23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
jF * * Tf 16 ŞUBAT1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DEP, patlamadan hükümeti sopumlu tuttu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokrasi Partisi (DEP)GenelBaşkan Yardıması Remzi Kartal, Ankara il binalantıa karşı girişilen bombalı saldından 12 gün önce valiliğe başvurarak koruma istediklerini, ancak valiliğin bu istemi dikkate almadığını öne sürdü. Bombalama sonucu agır hasann meydana geldiği Mithatpaşa Caddesi 39 numaradaki Mithatpaşa Apartmanı'run 5. katında bir açıklama yapan Kartal, "Senaryonun yazan ÇiJler-Karayaîçın ikiiisi, uygulayıcılan ise. kontrgerilladır. karanlık giiçlerdır. DevJetin tepesinde DEP ıçin verilen infaz karan yürürlüktedir. Bunlara bugün biryenisi daha eklendi'"dedi. ((Fotoğraf: AA, ECVET ATİK) Meclis'te sadece İnönü vardı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM'de. milletvekilleri ilgi göstermevince çoğunluk sağlanamadı vedevalüasyon karanndan önce, Merkez Bankası'nın 250milyon dolar satışıyla ilgili araştırma önergesi görüşülemedi. TBMM Genel Kurulu'nun dünkü birleşiminde, araştırma komisyonunun, Çernobil Nükleer Santralı'ndaki patlamanın Türkiye'ye etkilerine ilişkin raporu görüşüldü. Ardından daiftararasıverildi. Birleşim yeniden açıldığmda, salonda SHPOnursal Başkanı Erdal İnönü dışında kimsenin bulunmadığı gözlendi. Başkanvekili Yasin Hatipoğlu. "Sayın milletvekilleri diyemıyorum. Sayın İnönü var" dedi ve toplantı yeter sayısının bulunabilmesi için yanm saat ara verdı. Ancak. aradan sonra da milletvekilleri gelmeyince araşurma önergesi görüşülemedi. Bakan Çetin KEİ'yi anlattı • İSTANBLL(AA) -Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin. Karadeniz Ekonomik işbirlğTnin (KEİ)kuruluşundan bu yana 1.5 yıl içinde beklenenden hızlı bır gelişme gösterdiğini söyledi. Çetin, Conrad Otelde düzenlenen toplantıda, KEİçalışmalan hakkında Türk özel sektör temsilcilerine bilgi verdi. Karadeniz Bölgesi'nin geçirmekte olduğu büyük dönüşüm hareketinin neden olduğu çalkantı ve güçlükler göz önüne alındığında. çeşitli kesimlenn KEİ'nin başanya ulaşma şansını pek yüksek görmediğini anlatan Çetin, KEİ'nin beklenenin aksine bölge ülkeleri arasında hızla geliştiğiniifadeetti. ANAP başkan adayı öldü • ANKARA (AA)- Manisa'dan Ankara'ya gelmekteolanANAP konvoyunda meydana gelen kazada, Manisa Belediye Başkan adayı Hakkı İplikçi öldü, 2'si ağır 27 kişi de yaralandı. ANAP TBMM Grubu toplantısını izlemek ve parti yöneticileri ile görüşmek içın Ankara'ya üç otobüsle hareket eden konvoyda bulunan Cevat Yılmaz yönetimindeki 25 AR 11 plakalı otobüs, saat 07.00 sıralannda Emirdağ yakınlannda yolun buzlu olması nedeniyle kayarak şarampole yuvarlandı. Kazada. ANAP Manisa Belediyesı başkan Adayı Hakkı İplikçi olay yerinde ölürken 2'si ağır 27 kişi de yaralandı. Demokrasi Platformu • ANKARA (ANKA)- Türk-İş. DİSK. Hak-Iş. Kamu Çalışanlan Sendikalar Platformu ile 15 demokratik kitle örgütünden oluşan "Demokrasi Platformu" üzennde anlaşma sağJadığı "Demokrasi Paketi'nin yerel seçimlere kadar gercekleştirilmesini isteyecek. Platform. yann yapacağı basm toplantısıyla "oylanmız ucuz değü" mesajı verecek. Karayalçın'dan 'kara' tablo SHP lideri, Türkiye ekonomisinin dolarlaşma sürecine girmesinin ve TL'nin itibar yitirmesinin vahim olduğunu, Merkez Bankası'nın özerkleştirilmesi gerektiğini söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın, "iç ve dış borçlanma gereksinmesinin bu denli yük- sek oJmasının vahim" olduğunu vurgu- ladı. Karayalçın. "Ancak daha da vahim olanı, Türkije ekonomisinin. bir dolar- laşma sürecine girmesi, Türk Lirası'nın itibaryitirmesi, güvenilir bir değişim ara- cı olniaktan çıkmasıdır" dcdı Ulusal egemenliğın korunmasının Türk Li- rası'nın güvenilirliğı ile deyakından ilgi- li olduğunu kaydedcn Karayalçın. Mer- kez Bankası'nın özerkleştirilmesi çalı- şmalannın ivedilikle başlatılmasını önerdi. SHP lideri. > üksek iç ve dış borç bağımlılığının kısa dönemde al- ternatif politika üretmcyi olanaksız kıl- dığını söyledi. Murat Karayalçın. dün partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı ko- nuşmada, son ekonomik gelişmeleri de- ğerlendirdi. Eleştırel söjlemi dikkat çe- ken Kara>alçın. ekonomıde iç \e dış borç bağımlılığının, giderek egemenlik haklannın kullanıiması açısından önemli sorunlar yaratmasından "endişe ettiğini" söyledi. Karavalçın. "giderek üretmejen. anıa tüketen bir toplum hali- ne gelindiğine" dikkat çekerek şunlan sövledi: "1993'te marjinal tasarruf oranı yüzde 15.3. Bu akılalmaz derecede düşük bir düze>. Marjinal tasarruf oranı yüzde 15 düzeyinde olan bir ülke kendi kaynakla- rıyla kalkınamaz. İç ve dış borç bağımlı- lığının bu denli yüksek olması kısa dö- nemde alternatif politikaların üretilmesi- ni olanaksız kılmaktadır. Bazı önlemler alındı. Ancak \ ergi Yasası'nın etkilerini 1995'ten sonra hissedeceğiz. Kamu kesi- mi borçlanma gereksiniminin 1995'ten itibaren azaltılabileceğini umuyonız. Ekonomide dolar bağımlılığının azaltıl- ması için muhakkak yurtiçi tasarrufları arttırmak zorundayız." Türkiye'nin 193Ö-40'lardaki tasarruf- çu toplum yapısını 50'lerde büyük ölçü- de yitırdiğine dikkat çeken Karayalçın, "901ı yıllarda büyümenin büyük ölçüde iç kaynaklara dayandınlması önlemleri üzerinde durulmalıdır" dedı 'TL'nin durumu vahim' Karayalçın, iç ve dış borçlanma ge- reksinmesinin bu denli yüksek olması- nın "vahim" olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak daha da vahim olanı, Türkiye ekonomisinin bir dolarlaşma sürecine girmesidir. Türk Lirası'nın itibar v itir- mesi. güvenilir bir değişim aracı olmak- Basbakan'a göre mecfya devalüasyon zararının intikamını alıyor Çiller'inbaşımedyayladertte Başbakan, kendisini eleştirmeye başlayan gazeteleri milletvekillerine şikâyet etti. Çiller, özel TV'lerin radyo televizyon yasasının çıkmasını istemediğini söyledi ANKARA - Başbakan Tansu Çiller ile kendisine açık destek- ten vazgeçerek eleştirmeye baş- layan büyük gazeteler ve özel televizyon kuruluşlannın arası bozuluyor. Çiller. kapalı kapı- lar ardında. büyük gazetcler ve özel televizyon kuruluşiannı milletvekillerine şıkayet etti. Çiller. medyayı getirilen bazı düzenlemeler ile son devalüas- yonda sahibi olduklan banka- İar aracılığı> la girdikleri 1.5 miljar dolarlık zarann intika- mını almak istemekle suçladı. Dün DYP grubunda kendi- lerinin tek deneme olduğu- nu iddia eden Çiller ülke- nin gerçek ihtiyacının erken se- çim olmadığını söyledi. İsim vermeden RP'yi eleştiren \e "Bizden başka herkes denenmiş- tir. Ülkenin umudu biziz. Bugün umut olarak ortaya çıkanlar da- hil denenmiştir. Bunlar 1974'te denenmiş >e sadece hükümeti de- ğil. devleti tıkamışlar ve adeta buradan atılmışlardır" dedi. Çiller. parti ıçı muhalefetin kendisine ağır eleştıriler yönelt- mesi beklenen grup toplanusı- nın basına açık bölümünde yaptığı bu konuşmadan sonra. basın mensuplannın dışan çı- kanlmasının ardından yeniden kürsüye geldi. Çiller. kısa olan bu ikind konuşmasında med- yadan yakındı. Ozellikle üç bü- yük gazete ve bunlann televiz- yonlannın son zamanlarda kendisine yönelik eleştirileri arttırdığından dert vanan Çil- ler. bunun nedenlerinin aldıkla- n önlemler olduğunu söyledi. Çiller medv anın tavır almasının nedenlerini şövle sıraladı: 1- KDV düzenlemesi: KDV ile ilgili düzenlemeler basını rahatsız etti. Bu nedenle bazı ekonomik kayıplan oldu 2- Fon düzenlemeleri: Yaptı- ğımız düzenlemelerle bazı fon- lan kaldırdık. Basın buradan da zarara uğradığını öne sürerek bunlara karşı çıktı. 3- Devalüasyon: Bu gazetelerin kendile- rine bağlı televizyonlannın >anı sıra ban- kalan da bulunuyor. Son yaptığımız de- valüasyon dolayısıyla bunlann bankalan zarara girdi. Bankalar 12 mılyar dolar tu- tanndaki borçlan nedeniyle develüasyon- la 1.5 milvar dolar zarara eirdiler. Develü- tan çıkması. iç ve dış borç yüksekJiğinden daha vahim bir sonındur. Kira kontratla- rında, mal fiyatlarında hep dolara en- deksli bir yaklaşım söz konusu. Daha da vahimi. yurttaşlanmızın yabancı parayı tasarruf aracı olarak kuüanmaya başla- masıdır, SHP, ulusal paramızm değer ve itibar yitirmesini son derece olunısuz bir gelişme olarak değerlendirmektedir. L'lusal egemenliğin korunması, diğer öğeferin yanı sıra, Türk Lirası'nın güveni- lirliği ile de vakından ilgilidir. Türk Li- rası'na itibar ka/andırılmadan, ulusal egemenlik haklarının tam olarak kulia- nıldığından söz etmek tam olarak ola- naklı değildir. Sonın yalnızca ekonomik dengelerin korunması değil, aynı za- manda ulusal paramızm itibar kazan- masıdır." Karayalçın. Merkez Bankası'nın özerkleştirilmesi çahşmalanna ivedilik- le başlanması gerektiğini söyle- di. Ozerk Merkez Bankası ile enflasyon arasında ters bir ilişki olduğunu vurgulayan Karayalçın. "Makul bir süre içinde Merkez. Bankası, yalnı- zca Hazine'ye hizmet eden bir kuruluş olma konumundan çı- karılarak, özerkleştirilmelidir. Önümüzdeki yıllarda, anlaş- maya >anJabilecek, ekonomiyi sıkıntıva sokma.vacak bir tarih- te \apilacak özerkleştirme, A»- rupa Birliği açısından da önemUdir" diye konuştu. ÜGÜ DSP Başbakan Tansu Çiller, TBMM'je yoğun kar yağışı altında geldi. (Fotoğraf: AA) asyondanhenüzhalkzarargörmcdi.Şımdi bu zarann intikamını almak istiyorlar. 4- Radyo televizyon yasası: Bunlar radyo lelev ızyon >asası belki çıkar di v e tepki gös- tenvorlar. Bu yasarun çıkmasından tedirgin oluyorlar. 5H Seçim Yasası: Seçim yasası da bun- lann tavır almasına neden oldu. Seçim Ya- sası ile getirilen. özel televizyon kuruluşlan- nın paralı parli ılanı vayımlamasına getiri- len yasak bunun temelıni oluşturdu. Çiller'- in sıraladığı bu nedenlerle kendisini eleşti- ren medyaya karşı takındığı tav ır, bazı mil- letvekilleri tarafından parti içi muhalefetin grupta yapacağı eleştirilerin önünü kesmek girişimi olarak da değerlendirildi. Çillerın bu konuşmasının ardından yapılan konuş- malarda çok sert cleştirilere yer v crilmedı. Ecevit, RP'yi yalanalıkla suçladı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit, RP'nın. açtığı dava- dan faiz istediğini bildırdi. Mitinglerde konuşmasını en- gellemek iste>en RP nin. ihtiya- ti tedbir isteminın mahkemcce reddedildiğini belirten Ecevit. "RP kolavlıkla yalan söyleyebi- len bir partidir' dedi. Ecevit. dün parlamentoda düzenlediğı basın toplantısın- da. RP Ankara Milletvekili ve büyükşehir belediye başkan adayı Melih Gökçekın. PKK bayrağı renklenni taşıvan RP afışlerini kendisinin bastırdığı yolundaki iddiasını yalanladı. Ecevit. "RP'nin sayısız valanla- nndan biridir, RP kolavlıkla va- lan söyleyebilen bir partidir" dedi. Eline geçen afışlenn fo- toğraflannı çekerek demeçle- rivle birlikte prtı örgütüne gönderdiğini bildiren Ecevit. afışlenn DSP depolannda bu- lunduğu iddias;nı reddetti. Bü- lent Ecevit. "Bu da düpedüz yalan. RP yalan söyleme.ve alı- şıktır, Kıbrıs konusunda da ol- mamış şeyleri vıllardır söyleyip dururlar" dıye konuştu. RP'nın "adil düzen" anlayışı- nı da eleştiren Ecevit. bu düzen- de herkesin istediği hukuk siste- mini seçebileceğinin öngörül- düğünü. bunun şeriat düzenini getirmek anlamına geldiğini vurguladı. Ecevit. SHP'nin dc RP'ye karşı mücadele başlatma karan aldığının anımsatılması üzerine "Bu komıyu Türkiye'nin günde- mine ilk olarak biz gerirdik. Bunu oylarımızın artması için de yapmıyoruz. Bu bizinı için ulusal ve diasel bir görevdir. Dinin siya- sete alet edilmesine izin vereme- yiz"diye konuştu. POLİTİKA GÜIVLÜGÜ HtKMET CETtVKAYA Adil Düzen Masalı... Nedir adil düzen? İnsan/n insanca yaşaması mıdır, yoksa belirli bir kesi- min 'adil düzen' maskesiyle birtakım yerleri ele geçir- mesi midir? RP'nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Melih Gökçek, televizyondaki açıkoturumda bakın ne diyordu' _ "Belediyeyi ele geçirdiğimizde..." Bir süre önce RP istanbul Büyükşehir Belediyesi baş- kan adayı Recep Tayyip Erdoğan ne dernişti: "Sizin düşünceniz bu, bizimkisi ise..." Önceki gece izmir Büyükşehir Belediyesi başkan adaylarını izlerken RP'Iİ belediye başkan adayı Süley- man Akdemir 'Laiklik konusunda' neler söylemek istedi pek anlayamadık. Anladığımız tek şey vardı o da şuydu: "Bana mega laik derler..." Refah halkı kandırıyor. Bir eli Suudi Arabistan'da bir eli Amerika'da olan Refah Partisi tıpkı 'malum gazete' ve onun 'dedikodu yazan' gibi karda yürüyüp izini belli etmiyor. RP'nin 'mega laik' büyükşehir belediye başkan adayı kimdir? 9 Eylül Üniversitesi iktisadi Ticari Bilimler Fakültesi'- nde yardımcı doçent olarak görev yapan Dr. Süleyman Akdemir 'malum gazete'mn dedikodu yazarınm kayın- pederi olan Pefah Partisi danışmanı Süleyman Kara- gülle nin çok yakın dostudur. Akevler adlı yapı koopera- tifinde başlayan bu dostluk elimizdeki bır belgeyle de kanıtlanmıştır. Süleyman Karagülle. Süleyman Akdemir, Halil Afa- can ve Mehmet Afacan, özdemir Demir Çelik Sanayi T. A.Ş'nın Genel Kurul Salonu'na mahkeme kararıyla ka- tılmak isteyen Mehmet Şen'i dövmüşlerdir. Neden dövmüşlerdir? 'Müslümanlık maskesi'y\e ticaret yapan 'faiz haram- dır' diyerek üyelerin haklarını tokatlayan Akevler Koo- peratifi yöneticileri, onların foyalarını ortaya çıkaran Mehmet $en'i zorla ortaklıktan çıkarmışlar; ancak Meh- met Şen mahkeme kararıyla genel kurula girme hakkını elde etmiştir. Karagülle ile Akdemir, mahkeme kararını hiçe sayrnışlar, üstelik genel kurulda şöyle bağırmışlar- dır "Burada mahkeme'karan değil hakem heyeti karan geçer..." Türkiye Cumhuriyeti yasalarını hiçe sayan Süleyman Karagulle, Mehmet Şen'in davacı olması sonunda izmir 6. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeyargılanmışlardır. Mahke- menin 1991/1941 esas, 1991/2060 sayılı kararına göre darp, dövme ve hakaret' suçlarından Süleyman Kara- gülle, Süleyman Akdemir, Halil Afacan ve Mehmet Afa- can 2'şer ay hapse mahkum olmuşlardır. Mega laik Süleyman Akdemir 'adil duzen' masalıyla yıllardır ticari ilişkiler' içinde olan, kendi düşüncesinde olmayan kişileri döven bir insandır. Tarikat ilişkileriyle ünlü Süleyman Karagülle ile 'köşeyidönen'bir öğretim üyesidir. 9 Eylül Üniversitesi İktisadi Ticari Bilimler Fa- kültesi'ni 'şeriatçılann yuvası' haline dönüştürdüğü bi- linmektedir. Şimdi ne diyor: "Ben demokrasiyi çok seviyorum, insanları çok sevi- yorum..." Yalan hem de kuyruklusu! Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi Ticari Bilimler Fakül- tesi'nde üç öğretim üyesi RP'den belediye başkan ada- yıdır. Ooç. Dr. Şükrü Karatepe, ile Prof. Dr. Arif Ersoy Çorum ve Kayseri'de, Doç Dr Süleyman Akdemir, Iz- mir'de Refah'ın adaylarıdır. Malum gazete nin görün- meyen patronu Fethullah Gülen ise bu işi tezgahlayan kişidir. Görüyorsunuz nasıl da oyun içinde oyun sergileni- yor... DYP'nin izmir adayı Burhan özfatura bu grubun için- dediı. Siz bakmayın DYP'nin adayı olduğuna. Ekonomik görüşü de siyasal tercihi de Süleyman Akdemir'den hiç farklı değildir. Tek amaçları vardır: "Ele geçirmek ve örgütlenmek..." Bu kişilerin maskelerine bakmayın; güleç yüzlerine, giyimlerine kanmayın; her biri takkeli liboş olup 'demok- rasi oyunuyla' amaca ulaşmak için her türlü dalavereyi 'şeriat gereği geçerli sayarlar. Nedir adil düzen? Size Süleyman Akdemir örneğini verdik. Üç yıl önce Akevler Kooperatifi'nin yöneticisiyken 'ipliklerini paza- ra çıkaran' Mehmet Şen'i dövenler bunlar değil miydi? Halkı dolandıran, paralarına el koyan, ağır ceza mahke- mesinde yargılananlar bunlar değil miydi? Bakıyorum tek bir meslektaşımız Süleyman Akde- mir'e şu soruyu yöneltmedi: "Şu Akevler'i bir anlatın da öğrenelim. Faiz haram' deyip, çimento, demir dağıtan sizlerdiniz; 'para haram' deyıp işçiye para ödemeyen sizlerdiniz; yolsuzluk su- çundan yargılananlar sizlerdiniz; üyeleri 'bizden değil diyerek' kooperatiften atan sizlerdiniz; markları, dolar- ları toplayıp Kırgızistan a kaçanlar sizlerdiniz; soyleyin şu adil düzen'/ nasıl gerçekleştireceksiniz?" Mesut Yılmaz: 27Mart'ta müsamerebitecek Yılmaz, "27 Mart aynızamandaTiyatrolar Günü. O gün, bumüsamerenin perdesi kapanacaktır" dedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz. Başbakan Tan- su Çiller in kendisini. "cesur, bilgiü ve kararlı" olarak göster- mesini büyük bir tiyatroya ben- zeterek. "27 Mart günü aynı za- manda Dünya Tiyatrolar Cünü. O gün, bu müsamerenin perdesi kapanacaktır"dedi. TRT> i"ik- tidann borazanı" olarak nitele- yen Yılmaz. yayinlan 24 saat iz- lemeye aldıklannı bildirdi. Eskı Muş Mıiletvekili Alaat- tin Fırat'ın yeniden partisine döndüğü ANAP grup toplantı- sı. toplantıya katılmak için An- kara'ya gelcn Manisa heyetinin trafık kazası geçirmesi ve Ma- nisa Belediyesi başkan adayı Hakkı İpükçi'nin ölümü ne- deniyle hüzünlü bir ortamda yapıldı. Toplantıda yaptığı ko- nuşmada oldukça üzüntülü ol- duğu gözlenen Mesut Yılmaz, hükümetin ekonomik politika- lannı ve terörle mücadeledekı tutumunueleştırdi.Türkıye'nın içinde bulunduğu koşullann gî- derek agırlaştığını ve sorumlu- sunun koalisvon hükümeti ol- duğunu ileri süren Yılmaz, Baş- bakan Tansu Çiller'i terörle mücadeleyi siyasi prim olarak kullanmakla suçladı. Başbakan Çiller'e "aciz" div en Yılmaz. te- rörün bıttıği sözlerinin doğru olmadığını belirterek. "Saym Başbakan'm gösteriş sevdası, te- rörle mücadeledeki nıilli muta- bakata zarar vermektedir. L'zun sürecek olan mücadeleye gölge düşürmekfedir" dedi. 7 ayda 3 başkan Başbakan Çiller'in Başba- kanlık görev ine başladığı gün- den bu vana ekonomiyi tek başına yönetmekte ısrar ettiğini söyleyen Yılmaz, ekonomi yö- netiminin en tepe noktalannda- ki bürokratlann vekaleten gö- rev yapmalarının ve Merkez Bankası'nın başına 7 ayda üçüncü başkan gelmesinin. uyumsuzluğu gösterdiğini ifade etlı. Ekonomik göstergclerin ıç açıcı olmadığını kaydeden Yılmaz, faı/lerin vüzde 125 ol- masının hükümetin gelecek av- larda entlasvonun yüzde 100 olacağını kabul etmesi anlamı- na geldiğini savundu. İzlenen özelleştirme politika- lannı eleştiren ve Başbakan Çil- ler'in özelleştirmeyi anlaya- madığını öne süren Yılmaz. "Başbakan, özelleştirmeyi dev- let kuruluşiannı satıp para ka- zanmak. açıkları kapatmak ola- rak görüvor. Bunun adı özelleş- tirme değil, mirasyediliktir. Bu, özeHeştirmeyi sabote etmektir" diye konuştu. Başbakan Çiller'in, "cesur, bilgiü >e kararlı" olduğunu söy- lemesini eleştiren ve bu sözlerin doğru olmadığını savunan Yıl- maz. "Bora/an haline getirdiği TRT'de istediğini söylüyor. V apılan uygulamalar, alınan ka- rarlar, toplum kesimlerinden tepki gelince geri alınıvor. Sayın Başbakan'm ekonomiyi bildiği, kararlı. cesur olduğu doğru de- ğil. Bir Başbakan'm çıkıp da te- levizyondan kendisini bövle ilan etmesi dünv anın en bü)ük tivat- rosudur. 27 Mart günü, aynı za- manda Dün> a Tivatrolar Cü- ııü'dür. O gün, bu müsamerenin perdesi kapa'.acaktır"dcdı CELAL BAŞLANGIÇ Sorulan hersoruya. yıllardır bu anı bek- lijormuş gibi. önce bir tcşekkür ediyor. Gecekondu sorunu mu. neden partisini kapatıp DYP've geçtiği mi... İlk soruyu büv ük birilgiyledınledikten sonra "şükran- lannr' sunuv or Dalan: - Bana bu soruyu sorduğunuz için çok te- şekkür ederim. Bu tümceden sonra Dalan'ı tutabilene helal olsun. Ne ne programı sunanı ne ekrana gelen yurttaşı ne de tartıştığı kişiyi konuşturu- yor Dalan. Bir garip ruh durumu içinde, kaşını gözünü gereğinden fazla oynata ov - nata herkesin sözünü kesivor. Bin " İ " di>ecek olsa "Ben be- lediye başkanuğı vaptığım dö- nemdeki Istanbul'a laf sövlet- mem arkadaş" tav n> la bir "ek- ran canavarı"na dönüşüyor. Shovv TV'de önceki gün yayımlanan Çarpraz Ateş programında yine aynı Dalan vardı. Bir yanda Mehmet Ali Bîrant, diğer yanda Can Dündar, karşısında da İstanbul Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci, Dalan'a birçift soru sormak. suçlamalan- na yanıt verebilmek. söylediği yanlışlan düzeltebilmek içın hayli uğraştılar. Önceleri sadece Sözen'ı görünce bu du- ruma gelen Dalan. artık bir televizyon ka- merası. kendine soru soran bir kişi \e de karşısında kimı görse "Sözen 'i görmüş gibi" oluyor. "Benim dönenümde hiç gece- kondu yapılmadı" dedi. Ekinci. Dalan'dan fırsat bulup devletin resmi verileriyle bu sözünün doğru olmadığını kanıtlayınca. bir daha sen mısin karşısındakini doğru dürüst konuşturan. Hatta bır ara Dalan. Ekınci'nin Mımarlar Odası Başkanı oldu- ğunu unutup ona "SHPK beiediye baş- kanı" muamelesi bile çekti. Telefonla programa katılan Bayındırlık Bakanı Onıır Kumbaracıbaşı. Dalan'ın durumunu görünce "Çok ihtijacı olan ba- şanlar dilerim" demekten İcendini ala- madı. Ama ne Kumbaracıbaşı ne Birant ne Dündar ne Ekinci ne de programa tele- fonla katılan SHP adayı Zülfîi LivaneÜ Dalan'a "Başkan olunca gecekonduları yıktıracağım" dedirtebildi. Aslında "gecekondu" denilen İstanbul'- daki "kaçak vapüar"dı. Oktay Ekinci'nin bu yanlış kuflanımı düzeltmesi bile "Da- lan'ın gürültüsü"ne gitti. Programda ba- şanlı bir calışma örneği veren Shovv TV"- Savuhın, Bedıcttm Datangeüyor cilcr. Dalan'dan fırsat bulamadıklan için bu "kaçak yapılar"ın gariban halkın ka- fasını sokacak bir "kondu" olmadığını ek- rana getirdikleri görüntülerle anlatmaya çalıştılar. Ekranda, inşaat halındeki dizi dizi kaçak villalar görünürken Daian "Ge- cekondulan şehre entegre etmek"ten söz ediyordu. Oysa bu "gecekondular" kente çoktan entegre olmuşlardı da kenti bu "ge- cekondular"a entegre etmek gerekıyordu galiba... Dalan programın akışı içinde bir ara yö- netimi de ele gecirdi. Konuşmaalara ken- disi söz veriyor. istediği zaman da söz alı- yordu. Hatta bir ara Can Dündar daya- namadı "Prograın bitti, siz hala bitirmedi- niz" deyiverdi. "Dalan solo"dan sonra ek- rana gelen iki kadın beledi\e başkan adavi Fatma Girik ve Gülay Atığ daha lezzctli bir "atışma" örneği verdiler. Fatma Girik programsırasında birkaçkez"Dalanlaştı'- 'ysa da Atığ'ın "at >etiştiriciliği" ile Gırik- in "sanatçı duyarldığı" arasında iyi bir çc- kişme oldu. Aslında önceki gcce cknımı gelcn üç adayın da partileri konusunda oruk bir yan vardı. Dalan ANAP'tan sonra kendi partisi DMP'yi kurmuş. oradan DYP've geçmişti. Bu durumu Dalan "Lider degiş- tirdinT diye açıklıyordu. Anlaşılan kendi kurduğu partide yaptığı liderliği pek be- ğenmeyip Demirel'in yanına gitirıişli. Atığ da DYP'deri ANAP'a geçmişir. O da durumu "Demirel gitti, Çil- ler geldi. Yani partide lider değişti, ben de parti değiştirdim*' mantığıyla anlatmaya çalışıyor- du. Girik parti değil, ama sıkça "lider değistirmisti." Atığ'ın an- latımıyla İnönü'nün SHP'sinden Baykal'la gitmiş. sonra da Kara- yalçın'la SHP'ye dönmüştü. Üç adayın da bu durumu, Türkiye'nin siyaset coğrafyasındaki başka bir bozulmanın an- latımıydı. Ancak Dalan'ın durumundaki "bozulma" parti değiştirmekle lider değiş- tirmekJe de pek düzelmişe benzemiyordu. En hafıf anlatımıyla "seçimi kaybedeceğini anlamanın paniğini yaşıyor" denebılırdi Dalan için. Dalan'ın bu gergin, panik ha- linde, karşısındakinin bir tümcesini bile bi- tirtmeyen. sürekli söz kesen. kaşı ayn, gözü ayn oynayan durumunu görünce şu denebilir: - Dalan kaybederse, İstanbul iyi bir bele- diye başkanı kazanır. Ama bu işin sonu ne- rede biter bilinmez. Seçim sonucunda bazı doktorlar da iyi bir hasta kazanabih'rler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear