Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS1994 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
19Mayıs 1919: Çağdaşlığailk adım
Çağdaşlaşma. bilinçli olarak yeniliğe yönelmektir.
Atatürkçülük; çağdaşlaştıncı bir düşün akımı olarak yeniliğe
açık olmuş. yeniliğe sürekli olarak yönelmeyi ilke edinmiştir.
Bu ilke, devrimcilik ilkesidir.
Prof. Dr. SUNA KİLİ Boğaziçi Üniversiiesi
der yapan. uluslannın tarihine. yaz-
gısına damgasını vurduran, uluslany-
la. tarihleriyle bütünleştiren; birleştin-
ci. yol gösterici, aydınlatıcı. ulusçu.
devrimci kafalan veyapılandır.
Mustafa Kemal Atatürk böyle bir
önderdir. Büyük önderlerin başanla-
nnda en büyük etken akılcı oluşlan-
dır. Başanlı önder: kime. kimlere, ni-
çin, hangi amaçla savaştığını.. kulla-
nacağı savaş araçlannı, stratejisini.
içinde bulunduğu toplumsal yapının
tüm niteliklerini.. savaşacağı güçlerin
çıkar, denge ve hesaplannı.. ulusunun
özelliklerini.. kadrosunda yer alanla-
nn karakterlerini ve yeteneklerini,
inançlannı, dayanma güçlerini en ıyı
tanıyan ve tüm bunlann üstünde. baş-
langıçtan amaca ulaşacağı süreçte ne-
\i. ne zaman. nastl, ne kadar yapabıle-
ceğini en iyi hesaplayan. planlavan ve
tüm savaşım boyunca ulusunun gü-
vencesini her geçen gün biraz daha ön-
derliğinde yoğunlaştıran kişidir. VIus-
tafa Kemal Atatürk böyle bir akılcı
önderdir.
Atatürk; geri kalmışlık yaşantısının
öğelerini, bağlantılannı. bu gen kal-
mışlıktan kurtulmanın nasıl, hangi
yollardan geçerek gerçekleşebileeeği-
ni.. gerçekleştiği sanıldığı dönemlerde
ise hangi kapılann aralanarak geliştı-
rilecek biryeni sömürgecilık anlayışıv-
K
urtuluşumuzun ilk adı-
mı. 19 Mavıs 1919"un
75. yıldönümü tüm
ulusumuza. özellikle
gençlığimize kutlu ol-
sun. Uluslann geçmi-
şinde, onlann yazgısını değjştiren.
yannlannı aydınlatan. toplumu bütü-
nüyle kavrayıp yenı bir yapıya iten ta-
rihler vardır. Bu tarihler geleceğin, bir
büyük devrimin ilk adımı. başlangıcı
olabilirlerse kutsallaşır. ölümsüzleşir.
Başlangıçlan unutdmaz yapan, baş-
langıçlan yücelten. o başlangıclardan
doğan geleceğin avdınhğı. varatıcılığı
ve sürekliliğidir. 19 Mayıs 1919 böyle
bir başlangıçtır. böyle bir ilk adımdır.
Uluslann geçmişinde karanlık dö-
nemler vardır. O dönemlerde bu ka-
ranlıktan aydınlığa cıkmak olanaksız
görülebilir. Kimısı el yardımıyla. el
yordamıyla karanlıktan sıynlacağını
sanır. Tutunacak dal arar. bulamaz.
Buldu sandığı dallar yaban ellerdir.
haın ellerdir. düşman ellerdir. Kimileri
kurtuluşu düşmanla birleşmekte gö-
rür; kimileri ıse bir büyük devietın ko-
ruyuculuğunda ya da bölgesel diren-
me örgütleri oluşturmakta görürler.
19 Mayıs 1919, böyle bir karanlık dö-
nemden seçilmiş aydınlık bir tarihtir.
Devlet adamlannı. yönetıcileri. ko-
mutanları ölümsüzleşüren. büyük ön-
la yeni bağımlılıklar yaratılabıleceğıni
sezgıleyen. sövleven. daha savaşımın
başında bunlara gününün. sonraki
kuşaklann dıkkatini çeken büyük bir
önderdir.
19 Mayıs 1919'da. Atatürk'ün *ata
yurdu' dedıği Anadolu bıle düşmanlar-
ca paylaşılmıştır. En kötüsü. Ana-
dolu'da yaşayan azınlıklan. etnik
grupları yenı devletçıkler kurmaya
iten işgalci güçler: yazgısını. geleceğinı
bu topraklara bağlamış toplumun.
belli kesimlerinden bazı kişılerle uyuş-
ma. birlikte hareket etme bağlantısı
kurabilmişlerdır. Savaş. hem dıştaki
işgalcı güçlere hem de içteki uzanlılan-
na karşı verilecektir. Etnik bölünme-
ler. mezhep a> nlıkları alabıldiğine kö-
rüklenmektedir. İşte 19 Mayıs 1919.
böylesine karanlık bir ortamın
aydınlık bir tarihıdir. Savaşların genel
birdeğerlendırmesıni yaptığrmızda bu
aydınlığın nedenlerini saptayabılıriz.
Uluslann geçmişinde savaşlar vardır.
Bunlann bazılan yenilgi. bazılan da
yengi ilesonuçlanan savaşlardır. Bazı-
lannda ülke topraklanndan topraklar
kopar gider. bazılannda ülke toprak
kazanır. sınırlargenişler: bazılan ülke-
lerin sınırlannı harıtalardan alıp götü-
TÜT. Bunlar dar kapsamlı. dar amaçlı
savaşlardır. Savaşlan. 'ulusal kurtuluş
hareketi'ne dönüştüren: o savaşların.
gcri kalmışlığı. sömürüyü. bağımhlığı
kırma. yok eıme. toplumu tümüyle ge-
liştirme. çağdaşlaştırma. demokratik-
leştirme amacıyla başlatılması ve so-
nuçlandınlmasıdır. 19 Mayıs I919'la
başlavan ve utkuyla sonuçlanan Türk
bağımsızlık hareketi. böyle bir savaştır
Kurtuluş Sa>aşı'mız utkuyla sonuç-
lanınca. devrimlerle Aydınlanma sürc-
cine giren Türk toplumu. çağdaş uy-
garlık düzeyine ulaşmak ve çağdaşlı-
ğın sürekliliğini sağlamak amacını be-
nimsemiştir. Atatürk devnmi ve Ata-
türkçülük. dün de bugün dc vc ya-
nnlarda da gecerliliğini koruyacaktır.
Koruyacaktır; çünkü Atatürk. yol
gösterici olarak 4
aklı\ 'bilim'i önermiş-
tir. Atalürk; cumhuri>etçi. ulusçu.
halkçı. dev letçi. laiktir.. ama tüm bun-
lann sonunda dev rimcidir. insancıldır.
Atatürk ılkeleri. >alnızca bir oluşu-
mun. yapılmış. gctirilmiş olan yenilik-
lcrin anlatımı ve onlann korunması
değil. kendilerini sürekli olarak ılerive.
yeniye. iy iye ve aydınlığa götürecek ni-
teliktedirler.
Çağdaşlaşma. bilinçli olarak yenili-
ğe vönelmcktir. Atatürkçülük: çağ-
daşlaştıncı bir düşün akımı olarak ye-
niliğe açık olmuş. yeniliğe sürekli ola-
rak yönelmevi ilke edinmiştir. Bu ilke.
devrimcilik ilkesidir. Atatürkçülük;
devrimcilik ilkesiyle çağdaş uygarlık
düzeyine ulaşma çabasında hem ge-
cerliliğini. yararlılığını sürdüren dev-
rimci uygulamalara sahip çıkılmasını.
onlann korunmasını. geliştirilmesini
ve hem de yeni gereksinmeler karşısı-
nda ycnı devrimci u>gulama ve çö-
zümlere gıdılmesini öngörmektedir.
Devrimcilik kalıplaşmayı. köhneleş-
meyı. işlevinı kaybetmeyi; çağın. top-
lumun gerisinde kalmayı önlemek. dı-
namik bir dev nm anlayışı sağlamak ve
sürdürmek içın konmuştur. Atatürk-
çü devrimcilik ılkesinın. üzerinde
önemle durtılması gereken bir başka
özelhği de vardır. Atatürkçü dev rimci-
lik ycğinlık. vıldın sistemini benımsc-
mez. Atatürkçülükte banşçı ve de-
mokratik devrimcilik özlemi ve inancı
vardır. Devrimcilik ilkesı; Türkiyc"nin
bağımsızlığı, çağdaşlaşması. ülkesi ve
ulusuyla bölünmez bütünlüğü ve açık
toplum temellerinden uzaklaşmadan
zamanla gelişcbilmesi için Atatürkçü-
lüğe gereken esnekliği sağlamaktadır.
Devrimcilik; Atatürkçülüğü. Türk
devrimini. devrim ilkelerini dogma ol-
maktan kurtaran. onu yaşayan çağın.
çağlann, geleceğin yeni oluşumlan. ge-
Iişmeleri. değişmeleri karşısında sü-
rekli kılan ilkedır. Bu özelliğiyle gele-
ceğe. özellikle gençliğe yöneliktir. Toy-
nbee'nın de vurguladığı gibi "eski"yle
değil. "ileri"yle "gclecek"le ilgilen-
mek. Atatürk eyleminin özyapısal nı-
teliğidir. (I)
Ulusal Kurtuluş Savaşfnın ilk adı-
mının. 19 Mayıs 1919'un bugünkü 75.
yıldönümünde siyasal partılerimız,
sendikalanmız, tüm örgütlerimız. yö-
netenlerimiz. bilım adamlanmız. kadı-
nımız erkeğimiz, yaşlımız gençlerimiz-
le. tüm toplumumuzla Atatürk üdaha
iyi anlamak. Atatürk'e dönmek, Ata-
türkçülüğü daha tutarlı uygulamak
zorundayız. Atalürk'e dönmek dog-
macılık değildir. Atatürk gibi düşün-
mek: devletimizle. ulusumuzla. toplu-
mumuzla ve toplumumuzun tüm bi-
reylenyle bağımsız, çağdaş, ulusal ve
ilerici olmaktır.
Atatürk"ü sevgi, saygı ve inançla an-
dığımız bugün, 19 Mayıs I919'un 75.
yıldönümü tüm ulusumuza, özellikle
gençliğimize bir kezdaha kutlu olsun!
(I) Arnold J Tovnbcc. A Sıud> Ot Hıstor) (Ta-
nh L'/cnndcBırÇalı^mj) Lundon O\ford L'nuer-
Mt> Pa-sy 1*17 s 1(12- 10?
PENCERE
Akıllı Köpek!...
ARADABIR
YAVUZGOR EmekliElçi
Potsdam'da
YargıçJar Var...
Prusya Kralı "Çavuş" Frederik, avlanırken, güzelim
bir koruda bulur kendini Korunun ortasında, masal evi
gibi bir "Gasthaus".. Hancı kralı ağırlar, en iyi şarapla-
rını sunar, koru ve han, kralın çok hoşuna gitmiş olmalı
ki, Frederik ile hancı arasında şu konuşma geçer:
"Yerinizi pek beğendim. Bunlan bana satar mısınız"
der Frederik...
Hancı: "Yok efendimiz. Bu koru ve bu han bana atala-
rımdan kalmadır. Satmam"yanıtını verir.
"Değerinin on katını versem de satmaz mısın " diye yi-
neler kral...
"Dünyanın hazinelerini verseniz de satmam " diye di-
retir hancı...
"Ben Prusya Kralı Frederik olmakla, istersem bütün
bunlan elinizden alınm" der kral...
Hancı: "Alamazsınız"yanıtını verir.
Kral: "A/edenm/şo'diyesorunca, Hancı:
"ÇünküPotsdam da yargıçlar var!"d\ye kesipatar...
• • •
Kral, hancının malını alamaz ama, aradan yaklaşık
250 yıl geçmiş olmasına karşın bizdeki hancılar mancı-
lar, otuzüç kâğıtçı manitacılar, devletin arazisini gaspe-
dip, üzerine evler mevler, hanlar, hamamlar koyup, ona
buna satarlar da, arada sırada haklarında yargıdan çı-
kan kararları, altın dişlerini gösteren yılışık bir tebes-
sümle karşılayıp Mercedes'lerine kurulup, nerede
avanta devlet arazısi var diye yıne ava koyulurlar...
• • •
Balık baştan kokar der bir atasözü....
Yasaları hiçe saymak alışkanlığı da, böyle oluşmuş-
tur.. Bırakınız şu yasayı, bu yasayı... Anayasa "delindik-
fen'sonra, öbürleri elekolmaz mı?
• • •
Ülkenin, şu sırada üzerinde esmekte olan iç ve dış kö-
kenli fırtınaların en güçlüsü bile, "hukuk"kavramının ve
buna gösterilmesi gereken tartışılmaz saygının bir ke-
nara atılması kadar tehlikeli değildir.
21. yüzyıla yaklaşılırken, Prusyalı hancı kadar "güven
duygusu'na sahip olabilmeyi istemek hakkımızı, kim in-
kâredebilir?
Belli doğrular...
CAHİT ANGIN SHP Eski GenelSekreleri
Ç
oğu kez çözüm eksenınden
uzak tartışmalara. uygula-
malara tanık oldukça. Ismet
Paşa'nm belli doğrularla ıl-
gıli sözlenni sık sık anımsa-
nm.
12 Mart'ın alacakaranlığında. AP Genel
Başkanı Savın Demırel.sorunu "rejim >e ana-
yasa sonınu" olarak göstermiş: İsmet Paşa ve
CHP merkez yönetimi. anayasanın özünü
koruyarak. yaklaşan fırtınayı nasıl savuştu-
racağıru düşünmektedir (l). Yapılan bir top-
lantıda Paşa sesli düşünüvordu: "Genç bir
mülazım iken. memleket mt-selelerini arkadaş-
larla tartışır, hal çarelcri arardık. Bir emima-
me çıkartır, bir meselenin altı a\da, diğerinin
iki \dda halledileceğine inanırdık. Bü\ük olay-
ların içinden geçhk, bir de baktık de>let eİi-
mizde kalmış. Altı ayda halledeceğine
inandığımızın alh yılda. diğerinin ise yirmi
yüda haJkdileceğini öğrendik." Sesinı vüksel-
terek "Ne var ki, o\ kavgısından ırak belli doğ-
rulan inatla. sabırla u>ğuiamay ı bir türlü öğre-
nemedik girfi. Meseleler hal çaresi beklerken
biz anayasayı veni baştan ek almakla meşgu-
luz."
Kısır döngünün içinde kalmış gibi bir hali
vardı.
O günlerde anayasa değişıkliklen bana.
"yatjra çaput bağiama" gibi gelmişti. Çaput-
lar bağlandı. dualar edildi. yola çıkıldı. So-
runlar beklemede unutulduğu için. '70 sente
muhtaç' kitlenme gelip çatmıştı "Vlillet plan
değil, pilav istiyor" tekerlemesiyleçıkılan vol-
da toplum evdekı bulgurdan olmuştu.
Zaman geçirilmeden. çalışan üreten bir
toplumsal yapıyı ortaya pkartacak. yapısal
değışimkn ıçeren uygulama programlannın.
etkili planlama anlayışı içinde uvgulamava
konulması gereken günlerdevız. Bu konuda
ulusal ıstenci tam varatamamış olmakla be-
raber CHP ıktıdarda. Ne var ki 70 senılık tı-
kanma. elini kolunu bağlamıştır. Tarihsel gc-
lışım sürecinden habersiz burjuvazimız. çok
daha başka ışlerle meşgul. Gazetelere ilanlar
vermekıe. olumsuzluklan Ecevıt hükümetine
taıura etmeyı kaçınlmaz bir fırsat gıbı gör-
mekıedır.
Bu ılkelliklerıyle burjuvazimız. ülkeyi çok
daha büyük açmazlara, çıkmazlara sürükle-
yeceğıni o günlerde göstcımıştı. Partılerarası
ınatlaşmalar. vaygınlaştınlan tcrör ve 12 E\-
lül... Ülkevi"70sentemuhtaç"duruma.sankı
Marksıst sosvalıst iktıdarlar düşürmüş gibi.
CHP'yı de avnı kefeye koyup komünızm
umacısına vergiler sövgüler sürüp gıtmıştır ve
gelışme yolundaki ülkelerde sorunlar. bir
ölümlünün kafasına sığmavacak kadar bü-
yük. sezgılerine bırakılmayacak kadar kar-
maşıkken tekçi' yönetime geçilir. İktidann
başı padişah gibidir. Yasama denetimi, parti
içi demokrasi kurallan olmuşıur boş söylem-
lerin süsü. Bilımsel doğrulardan kaçan.
katılımı engelleven bol vasaklı düzenin tek
özgüıieri' işadamlarımızdır. Gerçek nitelikle-
rini kazanmış burjuvaziye ülkenin gereksinı-
mının çok büyük olduğu günlerdeviz. Batı
burjuvazisi gibi "önce demokrasi" demezler.
Firmasal cizgide kalarak **Gülme sırası bize
geldi" derler. Batık şırket. banka olarak ne
kadar kamburlan varsadevletevıkarlar. "Bir
bilen"lenvle amaçladıkları dış empozeye da-
yalı. ağır sanaviden vazgeçen. tüketim sana-
yiinde yoğunlaşan. toplumu tüketıme yön-
lendiren. slogancı. günübırlık. akıl almaz sa-
v urgan politikalar izlenir.
Yüzölçümü bakımından Avrupa'nın en
büyük ülkesiyız. Su yolu taşımacılığına el-
verişsiz ırmaklarımızla demıryolunda yoğun-
laşmamız gerekir. lokomotifımizi >a-
pamamışız. Yanmadavız. hızlı denız taşıma
araçlannı yapamamışız. "Bir bilen"ın avağı-
nda seçim tozu. 'iş bitirici' çalımıyla süper
teknolojinın ürünü savaş uçağı yapmaya so-
yunulur. Ordumuzun gereksınımi uçağı dı-
şardan almanın. uçak sanavi kurmaktan
ddha ekonomık bir seçenek olduğu tartışı-
lmaz. Görevinden aynlan eskı Genelkurmay
Başkanı Torumtay'ın yayımlanan anılan-
ndan öğreniyoruz kı; *bir bilen'in uçak sanayi
kuruluşuyla ilgili onayladığı rapor. Genel-
kurmav bünyesindc oluşturulmuş bir komis-
yon tarafından ıki saat içinde düzcnlenmiştir.
Ekonomık özden yoksun projcye trilvonlar
akıtılır. Montaj ürünü uçaklar uçunca da
'çağ atladık' diye boş ahkam kesılir.
Ekranda izlemiştım. otovol için yapılan bir
törende 'bir bilen' sözc "Japom a kalkındı. biz
nive kalkınmayalını?" sorusuvla başladı.
yanıi olarak da otoyollan gösterdi. Dünya
pazannda öbür kalkınmışlara pabucu ters
giydiren Japon ckonomisinın altyapısına
bakıldığtnda, Türkiye ölçeğinde bir savur-
ganlığın zerresi görülmez. Karayoluna göre
daha ekonomik olan deniz ve demiryolu taşı-
macılığında yoğunlaşmış, limite varmıştır.
Kısacası bizde, bireysel kurtancılann günü-
birlık karar ve seçenekleriyle ülkemiz Sahşi
kapitalizmin' vahşi sömürüsüne bırakılmıştır.
Kırsal kesimde küçük üreticinın önüne:
toprağı ekmemek ekmekten, havvan besle-
memek beslemekten daha karlı gibi bir çeliş-
kivi getirrniş. o da çiftini. hayvanını satmış
kentlere taşınmıştır. Orada da işsızdır. Sonuç:
Bitkisel ve hayvansal ürün ıthalatı 4 milyar
dolara ulaşmıştır. İthal edilen ürünlenn pek
çoğunun ihracatçısı olacakken ithalatcısı ol-
duğumuza göre katlanarak büvüyen bir sa-
vurganlık içindeyiz.
Tabağına konan yemeğe burun kıvırdı, az buçuk hırla-
dı, kuyruğunu dikti, kıçını döndü...
Sordum:
-Neoldu?..
Efendisi:
- Yemedi..
-Neden?..
- Çünkü maması Avrupa'dan geliyordu, yabancı mar-
kalı köpek mamalanna alışmıştı, bizde iyi köpek mama-
sı yapılamıyor, ne de olsa yerli malı, Batı standartlarını
tutturamtyoruz...
-Neolacakşimdi?..
-Bilmem...
- Şu köpeğe anlatsana, ekonomik kurtuluş savaşında-
yız, hepimize özveri düşüyor, IMF programını uygula-
mak zorundayız, artık Avrupa'dan köpek maması gel-
meyecek... Adı ne bu köpeğin?..
-Liboş...
•
- Liboş.. Liboş.. Liboş...
Umutlandı birden, koştu geldi, kuyruğunu sallamaya
başladı, kerata çok da zeki...
- Bak Liboş, bundan sonra IMF'nin buyurduğu gibi ya-
şamak zorundayız, ürettiğimiz kadar tüketeceğiz, artık
yerli malı mama yiyeceksin...
- Hav.. hav.. hav..
- Ye bakayım, sen akıllı uslu bir köpeksin, söyleneni
yaparsın...
Burnunu mama tabağına uzattı...
Kokladı..
Yemedi..
-Ulanityesene!..
-Hav.. hav.. hav..
Hırladı..
Dişlerini gösterdi..
Liboş yerli malı köpek maması yemiyor, efendisinin
zora düştüğünü anlamıyor, kerata en iyi markaları iş-
kembesine indirmeye alışmış...
- IMF böyle istiyor...
- Hav.. hav.. hav..
- Ekonomik kurtuluş savaşı..
-Hav. hav.. hav..
- Kemer sıkmak gerekiyor..
-Hav.. hav.. hav..
Alışmış kudurmuştan beterdir...
•
Sopayı aldım kıçına bırkaç kez vurunca Liboş dile gel-
mez mi:
- Ne vuruyorsun yahu!.. Benim ne suçum var?.. Patro-
num yıllardan beri beni A vrupa mamasına alıştırdı. Hem
serbest ticaret yok mu?.. Ekonomi yasak dinlemez!..
Gumrük kapılarını kapatıp da içerideki kopekleri yerli
malı patronların kötü mamalanna mahkum etmek va-
tanseverlik mi sayılacak?.. Ben yemem bu tür vatanse-
verliği!.. Vatan, millet, Sakarya nutuklanndan bıktım.
Hani dünya ekonomısiyle bütunleşecektik?.. Avrupa'-
dan köpek maması ithal edeceksin ki piyasada yerli
mamalar yabancılarla rekabet etmek için kaliteyi düzel-
tecekler... Ben iyi yaşamak istiyorum, serbest rekabete
inanıyorum, devlet ekonomiye karışmasın, bırakınız
yapsın, bırakınız geçsin, bırakınız batsın, hükumetin
bankaları kurtarması ne demek, bankalara güvence
vermesi ne demek, ekonomik kurtuluş savaşı ne de-
mek?.. Serbest piyasa mekanızmaları herşeyi düzeltir,
batan batar, batmayan çıkar, yerli köpek mamasının ca-
nı cehenneme, ben Avrupa markası isterim, çağımız
marka çağıdır, biz çağ atlamadık mı? Ben çağdaşlaş-
mak istiyorum, A vrupa 'nın ev köpekleriyle eşit yaşamak
benim hakkım değil mi!.. Hav hav da hav hav.. hav hav
da hav...
Ağzım açık bakakaldım!.. Demek bu köpek Avrupa
maması yiye yiye böyle dillenmiş; sokaklarda bir kemik
parçası içindili bir karış dışarıda sürtüp duran bir çomar
konuşabilir mi?..
Vay köpoğlu köpek..
Ne akıllı değil mi?..
Hem akıllı..
Hem haklı!.. *
• EXPRESS'ten sürpriz atak:
Bayram özel sayısı...
•Bir zamanlar koyunlar bıle dırenırdı: Canavar Koyun
han yıne sahnede »Serdar Gtireş'in "paşa çocukluğu"na
dur diyecek babayiğit yok mu?...#Edırne'nın kültur mılıtan-
lan •Resmı olmayan kesin sonuçlar: ODTÜ'deki "Yav-
şaklığı Red" şoleninden altın, gümüş ve bronz ödül-
ler...*Turgay Seren, Rauf tamer, Tank Ocal ve Cemal Su-
reya G Saraylılık ruhunu anlatayor •Express'ten G. Saray-
lılara bayram armağanı: G. Saray takımının değil, "
ruh"unun posteri... «Iste vızyon: Korkut Boratav bugunu
bes yıl oncesmden yazmıstı •Hayri Kozanoğlu'nun kale-
minden IMF çetesi... •Reha Camuroğlu Refahı "anla-
mak" bu ulkede Alevılen yok saymaktır" . 9Şok ifşaat:
Tom Miks'in katili yakalandı...»Sok belge Kobraya tapan-
lar •Ve Express dosya: Başka türlü birşey, ama ne..?
•John Berger'dan mutsuzluğun ve umuöun tab\osu9\/e
Express dosya:Solun onde gelen isimlerinden yeni politi-
ka onerileri...*Ve her zamankıler Calar saat, Kasımpaşalı
Resat. Derya Kuzulan •Okusanız fena mı olur yani...
i PRESS
Perşembe sabahı bayinizde (Bilemedınız Cunın
sabahı)... Ama mutlaka Cumartesi'den once..!
DUYURU
Sayın Kumru ÜÇOK'un
katkılarıyla gerçekleştirilen
ÇAĞDAŞ YAŞAMIOESTEKLEME DERNEĞİ
BAHRİYE ÜÇOK
FOTOĞRAF YARIŞMASI
sonuçlandı.
Adnan ATAÇ, Kaan ÇAYDAMU, Nakte ÇULGA,
Sad* DEMİRÖZ, Hamdi HİOAYETOĞLU, Çetin ŞAN,
MahnuıtTURGUT,ZeynepZAYF
adlı sanatçılar MANSİYON aldılar.
Kendilerini kutlanz.
HtMtM TtSÜM
* anccec
SdCCâOO
i 2A. OOC
roosmİ 4*5 000
1J0OMD
ICK030C
2 I3SOOC
2VS.OO0
2 675 000
3,4*5000
3 »30 OOC
di2SÛ0C
sttnooD
22 060 OOC
ztmooo2-64C0OC
Jttmaoo
3'5'JOOO
11*30000
47B00000
* U | » 1
MfftMr . 1 M**r
7 I$3LO6D tQâ#(tt)
4 9QQ0QO 2 a'SOCC
HOOSOO < ifiVtOOO
6 24C0OC J 52İ OOC
7100,000 j İ07Ç.0O0
I90S5 OOC
7X*6SÛOOC
2J 06i Jö1
Î?JÖ&O»
S 4?5 OOC 4 ^9C OOC 32 425 OOC
<0#X0OC S} 05 000 4 32S0OO
tiâOCOCC
tt 000 OOC
24 000 OOD
28 25C OOC
f«CKUM0
360O00OC
7"?~?|n~
M)«II«WMMI>
ftmtAmtomım « w
MUMMIırM
ıwııwıwı«w ıW
TtMMUZ-AÖUSTOS TtSÜM
2t>0aX ' 2&S5OO0 10 ?XOX
-tesafloe i ÎMOOOD 2/ns.ooe
292COOC 2 0£CXC t'300 000
3010000 ' 22330CD {»940030
Jİ15JOC" 2İBİ3OC 24!i}JOC
AOtOtm | 29*0000 [ 2?*X)QD0
4 9Û5 OOC ] 3 513 0O3 32ttSOO0
4 600 OOC 1 tîiSOOC
4\7700OD | t34WBO
2 T
fSOOOO
itl'O.Ot»
3 3X000 ' &3C OOC ts20 000
-t-ftOPCCTT ] I 7AS.0DC 2! 2M6OC
4 '6CJ0C 1 7*0 TK. *4 560 OOC
4 1 0 0 0 » ! IJSfOOC , 29350-000
5 ûJC 000 2 /rf2OOC
1
33 "^^^ OOC
mıv.ı *mı:-\. mriM..mmyı -*m•,!•**•!•<.*
6 tX 000 ' 4 d^üOOD ' ]
MO 000 f ^ JDO 000 j 3 5Z$00Q 42 55OOOC