14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 11ŞUBAT1994CUMA KULTUR Yıllardır süren ve sürecek olan bir çatışma, oyun içinde oyunla Taksim Sahnesi'nde Abdülcanbaz'larla Gözlüklü Sami'ler DtKMEN GÜRÜN UÇARER K arikatürcü Turhan Sel- çuk'un I957'de doğa- n"AMüIcanbaz"ı dün- yanın sayılı çizgi roman klasiklerinden biri. Eleş- • ^ ^ M B tirel yapısı, sürekli yenile- nen olaylar örgüsü, günceli yakalayan kıvraklığı, sağlam kurgusu, toplumsal altyapısı ve etten kemikten tipleri ile yaratıcı bır zekanın. usta bir kalemin ve zengın bır bılgi dağannın ürünü. Laik cumhunvete karşı saldınlann ür- kütiicü boyutlara vardığı birdönemde Devlet Tiyatrolan'nın "Abdütcanbaz'ı sahnelemesi yerinde bir seçim. Daha çarpıcı Abdülcanbaz Bir yanda ülkenin emperyalistlere peşkeş çekilmesine karşı mücadele ve- renler, öte yanda ülkeyi kendi çıkar- lanna feda etmekten kaçınmayanlar. Bir yanda dine saygılı ve laik düşünce- den yana olanlar, öte yanda yobazlar ve dini ticaret metaı haline getirenler. Yıllardır sürüyor ve sürecek Abdül- canbaz'larla Gözlüklü Sami'lerin çatı- şması. Bu çatışmada Abdülcanbaz ve yandaşlan dün gibi bugün de. yann da "sağduyunun sesi" olarak kendi görüş- leri doğrultusunda haksızlıklara. yanlışlara karşı direnecekler. Kenan Işık "Abdülcanbaz'ı oyun- laştırırken Turhan Selçuk"un 35 çizgı romanından >ola çıkarak bir kolaj oluşturmuş ve hikaveyi Gözlüklü Sami üstüne kurmuş. Gözlüklü Samı, Abdülcanbaz'ın karşıü olarak çızgi romanın önde gelen tiplerinden biri ve dönem de Gözlüklü Sami'ler dönemı. Buradan hareketle. Kenan Işık Göz- lüklü Samı'nin altını çizerken diğer tipleri ikinci hatta üçüncü plana ındir- miş. Bu nedenle Abdülcanbaz'ın çızgi romanındaki ağırlığı sahne uyarla- masında yakalanmı>or. Oyunda Kemalist bir gazetecı olarak mücadelesını sürdüren Abdülcanbaz'- ın yapısı gereğı tı> atro sahnesınde öne çıkması zor olabilir. ama günümüzün politık esintilenne karşı sağlam v e güç- Gözlüklü Sami'de Atilla Olgaç \e Zaruhi'de Sumru Yavrucuk öne çıkan oyuncular(sağda)Kenan Işık, 'Abdül- canbaz'ı oyunlaştınrken Turhan Selçuk'un 35 çizgi romanından yola çıkarak bir kolaj oluşturmuş. • Turhan Selçuk / Oyunlaştıran- Yöneten: Kenan Işık / Müzik: Timur Selçuk / Dekor-Kostüm: Serpil Tezcan / Işık: Yakup Çartık / Koreografi: Nil Berkan lü kışihğini daha çarpıcı bir biçimde hissettirmesi gerekirdi diye düşünüyor insan. hele şu yıllarda. Oyunun binnci bölümünde Göz- lüklü Sami- Zaruhı sahnesı Sami'nin oburluğunu vurgulayan bır sahne ol- masının ötesinde (Atilla Olgaç ve Sumru Yavrucuk zevkle izlenivor)iliş- kinin açıhmı yönünden de önemlidir. Yalı arsalannın satışından eskı eser kaçakçılığını. kumaş ithalinden güm- rük resmine. teşvik belgesıne dek pek çok nazık konu yatak odasından gece- rek Meclis-i Mebusan'a, Zaruhi'nin kocası Mösyö Mangıryan'a, ondan da ışgal kuvvetleri komutanına uzanan geniş bir alana yayılır. Bu bağlantılar işbirlikçilıği, çıkarcılığı. satılmışlığı sarmalar Birincı perdenin sonuna doğru ise ağırlık Gözlüklü Sami'nin kanlanna doğru kayar. İrdelenen kadının ezilmişlığı. dın ıstısman, dev- let terörü. çığnndan çıkan değer yargı- lan ve sonu gelmeven çıkar ılışkılen- dir. Gözlüklü Sami ve Zaruhi Bu bölüm: aslında. Gözlüklü Sami- Zaruhı sahnelen dışında her sahne. daha uçan. daha tempolu. daha çızgi film havasında yorumlanabilirdı. "Gözlüklü Sami- Zaruhi dışında" di- yorum. çünkü onlann sahnelerinde bu espri çok güzel >akalanmış Kenan Işık. "Abdülcanbaz'ın çizgi roman- dan tiyatro sahnesıne geçışıni oyun içinde oyun anlayışıyla sergilivor. Bu yaklaşımda çızgi romandan aîdığı re- sımlerle (sla>tlara) ver venyor. Slav- tlar sahnede olanlarla organik bir bağ kuruvor. Işık. avnı şekılde sovtan ve aktör moiiflennı oyuna sokuv.or. Kimı za- man kahramanlan rollerınden sıvıra- rak oyuncu kımlığinde konuşluruyor. Soytan ve aktör motiflennin bütün ıçıne oturtuğunu bövlemek zor. "Ab- dülcanbaz" gıbı zengın bır malzeme genelinde tiyatrova o denlı jatkın ki, birtakım bağlayıcı ve vabancılaştıncı unsurlara zaten gerek kalmıyor. Aynı şekılde. Abdülcanbaz ve arka- daşlannın Anadolu'ya gıdişlerinin ardından Atatürk'ün resminin (sesi- nin) ve bayraklann sergilenişınin oyu- nun bütünü içindeki yeri tartışılabilır. E\et. çok kntik bir dönemden geçivo- ruz ve böylesı güçlü bağlara gereksini- mımiz var. ama Turhan Selçuk'un her karesi bu bağlann önemini öv lesine in- celikle v urguluyor ki. Oyunun sonunda Gözlüklü Sami'- nin çarşaf kumaşından bayrak yap- maya hazırlanması da bunun işareti değil mi? Gözlüklü Sami'de Atilla Ol- gaç ve Zaruhi'de Sumru Yavrucuk öne çıkan oyuncular. Her ıkısini de an- ti-kahramanlar olarak sevmemek ola- naksız. Tıplennın tüm özelliklerini in- celikle yansıtıyor ve karikatür sınırlar- ıiçındekalıyorlar. Oyunun hemen tüm yükünü üstlenmiş olan Atilla Olgaç dinamizmini bir an olsun yitirmiyor. oysakı yukarda da değındiğım gibi. o>unun genelinde tempo oldukça dü- şük. Mangıryan'da Numan Pakner, Sovtan'da AK Düşenkalkar. Nunnı- sa'daBilgeŞenÇelik. FayrabideAtil- la Şendil belırli sahnelerde güldüriiun- surunu destekleven oyuncular. Katina Katanna'da Işı) Yücesoy dikkat çeki- yor. Bu arada güzel söylenmesıne karşın ek bir sahne olarak "Çiçorni- ya" şarkısına gerek var mıvdı dıve bır soru da akla gelıvenyor. Serpil Tez- can'ın özellikle Zaruhi kostümJen göze çarpıyor. Timur Selçuk'un müzı- ği "Yaşar Yaşamaz"ın pınltısını taşı- masa da oyunla bütünleşıyor. Kısafilm günleri Kültür Servisi - Istanbul Fransız Kültür Merkezı'nin (İFKM), İFSAK'ın (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) işbir- liğjyle düzenlediği" 1994 Uluslara- rası İstanbul Kısa Metraj Film Günleri" 14-19 şubat tarihleri arasında gerçekleşecek. İFKM Si- nema Salonu'nda yapılacak kısa film günlerine Almanya, ABD, Avusturya. Fransa, İngiltere, İspanya. İsveç. İsviçre, İtalya ve Türkiye'den sanatçıİar katılacak. Beş gün sürecek uluslararası kısa film günleri boyunca son dönem- de çekilmiş dramalı ve canlandı- rma fılmler gösterilecek. 1994 Uluslararası İstanbul Kısa Metraj Film Günleri'nde Türki- ye'yi, İFSAK Kısa Metraj Film Yanşması'nda ödül almış 10 genç yönetmen temsil edecek. Her filmin ıki kez gösterileceği kısa film günlerine Fransız yönet- men Enc Vernier, İspanyol >önet- men Mercedes Gaspar ve İtalyan yönetmen Nico Cirasola konuk olarak katılacak ve izleyicilerle söyleşecekler.. Girişin ücretsiz olduğu festival, 19 şubat günü İFSAK ödül töreni ve konuk yönetmenleri film göste- nmi ile son bulacak. Uluslararası kısa metraj film günlerinin film gösterim programı şöyle belirlendi: 14 şubat pazartesi günü saat 15.00'te Avusturya, Isveç ve İtalyan fllmleri; 18.30'da ise ABD, Almanya ve İngiliz film- leri ızlenebilecek. 15 şubat salı günü saat 15.00 ve 18.30'da Türk sinema ve video filmleri gösterile- cek. 16 şubat çarşamba günü saat 15.00'te İngiliz, Alman ve ABD filmleri; 18.30'da da İtalyan,İsveç ve Avusturya filmleri yer alacak. 17 şubat perşembe günü saat 15. 00"te Fransız ve îngiliz filmleri, 18. 30'da İspanya ve İsviçre filmleri görülebilecek. 18 şubat cuma günü 15.00'te İsviçre ve İspanya, 18.30'da ise İngiliz ve Fransız film- leri izlenebılecek. Festiva) 19 şubat cumartesi günü İFSAK ödül töre- ni ile konuk vönetmenlenn film gösterisı ile sona erecek. Mısır etkisini yansıtan beş yılda toplanmış, 300 sanat yapıtından oluşan 'Mısıromani' sergisi Louvre Müzesi'nde • Her tarihsel dönemde Mısır sembolleri- ne farklı anlamlar yüklendiği gözleniyor sereide. ültür Servisi - Mısır de- nince aklınıza ilk gelen imaj nedir? Piramitler, sfenks, hiyeroglif. mum- ya, Kleopatra, gizem, Nil, fıravun... Mısır yüzyıllardır tüm dünya milletlennin toplu bilinç altında başka hıçbir ülkenin olmadığı kadar sembolik imajlann kök salmasına neden oldu. Mısır'ın verdiği ilhamla fılmler çevrildi, Mısır'da geçen sayısız kitap yazıldı, piramit biçimi olur olmaz her yerde kullanıhr hale geldi. Nere- deyse bır "Mısıromani" hastalığına yakalandı dün- ya. Pans Louv- re Müzesi'nde 18 nısan tarihi- ne kadar açık kalacak olan ve Mısır'ın çağlar boyu Batı gö- zünde bürün- düğü sembolik anlamlar ve sa- nata etkisini gözJer önüne seren sergı de bu nedenle "Mı- sıromani" ismini taşıyor. "Mısıromani'"nın düzenleyıcisi Jean-Marcel Humbert Avustral- ya'dan Amerika'ya kadar dolaşarak Mısır etkisini yansıtan 300 sanat yapıtını toplayıp bir araya getirmek için tam beş yılını harcamış. "Msır hayranlığıiıin evreasel olmasının ne- deni zengin kültürüdür. Mısır'uı bu zengin kültüriinde Batı hayalgücünü harekete geçirecek o kadar çok şey var ki; anıtların devasa boyutlan, hi- yeroglifın gizemi, arkaik cenaze ritü- elleri, mitolojisi... Her dönemde, her ulustan sanatçı Mısır'ı bir ilham kay- nağı olarak görmüştür" diyor Hum- bert. Batı'nın Mısır'a olan ilgisinin 1798 yılında Napoleon Bonaparte'ın 1798 tarihli Mısır Sefen ile başladığı sanılıyor. Ancak "Mısıromani" ser- gisi bu tarihten çok önce, Mısır etkisin- de yapılmış Baü kö- kenli sanat yapı- tlannı izleyicilerin karşısına getire- rek bu yaygın inancı yıkıyor. 1769 yılında Roma'da yapımı tamamla- nan Cafe des Anglais'in mısır motif- leri dekorundan. Fransız Kraliçesi Marie Antoniette'in Versailles Sa- rayı'ndaki yatak odasının sfenksler- le süslü tavanına kadar birçok > apıt, Mısır'ın büyüleyici etkisinin çok eski tarihlere kadar uzandığını gös- teriyor. Mısır etkisi kendini iç dekoras- yonda olduğu kadar dış dekoras- yonda da gösteriyordu. 18. yüzyılda Ingiltere'de bir furyaya dönüşen bahçe düzenlemelerinde ağaçlar he- men her zaman piramit ve sfenks bi- çiminde budanmaktaydı. Bu fur- yanın izleri Avrupa'nın tüm park- lannda günümüze kadar taşındı. St. Petersburg'daki Pavlosk Park'tan Paris'teki Park Monceau'ya kadar uzanan günümüz Mısır görünümlü parklannın video görünıüleri "Mı- sıromani" sergisinde ekranlara yan- sıtılıyor. 19. yüzyıldan itibaren Mısır tut- •I ^ t •. En çok değişime uğrayan Mısır imajı şüphesiz Kleopatra. Alexandre Cabanel, KleopatraŞı esirlerinin üzerinde değişik zehirler deneyen bir 'femme fatale' olarak canlandırıyor. Herdönemin esinlaynağı Mısırkusu politik bir boyut kazandı. As- keri açıdan Napoleon'un Mısır Se- feri başansızhkla sonuçlanmıştı ama bilim adamlannın Mısır'da yaptığı keşifier önplana çıkanlarak bu sefer birzaferedönüştürüldü. Bukeşifge- zilerine katılan Baron Dominique Denon'un sonradan Louvre Müzesi olan Paris Sanat Müzesi müdürlü- ğüne atanmasının bu Mısır mo- dasının yaygınlaşmasında özel bir yeri oldu. "Mısıromani" sergisinde- Denon'un Sevres porselen fabrikası- na özel olarak yaptırdığı Memnon ve sfenks desenlı yemek takımı da yer alı>or. Serginin en ılginç vanı. her tarihsel dönemde Mısır sem- bollerine ne kadar farklı anlamlar yüklendiğini göstermesi. 1830'lu yı- 1larda Mısır somutluk ve kalıalık kavramlanyla özdeşleştirilirdi. Bu yüzden o yıllarda yapılan büyük köprüler ve tren istasyonlannda sık sık Mısır sembollerinden oluşan be- zemelere rastlanıyor. Mısır diğer yandan mumyalan ve cenaze a> inle- ri yüzünden ölüm kavramlanyla da özdeşleştirilmekte>di. Bu yüzden Mısır etkisinde bir mezarhk modası ortaya çıkmış bir çok piramit ya da sfenks biçımlı mezar taşı yapılmıştı. Mısır ımgesının sürekli yeniden bi- çımlendirilışinin çok ilgınç sonuçlar doğurduğu da oluyordu. Örneğın mumvalanan • cesedin ıç organ- lannın konulduğu vazo, 18. yüzyı- lda dekorfitif bir süs vazosuna, 1920'li yıllarda ise bir parfüm şişesi- ne dönüştü. En çok değişime uğrayan Mısır imajı şüphesiz Kleopatra idi. Kleo- patra 18. yüzyıl tablolannda sedire uzanmış zayıf, hastalıklı ve lcınlgan bir kadın olarak betimleniyordu. Giambattista Tiepolo ve Anton Rap- hel Menges'in san bukleli, beyaz ten- lı Kleopatra resimleri ise o dönemde bir Doğulu tipinin yerleşmediğini kanıtlıyor. 19. yüzvılda Kleopatra, egzotik ve git gide erotik bir figür halini almaya başbyor; gjysileri şef- faflaşıyor, duruşuna davetkar bir anlam yükleniyor. Alexandre Caba- nel Kleopatra'yı esirlerinin üzerinde değişik zehirler deneyen bir'femme fatale" olarak canlandınyor. Gustave Moreau'nun bir yılana başını çeviren yan çıplak Kleopat- ra'sı ise artık erotik olmanın ötesin- de giderek rahatsız edici bir şehvetle sanvor Mısır kraliçesinin imajmı. İşin ilgjnç yanı vaşadığı dönemde Kleopatra görünüşü ile değil zekası ve yönetım yeteneği ile hayranlık ya- ratmıştı. Hep değişen Kleopatra imajı Dönemin paralannın üzerinde görünen Kleopatra profili sonradan yapılan tablolann hiçbirine benze- me>en haşin bir kadın yüzü yansıtı- yordu. Kısacası Kleopatra tablolan tarihi gerçeklerden çok yapıldıklan dönemin kadına bakış açısını vansıtırnitelikte. Louvre'daki sergi. Mısır etkisini 1930'lara kadar inceleyip burada kesiyor. Oysa 199O'lı yıllarda Mısır sembollerinin kullanımı başh başına Hginç bir scrgi olabilecek çeşitlilikte. Orneğin Kleopatra artık kozmetik ürünlerin reklamlannda kullanılı- yor. Keops'un kutsal piramidinin avnı biçim ve bovutlannda Las Ve- gas'ta birotel ınşa edıli>or. Yakmda Kahıre Müzesi'nde açılacak olan mumyalar odasının nasıl bir etki bırakacağı ise henüz belirsiz. Ancak "Mısıromani" sergisinin gözler önü- ne serdığı etkileşim düşünüldüğün- de insan hajal etmekten bile korku- yor. Kültür Servisi - Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafı- ndan düzenlenen "tstanbul ve Mi- marlığuı Sorumluluklan" başlıklı sempozyum yann Tank Zafer Tu- naya Kültür Merkezi'nde başlıyor. İki gün sürecek olan ve çok sayıda mimann katılacağı sempozyuma Kültür Bakanlığı Müsteşan Prof. Emre Kongar da katılarak bir açış konuşması yapacak. Mimarlar Odası İstanbul Büyük- kent Şubesi'nce yapılan açıklamada, şöyle deniyor: "Bu sempozvumu, kabul ettiğiıniz bu evrensel ve ulusal yükümlülükleri- nin, yıllardır sürekli yağmalanan ve mimarlık. şehircilik ilkelerini hiçe sa- yan speküîatif bir imar geleneğinin elinde 'kimliğini ve doğasını yitiren Mimarlığın sorumluluğu tarüşılıyorİstanbul'a karşı' nasıl ve hangi politi- kalarla yaşama geçirebiloceğini tartı- şmak üzre düzenledik." Cumartesi günü saat 10.00'da, Mimarlar Odası İstanbui Büyük- kent Şubesi Başkanı Oktay Ekinci, Kültür Bakanlığı 'İstanbul"un On Yüı' Programı Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Metin Sözen ve Prof. Emre Kongar'ın açış konuşmalany- la başlayacak olan sempozyumun ilk oturumunu, Prof. Dr. Cengiz Eruzun yönetecek. Levent Aksüt (Boğaziçi ve Planlama), Prof. Nezih EJdem (İstanbul'da denize bağımlı mimari), Prof. Doğan Kuban (Bir sistem olarak yağma ve mimarlık), Prof. Yıldız Sey (2000'lerde İstanbul ve mimarlık) ve Doç. Hayati Ta- banlıoğlu (Çarpık kentleşme ve mi- marlık) da konuşmacı olarak katıla- cak. 13.15'te başlayacak ikinci oturu- mu Oktay Ekinci yönetecek. Aydın Boysan (Politikaa vc mimaride etik). Prof. Erol Kulaksızoğlu (Kent- sel çevrede mimarlığın ve eğitimin rolü). Engin Omacan (Tarih, ahlak, kural) ve Prof. Manıf Önal (Kent- leşme. mimarlık ve İstanbul'un kişi- liği) konuşacaklar. Üçüncü oturum 15.15'te başlayacak. Otunımun baş- kanlığını Niyazi Duranay üstlene- cek. Besim Çeçener (İstanbul'da ye- rel yönetımler sorunu), Prof. Cengiz Eruzun (İstanbul'un kimliginini ko- runması), Mete Göktuğ (Koru- macılık, mimarlık ve modernizm) ve Prof. Orhan Şahinler (Mimarlığın sorunlan, sorumluluklan) söz ala- caklar. Sempozyumun ikinci günü 10.30'da dördüncü oturumla başla- yacak. Oturum başkanhğını Yücel Gürsel'in üstlendiği oturumun ko- nuşmacılan; Cengiz Bektaş (İstan- bul sorumluluğunda mimarlann payı), Melih Birsel (Kent yönetimi ve mimarlar), Niyazi Duranay (Top- lumsal çıkarlar ve mimarlık), Ratip kansu (Mimarlık mevzuatı) ve Prof. Mete Tapan (Mimarlığın politik so- runlan). 13.15'te başlayacak beşinci ve son oturumun başkanı Engin Omacan, konuşmacılar ise Dr. Turgut Canse- ver (Mimarlığın sorumluluklan), Yücel Gürsel (ıvlimarlığın sorumlu- luklan ve toplumsal temelleri). Yümaz Kuyumcu (Duyarlığın örgüt- lenmesi ve Prof. Haluk Sezgin (İs- tanbul ve politikalar). "İstanbul ve Mimarlığın Sorumlu- luklan" başlıklı sempozyum pazar günü saat 14.30'da başlayacak fo- rum ve genel değerlendirme ile sonu erecek. Oktay Ekinci'nin yönettiği değerlendirme forumuna Levent Aksüt. Cengiz Bektaş, Melih Birsel, Aydın Boysan, Dr. Turgut Canse- ver, Besim Çecen, Niyazi Duranay, Prof. Nezıh Eldem. Prof. Cengiz Eruzun. Cihat Fındıkoğlu, Mete Göktuğ. Yücel Gürsel, Ratip Kan- su, Prof. Emre Kongar, Prof. Do- ğan K»ban, Prof. Erol Kulaksızoğ- lu. Yılmaz Kuyumcu, Engin Oma- can, Prof. Maruf Önal, Prof. Yıldız Sey>rof. Haluk Sezgin, Prof. Me- tin Sözen, Prof. Hayati Tabanlıoğlu ve Prof. Mete Tapan katılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear