14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17ŞUBAT1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Düşünce de öz^iir değfl düşünenlerde Düşünceyi cezalandıran yasalar nedeniyle son aylarda 76 gazeteci ve yazarcezaevine girdi, 6 kişi de infaz karan bekliyor YAHYA KOÇOĞLU Doçent Fikret Başkaya. Petrol İş Sendıkası Gene) Başkaru Münir Ceylan. Dr. İsmail Beşik- çi gibi adı kamuoyunca bılinen kişilerin yayı- mlanan yaalan nedeniyle hapis ve para ceza- lanna mahkum edilmesi, Türkiye"de "düşünce özgürlüğü" tartışmasını yeniden gündeme sok- tu. Başta Terörle Mücadele Yasası olmak üzere düşünceyi cezalandıran' yasalann uygulan- masıyla, son aylarda 76 gazeteci ve yazann ce- zaevine konulduğu: 6 kişinin de cezaevine gir- mek için infaz karan beklediği belirlendi. Dü- şünceyi engelleyen yasalar nedeniyle 82'ye ula- şan "düşünce suçlulan" için acil olarak "basın affı" çıkanlması istendi. Çağdaş Gazeteciler Demeği. Basın Konseyi ve İnsan Haklan Derneği'nin saptamalanna göre cezaevinde bulunan gazeteci sayısı 76\a ulaştı. Bunlardan 42"sinin tutuklanmalannda "gizli örgüt iiveliği, örgüte yataklık" gibi gazete- cilik dışındaki nedenler gösterilırken; 22'si hü- kümlü 34 gazeteci ve yazann cezaeviennde bu- lunması, yayımlanan yazı ve kitaplara da- yandınldı. Siyasi dergi yazıişleri müdürlerinin ifade ver- mek için gittikleri savcılıklann istemiyle tutuk- lanmalannın ardından cezaevlerini gazeteciler ve yazarlar doldurmaya başladı. Düşiinceleri nedeniyle en fazla süre hapisha- nede kalan İsmail Beşikçi'nin tutuklanmasının ardından Günay Aslan, Ahmet Zeki Okçuoğlu da tutuklanarak cezaevine konuldular. Aralan- nda Doç. Fikret Başkaya, Münir Ceylan gibi tanınmış adlann bulunduğu kişiler de mahkum edilmelerine karşın infaz karan tebliğ edilmeye- rek her an cezae\ ine girme riski altında bırakıldı. Gazetecilerin yüzlerce yıl hapis ve milyarlarca lira para cezalanyla mahkum edilmeleri ve ceza- evlerindeki gazeteci sayısının artması üzerine ÇGD, basın affı çıkanlması için imza kampan- yası gerçekleştirdi. ÇGD'nm imza kampanyasından sonra Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel de '10 Ocak Çalı- şan Gazeteciler Bayramı'nda. kendisıni ziyaret eden gazetecilere basın affının zorunluluğundan söz etti. Süleyman Demirel, ziyaret sırasında yüzyıllara ulaşan hapis ve milyarlara ulaşan para cezalannı hatırlatan gazetecilere "Ödemeye- cekler. Gazeteciler için bir af zorunlu" diyerek bu konuda hazırlanacak yasaya ılımlı baktığı sinya- lini verdi. Av.Fikret İlkiz (Basın Konseyi Hukuk Danısmanı) 'Gazetecilerehapîshane kapılaıııııkapatın' Ülkemizde 43 yıldır yürürlükte bulunan Basın Yasası. acilen değıştinlmeli. yasalar tü- müyle gözden geçirilmelidır. Demokratik hukuk devleti ilkelerinin yaşa- ma geçırileceği bütün hükümet programlann- da yeraldı. ama hep sözde kaldı. Hiçbır uygar ve demokratik ülkcdc karşı- laşılmayan bir tablo ile karşı karşıyayız. Yü- rürlükte bulunan 157 yasa. iletişim ve değer- lendinne özgürlüğüne aykırı maddelerle dolu. 800'ü aşkın madde insanlann bilgi edinme hak ve özgürlüğünün önünde engel. Tartışamıyorsunuz, düşündüğünüzü doğrudan ifade edebilme özgürlüğünüz yok. Ama buna karşılık bütün özgürlükler ve insan haklan adına uluslararası sözleşmelerde ta- rafsınız. Yazı yazanlar veya gazetelerde sorumlu yazıişleri müdürü olanlar hapishancde. Tu- tukianan yazarlann. yargılanan düşünürlerin. görüş açıİclayan sendika başkanlannın veya fikrini ifade edenlerın vargılandığı bir ülke halinegelmişsiniz. Yazarlar. gazeteciler veya yazılar nedeniyle hüküm givmiş olan insanlar için af çıkarı- lması demokrasi adına atılacak adımlann ıl- kidir. Bu adımı atmak için cesareti demokrasiden almak gerekir. Tartışmanın önüne yasayla ceza koyarsanız. ülkede >eni hapishaneler inşa etmek zorunda kahrsınız. Düşünmeyi ceza ile engclleyemeyezsıniz. Sa\dam devlet istiyorsanız. iyi ışleyen bir hu- kuk devleti özlüyorsanız ve demokratik bir hukuk devletinc ka\uşmayı arzulu\orsanız: düşünen. tartışan. çözüm üreten Türkiye için yazı yazanlara. gazetecilere ve ilelişim dün- yası çalışanlanna hapishane kapılannı ka- patın. Yazılı. sözlü, görüntülü basın dünvası önündeki demokrasi ayıbı yasal engelleri kaldınn. Eğer demokrasi istiyorsanız... Mustafa Ekmekçi (ÇGD Başkanı) 'Geııiş kapsaııılı af kaçınılmazdır' Düşüncesinden dolayı bir tek insan bile cezaevindeyse. o gerçekte tüm toplumun cezaevine girmesinden farksızdır. Böyle bir ülkede düşünce özgürlüğü. basın özgürlü- ğü tartışılır hale gelır. Bir yazann, bir insanın, bir yazısından, kitabından dolayı hüküm giymesi, tüm dünyaya o toplumda düşünce özgürlüğü- nün olmadığını ilan etmektir. Ülkeyi bu denli kara tablolar içinde göstermeye kim- senin hakkı yoktur. Kanımızca, adaletlerin en büyüğü bağı- şlamaktır. Bir basın aflını bunun için isti- yoruz. Bunun arkasından daha genış kap- samlı bir atTın gelmesi de elbette kaçınıl- mazdır. Grup YorunTun açtığı da> ada bilirkişi raponı istendi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Grup Yommşarkısım MHP'ye hraknuyor İstanbu) Haber Servisi - Grup Yorum'un, "DağlaraGel"adlıparçasının Milliyetçi Hareket Partisi'nın (MHP) seçim sarkısı olarak kullanılması üzerine açtığı davada. bilirkişi raporu istendi. İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dav anın dünkü oturumunda Grup Yorum av ukatları mahkeme heyetine \ erdiklen dilekçede. "Dağlara Gel" adlı parçanın sözlerinın Ge»heri\e. bestcsının \c müzik düzenlemelennin Grup Yoruma aiı olduğu belırtılerek "Dola> ısı> la bizim iznüniz dışında herhangi bir biçimde değiştirilerek y a da değiştirilmeden kullanılması tümüy le bir hak gaspı>ehırsızlıktır"denildı. Mahkeme he>eti. avukatlannihtıyati tedbır karan istemi üzerine davava konu olan "Dağlara Gel" parçası ve MHP'nin seçim şarkısı kasctlerinin bilirkişi tarafındanincelenmesinekarar verdi. TRT kurumundan sağlanacak bilirkişi raporunun hazırlanması için duruşma 23 şubata ertelendi. Duruşma sonrası Grup Yorum tarafından yapılan basın açıklamasında Dağlara Gel-Cesaret adlı kasetin yayınlandığı günden beri emckçiler tarafından sevilen bır türkü olduğu ifade edilerek "Grup Yorum türküleri ve kasetleriy le 8 v ıllık müzik y aşanrn la Türkiye halklarına mal olmuş, halk'ların kardeşliğini savunan çalışmalam la tarih önünde ilerici bir misyona sahip olmuştur" denıldi. MHP'nin milliyetçi ırkçı bir ideolojivesahıp olduğu dolayısıv la gerici bir misyon yüklendiei belirtilen açı'klamada "MHP'nin Dağlara Gel" adlı türkümüzü kullanması bir > andan haklarunıza bir saldın olduğu gibi. öte yandan da njrkümü/ün içeriğini değiştirdiği. tümüv le aykırı bir anlam kattığı için de manevi olarak tür- kümüzü tahrip etmiş olmaktadır" denıldi. ARINA AMAÇ GELIŞMEYI SURDURMEK MUKEMMELE ULAŞMAK İLERİDEHER Z A M A N OLMAK TEKNOLOJİARTIK ARÇELIK YARIŞACAK ARAYIS TOKTAMIS ATES Ben Yobaz Bir Soteuyum... Medyanın "gülleri"açmaya başladılar gene. Zaten ne zaman solmuşlardı ki? Ama garip güller bunlar. Açtıkça pis kokular saçıyorlar etrafa. Mide bulandırıyorlar. iktisatta ünlü bir "Homo economicus-iktisat insanı" vardır. Dini-imanı paradır. Para ve ekonomik çıkarları söz konusu oldu mu, canavarlaşır. Hiçbir engel ya da kural tanımaz. Sırasında "efelenir", sırasında "köpekle- şir." Tüm ahlak değerleri silinmiştir. Bir yönüyle ekono- mik gelişmeyi sağlayan da bu homo economicus'tur, ama insanlığın geniş bir bölümünü sonsuz acılar içinde bırakan da aynı homo economicus'tur. — Kapitalist bir sistemde ekonomik büyüme, toplumsal olarak ürettığmden daha az tüketmeyle olur. Zira başka türlü "sermaye"sağlanması ve bu sermayenin yatırıma dönüşmesi mümkün değildir. Vetoplumdahiç kimse daha az tüketmeye razı olmayacağından, burada zora başvurulur. Bu bakımdan, kapitalizmin mantığı içinde, üretimaraçlarınınsahiplerinin "artı değeri"gaspetmesi de doğaldır, kitlelerin daha az tüketmelerini sağlamak için zora başvurulması da. Fazla ayrıntılı bir analize gi- rişmeden özetle şunu söyleyebiliriz ki "söfnürü", kapi- talizmin ayrılmaz ve doğal bir parçasıdır. Ama bunu bi- lenlerin bir kısmı "enayi" olmadıkları için seslerini çı- kartmazlar, bir kısmı ise sesini çıkartsa bile kimselere duyuramazlar. Günümüz dünyasında "ses duyurma"n\n yolu, örgüt- lü olmaktan geçer. Eğer böyle "bozguncu"sesleri kıs- mak isterseniz, örgütlenmeyi yasaklar ya da zorlaştırır- sınız. Kitle iletişim araçları zaten sizin kontrolünüz altın- dadır, sağlama alınmıştır. Ondan sonra da gelsin özgür- lükçü demokrasi... İstanbul Büyükkent Belediye başkan adaylarının tanı- tıldığı birtelevizyon programında, konuşmacılardan biri ilginç bir "siyasal yelpaze" çizdi. Siyaset biliminin tüm kavramları altüst oldu, ama olsun. Zaten aynı şeyleri söyleyen bir sürü "solcu eskisi", medya gülü var Ve bu tür zırvalar o kadar çok yineleniyor kı, insan "acaba mı?" diye sormak zorunda kalıyor. Efendim, kimi solcular "Esen rüzgarı yakalamışlar ve bireyi yeniden keşfetmişler. Ama bunlann dışında yo- baz bazı solcular, cuntacılar vb. de varmış.'' Işin ilginç yanı, en büyük sol parti (artık nasıl bir solculuksa), bu tür yazarlann "pompalamasıyla" aday çıkartıyor ve bunla- nn övgüleriyle reklam yapıyor... Diğer sıfatları reddedıyorum. ama yoöazso/cu'sıfa- tını gönül rızası ile ve övünerek kabul ediyor ve dosta- düşmana ilan ediyorum. Ben yobaz bir solcuyum. Eski Roma'da Spartakus'tan beri süregelen ve sınıfsız bir topluma ulaşılana dek sü- recekolan "ezen-ezilen''ve "somüren-sömurulen"mü- cadelesınde "ezene" ve "sömürene" karşı olduğum için yobaz bir solcuyum. "Ûzgürlüklerin ancak o ozgurlükleri kullanabılme ola- nağına sahip olanlar için bır anlamı olabileceğini" b\\6\- ğim için yobaz bir solcuyum. Insanların önemli bir bölü- münü "ozgurlükleri kullanma olanağından" yoksun bı- raktıktan sonra, özgür ve demokrat bir toplum yapısın- dan söz edilemeyeceğini bildiğim için yobaz bir solcu- yum. Sınıflı toplumlarda demokrasi mücadelesınin sınıf mücadelesinden geçtiğini bildiğim için ve egemen sını- fın en önemli silahlarından birinin yaian ve aldatmacaya başvurmak olduğunun bilincinde olduğumdan ötürü yo- baz bır solcuyum. Insanlara fırsat eşitliği verebilmek ıçın devletin ilk görevinin "özgürlük ortamını kurmak" olduğuna inanan, bütün bir insanlık tarihi boyunca bu- nun kavgasını veren; yiğit, özverili ve erdemli insanlara duyduğum içten saygı nedeniyle yobaz bir solcuyum. ' Bir ağaç gibi tek ve hürlve bir orman gibi kardeşçesi- ne" yaşamak ıstediğim için yobaz bir solcuyum. Faşiz- min, şovenizmin, sömürünün, totalitarizmin her türlüsü- ne karşı olduğum için; özgürlükten, erdemden ve bilim- den yana olduğum için yobaz bir solcuyum. Gerçek aydınlanmanın bilimde olduğunu söyleyen ve gelecek kuşaklara miras olarak akıl ve bilimsel düşün- ceyi bıraktıgını defalarca dile getiren ve tüm "mazlum uluslar" adına bağımsızlık bayrağını açan; bağımlı ve onursuz bir zenginlik yerıne. bağımsız ve onurlu bir fu- karalığı yeğleyen Mustafa Kemal'ın yolunda olduğum için yobaz bir solcuyum. Değişime ve diyalektiğe inanan, ancak kimi zaman kı- sa süreli değişımlerin toplumu gerıye götürmek isteye- bileceğini d© bilen ve yaşadığı dönemde bunu gören bir bilim adamı olduğum için yobaz bir solcuyum. İnsanın kafa yapısının değişimine saygı duyan, ancak "deği- şim" ile "satılmışlığın" arasındaki farkı gören bir insan olduğum için yobaz bir solcuyum. Yurtsever olduğum için yobaz bir solcuyum. Ve yobaz bir solcu olduğum için, İstanbul Büyükkent Belediye Başkanlığı için oyumu (SBP'nin adayı olması- na ve kazanamayacağını bilmeme rağmen) Arslan Ba- şer Kafaoğlu'na vereceğim Fatih ilçesinde oyum Yusuf Günaydın'ın. Yasakçımuhtara soruşturma \fUSTAFA YOLYAPAR ÇORUM - Eskicekö\"de te- ravih namazı sürcsince sokağa v nkma yasağı uygulayan kö> nuhtan Hüse>in YMu. hakkındu joruşturma açıldı. Soruşturma ile ılgilı bir \ali yardımcısını göre\lendirdiğıni belirten Çorum Valisi Mustafa Vıldınm. "İl İdare Kanunu'na »öre sokağa çıkma yasağını sa- Jece \aliler koyabilir. Eskkeköy'- ie böyle bir ola> >ar mıdır yok mudur bunu inceleyeceğiz. Koylü vatandaşlardan bir grubun verdiği dilekce yanı sıra basında \er alan haberieri de değerlendirerek so- ruşturmayı başlattık. Muhtar se- çimle göre>e gelmiş bir kişidir. So- ruşturma tamamlanmadan görev- den el çektirmeyi düşünmedim" şekhnde konu^tu Corum Cumhurivet Ba^sa\cısı Özkan Sönmez. ıse Eskıcekö\ bekçisi Miktad ÜnaPın yaralama olayı nedenıyle \apılan soruştur- madan sonra tutuklanarak Ceza- evi"ne gönderildiğini belirterek. Muhtar Hüseyin Yıldız'ın Me- murin Muhakematı Kanununa tabı olduğu için valilik tarafından yapılacak jıraşiırma ve ineele- melerden sonra kendilerine in- tikal etmesi durumunda soruş- turma açılabileceğini bildirdı. TV Değişikliği TV Senisi-Televîzyonlann "de- gşikJBk yanş»"Ba GAP TV de ' kattkh. Buünkü yayın aksşlannda değjşiklİk büdiren kana! sayıa ha- ber yayına hazırlaadığı sırada tt rf'*2iîi Afr'ıun dün !2.4Tde ğ degişikliğe göre 3 yerfi film yayın akışından çtkartıiârak >«ine*iki yerÛ bir de yabana Rtaî yayın akîşına abndı. Buna göre atv'nin 09.00 -17.40 arasındaki yayinı bu- gûn şöyfc gercekleşeceL' 09.00 Kısa Haber 09.0S Çzgi Filrn: Küçük Dra- cuk 09.30 Yerli Füm: Fadirae (Rliz Akın,KartalTibet) 1 i .00 Rarndzan Sofraa 1 f .30 Yerli Fıhn: Kızlar Sı- mfi2 13.00 GönOnası 13.10 KarateOkuhı 13.30Çizgı Fîim: Batman 14.00 Dinozonts 14.30 Yabana Film: Kung Fu Çocukîan 16J0Yrö16J0eröihn: I7.40İftarTopu Öte yandan GAP TV'de î 1.30 - î 3.00 arasmda yapılan değjşüdıkJe yayın akjşı şöyfe olacak: U.30 Drama: Yaşayan Umutlar 11.55 Okudukva 12.27 Atilla İçli Sizierle 12.53 Tanrn Takvirai ! 3.00 Drama: Yunus Emre
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear