25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16EKİM1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Karayalçn- Baykalgöröşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Solda bütünleşme ortak kornisyonunun kararlan ilk kez liderler düzeyinde ele alındı. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın dün gece yaptıklan görüşmede, SHP lideri, ortak komisyonun "4 araüktan önce iki partinin ayn ayn kurultay yaparak birleşme protokolünün onaylanrnası" karan ile ilgili çekincelerini ifade etti. Karayalçın'ın, "Kurultay yapılmasın, Parti Meclisi onayı ile genel başkanlar birleşme protokolünü imzalasın" önerisine karşıhk, Baykal'ın, ortak komisyonun karanna uyulmasmda ısrarlı olduğu bildirildi. ABD Kongre üyelePNNn mektubu • ANKARA (ANKA)- ABD yönetiminin görüşlerini yansıtan Amerika'nın Sesi Radyosu, 59 Kongre üyesinin Başbakan Tansu Çiller'e gönderdığı mektubu dünyaya duyurdu. Radyo, bu konudakı yayınında kongre üyelerinin Çiller'den Kürt sorununun demokratik yollardan çözülmesini istediğini bildırdı. Amerika'nın Sesi, Kongre'ye bağlı Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Komisyonu'nun Başbakan Tansu Çiller'e bir mektup göndererek Kürt sorununu demokratik yollardan çözmesi çağnsinda bulunduğunu, DEP davasından duyulan kaygılan dile getirdiğini belirttt Kongre tarafından Çiller'e gönderilen mektupta. Başbakan'dan şiddet çemberini koparması isteniyor ve bunun yapılmaması halınde Türkiye'de demokratik sürecin tehlıkeye düşebileceği ıfade edıliyor. RP'den DYP'ye büyük suçlama • ANKARA (ANKA) - Ara seçımde boş bulunan 22 mılletvekilliğinden 16'sının seçilecek olması, Doğu ve Güneydoğu'da DYP ile RP'yı karşı karşıya getirdi. RP Genel Sekreteri ve Meclis Grup Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk, DYP'nin seçimlere devlet olanaklanyla hile kanştıracağı yolunda partilerine ihbar yağdığını belirterek, "Sandıklan helikopterle kaçıracaklannı duyuyoruz. Hıleyle belki seçim kazanabilirler ama alınlanndaki lekeyi çıkaramazlar" dedi. MHP davası hala karar bekUyor • ANKARA (ANKA)- MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş. TBMM'de grup kurma ve koalisyon hesaplan yaparken, partisi ile ilgili olarak 12 Eylüİ'de açılan dava hala sürüyor. Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, RP Grup Başkanvekili Şevket Kazan'ın, geçen yıl çıkanlan yasa gereğince, Sıkıyönetim Askeri Mahkemelen'nce sonuçlandınlmasına karşın Asken Yargıtay'da bulunan dava dosyalanndan 20'sinin Yargıtay'a ıntıkal ettinldığıni ' bildirdi. Moğultay'ın verdiği bilgiye göre, bu dosyalar arasında Ülkücü Gençlik Derneğı. Ankara MHP, Ankara Dev-Yol,Bursa Olkücü Gençlik Derneği, Fasta Dev-Yol, Adana Devrimci Halk Partisi, Bulancak Kurruluş. Samsun Kurtuluş, PKK, Eylem Birliği isimli örgütlere ait davalarla toplu kaçakçıhk . dosyalan bulunuyor. DYFde iş takipçMeri raponu' • ANKARA (UBA) - DYP Milletvekilı Nazmi Çiloğlu'nun, "Partide iş takibi yapan milletvekilleri ve bakanlar var" iddialan üzerine DYP grubunda , kurulan 5 kişiîik "İş Takipçileri Araştırma Komisyonu"nun çalışmalan adeta sır oldu. lddia sahibi Çiloğlu, "Komisyon çalışmalannı tamamladı ve bir rapor hazırlayarak Sayın Başbakan'a sundu" derken, komisyon üyeleri, henûz ı çalışmalannı tamamlamadıklannı bildirdiler. Konuyla ilgili olarak bılgi veren komisyon üyesilsmail Köse, Meclis tarihinde ilk kez bir parti gnıbunun kendi içerisindeki , yolsuzluklan araştırmak üzere bir komisyon kurdugunu hatırlattı 'DYP ile SHP'nin yapmış olduğu ortaklıktan istenilen sonuçlan elde edemedik' Karayalçm da umutsuz•Karayalçın, partilerin tek başlanna iktidarlannda kendi program te^rmeyasatasansınısosyaiizeettiklen- ve seçim bildirgelerinden sorumlu olduklannı vurgulayarak "*' d l k k a t ç e k t l v e " S H P "" h " v """**" 'Ortaklıklarda partiler, kendi programlannı uygulamadıklan için eleştirilemezler. SHP de kendi programıridan, hükümet programına taşıyabildiklerini gerçekleştirmekten sorumludur' dedi. •Başbakan Tansu Çiller'in özelleştirme tasansının kendi tercihleri olmadığına ilişkin sözlerini anımsatan Karayalçın, 'SHP'nin hükümette olması iyi mi oldu, kötü mü oldu? Biz özelleştirme yasasını sosyalize ettik' diye konuştu. Karayalçın: 4 anüık son giin. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçuı, partisının. 49 ve 50. hükümetlerde istediği sonucu alamadığı- nı açıkladı. SHP lideri, ortaklıktan henüz istenilen sonucun elde edilemediğinin partinin tüm platformlannda dile getirildigıni belirttt. Hükümette kalma koşulunun. düşünceyı ıfade özgürlüğünün 4 aralığa kadar sağ- lanması olduğunu vurgulayan Karayal- çın, bundan sonra hükümetın 'ikili üçlii paketlerle gideceğini' söyledi. Karayal- çın, partilerin tek başına iktidarlannda kendi program ve seçim bildirgelerinden sorumlu olduklannı kaydederek "Ortak- lık hükünıetlerinde partiler, kendi prog- ramlannı uygulamadıklan için eleştirile- mezler. SHP de, kendi programından, hü- kümet programına taşıyabildiklerini ger- çekleştirmekten sorumludur"dedi. SHP lıden, kendilerinin hükümette ol- mamaları durumunda özelleştirmenin çok daha farklı biçimde çıkacağına, 'özel- Evren resim sergisinde Eski cunıhurbaşkanlanndan Kenan Evren, lstanbul'da resim ser- gisi gezdi. Emekti olduktan sonra Marmaris'te yaşamaya başlayan Evren, Istanbul'a >aptıgı ziyaret sırasında Basın Müzesi'ne ugra- yarak ressam Berç Toroser'in resim ve gravür sergisini gezdi. Atatürk, Cumhurbaşkanı Süleynıan DemireL ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, İlhan Kesici gibi ünlü polirikacılann resim ve gravürlerinden oluşan sergideki çalışmalan dikkatle inceleyen Evren, ressam Toroser'den resim teknikkri hakkında bilgi aldı. Ressam Cemal Akvıküz'ın siyah-beyaz resim ve gravü'rlerle Atatürk porrreleri sergisim de gezen Kenan Evren, çalışmalan beğendiğini belirterek sanatçüan kutladı. (Fotoğraf: HATtGE TUNCER) Ortaklar 'düşiınce'de anlaşü ŞEBNEM GÜNGÖR ANKARA - Hükümette, dü- şünce özgürlüğü yasa taslağı ko- nusunda yaşanan gerilim, Dışiş- leri Bakanı Mümtaz Soysal Pa- ris'teyken taslağın değiştirilme- si nedeniyle yeni bir boyut kazandı. Soysal, taslaktan. dü- şünceyi açıklama özgürlüğunün sınınnı belirleyen "terörörgütie- rinidesteklemek" ifadesini çı ka- ran SHP'lı Adalet Bakanı Meh- met Moğultay ile DYP'li Devlet Bakanı Bekir Sami Dace'ye sert çıktı. Yasa taslağına. bu halıyle "onay"vermeyeceğinı belirten Soysal'ın isteği doğrultusunda taslakta değışiklikler yapılması üzenne yeniden uzlaşmaya vanldı. Oçlü zirvede, değişitirilen 8. maddenin. 2. fıkrası için. SHP ve DYP gruplannın yeni öneriler getirmeleri ve bu önerilerin pa- zartesi günü yapılacak toplantı- da ele alınması kararlaştınldı. Dışişleri Bakanı Mümtaz Soy- sal, Paris gezisi dönüşü, TerÖrle Mücadele Yasası'nda de|işiklik •Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal, kendisi Paris'teyken düşünce özgürlüğü taslağında değişiklik yapılmasına sinirlendi. SoysaJ'ın irirazı üzerine taslaktan çıkartılan "terör örgütü" ifadesinin yerine, "terör" tanımı konuldu. yapılmasını öngören yasa tasla- ğından, düşünceyi açıklama öz- gürlüğunün sınınnı belirleyen "terör örgütieri" ifadesinin çı- kanldığını öğrenince, ilk olarak Adalet Bakanı "Moğultay'la gö- rüştü. Yapılan değişikliğin, "dü- şünceözgürlüğü açısından bir ge- ri adun savılamayacağmı" savu- nan Moğultay, SovsaFı ıknaede- meyince, "Görüşmemiz gereki- yor" diyerek. Devlet Bakanı Da- çe'yi aradı ve Adalet Bakanlı- ğı'nda bir araya gelinmesini is- tedi. Moğultay, Daçe ve Soystl'ın yanı sıra, bakanlık üst düzey bü- rokratlan ile DYP Düşünce Öz- gürlüğü Komisyonu sözcüsü Adana Milletvekili Yalçın Öğüt- can'ın da hazır bulunduğu gö- nlşme, gergin bir havada gerçek- leştirildi. Daçe ve Moğultay'a. "Ben yokken taslakta neden de- ğişiklik yaptınız?" dıye soran Soysal'ın, toplantıda şu görüşle- ri dile getirdiği öğrenildi: "Değiştirdiğimz maddedeki, bu ifadeler muğlak. Düşünceye ifade özgürlüğunün sının nedir anlaşılmıyor. Taslak bu haliyle SHP grubundan geçmez. Ozel- leştirmeve imza atacaktım, art arda sorunlar çıktı. Şimdi de dü- şünce konusu. Vlne benim üstü- me kalacak. Yine, uzlaşmazlık suçlamalanna hedef olacağım. Gruba, kamuoyuna ne diyece- ğim?" Moğultay ve Daçe'nin tüm ça- balanna karşı Soysal'ı ikna ede- medikleri toplantıda, parti grup- lannın. taslağın propaganda fa- aliyetlerini düzenleyen 8. mad- desinin 2. fikrası için yeni önen metinleri hazırlamalan ve bu metinlerin pazartesi günü yapıla- cak ikinci toplantıda ele alınma- sı kararlaştınldı. Adalet Bakanı Moğultay, gö- rüşme öncesinde, Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtlarken, ya- pılan düzenlemeyi savundu ve " Biz uluslararası normlan koy- duk. Yani biz, 'Açık ve yakın teh- like' dedik. Terör örgütleri ifa- desini yanlışlıkla yaznuşlar" de- di. Mümtaz Soysal, SHP lideri Murat Karayalçın'la iki saate ya- kın bir süre görüştü. Soysal, gö- rüşmeden sonra, taslaktan çıkar- tılan "terör örgütü" ifadesinin yenne, "terör" tanımının konul- duğu mesajını verdi. Soysal, "Sonradan uzlaşma dahiline gir- di. Kötü bir değişiklik vok. ilk uz- laştığımız halden daha iyi bir ha- le dönüştürüldü. Propaganda, te- rör örgütü degil, daha genel ola- rak teröre bağlandı" dedi. olması iyi mi oldu, kötü mü oldu" diye sordu. Murat Karayalçın, SHP Gençlik Ko- misyonları Küçük Kurultayı'nın açılışın- da yaptığı iki saatlik uzun konuşmada, aynntılı değerlendirmeler yaptı. Karayalçın, hükümette SHP'nin kendi program ve ilkelerine sahip çıkamadığı eleştirilerine. şu karşılığı verdı: "Tek başına iktidar olan parti, kendi program ve seçim büdirgesinden sorum- ludur. Ortaklıklar, uzlaşma hükümetleri- dir. Orada kritik belgelcr, hükümet pro- tokolü ve programıdır. Bu belgelere, ko- alisyon protokolüne kendi programınız- dan yerleştirebildikleriniz, sizin konumu- nuzu ve gerçekJeştirebileceklerinizi göste- rir. Partiler kendi programlannı uygula- madıklan için eleştirilemezler. SHP de, hükümet programına taşıvabildiklerini gerçekleştirmekten sorumludur." Türkiye'nın bugünkü tablosunda, bu hükümete ihtiyaç duyulduğu değerlendır- meleri yapıldığını kaydeden Karayalçın, "Bu hükümetin devamı; ayakta durması, varlıgu idari, iktisadi ve siyasi alanlardaki üretûni ile ola- naklıdır. '226'yı buldum, ayakta- yım' demek yeterli degiklir. Yal- nız buna sıgınamazsmız. Üretim yapılamazsa toplum değiştiril- mez ve yeni idari yapı oturrula- mazsa siz istediginiz kadar 226'va sahip olun, ayakta dura- mazsınız" dedi. Yine tarüı değiştirdi Karayalçın, SHP'nin koalis- yon ortaklıklan ile ilgili olarak da "SHP, 49 ve 50. hükümetlerde istediği sonuçlan almış. Türki- ye'ye kazandırabilmiş değildir. Örtaklıkta istenilen sonuçlan he- nüz elde edemediğimiz, partinin tüm platformlannda dile getirili- yor. 49. ve 50. hükümetlerin en önemli kazanımuun,CMLK ol- duğu söyleniyor. Ama, onun da is- tediğimiz gibi çıkmadığı bilini- yor"değerlendirmesini yaptı. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, demokratikleşmenin bir yasa değil. anlayış sonınu ol- duğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Sivaseti, Türkiye'nın demok- ratikleşmemesi üzerine yapma- mak gerekir. Muhalefet, hükü- meti yıkmak için anayasa deği- şikliklerini engelledi. Bu konuda bUi eleştirenler, ellerini v icdanla- nna koyarak TBMM'deki sayısal dengeleri göz önüne almalı. Şimdi biz düşünceyi ifade öz- gürlüğunün sağtanmasını isriyo- ruz ve bunu da hükümetin koşu- lu olarak görüvoruz. İyi ve kabul edilcbilir bir mu- tabakat sağlandı. Gruplarda tar- tışılacak, 4 arahktan önce çıkan- lacak ve Türkiv e bir av ıptan kur- tanlacak. Eğer bunu vapacaksak hükümet içinde varlığımız süre- cek. SHP hükümette olmasaydı özeileştirme tasansı boyleçıkma- yacaktı. Başbakan da bu tasan- nın kendi tercihleri olmadığını söyledi. SHP'nin hükümette ol- ması iyi mi oldu, kötü mü oldu. Biz özelleştirme yasasını sosyali- ze ettik." Minipaket Mini paket için kendilerini bağlayacak birtarih verdiklerine dikkat çeken Karayalçın, "Birta- rih vermeyi, kendi konumumu- zun özü olarak gördük. Hükü- metin de bu anlayış içinde devam ermesini istiyoruz. Hükümete de- vam, elde edeceğimiz gelişmelere bağlı. Anlaşüıyor ki, bundan son- ra ikili üçlii paketlerle belli kazanımlaria gitmek gerekiyor" dedi. POLtTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ay Işığı Vurdu Geceye... Yağmur dindi, bulutlar çözüldü. Ay ışığı vurdu odanın içine... Sırılsıklam bir gecenin içinde tarifsiz yalnızlıkları yaşı- yordu kent. Çok katlı apartmanların düşselliğinde bunalan kadınlar, erkekler ve çocuklar, anlaşılması güç fotoğraflarda çoga- lıyordu. Bir müzik programı vardı televizyonda. Uzun saçlı bir er- kek şarkıcıya sorular yöneltiliyordu: "Dışişleri Bakanımızın adını söyler mısiniz..." "Ay canım, nereden çıktı bu" deyip kahkahayı patlatı- yordu: "Vallahi şimdi uçaktan indim. Bilirsin ben çok korkanm uçaktan. Dilimin ucunda, ama bir türlü hatırlayamıyorum. Ama ben politikadan, politikacılardan nefret ederim..." Bir başka soru geliyordu ardından: "Demokrasi, insan haklan, düşünce özgürlüğü..." Saçlannı arkaya atıp yanıt veriyordu: "Ay nereden buluyorsun böyle sorulan. llle beni sıkıştı- racaksın. Şuraya eğlenmeye geldik. Vallahi sen inşanı öl- dürürsün..." Pencereden dışarıya bakıyordum... Zamanın içinden fışkıran birçağlayan, kimi umutları ço- ğaltıyordu ansızın. Degişen evrenin belki izdüşümünü ya- kaladığını sananlar, o koskoca kentin uğultusunda>yitip gi- diyordu farkına varmadan. Insanlar birden dışanya attılar kendilerini... Hep doludizgin yaşamış bir kadın, 30'undan sonra yitir- diği yıllann acısını kendinde degil, ona yakın olanlarda arı- yordu. Kimi zaman annesini, kimi zaman babasını suçlu- yordu. Bebek'te bir barda alaca bir şafağın yalnızlığında uzanıp kalıyordu. Açamadığı kilitli kapılarda hiç alışama- dığı ihaneti yaşamanın yalnızlığını görüyordu. Mırtluluğu aramaktan yorulmuş bir adam, zilzurna sar- hoşluğun ortaâında her zamanki gibi şaşkındı. Kıramadı- ğı umutsuzlukların o suskun haykınşlannda durgundu. Bit- meyen öykülerin, yaşanmamış şiirlerin kıskacında yılgın- dı. Erişemediği mevsimlerin içinde yetişmiş çiçekler gibi küskündü. Hep belirli bir saati ayarlamıştı yaşamı boyunca. Hep, genç kızların çeyiz sandıklarında saklı kokuları özlemişti. Bir başka kanala geçti... Sayın yetkili konuşuyordu: "Birisi kadın üç terörist 'teslim ol' çağrısına uymayıp polisle girdikleri silahlı çatışma sırasında evlerinde ölü ola- rak ele geçirilmiştir..." Insanlar çığlık çığlığa sokaklara dökülmüşlerdi. Polisle- ri omuzlarına alıyorlardı. Adam düşündü. Sonra kendi kendine sordu: "Ölüme alkış tutulur mu?" Yağmur dindi, bulutlar çözüldü. Ay ışığı vurdu odanın içine... O bir işçi, o bir memur, o bir öğretmendi. Biten zaman- lara yol veren bir ustaydı. Tekirdağ'da bir fidan, Tunceli'de özgüriüğe açılan bir pencereydi. Karanlıktan aydınlığa uza- nan sevgi ırmağıydı. Gece sabahı yudumladı... Foça'nın 'Siren Kayalıklan'nda yükselen bir ıslık olurdu yaz düşlerinde. Sınır tanımaz sevişmelerde tüm aynalara inat ıslak dudaklanyla okşayabilirdi sizi. Meriç Nehri'nde coşar, Fırat kıyılarında durulur, Kızılırmak'ta hoyrat çığlık- larda buluşurdu. Toroslar'da birtutam umut olur, Kazdağı eteklerinden Kaçkarlar'a uzanırdı. Karaburun'da karanfıl mevsimini çağrıştırır Karadeniz kıyılan, Erzincan'ın yayla- . iarından Çukurova'ya ındirir yorgunluğunuzu. Hiç bekle- mediğiniz anda Sılifke Taşucu'nda 25 yıl önce trolde aya- ğını yitiren deniz emekçisiyle tanıştırır sızi. Gökyüzü şafağa doğru yürümeye başladı... 1974 yılında Malabadi Köprüsü'nde resmini çektiğim kı- nalı saçlı o çocuk şimdi neredeydi? 1976'da Lice'de dep- rem evinin önünde kucaklaştığım o yoksul ihtiyar acaba yaşıyor muydu? Batman'da yağmurlu bir gecede biraz çakırkeyf dolaşırken nice dostlukları büyüttüğümüz öğret- men ve işçi dostlar şimdilerde de o denli sıcak ve içten rniy- diler? 1960'larda Tuzluca'nın Aras'a bakan köylerinde ta- nıştığım dostlar yitip gitmişler miydi? Gökyüzü sabahı yakaladı... Yüregimde biraz sevda biraz da hüzün... Resimler geçiyor bulut bulut... Geçmişle geleceğe uzanan bir yolda yürüyoruz.. Masallar anlatıyor çocuklar büyüklere. Çocuklar değil, büyükler büyüyor masallarla. Gazete sayfalarında, der- gilerde, televizyonlarda onca yaşanan acı insan yüreğine kor gibi düşmüyor. Yağmur dindi, bulutlar çözüldü, ay ışığı vurdu geceye. Şimdi şafağı bekle... Sevda yaşama, yaşam sevdaya yenik düştü. Cudi Dağı eteklerindeki siperlerde, Denizli'nin Tavas il- çesinden 21 yaşındakı Onbaşı Ali çil çil yıldızlan saya saya bitiremedi. Gözleri buğulandı. Hava soğuktu, toprağa çiy düşmüş- tü... Güneyden işaret fişeği atılmıştı. Irkildi, yerinden fııiadı. Denizin derinliklerine dalıyor gıbiydi. Saat kaçtı, sabah ola- cak mıydı? Zaman yol ayrımına doğru kayıyordu... Terör Yasası'ndaki değişikliğe hukukçulardan eleştiri: Elegüne ayıp olmasın mantığı İstanbul Haber Servisi- Terörle Mücadele Yasası'nda yapılmak istenen değişiklikleri eleştiren hukukçular, bu değişiklikleri 'aldatıcı ve göstermelik' bir girişim olarak değerlendirdiler. Prof. Dr. Çetin Özek, değişikliklerin temelinde 'Ele güne karşı ayıp olmasın mantığı'nın yattığını belirtirken Doç. Dr. Yücel Sayman da hükümetin 'Terörü önleme' adına hukuk normlannı ihlal ettiğini öne sürdü. insan Haklan Derneği (İHD) İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen "Terörle Mücadele Yasası'nda yapılması düşünülen değışiklikler" konulu toplantı. dün İstanbul Tabip Odası'nda yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. IHD İstanbul Sube Başkanı Avukat Ercan Kanar, basın toplantısı düzenlemenin izne bağlı olmadığını belirterek başladığı konuşmasında, yoğun güvenlik önlemleri alınmasını eleştırdı. Daha sonra Terörle Mücadele Yasası'nda yapılmak istenen değişikliklere geçen Kanar, İHD olarak söz konusu tasannın aldatmacadan ibaret olduğunu düşündüklerini söyledi. Değişikliklerle ilgili tasanyı. 'Halkın ihtiyaçlanna cevap verme>en aMabcı bir girişim' olarak değerlendiren Kanar, "Hükümet, söz konusu tasanyla, halk, demokratik kuruluşlar ve uluslararası kamuoyu üe alay etmektedir" dedi. Kanar, düşüncenin içeriği ne olursa olsun suç olmaktan çıkanlmasını istedi. istanbul Üniversitesi HukukFakültesi öğretim üyelennden Prof. Dr. Çetin Özekde 'Terörle Mücadele Yasası'nda ne kadar değişiklik yapılırsa yapılsın demokratikleşmenin olmayacağinı söyledi. Yapılması düşünülen değişikliklerin temelinde 'Ele güne karşı ayıp olmasın manbğVnın yattığını öne süren Özek, " Valan sö> lüyorlar. Bu paket değil. Bu değişikliklerle demokrat olunmaz. Terörle Mücadele Vasası ne şekilde değişirse değjşsin adam olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir terör yasası yoktur" dedi. Terörle Mücadele Yasası'nın düşünceyi açıklama özgürlüğüne sınırlama getiren 8. maddesınin yürürlükten kaldmlan TCK'nin 142. maddesinden daha beter olduğunu belirten Özek, düşünce özgürlüğünü sınırlayıcı kurallann, halkın bilgilenmesini engellediğini belirtti. Düşünce özgürlüğunün sınırlanmasında esas zarar gören kesimın halk olduğunu vurgulayan Özek, düşüncenin terör kapsamına alınmasını eleştirdi Terörü siyasi şiddet olarak tanımlayan Özek, yapılması düşünülen değişikliklerin kabul edilmesi halinde, düşünceyi açıklama özgürlüğunün şimdikinden daha fazla sınırlanacağını savundu. BAŞKENT KULİSİ FATİH ÇEKİRGE (Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi) FEHMİ KORU (Zaman Gazetesi Başyazarı) İLNUR ÇEVİK (Turkısh Daily News Gazetesi Gn. Yay. Koord.) YAVUZ GÖKMEN (Hürriyet Gazetesi Yazarı) Her hafta gunu 13.00'de HALKIN TELEVİZYONU Canlı Yayındc Ülke Gündemini Tartısıyorlar.,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear