25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmeni: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkava • Yazıişleri Müdürlerı fbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat: Yalçın Çakır • Ekonomi. Bülent Kızanhk • Radyo-TV: U)gar Eremektar • Kuttiır Handan Şenköken # Spor Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler' Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören • Çevin Seyfettin Turhan • Dûzeltme: Abdullah Yazıcı Y a y ı n K u r u l u İ l h a n S e l ç u k (Ba^kan). Orhan Erinç. Oktav Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkava, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Ta\ anç, Ibrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balba\. Ankara Temsilcısı. Mustafa Balbay • Haber Müdürü. Doğan Akın Atatürk Bulvarı No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara TeP 4195020(7hati Faks 4195027» IzmırTemsılcisı ScrdarKınk, H ZıyaBK 1352 S. 2'3 Tel 4411220, Faks: 4419117 • Adana Temsılcisi Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No 1 Kat:l. Tel 3522550. Faks: 3522570 Müessese Müdüıü. Erol Erkut 9 Koordınatör Ahmet Konıkan • Muhasebe BülentYener # Idare Hüsevin Gûrer 9 Işletme Önder Çelik 9 Bılgı-lşlem Nafl tnal 9 Bılgısayar Sıstem. Mürüvet Çiler 9 Reklam Reha Işrtrrmn 9 Halkla tlişkıler Nurten Berfaoy Y ı y u n l y H ve Basmn: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayınctlık A Ş Türkocagl cad 39/41 Cagaloğlu 34334 lst PK 246 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hal) Faks (0'212) 513 85 95 15ARALIK 1994 Imsak:5.43 Güneş:7.15 Öğle: 12.06 Ikindı: 14.23 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.10 Kitap armağan etme' Kampanyası • ANKARA (AA) - Millı Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz, yılbaşında çocuklara verilecek en değerli armağanın kitap olduğunu söyleyerek "Vatandaşlanmızı kitap armağan etme kampanyasına davet ediyorum" dedi. Okul öncesi eğitime yönelik kitaplar yayımlayan Yayın Pazarlama (YA-PA) Sanayi Limited Şirketi'nin Çocuk Kulübü üyeleri, Milli Eğitim Bakanı Ayaz'ı ziyaret etti. İSKİ skandalıyla • İSTANBUL (AA) - Eski Istanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Nurettin Sözen ile eski İSKİ Genel Müdürû Ergun Göknel'in de aralannda bulunduğu 6 kişi hakkında Moda kolektörünü yapan Torna-Yöntaş firmasına 5 milyon dolar haksız ve usulsüz ödeme yapıldığı gerekçesiyle dava açıldı. Iddianamede, ödemeden sorumlu tutulan Nurettin Sözen, eski İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel ile İSKİ eski yönetim kurulu üyeleri Metin Kavuk, Hüseyin Yavuz ve Mehmet Yaşar Baykal'ın TCK'nin ilgili maddeleri gereğince en az 15'eryılağır hapis cezalanna çarptınlmalannı ve zarann kendilerine ödettirilmesi istendi. İlkokullara gülmece dersi • IZMİR (AA) - Gülmece Yazan Muzaffer lzgü, çocuklan, güldürürken düşünmeye yöneltmek ve mizah yönlerini geliştirmek için, ilkokullara 'gülmece dersi* konulmasını önerdi. Bir toplumun çocuk okuyucusu yoksa, büyük okuyucusunun da olmayacağını kaydeden lzgü, okuma alışkanlığının ilkokulda kazandınlması gerektiğini vurguladı. tzgü, çocuklan gülerken, düşündürmeye yöneltmek için, ilkokullarda gülmece dersi okutulmasını önerdi. Dinozorlar çağının çaım • SIDNEY(AA)- Avustralya'da, dinozorlann yaşadığı çağda tükenip yok olduğu sanılan bir çam türü bulundu. Avustralyalı bilim adamlan. 3 metre çapında, 40 metre boyundaki dev ağacın, ülkenin güneydoğusundaki Wollemi Ulusal Parkı'nda keşfedildiğini bildirdiler. Park Müdürü Carrick Chambers, "Canlı bir dinozorun bulunması hayvanbilim açısından ne denli önemli olursa, bu buluş da bitkibilim açısından o denli önemli" dedi. Bolu'da UNESCO sempozyumu • BOLU (Cumhuriyet)- UNESCO tarafindan düzenlenen "2000'li Yıllarda Türkiye'deki Toplumsal ve Kültürel Dönüşümler" sempozyumu Bolu Izzet Baysal Kampusu'nda (Gölköy) bugün başlayacak. İki gün sürecek sempozyuma; UNESCO Türkiye Milli Komisyon Başkanı Prof. Dr. M. Oluş Ank, UNESCO Türkiye Milli Komisyon Toplumbilimleri Komite Başkanı Prof. Dr. Zafer llbars, Bolu Valisi Yener Rakıcıoğlu, AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Güçlüoğlu katılacak. Özel radyo ve TV kanallannın artması, telif ücreti tartışmalannı alevlendiriyor Sanatçıya değil para, teşekkür bfle yok TRT'de yurtdışı büro trafiği hızlandı • TRT'nin dış bürolannda görev almak için yoğun bir başvuru trafiği yaşanıyor. TRT yetkilileri kadrolann açıldığını, ama henüz bir tayin yapılmadığını belirtiyorlar. Yetkililer aynca Avrupa'da kurulacak haber bürolan konusundaki karann tartışmaya açıldığını, ortak bir karar çıkmadığını söylüyorlar. FİGENYANIK TRT, yurtdışmda büro açma çalışmalannı hızlandırdı. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) geçen eylül ayındaki yurtdışında büro açma önerisi üzerine girişimlerde bulunan TRT Yönetim Kurulu'nun Londra ve Washington'daki bü- ro temsilcilerini belirlediği öğ- renildi. Edindiğimiz bılgiye göre Anadolu Ajansı eski muhabir- lerinden övül Tezişler Lond- ra'da, Yılmaz Polat ise Was- hington'da görev yapacak. Ayn- ca TRT'nin VVashington'da 1 Ocak 1995'te büro açacağı, Londra'ya da büro için kaynak göndermeye başladıgı öğrenil- di. Bilindiği gibi TRT Yönetim Kurulu, MGK'nin önerisi üzeri- ne Türk cumhuriyetleri ile Bonn, Münih, Brüksel, Paris, Atina, Londra, VVashington ve Kahire'de büro açılmasına karar verdi. Yönetim Kurulu aynca TRT'nin müstakil büro açması- nın yanı sıra Anadolu Ajansı ile ortak büro oluşturma olanagını da değerlendirmeyi benimsedi. TRT'nin dış bürolannda gö- rev almak için yoğun bir başvu- ru trafiği yaşanıyor. TRT yetki- lileri kadrolann açıldığını, ama henüz bir tayin yapılmadığını belirtiyorlar. Yetkililer aynca Avrupa'da kurulacak haber bü- rolan konusundaki karann tar- tışmaya açıldığını, ortak bir ka- rar çıkmadığını söylüyorlar. TRT'nin yurtdışında büro aç- ması için 3984 sayılı Radyo ve Televizyonlann Kuruluş ve Ya- yınlan Hakkındaki Yasa'nın ek 8. maddesine gereğince Radyo Televızyon Üst Kurulu' ndan onay alması gerekiyor. Konu hakkında bilgi aldığı- mız RTÜK Başkanı AJi Baran- sel de TRT'ye dış büro kadrola- n için onay verdiklerini belirte- rek bu bürolarda kameraman, büro şefi ve yardımcısının görev yapacağını açıkladı. • Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nda yapılması düşünülen değişiklik taslağında, "Sinema eserinin ortaklaşa sahipleri; yönetmen, senarist ve varsa özgün müzik bestecisidir" deniyor. TAYFUN tŞBtLEN Yerli filmler, televizyon kanal- lannın en çok izlenen program- lan arasında yer almaya devarr. ediyor. Bu ilgi nedeniyîe özel ka- nallar her gün bol bol yerli film yayımlayarak bunlardan büyük reklam gelirleri elde ediyor. An- cak yerli filmlerin televizyonlar- da yarattığı milyarlarca liralık pazardan, filmlerin yapımına emeği geçen oyuncular, yönet- menler ya da senaristler herhan- gi bir pay alamıyor. Çünkü birço- ğu, zamanında çektikleri bu fılmlerdeki bütün haklannı ya- pımcıya devretmiş. Ostelik 'Ye- şUçam raconu'yla sözleşme bile imzalamadan, el sıkışarak. Özel radyo ve televizyonlann yayına başlamasından sonra gündeme gelen yerli yapımlann telif ücreti sorunu, sanatçılann örgütlenmesıni ve bire bir söz- leşmelerle haklannı korumala- nnı gündeme getiriyor. Örneğin müzik yorumculan, Popüler Müzik Sanatı Vakfı'nın (POPSAV) öncülüğünde, radyo- lara karşı kendi haklannı koru- mak üzere özel bir şirket kurma- ya hazırlanırken sinema sanatçı- lannın da bu şekilde örgütlenme- Kemal Sunal Ayşen Gruda sinin şart olduğu belirtiliyor. Ko- nu hakkında görüştügümüz Çağ- daş Sinema Oyunculan Derneği (ÇASOD) Başkanı Halil Ergün, " Astolan özettikle o%unculann ör- gütlenmesi veörgüitlü biçimde te- leviz\on \asasında ve yönetme- liklerde agıriıklarını hisserrirme- leridir" dıyor. Ergün "OjTincu- lar ister sinema ister televizyon vapımlarında olsun. >apımcı\la anlaşma im/alarken koşul getir- melidir. Oyunculann bir çıkar birliği içinde olmaları gerckivor. Yoksa tek tek "Televızyonlarda filmlenmız oynuyor, niye bizim paramız verilmiyor" demenin bir anlamı yok" diyerek ta\ nnı orta- ya koyuyor. Batı'da bu konuda varolan kurumlan araştırdıklan- nı ıfade eden Ergün, birçok Batı ülkesinde sanatçı örgütlerinin, televizyon yayınlanndan doğan telif ücretlenni otomatik olarak kestiğini belirtiyor. Ancak sanat- çılann özel televizyonlarla ilgili şikâyetleri sadece telif ücreti so- runuyla da bitmiyor. Örneğin filmleri neredeyse her akşam te- levizyonda gösterilen birçok si- nema oyuncusu, bu durumun kendi'erini yıprattığını düşünü- yor. Ergün bunun için de "Yıp- raniyoruzdoğrusu" diyor. Üste- lik insanlann sinema oyuncula- rını. televizyon oyuncusuymuş gibi görmeye başlayacağını söy- lüyor. Filmler reklamlaıia katlediüyor Ayşen Gruda da özel televiz- yonlann birçok uygulamasından şikâyetçı. Gruda. telev izyoniar tarafindan oyunculara, gösteri- len film başına bir ücret öden- mesi gerektiğini düşünüyor ve filmlerin reklamlarla 'katiedil- mesine' de büyük tepki gösteri- yor Ömeğin Gruda'nın da rol al- Müjdat Gezen dığı 'HissetiHarikalarKumpan- yası' müzikali, reklam uğruna arv tarafindan müzikleri kesile- rekyayımlanmıştı. Özel televizyon kanallannın, sinema oyunculannın yüzlerini yıprattığı düşüncesine katılan bir başka isim de Kemal Sunal. Ya- yınlardan ücret alma konusunda da "Özel televizyonlarda >«yım- lanan fdmlerim'den ücret akay- dım, şimdi bu işten milyarlan ka- zanmış olurdum" diyor. Sunal. yıllarca çevirdiğı bu filmler için yapımcılarla herhangi bir anlaş- ma imzalamamış. "Biz delikanh adamız, el sıkıştık mı iş biterdi" dıyor. Ancak Sunal, bundan son- ra çekeceği filmler için sözleşme imzalamaya karar verdığıni ve eğer film çekerse sözleşmeyle filminin televizyon yayınlannı kısıtlayacağını söylüyor. Sunal aynca, televizyonlara ve yapım- cılara sitem ediyor. "Bir gün de 60 bin kişi gidecek TURSAB'tanhacı adaylarına uyarı lstanbul Haber Servisi - Su- udi Arabistan'ın Mekke ve Me- dine şehirlerindeki "kutsal top- raklar"da hac ziyaretini yerine getirmeleri için kendilerine Di- yanet tşleri Başkanlığı'nca 30 aralık gününe kadar başvuru sü- resi tanınan 60 bin hacı adayı, din simsarlanna karşı uyanldı. KIMNEALIYOR? Kâbe'ye tavaf 6.156 trilyon tstanbul Haber Servisi - Suudi Arabistan'ın "kntsal topnüdan'' sadece Türkiye'de kayıtlı rakamlarla yılda ortalama 162 milyon dolar (6 trilyon 156 milyar TL) tutannda bir pazar oluşruruyor. Hac organizasyonuna ilişkin dûzenlemeyi içeren 26 Nisan 1979 tarihli, 7/17439 sayılı kararnamede 1989 yılında yapılan değişiklik gereği bu pazann üçte ikisini Diyanet Işleri Başkanhğı, geri kalan kısmını ise TÜRSAB'a bağlı seyahat acenteleri paylaşıyor. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın payına dûşen hac gelirleri 1994 rakamlan ite yılda ortalama 4 trilyon 100 miîyar lira dolaytnda gerçekleşirken TÜRSAB ve buna bağlı seyahat acenteleri ise 2 trilyon 50 miryar lira gelir elde ediyorlar. Suudi Arabistan "kîıtsal tc^praklar^ı ziyaret eden her hacı adayından 220 dolar gelir elde ediyor. Diyanet Işleri Başkanlığfna bağlı Hac Komisyonu tarafindan kendilerine 21 bin hacı adayı için kontenjan tanınan TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş, önceki yıllarda binlerce hacı adayının dini siyasete ve ti- carete alet eden kişi veya kurum- larca dolandınldığına dikkat çe- kerek, "Sahtecilere kanmayın" uyansında bulundu. Her yıl ortalama 5 trilyon 700 milyar lira tutannda pazar oluş- turan hac ziyareti için Suudi Arabistan'ın önceki yıllarda ol- duğu gibi bu yıl da Türkiye'ye 60 bin kişilik bir kontenjan tanı- dığı belirtildi. Talha Çamaş, şu açıklamala- ra yer verdi: "Hacı adaylan, yet- kiliseyahat acenteterinestandart hizmetler için 1900 Amerikan Dolan, kısa süreli veya lüks har- cama isteniyorsa 3500 Ameri- kan Dolan ödeyerek kayrt yapti- rabilecekler. Bazı suiisrimal ve kanşıklddarı önlemek için bu yıl Uk kezhaa adayianna birer Idm- lik karö çıkanlacak Bu kartiar, kayırJannyaptıniacağı yetkili se- yahat acenteleritarafindan veri- lecek. Üzerinde kartı olmayan hiç bir haa adayına hizmet su- nulmayacak" Talha Çamaş, önceki yıllarda binlerce hacı adayının dini siya- sete ve ticarete alet eden kişi ve- ya kurumlarca kandınlarak, mil- yarlarca lira dolandınidığına dikkat çekerek, "Hacı adaylan dolandınldıklan gibi hac farize- lerini yerine getiremeden Suudi Arabistandan geri gönderildi- ler. Sahtecilere kanarak belirle- nen ücretlerin dışında fazla pa- ra ödeyip, yetkili acentelerin dışındaîd yeriere başvurmasın- lar" uyansında bulundu. Paris 'e düşsel bir uçakyolculuğuModa, güzeUik ve dünya kozmetik sektörünün merkezi olarak nitelendirilen Paris'teki Elida Saç Ensritüsü'nde geliştirilen Elidor'un yeni şampuan serisi yilbaşından itibaren Türk tüketicisiyle tanışacak. Flidor'un "Saç güzelliğinde ölçülebilir artış" slogamyla piyasaya sürecefi seri, bakımh ve doğal saçlar için üretilen. besle> ici, haeinı. düzenleyici, kremli, kına öztü, renk koruyucu şampuanlann yanı sıra saç kremleri ve saç bakım maskesinden oluşuyor. Elidor'un yeni şampuan serisini bayiler ve basına tamtmak amacıyla önceki akşam düzenlenen gösteri nedeniyîe, Hilton Comention Center'ın üst katı, "uçak" biçimine dönüştürüldü. Davediler daha sonra 'düşsel bir uçak yolculuğuyla' Paris'e götürüldü. Sahnede ay rıca, Paris'in gece ve eğlence yaşamından çeşitli kesitler, tearral bir atmosferde sergilendi. Gecede aynca. Candan Erçetin, Yeşim Salkım, Fatih Erkoç \e Hül>a Avşar birer konser verdi. (Fotoğraf"MUHARREM AYDIN) kapunı çahp bana' Kardeşim biz senin sayende dünya kadar para kazandıİc, sana teşekkür ederiz' deyip bir çiçek bile vermedüer" diyor. Müjdat Gezen ise filmle- rin böyle 'rastgele' yayımlanma- sının sinema oyunculannın yü- zünü yıprattığı düşüncesine ka- tılıyor, ancak özel televizyon ka- nallannda oynayan ve özel tele- vizyonlardan daha eski olan bu filmlerde rol almış oyunculann, televizyonlardan belli bir ücret almasına karşı olduğunu belirti- yor. •'Biz zamanında bu filmleri çekrik yapımcılardan paramtn da aklık sonrası blri ilgikndirme- meU. Bu fihnler kâr ettigi gibi za- rar da edebüirdi. Eğer sonradan kâra ortak olmamız söz konusu olsaydı, bizim zarara da ortak (A- mamız gerekirdi" diyor Gezen. Aslında telif ücretiyle ilgili soru- nun 'püf noktası' ve tartışmaya en açık olan yönü de burası. Ha- len yürürlükte olan Fikir ve Sa- nat Eserleri Yasası 'na göre bir si- nema eserinin sahibi onu imal et- tirendir. Eğer aksini belirten bir sözleşme yoksa, sinema eserini imal ettiren kişi yani yapımcı, onu dıledıği gibi kullanır. Bugün özel televizyon kanallannda gös- terilen filmlerin çoğu için geçer- li olan durum bu. Ancak bu ya- sal gerçeğe karşı şöyle bir görüş var. Bu filmlerin çekildiği yıllar- da özel televizyon yoktu ve tele- vizyonculuğun bu kadar çok ge- lişeceği bilinseydi sanatçılar ona göre sözleşmeler yapardı.Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nda ya- pılması düşünülen değişiklik tas- lağında. "Sinemaeserinin ortak- laşa sahipleri; yönetmeru senarist ve varsa özgün mürik bestecisi- dir" deniyor. Dolayısıyla yasa- nın "'Sinema eserinin sahibi onu imal ettirendir" şeklındeki hük- mü, bu taslak kabul edılırse de- ğişecek ve sinema eserinin hak- lannı bir sözleşmeyle yapımcıya devTedebilecek. Ancak bu da ge- leceğe dönük bir sözleşme ve TV'lerde şimdi oynamakta olan filmleri kapsamıyor. Özel TV'ler teBf ödemek istemiyor Öte yandan özel TV'ler bu filmler için telif ücreti ödemek taraftan değiller. Konu hakkında sorulanmızı yanıtlayan Show TV Genel Müdürü Faruk Bay- han, sanatçılann zamanında çe- kılen bu filmlerdekı bütün hak- lannı yapımcıya devrettiklerini belirtiyor. Bayhan, bu filmlerin yayın haklannı yasalara uygun bir şekilde aldıklannı, dolayısıy- la sorunun kendilerinden kay- naklanmadığinı ifade ediyor. Bayhan aynca özel kanallarda sık sık fîlmi yayımlanan birçok oyuncunun, "Yüzûmüz vıpranı- yor" şeklindeki yakınmalanna da katılmıyor ve "Televizyon kimseyi yıpratmaz" diyor. Öte yandan, sinema filmi için olma- sa bile, oyuncular için 'el sıkış- ma' döneminin artık kapandığı- nı gösteren bir gelişmeyi aktan- yor Bayhan. Başrolünde Nejat Uygur'un rol alacağı bir yapım gerçekleştireceklerini ve bunun için de Uygur'la televizyon ya- yınlannı kısıtlayan ve düzenle- yen bir sözleşme imzalayacakla- nnı söylüyor. Avukat Özdemir Arkan da si- nemacılann geçmişe dönük hak elde etmelerinin zor olduğu gö- rüşünde. POPSAV Yüksek Da- nışma Kurulu Başkan Yardımcı- lığı görevini de üstlenmiş olan Arkan. müzik yorumculannın haklannı konıyacak bir şirketin kuruluş çalışmalannda bulunu- yor. POPSAV'ın öncülüğünde kurulması planlanan şirketin, özel radyolara karşı yorumcula- nn haklannı konıması öngörü- lüyor. PİAR-Gallup 20. kuruluş yıldönümünü kutluyor Dke; güvenilir bîlgîlerden, doğru kararlar LEYLA TAVŞANOĞLU Türkiye'de kamuoyu araştırmalannın ilklerin- den PİAR-Gallup 20. kuruluş yıldönümünü kut- luyor. PİAR. ABD kuruluşu Gallup'la ortaklığın- dan önce 1975 yılında kamuoyu araştırmacısı Bü- lent Tanla tarafindan kurulmuş. Kuruluşunda her zaman genç insanlann görev yapması düşüncesin- de olan Tanla, ikı ay önce PtAR'ın genel müdür- lüğüne Ayşıl And adında genç bir işletmecinin gel- mesini sağlamış. And ortaöğrenimini Üsküdar Amerikan Kız Li- sesi, yükseköğrenimini de I.Ü. lşletme Fakülte- si'nde yapmış. Yükseköğreniminden sonra Pt- AR'a katılmış ve sosyal araştırmalar bölümünde uzmanlaşmış. Iki aydır da PtAR-Gallup'un genel müdürlüğü görevini yürütüyor. Onunla PtAR-Gal- lup'un kamuoyu araştırmalan, gelmişini, geçmı- şini konuşuyoruz. PİAR araştırma kuruluşu geçtiğimiz ağustos ayında 20 yaşına girmiş. PtAR'ın kuruluş ama- cında şu noktalar dikkat çekiyor: Yöneticilerin karar alma aşamasında ciddi bi- çimde eksikleri bulunduğunu saptamış. O günler- de de kuruluşun halen kullanmakta olduğu "gü- venilir bügilerden doğru kararlar" ilkesinden yo- la çıkmış. 20 yıldır da bu ilkesinden hiç vazgeç- meden yöneticilere pazarlama araştırmalannın önemini ve yarannı aktarmış. 1980'li, yani sektö- • PİAR'ın Genel Müdürü Ayşıl And, mesleklerinin hata yapmaya çok elverişli olduğunu belirterek, "Bizim kaynağımız insanlar. Sürekli insan faktörüyle çalışıyoruz. Kasıtlı ya da kasıtsız, hataya çok elverişli. Biz çok ciddi hatalar da yaptık geçmişte. Şimdi de yapabiliriz. Ama artık bu ihtimal çok düşük. Çok iyi bir kontrol mekanizması kurduk. Bu mekanizmayla hata yapılması ihtimali çok düşük" diyor. rün yavaş yavaş canlanmaya başladığı yıllarda Pİ- AR yine globalleşmenin önemini fark etmiş. Bu- nun üzenne ABD'deki en büyük araştırma zinci- rine üye olmuş. Bu arada yeni araştırma teknikle- ri de edinmeye başlamış. Bunu da Türkiye'dekı araştırma sektöründe uygulama yoluna girmiş. PİAR, sektördeki yeniliklerin 'ilk'lerinin uygu- layıcısı olduğundan örneğin "omnibus" olarak adlandınlan çok müşterilı araştırmalara yönelmiş. Grup tartışmalan adı verilen kalıte araştırmalan- nı yapmış. Medya araştırmalan üzerine çalışmış. Bu bilgileri sürekli olarak Türkiye'deki araştırma sektörüne aktarmış. Kamuoyunu da bilgilendir- miş ve kamuoyunun da güvenini kazanmış. Bunu da siyasi. sosyal konulardaki araştırmalannı ya- yımlayarak yapmış. O güne kadar kamuoyu araş- tırmalan, pazar araştırmalan konusunda hiçbir bil- gi ya da böyle bir kavram bulunmazken kamuoyu- nu bu konuda bilgilendirmiş. PİAR'm çalışma sı- rasında en büyük sıkıntısı yerleşik toplumlar olan brrçok Batı ülkesinde uygulanan tesadüfi ömek- leme sısteminin Türkiye'de uygulanamaması. Ay- şıl And bu konuda şunlan söylüyor: •*Tesadüfi örnekleme yapabilmek için seçilme şansının eşit obnası lazım. Ama Türkiye'deki 60 milyon insanın bende kayıtlı hiçbir datası olmadı- ğı için iş çok zor. Nüfusun demografik özellikleri- ne göre ben değişkenliğin oranını biliyorsam, yani nüfusun yüzde kaçını kadınlar \e erkekler, yüzde kaçını gençler. orta yaşlılar ve yaşlılar oluşturuyor, bunu biliyorsam yapabilirim. Ama ben tanıma gö- re anketleri gerçekleştiriyorum." And sözlerini şöyle sürdürüyor: "Yöneticiler karşılannda bir kurum, bir araştırma kurumu görmek istiyoriar. Biz de onlara bunu saglıyoruz." PtAR-Gallup'un bir araştırma merkezi var. Bil- gilerin derlenmesinden araştırma sonuçlannın cilt- lenmesine kadar her şey bu binanın içinde yapıh- yor. Ayşıl And bunu başarabilmek. yapabilmek için bir sistem olması gerektiğine işaret ediyor: " PİAR'ın bir başka özeUiğide bu 20yü içinde araş- nrma sektöründe bir ekol haüne gelişi. Bugün öbür araştırma kuruluşlannda çahşan pek çok kişi Pİ- AR'dan yetişmiştir. Bu da çok hoş bir şey." PİAR-Gallup'un hata paylan nedır? "Bu, hata yapmaya çok elverişi bir meslek. Bi- zim kaynağıiTuz insanlar. Sürekli insan faktörüyle çalışıyoruz. Kasıtlı ya da kasıtsız, hataya çok elve- rişli. Biz çok ciddi hatalar da yaptık geçmişte. Şim- di de yapabiliriz. Ama artık bu ihtimal çok düşük. Çok iyi bir kontrol mekanizması kurduk. Bu me- kanizmayla hata yapılması ihtimali çok düşük." Kullandıklan anketörler deneklere doğru soru- lar soruyorlar rru? "Her projeden önce bir anke- törler toplannsı yapıyoru/, Bundan amaç anketör- lerin sonılan nasıl sormalan gerektiğini belirle- mek. Ama tabii egitimi verirsiniz, ama o anketör sonılan başka türiü sorabilir. Bu nedenle de sonı sonılan kişiye ertesi gün telefon edip sorulann na- sıl sonılduğunu soruyorum. Bu konuda arük çok bilinçlendik. Örneğin bir hata yapılıyor. Bu da yan- hş örneklemeden kaynaklanıyor. Dalan'ın, partisi- ni ildnci planda bırakarak aday olduğu bekdiye se- çiminde. deneklere hangi adaya oy vereceklerini sorduk. Ama seçmen sandığa gittiginde adaya de- ğil, partiye oy verdl Biz bu aynntmın, bu kadar yan- hşsonuç vereceğiıü önceden kestiremedik.Öte yan- dan yüzde yüze yakın doğru tespit ettiğimiz seçim sonuçlan da oktu."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear