23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar •Gencl Ya> ın Koordinatörü: Hikmet Çetinka\a • Gencl Yayın Danışmanı: Orhan Erinç • Yazıişlen Müdürleri: İbrahim YıMız. Dinç Tayanç (Sorumlu).* Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Ali Acar #Dış Haberler: Er- gun Balcı 9 Ekonomi: Abdurrahman Yüdınm • Isiihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah YazKi Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay •Haber Müdürü: Doğan Akuı AtatürkBul- van Nol25. Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl: 4195020 C Hat). Telex: 42344. Fax: 44İ95027 • İanir Temsilcisi Serdar Kızık, H.Zıya Bl\. 1352 S.2 3 Tel:44l 1220 Telex: 52359, Fax: 4419117 »Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: l.Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax: 3522570 Müessese Müdürü: Erol Erkut •Koordinatör: Ahmel Kondsan •Muhasebc Büient Yener • Idare Hiiseyio Gürer • tşletme: Önder Çelik • Bılgı-Işlem: Naü İnal ABilgısayar Sıstem: Mürüvet Çiier • Reklam: Reha Isıtman YıvmUyuı te Basın: Yenı Gün Haber Ajansı, B«,sın \e Yayıncılık A.Ş. TürkocağCad.39 4ICağaloğlu34334İst PK 246 tstanbul Tel: (0 212)5i:O5O5[2Ohjl)Telex 22:46. Fd\ ıl' 15MART1994 İmsak:4.45 Güneş: 6.09 Öğle: 12.20 İkindi: 15.38 Akşam: 18.17 Yatsı: 19.36 Ankara'ya sağlık yatınmı •ANKARA (ANKA)- Aralannda dört profesör ile iki uzman doktorun da yer aldığı sekizyatınmcı, Ankara'da özel hastane işletmek amacıyla ortak oldu. Edinilen bilgiye göre Prof. Hamit Ziyaettin Gökalp. Prof. Muzaffer Bayhan, Prof. Burhan Uslu ve Prof. Ali Namık Şenerile uzman doktorlar İsmet Kartal ile Lebibe Nihal Başıbüyük"ün Bayram ve Cüneyt Ali Çulha ile ortak kurduklan şirkete "İstanbul Özel Sağlık Yatınmlan A.Ş." adı verildi. Sermayesi 10 milyar lira olan şirkette Prof. Gökalp, Prof. Ulu, Uz. Dr. Başıbüyük ile Cüneyt Ali Çulha bir milyar 500'er milyon liralık, Prof. Şener iki milyar liralık. Bayram Çulha bir milyar liralık, Uz. Dr. Kartal ile Prof. Bayhan 500'er milyon liralık pay edindi. Tesdlliyoksul sayrsj 2 milyon • ANKARA (ANKA)- Tescilli yoksul sayısı 2 milyonayaklaştı. Başbakanhk Yüksek Denetleme Kurulu. tarafından hazırlanan "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu 1992YılıRaporu'nda toplam 990 vakfın faaliyet gösterdiği belirtilerek yıl içinde fondan il ve ilçelerde kurulu sosyal yardımlaşma ve dayamşma vakıflanna 245 milyar 866 milyon lira aktanldığj kaydedildi. Raporda çeşitli projelerin desteklenmesi ve muhtelif konulardaki yardımlann gerçekleştirilmesi amaayla 197 milyar 861 milyon lira, vakıflar aracılığıyla diğer kuruluş projelerine katkıda bulunmak üzerede 167 milyar 220 milyon lira aktanldığı belirtilerek 1992 yılında sosyal yardımlaşma ve dayamşma vakıflanna toplam 610 milyar 947 milyon lira aktanldığı kaydedildi. Yok edilen tabiat harikaları •I ANKARA (UBA)- Türkiye'deki başka hiçbir yerde bulunmayan "Toros köknarlannın" kaçak kesimler nedeniyle yok olmaya başladıklan bildirildi. Edinilen bilgiye göre bilimsel adı "abies cilicia" olan ve Toros dağlanna özgü olan köknarlar özellikle Akseki, Alanya-Gazipaşa bölgesinde bulunuyorlar. Bölgenin en yüksek merkezlerinden olan 1635 metre yüksekliğindeki Gülendağı'nda bir "doğa katliamı" yaşandığını belirten yerel kaynaklar şunlan söylediler: "'Bu köknarlar sadece Türkiye'de bulunmaktadırlar. Ancak bunu dikkate almayan bazı kişilerGülendağı'nı resmen kuşattılar." Yırtıakuşlar bilinçsizce avlanıyor • ANTALYA (AA) - Batı Toroslar'daki yırtıa kuş sayısının. bilinçsiz avcıhk ve kimyasal maddeler nedeniyle giderek azaldığı bildirildi. Toros dağlannda önceki yıllarda çok sık rastlanan atmaca. şahin. doğan, kartal, baykuş, çaylak ve kerkenez gibi yırtıcı kuş sayısının giderek azaldığını belirten köylüler. bilinçsiz avlanmanın yanı sıra zehirli atıklar ve kimyasal gübrelerin de bu kuşlann yok olmasına neden olduğunu söylediler. Öte yandan, avianmalan yasak olan yırtıa kuşlann, baa avcılar tarafından vurulmalan tepkilere yol açıyor. "Dağcılıktaarama ve kurtarma" • İSTANBUL (UBA)- Gıyasettin Demirhan tarafından hazırlanan "Dağcıhkta Arama ve Kurtarma" adlı kitap, "Çevre Koruma, Araştırma ve Doğa Sporlan Denıeği Yayınlan"ndan çıktı. Photoglobedergisi foto muhabiri Aydın Aksakal'ın Kaçkar dağlannda görev dönüşü yaşamını yitirmesiyle bir kez daha gündeme gelen dağahkta arama ve kurtarma çahşmalan ve kurallan, bir kitapta toplandı. Gıyasettin Demirhan'ın "dağalığı bilen ve dağalık öğretmenliği yapanlara" yönelik olarak haarladığı "Dağalıkta Arama ve Kurtarma" adlı 116 sayfalık.kitabı. 4 bölüm ve 10 ekten oluşuyor. Türkiye,ençok turistyitireıı 3. ülkeA 1 5 1 m A ^r A •• " " t A 9L. Almanya'da 59 tur operatörünü kapsayan araştırma, 1994'te turizmde büyük düşüş olduğunu gösteriyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya'- da bulunan "Tûrkiye Araştıraıalar Merkezf'- nin, Türkiye'ye turist gönderen 59 tur operatö- rünü kapsayan araştırmasına göre. Türkiye. 1994 yıhnda turizm açısından en çok kayba uğ- rayan üçüncü ülke oldu. Araştırmanın sonuçla- n, bugün Muğla'da başlayacak "Türkiye'de Tu- rizm" konulu toplanuda açıklanacak. Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof.Dr.Faruk Şen, yaptıklan araştırmaya göre, özellikle PKK terörünün etkisiyle Alman turist- lerin Türkiye'ye gitmek istemediklerinin belir- lendiğini söyledi. Şen. Türkiye'nin 1994 yılı tu- rizm kayıplan açısından üçüncü sırada geldiğini kaydetti. Faruk Şen, Türkiye'nin yamsıra Mısır ve ABD'nin Florida Eyaleti'nin de Almanlarca tercih edilmediğini bildirdi.Türkiye Araştırma- lar Merkezi'nin yaptığı turizm araştırmasının sonuçlan, bugün Dalaman İber Hotel Sanger- me Park'ta başlayacak Türkiye'de Turizm ko- nulu toplantıda Prof.Dr. Şen tarafından açıkla- nacak. Türkiye Araştırmalar Merkezi, Türkiye en fazla turist getiren firmalann başında gelen TUİ ve Thomas Morus Akademisi'nin ortakla- şa düzenlediği toplantıda, Türkiye'de turizmin bilançosu, tehlikeler ve gelişmeler ele alınacak. Avrupa'dan 80 dolayında basın mensubu, tu- rizmci, bilimadamı ve politikaanın katılacağı toplantıya, 18-22 mart tarihleri arasında da An- talya Beldibi İber Hotel Artkemer'de devam edilecek. Toplanüya Türkiye'den bakanlık yet- kilileri, turizmciler ve bilimadamlan katılacak. PKK, turizmebuyıldadarbe vurdu ÖZLEM YÜZAK BOYLU PKK'nın yurtdışında sür- dürdüğu tehditler Türk turiz- mini vuruyor. Bu yıl 1991 Kör- fez Krizi'nde sağlanan döviz gjrdisine bile ulaşılamayacağı tahmin ediliyor. Bu yıl rezervasyonlarda yüz- de 60'a varan oranda bir azal- ma gözleniyor. Turizmciler, yabana turistlerin bundan sonra Türkiye'ye gehnek iste- seler bile uçak buhnakta zor- luk çekeceklerini belirtiyor. Turizm sektörü yöneticilerinin 1994 turizm sezonuyla ilgili gö- rüşleri şöyle: MEHMET BAKIR (Club Salima-Beldibi Tatil Köyü Ge- nel Müdürü): Tesisimizde 1993 yıh doluluk oranı yüzde 61 do- laylannda gerçekleşti. Sezon sonunda, 1994 hedefimiz yüz- de 75'e ulaşmaktı. İtalya'da düzenlenen turizm fuan, Türk turizmcileri açısından parlak geçmedi. îtalya. îspanya ve Yunanistan'da rezervasyonlar Ne yazık ki yaşadıklan mali tamamen dolmuş durumda. sıkıntılar ve devletin verdiği Dünyanın turizm potansiyeli destek sözünü tutmaması ne- geniş. Ancak, PKK'nın Türki- deniyle tesis sahipleri arasında ye aleyhtan yüriittügü çalı- bu konuda ortak bir politika uygulanamıyor. Tur operatör-şmalar, fuar kapısında dağıtı- lan bildiriler, tur operatörleri- ne yönelik tehditler rezervas- yonJan son derece etkiliyor. İkinci büyük etken ise son yıllarda uluslararası piyasada oluşan Türk turizmi imajı. Tur operatörleri son ana kadar te- sisler fıyat kırsın diye bekliyor. leri de bundan yararlanıyor. DR.OKTAT VAMUJEB (Alarko Şirketier Topluluğu Grup Koordinatörü): 1994 tu- rizm sezonu için beklentiler son derece kötü. Rezervasyon- larda geçen yıla göre yüzde 60'lara varan bir azalış var. -3- G ecekondu sözcü- ğünün TOegaT söylemlerden çıkıp, resmi me- tinlerde ve özel- likle 'mevzuatta' acıkça kullanılmaya başlanması, 1966 yılında yürürlüğe giren 775 sayıh 'Gecekondu Kanunu' ile ol- muştur. Belediye sınırlan içeri- sindeki tüm Hazine arazilerinin 'gecekondulaşmayı önlemek yö- nünde' kullanılması için "yerel yö- netimlere devrini' öngören Gece- kondu Kanunu. kaçak yapılann yıkılması yönünde de o tarihe ka- dar hiçbir yasada görülmeyen 'kesin bukümler' taşır. O kadar ki, yine aynı yasaya göre. ruh- satsız binalan yıkmak üzere ha- rekete gecen belediye ekiplerine, 'devletin koUuk kuvvetleri' yardım etmek zorundadırlar. Üs- telik, bu yardım için kayma- kamlık ya da valiliğe 'haber ver- rnek' yeterli sayılmakta. aynca bir karara, yaaşmaya veya ona- ya gerek duyulmamaktadır. 775 sa>ıh yasa ile gelen ve ka- çak yapılaşmayı önleme yönün- de belediye ve valiliklere böylesi- ne tart^masız' sorumluluklar yükleyen maddeler. neredeyse '28 yüdır' yüriirlükte olmasına karşın, bugün hala ve özellikle İstanbul'da, ruhsatsız inşaatlan yıkmaya giden beiediye ekipleri, 'yeterli polis desteğini" alamamaktan şikayetçiler. Örneğin, Boğaziçi İmar Müdürü Sultan Pmar, Sanyer ve Beykoz kaymakamlıklan ile İstanbul Valiliği'ne yaptıklan başvurulann so- nuç vermediğini. yıkım ekiplerinin kaçak inşa- at sahipleri tarafından silahlarla ve sopalarla karşılandığını, buna karşı polis yetkililerinin ise ancak 'olay çıkarsa' müdahale etme eğılim- lerinde olduklannı belirtiyor. Rant terörû körûkleniyor Kaçak yapılaşmanın 'milyarlarca liralık rant' anlamına geldiği Boğaziçi gibi bir 'ko- nıma bölgesinde', böylesi bir tutum ise salt ge- cekondulaşmayı değil. daha da ilerisi 'kent yağ- masını' ve 'rant terörünü' körüklüyor. Nitekim, yine şu yere! seçim öncesinde ger- çekleşen en dramatik olaylardan biri, Adalar Belediye Başkanı Recep Koç'un. binasına ka- çak olarak bir balkon ekleyen kişi tarafından, salt aralanndaki "imar anlaşmazlığından' ötürü tabancayla vurularak öldürülmesi. Şubat ayı içinde gerçekleşen bir başka ben- zer ^nnt terörii' olayı ise Kocasnan'daki bir in- şaatın yola bile taşmakta olan vasadışı eklenti- lerini mühürleyen Bahçeüevler Belediyesi me- muru mimar Safa Bingüler'in. yine inşaat sa- hiplerince bıçakla yaralanması... Bu ve benzeri olaylar da gösteriyor ki. 28 yıl önce Gecekondu Yasası'na girmiş olan 'kaçak yapılaşmayı belediye ve devlet güçteriyle önle- me' hükümleri, geçen dönemler icerisinde hiç- bir zaman "gereken duyaruhkta' yerine getiril- medi. Tam tersine, bugün hala. kımi polis yet- kilileri, imar yasasına aykın uygulamalardan salt belediye zabıtasımn sorumlu olduğunu. polisin ise ancak 'suç işlenirse' devreye girebile- Gecekondu konusunda çıkanlan yasalar, yapılanlara af getirdi. Özellikle 1980 sonrasmda imar afTı bir seçim kozu haline gelînce, kaçak yapılaşma talana döndü. 80'liyıllarve 'talankondu'lar 1980'li yıllar, gerek izlenen imar politikalarıyla, gerekse bu politikalara bağlı olarak yürürlüğe sokulan yeni bir dizi 'imar affı' yasalanyla, gecekondulaşma sürecinin 'kent yağmasına ve imar talanına' dönüştüğü dönem oldu. ceğini söylüyor. Yani, ruhsatsız yapırun 'kendi- si' ve o yapayı 'yapaniar', devletin yasalan ko- rumakla görevli kimi birimlerince 'suç' kap- samında görülmüyor... Önlemler işe yaranuyor Gecekondu Yasası da. onca güçlü önlem- lerine ve 'kesin hükfimlerine' karşın, yürürlüğe girdikten birkaç \ıl sonra yine etkisini yitirdi ve kaçak vapılaşma 'geleneksel resmi hoşgörüsü- ne' kavuşarak büyük kentleri kuşatmaya de- vam etti. Nitekim, aradan 10 yıl geçtikten sonra, 1976 yılında yürürlüğe giren ve 775 sayılı yasada 'bazı değişiklikler' yapan 1990 sayılı yasa ile de ! 966-! 976 arasında inşa edilen kamu arazile- rindeki gecekondulann da 'yıkım kararlan kaldınldı.' Böylece Türkiye'nin 'gecekondulu kentleri', 1980'li yıllara hemen tüm kaçak yapılan 'affe- dilmiş' olarak ulaştılar. Yine 775 sayılı yasaya göre belediyelere geçen Hazine arazilerinde dü- zenlenmiş 'gecekondu önleme bölgelerinde' ise devlet kredisiyle inşa edilmiş 'kooperatif blok- lan' yükseldi. Üstelik. çevrelerini yine gecekon- dular sararak ve 'evsiz vatandaşlara' ait olduk- lan halde. birçok dairesinde 'kiracüann' otur- maya başladıklan 'rant konutlan' olarak... 1980'li yıllar, gerek izlenen imar politika- lanyla, gerekse bu politikalara bağlı olarak yü- rürlüğe sokulan yeni bir dizi İmar affi' ya- salanyla, gecekondulaşma sürecinin 'kent yağ- masına ve imar talanına' dönüştüğü dönem ol- muştur. 2981 sayılı yasa Özellike 1985-1990 arasmdaki yasal düzen- lemeler, bir yandan gecekondu yapımını açı- kça 'özendiren' yaklaşımlar sergİlerken. öbür yandan 'gecekondulaşmayı düzene sokma' ge- rekçesi altında, •imara yasak' koruma alan- lannın da bilim ve hukuk dışı yöntemlerle yapı- laşmaya açılmasını başlatmıştır. Bu yağma döneminin ilk önemli yasası ola- rak. 1984 Şubatı'nda yürürlüğe giren ünlü 2981 sayılı yasa bilinirse de, aslında 80'li yıllann ilk af girişimi, '12 Eylül generaUeri' tarafından ger- çekleştirildi. 'Türkiye'ji teröriin elinden kurtarmak' üzere 12 Eylül"l980'de yönetıme el koyan Miffi Gü- venlik Konseyi, parlamentoyu ve siyasi partileri feshedip. 'yasama erkini' eline aldıktan sonra. her şeyi 'emir-komuta rinciri' içinde çözmeyi te- mel alan bir 'hukuk sürecini' de başlatmış oldu. Bu sürecin. konumuz açısından i!k önemli belgeseli. "artık gecekondu yapımının kesin ola- rak yasaklandığını emreden" 2 Haziran 1981 ta- rihli MiUi Güvenük Konseyi BiMiria'ydı. O tarihten sonra şapıian tüm gecekondu- lann \e kaçak vapılann. '12 Eylül emirlerinin açıkça çiğnendiğf suç unsurlan olduğu anla- mtnı da taşıyan bu bildiri. izleyen yıllardaki 'af yasalan' için de 'belirleyici takvimi' oluştur- muştu. Gecekondu ve hukuk Av.Dr.AYDINAYBAY Gecekondu sorununun çözü- mü için çıkanlan geniş "kap- samir ilk iki yasa (6188 ve 775) gecekondu yapımını "önleme" amaanı gerçekleştirememiştir. Bu yasalar, yürürlük tarihlerine kadar oluşmuş bu tür "yapılaş- ma"yı korumak ve ıslah etmek he- defleri yönünden "başanlı" sa>ı- labilecek bir uygulama görmüş- lerdir. Ama bu yasalarda yer alan gecekondu yapımını "önleme me- kanizmalan" çahşünlamadığı için, 1980'lerin başında. sonın ye- niden ve büyük rakamlara ulaşrruş olarak tekrar orta\a çıkmıştır. Bu kez. konunun. sade- ce gecekondu sorunu olarak de- ğil, daha geniş kapsamlı bir "imar affı" sorunu biçiminde ele aü- nması gerekli sayılmıştır. Böylece Gecekondu Yasası dışmda her çeşit usulsüz ve yolsuz yapılaş- mayı kapsayan yeni yasama ürünleri ortaya çıkmıştır. Bunlan "imar affı" başhğı ile incelemek uygun olur. "Imar affı" terimi, imar ve şe- hircilik hukukumuza yeni girmiş bir uygulama terimidir. Aslında yasalarda kullanılan bir terim de- ğildir. Bu terimi doğuran yasanm adı (başhğı) "İmar ve Gecekondu Mevzuatma Aykın Y apılara L v- gulanacak Bazı İşlemler Hakkı- nda Kanun"dur. Bu kanunun nu- marası298l'dir(24.2.1984). Bun- dan önce yayımlanmış bulunan 2805 (21.3.1983) sayılı yasanm da adı böyle idi. Yüriirlükte olan "mevzuata aykm" olarak yapılan yapılar ve yapı değişiklikleri. bu yasalar ile "mevzuata uygun" hale getirildiği için. bunlara "Af Kanu- nu" ya da "İmar Affı Kanunu" denmiştir. 2805 ve 2981 sayılı yasalar ile, ikinci yasaya sonradan yapılan eklemeler ve maddelerde yapılan değişikliklerin hepsi bir arada göz önünde tutulmak suretiyle "İmar Affı" ile ilgili şöyle bir genel tanı- mlama yapabiliriz: "İmar affı, yüriirlükte olan ku- rallara uyulmayarak belli tarih kesitine kadar meydana getirilen yapılaşmanın, durum \e konumu itibariyle yasada belirrilen koşul- lara uygun olanlarının bağışlan- ması ve korunmasıdır." İmar affı denilen düzenleme sadece 1980'lerin üriinü değildir. Daha önceki yıllarda. gecekondu olgusunu düzenlemek için çıkan- lan yasalar da bu anlamda imar affı yasalan sayılır. Aynca kimi yasalarda yer alan özel hükümlerde de imar affı ger- çekleşebilir (örnek: 6785 sa>ılı yasa, muvakkat madde 4; 3194 sayılı yasa. geçici madde 7). Ama bu konuda çıkanlan en kapsamlı yasalar, 2805 ile onun yerine ge- çen 2981 sayılı yasadır. Bunlar, yalnızca gecekondu konusu ile değil. her çeşit imar düzeni aykınlıklan ile ilgili genel dü- zenlemelerdir.2981 sayılı kanun ile onun kimi hükümlerini değiş- tiren ve ek kurallar getiren 3290 ve 3366 sayılı yasalardan oluşan düzenleme. bugün yüriirlükte olan imar affına ilişkin genel dü- zenlemedir. Bu düzenlemede imar mevzu- atına aykınlık \önünden iki olgu birbirinden aynlmaktadır. (a) Gecekondu olgusu. (b) Bunun dışmda kalan olgu- lar. Gecekondu olgusu yukanda değindiğimiz gibi. imar mevzu- atma aykınlık olgusudur. Ne ki, gecekonduda ağırlık. yapının "başkasının arazisinde" yapılmış olmasıdır. Diğer olgularda ise. taşmalar ve bazı özel durumlar dışmda. esas itibariyle. bir kimsenin kendi arsası üzerinde meydana getirdiği imar mevzuatına aykın inşaat veya imalat söz konusudur. Başkasının arsa ya da arazisi üzerinde yapılaşnıa özelliği do- layısıyla, gecekondu konusunda- ki düzenleme bütün hallerde. hem fiziksel yapılaşmanın meşrulaştın- Iması, hem de bu yapılaşmayı meydana getiren kimseye. o yer- de "mülkiyet hakkı" sağlanması esasına dayanmaktadır. Bu çözü- mün esas itibarivle. daha önceki gecekondu mevzuatında da ka- bul edilmiş olan çözüm olduğunu belirtelim. Gecekondularla ilgili af meka- nizmasının ışleyişi "başvTiru", "de- ğerlendirme", "koruma kararı" aşamalanyla gerçekleşir. Burada. önceki gecekondu mevzuatı ile yapılan düzenlemelerden farklı görülen birkaç nokta göze çarp- maktadır: (a) Doğrudan tapu verme veri- ne. fiziksel yapılaşmanın tespiti ile gecckonducuya bir belge veril- mektedir. (Buna 'tapu taİtsis bel- gesi"adı verilmiştir.) (b) Tapu verilmesi "ıslah.imar plam" adı verilen planlamadan sonraki aşamada gerçekleşmek- tedir. (c) Evvelce. gecekondu bölge- lerindeki vakıf arazi. gecekondu- lan meşnılaştırmada. hazine. il özel idaresi ve belediyeye ait ara- ziye nazaran farklı tutulurken bu defa Vakıflar Genel Müdürlüğü'- nün "idare ettiği" arazi de aynı kategoride mütalaa edilmektedir. (d) Özel mülkiyette bulunan arazi üzerinde toplu gecekondu- laşma varsa, bu yerler kamu- laştınlabilmektedir. (Buna ben- zer kurallar önceki mevzuatta da vardı.) İmar affı düzeni içinde bu esas- lara göre yapılacak uygulama so- nunda. gecekondu "sahipleri". gecekondunun bulunduğu ta- şınmazın (arsanın) "tapulu mali- ki" durumuna geçeceklerdir. Bu, başkasının ya da kamunun taşı- nmazının. gecekondu adı verilen yapının üzerinde yer alması do- layısıyla, yasal olarak gecekondu "sahibine" mal edilmesi. onun "mülkiyetine" geçirilmesidir. Öte yandan da. "imar mevzuatına aykın olarak inşa edilmiş olan". yani "gecekondu" adıyla anılan yapı da, bu mevzuata uygun ola- rak inşa edilen yapılann katego- risine dahil edilerek meşrulaştın- lacaktu-. Bugün gecekondular hakkı- nda vürürlükte olan \asal düzen- lemenin temeli 775 sayılı "Gece- kondu Kanunu" ile kısaca "İmar Affı Kanunu" olarak adlandınlan 2981 sayılı yasadır. Aslında her iki vasanın uygulanması açısı- ndan öngörülen ilke şudur: Gece- kondu kanununa göre vapılacak ıslah. koruma işlemleri 20.7.1966 tarihinden önce inşa edilmiş olan bu nitelikteki yapılar içindir. Bundan sonra bir daha gecekon- duyapılmayacak:yapılanlar"der- haf" vıkılacaktır. 2981 sayılı vasa- daki çözüm de bununla özdeştir. Sadece 2 Haziran 1981 tarihin- den önce yapılan gecekondular bu yasada öngörülen işlemlerle "meşrulaştınlacak"; sonraki yapılaşmada ise "bu işlemler, bun- dan sonraki uygulamalara örnek teşkil etmeyecektir" (md.20). Bu duruma göre ülkemizde. gecekondu hukuku açısından, birbirinin ardından gelen iki ya- saklama hükmü vardır. Bu hü- kümlerin her ikisi de yürürlükte- dir. Şu halde gecekondu yapımını önleme açısından sorun, daha önce de değindiğimiz gibi yasal mekanizmanm var olmaması de- ğil, işlememesi veya işletilememe- si sorunudur. Gecekondulaşma- ya yol açan toplumsal süreçlere müdahale edilerek çare üretilemi- yorsa, yapılanı yıkmak için yeter- li siyasal ve yönetimsel irade ve kararlılık da olsa, mevcut olan ve buna eklenecek hukuksal düzen- lemelerin. gecekondu olgusunu çözemeyeceği rahatça söylenebi- lir. BÎttî Örneğin, 1983 yılı martında yürürlüğe giren 2805 sayılı 'İmar ve Gecekondu Affı Yasası' Milli Güvenük Konseyi'nın 2.6.1981 tarihli bildirisine dek inşa edilen ruhsatsız yapılan 'son kez'(!) bağışlarken, o tarihten sonrakile- rin "asla affedilmeyeceğıni' hük- me bağladı. Böylece. 1940'lardan bu yana hemen her hükümetin benimse- diği geleneksel tutumu. 12 Eylül yönetimi de sürdürmüş oldu. 1983'te yapılan ve 'yemden de- mokratik-parlamenter düzene ge- çiş' olarak ilan edilen 'genel se- çimfcr' öncesinde, İmar affı' ka- ran yine 'secimlere doğnı' günde- me getirilerek aynı 'geleneksel takvimlemede' devam edildi. 12 Eylül yıllanndan sonra 'de- mokrasiye gecişin' ilk iktıdar par- tisi olan ANAP, 2805 sayılı imar affı yasasının üzerinden henüz 'bir yd' bile geçmeden. yenı bir 'benzer yasayı' yeniden gündeme getirdiğinde de bu kez Türkiye "yerel seçimler öncesini" yaşı- jordu. Yani. 'secime endeksli' imar affı süreci artık öylesine vazgeçil- mez bir politika haline gelmişti ki. ANAP 1984 yılı mart ayında- ki yerel seçimler vanşına. aynı vılın şubat ayında çıkardığı '2981 sayılı yasa' ile gırdı. Bu kez. yasanın adı. imar mevzuatına falan da değil. doğrudan doğruya 'gecekondu mevzuatma aykın yapdara uygulanacak işlemlerle ilgili yasa' şeklindeydi. Başka bir deyişle, 40 yıllık kaçak yapılaşma>ı affetme sürecinde >eni bir dönüm noktası yaşanıyor. zaten af anlamına gelen 'gece- kondu mevzuatına bile aykın' yapılann bile yasal- laştınlması gibi, imar alanında tam bir başıboşlu- ğun ve 'yağmanın' önü açılıyordu. Böylesi bir ta- lan özgüriüğü' içinde yapılan 1984 yıİı Mart ayı- ndaki yerel seçimlerde, belediyelerin büyük ço- ğunluğuna ANAP'lı adaylar seçildiler. Büyük kentler ve özellikle de İstanbul, 2981 sayılı yasanın •mimarlannca' yönetilmeye başlandılar. Milli Güvenlik Konseyi'nin, yukanda belirtilen 2.6.1981 tarihli 'af bildirisine' dek inşa edilen tüm gecekondulan ve kaçak yapılan 'nihsata bağla- mayı' öngören, Şubat 1984 tarihli 2981 sayılı yasa, aynı olanağı sağlayan 2805 sayıh yasaya göre şu *yenilikleri' içeriyordu: • İnşaat ruhsatlannı artık salt belediyeler verme- yecek. kaçak yapılan 'doğnı' saptayacaklanna no- ter huzurunda 'yemin eden' özel teknik bürolar da bu işlemleri yerine getirebileceklerdi. Üstelik. aynı yasayia, yeminli özel teknik büroların bu 'kamu hizmetleri' karşılığında alacağı 'ücretler' de belirle- niyor, böylece "vatandaşın soyulmaması' güvence altına alınıyordu. Yeminli bürolar dönemi Ne var ki, bu uygulama sonucunda vatandaş değil, ama devlet ve kentler açıkça kandınlmaya- başlanrruştı. Yeminli bürolann saptadıklan kaçak yapılar öylesine bir 'parlama' gösterdi ki Devlet Malzeme Ofisi depolanndaki ruhsat koçanlan ye- tişmez oldu. Neyse ki daha sonra bu uygulama •yüksek yargı" tarafından iptal edildi ve ülkenin imar düzeni 'yeminli ellerden' kurtanlmış oldu. • 2981 sayılı yasanın getirdiği ve yaklaşık 10 yıldan bu yana kent yağmasının belli başlı 'hukuk- sal aracı' olarak kullanılan en önemli 'jenilik'. hiç kuşkusuz 'ıslah imar planlan' denen uy- gulamadır. Kaçak v apılara ve gecekondulara tapu tahsis bel- gesi verme' sürecini de başlatan bu planlama türü. aslında bi- limsel anlamda bir 'plan' değil. yasadışı gerçekleşen yapılaş- mayı bir 'plana bağlayarak. topİuca affetme' amacını taşı- yordu. Böylece. kaçak yapılar bir vandan yasallaştınlıp. ta- puya bağlama' sözleriyle gü- venceye alınırken. öbür yan- dan ıslah planlanv la 'yeni imar haklanna' da kavuşuvor. yani İmariı mülkler" haline eeliyor- du. Subasman yeterli Gecekondu ya da kaçak in- şaatı bannma amacından çıkartıp. 'yasadışı yoUardan imar hakkı elde etmeye' \ önelik en güvenceli 'araç' konumuna dönüştüren bu uvgulamada. 1986 yılında yürürlüğe giren 3290 sayılı yasayia 'daha da ile- ri' adımlaratıldı. Af kapsamına alınacak yapı- lar arasına. bu kez '10.11. 1985'e kadar inşa edilenier' de katılırken ıslah imar planlany- la yeni imar hakkı verilebilmesi için 'subasmanlann yapılmış oJ- ması' bile yeterli sayıldı. Da- hası. yine aynı yasayia. hiçbir kaçak yapılaşmanın olmadığı imara yasak arazilerin biie, yine ıslah imar planlanyla ve 'gecekondulaşma eğilimi var' gerekçesiyle yağmaya açı- Imasının 'yasal süreci' baş- latıldı... YARIN: Vağmoya gerekce: 'Cecekondula$ma tehllkesl...'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear