25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17NİSAN1994PAZAR CUMHURtYET SAYFA KULTUR GÜNDEMDEKIKONU ONAT KLTLAR Onlantanıyormuyuz?Sanınm on yıl kadar önceydi. Balı- kpazan'nda, Beyoğlu'nun Refahlı yeni belediye başkanının ilk "kraatı" olarak sokaktaki masalan, iskemleleri kal- dırttığı Nevizade'nin hemen yakınında, küçük bir lokantada birkaç dostumla otırruyordum. Bir ara, karşı masada oturan yaşlıca, iyi giyimli, babacan tavırlı, azıcık bıçkın davranışlı adamın dikkatle bana baktığını fark ettim. Bi- raz sonra rakı kadehini kaldırdı, bana bakarak yüksek sesle. "Arif Onat Kut- lar!" dedi', "Nüfus kağıdnı nereder Bir insan sadece iki cümleyle beni. ancak bu kadar şaşırtabilirdi. Bir kez tanımadığım bu adam, ismimi nerden biliyordu? fkincisi. yalnızca kimliğimde yer alan, kullanmadığım göbek adımı nasıl öğrenmişti? Üçüncüsü, nüfus kağıdımı neden soruyordu? Biraz sinir- lenerek ben sordum: "Siz kimsiniz?" Adam bir kuhkaha attı ve "Adnan" dedi. "Beni tanımadın. Vfasana geiebilir ntiyim?" Az sonra giz çözüldü. Şimdi karşılıklı kadeh tokuşıurarak sohbet ediyor. eski günleri anıyorduk. 1950'lerin sonlannı. Benim öğrenci- lik yıllarımı. Vakin toplumsal ve edebiyat tarihi- mize "Dram Hadisesi" başlığıyla yaa- lan genç ve solcu yazarlann, Tepebaşı Dram Tiyatrosu'ndaki bir "edebiyat su- aresi'ni protesto ettikleri gecenin erte- sinde birçok genç sanatçı arkadaşımla birlikte ben de Sansaryan Hanı"nda. Bi- rinci Şube'de gözaltında tutulmuş. sor- guya çekilmiştım. Sorgu \e sıkıştırma faslı bittikten sonra siyasi şube müdür yardımcısının karşısına çıkanldım. Babacan tavırlı polıs şefi Adnan Bey. biraz öğüt verdi. Sonra da nüfus kağıdımı alıkoyarak beni "ikametgaha rapten" serbcst bıraktırdı. Odasından çıkarken omuzuma biraz sertçe bir şap- lak attı: "Bi daha gönnıyeyiın seni bura- larda..." dedi. Yıllar sonra karşılaştığım. o Adnan Bey"di. Sonra birkaç kez daha karştfaştık. dostça selamlaştık. Kendi kuşağımdan birçok yazar çizer gibi, ben de bu po- lis şefi tipini iyi tanıyorum. Haialan ve sevaplan, düşün- celeri ve duygulan ile tanıdığımız. neler yapabilece- ğini kestirebileceğimiz biri. Şimdi ikinci bir tipi anlat- mak istiyorum: 12 Mart sonrası olmalı. Po- liste ve sıkıyönctimde, işkence ve sorgu,da geçirdiği haftalar- dan sonra arkadaşım Mnrİ? : Belge ile konuşuyorum. Bana dikkatini çeken bir aynntıyı anlatıyor: Ona gözü bağlı iken işkence yapanlardan bi- rinin bir ara dizi dokunuyor Murat'ın dizine, Adam "par- doo" diyor. Anlamakta zorluk cekiyo- rum. "Kim o adam?" "Bil- mem" diyor Murat, "yüzümî hiç görmedim..." Son derece bilimsel yön- temlerle. soğukkanlı bir bi- çimde. kurbanına işkence ya- parken dizi dokununca par- don diyen bu polis şefi tipini ben tanımıyorum. Ister polis, isıer asker kökenli olsun. bu adam bize aşina değil. Belki de özel bir biçimde yetiştirildi. Belki de dışarıda bir yerlerde eğitim gördii. Herneise. Ama onu iyi tanımıyorduk. Sonralan çok düşündüm. Onlan iyi tanımış olsaydık. belki de Î2 Eylül ve Kenan E\- ren rejimini tanımayacaktık. Şimdi şu yaşadığımız günlerinduvgulaniçinde.anı- lann ırmağını kendi yatağı- nda serbest bırakıyorum. Ne- dense görünmez sular beni hep aynı ülkeye sürüklüyor: Çocukluğa. Babam savaş yıllannda yargıçlıktan istifa edincc, tzmifden Antep'e göç ettik. Kendi kentimize. Babam ye- niden çiftçilik yapmaya baş- ladı. Yaz sonuna rastlayan ra- mazan ayının sonuna geünce babam hazırlıklannı tamam- lardı. Arife günü iftardan son- ra kıyılan sırmalı ince maş- lahını eiver. atına biner, beni terkisine alarak kente doğru yola çıkardı. Bütün bir gece at sırtında yan uyur yan uyanık giderdik. Yalnızca yıl- dızlann ışıttığı gecede. Karadağ"ı geçer- ken dostlanmla karşılaşırdım: Tavşan- lar, tarla farcleri. sincaplar, baykuşlar ve tilkilerle. Sabah ezanına yakın. kente ulaşırdık. Evde bir sevinç bir sevinç. Anam bayram yemeklenni hazırlamış olurdu. Babamla birlikte >ıkanır. bay- ramlık giysilerimizi giyer. bayram na- mazına giderdik. Yakındaki Selçuklu Camii'nin müezzini. kızıl sakallı birder- vişti. Geceleri zikrettiği. yanağına şiş sapladığı söylenirdi. Imam ıVlehmet Hoca ise kravat takan. düzgün giyimli. beyefendi bir insandı. Miiziğe me- raİclıydı. Sabah ezanını saba. 'öğle'nin uşşak, "ikindi'nin hü- seyni veya neva. ak- şam ve "yatsı'nın rast makamında okun- masını isterdi. Aruz vezniyle şiirler yazar, Yahya Kemal'ı çok be- ğenirdi. Bu dinibütün insan- lan iyi tanırdık. diğim İsfahan makamı gibi. fsfahan kentini. Şiraz'ı. Tebriz'i merak ettim. Doğu'nun sonsuzlcüliürzenginlikleriv le dolu gizemli kentleri. Gecen yıllann birinde. Tahran Festı- vali sırasında Esteqlal (eski Hilton)Ote- li'nin lobby'sindeotururken birgörevli gelerek beni festival direktörünün bek- lediğini sö\ ledi. Direktörün gecici büro- su. otel odalanndan birindeydi. Süitli odanın bir yanında bekleyen sanşın. genç. durgun bakışlı adamla tanıştı- nldık. Tiim İranlı üsı vöneticiler gibi. kravatsızdı.Oldukçagururlubirtavırla bana Farsça "Hoşgeldiniz" dedi. Sonra yandaki odaya geçtik. Masada yiyecek bir şeyler hazırlanmıştı. Siyah ha\yar. yumurta sansı. soğan, alkolsüz içecek- "dindar"larla ilgisi yoktu. Başka bir şeydiler. Bu "şey"in ne olduğunn sonradan düşündüğümde. bulduğum tek ipucu şu oldu: Daha çok bazı Doğu Avrupalı parti komiserlerine bcnziyorlardı. Uzun süredir Türkive'deki. fran'- daki. Mısır'daki. Cezayir'dcki şeriatçı akımlar üstiine kitaplar okuşor. belge- sel \e konulu filmler izliyorum. Onlan anlamaya çalışiyorum. Birçok kimseyle birlikte. özellikle ye- rcl seçimler öncesi vc sonrasında. 'basırTda, TV'de Refah'ın adaylannı, sözcüklerini. yandaşlannı dikkatle göz- lemliyorum. O çok bilmiş çarşaflı. göz- leri fıldır fıldır genç kadınlan. ceketli. kravaılı. havalı mühendis. avukai aday- • Ne zaman bir süper-ultra entelektüelimiz laik Türk aydınının Müslüman halkla kopuk olduğunu, onları anlamadığını ileri sürse dehşete kapılınm, asıl onu anlayamam. "İmam'ı da. "müezzin'i de komşumuz Boyacı Hoca'yıda. İyi tanırvescverdik. Onlar bizim dünyamızın insanlanydı. Sonraki yıllarda yaşamın akışı. okudu- ğum kitaplar. yaptığım işler beni başka ırmak yataklanna. başka kentlere. baş- ka ülkelere sürükledi. Ama o insanlara olan yakınlığımı. sevgimi. aşinalık duy- gulanmı hiç yitirmedim. Bu nedenle ne zaman bir süper-ultra entelektüelimiz laik Türk aydınının Müslüman halkla kopuk olduğunu. onlan anlamadığını ileri sürse dehşete kapılınm. asıl onu anlayamam. Şiraziı Hafız'ın Divanını çocuklu- ğumda okuduın. Attar'ı. Hayyam'ı çok crken yaşlarda tanıdım. İlk gençlik yı- llanmda. "eski müzik'le ilgilenirken sev- ler. Bir kısnıı sakallı. bir kısmı sanklı birkaç genç insun daha vardı. Hepsi saygnla dircktörün işaretini beklediler. Oturduk. Ne konuşacağımızı mcrak ediyordum. Sonunda bunun karşılıklı bir konuşma olmadıeı. daha çok direk- törün. beni öven bir konuşma yapmak istediğı anlaşıldı. Amerikan tllmlerini tümüyle yasaklamtş bulunan İran >ö- neıimi. Türkiyede Hollyv\ood tekclîeri konıısunda eleştirel vazılar yazdığım için beni kutluyordu. Direktor. törensel bir havayla beni övücü sözler sövledi. sonra da birliktc ycmek yedik. Gerek söylcv sırasında. gcrekse yc- mekıc. bu ilginç insanlan anlamaya çalışıvordum. Bu insanlann. benim tanıdığını. >a da tanımayu çalıştığım lan. eski transparan mankenlerle sanklı marazi suratlı adamlan bir araya gelir- mevi başaran "organizatör"leri. lümüy- le solcu bir "jargoıTu şeriat iktidan amaa\la kullanan saldırgan entclektü- ellcri yakından incelivorum. Hepsi sü- rekli olarak kendilerini deiçinedahil et- tikleri "Mûsluman"lardan söz edijor- lar. Ben çocukluğumdan beri bir"Müslü- manTürk insanrtanıvorum. Ama bun- lara. asla benzemi\or. Bazı süper-ultra aydınlanmız. bunda bir keramct vehmedişorlar. Şeriatın kendi entclcktücllerini vetiştirdiğini. bu Müslümanlann bızim bıldiklcrimizden "üstün" olduğunu ıleri sürü\orlar. Bense çocukluğumun saf köylüleri gibi düşünüyorum: Bunlar. dini dc ah- lakı da geleneksel kültürü de ulusailığı da "başka bir amaçja kullanıyorlar" diye düşünüyorum. Öyle olmasa. bu- gün bü>ük Selçuklu-Osmanlı-İslam uy- garlığınm mimari mirasının araştı- nlmasına. incelenmesine, korunması- na, Cumhuriyet'in laik bilim adamlan. aydınları değil. onlar sahip çıkarlardı. Yani kitaplıklanmızı dolduran eser- lerin altında onlann imzası olurdu. Bana bir tane bile dikkate değer "şeri- atçı sanat tarihçisi" gösterebilir misiniz? Dönüp bir bakın Mimar Sinan'ın. Mi- mar Kemal'in vaptığı camilerin mimari- sine. bir de onlann şımdi yaptıklanna. Gerçekten bu uygarlığın mirasçısı olsa- lardı. Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştir- diğı laik Türk miman V'edat Dalokay değil. bir şeriatçı mimar yapardı isla- mabad Camii"ni. Dönüp bir bakalım kim yazmış en iyi "tslam tarihi'ni. Sel- çuklu. Osmanlı tarihini? Mevlana'dan. Yımus'tan Şeyh Galib'e kadar Türk- fslam edcbiyatının tcmel yapıtlannı kim ıneclemiş? Meragalı Abdiilkadir'- dcn Itri'ye kadar temel müzik yapı- tlannı? Hal ve ebru sanatının başyapıt- lannı? Ben kannca karannca bu büyük kül- türel kalıtı da. onu bizlere armağan edenleri de. incelcyenleri, koruyanlan da tanıyorum. Onlann hepsi aşina bana. Ama kürsülerde bağıran. sokaklarda saldıran. herkese ürküntü veren.ekran- larda çok bilmiş. soğuk ve an düşünceli vüzleriylc boy gösteren bu adamlan tanımıyorum. Benim bu kişısel bilgisizliğim vahim olmayabılirai. eğer bu ülkenin gelcce- ğindcn sorumlu siyasi liderler. siyasi kadrolar. mcdya öndcrleri onlan vetc- rince tanıyor \e önlcm alıyor olsalardı. Ama Allahaşkına bir de onlann hali- ne bakın... 13.ULUSLARARASIİSTANBULFİLMFESTİVALİ ..„„. , 'Egzotik kelebek'le tııtkıdu aşk... Külrtir Senis» - Datid Cronenberg ın en başanlı olduğu alan rahatsızetmck. Ülke- si Kanada'nın ilk korku filmlerini "Shi- vers". "Scaraıers", "Videodromc". "The Brood" çeken yönetmen, şiddel dolu ıransmutasyon ve transseksülle konulu filmleriyle toplum haysiyetini ayaklaraltı- na almakla tanındı ve '."Kanlı Baron" la- kabıyla anıJmaya başlandı. Şimdi kadı- nlan mutasyona uğratan. erkekleri sıneğe. bebekleri kana susamış katillere dönüşıü- ren bu kült yönetmen Kanada'da baş tacı ediliyor. Filmlerinden toplaann çizimler. aletlcr vc yaralıklardan oluşan "Da\id Cronenberg'in tutkusunun tuhaf objeleri" başlıklı birsergidesergileniyor(Eylül. Ro- yal Ontario Müzesi) Yeni filmi "M. Bııt- terfly" ise avangard korku filmleriyle ta- nınan yönetmen için biraz tuhaf görünse de aslında yine bir transmutasyonu konu alıy or ve en az diğer filmleri kadar raha tsız edici olmayı başanyor. David Henry Hwang°ın kendi oyunun- dan senaryolaştırdığı •"M.Butterflv"ı ne- den çekmeye karar verdiği sorulduğunda "Çünkü ben Çinli bir travestiyim" diye yanıtlıvor. Herkesin boyle bir itiraf yap- masını beklediğini üstelik böyle bir itirafa inanmaya hazır olduklannın bilinciyle. "Tabii ki nayır, otobiyografik bir yanı yok filmin. Ama film yönettiğin zaman. btitün karakterieri öyk ö/ümsii\orsun ki, a>nı masada yemek yemeye katlanamayacağın insanlarla bütünleşi>eriyorsun. Da\id Henry H»ang'ın senanosunu okuduğum- da bunun tematik olarak benim çizgime u>- duğunu gördiim ve bu yüzden çekmek iste- dim." Cronenberg bugüne kadar hep kendi senaryolannı çekmiş ve Kanada dışında çalışmamıştı. "M.Butterfly" ise bir Holl- ywoodyapımı veÇin'deçekildi." M. But- terfly" tipik bir Cronenberg filmi olmayı başanyor: Klastrofobik, meşum ve Or- wellvari. gölgeli bir ambiyans. "Dead Ringers" ve "Nacked Lunch" ın her birini tamamlamam ikişer \ıl aldı. Artık işleri biraz hı/landırmam gerek diye düşündüm, menajerime Hollvwood'da marjinai sayılabilecek bir şeyler var mı diye bakmasını söyledim. O da VVarner Bros için "M.Butterfl_\"ın yapımcılığını üstlenen Datid GrefTen ile tanışnnş. Onu filmi be- nim çekmem gerektiğine inandırdım. Peter Weir >e>a Stephan Fears'ı düşünüıoıiardı. F.minim benim adım bile gecmemişti." Pc- kin'ın arka bokaklarında filmi çekmek ol- flr,S| mu '? Bunun bırind nçdeııı de Hfffderi ızfnitoparrTİIakfı. " Bu er için politik açtdan doğru bir film değil. Çünkü onlar Çin'de ne casus, ne de eşcinsel bulunmadığını iddia ediyorlar. Bu film de eşcinsel bir casusu anlattığı için 'Bize filmin konusunu söylemey in ki biz de hayır demek zortında kalma\ alım" ta\n takındılar. ki bu da filmin konusu zaten." onu yaşamla *e yapay yaşamlarla tanıştırdı. > aşamında hiç kadın rolii o>na- mamıştı \c Pekin'e geri dönüp, sahneve çı- kmaktan çok korkuyordu." "Çinliler casus olmadığını her kişinin özellikle de \abancılar hakkında bilgi ver-, mesinin göre>i olduğunu düyinınor. Bv yüzden John'un canlandırdığı karakter profesyonel bir casus değil. Ona kadın gibi datranan bu adamı çekici buluyor, bundan övünc duyuyor. Çünkü o bir oyuncu \e adam oyununa inanıyor. Bu ilişkive girince de bir bakıma aşık oluvor. Adama değil ama onu görmek istediği biçimine aşık olu- hep avangard olan Cronenbcrg'in birden bire iş >apan sincmay la aynı noktaya diiş- mesi ise oldukça ilginç. Çünkü "M. Buı- terfiy". Neil Jordan'ın "Crying Game" fil- nıınin lartijmalan henüz sönmcden ve Chen Kaige'ın "gl\eda_Se\gilim" ilcuynı zamanââ oOarcrime glrrîicsi bunun kifMiı. Gerçek bir 5\l<üden yola çıkıkırak yazı- lan "M. Butit'rtly" Bir Fransız diplomat ile \anlışlıkla kadın olduğuna inandığı Çinîi bir tra\esti arasında geçen öyküyü anlatıyor. John Lone. inandıncı bir kadın portresi cizmiyor. Filmi tuhaf vapan da bu. Çünkü )erem> Irons'ın oynadığı dip- David Cronenberg'in •M.Butterfly' adlı fîlminde Fransız diplomat rolünü Jeremy Irons başarıyla canlandırırken. John Lone, Çinli bir travestiyi ovmıvor. Çin'deki çalışmalar sırasında Hwang se- naryoda bazı değişiklikler_\apmış. "Dawd sadece Hong Kong'u tanıyordu ve bir Batılı gibi >etiştirilmişti. Orada çaltştığımız süre boyunca Çin hakkında yanlış görüşleri olduğunun farkına tardı. Jobn Lone ise an- nesi babası öldüğünde y ani 10 > aşından beri Pekin operasının çocuğuvdu \e bu yaşamı üzerinde korkunc bir etki bıraktı. Opera yor.Yani yapavlığın üzerine >eni bir ya- paylık bini>or." "Bence biz herşevi kendi- miz >aratıyoruz. Bu insanlar >aşamlarının operasını \azı\orlar. kendi Çin'lerini >a- ratıyor. kendi cinselliklerini yaratıvorîar. Tuhaf bir aşk övküsü bu ama bir bakımı onlar aslında ideal çift." Deği^im \e dönüşümün luıkulu uöz- lemcısi ve beden zihiıı ikireiküüıni de^cıı lomaım onun kadın olduğunu saıınıasını ivice iııanılmaz kılıyor ve dığer vandan Iron.s'ın kafasında yaratığı iıisana iııan- maktaki ısrarını ortaya koymor. Irons rolünü öylesine baş;ınlı oynuyor ki. bu inancının gerçekliği lıiçbir \apa\lığa >er bıraknıayacak kadar keMiıleşiyor. Diplo- nıatın karısı rolünü ix. - Barbara Suko«a ovnu\or. 'Nisa Serezli Tiyatroda Yılın Kadını' ödülü Tomris Oğuzalp ve Prof.Dr. Sevda Şener'e verildi 'Nisa şuandaki turnesindeçokmutludur'. Kültür Servisi - "Nisa Serezli Tiyatroda Yılın Kadını" ödülü bu yılki sahipleri Tomris Oğu- zalp ile Prof. Dr. Sevda Şener'e verildi. Ödülleri vermek üzcre düzenlenen törene katılan Ba- kırköy Belediye Başkanı AIi Talip özdemir, Nisa Serezli ödülünün bundan böyle Bakırköy Belediyesi bünyesinde resmileştirileceğini açı- kladı. Beyoğlu Papirüs'te düzenlenen "duyguJu" tö- rende tiyatroda yılın kadını ödülü. Türk tiyatro- suna katkılanndan dolayı Devlet Tiyatrolan sa- natçısı Tomris Oğuzalp ile tiyatro alanında yaptığı akademik çalışmalar nedeniylc Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Ti- atro Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sevda Şe- «cr"e verildi. Oğuzalp ve Şenerçok mutlu olduk- lannı ve bu ödüle layık olmaya çahşacaklannı söylediler. Göksel Kortay'ın sunuculuğnu üstlendiği törene Haldun Dormen, İsmet Ay, Metin Serezli, Yekta Kara, Kerem Yıunazer, Ayşın Candan, Fnsun Akatlı, Kartal Tibet, Selda Âlkor, Osman Şeıçezer, Tolga Aşkıner, seçici kurul üyeleri ve sanatçılar katıldı. Bora Ayanoğlu'nun "Nisa'ya ithaf ettiğj" "Canım" adlı şarkının dinlenmesiyle başlayan törende Göksel Kor- tay zaman zaman sesi titreyerek yaptığı ko- nuşmada yaşamı bo- yunca Nisa Serezli"yi sevgi ve saygıyla izle- diğjni, onun dostlu- ğunu kazanmış ol- maktan dolayı çok mutlu olduğunu söy- ledi. Kortay. Serezli"- nin Cumhunyet'in ilk kuşak kadın oyunculanndan ol- duğunu ve bunu dai- ma vekarla taşıdığını da vurguladı. Haldun Dormen de "Nisa çok aydınlık bir insandı. Adına konan bu ödülün iki değerli insana >erilmesinden dolayı etninkn şimdi bir yerlerden bakıp tatlı tatlı gülümsüyordur" dedi. İsmet Ay ise "Ben Nisa'nın aramızda olduğuna Nisa Serezli inanıyorum" diycrck ştınkırı sö\ledi "Bi- zim Karadeniz'de se\diğimiz biri öldü- ğünde "sakladık" de- riz. Biz de Nisa'yı sakladık. Nisa öl- medi." Ali Talip Özdemir ise bazı şcylcrin dc- ğerinin ancak yitiril- dığinde anlaşıldığını K^lirierek "Tolga'ya (Aşkıner). hayat >e sanat arkadaşım gönlünde çok güzel yaşattığı için saygı duyuyorum" dedi. Özdemir. belediye olarak Nisa Serezli adına sanatçılar için bir dinlcnmc evi aç- mak istediklcrini an- cak. politikanın çirkin yüzünü göstererek sonra gelen yönetim tarafından bunun engellendiğini bildtrdi. Talip Özdemir. konuşmasının sonunda "Cumhuriyet \c Atatürk ilkek'rinin değerinin de kaybolmadan önce anlaşılarak sahip çıkılmasını ve doanı ettirilmesini" diledi. Tomris Oğuzalp: Biiıiin iklüller gii/cldir an- cak bu ödiil benim için gerçekten çok onur \eri- ci: ayn birönemi var. Çünkü Nisa Serezli'yle bir dostluğumuz. iş ilişkimiz \ardı. Avnı sahncyi pavlaştık. Sc\gi dolu. yaşam sevinci dolu bir in- sandı. Oyıınlannda da hep bu tenıalan işlerdi. Keşkc hayalta olsaydı da odülü onun elindcn al- saydık. Sevda Şener: Nisa Serezli çok scvdiğim bir sa- natçıydı. Onun adına konan birödiilü almak beni a\n- ca çok mutlu etti. Hanımefendi kişiliği. içtenliği. sc\imliliği\lc ve s;ınatçı >elencğini birleştirmiş bir insandı. Yüreğimizdc her zaman ayn birycri olacaklır. Tolga Aşkıner: Önceliklc çok hcvecanlıyım. Nisa'yı 35 vıllık sanat eizgisi içindc bu çizgiye dcğer insanlan ödüllcndircrek anmak heyecan vcmutluluk veriyor. Enıinim ki Nisa da şu andaki turnesinde çok mutludur. Benim için satıalçı. liyalrocu olanık ve özellikle de insan olarak asla ycri doldurula- maz. 'İçimizden Gelen Oyunlar atrosu' Kültür Servisi-JstanbuTda "İçimizden Gelen Ovunlar Tiyatrosu" adıyla yeni bir tiyatro açıldı. 18 mart günü resmen kurulan tiyalro "Genç Kız vc Deniz" adlı oyunuv la Karaca Tiyatrosu'nda perdelerini açiı. Oy unu üvatronun gencl sanatyönctmenliğıni deyapan İlhan Arkan yönetiyor. Moskova Konservatuvarı vc Bakü Bale Bölümü mezunu Melek Abaszade'nin rol aldığı tck kişilik oyununyazan BülentSaka. Koreografisini Mikacl Kithi'nin vaptığı oyunun dekorlannı da hcykeltıraş ve tasanmcı Ali Biriergerçeklcşlirdi. Okay Temiz BandHayal Kahvesi'nde Kültür Servisi - Okay Temiz Band salı-cuma günleri arasında Hayal Kahvcsi"ndemüzikseverlerin karşısında olacak. Klarnet. kanun.zurna. trompct.darbuka ile Okay Temiz'ingeliştirdiğı özel ritm \ urmaİıçalgıianyla verel Türk müziğindenJazz&Modcrnsound'a kadar uzanan yorumuyla tanınan Oku> Temiz Band. Paris konserlerinin ardından"BalıkPazan"'(Fish Markct) adlı yeni çalışmasını ilk kez Türk scv ircisi önündc yorumlayacak. Konscrlcre. 14albüm ile bir "dün\a mü/ik clçisi' olarak nitelcndirilen vc "Piirpauke" grubunun kurucusu. klavye. siiksofon ve flüt virtüözu Finlandiyalı Sakan Kukkoda katılacak. MSU Devlet Konservatuvarı Orkestrası J nın konseri Kültür Servisi- MimarSınan Üniversitesi Devlet KonscrvatuvanOrkestrası buakşamsaat 19.0Ü"daCcnıaJ Rcşiı Rcy KonscrSalonıfnda birkonscrverccck. FahrettinKcrimov"un>öneteccğikonscrcsolist olarak piyanislÖzgürTuncerkatılaL-ak.Orkestra. 1991 yılından buyanaTürkiyc'debuluniin Fahrcttin Kerimov'un yönclimindcçalışmalarını sürdürüyor. Moskova Çaykovski Konscr\atu\an'nın kcman bölümündcvüksek lisansvapan Kerimov.mczuniyeündcn hemen>onra Azerbaycan Devlet Fılamıoni Senfoni Orkestrasrnın başkemancılığıgörevinegeıirildi. Daha sonra Rimvki- Korsakov Konservatu\a.rrndjjorkestr;|l^jf]iğj!çğiıinjı1, görcn sanatçı Azerbcvcani Devlet OpcruitfıBuîesi vc Kfro\ Opera vc Balesi'nin orkestra şcfliğini vaptı. OrkcSlra sanatçının y önetiminde bu ;ıkşam vereccği konscrdc Schubcrt. Mozart \e Prokoflcv "in escrlcrıni seslendirecek. Nesrin Çahka'mn resimleri CRR Sergi Salonu f nda Kültür Servisi - Rcssam Nesrin Çalıka vcni çalışmalannı 26 nisan tarihinekadar İstanbul Büvükşehır Beledivesı Cemal Rcşil Rey SergiSalonu'ndaNcrgilivor. I985_\ılındaalıı sanatçı arkadaşıy la "C Grubıı"nıı kuran sanatçının resinılerinde figiir büv ük ver tııtuvor. Bu figünrlcr,ıra>ındu karşımızagencldepaİ\aço\ea(Iarçıkı\or. Sanatçı bu llgürleri yeryerdüşsel elemanlarla birlikte kıırgulayurak izleviciyesunuyor. "Palyuço " bu resimlerdesalt bir (igür olmanınboyutlannıaşıvor. İnsanmçcşilliruhsal durumlannın birsimgesinedöniişüvor. Nesrin Çalıka "resim. insanın karşısına geçtiğinde klasik bir müzik dinlermişgibi içinedalıpgideceği. ona yaşamın farklı tatlannı. farklı tonlarını. farklı tınılarınıduyıımsiHubilen bir sanat" diyor. 'Dünya Banşı*konulu çocuk resimyarışması sonuuçlandı Kültür Servisi-YKM Çocuk Kulübü'nündüzenlediği "Dünya Banşı" konulu çocuk resim vanşması sonuçlandı. Çeşiıli illerden binin üsiündeçocıığun katıldı yarışmada Escr Noyan. Engin Novan. Tanjıı Dcmirci. psikolog BirscnÖzerve Doç.Dr. Giil İrepoğlu'ndanoluşanjüri üyelerinin deeerlendirmesi sonucıında birinciliği Antalva"dan Metin Tunçer.ikinciliği Ankara"danGizem Ay tekin. üçünciilüğii iseyinc Aııkara'dan Tıığba Turnaoğlıı kazandı.Özclötüillerle birlikte her ildcn bir çocuk da mansivon ö<lülünedeğergörüldii. Jüri üyelerinin vcyanşnıacılann katılacağı ödiil lörenı \c"Diinva Banşı ResimScrgisi"ninaçılışı. btıgün Şişli YKM Kafelervası'nda btıgün saat l5.(X)"tc\apılacak. Parliament Superband Caz Konserlerifestivaledönüşüyor Kültür Senisi-AUivıldırdünvaca iinlücazsanatçılarını Türk caz severlerle buluşturan "Parliament Superband" cazkonscrlorigördüğü biiy ük ılgı ii/erine\edınciyılında "Parliament Superband Jazz F«"«ıival "94" olarak daha eenişkiılclereulaşmaamacı uişiyor. Ha/iranavında Istanburdagerçekleşccekt^tivalecazdünvasının ıisialan da\et ediliyor. Yedi yıldanbuyana: AhmedJanıal. B.B King. Rav Charlcs. Diannc Recves.Gene Harrisve Dee Dee Bridge\\atergibı ünlü sanaiçıları Türk izlevicisiyle bııluşiııranyeikilliler. buyılfestivaldcdeiinlücaz ustalannı konuk cdeccklcr. ANKARA KİTAP FUARI'NOA BUGÜN Cst salon . 14.30-16.00 Şiirli Sövleşi: "Güniimüz Türk Şiirinin Sorunlan" Yaştır Minıç. 16.30-18.30 Panel: "Eğitimde ve Edebiyatta Köy Enstitüleri" Yöncten: Emin Özdemir Talip Apaydın. Osman Bolulu. Niyaz.i Altunya Düzenleyen: Edebiyatçılar Dernesi 16.00-18.00 İlhan Sclçuk kıtaplanhı imzalıyor Yer: Cumhuriyet Kitap Kıılübü sıandı Edebiyatçılar Derneği İmza Günleri Yer: Ost salon- Edcbiyalçılar Derneği standı. NadirGczcr. Bilal Kayabay. LütllycAydın. Nusrcl KcmalOt- yam, Salih Bolat. Özcan Karabuluı. Muhsine Hclimoğlu Ya- vuz Türkive Yazarlar Sendikası İmza Günleri Yer: L'st salon- Türkivc Yazarlar Sendikası standı Erbil Tuşalp. Erdoğan Tanaltav. Suna Tanahay. Tahir Abacı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear