Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 EKİM1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMÎ
ATİADJTO'yu
ziyanet etti
• İSTANBUL(AA)-
Alman-Türk İşadamlan
Derneği (ATİAD) Başkanı
Kemal Şahın
başkanhğındaki Almanya'da
iş yapan Türk işadamlan
heyeti İstanbul Ticaret
Odası "nı (İTO) ziyaret ederek
ITO Başkanı Atalay
Şahinoğlu'ndan bilgi aldı.
Görüşmede Bonn
Büyükelçisi Onur Öymen de
bulundu. ATİAD Başkanı
Kemal Şahin, derneğin 35
bin iiyesi bulunduğunu
belirterek, üyelerin toplam
cirosunun 6.5 milyar mark
dûzeyinde olduğunu kaydetti.
Hazine'denhalka
arz
• ANKARA (AA) - Toplam
10 trilyon üralık 3 ve 6 aybk
Hazine bonolannın 'halka
arz' yöntemiyle satışına dün
başlandı. Ilk gün 3 ay vadeli
Hazine bonolannın 1.5
trilyon liralık, 6 ay vadeli
Hazine bonolannın da 675
milyar liralık bölümünün
satıldığı öğrenildi. Hazine
yetkilileri. aracılık edecek
bankalann dün sabah
belirlenmesi nedeniyle
saüşlara ancak öğleden sonra
başlanabildiğıni belirterek,
"Saüşlar yanm gün
yapılabildiği için sonuçta ilk
günkü saüşlar düşük
düzeyde gerçekleşti" dediler.
TOBBAImanya'ya
gidiyor
•ANKARA (AA) - Türkiye
Odalar Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanı Yalım
Erez, bazı üst düzey ekonomi
bürokratlan ve bir grup
işadamıyla birlikte resmi
temaslarda bulunmak üzere
14 ekim cuma günü
Almanya'ya gidecek. Heyet
ile birlikte Devjet Bakanı
Aykon Doğan'ın da Bonn'a
gitmesi bekleniyor. TOBB ile
Türk-Alman İşadamlan
Dernekleri Federasyonu,
Bonn'da ortaklaşa bir
sempozyum düzenleyecek.
Toplu konuta 569
dönûmarazi
• ERZURLM(AA).
Erzurum'da. konut
sıkınüsının giderilmesi
amacıyla Toplu Konut
Jdaresi'ne 569 dönüm arazi
verilecek. Vali Oğuz
.Berberoğlu, Erzurum'un,
Doğu Anadolu bölgesinde
bir 'cazibe' merkezi
olduğunu, çevre illerden
kente göçün devam ettiğini,
bu nedenle toplu konuta
ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
TİSK'ten kesinti
şikayeti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Türkiye İşveren
Sendikalan Konfederasyonu
(TİSK), işgücü maliyetinin
yansının, kesintiler ve
istihdam vergilerinden
oluştuğuna dikkat çekerek,
çalışma banşının bundan
zarar gördüğünü savundu.
TİSK'in "Çalışma
İstatisükleri ve İşgücü
Maliyeti" konulu çalışması,
tamamlanarak İşveren
dergisinin eylül sayısında
yayımlandı. Araşürmada,
1993 yılında işgücü
maliyetinin yüzde 69, net
giydirilmiş ücretin de yüzde
71 oranındaarttığı belirlendi.
12 işkolunda 495 işletmedeki
216bin932çahşanı
kapsayan araştırmada,
çalışılan saat başına işgücü
maliyetinin 45 bin 595
liradan 77 bin 18 liraya
yükseldiğj ortaya çıktı.
Kamu çalışanlanı
eylem planlıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 5 ay sonra, yeniden
TBMM gündemine gelen
memur sendikalan yasa
tasansının, 'ANAYOL'
ittifakıyla budanması
girişimleri, kamu çalışanlan
tarafından tepkiyle
karşılanıyor. Kamu
çalışanlan, bugün ülke
çapında düzenleyeceği alan
ve kapalı salon
toplantılanyla grev ve
toplusözleşme haklannı
budama girişiminde olan
tüm siyasi partileri protesto
edecek.
GoldStar'dan
taksitli satış
• Haber Merkezi -
Dünyanın renkli tüp
üretebilen üç elektronik
üreticisinden biri olan
GoldStar firması
Türkiye'deki atağına devam
exlıyor. GoldStar, 'Yıldız
Kampanyası' adıyla ekim
ayında taksitli satış
kampanyasını başlatıyor.
GoldStar televizyonlan,
Beylikdüzü'ndeki Besel AŞ
tesislerindeyapıbyor; müzik
setleri ve buzdolaplanysa
ithal ediliyor.
1.3 katrilyonluk bütçenin yansı, borç faizine gidecek. Memura yüzde 50 zam yapılacağı belirtiliyor
1995'teborç-faiz bütçesiŞEBNEMGÜNGÖR
ANKARA -Başbakan Tansu
Çiller'in, 5 Nisan ekonomik
tedbirlerinin sonuçlannı yo-
rumlarken verdiği "1995 de zor
bir yıl olacak" mesajı, koalis-
yon ortaklannın hazırladığı
1995 bütcesinde yer alan ka-
lemlerle, somutlaştı.
Hükümetin, giderlerini 1 kat-
rilyon 300 trilyon lira olarak
öngördüğü 1995 bütçesinin 575
trilyonu, iç-dış borç-faiz öde-
meleri ile kamu iktisadi teşeb-
büsleri (KİT), sosyal güvenlik
kuruluşlan ve Hazine'ye yapı-
lacak transferlere (faiz) aynldı.
"İyimser bir yaklaşımla" açık
hedefi 200 trilyon lira olarak
saptanan bütçede, personel
harcamalan 475 trilyon lira
olarak öngörüldü. Taslak uya-
nnca, memurlara verilecek
maaş zammı oranın, ancak
yüzde 50'ye ulaşacağı bildirildi.
Başbakan Çiller'in, "Yatırun
seferberliği başlatıyoruz" açık-
lamalanna karşın, 130 trilyon
lira ile 1995 bütçesinin sadece
yüzde 10'u yatınmlara aynldı.
Bütce taslağında, büyüme he-
Çillerbütçeyidddiyealmadı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Geçmiş
hükümetler dönemınde, TBM M'de
görüşülmeye başlamadan günlerce önce
Başbakan başkanlığındaki uzun görüşme
maratonlannm ardından şekiilenen bütçe, bu
yıl Başbakan Tansu Çilter tarafından, Meclis'e
sunulmasma 3 gün kala incelemeye alındı.
Çiller'in, genel ekonomik hedeflerde
sımrlamalan belirterek, bürokratlara bıraktığı
bütçe rakamlan, YüksekPlanlama
Kuruhı'ndadün başlayan görüşmelerden
sonra son şeklini alacak.
Anayasaya göre, 1 ocakta başlayan mali ytldan
75 gün önce Meclis'e sunulması gereken bütçe
taslağmm, 15 ekime kadar TBMM'ye
sunulması gerekiyor. Başbakan Çiller'in,
yalnızca "borç ve personel harcamaları
dtsındakj tüm ödeneklerde kısıntıya gidin" ve
"toplara bütçe harcamaları 1 katrilyon 300
trilyon lirayı geçmesin" talimatları ile ekonomi
bürokratlan tarafından şekillendirilen 1995 yıh
bütçe taslağı dün YPK'de ele abndı.
Maliye Bakanlığı bürokratlan, Çiller'in,
harcamalar, bütçe açığı, ortalama döviz kuru
ve enflasyon hedefı gibi genel ekonomik
hedefleriçin belirli rakamlara sınırlama ge-
tirerek, "Bütçedeki diğer harcamalan, bu
hedefler çerçevesindehazıriaym" talimatı
verdiğini beürttiler. Yetkilıler, "Sajın ÇiUer,
çahsmalar konusunda bilgi almayı tercih etti.
Bütçe programram hazırianmasina kaülmadı"
diye konuştular.
defı yüzde 4.5, yıllık ortalama
enflasyon rakamı da yüzde 40
olarak hesaplandı. 1995 bütce-
sinde, yılbaşı için 42 bin lira ola-
rak öngörülen dolar kurunun.
yıl sonuna kadar 3 bin 500 lira
değer kazanarak, 45 bin 500 li-
raya ulaşması hedeflendi. Vergi
gelirlerinin 810 trilyon lira ola-
rak hedeflendiği taslakta, ek
vergilerden sağlanacak gelir de
70 trilyon lira olarak öngörül-
dü.
Başbakan Çiller'in, aylardan
sonra dün ilk kez topladığı
Yüksek Planlama Kurulu'nda
(YPK), "faiz bütçesi'' nitelığinı
taşıyan 1995 yıh bütçe taslağına
son rötuşlar yapıldı. Toplantı-
da, ilk calışmalar sonucunda
hükümete sunulan taslakta
yüzde 40 olarak öngörülen me-
mur maaş artışının, SHP'li ba-
kanlann isteği üzerine yüzde
50'ye çıkartılmasının program-
landığı öğrenildi.
Cumhuriyet'in edindiği bilgi-
lere göre Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde büyüklüğü ilk kez
katrilyonu aşan bütcesinde, I
katrilyon 160 trilyon lira, per-
sonel harcamalan. can harca-
malar ve transfer kalemlerine
aynldı. Buna göre bütçenin
yaklaşık yüzde 50'sine karşılık
gelen 575 trilyon lira, iç-dış
borç faizlerinin ödemeleri, KİT
borçlan, Emekli Sandığı ve
Sosyal Sigortalar Kurumu
(SSK) ile Hazine'ye aktanlacak
katkı paylannı içeren transfer
ödemeleri için kullanılacak.
Başbakan Çiller'in, 1994 yılı
için "Bir kereye mahsus olmak
üzere" uygulamaya koyduğu
"ek vergi" sistemi. önümüzdeki
yıl da devam edecek. Vergi ge-
lirleri 810 trilyon lira olarak
öngörülen 95 bütçesine, 70 tril-
yon liralık ek vergi kalemi de
ekJendi. Hükümet. 95 için vergi
dışı gelirlen de 290 trilyon lira
olarak hedefledi.
Hükümetin ihracat hedefınin
19.5 milyar dolar olarak yansı-
tıldığı bütçe taslağında, ortala-
ma dolar kuru, yılbaşı için 42
bin lira, yıl sonu için de 45 bin
500 lira olarak hesaplandı. 1994
yılı için 59.2 trilyon lira prog-
ramlanan KİT açıklannın, yıl
sonunda 74 trilyon lira olarak
gerçekleşmesi öngörülen tas-
lakta, KIT'lerin 1995'te verece-
ği toplam açık da 70 trilyon lira
olarak tahmin edıldi.
Ege'yi ortak ekonomik alan olarak gören anlayışın yerleşmesinin şart olduğu belirtiliyor
Gerginliğin maliyeti 1.5 milyardolar
BEHİÇ GÜRCİHAN
Türkiye ile Yunanistan arasındaki
banş sürecinin hayata geçirilmesinde,
Ege'yi bir ortak ekonomik alan olarak
gören anlayışın egemen kılınmasının şart
olduğu belirtiliyor. İki ülke arasında
1993 rakamlanna göre 1.5 milyar do-
larlık kullanılmamış ticaret potansıyeli
bulunuyor. Dış Ekonomik İlişkiler Ku-
rulu Türk-Yunan İş Konseyı tarafından
yapılan çalışma. Türkiye ile Yunanistan
arasındaki ekonomik ilişkilerin zayıflığı-
na dikkat çekiyor. Konuyla ilgilı olanlar
ise ekonomik alandaki işbirliğınin art-
ması durumunda iki ülke arasındaki ger-
ginlıklerin azalacağını ve banşın güçle-
neceğini belirtiyorlar.
9 yıldır Yunanistan'la ticaret yapan
Bilgen Dış Ticaret'in sahibi Tevfik Bil-
gen'in. "Dünvada hiçbir komşu ülke bizim
kadar az ticaret yapmıyor" şeklındekı
sözlerini rakamlar doğruluyor. Fransa
ye Almanya ticaretlerinin yüzde 20"sini,
İspanya ve Portekiz ise yüzde 13'ünü
kendi aralannda gerçekleştirirken, bu
oran Ege'nin iki kıyısındaki komşular
için yüzde 1 'in altında. Bu rakamın yüz-
de 7-8'lere çıkanlabileceği ifade ediliyor.
Türkiye ve Yunanistan arasındaki
karşılıklı ziyaretlerin sayısı oldukca az.
DEIK Türk-Yunan İş Konseyi'nden so-
rumlu Ayşe Yenel, gösterdikleri ilginin
karşılığını bulamamaktan şikayetçi. Ge-
EşrefCerrahoğlu: Hraıalaryakın ilişkide.
• Türkiye ile Yunanistan
arasında 1993
rakamlanna göre 1.5
milyar dolarlık
kullanılmamış ticaret
potansiyeli bulunurken,
ekonomik alandaki
işbirliğinin artması
durumunda iki ülke
arasındaki gerginliklerin
azalacağı belirtiliyor.
• Türkiye ile Yunanistan
arasındaki ticaretin sınırlı
kalmasında önemli
etkenlerden biri de Türk
işadamlannın Yunan
pazannı küçümsemeleri.
çen mayıs ayında 45 kişi ile yapılan ziya-
rete Yunan tarafının gerekli ilgiyi göster-
memesi sebebiyle, ortak fuar girişimi so-
nuçsuz kalmış. Şu sıralar Yunanistan iş
çevreleri daha bir ilgili. En son yapılan
ziyarette, Yunan İşadamlan Konfede-
rasyonu, Türk işadamlanna yazışmalan-
nda yardımcı olmayı taahhüt etmişler.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki
toplam ticaretin 250 milyon dolar ile
sınırlı kalmasında önemli etkenlerden
biri de Türk işadamlannın Yunan pa-
zannı küçümsemelen. İzmir Ticaret
Odası Başkanı Oğuz Tatış. Yunanistan'-
ın AB'ne giriş kapısı olarak görüldüğü
takdirde Türk işadamlan için değerinin
anlaşabileceğini belirtiyor. Çimento ve
alüminyum dışında Yunanistan'ın bü-
yük bir sanayi altyapısına sahip olmadı-
ğına dikkat çeken Tatış. AB ıçinde en bü-
yük tican ortaklığın Ege'de gerçekleşece-
ği konusunda ümitli.
Sınır tıcaretı konusunda calışmalan
bulunan Çeşme Belediye Başkanı Nuri
Ertan ise. iki tarafın da gayretli ve lyi ni-
yetlı olduklan takdirde Yunanistan'ın
sınır ticaretinın > üzde sekseninın Türkiye
ile gerçekleştireceğini iddıa ediyor.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği ile ilgili
ortak çalışmalann hızlandınlması ve 90'-
da ortaya atılan 'Türk-Yunan bankasf
fıknnın takıp edılmesi de iki ülkenın bir-
likte kalkınmanın yollannı aramalan
açısından önemli bir başlangıç.
Örnek sektör
Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı
Eşref Cerrahoğlu. sektörde faaliyet gös-
terenfirmalannçok yakın ilişkiler içinde
olduklannı belirtiyor. Tuzla'daki tersa-
nelere Yunanlı armatörler gemilerini ta-
mıre gönderiyor ve Türk anmatörler de
Yunan fılosundaki gemikri kiralıyor.
Gecen haziran ayında toplanan iki ülke
deniz ticaret odalan yönetim kurul-
lannın 12 Ekım'dekı toplantısının gün-
demi ortak sigortaalık şirketi kurmak.
tersaneleri ortaklaşa kullanmak gibi
maddelerle yüklü.
Cerrahoğlu. Tuzla'daki tersanede şu
ana kadar tamır edilen on Yunan gemi-
sınden 3-4 mılvon dolar gelir elde edildi-
ğini ıfadeetti.
Dünya Bankası kredilerinde aslan payı Türkiye Teknoloji Vakfı'nın kurucu üyelerine
Vakfi kur, projeyi yap, krediyi kap!..
ÖZLEM YÜZAK
Dünya Bankası'ndan alınan krediden
en fazla yaran Türkiye Teknoloji Geliş-
tirme Vakfı'nın (TTGV) kurucu üyeleri
sağlıyor. Bugüne kadar desteklenen pro-
jeler için toplam 9.5 milyon dolar ödeyen
vakfuı kurucu üyelerinden Profılo, Beko
Teknik, Aselsan, Arçelik, Teletaş. Netaş,
STFA-Savronik, Petkim ve EKA fırma-
lannın aldıklan TTGV katkısı 4.5 mil-
yon dolar. Şu ana kadar 127 proje başvu-
rusu yapılırken 30 tanesi kabul edildi.
Söz konusu 30 projden 10 tanesi ise
TTGV kurucu üyesı fırmalara ait.
TTGV Yönetim Kurulu'nca belirlenen
alanlarda desteklenecek teknolojik ve
stratejik projeler ile ilgili bilgiler yönetim
kurulunca tespit edilen yöntemle yılda 2
kez basında ilan yoluyla duyuruluyor.
HDTM Dış Ekonomik İlişkiler Daire
Başkanı özgür Pehlrvan desteklenecek
projelerin özenle tetkik ediidiğıni belirte-
rek, ödemelerin sunulan belgelerjn titiz-
likle incelenmesi neticesinde projeyi yü-
rüten fırmalara yapıldığını söyledi.
Türkiye'deki sanayi üretiminin dünya-
daki gelişmeleri yakalayabilmesi ve tek-
noloji geliştirme faaliyetlerinin artması
ve destekJenmesi amaayla hükümet ta-
rafından başlatılan çalışma Dünya Ban-
kası'ndan alınan kredi ile destekleniyor.
1992 yılında HDTM'nin girişimleri so-
nucu 4 yıl olarak belirlenen 'Teknoloji
Geliştirme Projesi' adı altında Dünya
Bankası'ndan 100 milyon dolar tutan-
nda kredi alındı. Söz konusu kredinin
43.3 milyon dolarlık kısmı Araştırma-
Geliştirme (AR-GE)'ye aynlarak TTGV
tarafından destekleme projelerinde kul-
lanılırken. kalan meblağ 'standardizas-
yon projesi' adı altında Türk Standart-
lan Enstitüsü (TSE) ve TÜBİTAK'a
kullandınlıyor.
100 milyon dolarlık kredi
1996 yıhnda tamamlanması gereken
Teknoloji Geliştirme Projesi için Dünya
Bankası'ndan sağlanan 100 milyon dolar
tutanndaki kredinin sadece 14.3 milyon
dolarlık kısmı TÜBİTAK bünyesinde
kurulan 'llusal Metroloji Enstitüsü'ne
aynlmış durumda. Türkiye içinde yapı-
lan bilimsel ve teknolojik ölçümieri gü-
vence altına almak ve uluslararası star-
dart uygulamalannda Türk fırmalannın
güvenilirliğini arttırmak amacıyla Geb-
ze'de kurulan enstitü çalışmalannı ba-
şanyla yürütüyor.
Dünya Banİcası kredisinin 42.4 milyon
dolarlık son dilimi ise TSE tarafından
kullanılmaya çalışılıyor. Zıra TSE' de iş-
ler içler acısı. 1996 yılında bitmesi gere-
ken stardardızasyon projesinin sadece
yüzde 4'ü tamamlanabilmiş. TSE'nın
projesi ile de ilgili olarak kredi ve proje
denetiminden sorumlu kurum olan
HDTM. TSE'de işlerin kağnı arabası
gibi yürümesınden şikayetçi. Pehlıvan
soruşturmanın başlatıldığını söyleyerek
TSE'nin dikkatini çekeceklerini belirtti.
HÜLYA GENC
Cumhurlyat Oaz»f»s/
TurKocaö' Cad. 39/4 1
CaöaloğTu/ISTANBUL
TEL: 512 OS OS
FAX: 51A O7 51
Ceyoterlik
değiştirildi
Ş ükrü Kundura
mağazasından
almışolduğum
Ceyo markaterliğimin
bir hafta içinde üst bandı
koptu. Durumu ilettiğim
mağaza sahibi Şükrü
Çorap, Ceyofirmasıyla
ırtibat kurup terliği
yenisiyledeğiştirebileceğinı söyledi.Bir
hafta sonra bir çift Ceyo markayenıterliğim
geldi. Gösterdikleri hassasiyetten dolayı
Ceyo firması ve Bursa/Yenişehır Şükrü
Kundura mağazası sahibi Şükrü Çorap'a
teşekkür ediyorum. Celol Tar
S
u havzaları etrafındaki plansız yerleşim, büyük
kentlerde yaşayan insanların mikrobiyolojik ve
kimyasal atıklarlakirlenmişsuları kullanmasına
neden oluyor. Seçimden seçime gündeme gelen
kentlerinaltyapı vesusorunları, yıllar sonra altından
kalkılamayacak boyutlara ulaşmaya başladı.
Mikrobiyolojik kirlenme klorlama, kaynatma ve
benzeri yöntemlerle büyük bir ölçüde gıderılse bile,
kimyasal atıklar etkisiz hale
getirilemıyor. Yaz aylarını su
sıkıntısıvehastalıktehdidi
altında geçiren insanlar, su
ihtiyaçlarını giderebilmek için
su istasyonları başta olmak
üzere, artezyen kuyularına,
tanklara, kaynaksularına,
damacana ve petşişe
sulanna yöneldiler. Sağlık
Bakanlığı genelgesiyle
açılrnasına ızin verilen su
istasyonları, kaynak suları ve
damacana sularının da
sağlığı olumsuz yönde
etkıleyecek yabancı
maddeler içerdiği, çeşitli
kuruluşlarca hazırlanan
raporlarca tespit edilmiş
bulunuyor. Hastalık ve
susuzluk tehdidi altında kalan
S ultan Su'yunSatış Koordinatörü
tüuut'a okurumuzun göndermış olduğu 5
litrelik suyu teslım ettik. Suyu ınceleten Mustafa
Bey, sonkullanmatarıhınin2yılöncedolmuş
olduğunu söyledi. Petşışelerin uzun süregüneş
ışığındabekletilmesihalindesudayosunlanma.
meydana geldiğini söyleyen Mustafa Bey, kapağın
ve petieri de sardı
tüketicinin ise son aylarda 'pet şişe suyu' tüketimini
3-4 kat arttırdığı gözlenıyor.
Bu arada petşişe sularıyla ilgili birtakım sorunlara
rastlanıyor. Korsan firmalar tarafından etiketleri taklit
edilerek piyasaya sürülen pet şişelerin yanı sıra,
tüketicinin dikkat etmesi gereken bazı noktalar da
bulunuyor. Son kullanım tarıhi geçen, güneş ışığında
bekletilen ve kapakları açılan sularda bozulmalar
görülüyor. Tüketicinin pet
~~ şişelerdesusatınalırken
öncelikle bunlaradikkat
etmesi gerekiyor.
Okurumuzun şikayeti de
sanırım tüketicilere bu
konuda uyarıcı özellik
taşıyacak.
Malkara civarından 5 Irtrelik
Sultan Su aldık. Karanlık
olmasına rağmen pet
şişenin ağzını açmadan
suyun içinde irili ufaklı
partiküllerin bulunduğunu
gördük. Orijinal kapağını
açmadan sakladığımız
Sultan Su'yu tüketicilere
örnek olması açısından size
yolluyorum.
Erhal Güngönn/
tSTANBVL
açılması, şişenin hava alması durumunda da suyun
bıyolojik yapısında bozulmalar görüldüğünü belirtti.
Pet şişelerin kullanmasüresinın bir yıl olduğunu
hatırlatan Mustafa Bey, kuçük yerleşim
merkezlerinde pet şişe sutüketimınınaz olduğunu
vurgulayarak tüketicilerın son kullanma tarihını
kontrol etmeden su satın almamalarını ıstedi. •
EKONOMtYE BAKIŞ
TANER BERKSOY
İp Neden ve Nasıl Kopar?
Son iki ay çalkantılı geçti. Bugünlerde piyasalarda ye-
niden bir durağanlık var. Merkez Bankası ve kamu ban-
kalarını yanına alan Hazine, bir kez daha piyasalara ve
mali göstergelere hakim oldu. ipin kopacağını düşünür-
ken yeniden sakin görünüşlü günler yaşamaya başladık.
Peki bu, işlerin düzeldiği, ekonominin rayına oturduğu,
yani ipin artık kopmayacak ölçüde sağlamlaştığı anlamı-
na mı geliyor? Korkarım bu soruya olumlu yanıt vermek
olanaksız.
Uzunca bir süredir mali piyasalarımızda bir yanda ki-
şiler ve özel finans kurumları, öteki yanda kamu otorite-
sinin rol aldığı bir oyun oynanıyor. Burada oyun kelime-
sine illa olumsuz bir anlam yüklemek gereksiz. Oyun pi-
yasa ekonomisinin doğasından kaynaklanıyor. Bizde gö-
rece yeni olabilir, ama tüm piyasa ekonomilerinde ben-
zer aktörlerle başından beri oynanıyor bu oyun.
Ortada mali göstergeleri dengeleyecek bir ip olduğunu
düşünün. İpin bir ucu özel, öteki ucu da kamusal aktörler-
de. özel aktörler alternatif mali araçlarda en yüksek ka-
zancı kovalıyor. Kamusal aktörler ise hem kamunun fi-
nansman açığını karşılamak, hem de genel dengeyi kol-
lamak durumunda.
özel ve kamusal aktörlerin amaçları genellikle zıt yön-
de hareket ediyor. Örneğin, özel aktörler mali araçlar
arasında çogu kez spekülatif beklentilerden de etkilenen
yüksek kazancı amaçlarken, kamusal aktörler bunun ter-
sini hedefleyip finansmanı ucuza mal etmeye çalışıyor-
lar.
İpin iki ucundaki aktörler zıt amaçlarla ipe asılınca, ip
geriliyor. Tarafların gücüne ve ipe asılma güdülerine
bağlı olarak ip, ya mali göstergeleri dengeleyecek ger-
ginlikte kalıyor ya da kopuyor.
ipin neden ve nasıl kopabileceğini kavramak için oyun-
da rol alan aktörlerin oyun alanlarmı, güçlerini ve birbirle-
rine karşı konumlarını irdelemek gerekiyor.
özel aktörlerin oyun alanı belli. En yüksek kazanç alanı
bu. Alan belli ama bu alanda atacakları adımlar, alacak-
ları pozisyon belirsiz. Belirsizlik bunların olasılıklara göre
pozisyon alma zorunluluğundan kaynaklanıyor. Genellik-
le geleceğe dönük vadeli işlem yapnkları için olasılıkların
doğru kestırilebilmesi önemli.
Olasılıkları, kendi beklentilerinden kaynaklanan spe-
külasyonların yanı sıra öteki aktörün, yani kamu otorite-
sinin gücü ve davranışları da etkiliyor. Örneğin, kamunun
davranışı aynı yönde spekülasyonları besliyor ve kamu-
nun bunu engelleyecek güce sahip olmadığı görülüyor-
sa, özel aktörler büyük bir güçle ipe asılıp, kopartıyorlar.
Tersine, kamu dengeleri ve gücünü koruyabilıyorsa, bu
kez özel aktörlerin gücünü sınırlıyor ve onlara istediği
oyunu oynatabiliyor.
Dikkat ederseniz kamunun oyun alanı ve gücü oyunda
belirleyici bir etkıye sahip. Kamunun oyun alanını ve bu-
radakı gücünü belirleyen iki önemli boyut var. Birisi kamu
açığının büyüklüğü, öteki de bunun finansman biçimi.
Açık büyüyüp, mali piyasalardan finansman zorunluluğu
artarsa, kamu ya özel aktörlerin koşullarını kabul edip
onların spekülatif kazanç rüzgarlarına uymak zorunda
kalıyor, ya da kendi koşuilarını zorlayıp ipi kopartıyor.
Açık büyürken bunun finansmanı mali piyasalar dışın-
dan sağlanabiliyorsa kamu güçleniyor ve ipi kopartma-
dan özel aktörlere kendi oyununu oynatabiliyor. Mali pi-
yasalar dışından finansman kamuya doğrudan ek kaynak
sağlama olanaklarına bağlı. Bunun en etkin yolu vergile-
me. Ardından dışarıdan borçlanma geliyor. Özelleştirme-
yi böyle bir kaynak olarak algılayanlar da var.
Bu çok basitleştirilmiş örneği kendi koşullarımıza uy-
gularsak ipin neden ve nasıl kopabileceğini görmek
mümkün olacak.
Bizde kamu açığı büyük. Vergilemeye yanaşmayan
kamu otoritesi, geçen yıl işi büyük ölçüde dış borçlan-
mayla götürdü. Kriz sonrasında bu kaynak kuruyunca
açık finansmanın hemen tamamının mali piyasalardan
karşılanması gerekti. Başlangıçta kamu otoritesi özel ak-
törlerin koşullarına uymak zorunda kaldı. Mayıs ayında
özel aktörlerin beklentisini de aşan bir kazanç önererek
mali piyasalara girdi.
Yüksek faiz kazancını sürdürmek olanaksız. Yüksek
faiz her şeyden önce kamu açığını büyütüyor. Mayıs ayı
faizi önemli bir fazlalık marjı taşıyordu. Faizin düşmesine
rağmen ipin kopmamasının bir nedeni bu. Kaldı ki kamu,
bir yandan finansman gereğini, öte yandan alternatif ka-
zanç alanlarmı da denetleyince faizi düşürme operasyo-
nunu ipi kopartmadan sürdürdü.
Şimdi faizi indirme lüksünün sonuna yaklaştıkça ipin
kopma olasılığı da artıyor. Kamu açığının ve enflasyonun
yeniden artıyor olması, özel aktörlerin kamunun ihtiyacı-
na ve piyasaları denetleme gücüne ilişkin değerlendir-
melerini etkiliyor. Mali piyasalar dışında kaynak yarata-
mayan kamunun kendi oyununu sürgit oynatamayacağı
biliniyor.
Bu mantık çerçevesinde bizde oynanan oyuna bakar-
sanız. yaz boyunca kamunun istediği oyunu oynayan özel
aktörlerin yeniden güçlendiğini ve ipe asılmaya baş-
ladığını göreceksiniz. İpin kopmaması için üç koşul var.
Ya kamu açığı azaltılacak, ya vergi veya dış borçlanmay-
la ek kaynak sağlanacak ya da özel aktörlerin istediği
oyun oynanacak. Açığın azaltılması kısa dönemde ola-
naksız. Tersine bu açık büyüyor. Vergi alternatifi özellikle
kriz koşullarında çok güç bir yol haline geldi. Dış kay-
nağın uzunca bir süre söz konusu olmayacağı anlaşılıyor.
Bu durumda ya kamu diretmekten vazgeçecek ve faiz
oranı hızla yükselecek veya özel aktörler ipi bir kez daha
kopartacaklar, döviz kuru alıp başını gidecek. iktidarın
özelleştirmedeki acelesi kopma noktasını erteleyecek
kaynağı sağlama kaygısını gösteriyor. Bunların hiçbirisi
ekonominin düze çıktığı, ipin kopmayacak ölçüde sağ-
lamlaştığı anlamına gelmiyor kuşkusuz.
.,.Şimdi
zamanıl
Yalnızca bu kampanyamız için
Peşin alımlarda %23.63'e varan indirimler... fe
Yuva Kredisi faiz oranlarımızda
özel indirimler...
EMLAK BANKASI.,
" O o g r u Y a t ı r ı m E v e Y a t ı r ı m "