22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22SUBAT1994SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOM 13 ŞIRKETLERDEN AL YALTOl?- RİZMsey- anat acentesinin davetlişi olarak İstanbul'a gelen İsrail tur operatörlerine lstanbul tülton Oteli'nde Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş'in de bulunduğu bir multiyizyon Türkiye fılmi gösterildı. — I BLİNK Bilgisayar 1994 yılıitibarıylayeni birpazarlama raaliyetine başlad). Sekiz hafta Doyunca sürecek, 60 il ve Jçede, loplam 13 bin kilometre yol katederek gerçekleştirilecek Link ve Link Windows ûrûnleri tanıtım seminerleriyle tüm bilgisayar tullanıcılanna ulaşüması planlanılıyor. •LOCKHE lEDAnonim Şirketi'nin 1993 yılıkan422 milyon dolar olarak açıklandı. 1992"ye oranla yüzde 23 oranında aruş gerçekleştirmiş oldu. •ANADOLUSigorta, 1993 yılında hayat ve sağlık dışı sigortalannda 1.591 milyar lıralık prim üretimi gerçekleştirdi. < BACER in ' A AcerPak ve A AcerFaxF-26 ^m isimli iki ürûnü "yılın üriinü"seçildi. • TEMSATermomekanik AŞ şirkeilergrubuna bağlı Temsa Otomotiv, Mitsubishi yetkili satıcılan toplantısı Sabancı Center'da gerçekleştirildi. • roM1993yıb içinde Türkiye'de çeşitli resmi kuruluşlara 45 adet bilgisayar bağışladı. • DEVAHolding'in ödenmiş sermayesinin 56 milyar liradan 168 milyar liraya çıkartılması işlemlerine şirket merkezi ve Garanti Bankası şubelennde devam edıüyor. Türk telekomünikasyon hizmetlerine talip olan İngilizler, önce tahvüleri elde etme peşinde PTTııiııTsindetehlikelipazarfak• British Telecomyetkilileri, 2.5 milyar dolarbk anlaşma için Ankara'ya geldi ve PTT Genel MüdürlüğiTnde pazarbklar başladı. Protokol henüzimzalanmadı. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Baş- bakan Tansu Çiller, Bakanlar Kurulu'nca hazırlanan tasan yasalaşmadan, PTT'nin "T"si olarak adlandınlan telekomünikas- yon hizmetlerini, uluslararası piyasalarda satışa çıkardı. Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşarhğfnı devreye sokan Çiller, Tnin yüzde 15'ine denlc gelen yaklaşık 2.5 mil- yar dolarhk bölümünün, dış borsalarda hisse senedine dönüşebilir tahvil olarak satılmasını istedi. "British TetecooTun, Ankara'da halen PTT Genel Müdürlüğü ile pazarbğı sürdürdüğü, ancak henüz bir protokol imzalanmadığı öğrenildi. ' T tahvillerinin, hisse senedine dönüştürü- lememesi durumunda, işleme konu olan paylann tümüyle British Telecom'a devre- dilmesi. pazarlığm temelini oluşturuyor. Hazine, British Telecom'a, PTTnin T- sinin yüzde 15'ine denk gelen 2.5 milyar dolarlık bolümünü, ileride hisse senedine dönüşebilecek tahvil karşılığında satıla- cağını. bu işlem için aracı olmasını önerdi. British Telecom da, tahvillerin uluslara- rası piyasalarda satışını garanti edebilece- ğini bildirdi. Bunun üzerine British Tele- com yetkilileri, Ankara'ya gelerek, PTT Genel Müdürlüğü yetkilileri ile pazarlı- klara başladılar. ' T için çıkanlan tahviDe- rin. hisse senedine dönüştûrülememesi du- rumunda, işleme konu olan paylann ta- mamen British Telecom'a devredilmesi, pazarlığm temelini oluşturuyor. PTT Genel Müdürlüğü ile British Te- lecom arasında Ankara'da halen sürmek- te olan görüşmelerde bir protokol imza- lanması için caba gösterildiği, ancak he- nüz kesin bir uzlaşmaya vanlamadığı öğ- renildi. SHP'nin bilgisi yok PTT'nin Tsinin uluslararası tekellere devredilmesi tehlikesini içeren bu girişim- den koalisyonun SHP kanadının bilgi sa- hibi olmadığı bildirildi. SHP'li Devlet Ba- kanı ErmanŞahin. konuya ilişkin Cumhu- riyet'in sorusu üzerine, "Sataşla ilgili bir bilginı yok, topiantılanmızda böyle bir şey gündetne gelmedi" diye konuştu. British Telecom yetkilileri ile dün de pa- zarhk görüşmelerini sürdüren PTT Genel Müdürlüğü'nden sorumlu Ulaştırma Ba- kanı Mehmet Köstepen de konuyla ılgisi olmadığını ifade etti. Köstepen, şunlan söyledi: "Bizim ilgimiz yok. Biz, özdkştirme ile Ogfli yasayı hazırladık. öteki konuyla Kamu Ortaklığı İdaresi ilgUeniyor. Nasd bir prosedür izlendiği konusunda bir bilgtm yok." Çalışandeğil, parası olankazanıyor ANKARA (ANKA) - Hazine ve bankalann uygulamaya başladığı yiiksek faizler, eme- ğiyle geçinen ve vergisini öde- yenleri "isyan ettirecek" nokta- ya getirdi. Devlet, borç aldığt 22 milyon liraya bir asgari üc- retlinin, 37 milyon liraya lise mezunu bir memurun, 150 mil- yon liraya ise bir doktorun ma- aşı kadar para ödemeye baş- ladı. Çalışmadan kazanç Yükselen faizler, üretmeden ve çalışmadan para kazanmayı cazip hale getirirken, emeğin fi- yatı olan ücreti ayaklar alüna aldı ve zaten bozuk olan gelir dağılımının altüst olmasına yol açu. Hazine, halka arzettiği altı ay vadeli bonolar için her ay net yüzde 7, üç ay ve bir yıl vadeli bono ve tahvil için de üç ayda bir yüzde 22.5 faiz ödeyecek. Buna göre, basit bir hesapla 41 milyon lıra birikimi olan bir kişi. bu parasını Hazine'ye altı aylığına borç verirse ayda 2 mil- von 870 bin lira bir net faiz geli- • Devlete22 milyon lira borç veren bir kişi her ay bir asgari ücretli kadar kazanabiliyor. Devlet, 41 milyon lira borca lise mezunu bir memurun, 150 milyon lira borca ise bir doktorun maaşı kadar para ödüyor. TASARRUF 150 milyon TL AYLIKFAİZ GETİRİSİ Asgari ücretlinin aylığı Lise mezunu memur maaşı Doktor maaşı •Artan faizler, Türkiye'de zaten bozuk olan gelir dağılımını altüst etti. Devlet, ücretliden ve üretenden topladığı vergiyi hiç vergi almadan faizciye aktanyor. ri elde edecek, üstelik devlete memuruna 2 milyon 870 bin hiç vergi ödemeyecek. Devlet lira maaş ödüyor. halen 13'üncüderecenin3'üncü . Devletin 22 milyon lira borç kademesindeki lise mezunu bir için ödeyeceği aylık faiz ise bir asgan ücretlinin eline geçen net bir milyon 560 bin liraya denk düşüyor. Kamuda çalışan birinci dere- cenin dördüncü kademesindeki bir doktorun maaşı ise 147 mil- yon lirahk borç için ödenen fai- ze eşitlendi. Devlet 147 milyon lira için ayda 10 milyon 290 bin lira, birinci derecenin dördüncü kademesindeki bir doktora ise 10 milyon 277 bin lira maaş ve- riyor. Bu hesap, şantiyede çalıştınlan aynı derece ve kade- medeki bir mühendis için de ge- çerli. Vergisiz doktor maaşı Bir başka deyişle 147 milyon lirahk bir birikimi olan, bunu ayda bir faiz ödemeli altı aylık Hazine bonosuna ya da üç ayda bir faiz ödemeli bono ve tahvile yatıran bir kişi hiç çah- şmadan bir doktor kadar para kazanabilme olanağına sahip bulunuyor. Bu ölçüdeki yüksek faiz geli- rinden vergi de alınmıyor. Dev- let. ücretlilerden ve üretenler- den topladığı vergileri, faiz ola- rak hiç vergi almadan faizciye aktanyor, bu gelişme zaten bo- zuk olan gelir dağılımını daha da bozuyor. Peşîn parası olana otomobil 'şimdi' ucuz! • Sezon başında üreticifirmayataahhütettikleri satışları gerçekleştiremeyen bayiler, "fiyat kırarak" hedefleri yakalamaya çalışıyorlar. OTOMOBİLİNİZİN DEĞERİ (MİLYON TL) YERLİ Serçe Ştfm Do$an Kartal T«mpraSX TempraSX-A TempraSX-AK Renault12TXToros RenauttSpmg nenau»Broadway RenauHFlash ReraukManager RenauBConcofde ForiTaunus16 FordTaunusiO OpelVectra1.8 OpelVectre2.0 1 » 67-75 87-87 96-VE 91-96 95-104 100-110 113-125 82-68 93-105 1990 7M0 96-105 107-112 95-110 100-110 110-120 123-134 152-162 190-210 86-94 114-122 »91 74« 102-110 115-127 110-120 135-147 140-150 155-170 104-114 105-113 115-126 130-144 172-185 215-240 90-100 122-130 205-220 250-260 ISS2 80-90 106-120 123-135 120-130 145-158 160-170 170-185 117-129 115-125 128-138 148-160 185-195 253-265 115-125 132-145 220-240 270-285 19(3 85-95 120-132 155-167 163-172 165-175 180-190 210-225 130-142 121-130 138-150 175-185 200-215 285-300 125-145 150-164 250-265 295-320 DKfli. 1226 1608 2096 2264 2250 2817 3134 1626 1699 1995 256 317İ 4116 2199 2565 3357 3905 1989 64-74 115-130 138-153 75« 255-280 330-365 36W15 445495 300-345 360415 1990 63-77 72-84 155-165 170-185 140-155 200-210 155-176 210-220 160-180 82-88 275-300 400-450 385-445 510575 360-385 450-500 130-145 165-180 ladaSamara LadaNiva NıssanSunny NssanNXCoupe Mazda323Sedan MazdafflBSedan Mazda323Ha1c Mazda626Hat. VolksmagenGolf StodaFavOfit BMYV316İ BMW52& Mercedes190E Merc«Jes200E Merce*s190D Merc8des200D FatTipo HondaûvıcSedan HondaCıvıcHafc CitroenBX15TGE Peugeot205Gfi SuzukıSwıftGS SuzukıVitara HyundaıElanfra ToyoBACorcHlaGL ToyoteCororaH. NOT: Cennet Açık Oto Pazan'nda oluşan fiyatlardır. 155-168 - 125-135 195-235 - 155-165 1991 7 4 * 84-92 175-190 180-200 160-183 215-230 185-205 225-240 180-205 88-94 345-375 500-560 445-511 56M20 385430 490-530 150-160 190-205 175-190 175-180 150-155 140-150 230-250 165-180 200-215 120-135 1992 8M0 92-100 200-220 220-250 185-205 280-310 205-225 315-360 205-260 9098 375425 565-625 515-555 650-730 430470 530-610 165-180 215-225 230-240 185-192 165-175 155-175 305-330 190-205 225-245 150-170 1993 87-96 105-118 220-250 270-320 205-225 345-365 230-250 380-395 260-290 100-115 430-565 660-710 55&Ö0 81M80 480-580 635-715 180-190 225-245 255-270 197-213 180-185 205-210 310-340 225-240 240-260 185-215 OKm. 1333 1436 3719 4375 3189 5105 3658 5386 4921 1555 7334 1135 1100 1310 1100 1310 2236 3195 3475 2493 2818 2875 487i 392 4004 235-255 Ikincl el otomobilpiyasası bu hafta haraketlendi. 0 km otomobillere gelen zamlar, ototnobil almak isteyenleri ikinci ele yöneltti. Bununla beraberyaklaşan Kurban Bayramı öncesi hareketlilik başladı. Ancak esas büyük istemin Kurban Bayramı 'nda gelmesi bekleniyor. İkinci el otomobil piyasasında en büyük istek 1Oyaş üstü otomobillere geliyor. Hükümetin 1Oyaş altı otomobillerden aldığı vergiyi yüzde yüze varan oranlarda yükseltmesi ile vergiden muafolan 10 yaş üstüne istek var. Herzaman olduğu gibi en çok istem yine yerli otomobillere ve özellikle Tofaş 'ın Doğan ve Şahin 'lerine oldu. Bunlarla beraber martayı başında yerli otomobillere gelmesibeklenen zamlar, az da olsa istemin canlanmasını sağladı. K ara çarşamba ile birlikte başlayan krizden ilketkilenen sektör, otomotiv oldu. Para krizi, otomobil almak isteyenleri vurdu. Devalüasyon sonrası otomobil fiyatları ve otomobil kredilerinin faizleri yükseldi Buna karşın otomobili yatırım amacıyla alanlar için alternatif yatırım araçlarının getirileri artti. Bir de ocakayı içinde yapılan vergi zamları eklenince otomobil almak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kaldı Para maliyetınin böylesine yükseldiği bir ortamda otomobil alırken, banka kredisi kullanmanınhiçbiravantajıkalmadı Buyüzden otomobil tüketicisinin profifi yine "peşin alanlara" dönüşüyor. Peşin para ile otomobil alacak ekonomik güce sahip olanlar, önemli bir fiyat avantajı da yaşamaya başladılar. Sezon başında üretici firmaya taahhüt ettikleri satışları gerçekleştiremeyen bayiler, "fiyat kırarak" hedefleri yakalamaya çalışıyorlar. Büyük indirimler yapmak zorunda kalan bayiler, neredeyse fabrikadan aldıkları fiyata otomobilleri elden çıkarmaya uğraşıyorlar Bunun ardından otomobil satışlarındaki ürkütücü düşüşün, üretici firmaları da "fiyatları yeniden düşünmeye" zorlaması beklenebilir. Üreticilerin bu zorunluluk karşısında, maliyetlerin elverdiği ölçüde fiyat indirimine gitmesinin bile bugünkü koşullarda çok uzak bir ihtimal olmadığı görülüyor. özellikle son iki yıldır otomobil almak isteyenlerin en yoğun biçimde başvurdukları yöntem olan otomobil kredilerinin aylıkfaizleri neredeyse yüzde 10'lara varmış durumda. örneğin Pamukbank yüzde6.9olan otomobil kredi faizini yüzde 8.75e yükseltti. Diğer banakalarında kredi faizlerindeki artış ortalama yüzde 2 civarlarında. Bu durum, talebin büyük ölçüde azalmasına yol açtı. Otomobil üreticileri, bu dönemde satışları arttırmak için yeni finansman modeli arayışına girdiler. Renault, Emlak Bankası ile gerçekleştirdiği destek kampanyası ile talebi yeniden canlandırmaya çalışıyor. Ancak faizlerin bu kadar yüksek olduğu bir ortamda kimse de parasını otomobile yatırmak istemiyor. Çünkü otomobil almak isteyenler için Türkiye'nin bugünkü ekonomik kosullarında daha cazip yatırım alternatifleri var. Türkiye'de satılan otomobillerin yaklaşık üçte ikilik kısmının yatırım amaçlı alındığı düşünülürse bu sonuç pek de şaşırtıcı değil. Türkiye'de otomobil almak isteyenlerin üzerinde bir de ağır vergi yükü var. Bu yük yüzde 50 civarında. Bu yüksek vergi oranlan satışların duşmesınde bir başka önemli etken oluyor. Sifctoriin dupumıı Otomobil üreticileri, krize karşı koymak amacıyla vardiya azaltmaktan işçi çıkarımına kadar hertürlü yöntemi deniyorlar. Amaç, düşen satışlar karşısında sabit kalan işçilik maliyetlerinden kısıntı yapmak. Ancak sektörün esas kurtuluşu talebin tekrar artması ile mümkün olabilecek gibi gözüküyor. Türkiye'de 28 kişiye bir otomobil düşüyor. Ekonomik yapı itibariyle Avrupa Birliği içinde bize en yakın ülke olan Yunanistanda ise 6 kişiye bir otomobil düşüyor. işte bu doymamış talep, otomoil kredileri ile de körüklenince Türk otomobil sektörü, geçen sene tüm Avrupa otomobil sektörü gerilerken altın bir yıl yaşadı. Satıştap Şu anda binek otomobil satışları yaklaşık yüzde 50, ticari araç satışları da yaklaşık yüzde 60 düştü. Türkiye'nin en çok otomobil satan üreticisi Tofaş şubat ayının ilkonbeş gününde yaklaşık 5 bin adet otomobil satö. Ay sonusatış rakamınıniseiObin dolaylarındaolması bekleniyor. Geçen yılın şubatındabu rakam 17 bin adetti. Renault'un bu ayın ilk onbeş günlük periyodundaki satış rakam14 bin dolaylannda. Geçen sene tüm ay için bu rakam 10 bin idi. Krizin atlatılması ve hükümetin bunu sağlamak için alacağı önlemlerin ardından piyasada talebin yeniden yükselmesi kaçınılmaz. Bu durumda satışların düşük olduğu dönemde sağlanan fiyat avantajları, taleple birlikte fiyatlar artınca daha belirgin hissedilecek. Bu durumda uygun fiyatla otomobil alanların karlı çıkma ihtimali bulunuyor. Hükümetin, daha fazla oranda işçi çıkarımına yol açacak önlemlerin uygulamaya konulmasını önleyecektedbirlere başvuracağı düşünülüyor. Sektör ana sanayinde 30 bin, yan sanayinde de 150 bin kişi çalışıyor. Bunun sonucu olarak hükümetin önümüzdeki günlerde sektörü rahatlatacakbazıkararlaralmasıda mümkün gözüküyor. • VİTRİN Lassa'dan yeni lastik L assa Grand Slam serisine 185/65 R1486T'yi ekledi. Yeni lastik 190 km/saat'lik hızda sürekli kullanımı dayanacak yapıda üretildi. Yeni lastik esnekyanakyapısı sayesinde her türlü yol durumunda temas imkanı sağlıyor. Sağlam blok desenleri ilede bozuk yol şartlarına dayanacak şekıldetasarlanmış. Yeni lastik, özel taban deseni ile ıslak ve kuru iyi bir yol tutuş sağlıyor. Grand Slam serisinin yeni ürünü Tofaş/Doğan, Alfa Romeo, Cıtroen, Oacia, Ford, Honda, Isuzu, Lada. Mitsubishi, Mazdaotomobillerinde kullanılabiliyor. • PETKIM Çanakkale fabrikasını saüyor ANKARA (Cumhurivet Bü- rosa) - Hükümetin özelteştirme calışmalannı sürdürdüğü PET- KİM Holding, Çanakkale'deki fabrikasını satışa çıkardı. PEÎKİM Holding'den yapı- lan duyuruda, Çanakkale'deki Plastik İşleme Fabrikası'nın tek- lif almak ve görüşmeler yapmak suretiyle satılacağı bildirildi. Fabrikarun 11 bin 550 metrekare alan üzerine kurulduğu, 2 bin 500 metrekarelik kapab alanı bulun- duğu ve yıllık 6 bin 200 ton plas- tik işleme kapasıtesine sahip ol- duğu belirtildi. Fabrikanın satışının; arsası, makineleri, bina- lan ve mevcut işletme malzemesi ve yedek parça stoklanyla bütün halinde yapılacağı. ancak mal varlığının aümına yöneük değişik tekliflerin de değerlendirileceği kaydedildi. PETKtM Holding tarafından yapılan duyuruda. fabrikanın her türlü borç ve alacaklanndan anndınlmış olarak satışa çıkanldığı viargulandı ve satış ta- rihine kadar personelle ilgili hak ve alacaklann PETKtM'e ait olacağı bildirildi. İŞÇtNtV EVRENENDEN ŞÜKKAN KETENCİ Oyumuzu Kime V Çalışanlar, işçiler, dar gelirliler, geçmişten çok farklı duy- gular içinde bir seçim ortamına girdiler. İlk kez insanlar çok yaygin bir biçimde oylannı hangi partj ve adaya verecekleri- nin çok ciddi bir arayışı ve tartışması içindeler. Hep olduğu üzere yerel seçim bir genel seçim havasına büründü. Oyların belediye başkanını seçmekten öte, siyasi partjlerin gidişine not verme anlamı olacak. Cumhuriyei laiklik tehdit altında. Ekonomi batakta. Çalı- şanlar, kendi yaşamlarını tehdit eden olumsuz gidişi durdu- racak siyasal gelişmeye kapı açmak, oylarını doğru kullan- mak istiyorlar. 1984 sonrası seçimlerde 12 Eylül düzeninden kurtulma, insan hakları, demokrasi arayışları vard;. Ücretli- leri, yoksul halk yığınlarını, işçileri ezen uygulamaları nede- niyle ANAP iktidarlarına karşı sendikaların tavır almaları, seçim kampanyaları düzenlemelen doğaldı. 12 Eylül düzeninden kurtulma, gerçek demokrasiye geçiş, insan hakları, sosyal devlet vaatleri ile seçim kampanya- larını yürüten, birisi sosyal demokrasiye, digeri liberalizme dayanan, SHP ve DYP ağırlıklı, çalışanların, işçilerin oylan ile iktidar ortaklığını oluşturmaya yetecek oylan aldılar. An- cak iktidar uygulamalarında demokrasi, insan hakları öz- lemlerine beklenen yanıtı veremediler. Beklentilerine yanıt alamamış, ağır düş kırıklıklarına uğramış kitleler bir yandan bu tepkilerini dile getirmek istiyor, diğer yandan tepki oylan ile daha da kötüsüne katkıda bulunma olasılığının kaygısını yaşıyorlar. Çalışan kitleler için en önemli sorun, solda, demokrasi- laiklik- sosyal devlet ilkeleri çizgisinde kitleleri kucaklayacak bir siyasal partinin olmayışı. Çalışanlar tepki oylarının, bölü- necek oylarının, kendilerine en çok zarar verebilecek partile- re yaramasının kaygısını taşıyorlar. Bu dağılmışlığın Refah ve ANAP'ı güçlendirmesinin önlemini nasıl alabileceklerini bttemiyorlar. Çalışanlar arasında Ecevit'e, ÇHP'ye verilecek oyların sonunda karşı tarafa yaraması korkusu var. Türkiye, 12 Eylüllerle demokrasisinin kesilmesi, gerçek demokrasinin yerleşememesinin çok sancılı bir sürecini yaşıyor. ihtilallerle kapatılan siyasi partilerin yerine kurulan devamlarında, bir yandan sancılı bölünmeler, diğer yandan kalite erozyonu yaşanıyor. Toplum bir yandan siyaset ve si- yasetçisiz olamayacağını bilincinde, diğer yandan siyaset- çiye gerçek bir güvensizlik içinde. Siyasetçı ile yalancılık ve çıkarcılık, yolsuzluk, rüşvet kavramları nerede ise özdeşleş- miş konumda. En önemlisi katılımcı demokrasinin çark- larının işlememesi, çoğunluğun iradesi ile iyinin kötüyü ele- yememesi. Siyasi partiler ve politikacılar üzerinde sadece çıkar odak- larının etkinliği, ağırlığının duyulabilmesi. Bakınız bir seçim döneminde dahi, Başbakan Tansu Çiller'i sadece büyük pat- ronların tepkisi, eleştirileri etkıliyor. Çiller büyük tavizlerle büyük patronların, medyanın tepkisinden kurtulmaya çalışı- yor. TİISİAD, Odalar Birliği toplantılarında büyük patronlara hesap verip gönlünü almaya çalışıyor. Türk- iş'in benzer gö- rüşme girişimine bir türlü yanıt gelmiyor. Şüphesiz seçimlere daha yakın önümüzdeki günlerde, danışmanlarının önerileri üzerine, görüntüyü kurtarmak üzere Türk-İş'e de gidebilir. İşçiler üzerinde kulağa hoş gele- bilecek sözler de söyleyebilir. Ancak Türk-lş'in, sendika- ların, işçilerin Çiller için düşündürucü, caydırıcı bir güç ol- madıkları ortada. Belki de demokrasimiz için, çalışanlar, iş- çiler için en büyük sorun, sivil toplum örgütlenmelerinin, de- mokratik örgütler ve sendikaların, siyasi partiler üzerinde bir ağırlıklarının, etkinliklerinin kalmamışolması. Dahadoğrusu söz konusu örgütlerin en az siyasi partiler, onlardan da daha ağır olarak yıpranmış, kimliklerini yitirmiş konumda bulun- ması Türk-İş şimdi başkanlar kurulunu toplayıp seçimler üzerin- de bir karar alsa, ".. partiye oyumuz var,.. partiye oy yok" dese. Kaç işçi Türk-İş yöneticilerine güvenip, inanıp oyunu kullanacak? Onlara yönelik güven bunalımı, belki de çok yıpranmış siyasetçilere olan güven bunalımından da ağır. Tablo böyle olunca, seçim ortamında dahi sendikal hare- keti umursamayan bir iktidar uygulaması gündeme gelebili- yor. örneğin işçiye yıllardır vaat edilmiş işsizlik sigortası, özelleştirilecek KIT'lerden işten atılacaklar için bir sus payı- na dönüştürülebiliyor. Aylardır beklenen, memurun sendika hakkı ile ilgili yasa tasarısı Bakanlar Kurulu'ndan bir türlü geçmiyor. O da yetmiyor. Çalışma Bakanlığı yok sayılarak, sadece sendikal haklar için hazırlanmış yasa taslağı da bir yana atılarak, alt komisyonda, kamu işveren sendika yöneti- cilerinin hazırladıkları bir başka hilkat garibesi taslak hazı- rlanabiliyor. Memurasendikalaşma hakkı değil, sendikalaş- masını yasaklar çemberine alacak bir yasa taslağı ortaya çıkıyor. Ya da Başbakan Çiller, esnafa verilen kredi ile esnafın işçi çalıştırmasına olanak sağlanacağı ve işsizliğe çözüm üreti- lebileceği türünden garabet görüşler ortaya atabiliyor. İşçi- nin hakkının esnafa kredi verilerek sağlanacağı tezine karşı bir tek ciddi protesto, Türk Harb-iş başkanından gelen basın açıklaması oluyor. Başbakanın işçileri, ücretlileri hedef alan politikalanna karşı sendikacılar yerlerinde oturuyor. Sendi- kacılar öylesine yaşamsal sorunlarda yerlerinde oturuyorlar ki insanın işçiyi, sorunlarını seçim döneminde dahi öne alma gereğini duymayan politikacının aldırmazlığına şaşmaması gerekiyor. Her şey birbiri ile bağlantılı. "Tencere yuvar- lanmış, kapağını bulmuş" atasozüne uygun gelişiyor. C R A N S - M O N T A N A BÜKREŞTE FORUM 21-24 Islisan 1994 Romanya Hukumetı hımayesınde ROM A N I A G e\eceğm * Daha evvskjen en yttoek Mvyatanto kışısel temastar kurmak jartıyta, boylan ne kadar ofcırsa olsurı, jifkotier bu yâni Dazarlara gırebıiır Bunu her sene daha da fazla olerak Crara-Moniana Poram'unda jönjyoruz" Jean Paul Caneron Crans-Montana Forum başKanı Işadamları için... Bûkreş konferansı, pazarları az tanmmış ve aynı zamanda çok çekici olan Merkez ve ctoğu Avrupa, Orta Asya, Arap ve Güney Akdeniz devletleri'ni bir araya getirmektedir. PoMfca davetlıler Oevlet Cumhurba^kanları, BaşbaKanlar, Ekonomi Bakanlan. Bakanlar, Meftez Banka Bajkanlan, Yüksek memurlar ve Uzmanlar. Bükreşle 50 ûlke ve ÇOK sayıda kurvıluf tamsıl edilecektır. Ekonomk ıştrakçılar Karar alan kışıler, Başkanlar, Yönetim heyetten, balı ûkelennclen ış adamlan - davetti û*wienn is heyetten. Orpnal b» kavram K«tıtanlann sınırlı mıktarda olması, ış adamlarınm kendı aralarında ve polıtıka adamtarryla en yüksek sevryelerde kışısel ve resmı oimayan temaslarda öulunmasını sa01amaktadır. Karşılasmaları kolayiaştırmak amacıyla ufak komıteter jeklmde toplantılar ve yuvarlak masaJar tertıplenmiftır. Baslıca gaye Tcari, sanayı ve malı anlaşmalara ve joint vanture s6zleşmelerine varabilmek ıçın potitik ve ekonomik ıştırakçılar arasında kışısel ve drekt temaslar kurmak. BİLGİ ALMAK VE YAZILMAK CRANS-MONTANA FORUM INBUCHAREST Fondation du Forum Universaie 3. Cours-de-Rive 1204Geneva(Switzerland) Tel. 41-22-310.93.95 Fax 41-22-310.99.05 Telex 425 052 FOND-CH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear