25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
. 9 NİSAN1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tıpta uzmanlık sınavı • ANKARA(AA)-Tıpta uzmanlık eğitimi l994Nisan giriş sınau, yann ve pazar günü, Ankara'da iki aşamalı olarakyapılacak. Sınavla tıpta uzmanh eğitimi görmek üzere, Sağlık Bakanlığı eğitim hastaneleri ve tıp fakültelerindeki Sağlık Bakanlığı kadrolanna, üniversitelerin tıp fakültelerine ve GATA Tıp Fakültesi'ne öğrenci alınacak. ÖSYM tarafından yapılan sınavın birinci basamağı olan yabancı dil smavı yann, ikinci basamağı bilim smavı da. pazargünü gerçekleştirilecek. Gecekondu af yasası Meclis'te • ANKARA(ANKA)- DYP Sinop Millet\ekıli Yaşar Topçu, gecekondulara af getiren yasa önerisini TBMM Başkanlığı'na sundu. Yasa önerisi J994 yılından önceyapılan gecekondulara.fiilikullanım koşuluyla ve 400 metrekarelik limit üzerinden tapu verilmesini öngörüyor. Yasa önerisi. Hazine'ye ve il özel idarelerine ait arsa ve araziler üzerinde 31 Aralık 1993 tarihinden önce inşa edilen gecekondu sahiplerinin. gecekondularda fıilen oturmalan ve yasa çıktıktan sonra 6 ay içinde başvurmalan durumunda tapu almalannı öngörüyor. Yasa önerisi, gecekondu sahiplerinin kadastro planlan esas alınarak emlak vergisi beyan değeri üzerinden belirlenecek değeri peşin ya da dört yılda dört eşit taksitte ödemelerini düzenliyor. Mimar Sinan anıiacak • KAYSERİ(AA)-Türk mimarisinin büyük ustası Mımar Sınan, ölümünün 406. yılında. doğum yeri olan Kayseri'nin Ağırnas kasabasında düzenlenecek törenle anıiacak. Bugün gerçekleştirilecek etkinlikler çerçevesinde, Mimar Sinan'ın yaşamı, eserleri ve Türk mimari hayatındaki yeri anlatılacak. Aynca. Mimar Sinan Kültür Merkezi'nde halk Eğitim Merkezi karma el sanatlan ve kitap sergisi de açılacak. İkiliseli öldürüldü • DİYARBAKIR(AA)- Diyarbakır'da iki lise öğrencisi tabancayla vurularak öldürüldü. Olay sırasında bir öğrenci de yaralandı. Alınan bilgiye göre,dünsaat 12.30 sıralannda Namık Kemal Lisesi öğrencileri arasında henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Okul dışında da devam eden ve kavgaya dönüşen olay sırasında kimlikleri henüz belirlenemeyen öğrenciler tarafından açılan ateş sonucu Mehmet Tevfik Çiftsüren (17)veMetinGüzel(17) yaşamını yitirdi. Kavga sırasında yoidan geçerken yaralanan A. A. da Devlet Hastanesi'nde tedavi altınaalındı. Anneler Birliği, AtatüPk anıtı yapürdı • BALIKESİR (AA) - Türk Anneler Birliği Balıkesir Şubesi'nce huzurevinde yaptınlan Atatürk Anıtı törenle açıldı. Sosyal Hizmetler il müdürü Mehmet Saydamlı, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kurucusu ulu önder Atatürk'ün ilke ve inkilaplan ıle bütün uluslara örnek olduğunu söyledi. Türk Anneler Derneği Başkan Yardımcısı Mürvet Keleşde.Yaşlılar Haftası'nda Atatürk Anıtı'nı açmanın mutluluğunu yaşadıklannı ifade ederek "Türk anneleri olarak Atatürk"e, ilke inkılaplanna sahip çıkacağımıa. burada bir kez daha üstüne basa basa vurgulamak istiyoruz'" diye konuştu. TV değişikliği TVServisi-atvde 12.10-18. 40 saatleri arasındaki yayın akışı şu şekilde değiştirildi: 12.10YerliFilm:BizimKız, 13.40 Dizi:Ayışığı, 14.30 Yerli Film: Can Pazan, 15.50 Dizi: Tropik Hastane. 16.40 Spor • Magazin: Bushido, 17.10 Dizi: E\li veÇocuklu, 17.40Eliminatör, 18.10Spor: Santra. Aynca interstar da "Tarzan"adlı fılmi yayından kaldırarak yerine bir karate fılmi yayınlıyor. Sendikalarhükümetkapısında Türk-İş-Çiller'le, DİSK Karayalçın'la görüştü. Sendikalar 5 Nisan kararlanyla faturanın çalışanlara yüklendiğini belirtti ve yükün hafıfletilmesini, iyileştirmeler yapılmasını istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP-SHP koalisyon hükümetinin açı- kladığı istikrar paketinin yükü altında kalan çalışanlann temsilcisi sendikalar, hükümetin kapısına dayandı. Baş- bakan Tansu Çiller ile bir araya gelen Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, ekonomik paketin çalışanlara çıkanlan yükünün hafıfletilmesini istedi. Meral. Çiller'in ikna girişimi için "Beni ikna edeceğine, halkı ikna etsin" dedi. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'ı ziyaret eden DİSK Genel Sekreteri Sfileyman Çelebi ve bazı sendikalann yöneticileri, 5 Nisan Ka- rarlan'nda işçiler lehine iyileştirmeler yapılmasını istediler. Karayalçın. tartış- ma süreci sonunda "yeni kararlar alına- bileceğjni" açıkladı."DİSK Başkanlar Kurulu (arafından yayımlanan bildiri- de de 5 Nisan İstikrar Tedbirleri'nin, bugüne kadar izlenen ekonomik politi- kalann iflas bayrağı olduğu vurgulandı. İşçiler ile emekliler. ortak eylemle hükü- meti protesto etme karan aldılar. DİSK Genel Sekreteri Süleyman Çe- lebi ile DISK'e bağlı bazı sendikacılann yöneticileri. dün SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardıması Karayalçın ve Mer- kez Yürütme Kurulu (MY'K) üyeleri ile görüştüler. Karayalçın. 5 Nisan Karar- Ian'nı değerlendireceklerini belirterek "Bu kararlar toplumıın tüm kesimlerini etkileyecektir. Tarihimizin, bu en büyük bunalımının aşılmasında SHP olarak ça- Itşanlar için raşıdığımız duyarlıiığı yan- sıttığımız kanısındayız. Buna karşılık so- nınlar çıkabilir. Fakat bunlan tarttşarak aşanz" dedi. Tartışmalar doğrultusun- da yeni kararlar alınabileceğini belirten Karayalçın, SHP olarak karar sürecinin takipçisi olacaklannı vurguladı. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Me- ral ile Genel Sekreter Şemsi Denizer de. dün saat 14.00 sıralannda Başbakanlık Konutu'na çıkarak ekonomik pakete ilişkin görüşlerini Çiller'e aktardılar. Bu görüşmeden önce. Türk-İş'in "sü- rekli eylem karan" alarak hükümeti is- tikrar paketini "yeniden gözden geçir- meye" çağırmasının ardından, Başba- kan Çiller, Meral'i telefonla aradı. Me- ral, Çiller'in kendisine 'paketi uygu- lamak zorunda' olduklannı belirterek 'yardımcı olunmasını istediğini' aktardı. Meral. "Başbakan sizi ikna etmeye mi çaltştı" sorusuna "Beni ikna edip ne ola- cak? Halkı ikna etsin" yanıtını verdi. Çiller'in. Türk-İş Başkanlar Kurulu'- nda alınan "sürekli eylem kararlarT üzerine, "Fazla sorun yaratmayın" de- mek için Meral'i aradığı ileri sürüldü. Emekliyle ortak protesto Türk-İş Genel Başkanı Bayram Me- ral, devletin sömürenlerin zengin oldu- ğunu belirterek "Hükümetin vurdum- duymazlığını protesto ediyoruz" dedi. İşçi Emeklileri Cemiyeti Başkanı Ethem Ezgü de. işçi emeklilerinin 3 ay içindeki satın alma gücünün yüzde 100 oranında azaldığını ifade ederek "Hükümet, sos- yal çalkantıya davetiye çıkarıvor" diye konuştu. Meral, dün istikrar paketine karşı ça- lışanlann göstereceği tepkiler konusunu görüşmek üzere, İşçi Emeklileri Cemi- yeti'ni ziyaret etti. Meral, ziyaret sıra- sında eylemlerin ortak olarak yapılaca- ğını belirtti. Ethem Ezgü de, ekonomik önlemle- rin gelecek zamana bırakılmasını "afle- dilmeven bir tarihi hata" olarak nitelen- direrek. "Ocak ayı başında 202 dolar karşılığı olan asgari işci emeklisi aylığı 3 ay gibi çok kısa bir dönem sonunda. nisan ayında. 109 dolar karşılığına düşmüştür. Bu gerçek dunımun manası, işçi emekli- si, dul ve yetiminin 3 ay içindeki satın alım gücünün yiizde 100 oranında azaldığının resmidir" diye konuştu. Krlzden kurtulmanın yolu var mı? İŞÇİ VE İŞVEREN KESİMİ TARTIŞIYOR DİSK: Kriz ekonomikdeğil siyasalsistemde Başkan Nebioğlu ekonominin geldiği noktayı 'liberalizmin alaturka uygulaması'na bağbyor ŞÜKRAN KETENCİ DfSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu, yaşanan bütün olum- suzluklara rağmen DİSK ve üreten sınıf olarak umutsuz ol- madıklannın altını çizerek, içinde yaşanılan ağır ekonomik krizden çıkmanın yolunun de- mokrasi ve katıhmdan geçtiğini söylüyor. DİSK olarak altema- tif politikalannın bulunduğu- nu, krizden çıkış yollannda söz sahibi oimak istediklerini söy- lüyor. Olup bitenleri "liberaliz- min alaturka uygulaması" ola- rak değerlendiriyor. Batıdan sadece liberal eko- nomiyi almanın, siyasal özgür- lüklere kapılan kapatmanın Türkiye'nin en büyük sorunu olduğuna işaret ederek görüşle- rini şöyle özetliyor: "Oncelikle teşhiste uzlaşmak lazım. Bu sağlanmadıkça çare olarak görülenlerin tek \anlı uy- gulanması, hareketin peşinen za- afiyete uğraması demektir. Teş- histe kapı açüsaydı, oturur tartışırdık. Katkıda bulunur. yö- netünde söz sahibi olarak so- rumluluğu üstlenirdik. Şimdi külfete sıcak bakmamız, kabul etmemiz söz konusu değüdir." İktidann kriz karşısında aldı- ğı önlemlere doğru bakmak ge- rektiğine işaret eden Nebioğlu, iktidann getirdiklerini halkın. işçilerin çok ağır yoksullaştm- lması, var olan 8 milyon işsize büyük katkı, Türk parasının değerinin düşürülmesi. kamu mallannın ve işletmelerinin yok pahasına satılması..türünden bir dizi olumsuzluk olarak sayı- yor. Sonuçta daha büyük bir ekonomik çıkmazın içine düşü- leceğini söyleyerek." Biz ağır aksak giden rejimin bile tehlike- ye sokulmasuıdan endişe ederiz" diyor. Nebioğlu. ' Türkiye'nin çok önemli ekonomik ve siyasal ko- numda. yol ayınmında olduğu- na işaret ederek. her zamanki gibi içine düşülen krizden hiçbir sorumluluğu olmayan çalışan- lara bütün yükün yüklenmek istendiğine işaret ediyor. Bu krizin başlangıç tahinin gerçek- te 1950'lere kadar uzandığını, o tarihlerden bu yana uygulanan ekonomik, siyasal politikalann dönem dönem daha derin ol- mak üzere kendi krizlerini ya- rattığıru vurguluyor."1950'den bu yana hep çareler üretildi. Ça- re olmadığı anlaşıldı. Sistemde bir yanlışlık var.Bize göre siya- sal sistemde kriz var. Hükümet demokratikleşme, 12 Eylül'ün baskıcı düzeninin kaldırılmasını vaat etti. Siyasal yaşamda. de- mokratikleşinede liberalizmin gerekleri yerine getirilmedi. Ko- alisyonun DYP kanadı program ve protokolde yer alan bütün de- mokratikleşme vaatlerinden \an çizdi. Bu tabloda DYP'nin emekçi kitlelerden bir beklentisi Kemal Nebioğlu: Alternatifpolitikamız var, krizden çıkış yollannda söz sahibi olmak istiyoruz. Bayram Meral: Yük, bunalımm sorumlusu çevrelerin sırtına yıkılana kadar mücadele edeceğiz. Halit Narin: Paketten memnunuz. İş dünyası üzerine düşeni yapmaya hazır.Her şey rayına oturur. olamaz. Ancak büyük bir tepki alması söz konuşudur"dıyor Nebioğlu. DİSK'ın uzman- lannın haârladığı istikrar pa- ketinde yer alan ilkeleri özetler- ken iç borçlann ertelenerek za- mana yayılmasını öngördük- lerini vurguluyor. İç borçlanma yöntcminin terk edilmesini ön- gördüklerini anımsatıyor. Acil olarak kapsamlı bir vergi refor- mu yapılmasını öngören DİSK'in *istikrar"paketinde. sermaye kesimınin vergi yükü- nün artınlması isteniyor. Özel- likle de hiç vergilendirilmeyen kayıt dışı ekonominin giderek palazlanmakta olduğuna işaret edilerek, çok düşük vergilendi- rilen ya da hiç vergilendirilme- yen sermaye kazançlannı elde edenkrden, bir defaya mahsus özel ek vergi alınmâsı öngorfi- lüyor. Bütçe üzerindeki faiz yükü ortadan kaldınlmadan KİT'lerin kelepir fıyatına yerli ve yabancı tekellere satı- Imasının, parayı rantiyelere ak- tarmaktan başka bir işe yara- mayacağı vurgulanıyor. Krizde görünmeyen en büyük kalem- lerden birinın de, yaşanan sıcak teröre bağb Güneydoğu'daki ek harcamalar olduğunu anı- msatarak, ülke bütünlüğü veçı- karlan korunarak, siyasal çö- züm üretebilmek ve terör önle- nerek banşın sağlanmasının önemli olduğu belirtiliyor. 'Hükümet Türk-Iş: Pakettophrnısalpatlamayaratır inançlıve bilinçli9 Sanayi kesiminde krizin en yoğun yaşandığı tekstil işkolu- nun, işveren sendikasının baş- kanı Halit Narin, hükümet ve pakete doğrudan destek veri- yor. 'İnançlı ve bilincli' bir hü- kümetle karşı karşıya bulunul- duğunu söylüyor. Paketten, iş dünyasının memnun kaldığını belirtiyor. Narin. dolann dozundan fazla değer kazandığını, bunun spekülatif olduğunu ve üretim- le ekonomi ile doğrudan hiçbir ilişkisi olmadığını vurguluyor. "Ekonominin ürerme kabiliyeri var. Ihracata yönlendirme yapı- lacak, ber şey yavaş vavaş rayı- na oturacak" diyor. Narin, pakete ilişkin sadece kayıt dışı ekonomi üzerinde eleştiri getiriyor. Her şeyin ka- yıt içi ekonomiye göre düzenle- nip tedbirlerin ona göre alındı- ğını. hükümetin kayıt dışı eko- nomiye yönelik tedbirlerini açı- klaması gerektiğini söylüyor. Türkiye'de bugüne kadar gö- rülmemiş bir destekle ekono- mik paketin başanya ulaşması için iş dünyasının üzerine düşe- ni yapmaya hazır olduğunu sa- vunarak bundan sonra alın- ması gerekli önlemleri şöyle sı- ralıyor: "Türkiye üretimi ihracata yönlenmeli. İthalat mutlaka frenlenmeli. Artık çikita muzu, bisküvi, lüks tüketim mallarına bütün dünyanın yaptığı gibi sı- nırlama gefirilmelidir. Lüks tü- ketim malı ithalinde doğrudan para aranmaları. banka kredisi sadece üretime yönelik mal itha- linde kullanılabilmelidir." Narin. tekstil ve benzeri işko- lu sanayilerin yaşadığı krize iliş- kin ise dampinge karşı önlemler alınmasını. Uzakdoğu ülkeleri- nin mallanna Türkiye'nin kota uygulamasını istiyor. Paket açılmadan önce krize ilişkin soru- düşen yükü üstlenmesi koşulu ile işçi kesi- lanmızı yanıtlayan Türk-İş Başkanı Bay- minin üzerine düşen özveriye hazır olduğu- ram Meral, krizin, işyerlerinde küçülme. if- laslar, daha çok kaçak işçi çalıştırma. işsiz- îik, kamu kuruluşlannda kapatma ve sa- tışlanru gündeme getireceğini vurguluyor- du. Krizden çıkışta en önemli aracın ise her alanda demokratikleşme olduğunu söylü- etti. Bayram Meral'in dün yeniden yaptığı yor; özellikle kayıt dışı ekonominin vergi- değerlendırmede Türk-İş'in, ekonomik lendirilmesi ve gelire göre vergı adaletinin bunalımm nedeni. bunalımdan çıkış konu- lannda IMF'den. Dünya Bankası'ndan ve koalisyon hükümetinden çok farklı düşün- nu sık sık yıneliyordu. Ancak paketin açı- lmasından sonra Türk-İş'in politikasında çarpıcı bir değişim ve sertlik oldu. Türk-İş, ekonomik paketin içindekilerin uygulanmasına karşı sürekli eylem ilan sağlanmasını istiyordu. Genel olarak da kamuoyunda, işveren kesiminin. üzerine GÖNÜLBORCU Prof. Dr. Siyami Ersek İstanbul Göğüs, Kalp, Damar Cerrahi Merközi'nde by-pass ameliyatımı başan ile gerçekleştirçn çok değerli ve müşfik insanlar Sayın Doç. Op. Dr. AZMIOZLER, Sayın Op. Dr. FUAT BİLGEN, Sayın Op. Dr. FÎKRİ YAPICI, SayınDr. AYKUT ŞERBETÇİOĞLU, Sayın Dr. ARÎF TARHAIV'a; anestezi uzmanı Sayın Dr. ASUMAN SÖZER'e ve ameliyathane hemşiresi Sayın KADR^YE YILDIZ'a; Yoğun Bakım ünitesinin tüm değerli doktor ve hemşirelerine: büyük bir titizlikle anjiyomu yapan Sayın Prof. Dr. ÜMİT AKER ile rahatsızlığım süresince beraber olduğum ve beni yönlendiren Saym Kardiyolog Dr. ORYAL GÖKDEMİR'e, hastahğım süresince yakın ilgilerini asla unutamayacağım değerli dostlanm Kardiyoloji Şefi Sayın Dr. TUNA TEZEL ile Kardiyoloji Şefi Saym Dr. HİKMET TEZEL'e; devamlı yakın ilgilerini gördüğüm Kardiyoloji Şefi Sayın Dr. ATİLLA ŞAMİLGİL'e, Sayın Op. Dr. HÜSEYÎN ÇETİN'e, Saym Op. Dr. MURAT ALP KONUK'a; aynca 2. Cerrahi'nin tüm doktor, hemşire ve diğer personeline; telefon ederek, çiçek göndererek ve bizzat gelerek beni hatırlayan tüm akraba ve dostlanmıza içtenlikle teşekkür ediyoruz. Erol Erkut ve Eşi düğü belirtiliyor. "Bu programa Türkiye'- deki sermaye çevrelerinin \erdikleri destek ve bağladıklan umut da, sorunun. bir ta- rafta tüm halkımız diğer tarafta uluslara- rası tekelci sermaye ile ülkemizdeki servet >e sermaye sahipieri arasındaki bir saflaş- manın ürümi olduğunu göstermektedir." deniliyor. Meral, bunalımm gerçek nedeninin, Tür- kıye'de sermayenin üretken alanlardan rant ekonomisine kayması ve vurgunculu- ğun hızla yayılması, sermayenin uyguladığı politikalar sonucunda müthiş bir tüketim çılgınlığının, köşe dönmeciliğin ve havadan para kazanma anlayışının yayılması olduğunu belirtiyor; terörün ve ona bağlı göçün bunu hızlan- dırdığını vurguluyor. 12 Eylül sonrasında yatınmlann değil. vurgunculuğun. köşedönmeci- liğin dcstcklcndiği: hükümetle- rin de buna seyirci kalması ile bugün ülke tarihinin en büyük krizi ile karşı karşıya kaldığını anlatıyor. Halkın çıkarlarına aykırı Meral. hükümetin aldığı ka- rarlann ise ülkemizin ve halkı- mızın çıkarlanna aykın oldu- ğunu: işsizliği. yoksulluğu, hu- zursuzluğu yavgınlaştıracak bu kararlann. bazı Latin Amerika ülkelerinde gördüğümüz top- lumsal patlamalan hazırlaya- cağını vurguluyor. Türkiye'nin ucuz işgücü cenneti haline ge- tirileceğine işaret ederek 12 Ey- lül hukukunu değiştirme vaadi ile gelenlerin. 24 Ocak'tan daha ağır bir istikrar paketini halkımıza dayatmalannın üzüntü venci ve düşündürücü olduğunu söylüyor. Meral. kendilcri için istikrar programını kabul etmek ya da meşru ve demokratik güçlerini harekete geçirmekten başka yol bırakılmadığını bildirerek süre- siz mücadele karan aldıklannı anımsatıyor. Meral, bunalımm yükünün, bunalımm sorumlu- su olan belirli çevrelerin sırtına yıkılmasına kadar mücadele edeceklerinı söylüyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Sopumluluk Öyle günlere geldik ki herkes sorumluluğunun bilin- cinde olmak zorunda ve bu sorumluluğunun gereğini yerine getirmek durumunda. Oysa ki herkes sorumlulu- ğunu başkasının sırtına atmaya çalışıyor, hiçkimse ken- dini düzeltmeye çabalamıyor. Sorumluluğu bir başkası- nın üzerine atmak kolay, ama bu durumda da o sorumlu- luğun 'gereğ/'yerinegetirilemiyor. Birtoz-duman içinde zaman geçiyor. Her kurumun, her örgütün farklı bir sorumluluğu var. Ama sonuç olarak 'sorumluluktan kaçma'nın getireceği maliyetler, herkesi bağlıyor. Örneğin Türkiye'de yıllar- dan beri ürettiğimizden fazlasını tüketiyorduk. Bireysel olarak ürettiğinden fazlasını tüketmenin yolu borç bul- mak ya da çalmaktır. Toplumsal olarak ise bunun tek yolu borçlanmaktır. Zira günümüz dünyasında adama kolayına 'çaldırtmazlar'. Bir toplumun sürekli olarak ürettiğinden fazlasını tü- ketmesi ve sürekli olarak borç bulması elbefte mümkün değildi. Ve bu nedenle, eninde sonunda deniz tükene- cekti. Bu koşullar altında tüketimi kısmaktan. yani tasar- ruf etmekten başka çare yoktu. Ve bir toplumu tasarruf etmeye zorlamanın iki yolu vardır. Ya vergi alırsınız ya zam yaparsınız. Bu, iktidann yapısına, sınıfsal kökenine ve beklentilerine göre belirlenecek bir karardır Türkiye gerçekten, ürettiğinden fazlasını tüketiyordu, ama tüketenler aslında toplumun ufak bir kesimi idi. Ge- niş kitleler "Bir gün tüketim sırasının kendilerine gele- ceği" umudu içinde avutulmaktaydı. Bu koşullar altında 'kemerini sıkması' ya da 'kemerı sıktınlması' gereken- ler, elbette çok tüketenler olmalıydı. Ama olmadı. Ke- merleri sıkanlar gene sorumlular' değil, sorumluluğu ikinci dereceden olanlar oldu. Fedakârlık gene fukarı kesimlere düştü. Devleti yönetme sorumluluğunu' üstlenmiş olanlar, ekonomikdurumun 'sorumluluğunu'yanhşadresteara- mışlardı. Ama adresi karıştıranlar, sadece devleti yöne- tenler mi? Keşke sadece onlar olsa. Adres karıştırma ve sorumluluk bilincinden uzak olma. maalesef toplumu- muzun hemen tüm kurumlarında var. Üniversitelerimiz- de de siyasal partilerimizde de basınımızda da. örneğin merkez soldaki dağınıklık ve bölünmüşlüğün sorumluluğu hiç kuşkusuz SHP, CHP ve DSP'nin yöneti- cilerindedir. Her ne kadar yönetıciler 'merkez so/kavra- mından farklı şeyler anlıyor ya da anladıklarını iddia ederek 'aynı şey/'söylemediklerini belirtiyorlarsa da bu partilere oy veren insanlar arasında 'ciddi ayrılıklar' ve 'ciddi farklılıklar' bulunmamaktadır Gerek SHP'Iİ gerek CHP'li ve gerekse DSP'Iİ seçmen- ler aynı umut ve beklentileri paylaşmaktadırlar. Ozgür, bağımsız ve laik bir Türkiye'de, sömürünün ve haksızlık- ların ortadan kalktığı bir Türkiye'de yaşamak istemekte- dirler. Fark tabanda' değil, tavandadır'. Ama eğer de- mokrasi varsa, 'tavandakiler' de kendi açılarından haklıdırlar. Herkes kendi kararmı kendi verir. Elbette so- rumluluklarını da üstlenir. Ancak Yaöanda/c/'insanların. merkez soldaki budağı- nıklığa son vermek için çabalaması da doğaldır. Ben de bu tür çabalara belli bir ölçüde katılmaktayım Taban hareketi'dediğimiz birbaskıyla, bu konuda katkı yapma- ya uğraşıyoruz. Şu konuda birlikte çabaladığımız genç bir arkadaşımı- zın, Bûlent Yapıcılar'ın, bu tür çalışmalarının CHP tara- fından 'parti disiplini ile bağdaşmayan' hareketler ola- rak tanımlandığını ve Bülent'in Disiplin Kurulu'na veril- diğini duyunca çok şaşırdım. Eğer 'partililer' birleşme konusunda çaba gösteremezse, birleşme nasıl sağla- nır? Parti içi demokrasi olmadan, nasıl demokrasi mü- cadelesi yapılır? Aslında bir sürü konu şaşırtıyor beni. Kimi kurumların ve o kurumları temsil eden insanların 'sorumsuzluk' ve 'aymazlıkları' karşısında kimi zaman soğukkanlılığımı korumakta da zorlanıyorum. Hele kitle iletişim araçları- nın sorumsuzluğu, inanılmaz boyutlara ulaşıyor. Adam- lar masa başına oturuyorlar, istediklerini istedikleri gibi karalıyorlar. Çoğuzaman tekzıp'kurumunuçalıştırmak da mümkün olmuyor. Mahkemelere başvursanız, o da ayrı bir dert. Erol Mütercimler çok sevdiğim bir öğrencimdir. Bir yandan Silahlı Kuvvetler'deki görevini yürütürken bir yandan da Uluslararası İlişkiler'de doktora çalışmaları- nı yürütür. Bu arada fırsat buldukça da özgün ve ciddi araştırmalar yapar ve yayınlar. Yeni yayımlanmaya başlayan bir dergi geçenlerde, Erol'un ağzından bir şeyler yayımladı. Ancak ülke bü- tünlüğü, Güneydoğu sorunu ve Türk dış politikasıyla ilgi- li olarak, 'karşı çıktığı' ve kendınce mücadele ettiği ne varsa, Erol'un 'görüşü' olarak yayımlandı. Ben de araya girdim. Düzelteceklerini söyledıler, özürdilediler. Bugü- ne kadar ses çıkmadı. Ama zaten düzeltseler ne olur, düzeltmeseler ne olur? Kimilerinin kafasına bir soru işa- retini soktular artık. Ne kadar büyük bir sorumsuzluk bu, ne kadar büyük bir cüret... Herkes sorumluluğunun bilincinde olmalı. Çok ilginç günler yaşamaktayız. Hepimiz aynı sandalda gidiyoruz. Batarsa birlikte batarız ve o zaman pişman olmak' için çok geç kalınmış olur. Işçiden Hazine y ye bağış SABtTHORASAN KONYA - Konya Bayındır- lık ve İskan İl Müdürlüğü'nde çalışan üç işçi, "devletten aldıkları maaşla evlerinin geci- mini rahatiıkla sağladıkları"nı iddia ederek ikramiyelerinı Hazine'ye başşladılar. Konyalı üç işçi Tansu Çiller başkanlıjeındaki koalisyon hü- kümetinin aldığı son ekono- mik kararlara destek vermek. ülkcnin ekonomik darboğaz- dan kurtulması için bu karan aldıklannı belirttiler. Kendile- rinin de "çorbada bir parça tuz'lannın bulunmasını iste- dikleri için bu karara vardı- klarını bıldiren 20 yılhk işçi Ramazan Taşkın, 18 yıllık işçi Ali jhsan Türkkan \e 2 yıllık işçi Ö. Abdullah Kart, tüm mil- letvekili ve bürokratlan ve işa- damlannı da destek olmaya da- vet ettiler. !30çalışanın bulun- duğu Konya Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü'nde çalışan Kart. Türkkan ve Taşkın kendi müdürlüklerine verdıkleri di- lekçede. 18 mavısta alacaklan toplam 13 milyon liralık ikra- miyelerini Hazine'ye bağışladı- klarını bildirdiler. Nevşehir'in Avanos ilçesine bağlı Sanlar kasabasının MHP'li Belediye Başkanı Nus- ret Altıok, maaşının yansını Hazine'ye bağışlayacaâını açı- kladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear