14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 NİSAN1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kütahya'da muhabirimize saldırı • Haber Merkezi- Kütahva'da, RP'den belediye başkanlığı seçimini kazanan Sükyman Can'ın görevi devralması törenini izleyen muhabirimiz Ali Kehribar saldınya uğradı. Olayşöylegelişti: E>evir-teslim törenine öğrencileriyle birlikte gelen, Fuat Paşa Ilkokulu l /C sınıfı öğretmeni Halil Balta. öğrencilerine, yeni başkanın lehine tezahürat yapürmaya başladı. Bu sırada, Halit Balta, olayı görüntülemek isteyen muhabirimiz Ali Kehribar'a. "Bunlardin düşmaru" diyerek saldında bulundu. Halil Balta, çabşüğı okulda gerici ve Atatürk aleyhtan çalışmalanyla tanınıyordu ve yazanmız Hikmet Çetinkaya'nın 2 Şubat 1992 tarihli yazısına konu olmuştu. Saldırgan öğretmen, Kütahya Valisi Cemalettin Sevim tarafından açığa alındj ve hakkında soruşturma başlatıldı. 3 PKK'll öldürüldü ADANA/DtYARBAKIR- (Cumhurivet)- Diyarbakır'da dokuz gün aradan sonra bir "faili meçhul" cinayet daha işlendi. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nce yapılan açıklama>agöre Bitlis'in Uçankuş köyü, Şırnak'ın İdil ve Mardin'in Mazıdağı ilçeleri yakınında düzenlenen operasyonlarda 3 terörist öldürüldü, 18 kişi tutuklandı, 56 kişi de yakalandı. Elazığ, Bitlis. Hakkari, Diyarbakır, Siirt, Şırnak ve Tunceli'de yapılan ev ve arazi aramalannda çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildi. Kahveye bomba • ADAPAZARI (Cumhuriyet)- Adapazannın Cumapazan semtinde bulunan Milli Gençlik Vakfı'na ait kahvehane dün akşam iki kişi tarafından silahla tarandı, daha sonra da el bombası atıldı. Bilal Bıyıkoğlu ile Ahmet Şengül adlı vatandaşlann ayaklanndan yaralandığı olayda, kahvehaneyeatılan el bombası patlamadı. Olay yerine gelen Sakarya Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı bomba imha uzmanlan bombayı imha ettiler. Ocretsiz eğitim Vampanyası . • İstanbul Haber Servisi- Istanbul Üniversitesi'nde okuyan öğrenciler, parah eğitim ve okullardaki anti-demokratik uygulamalara karşı, "Parasız, demokratik ve bilimsel üniversite" kampanyası başlattı. Konuya ilişkin olarak dün İstanbul Üniversitesi Merkez Binasf nda bir forum düzenlenerek. tüm gençlik 14 nisana kadarsürecek olan kampanyaya katılmaya çağnldı. "Parasız, demokratik, bilimsel eğitim hakkımız, söke söke alınz" ve "'Parah eğitime hayır" şeklinde sloganlann atıldığı forumda. öğrenci gençliğin sindirilmeye çahşıldığı vurgulandı. Oy yakanlar tutuklandı •TARSLS (Cumhuriyet) - (çel'in Tarsus ilçesine bağlı Yeşiltepe beldesinde. sayım sırasında seçim sandığını kaçınp yaktıklan gerekçesiyle yakalanan 16 kişi,çıkanldıklan nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Tutuklananlann adlan şöyle: Gürkan Dağ, Ender Yıldınm, Yücel Taşan, Hakan Sezer, Akın Atıcı. Bülent Gül, Selahattin Önder. Sadi Gökmen, tsmail Özmen. Ünal Aksoy, Ali Öz, Turan Kurt. Fatih Nevruz. Macit Savaş. Suat Doğan ve Necati Gül. 'Türkiye'de baskı göpdök' • BRÜKSEL (Cumhuriyet) - Nevruz kutlamalannı ve yerel seçimleri izlemek üzere Türkiye'yegiden Belçikak senatörler Michiel Martiens ve Germain Dufour Türkiye'de baskı gördüklerini ve Güneydoğu'da savaş olduğunu ileri sürdüler. İki senatör. dün Brüksel'de düzenledikleri basın toplantısında Türkiye hakkında bilgi verirken yetkililerin kendilerine 'Burası özgür ve demokratik bir ülke. İstediğiııiz yere gidip istediğinizi görebilirsiniz' demesine rağmen devamlı engellendiklerini söylediler. ııısıuı Yurttaşlann faks yağmuru sürüyor. Atatürkçü ve laik düzenin hedef alındığını belirten yurttaşlar, Atatürk Türkiyesi için birleşme çağnsı yapıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçimlere hile kanştınldığına ilişkin savlan değer- lendirmeye ahrken. yurttaşlar, YSK ile kamu kuruluşlan. özel kuruluşlar ve basm-yayın organlanna gönderdikleri mesajlarda, seçmenin gerçek iradesinin ortaya çıkanlmasmı, Atatürkçü ve laik Türkiye'nin korunmasını istediler. tmzalı olarak gönderilen mesajlarda, anayasal hukuk düzeni ile rejimi yıkıp, "şeriat" düzeni kurma istemlerinin ilk aşamada başanya ulaştığı savunularak, "Bu sonuca daha önceki idarelerin yalnı- zca kişisel ve politik çıkarian uğruna yaptıkları hata, yolsuzluk ve sorumsuz- luklan neden olmuştur" görüşü dile geti- rildi. Yurttaşlar, özünde Atatürkçülük yatan partilerin kişisel çıkarlannı bir yana bırakarak, Atatürk Türkiyesi için birleşmelerini istediler. YSK'ya geçilen binlerce dilekçede ise, yurttaşlar, kul- landıklan oylann. "seçim kurulunda mı, çöplukte mi" olduğu konusuda kuşku- lan bulunduğunu belirterek, "Oyumuzu anyoruz" dediler. Çankaya Belediye Başkanlığı'nı \eni- den kazanan SHP adayı Doğan Taşde- len de, Belediye Meclisi ve İl Genel Mec- lisi üyeleri ile birlikte bugün saat 11.00'- de Anıtkabir'i ziyaret ederek, Atatürk'e saygı ve bağlıbğını sunacak. Bu arada. bir grup yurttaş, "Ata'ya saygı" kam- panyası başlatarak, modern, laik ve de- mokrat Türkiye isteyen bütün parti li- derleri ile halkı, 4 nisan pazartesi günü saat 12.00'de Anıtkabir"e davet ettiler. Atatürkçü. laik Türkiye'nin korun- ması için politikacılan ve YSK'yı du- yarhlığa çağıran faks mesajlanndaki isimler şunlar: Ayşen Beceren, Yaşar Ergün, Ahmet Tokyay, Adil Çoban, Türkan Güley, Gü- lümser Sinek, Leman Özgür, Yıldız Ko- puz, Nebiha Hocaoğlu. Şeref Yiğit, Ser- pil Talier. Handan Özyıbnaz, E. Seda Agun, Hasan Sönmez, Reyhan Topde- mir, Nurtan Birand. Can Hocaoğlu, Sel- çuk Çoban, Serkan Çoban, Bahtiyar Hıdır, Taner Çmdık, Semiha Yüksel, Melahat Yüce, Ümmügül Güldane, Erda Kara, Zekiye Kukuk, Engin Vuran, Nec- la Alemdaroğlu, Ahmet Kara, Nazife llgün, Burhan Ozkal, Yıldıray Emre, Sezgin Diktaş, Zeynep Türkoğlu, Doğan Dağ, Zeynep Akkurt, İlhan Kaderli, Adem Deliönü. Beyza Özel, Ergün Çandır, Songül Erkoç, Kemal Tokyay, Selçuk Savcı, Ebru Eti, Haluk Büyükde- mir, Hasan Arslan, Kader Kurnaz, B. Levent Başoz, Murat Yurtkulu, Etnel Başöz, Müjde Hakan, Barış Çelebioğlu. Cem Yıldız, Zafer Akar, Safiye Akar, Ayberk Tezel, Çiçek Çelebioğlu, H. Nuri Çelebioğlu, YOcel Kasap, İsmigül Kasap, Mehmet Kasap, İskender Canlı, Selda Canlı, Güişan Hakan, Haluk Dizlek, Halil Akkuş, Alime Akkuş, Naci Yüdınman. Nuran Güler, Zeynel İldan, Kemal Sivritaş, Arif Şimşek," Şerife İl- dur, FazUet İldur, M. Kemal Şemsecer, Özlem Candanbağlan, Levent Sucu, Ye- şim Alkan, Sinan öztürk, Emrah Sabıriı, Umut Akça, özgür Erbulan, Davut Biçim, Harika Açık, Dursun Ka- radeve, Emine Yolal, Candan Aydın, Ba- haddin lpek, Hüseyin Kadirler, Ali Ka- dirler, Zeynep Kadirler, Hünkar Kadir- ler, Hakan Pekçe, Selma Pekçe, Nilgün Pekçe, Fatma Pekçe, Ali Akçakan, Gü- ven Çilingir, Ercüment Karaçuha, Halil Akkuş, Cavidan Akıncıoğlu, Banu Cel- lek, Zeynep Bekdik, Ahu Latifoğlu, Er- can öztürk, Hüly a Doğramacılar. Belediye işçisi, fakirlik sıııınm aşamad • Büyük kentlerin de yer aldığı 12 yerel yönetim birimine bağlı işyerlerinde çalışan işçilerin, aldıklan ücret zamlannın sadece Trabzon'da yoksulluk sınınnın üzerine çıktığı, geri kalan 11 belediyede bu sınınn aşılamadığı ortaya çıktı. YILMAZ KARABACAK Yerel yönetimlerin son beş yılhk görev döneminde çahşan- lanna tanıdığı reel ücret artışının, yoksulluk sının ola- rak adlandınlan askeri geçim endekslerinin oldukçagerisinde kaldığı belirlendi. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve Idari Bibmler Fakül- tesi Çahşma Ekonomisi ve En- düstri İüşkileri öğretim üyelerin- den Doç. Dr. Nükhet Ayaz'ın Türkiye geneb' için örnek oluş- turan 12 belediye üzerinde yap- tığı araştırma sonuçlan, Bele- diye-lş Sendikası tarafından yayımlandı. Araştırmada İstanbul, An- kara, Izmir, Adana Büyükşehir Belediyesi, Malatya, Trabzon. Muğla il belediyeleri ve Mum- cular, Sincan, Tire, Poyracık, Seferihisar ilçe belediyelerinin oluşturduğu 12 yerel yönetim birimine bağb işyerlerinde çab- şan işçilerin, 1989-1991 yıllann- daki toplusözleşme dönemlerin- de aldıklan ücret zamlannın sa- dece Trabzon'da yoksulluk sı- nınnın üzerine çıktığı, geri ka- lan 11 belediyede bu sınınn aşı- lamadığı ortaya çıktı. Neden yoksullaşıldı? Yoksulluk sınınnın aşılamadı- ğı 11 belediyede çalışan işçilerin toplu iş sözleşmeleriyle elde et- tikieri reel ücret zamlannda de- ğişen oranlar gözleniyor. Buna göre İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi büyükşehir statü- sündeki belediyelerde çabşan- lann, il ve ilçe belediyelerinde çabşanlara oranla yoksulluk sınınnın daha alt sıralannda bu- RP'llbeledlyeler Araştırmada, belediye işcilerinin aldıklan ücret ile fakirlik sınırmı aşamadıklan belirlendi. lunduklan kaydedildi. Belediyede çalışan iş- çilerin aldıklan ücretlerin satmalma gücünü koruyamayarak asgari geçim endekslerinin altında kabnasına yol açan başbca nedenler arasında, bu işkolunda sendikalaşma oran- lannın yüzde 94.93 gjbi yüksek bir düzeyde seyretmesine karşın grev yasağı kapsamı- nda olduğundan serbest pazarbk hakkının kullanılamayışı yer aldı. Ücret değerlendirme kriterlerinde ekono- mik faktörler gözetilecek yerde politik ter- cihlerin öne çıkanlarak zam oranlannın dü- şük düzeyde saptanması bunu izleyen ikınci önemli neden olarak vurgulandı. Partizanca bir tutum sonucu belediye kadrolanna gere- ğinden fazla işçi ahnması konusu ise vurgu- lanan diğer nedenler arasında buluvor. Araştırmada yoksulluk sının ile ücret oranlannın belediyelere göre dağılımına bakıldığında günlük asgari harcamalan için 1989-1991 yıllan arasında ortalama 54 bin Türk Lirası para ayırması gereken Türki- ye'nin herhangi bir yerindeki bir işçi İstan- bul'da 44 bin. Ankara'da 39 bin, Izmir'de 38 bin, Adana'da 32 bin. Trabzon'da 65 bin. Muğla'da 49 bin. ilçe belediyelerinden ise Seferihisar'da 41 bin Türk Lirası net ka- zanç elde ederek bu yoksulluk smınnı aşa- madığı saptandı. Ücretlerin satınalma gü- cünü genleten entlasyon oranlan ise aynı yıllar içerisinde adı geçen illerde en az yüzde 37 en fazla yüzde 54 dolayiannda gerçekleş- ti. Hak-îş öıgüdenmeyi hızlandırdı İstanbul Haber Servisi- RP'li belediye başkanlannın "tasfi- yeye gideceğiz" açıklamalanna işçi sendikalannın tepkileri sü- rerken. RP'li belediyelerde Hak-İş'in orgütlenme çalışma- lannı hızlandırdığı ve işçilere Hak-İş'e geçmeleri yönünde baskı yapıldığı öne sürüldü. Hak-İş'e bağlı Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Neca- ti Çelik, işçilere baskının söz konusu olmadığını. geçmiş dö- nemde SHP'li belediyelerin zor- lamasıyla işçilerin başka sendi- kalan tercih ettiklerini belirte- rek."RP ile uygar çalışma- larımız olmuştur. Bundan sonra da böyle sûrecek" dedi. İşçi sendikalan bir yandan olası işten çıkartmalara karşı önlem ahrken, bir yandan da RP'nin kazandığı belediyelerde "işçi kıymıı" ohnaması için hanrlık yapıyor. Bildirili tehdit Dün İstanbul'da, özelhkle RP'blerin kazanarak devir tes- bm protokolünü tamamladık- lan belediyelerde işçilere imza- sız "Hak-ış'e geç, ekmeğini ve ücretini garantiye al" yazılı bil- dirilerdağıtıldığı öğrenildi. Bazı işyeri temsilcileri ise daha önceden belediye içinde çalışan ve RP sempatizanı ola- rak bilinen kişilerin işçilerarası- nda "Hak-İş'e geçerseniz kendi- nizi garantiye alırsınız. Türk-İş ya da DİSK'te kalanlar işten atılacak" dedikodusunu yaydı- klannı söylediler. Türk-İş'e bağb Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Fuat Alan "İşçilere karşı hiçbir ka- nunsuz girişüne izin vermeviz" dedi. DİSK Genel Sekreteri Süley- man Çelebi dc "Refah Partisi, politik ahlak ve tutarlılık sınavı verecektir" dedi. Hak-İş'e bağb Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Necati Çelik, işçilere sendika değiştirmeleri için baskı yapıldığı yolundaki sav- larla ilgili olarak, "Bunların bepsi senaryodur. DİSK'in SHP ile paslaştığı gibi biz RP ile pas- laşmay tz "dedi. Yargı zjrvesinde 'cephe savaşı' GÖKSELPOLAT ANKARA - Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki "soğuk savaş". dün açıkça "cephe savaşı"na dönüştü. Kurulun 6 üyesi. önceki gün istifa ede- rek kendilerini "kişiliklerini yitirmek ve Adalet Bakanlığı'nın bağımİılığı altma girmekle" suçlayan eski üye \'ural Savaş hakkında, Yargıtay Başkanbğı'na suç duyurusunda bulundu. Kurulun başkanvekib ile bir asil üye ve bir yedek üyenin, Savaş hakkındaki suç duyurusu metnine imza atmaması. yargı zirvesindeki saflan bebrginleştir- di. Hakimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'nda, SHP'li Seyfi Oktay'ın Adalet Bakanı olmasıyla birlikte başlayan l4 so- ğuk savaş", "cepheleşmeye" dönüşüyor. Kurul üyesi Vural Savaş'ın, önceki gün istifa etmesi ve bazı kurul üyelerini "ki- şiliklerini yitirmek ve Adalet Bakanlığı'- nın bağımİılığı altına girmekle" suçlama- sıyla tırmanan yargıdaki meydan savaşı dün yeni bir boyut kazandı. Savaş'ın, istifa gerekçesinin RP'li Me- Kh Gökçek tarafından siyasi malzeme konusu yapılması, istifanın "siyasi olup olmadığı" tartışmalannı gündeme geti- rirken. kurulun 6 üyesi, dün Yargıtay Başkanbğı'na verdiİderi suç duyurusu ile Savaş hakkında gerekü işlemin yapı- Vural Savaş lmasını istediler. Kurulun asil üyeleri Adnan Hamzaoğulları ve Zühal Çokar ile yedek üyeler Mu- anuner Oytan, Hakkı Dinç* A. Müfıt Yüksel ve Reşat Şamlıoğlu tarafından imza- lanan suç duyuru- sunda. Savaş'ın. "kurul üyelerinin tarafsızlığmı, saygınlığmı ve gü- venUiıiiğini sarsıcı ve rencide edici, aynca Yargıtay'a yeni seçilmiş olan üyelerin onurlannı kırıcı davrantşta bulunduğu" belirtildi. Mahkemelenn bağımsızlığını ve yar- gıç güvencesini sağlamak amaayla ana- yasanın 159. maddesi uyannca oluştu- rulan Hakimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu üyelerinin. Adalet BakanlığYna karşı kişiliklerini koruyamadıklan suç- lamasına şiddetle karşı çıkan kurul üye- leri. şu görüşlere yer verdiler: "Hakimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'nda görev yapmakta olan bizler, bağımsız yargı organlannın temsilcileri olarak, hiçbir makam ve merciden emir ve talimat aunaksızın, anayasanın bize • Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 6 üyesi, istifası Refah Partisi tarafından siyasi malzeme konusu yapılan eski üye Vural Savaş hakkında Yargıtay BaşkanlığVna suç duyurusunda bulundu. verdiği görev ve sonımlulukların tam bi- linci içinde yargı bağımsızlığını ve yargıç güvencesini sağlama yönünde çalışmala- runızı sürdürmekteyiz. 'Haksız ve insafsız' Adalet Bakanlığı'nın, anayasal konu- munun smırlanna titizlikle bağlı kalarak kurul çaljşmalarını siyasi amaçlarla etki- lemekten özenle kaçındığını \e kurul üye- lerine hiçbir konuda herhangi bir telkin ve tavsiyede dahi bulunmadığını belirtmeyi vicdani görev sayıyoruz. Sayın Vural Savaş, 30.3.1994 günü Yargıtay üyeliği seçimleri için yapılan toplantıda, 9 Yargıtay üyesi seçiidikten sonra oylamalar sürerken kendi özgür ira- desiyle kurul üyeliğinden istifa etmiştir. Daha sonra da kurul halindeki çahşma- larda kararların hangi yöntemle alındığını ve azınlıkta kalanların çoğunluğa ve kara- ra saygı göstermeleri gerektiğini unuta- rak, yüksek kurulun diğer üyelerine yö- nelttiği haksız. insafsız ve dayanaksız suçlamalann tüm yargı organlan men- suplarınca gerektiği şekilde değerlendiri- leceğine inanıyoruz." Karşı cephe Kurulun 6 üyesinin imzaladığı bu suç duyurusunu. Başkanvekili Hakkı Süha Terzibaşıoğlu. asil üye Yaşar Selim As- maz ve yedek üye Mehmet Yıldız imza- lamadı. Savaş'ın istifa ettiği toplantıda, Yargıtay üyeliklerine seçilen 13 yargıçia ilgili karara, Terzibaşıoğlu. Asmaz ve Savaş muhab'f kalmıştı. Bu üyeler, Oktay'ın Adalet Bakanı olmasından sonra, kurul toplantılan- nda "sürekli muhalir' kalmalanyla dik- kat.çekmişti. Üç üyenin, Savaş'ın istifa gerekçesine ilişkin suç duyurusuna imza atmamala- nyla belirginleşen cepheleşmenin, DYP-SHP koabsyonunun tartışıldığı bir döneme rastlamasına dikkat çekili- yor. ARAYIS TOKTAM1S ATES ŞündiNeYi Seçim sonuçlannın rakamsal değerlendirmelerini şimdilik erteledim. Son yazımda "ufak tefekkimiyolsuz- luklardan" söz etmiştim. Fakat şimdi görüyorum ki çok daha ileri boyutlarda iddialar var. Aslında ortaya çıkan oy dağılımı beni pek mutlu etmemişti. Ama şimdi "Keş- ke" diyorum, "keşke temiz bir seçim olsaydı da gene bu sonuç çıksaydı." Zira bir seçim-yenilgisi kolay "telafi edilebilir". Fakat eğer sistem yozlaşırsa sisteme olan güven sarsılırsa, bunun "telafisi" çok güç olur. Birdemokraside "görevetalipolan''ve "aday"olarak isimlendirdiğimiz insanlar, doğal olarak kazanmaya şartlanırlar. Ve bu nedenle kimi adaylar, her türlü yola başvurabilirler. Kimi zaman kuralları ve yasaları da zdr- larlar. Bunlara "seçim hilesi", "yolsuzluk" ya da "dü- rüst olmayan seçim" adı verilir. Kimi adayların bu tür zorlamalarından, temsil ettikleri siyasal örgütlerin ha- beri olabilir de, olmayabilir de. (Hem yerel düzeyde, hem de ulusal düzeyde ). Ama biz Mart 1994 seçimlerinde, "seçimlerin dürüst olmaması" kavramını da âlt üst ettik. Seçim yolsuzluğu- nun da "suyunuçıkardık". Benim bildiğim dünyanın her yerinde seçim yolsuzlukları iktidar partisinden ya da partilerinden gelir. Zira devlet örgütünün denetimi onla- rın elindedir. Her ne kadar Yüksek Seçim Kurulu vb. gibi bağımsız örgütlenmelere gidilmiş olsa bile, seçmen kü- tüklerinin hazırlanması, oy verme işlemi, değerlendir- me vb. gibi süreçler, siyasal iktidarın etkisine açıktır. Ya da öyle olması beklenir. Bizde ise tam tersi olmuş. -Eğer okuduklarımız ve gör- düklerimiz doğruysa- iktidar partileri uyurken, küçük bir parti tüm sistemi kendi lehine değiştirmiş. Şimdi iktidar partilerinin sözcüleri bu partinin yöneticilerini suçluyor- lar. Peki bugün bu suçlamaları yapanlar daha önceleri nerelerdeydi? Geçenlerde bir başka yazımda daha mı- rıldanmıştım bu güzel şarkıyı; "daha önceleri nereler- deydiniz?" diye. Umarım ileride bu kadar sık yinelemek zorunda kalmayız. Refah Partisi'nin oyları % 19'a çıkmış. Hiçbir şey de- ğil. Bugün farklı sağ partilerde dağınık bulunan ve RP'- nin temsil ettiğidüşünceyi paylaşanoylannoranı % 25- in de üzerindedir. Ama şükürler olsun ki bunların yarısı- ndan fazlası "şeriat düzeni" istemez. Ne iran yapmak isterler Türkiye'yi, ne Suudi Arabistan. Bugün Içişleri Bakanlığı görevlileri arasında RP zihni- yetini paylaşanlarm oranı % 19'un çok üzerindedir. İl idarelerine bakın, emniyet görevlilerine bakın görürsü- nüz. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Diyanet işleri Başkanlığı gibi kamu kurumlannda bu düşünce, "tulum bir biçim- de" egemendir. Tek farklılıkları, tarikatlardır. Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi bakanlık- lardaki oranlan da % 50'nin üzerindedir. -Avni Akyol'un bakanlığı sırasındaki tüm çabalarına karşın- Türkiye- deki ortaokul ve lise müdürleri bir incelenirse, çoğunun rengi görülür. Her şey bir yana, YÖK düzeni içindeki Türkiye üniver- sitelerinin (sayısal da olsa) büyük bir bölümü, bu zihni- yetin denetimindedir. Bir taşra üniversitesindeki yar- dımcı doçentlik kadrosuna başvuran bir kız öğrencim, kime elini uzatsa eli havada kalmış. Namahrem diye eli- ni sıkmamışlar kimi anlı şanlı profesörlerimiz. "Hocam namaz tahtalarını duvara dayamışlardı" demişti. Aynı günlerde YÖK, "türban"\ tanımlamayaçalışıyordu. Tüm bunlar 12 Eylül'ün başımıza musallat ettiği şey- ler, emekli general Kenan Evren, RP'nin başarısını "te- levizyonlardakibaldırbacağa" bağlamış. Herhalde "31 Mart Olayı"mn nedeni de Güllü Agop Tiyatrosu'ndaki hanım oyunculardı. Peki şimdi ne yapacağız? Bu sorunun yanıtı çok basit: Demokrasiyi savunacağız, laik cumhuriyetimizi savun- maya devam edeceğiz. Inançla, umutla ve sevgiyle. Çünkü demokrasiyi savunmak demek. laikliği, çağdaşlı- ğı, ülke bütünlüğünü ve kardeşliği savunmak demektir. Mustafa Kemal'i savunmak demektir. Mustafa Kemal'in aydınlıkyolundan sapmadan, ödün vermeden yürümeye devam edeceğiz. Ona olan sevgi ve inancımızdan güç alarak ve çağdaş olmanın haklılık ve huzuruylayürüyeceğiz. Tüm "değerlerimizi"koruya- cak ve savunacağız. Karşımızdaki insanlarla ortak bir kaderi "pay/aşf/d//n/z/"bilerek ve "gidecek bir başka di- yarı" ya da bir başka diyara gitme "niyeti" olmayan in- sanlar olarak; "biz" ve "onlar" ayrımı yapmadan yürü- yeceğiz. Ve farklı düşünenlere hiç kızmadan ve asla korkmadan... Ekonomik krizin yükünü işçiler çekiyor işçi sendikalan hükümete güvenmiyor • Petrol-İş Sendikası Başkanı Adnan Özcan, "Krizin yükünün hep birlikte omuzlanması yerine, bu tür uygulamalarda ısrar edilirse, genel greve kadar her türlü mücadele biçiminin önümüzde olması kaçınılmazdır. Her türlü mücadeleyi vereceğimiz iyi bilinmelidir"dedi. İstanbul Haber Servisi - İşçi sendikalan, istikrar paketlerinin çalışan kesimin sırtına yüklenmeye çalışıldığmı ve ekonomik krizi daha da büyüteceğini belirterek hükümete güvensizbklerini dile getirdiler. Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Özcan. istikrar tedbirlerinin sorunlan çözemeyeceği görüşünü savunarak " Siyasi iktidarın ekonomik programı. krizi daha da büyütmekten başka bir işe y aramamaktadır"dedi. "Işveren krizi fırsat biliyor" Özcan, ülkede yaşanan ekonomik kriz yükünün işçiler, dar ve sabit gelirli halk yığınlannın üzerine yıkılmaya çalışıldığmı ve bu koşullarda istikrar tedbirlerinin sorunlan çözemeyeceğini iddia ederek şunlan söyledi: " 27 Mart yerel secimleriııin ardından yeni istikrar tedbirlerini uygulamaya koyma hazırlığındaki siyasi iktidarın IMF ve Dünya Bankası patentli ekonomik programı işsizlik ve pahalılığı daha da arttırmaktan başka bir işe y aramamakta. kriz daha da büyütühnektedir." İşverenin ülkede yaşanan krizi fırsat bilerek sendikasızlaştırma. ücretleri ve sosyal haklan düşürme şeklinde harekete geçtiğini iddia eden AdnanÖzcan. "Krizin yükünün hep birlikte omuzlanması yerine, bu tür uygulamalarda ısrar edilirse, genel greve kadar her türlü mücadele biçiminin önümüzde olması kaçınılma/dır. Bu yükü birlikte omu/lamava hazır olduğumuzu hiç kimse teslimiyet şeklinde yorumlamamalı. gerekirse her türlü mücadeleyi vereceğimiz iyi bilinmelidir" şeklinde konuşiu. DİSK Genel Sekreteri Süleyman Çelebi de hükümetin istikrarpaketi diye sunduğu veya sunaaığı önlemlerin çalışan kesimin sırtına yıkılmaması gerektiğine dikkat çekerck ekonomik kiriz bahanesivle işverenlerin işçi çıkartma uygulamalanna gidebileceklerine dikkat çekti. Süleyman Çelebi. DİSK'in işçi ve çalışan kesimin umudu olduğunu, yetki sorunlannın çözülmesiyle birlikte çalışan kesimin sesi olma işlevini daha güçlü şekilde yerine getireceğini kaydederek "DtSK olarak işverenleri ve hükümeti çalışan kesime, emeğe \e emekciye saygılı olmaya çağınyonız" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear