23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 10 MART1994 PERŞEMBE KULTUR Uluslararası hiç bir festivale kabul edilmeyen 'Çıplak ? ,yann Alkazar ve Moda sinemalarında 'Yönetmenliğimisınavaçektim' HANDANŞENKÖKEN Akademide çıplak modelhk yapan Ayla ile Seher ve onlann kocalan Yadigar ılc Hüseyın'in öyküsüdür "Çıplak". Yadigar ile Hüseyin'ın, kanlannın yap- tıklan işten haberleri yoktur. Ancak Yadigar kansının yaptı- ğı gerçek işi öğrenır. Bu öğrcn- mevle. geleneksel toplum de- ğerîeri. suçluluk. yalnızlaşma ve çıplaklığın karşısında çare- sizce yer alış kendını gösterme- ye başlar. Erkekler kuşku. ger- gınlik ve ne yapacaklannı bile- mez halde önce şiddetı deneme- yi tasarlar. ancak birbırlerinden ve kendilerinden bile bu çıplaklık durumunu gizlemeye karar verirler.... Ali Özgentürk'ün 1993 An- talya Altın Portakal Film Festı- vali'nde Jün Özel Ödülü'nün yanısıra En İyı Görüntü Yönet- meni. En İyi Laboratuvarve En 1yi Seslendirme ödüllerinı alan yenj filmi "Çıplak"ın konusu kısaca böyle özetlense de. seyir- cınin değişik ve ilginç bır Alı Özgentürk filmiyle karşılacağı kesin. Yann Beyoğlu Alkazar ve Kadıköy Moda sınemalann- da göstenme girecek olan yenı filmi içın yönetmen de: "Benim filmim kötüdür. Sinirli bir film değildir. Kendini ispat etmeve çalışmaz. Sinema sanatının şi- zofrenik bir toplumun, ruhun iç organlarıyla ilgilidir. Beğenil- mek >a da beğenilmemek için değif, kendisi için çekilmiştir"- dıypr. Özgentürk ile "kendi sinema- cıhğmı' sınava çektığı. "içindeki apseyi akıtmaya' çalıştığı yenı fılmı "Çıplak" üzenne konuş- tuk. - Antaha Film Festivali'nde 'araştırmacı ve denevci yapıt' ol- duğu gerekçesivle 'Çıplak' jüri özel ödiilünü aldı. Kimiİerince de 'gerçek üstü deneme' olarak nite- lendİrildi. Daha gösterime gir- meden, geçen jıl da çokça söz edilen 'Çıplak'ın serüveni nasıl- dı? Bu filmi çektiğım günlerde benimle küçük bır röportaj yapmıştın. Ben de 'ciddi olma- yan, kötü bir film çekiyorum' demiştim. Herkes yanlış anladı Ciddi olmayan. vanı asık yiizlü, ühııbrmalı olmayan. kendisini ispat etmeye çalışmayan bir film demek ıstemıştım. Hani bır insana kötü deriz. kötü insanla- ra benzeyen. pembe. ıyimser \e uzlaşmamış motıflerden söz etmeyen bır film amaçlamıştım. "Çıplak'ı çekmeden önce. doğrusu "Çıplak'takı temanın haketmedığj bır serü\eni yaşa- dım. Dört buçuk yıl sürdü para arayışı. Ortak yapımlar. ılışkı- ler... O sırada bırçok senaryo yazıldı. Çekimden bır süre önce çeşitlı kaynaklardan artık pa- ram vardı. Senaryoyâ baktım. 'demır' gibı bir senaryoydu. Klasık, başansı kesın bir senar- yo idi. Üstelık bazı sinema star- lanna oynatmayı düşünüyor- duk. Sonra birdenbıre senaryo- dan sıkıldığımı hissettim. Başı sonu belli. nereye gideceğı. ne olacağı ortadaydı. bir sırra sa- hip değıldi. Tuttum bır sabah onu değiştirdım.İçınde bılin- mezlığı olan bir senaryonun pe- şine diiştüm. Tamamen baştan sona başka bir senaryo yazdım. Keyfıme göre ışler yaptım. Nasılsa fılmı çekecek param vardı. Kendimle. filmin kahra- manlanyla. filmin temasıyla. sı- nemayla. çıplaklıkla. başanyla. erotizmle. tabularla dalga geç- tim. Yönetmenliğjmi sınava çektim. Birçok sahnede farklı sinema türlerini denedım. Bir sahneyi klasik korku sineması- nın, ötekini şiirsel sinemanın örneği gibi çektim. Diyeceksiniz ki. senin hakkın mı bu kadar milvarlarla oyna- mak? Ben bir insanın hayatında bir kez, iki kez böyle bir hakkı olduğunu düşünüyorum. Ben de bu hakkı. bir şeyleri reddet- mek için kullandım zaten. Ama gene başım derde girdi. Gene ödül verdiler. Halbuki kimsenin sevmeyeceği. ödül vermeyeceği bir film yapmak ıs- temiştim. Kendimi riskin en üst noktasına götürmek istedim. Vilko(Filac). birlikte çalıştığı- mız görüntü yönetmenı eskı se- naryoyu çok sevıyordu. Ken- disi çok inandığım bır sinemacı Önce filmi sevmeden. daha do- nısu senaryoyu se\Tneden. be- nimsemeden başladı. Ondan sonra gıttikçe bu oy unun bü> ü- süne kendisi de kapıldı \e çok hoşlandı bu çalışmadan. Sonra Paris"te Eclaır Labonuuvan'- nda. Emir Kusturica ile birükte izledik, çok eğlendik. Çünkü si- nema yoluyla oyunu elde ettik. Gerçeküstücülük konusuna gelınce; eğer uğramışsa gerçe- küstü bazı istasyonlara filmin içinde. bilmiyorum. doğrusu ben öyle tasarlamamıştım. - Ödül almasını istemivordum dediniz, ancak filmi birçok festi- >ale gönderdjniz.. Yok. hıçbir festival tarafın- dan beğenılmedi bu film Ba- kın, birçok Türk sinemacısı bu Yönetmen: Ali Özgentürk Oyuncular: Sumru Yavrucuk. Meral Çetinkaya. Erdal Küçükkömürcü. Hülya Karakaş, Adnan Tönel. Sami Hazinses, Kutay Köktürk. Ayten Uncuoğlu Senaryo: Ali Özgentürk, Sadık Karlı Görüntü Yönetmeni: Vilko Filac Yapımcı: Asya Film Ortak Yapımalan: Dream Factory(Fransa). Astria(Yunanistan) Laboratuar: Eclair Miksaj: Alan Garnier(Paris) T.C.Kültür Bakanlığı ve Eurimage'ın destekleriyle. Filmde akademideçıplakmodeüikyapan Ayla ile Seher'i Sumnı Yavrucuk (solda) ve Hülya Karakaş canlandırıvor. 'R'en bufilmiçektiğim günlerde ciddi olmayan kötü bir film çekiyorum demiştim. Herkes yanlış anladı. Oysa ciddi olmayan, yani asık yüzlü, üniformalı olmayan. kendisini ispat etmeye çahşmayan birfilmdemek istemiştim. Çekimden önce elimde demir gibi senaryo vardı, bir sırra sahip değildi. Tuttum bir sabah onu değiştirdim .İçinde bilinmezliği olan bir senaryonunpeşinedüştüm.' Antalya Film Festiv ali'nde en i\i görüntü yönetmeni ödülünü alan Vilko Filac ileAli Özgentürk, 'Çıplak'ın çekimlerinde. a'ökyüzünün birbirine benzeyen milyonlarca görüntü tarafından işgal edildiği, film hikayelerinin standartlaştığı, at izi ile it izinin, sinema sanatıyla teknolojik cambazlığın birbirine kanştınldığı günler yaşıyoruz. Bir sinema adamının dediği gibi.'Herkes dalmanm başarısı üzerine konuşuyor. Oysa derinlere dalmanın cesaretinden söz eden yok." yolu izler Bütün festivallere. özellikle bü_\ük festivallere baş- vururlar. Ben de önce Cannes'a ondan sonra da a^ağı yukarı vırmı festivale başvurdum. Hıç- bınnın programına alınmadı. Ben daha önce bütün festivalle- rin çok talep ettiğı bır sine- macıvdım. Filmlenmi isti>or- lardı \e eeri dönen de çok az oldu. Bunda ıse her sefennde rct >anıtı gelivordu. Ama çok ıl_gınç şe\ ler oldu: bırkaçsavgın Orneğin birçok filmi elediler. ama feslivalin başlamasına iki- üç gün kala benımkine ancak tıajır' dediler. Son ana kadar ellennde tuttular. Birkaç tane de mektup şazdılar. 'şaşırtıcı, doğrusu karar veremedik' bıçi- minde. - Bu, 'Çıplak'ın farklılığını mı gösterdi? Bıraz standartlann dışmd'a bir film olduğunu o zaman an- ladım. Şimdi övle biryerindeyiz kı dünvanın...Ğökyüzünün bir- birine benzeven mihonlarca görüntü tarafından işgal edildi- ği. film hıka>elerinin standart- laştığı. at izı ile it izinin. sinema sanatı>la teknolojik canbazlı- ğın birbirine kanştırıldığı gün- ler vaşıyoruz. Bu televizy onla- nn. uvdulann aracılığıvla sankı bütün bır ınsanlık aynı şe\ i se\ - redivormuş gibi geli>or artık bana. Bu yıizden sankı farklı bir şevi yapmak içın >ola çık- mazsınız. Ö> lesıne bır tepkı du- yarsınız kı, gerçekten kendi- liğinden farklı olur. Standartla- ra, küşelere, bu dünyanm akıp giden rezilliğıne. kendiliğinden bir ifade yoluyla da. v ani bır an- latım tarzıyia. şunla da. bunla da bir *karşı' halin vardır. o da bö\le vansır. Yoksa ben "acaba nasü farklı yola çıkarım' dıve bır ünıforma gıvmezsin. Bır si- nema adamının dediği gıbı: 'Herkes dalmanın başarısı üzeri- ne konuşuyor. Oysa derinlere dalmanın cesaretinden söz eden yok.' - Festh alleri seyirciye ulaş- mak için bir araçolarak nitele- yenlcr \ar. Bir yandan Ameri- kan sinemasının tekeli > oğun bi- çimde yaşanıyor. öte >andan yeni Türk filmleri üretilîyor \e bunların izleyiciye ulaşmasında fesrivallerde göriilen ilgiyi ve alı- nan ödülleri bir araç olarak gö- riiyor musunuz? Tabii. buçok doğal. Festival- Ier fuarlargibidir. Kitap fuarla- n >a da şölenler gibidir. Bugün Amerikan sinemasının elbette festivallere ihtiyacı yok. O bü- tün bir dünyayı kendi festivali halıne dönüştürmüş. Ama dün- vada yaratıcı şeylerle uğraşan insanlar da var. Elbette ki, iyi festivallere ıhtiyaç var. Bizim ülkemizde festival için film' yapıldığını görüyoruz. Bir film yapar. festivallere de gön- derirsinız. Festivaller insanlann birbirlerini sınama yeri, yanıt yeri. eleştiri \eridir. Dünyada varolan, yaygın, popülize ol- muş. milyarlarca insanı haki- miveti altına almış standart bir Mnemanın yanında farklı şeyler vapma peşinde olan ne insanlar sar... - Bir konuşmamızda 'Ben si- nemavı kendimle cebelleşmek, hesaplaşmak için yapıvorum' demiştiniz. Bu. şimdi de geçerli herhalde... Açıkçası çok şey değişmiyor sinema alanında. Çünkü yalnız biçimleri değişiyor. Bunu şika- yet olarak söylemivorum. Eğer .sinema vapmak istiyorsanız. büvük bir tutkuyla. yani kendi- nizi sinema yoluyla ifade etmek istiyorsanız. ekonomik kay- naklannı da bulursunuz. So- nunda yaparsınız. Ama yapar- ken birçok olanaksızlıkla, bir- çok engelle karşılaşabilirsiniz. Bunlar işi bitirmenize engel de- ğildir. yaparsınız. Ama gene var onlar... Bugün enbaştaTür- kiye'de aydınlan. politikacılan, medyayı, basını. sanatçılan, si- nemacılan da etkisi altına al- mış, hatta bir kriter haline gel- miş Amerikan sineması her yer- de konuşuluyor. - Feilini, 'Benim en büyük eksikliğim, hesaplarımı yapan bir adamımın olmayışı. Belli bir maaşım olsavdı eğer her şeyi ya- pabilirdim' demiş. Bu duyguyu zaman zaman siz de yaşnor mu- sunuz? Geçenlerde bir büyük bir ser- mave grubunun kuracağı çok büyük bir şirketin toplantısın- da 'Ben prodüktörlük yapıvo- rum ama nefret ediyonım. Keş- ke birisi yapsa da ben şunu çeke- jim, bir aylık >erin' dedim. Ama şimdi hesap yapmayı öğren- dim. Öğrenmek zorunda kaldım. Çünkü kurumlarla. karşımdaki insanlarla öyle ce- belleşiyorum. Yani beni aldat- mak isteyen insanlara karşı si- lahlanm! kuşandım. Ama bu neden? Çünkü ben ayakta dur- mak, güçlü olmak istiyorum. Üç, dört vılda bir film yapan. ama ekonomik olarak hiç kim- seye bağımlılığı. borcu olma- yan bir insanım; ayakta durabi- İıyorum. Ama dünya öyle bir hale gel- dı ki. herkes modern yaşamın silahlanna karşı. 'bu silahlar ne kadar kötü' diye vakınmak ve- nne. öğrenip o silahlara karşı gelebilmeli. - Kimileri 'Avrupa'da >apım- cılar kendi ülkelerinin sorunları- nı, imajlarını anlatan filmler isti- yor. İzlejiciler de Lzakdoğu'- nun egzotizmi *e erotizmini'- anla>ışı\la ikisinin ortasını bul- ma\a. kimileri de 'Amerikan filmlerine karşı Amerikanıari film yaparak' seyirciye ulasma- >a çalışıyor. Siz de 'risk alarak bir film' \apı\orsunuz üstelik festivallerce de reddedilivor. Bu açıdan bakıldığında ilginç iki- lemler gözleniyor... Tabii... Türkıye'nın zenginli- ği bu..Bu. hedeî" aldığınız şeve bağlı. Ben hiçbir ölçüden \ola çıkmıvorum. sadece kendim- den...Bir ticari film için vola çı- kabılırsınız ve bunun bütün öl- çütlennı kullanırsınız. Ben ona savgı duyanm. Ama orada lüı- fen kendi kendınize sorun...Bir. vola çıktığınız şey insanı midır. değil mıdir? İkı. sanata a>kın mıdır. değil midir' 1 . Üç. \a- ratıcılığa aykın mıdır, değil mı- dır? Lütfen bunlan sorun ve siz \anıt venn. Ama paralan ka- zandınız. gışelen aldınız dıve başka şeylerin sahıbi değılsiniz. Yani ınsani olanın sahıbi değil- sınız. Benim her zaman diyalog kuracağım insanlar var onlar da beni vaşatacak. benim film vapmamı sağlavacak. Ben ona inanıvorum, ınsanlık o kadar vozlaşmadı KiUtür Bakardığı ile TRT işbirliği ANKARA (A.N'KA) - Kültür Bakanlığı ve TRT. Türk kültürünün. diğer Türk cumhunvetlen ve topluluklanna en iyi şe- kılde tanıtılabilmesı çalışmalannı hızlı bır şekılde sürdürüvor. Kültür Bakanlığı ile TRT arasında imzalanan protokol çerçe- vesınde kurulan "Kültür Yayınlan Koor- dinas>on Kurulu" Türk cumhunvetlerine vonelık TRT Avrasva kanalından va- vınlanabılecek ortak projelerin t>elirlen- mesı konusundakı çalışmalannı lamam- ladj. Kültür Bakanlığı Müsteşar Yar- dımci£i I evflk Gökalp, Haşan Bülent Kah- raman. Tamer I.e\ent. Özkan Vıldırım. Yahya Aksoy ve TRT Genel Müdür \'ardımcısı Yiicel Yener, Hanıit Toprak, Çetin Yeni. Mehmet Mete, Arif Koca ile Gürkan Elçi'den oluşan "Kültür Yayınlan Koordinasyon Kurulu, "TRT Avrasya ka- nalından vayınlanabilecek şekilde gerek- leştinlecek ortak projleri belirledi. Kültür Yajınlan Koordinasyon Ku- rulu. Türk cumhuriyetlerinin ilgisini çeke- cek ve her ülkenin kendi özgün konulan- ndan hazırlanacak film veya televizyon fılmı hazırlanmasını kararlaştırdı. Bu kapsamda Azerbaycan'da "Dede Korkut", Türmerustan'da "Mahmut Kulu", Özbekistanda "Uluğ Bey". Kırgı- zistan'da "Amanas Destanı" ve Kazakıs- tan'da "Hoca Ahmet Yese*i" fılmlerinin çekilmesi planlanıyor Fılmlerin giderien Kültür Bakanlığı ve TRT tarafından karşılanacak. Ülkele r ise projelere teknik malzemeler yönünden destek sağlayacak. Kültür Yayınlan Koordinasyon Kurulu, Kültür Bakanlığı ve TRT arşivinde bulunan ve Anadolu'nun gele- neksel sanatlan çeşıtli iller \e >öreleri Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ve ge- lişimı, Atatürk'ün çeşitli yönlerden tanıtıcı nitelikteki filmleri değerlendırme sonucunda Kültür Bakanlığı arşivinde bulunan 62 belgesel ve 14 çizgi film ile TRT arşivinde bulunan 65 belgesel prog- ramın vavılanması kararlaştınldı.Dığer bakanlık, kurum ve kuruluşlann arşivle- rindeki matervallerin belirlenmesi de ka- bul edildi. Kurul aynca. daha önce özel firmalar tarafından Kültür Bakanlığı ve TRT'ye sunulan projelerin veniden göı- den geçinlmesini ve Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştırme Genel Müdürlü- ğü'nün Türk cumhuriyetlerine yönelik gerçekleştirdiği calışmalann yayınlan- masını kararlaştırdı. Pınar Çekirge'ninyeni kitabı Kültür Senisi - Pınar Çekirge'nin v eni kitabı"Aykın Havatlar. Avkın Duvgular" Felis Yayınlan tarafından yayımlandı. 1960doğumlu vazann bugüne kadar "Yalnızlık Adası Erkekleri"'. •'Marjinal Kadınlar". "Marazi Aşklar Lila Rengı Hüzünler" ve "İntihanma İki Saat Kala" adlı kitaplan yayımlandı. Çekirge, bu kitabında verleşik ahlakın tükenişı, aykın' ama var olan hayatlar karşısında çözülüşünü anlatıyor. Kiraz 'ın üçüncüsayısı Kültür Servisi - İlk olarak ekim ayında okurlarla buluşan iki aylık kültür ve sanat dergısi "Kjraz"ın üçüncü sayısı yayımlandı. Bu sayıda Talip Apaydın, Muhsın Şener. Hasan Akarsu. Süreyya Eryaşar. GüngörGençay, İhsan Yücel, Hasan Tahsin Yılmaz ve Bülent Güldal'ın yazılan; Eser Bölükoğlu ve Aynur Mumay'ın öykülerrrŞevket Yücel, U1uğ Turanlıoğlu, Güngör Gençay, Ahmet A teş, Necdet Tezcan. Erdoğan Bol, Necdet Yaşar. İdris Atmaca, Muhsin Durucan, GüIerÖzçelik, Sevgi Harmankaya. Özlem Tezcan ve Mım Kemal Ertuğrul'un şiirleri \er alıyor. Anadolu Üniversitesi'nde Bahar Yarıyıh Konserleri Kültür Servisi - Anadolu Cniversıtesi Devlet Konserv atu\ an Ya> lı Çalgılar Oda Ortestrası'nm Bahar Yanyılı Konserleri başladı. Bu kapsamda, 19 mart çarşamba günü şef Prof. Koral Çalgan'ın yönetiminde; Öziem Koçyığit (flüt). Efdal Altun (viyola)ve Emel Asuman Önen'in (viyolonsel) solist olarak katıldığı konser sunulacak. Şef Prof. Koral Çalgan > önetimınde, Çağatay Akyol'un (arp) solist olarak katıldığı konser 23 mart ve 13 nisan tarihlerinde. Oda Orkestrası'nın gene şef Prof. Koral Çalgan yönetimindekı konserlen de 20 nisan ve 4 mayıs tarihlerinde v er alacak. Saat 20.00'de başla> acak olan konserler. Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampusu Sinema veGösteri Salonu'nda gerçekleştirilecek. 'RebetikaV çıktı Kültür Senisi -"Av rupa"> la etkileşime açık İzmir ve Küçük Asya Rumlannın türküleri. 1920'lere dek dostça vaşadıklan Türkler'ınkinden farksızdı. Adeta ve sadece türkülerini alabildiler \ anlanna gemilere doluşur ken." Sözü edilen insanlar Rebetler. Göçettiklen Yunarüstan'da da horlanan bu Anadolulu Rumlar. burada kendi alt kültürlerini oluşturdu. Tekke dedikleri küçük meyhanelerde buzukı. bağlama çalıp şarkj söyleyerek kafa>ı buldular. ""Rebetika" denılen müzik türü de onlann mirası. Daha önce birind kasetı yavımlanan Rebetika'nın ikinci kaseti de Kalan Müzik'ten çıktı. "Rebetika-2" adh kasette 1927-1954 \ıllanndaki şarkılann orijinal kayıtlan yer alıyor. Rebet müziğinin ünlü solistlen Rita Abadzi ve Marika Papagika'nın şarkılannın da bulunduğu kaset. Rebet müziğinin Pıre tarzının seçkin örneklenneyer veri\ or. Kasette yer alan şarkılar şöv le: Çoban Kızı (Amane). Gülbahar. Gurbet. Kısa Kesilmiş Saçlann. Bağlamalar, Minore vou Teke. Mantho'nun Tekkesinde, Dul Eleni, Fasulyacı. Yağ Tüccan. Neden Kokain Çekiyorum. Taksım-Zeybekıko. Ağla Gözlerim Bu Gece Karaborsaci Kadın. 'Atatürk 'ten sonra kir> kin ve yalan' Kültür Senisi - Behzat Av "ın " Atatürk'ten Sonra Kir.Kin ve Yalan" adlı kitabı. Gerçek Sanat Yavınlan'ndan çıktı. Behzat Ay. 30yılı aşkın birsüredirgazete vedergilerde yayımlanan yazılannın derlenmesinden oluşan kitabını Nadir Nadi'ye adamış. Yazar kitabın ginşinde yer alan "Çağn"sında şugörüşlere ver verivor: "Laikliİc çaâdaşlıktır. Farklı düşünceve hoşgörüdür. Ancak.gün geçtikçe laiklik karşıtı girişimler dozunu arttırarak korkunç boyuta doğru gelişmektedir". "Yüce Türk ulusunun birevlen. 'Türk' sözcüğünü v ücelten ve bir milyarlık Arap olarak partisinin ilkelerine sokup. bununla da yetınmeverek ana>asava geçıren ulu Türk Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü unutma". "Ankara'nın Taşına Bak Gözlerimin Yaşına Bak dive ağıt \akmalann zamanı çoktangeçti. Birleşelım. Birlikola'lımbirvumrukgibi laiklik vedemokrası düşmanlanna karşı. Onlan da doeru yola çağıralım." Kültür Bakanlığı y nın müzikalleri ANKARA (ANKA)- Kültur Bakanlığı tarafından Türk tiyatrosu ve Türk müzığı repertuv anna yeni eserler kazandırmak amacıv la 14 sana tçıv a sıpariş edilen müzikal eserlerden üçü bakanlığa teslim edildi. Kültür Bakanlığı'nın isteğı üzenne müzikal eser hazırlığı yapan sanatçılardan Bora Avanoğlu. "Çıçeklı Saksı Sokağı', Şanar \urdatapan 'Herhangı Bir Öv kü' v e \alçın Tuğra "Sev mek Nedir' adtı escrlerını bakanlığa teslim ettiler. Dığer bestedler Nev it Kodallı. Zülfü Lıvaneli. Timur Selçuk.OnnoTunç. MuammerSun. Melih Kibar. Esin Engın. Bülent Ortaçgil. Cem Karaca. Turgav Erdenerve Cem İdız'ın ise beste çalışmalanna başladığı bildirildi. Kültür Bakanlığı av nca. hazırlanacak müzikal eserlerin, gelecek sezon Dev let Tiv atrolan Opera ve Balesi ile özel tivatrolarda sergilenerek halka ulaştınlmasını amaçlıyor. Flütçü Şefika Kutluer'in konseri ANKARA (AA) - Flut sanatçısı Şefika Kutluer. İzmir'de konser vereeek. Sanatçının 11-12 martgünienndevereceği konsere. İzmır E>e\ let Senfonı Orkestrası eşlik edecek. Sanatçı. İzmır'den sonra konserler vermek üzere İsviçre, ardındanda İngiltere'vegidecek. Flüt öğrenımıneSaki Şanl ile başlayan sanatçı. 1979 vılında üstün başan ile konsenatuv ardan mezun oldu. Av nı yıl. Cumhurbaşkanlığı Senfonı Orkestrası'nın(CSO)üyesi oldu. Öğrenımıne Vıyana ve İtalyan hükümetınin davetlisi olarak Roma'dadevamettı. İtalya'da çeşitli konserler vcren sanatçı. 1981 vılında \ eletn Hnmavera Musicale'ye katılarak y orumculuk ödülü aldı. 1985 vılında Viy ana'da Doblinger Uluslararası Flüt Yanşması'nda 3. olan sanatçı, 1986 vılında aynı yanşmadadüny a birincısı oldu. 1993"te İstanbul Festıvalı'ndeçalan sanatçının. İngiltere'de Northern Sinfonıa Orkestrası eşlığinde D. Ashkenazy ile birükte bir kompakt dısk sensı de bulunuy or. Axl Rose 'a eski eşinden suçlamalar LOS ANGELES(AA)- ABD'li ünlü rock grubu Guns'N Rosesınsolıstı Axl Rose'uneskieşıErinEverly'nin, Rose'u saldın. cinsel taciz suçlamalanyla mahkemeye verdığıbildirildi. Everly'ninavukatı ReneTatro tarafından yapılan açıklamada. ünlü şarkıcı Axl Rose'un. beraberlıklen süresince Enn Everly "nı dev amlı dövdüğü, "yumruk. tokat. tekme attığı, bağladığı. ağzını tıkadığı, tükürdüğü. çeşitli maddeleriie v urduğu. üzenne çeşitli maddeler fırlattığı. saçlanndan sürüklediğı' öne sürüldü. Rose'un. boşanma kağıtlannı imzalamay ı reddeden Everly'ni.bilınçsızcedövdüğünübelırtenTatro. ünlü şarkıcının Enn Everly ilezorla cinsel ilişkidebulunduğunu, günlerce. üzenne kapıy ı kilitlediğinı veya eve almadığını kaydetti. Tatro'nun sözcüsü de. yaptığı açıklamada, Everly'nin. bugüne kadar güv enliğinden endişe etmesi nedeniyle mahkemeye başvurmadığını belirtti. Eski bir model olan Erin Everly ile 1990yılındaevlenen Axl Rose, bır yıl sonra boşanrruştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear