler Gece yarısından sonra hem fırtına ve soğuk daha çok arttı hem de yolcu- ların mıdelerı sallantıdan altustolma- ya basladı Bırçoğu kusuyor sonra kamarası- ndakı yatağına sığınıyor ve orada kor- kunc bır bulantı ıle boğusmaya hazı- rlanıyordu En dayanıklı olanlar bıle daha cok dayanamamış, yataklarına serılmıs- lerdı lclerınde kusmayan denızın butun bu korkunc zulmune dayanan yalnız Mustafa Kemal kalmıstı Gece yarısına doğru kaptanın yanı- na çıktı ve tatlı tatlı konusarak ona ge- reken "talimaf'ı vermek ıstedı Kaptan ismail Hakkı Dursun, kuçuk teknelerde calısa calısa sertlesmıs hırpalanmıs buyuk umutları kal- mamıs yırmı yedı yıllık namuslu bır denızcıydı Yuzu somurtkandı Mustafa Kemal onun babacanlığı- na sığınan tatlı ve yumusak bır sesle - Karadenız de bu kacıncı seferınız- dır kaptan 9 Dıye sordu - Marmara dan dısarı ılk çıkısımdır pasam 1 - O halde bu denızın tehlıkelı noktalarını bılır mısınız 9 lcabı- nda nerelere yanasabılırız 9 Kaptan harıta uzerınde gos- tererek - Pasam su Kerempe burnu- nu gecersek tehlıkeyı kısmen at- latmıs oluruz dedı - Fırtına pek sıddetlı değıl mı 9 - Evet pasam - Pekı hangı rotayı takıp edı- yorsunuz? Kaptan hala somurtkandı şımdı bıraz daofkelıydı - Ne rotası pasam dedı Al- lah a sığındık gıdıyoruz ıste 1 -Pekı amanıcın boyle gıdıyo- ruz' Kaptan ofkesını bellı ederek soyle konustu - Hareket ıçın ıkı gun evvel emır verdıler Gemıyı gozden gecırdım "Bircok noksanlan ı var; ben bu gemi ile yola çıkmam" dedımse de kımseye soz dınletmek mumkun olmadı Elde pusula yok pareketa bozuk boyle bır gemının rotası olur mu 9 Mustafa Kemal de bu kez daha cok cıddılesmıs ve sertlesmıstı - Demek devamlı tehlıke ıcındeyız 9 Harıta uzerınde sıgaradan daha cok sararmıs parmagıyla gostererek kaptana su talımatı verdı - Bu normal rotayı takıp etmeyecek- sınız Kayalara carpmamak sartıyla mumkun olduğu kadar sahılı takıp eden bır rota ıle gıdeceksınız ve ıcabı- nda gemıyı bıla tereddut sahıle vura- caksınız - Gemıyı feda ettıkten sonra ıstedı- gınız noktaya cıkarız pasam -Evet ıcapederse ıstedığımızyere gıdeceğız 1 Mustafa Kemal ın kafasını kurcala- yan sorular bıtmemıstı - Kac mıl gıdıyoruz kaptan 9 Pasam sekız onmıl ama havaya bakar - Ne havası 9 - Yanı denız olur da dalgaların us- tunde bocalarken pervane havada bosu bosuna donerse pek yol alama- yız Mustafa Kemal gumus tabakasın- dan kaptana bır sıgara ıkram ettı bır de kendısı yaktı Artık kaptanın yanından ayrılmak gerektıgını anlamıstı Onun da her arkadası gıbı bası do- nuyor mıdesı bulanıyordu Kaptana uğurlu yolculuklar dıleye- rek kamarasına ındığınde aynaya baktı yuzu yorgunluktan yemyesıl ke- sılmıstı Kusmamak ıcın gıynegıyle arka ustu yatağına uzandı Dun aksamdan berı mıdesının bombos olusuna sukrettı ve uyumaga calıstı 17 mayıs gunu fırtına dalgaları daglar gıbı yuvarlayarak esıp durdu Ogun aksam saat dokuzbucuk- talnebolu yavardılar Vapur burada duramadı Dal- galar korkunctu Inebolu nun yu- reklı kayıkcıfarı bıle vapura ya- nasamadılar Mustafa Kemal vapurda ıl- gınc bır yolcu bulmustu Bu yu- karıda da soyledıgımız gıbı Sı- nop a yenı atanmıs olan Mazhar Tevfik Bey'dı Genc mutasarrıf hukuku bıtır- mıs Uskudar Polıs Mudurluğu yapmıs uyanıkca bıradamdı Mustafa Kemal onunla uzun uzun konusup gorustu ve Hurrı- yet ve Itılaf Partısı nın bu adamını buyuleyerek kendı du- suncelenneyatırdı Dahadaılerı gıderek ona ozel bır sıfre verdı ve onunla ılerıde haberlesebıl- mek olanağını da sağlamaga calıstı 18 Mayıs 1919 sabahı kucuk Bandırma vapuru Sınop lımanınagır- dı Sıddetlı bır gundoğusuesıyordu Kocaman dalgalar elıne gecırebıl- dığı her seyı karaya atmak kayalara carpıp parcalamak ıcın ıblısce bır hevese kapılmısa benzıyordu Lıma- na zorla sığınmıs bırkac buyuk yel- kenlı fındık kabugu gıbı dalgaların uzerınde oynuyor demır tarayarak her ana kıyıdakı kayalara bındırıp parcalanmak tehlıkesıyle karsı karsı- yabulunuyorlardı Genc mutasarrıf yenı tanıstığı ve hepsınde de gızlı bır ıdeal atesı sezdı- ğı arkadaslannın ve Mustafa Kemal - ın ellerını buyuk bır sıcaklıkla sıkarak guc bela karaya cıktı Torensel olmayan Sınoplular ıske- leye bırıkmıs yenı mutasarrıflarını beklıyortardı Mazhar Tevfik vapur- dakı değerlı yolcuyu Sınoplulara &n- latmıs ve onu karaya cağırmalarım ıs- temıstı Boyle değerlı bır konuğu kacırmak ıstemeyen Sınoplular mutasarnfca yazılan bır çağrı ıle dısarı cağırdılar Ne var kı Mustafa Kemal butun obur yol arkadasları gıbı denızın hısmına uğramıs bayağı hastalanmıstı Dısarı cıkamadığından bır kartvızı- tın arkasına yazdığı bır ıkı cumlecıkle Sınoplulardan ozur dılemek zorunda kaldı Hastalıktan baska karaya cıkmasını onleyen onemlı nedenler Boylece de Ingılızlerın serrıne uğra- mak korkusundan busbutun kurtula- bılırlerdı Yaptığı ıncelemede kara yolculugu hem cok guc hem de cok uzun olacaktı Vapur mutasarrıfı bıraktıktan son- ra yıne yola cıktı ve 19 Mayıs ""9f9 sa- bahı saat altıda dıreğıne ordu ku- mandanlığı bayragı cekılmıs olduğu halde Samsun lımanına demırledı Samsun yamaclaratırmanmıs ak ba- danalı evlenyle yemyesıl tepelerın eteğınde ve masmavı bır gok altında bır kartpostal gıbı guzeldı Butun ıdealıst yolcularda sımdı hem buyuk bır sevınc hem de korku baslam/stı Bır yandan kentın gorunusunu goz- den geçırıp kendılerını gelıp alacak motoru beklerken bır yandan da Fe- nerburnu ndan ansızın cıkıverecek bır Ingılız torpıdosu surprızıne yaka- lanacaklar dıye odlerı kopuyordu Onlar da mıtolojının Argonotları gıbı ulkelerıne ozgurluk getırecek tılsımı bulmak uzere kalkıp bu kente gelmıslerdı Yason ve arkadasları da memle- ketlerının kurtulusu ıcın aynı denız yo- lunu gecerek kurtulusun tılsımı olan altın yapagıyı arayıp bulmaga gelmıs- ye kızmıyordu Halk ona dusma olmasın onu taslamasın yeterc O bu halkı bu kutlu Anadol halkını kutsal bır hamur gıbı yoğı racak ona yenı bır ruh bırolmezl katacak ve onu korkunc dusmanU uzerıne yurutecektı Mustafa Kemal ın gozlerı ısıl ıs yanıyordu Hepsı dısarı cıktıkta sonra - Haydı arkadaslar dedı Art karada bıze olum yok Yırmı yasında bır delıkaniı gı yurumeğe basladı Butun arkada larının yuzlerınden de sevır sacılıyordu Kutlu Anadolu toprağına aya larını basmıslardı Artık korkm yorlardı bundan sonra korkac; olan dusmanlardı Mustafa Kemal ın ozgurlı dusu artık gerceğın kırmızı grar kayalıklarına ılk adımını atmıştı Burada kazanacagı zaferler onun ozgurluk duslerı etten k mıkten kandan ve candan yenı t ulus gerceğıne ulasacaktı • •• Uzun tahta ıskeleden ayrıhp ( ılk kez Samsun toprağına ayakic degen Mustafa Kemal ın kulaklf Kurtuluş yolu Atalürk 19 Mayıs 1919da "ya bağımsızltk, ya ölüm" düşûncestyle S sun'a çıktı (1}. 25 Mayıs'ta Havza'ya gecti. 10 Haziran'da Havza Geneh ile "ufusun hukuku ve bağımsjzlıgi uğruna, ufusta beraber sonsuza dek çalışacağına söz vererek" ulusal örtcfc ği iisöendî. 13 Haziran'da Amasya'ya geçli. 22 Haziran'da Amasya Genelgesi ile ulusaf bir kurufun vartığt gön me geörtldi (2). 26 Haziran'da Tokat'a, 27 Haziranda Sivasa. 28 Haziran'da Erzurum'a geçJi. 8 Temmuz'da, İst bufhtBtttmeti taraftndan görevlnden aziedliince Osmartli ordusundan istifa etti. 23 Temmuz'da Erzurum Kong» topiandt, utusst dlrerrts karan altndı (3). 30 Temmuz'da Istanbul Harbiye NazfriığJ, vakaianmas» emrini çıhart Evfûl'de Sivas Kongres)toplandı,Temsitciier Kurulu secildı (4). 20 Ekim'de Bahriye Nazın Salih Pasa ile Ara ya'da butustu ve MecHs'tn, fstanbul'da t^lanmasının doğru olmadiğın» bitdtrerek Stvasa geri dondü. 24 AraM Kfl-şehîr'de gençtere seslenerek "Bağımsızltk ve kurtuluş, uîusai gücün urünü olacaktır" dedi. 27 Arahk'ta An ra'ya gefcJi, Ankara'nm TemsBctter Kurulu'nun mertcezi olduğunu açıkladı. 16 Şubai 1920'de Anadotu'dakl ayaklanma Anzavur ayaklanması Balıkesfr'de başiadı. 16 Mart'ta İngiiızler istanbufu tşgal etti. 13 Ntsan'da Bt de vardı ' Arkadan gelme tehiıkesı olan Ingı- lız torpıdosu ya da torpıdoları sonra karada bır tertıple tutuklanmak korku- su bunda rol oynuyordu Yalnız bu arada bır hevese de ka- pılmıstı Acaba Sınop a cıkarak karadan Samsun a kolayca gıdılebılır mıydı 9 lerdı Samsun dakı tumenden Bınbası Mahmut Ekrem Bey, vapura geldı ve yolcuları motora cağırdı Ilkın Mustafa Kemal kaptanla he- lallasarak motora atladı sonra butun arkadasları bmdı Durgun ve duru Karadenız sabah gunesının serptığı altın yağmuru altı- nda tıtresıyordu Masmavı bır gokyuzu ve yemyesıl Anadolu tepelerı ve bunların ardında mor duman yığınlarına benzeyen Anadolu dagları bu sabırsız yolcuları cağırıyor gıbıydı Bır kez ayakları sağlam karaya bassaydı ondan sonra Ingıltere nın butun drıtnotları onlara vız gelırdı Motorcunun yardımıyla ılk karaya cıkan Mustafa Kemal oıdu Tuzlu sularla ıslanmıs kırık ıskele tahtalarının uzerınde durarak arka- daslannın cıkıslarına baktı Sonra gozlerını yıne kente cevırdı Onların gelısını ıskelenın ucunda bek- leyen bırkac torensel memurdan bas- ka hıc kımse gormuse benzemıyordu Oyle ya buradan ne pasalar gel- mıs ne pasalar gıtmıstı Enver Pasa'yı da Alman pasalarını da burdan gecerken cok gormuslerdı Mustafa Kemal bu tasasızlıga yu- regı sızlayarak bakıyordu Hıc kımse- dıbınde askerı bır bando bır askt marsı calarak gumburdemeğ basladı Samsun Mutasarrıfı E hem Bey, yuzunde takma bır ğı lumseme ıle Mustafa Kemal e do< ru ılerleyerek elını sıktı -Sehnmıze hosgeldınız pasaf Baktı Bu ıcı gecmıs eskı memı tıplerınden bırıydı Sezdığıne gore de ancak Feı Pasa'ya ve dusmanlara hızm edebılırdı Zaten Mustafa Kemal ı de Var dettin'ın yaven ve bır ordu mufetfî olduğu ıcın karsılamağa gelmıs Mutasarrıftan sonra askerı kuma dan beledıye reısı polıs mudu Refik Bey (Koraltan) mektupcu \ baskaca hukumetın ve kentın ıl« gelenlerı sırasıyla Mustafa Ker^s ın ve arkadaslarının ellerını sıktıl. Mutasarrıf Ethem Bey bıraksa once "muhasebe-ı hususiyt muduru Osman Bey'ı cağırar, soyle demıstı - Osman Bey Istanbul dan I pasanın rıyasetınde bır heyet-ı te sıye gelıyor Bunları mısafır edecek bır y bulmak lazım Zaman da malu kımseden bır fedakarhk ısterr yecegımız ıçın meseleyı aramız halletmelıyız
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear