25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 NİSAN1994 CUMARTESİ CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR 6. ULUSLARARASIİSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ 'Bu Istanbıdbizjun, bufestivcdhepinnzjn' Kültür Servisi - Bu yıl alüncısı düzenle- nen Uluslararası İstanbul Tiyatro Festi- vali'nin programı. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürü Melih Fe- reh\ Tiyatro festivali yöneticisi Dtkmen Gürihı L'çarer ve yönetici yardımcısı Koza Gökbuget'in katıldıklan bir basın toplantısı ile tanıüldı. 1-18 mayıs tarihleri arasinda gerçek- leştirilecek olan festivale bu yıl on yerli ve on yapancı topluluk toplam yirmı yedi oyun ile katılıvor. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da"Bir Ülke Bir Tiyatro." ve- "öteki Tiyatro" bölümlerinin yer ala- cağı 6. Uluslararası Tiyatro Festivali'- nde, bu yıl üç yenilik de gerçekleştiri- lecek: DansTiyatrosu, Geceyansı Tiyat- rosu ve Tiyatro Maratonu. Polonya'dan Teatr Eksprezji 1991 yıhnda Edirfburg Festivali'nde sunduğu "Zun" isimli yapıtla dans tiyatrosu ilk kez festival kapsamına alınırken, Ortao- yunculan'nın "Kırkambar" Tiyatrosu ile ilk kez festivalde bir geceyana oyunu gercekleştirilecek. Festivalin 'ilk'leri Antalya Devlet Tiyatrosu ise Murat- han Mungan'ın "Mahmud ile Yezida", "Taziye" ve "Geyikler Lanetler" ovun- lanndan oluşan "Mezopotamya Cçte- mesi"ni saat 15.00'den 24.00" e kadar sahneleyerek ilk kez bir tiyatro mara- tonunu gerçekleştırmiş olacak. Böylelik- le "Geyikler Lanetler" oyun prömiyeri ae festivalde kapsanunda gerçekleşecek. Festivalin "Uk"len bunlarla da kalmı- yor. tngiliz English Turing Company "Çapkınuı Fendi" isimli oyun ile ilk kez Türkiye'de bir Restorasyon Komedisi sahnelemiş olacak. Romanya'nın dün- yaca ünlü topluluğu Krayova Devlet Ti- yatrosu ise Shakespeare'in "Titus And- ronicus" adlı oyununu Türkiye'de ilk kez sahnelemiş olacak. Bu yıl festivalde kadın temasını işle- yen birçok oyun bulunuyor. Rusya'dan Taganga Topluluğu'nun sahneleyeceği Rus kadın yazar ve şain Marina Tsveta- yeva'nın "Fedra" isimli oyunu. Bakı- rköy Belediye Tiyatrosu'nun sahneleye- ceği Brecht'in "Anngone"si. Ortaoyun- culanrun sahneleyeceği "Şu Gogol Deli- si". Devlet Tiyatrolan ile Theater an der Ruhr'un ortak yapımı "Bernarda Alba'- nın Evi" kadın temalı oyunlardan bazı- lan. Almanya'dan Berliner Ensemble de festivalin konuğu. En iyi Brecht yorum- cusu olarak kabul edılen Ekkehard Schall, ünlü yazann "Üç Asker" isimli yapıtını sunacak. Bir tiyatro bir ülke bölümünün konu- ğu ise bu yıl Türknıenistan'dan Akşabat Devlet Tiyatrosu. •Bu İstanbul Bizim, Bu Festival Hepi- mizin'> '1 şl©gaıunı taşıyanftstivakie İstan- bul'u könu alan iki oyun da yer alıyor: Şehir Tiyatrolan'nın sahneleyeceği "Istanbul'un Gözleri Mahmur" ile Kum- panya'nın "Öteki Tiyatro" bölümünde sahneleyeceği "Canlanan Mekan". İspanyol Yllana Topluluğu "Muu!" isimli sözsüz. güldürü, İtalyan Teatri Uniü-Crt "ÇingeneJer" isimli oyun Dev- let Tiyatrolan "Izter", Ankara Sanat Ti- yatrosu "Ay Carmela". Dostlar Tiyatro- su "İnsanlarım". Oyuncular "Hayat Çok Güzel", Tiyatro Grup "İçerisi" ve Stüdyo Oyunculan "Beş Kısa Oyun" ile festivalin diğer konuklannı oluşturuyor. 'Titus Andronicus' Festival, 1993 Avıgnon Festivali'nde sahnelenen Fransız topluluğu Theatre et Curiosites / Cosmos Kolej'in sunacağı "Şvayk Dünvanın Son Durağmda" adlı oyunla başlıyor. Söze dayanmayan, izleyiciyi görselli- ğıyle büyüleyen bu oyunun yazar ve yö- nctmcnı Yiadislav Znorko. Rusya'dan festivale katılan Taganka Topluluğu. Roman Viktyuk'un rejisiyle, ünlü kadın oyuncu Alla Demidova'nın başrolünü üstİendiği "Fedra"y\ sahnele- yecek. Romanya'dan 1992 Edınburg Fesüvali'nde "EJeştirmeııler Ödülü"ne layık görülen Krayota De>iet Tiyatrosu. ıki oyunla katılıyor: Alfred Jarry'nin "Kral Übü"sü ve Shakespeare'in "Mac- beth"inden uyarlanan "Kral L'bü ve Macbeth'den Sahneler" oyunu ile yine Shakespeare'in "Titus Andronicus". İngiltere'den English Touring Theatre, George Farquhar'm bir Restorasyon Komedisi olan "Çapkının Fendi" ile katılıyor. Polonya'dan Teatr Ekspresji grubu, 1991 > ılında Edinburg Festivali'nde sun- duğu. kadın ve erkek erotizminin estetik çizgiler icersinde cesurca sergilediği "Zun " adlı yapıtıyla geliyor. Almanya'dan Berliner Ensemble'ın ünlü oyuncusu ve bugün en iyi Brecht yorumcusu olarak kabul edilen Ekke- hard Shall. günümüz Alman tiyatrosuna ımzasını atmış olan Heiner Müiler reji- siyle Brecht'in "Üç Asker" adlı yapıtını sunacak. "Bir Ülke Bir Tiyatro" bölümünün konuğu Türkmerüstan'dan gelen ve Ka- kacan Aşırov'un yazıp yönettiği Oğuz Haıı adlı oyunla Akşabat Detlet Can Ti- yatrosu. Orta Asya mıtlerinden esinle- nen topluluk. zengjn giysileriyle dikkat çekiyor. Edinburg Fringe Festivali'nde büyük ilgi gören Ispanyol Yllana Topluluğu. "Muu!" adb sözsüz güldürüsünde bir boğa güreşi arenasmın kulislerinde ge- çen bu mim ve müzik ağırlıklı oyun, ma- tadorlan ve onlann temsil ettiğj maço tipli erkeklerin dünyasını alaya ahyor. ttalya'dan Napoli'nin ünlü topluluğu Teatn Uniti-CRT, Raffaele Viviani'nin yazdığı "Çingeneler", izleyicileri Na- poli'nin ortasında yaşayan insanlann gerçek ve gerçeküstü gizemli dünyalan- na götürecek. Tiyatro festivalinin bir başka konuğu Devlet Tiyatrolannın katkılanyla yıne Almanya'dan gelen Theater An Der Ruhr. Topluluk, yönetmen Roberto Ci- ulli'nin rejisiyle "Teatro Comico" ve ''Macbeth " adh iki farkh oyun sunacak. Yerli topluluklar Devlet Tiyatrolan bu yıl üç ayn oyun- la festivalde yer alıyor: Ankara'dan ünlü Polonyalı tiyatro adamı Josef Szajıa'- nın yazıp yönettiği "hler", Theater an der Ruhr ile ortak yapım olan Roberto Ciulli ve Müge Gürman'ın ortak rejisiyle sahnelenen "Bernarda Alba'nın Evi" ve Antalya Devlet Tiyatrosu'ndan Murat- han Mungan'ın yazdığı Mustafa Avkı- ran'ın yönettiği "Mezopolamva Üçleme- sı". İstanbuJ Belediyesi Şehir Tiyatrolan festivale bir İstanbul oyunuyla katılıyor: Melisa Gürpuıar'ın yazdığı. Hakan Altı- ner'in yönettiği "İstanbul'un Gözleri Mahmur". Bakırköy Belediye Tiyatrosu ise bu yıl Bertolt Brecht'in "Antigone "sini dünya- ca ünlü Gürcü yönetmen Robert Stu- rua'nın yorumu\la sergiliyor. Antigone rolünü Zeliha Berksoy üstleniyor. Ankara Sanat Tiyatrosu. Jose Sanchi Siesterra'nın yazıp, Rırtkay Aziz'in sah- neye koyduğu, bugün dünyanın birçok yerinde yaşanan ve yaşanmakta olana bir gönderme olan "Ay, Carmela"&dh iki kişilik oyunu sunacak. Dostlar Tiyatrosu, Nazun Hikmet'in şıırlennden Genco Erkal'ın derlediğı ve yorumladığı "İnsanlarım"\a festivalin konuğu. Ortaoyuncular, gece yansı ti- yatrosu "Kırkambar"ın yanısıra ikinci oyun olarak Ferhan Şensoy'un yazıp yö- nettiği ve Derya Baykal Şensoy'un oyna- dığı "Şu Gogol Delisi'ni sunacak. Festivalin "öteki Tiyatro" bölümün- de bu yıl yer alan topluluklar ve oyunlar şunlar: Kumpanya "Canlorum Mekan", Oyuncular "Hayat Çok Güzel". Tiyatro Grup "İçerisi" ve Stüdyo Oyunculan "Beş Kısa Oyun". Festival boyunca aynca Klasik Tiyat- ro'da Kadın Temalan, Dans Tiyatrosu ve Günümûzde "Macbeth" Sahnelemek ko- nulu tiyatro tartışmalan gerçekleştirile- cek. Taksim Sahnesi, Muhsin Ertuğrul Sahnesi. Ses Tiyatrosu, Kenter Tiyatro- su, Karaca Tiyatrosu ve "öteki Tiyat- ro" bölümünde yer alan topluluklann kendi mekanlannda sahnelenecek olan oyunlann biletleri yabancı oyunlar için, iki yüz bin ve yetmiş beş bin. ödenekli ti- yatrolann oyunlan için altmış bin ve otuz bin, özeî tiyatrolann oyunlan içinse yûz bin ve 50 bin liradan satışa sunula- cak. 13. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ Bergman'dan bir başyapıt Johnny'i David Thewtis oynuyor. Çağdaş Ingiltere üzerine etkıleyici bir inceleme Kültür Servisi - "Film hakkında söylemek istediğim sadece iki şey var.a) F.vet. tngiltere filmde gösterildiği kadar kötfi bir yer, özel- likle fılmdeki gibi insanlar için. b) Film sade- ce tngiltere'yi konu almı\or" diyor 50 yaşın- dakı sıradışı İngılız yönetmen Mike Leigh Cannes Film Festivali'nde En İyi Yönet- men ve En İyi Erkek Oyuncu Ödüllerine değer bulunan filmi "Çıplak" için. "High Hopes" ve "Iife Is Sweet" fılmleriyle ulus- lararası sinema alanında adını duyuran Le- igh, tam bir kara mizah ustası ve 1993 yapımı son çalışması "Çıplak" kara mi- zahın başyapıtlan arasına ginneye aday. Bir kaç temel fıkirle yola çıkılarak aylar süren doğaçlama çahşmalan sonucunda oluşan "Çıplak", işsiz güçsüz Johnny'nin (David Thewüs) başından geçen olaylan aktanyor. Johnny, eski kız arkadaşının evi- ne çıkageliyor ve evde yaşayan iki kızı taciz ediyor. Sonra tanımadığı kişiler tarafından öldürülesiye dövülerek tekrar eve dönünce kadın düşmanı yuppi ev sahibinin kızlara "el koyduğunu" keşfediyor. Film İngiltere'nin herkesin bildiş ama kimsenin bilmek istemediğı yönlerini orta- ya koyduğu için muhafazakar kesim tarafı- ndan büyük tepkiyle karşılandı. Sol kesim ise işçi smıfını cahil. şiddet yanlısı ve komik gösterdiği gerekçesiyle "Çıplak"ı eleştirdi. Bir başka eleştiri bombardımanı ise kadmlara karşı hazmedilmesi zor tacız ve şiddet sahneleri içerdiği için feministler- den geldi. Leigh bu eleştirileri yersiz bulu- yor: "Fibnlerimde gerçek insanlar var. Bir kadın düşmanını gösteriyor diye film kadın düşmanı olmaz, gerçek işçi sınıfı kökenliler ise rjlme hiç bir eleştiri yöneltmiyor. Ben in- sanlan kendüerine güuneye çağnyonım, buna kendim de dahilim." CUMHUR CANBAZOĞLU Kısa sayılabilecek sinema geçmişinde iki kez Cannes Film Festivali'nde büyük ödü- lü kazanan Danimarkah Bille August. artık resmen ünlü usta Bergman'ın halefi. Buna ne kendi karar verdi, ne de eîeştir- menler. Bizzat Bergman. anne ve ba- basının zor aşk öyküsünü senaryolaştınp "İyi NiyetJer" (Den Goda Viljan) adıyla August'a emanet ederek halefıni tayin et- miş oldu. August ise ustasından pek etkilenmeden (Bergman sete adımını dahi atmamış) güç- lü ve derin bir "aile destanı" yaraürken, fonda yüzyılın başındaki İsveç toplumunu, sosyal olaylan ve insanlann psikolojik yapılannı başanyla beyazperdeye yansıttı. " tyi Niyeüer" Ingmar Bergman'm. anne ve babasırun evliliğe kadar uzanan gürül- tülü aşk öyküsü. Anna (anne) zengin bir aileye mensup. şımank yetiştirilmiş bir kız. Henrik ise teoloji eğitimı gören fakir bir öğrenci. Anna'nııı kardeşi ve Henrik'in çalışma arkadaşı Ernst'in aracılığıyla taruşıyorlar. Henrik'in sevgilisi olmasına karşın kısa sürede iki gencin arasında bü- yük bir aşk doğuyor. Anna ile Henrik'in farklı karakterleri za- manla ilişkiyi zayıflatıyor. Henrik tsveç'in kuzeyinde küçük bir yere tayin oluyor. Dar çevre, evliliği ve sevgiyi içinden çıkılmaz bir karmaşaya sürüklüyor... "İyi Niyetler". kadınlar tarafından sü- rüklenen, erkeklerin kaderini kadınlann çizdiği bir film. Senaryoda, hiç sevmediği babasını ön plana çıkarmaya çalışan Berg- man'ın çabası bile bu egemenliğı hafiflete- memiş. Tempo klasik ölçüde yavaş. dikkat 'tyi Niyetler' Ingmar Bergman'ın anne ve babasırun evliliğe kadar uzanan gürûltülü aşk öyküsü. çeken sahne ise misafir çocuğun ailenin bebeğini öl- dünmeye kalkışması... "İyi Niyeder". ağır bir film ama Max Von Sydow gibi dev oyuncuya. Pernilla Ostegren gibi bir yetenek katılınca ortaya tam bir başyapıt çıkmış. August'un diyaloglardakı titizliği, görüntü yönetmeni Jorgen Perrson'nun muhteşem doğal görüntüleri secmedeki ustahğı da unutulmamalı. Bu başanlı ekip, 1992'de Cannes'dan Alün Palmiye ile eve döndü, aynca Per- nilla Ostegren (Bille August'un kansı) büyük ittifakla En İyi Kadın Oyuncu Odülü'nü aldı. 1978'de ilk uzun metrajlı filmi "Balayf'nı (Ho- nungsmane) çeken yönetmen Bille August, 1989'da "Fatih Pe«e"yle (En iyi Yabancı Film Oscan) ka- zandığı Altın Palmiye sayısını, "İyi Niyetler"le ikiye çıkannca, Kuzey Avrupa sinemasının lokomotifi ha- line gelmiş durumda. August, şu anda Avrupa festi- vallerinin vazgecilmez onur konuklanndan biri. Küçük ve şirin bir film Rolf Losansky'den 'Bulut Kuzusu Zirri' Kültür Servisi - Büyük kenüi bir kız çocuğu, taşrada yaptığı gezi sırasında, bulut kuzu Zirri ile karşılaşır. Kuzucuk. yeryüzüne dönebilmek için samanyolunu aşmak zorundadır. Küçük kız ve arkadaşlan, İcuzuya \ ardıma olmak için harekete geçer... Daha önceki başanlı çocuk fılmleriyle belli bir isim > apan Rolf Losansky. bu çalışmasıyla düşkınklığı ya- ratmıştı. Önceki yapıtlanrun karakterisük özelliği olan ^ıcaklık ve sevgi pek görülmüyordu. Ancak, kötü bu- lutun kurbanı kuzunun çizgi film tekniğiyle anlatılan öyküsü. çocuklar için ilginç nitelikler taşıyor. Lo- sansky'nin öyküsünde çevreci bir tema da var. Kuzu- cuğu kaçıran kara bulut. kasabadaki fabrikanın dumanından türemiştir. Filmin düşkınklığı yaratmasının önemb' bir nedeni de yapım koşullan."Bulut Kuzu Zirri"nin çekilmesi 1990'da planlanmıştı. Yapımcılığı üstlenen DEFA şirketi, o sıralarda ağır bir ekonomik bunahm içindeydi. Bu yetmiyormuş gi- bi, devletin ilgili kurumlan. öyküyü güncel bulmaya- rak. yardım etmeyi reddetmişti. Parasal ve teknik ola- naklan iyice kısılan film, yetersiz malzemeyle çekil- mek zorunda kalınmıştı. Bu arada film, öyküsünü bağımsız bölümler halin- de anlattığı ve kısa süre içinde birçok karakter sundu- ğu için, 7 yaşından küçük çocuklann algılama yetene- ğini bir parça aşıyor. DUSUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Halk Deyince... "Halk" Arapça bir sözcük. "Ha" ile yazılınca "boğaz" anlamına geliyor. "Hı" ve "kaf" ile yazılınca dört ayn anlamı var: 1. Yaratma; 2. icat; 3. İnsanlar; 4. Insanlardan bir bö- lüm. Dilimize bu sözcüğü dördüncü anlamıyla alıp çeşitle- mişiz. TürçeSözlük'te şöyledeniyor: Halk: 1. Bir ulusu oluşturan insan topluluğu: Türk hal- kı. 2. Aynı ülkede oturan ve ortak çıkarlarla birbirlerine bağlı kişilerin tümü: Halk hükümete yardımcı olmak isti- yor. 3. Bir ulusun belli bir bölge içinde yaşayan kısmı: Anadolu halkı, Balkanlardaki Türk halkı. 4. Aynı yerde toplanmış kimseler, topluluk: Mahalle halkı. Şehir halkı. Ev halkı. 5. Ulusun aydınlar ya da resmi görevliler dışın- da kalan kısmı: Halka doğru. Halka hizmet. Halktan bir adam. Gündelik konuşmalarımızda sözcüğü bütün bu deği- şik anlamlarıyla hiç takılmadan kolayca kullanıyoruz. Yalnız zaman zaman birinci anlamla beşinci anlam ara- sında kaymalar ya da belirsizlikler oluyor. Örnekse, "Halkımız konukseverdir", dediğimizde, bü- tün ulusumuzu mu yoksa ulusumuzun kafa ışçileri ya da resmi görevliler dışında kalan bölümünü mü düşündü- ğümüz pek anlaşılmıyor. "Halk dürüstlük istiyor... Dürüstlüğe oy veriyor..." sö- züdeöyle... Aydınlar, kafa işçileri, resmi görevliler, partililer ile ulusun onlar dışında kalan bölümü arasında, "dürüst- lük" açısından bir ayrım olduğu söylenemez. Dürüstlük de dürüstlükten uzağa düşmek de hiçbir toplum kesiminin özelliği değil. Aynca eğitimin, kafa işçisi durumuna yükselmenin, aydın nitelikleri edinmenin, resmi görevler almanın, partili olmanın insanları dürüstlükten uzaklaştırdığını düşünmekteki yanlışlık da çok açık... Eğitime, aydın nite- likleri edinmeye, resmi görevler almaya, siyasaya gir- meye karşı olunabilir mi? Insanımtzda bir yozlaşma varsa, bu içinde yaşadığı- mız toplumsal düzendeki çarpık üretim ilişkilerinin, yan- lış değer yargılarının bir yansımasıdır. Karşılaştığımız tinsel yıkımı önlemenin yolunu bilgi- sizliğin karanlığtnda değil, bilginin aydınlığında arama- lıyız. Eğitimli, bilgili insanın kötüsünün, eğitilmemiş, bilgisiz insanın kötüsünden çok daha ürkütücu olması bizi yanıltmamalı. Sanayi toplumlarınm, bilimsel buluşlar, ileri teknoloji- ler, kitle iletişim araçlarıyla, bir yandan büyük gelişme- ler gösterirken bir yandan da önemli bunalımlar, payla- şım savaşları, ayaklanmalar, devrimler, baskı yönetim- leriyle sarsıldıklarını biliyoruz. Anamalcılar, toplumsalcılık karşısındaki ekonomik üstünlükleriyle siyasal alanda övünebilirler, ama sanayi toplumlarının çözümsüz sorunlannın çetinliğıni de çok iyi biliyorlar... Nicediryirmi birinci yüzyılın "Sanayi ötesi toplumlar" ı konuşuluyor: Fosil yakıtlardan, uranyumdan, "güneş, rüzgar, gel-git" gibi tükenmeyen temiz enerji kaynakla- rına nasıl geçilecek, açmazlarla dolu "temsili demok- ras/"nin yerini nasıl bir siyasal düzen alacak? Bunlar, aydınların, kafa işçilerinin, resmi görevlilerin, siyasa adamlarının dışındaki kimselerce yanıtlanabile- cek sorular değil. Dünyanın geleceği ise büyük oranda bu soruların yanıtlanmasına bağlı... Demek ki insanlık, aydınlarını, kafa işçilerini, resmi görevlilerini, siyasa adamlarını dışlayan bir "halk" kav- ramına doğru gitmiyor. Gidemez... Sözcüğün beşinci değil, birinci anlamı gündemde... Bugün "halk" deyince -dürüstlüğü salt inançlanndan kaynaklanmayan, iyi eğitim, öğrenim görmüş, geleceğe dönük etkinliklere yatkın bireyleri çoğunlukta olan, bilgi- si, düşünce gücü, aydın nitelikleriyle öne çıkan bir insan topluluğu özlenerek- bir ulusun bütünü düşünülüyor... Hele Türkiye gibi sanayi sonrası toplumuna "sıçra- mayla" geçmek zorunda olan bir ülkede... /. TUYAPAnkara Kitap Fuarı bugün başhyor Kültür Servisi- Bu yıl ilk kez yapılacak olan "1. TÜYAP An- kara Kitap Fuan" bugün başh- yor. 17 nisan pazar akşamına kadar açık kalacak olan fuara 150 yayınevi, yayın kuruluşu katılıyor. Anfa Fuarcılık İşlet- meleri tesislerinde düzenlenen fuarda Ankaralı okurlar kitapla buluşurlarken. aynı zamanda fuar süresince düzenienecek olan çeşitli kültür etkinliklerini de izleme olanağına sahip ola- caklar. Fuar süresince düzenie- necek olan 27 söyleşi. 15 panel ve 2 konferansa toplam 102 ya- zar, büim adamı ve politikacı konıijmacı olarak katılıyor. Türkiye Yazarlar Sendikası. Edebiyatçılar Demeği ve yayı- nevleri standlannda düzeniene- cek imza günlerinde 200"ün üze- rinde yazar, kitaplannı imzala- yacak. Kültür etkinlikleri kap- sammda bir de tiyatro yer alı- yor. 10 nisan pazar günü "Dilek Türker-Ti> atro Ayna", Ataol Behramoğİu'nun Vera Tulyako- va'nın anılanndan oyun- laştırdığı "Mutlu Ol Nazun" adlı tek kişilik oyunu sunacak. Ülkemizde "Gecelerin Kita- bı" ve "Amber Gece" adlı yapıt- lanyla tanman Fransız yazar Sylvie Cermain, 1. TÜYAP An- kara Kitap Fuan'na konuk ya- zar olarak katılıyor. Aynı za- manda felsefe doktoru olan Germain. günümüz Fransız edebiyatmda roman ve öyküle- nyle ustalık ve özgünlüğünü kanıtlamış bir sanatçı. "Üzun Sünnüş Bir Yaz ", "Kadınlar Ki- tabı", "Sorguda", "Son Tram- vay" adlı kitaplan çeşitli yaban- cı dillere de çevrilmiş Nedim Gürsel, özel konuk olarak fuara katıbyor. Paris'te Sorbonne Üniversite- si'nde Modern Fransız Edebi- yatı öğrenimi gören yazar. 1980 yılından bu yana Fransa Bilim- sel Araşhrmalar Ulusal Merke- zi'nde (CNRS) görevli. Gürsel. aynı zamanda Sorbonne Üni- versitesi'nde Türk Edebiyatı dersleri veriyor. Bir "kitap ve kültür şenliği" olarak duşünülen 1. JÜYAP Ankara Kitap Fuan, yüzelü bin civannda Ankaralı kitapsevere ulaşmayı hedefliyor. ANKARA KİTAP FUARI'NDA BUCÜN Üst Salon 16.00-18.00: Aziz Nesin kitaplannı imzahyor. Yer: Türkiye Yazarlar Sendikesı Standı Alt Salon 11.00-13.00: Konuk yazarlann basın toplantısı ve okurlarla söyleşi' Sylvie Germain (Fransa) 'Assia Djabbar (Cezayir/ Fransa)/ Nedim Gürsel (Türkiye/Fransa) 14.00-15.30: Okurlarla Söyleşi: Aziz Nesin 16.00-18.00: Sylvie Germain "Amber Gece" ve "Gecelerin Kitabı" adlı yapıtlannı imzahyor. Yer: Can Yaymlan standı 16.00-18.30: Panel: "Edebiyat Sürgünleri" Yöneten: Feridun Andaç Prof. Dr. Gürsel Aytaç Nedim Gürsel Ataol Behramoğlu Edebiyatçılar Derneği İmza Günteri Yer: Ost salon: Edebiyatçılar Derneği standı Recai Atalay, Hasan Devrim, Mustafa Şerif Onaran, Yunus Koray. Aydoğan Yavaşlı, Refık Uğur, Asım Öztürk, Dinçer Sezgin Türkiye Yazarlar Sendikası İmza Günleri Yer: Ust salon - Türkiye Yazarlar Sendikası standı Ataol Behramoğlu, Aziz Nesin, Cahit Külebi, Can Yücel, Çetin Öner, Nursen Karas.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear