25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31OCAK1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 Almanya hükümeti, programına aldığı özelleştirme uygulamasıyla atağa hazırlanıyor Telefondan sonra gaz ve eleklrik • Almanya'nın özelleştirmeile birlikteAmerikan ve Ingiliz telefon şirketlerinin düzeyine kısa sürede ulaşması bekleniyor. Telecom'un. sermaye arttınmjyla birliktedeğerini 80milyon marka çıkarabileceği tahmin ediliyor. ÖZLEM BOYLÜ Almanya'da telekomünikasyon hizmetlerine özelleştirme yolu açıldı. Deutsch Telecom'un özelleştirilmesi- ne ilişkin yasa tasansının meclisten geçirilmesinde önemli adımlar atıldı. Özelleştirme bir süredir Avrupa'yı etkisi altına almış ve gittikçe büyüyen bütçe açıklanru özelleştirme ile kapa- tacaklanna inanan hükümetler bu konudaki çalışmaiannı hızlandır- mışlardı. Geçtiğimiz pazartesi vanlan anlaş- ma ile Almanya'nın en büyiik kamu kuruJuşlanndan biri olan Telecom'un geleceğine yönelik politik tartışmalar sona erdi. Deutsch Teiecom'un yapı- sal değişıkliğinin ilk raylan döşenme- ye başlandı. Hisselerinin iiçte ikisi Bundestag şirketinin eUerinde olan Telecom'un 1996 başlannda yatınmcılara hisselerini satması ve 1998 başından iubaren ise telefon hiz- metlerini rekabete açması planlanı- yor. Kalitenin arttınlması Almanya'da teknolojinin kendini ye- nileyememesine örnek gösterilen tele- komünikasyon alamnda özelleştirme, modernleşmeyi ve hizmet kalitesini • Büyüme hızındaki durgunluk ve işsizlik Almanya'yı da etkiliyor. Hükümet. bütçe açığını kapatabilmek amacıylaprogramına aldığı özelleştirme uygulamasında son derece temkinli ve planL davranmak zorunda kahyor. sürüyor. Enerji dağıtım şebekelerini çoğaltıcı bu girişim ile ilgili yasa ta- sansının nisan ayından önce kabineye sunulmasına yönelik çalışmalarsürü- vor. arttırmayı amaçlıyor. Şimdiye kadar yapılan çeşitli araştırmalar, özellikle OECDnin yapmış olduğu araştırma Almanya'- da telefon hizmetlerinin diğer sanayi- leşmiş rakip ülkelere oranla çok daha maliyetli ve az gelişmiş olduğunu or- taya koymuştu. Uzmanlar. özelleştir- me ile birlikte Amerikan ve İngiliz te- lefon şirketlerinin düzeyine kısa süre- de ulaşacağını belirtiyorlar. Tele- com'un. planlı bir özelleştirme süre- cinde 15 milyon mark kâr ederek ser- maye arttınmı ile de birlikte, piyasa değerini 80 milyon marka kadar çıka- rabileceği tahmin ediliyor.Almanya'- da telekomünikasyonla başlayan özelleştirme hareketi gaz ve elektrikle Vasa tasarasına tepki Yasa tasansına özellikle kamu hiz- meti şirketleri, yerel yönetimler. sen- dikalar ve muhalefetteki Sosyal De- mokratlar tarafmdan, iş güvencesini ve hizmet kalitesini aksatacağı endişe- siyle şiddetle karşı çıkmalar bekleni- yor. Tüketicinin kendilerini destekledi- ğini söyleyen Ekonomi Bakanı Gün- ter Rexrodt, yaptığı açıklamada, Almanya'da son yıllarda elektrik ve gaz harcamalannın son derece pahalı bir hale geldiğini anlatarak. >eni iş olanaklan yaratılmasını hükümet programına aldıklannı söyledi. Avrupa'yı son zamanlarda etkisi altına alan büyüme hızındaki dur- gunluk ve bunun sonucunda ortaya çıkan işsizlik Almanya'da da kendisi- ni gösteriyor. Hükümet bütçe açığını kapatabil- mek amacıyla programına aldığı özelleştirme uygulamasında son dere- ce temkinli ve planİJ davranmak zo- runda. PÜIYYA EKONOMİStNE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Silah ticaretinde tehlikeligelişmeler"Soğuk Savaş"m bitmesiyle birlikte global bir savaş olasılığının gerilediği, bölgesel sa- vaşlar olasılığının arttığı varsayımlarmın ver- diği cesaretle ABD, Almanya, Fransa ve Ingil- tere gibi merkez ülkelerde ve ekonomık kriz- den dolayı da eski-SSCB'de savunma barca- malarının kısılmasına ilişkin planlar yapılma- ya ve uygulanmaya konmaya başlandı. Böyle- ce yeni bir "global barış dönemı" başlıyordu. Bu gelişmeler ikinci Dünya Savaşı sonrasının egemen sermaye bırikiminin en önemli bile- şenlerinden biri olan silah sanayii ürünlerine talebin azalması, kapasitelerin yeniden şekil- lendirilmesi ya da azaltılması demektı. Mer- kez ülkelerde ve Rusya'da en stratejik sanayi dalı krizegirdi. Silah sanayiindefaaliyetgöste- ren şirketlerin hisse senetleri hızla düşmeye başjadı. Ancak bu durum Körfez savaşından sonra tersine döndü. Şimdi silah sanayii tek- rar bir "boom "yaşıyor. () Mükemmel bir reklam kampanyasr Körfez savaşı silah sanayii için mükemmel bir reklam kampanyası oldu. Bu savaşta sa- dece ABD ve Ingiltere'nin silah teknolojisinin u/aştığı boyutlar pratikte sınanmış ve sergilen- miş olmadı, aynı zamanda bu savaşın deney- leri ile silah/arda önemli gelişmeler sağlandı. Bu savaş, bölgesel savaşların ilk örneğiydi; komşuları ile arası pek iyi olmayan birçok ülke Körfez savaşının ardından silah alımlarını hızla arttırdılar. Bunlara ek olarak, Körfez sa- vaşı bir ekonomik durgunluğun başlaması ile çakıştı ve merkez ülkelerde ihracatın önemini arttırdı. Son yıllarda artan ulusal ve etnik ve dini kökenli çatışmalar silah pazarını daha da canlandırdı. Bir ülke silah almaya başlayınca komşuları da almak zorunda olduğu için, Kör- fez savaşı ardından ilk siparişlerle birlikte bir kartopu etkisi başladı. Rekabettehfikeli bir şekilde artıyor Körfez savaşının ardından ABD yönetimi si- lah satışlarmı teşvik etmeye ve global olarak atak bir pazarlama politikası gütmeye başladı. Sonuçta 1987'de azgelişmiş ülkelerin silah alı- mları pazarının sadece %13'üne sahip olan ABD'ninpayı 1992'de %57'ye çıktı. ABD'nin si- lah teknolojisı lisans anlaşmaları 1990 yılında sıfır iken bu konuda gelen tekliflerin sayısı 1992'de 7000e çıktı. 1989-92 arasındaABD917 savaş uçağı, 4948 tank, 848 helikopter. 33 sa- vaş gemisi, 484 uzun rnenzilji füze sattı. Aynı dönemde Avrupa (Ingiltere, Fransa, Almanya) 216 uçak, 1046 tank, 159 heli- kopter, 63 savaş ge- misi, 797 uzun men- zilli füze sattılar. Rusya ise 231 savaş uçağı, 515 tank, 11 savaş gemisi, 63 uzun menzilli füze satmış. (WS) Ekonomik dur- gunluk ve petrol fi- yatlarındaki düşüş- ler, gelişmekte olan bir grup ülkenin si- lah barcamalarını azaltırken, ekono- mik durgunluk sı- rasında hızla büyü- meye devam eden Uzakdoğu ülkeleri, bölgesel istikrarsız- lık ve tarihsel husu- metlerinetkisiylede piyasaya girerek özellikle uçak ve sa- vaş gemisi alımları ile hızla silahlanma- ya başladılar. Ma- lezya'nın Rusya- dan Mig-26 ve sonra bunu farkeden ABD'nin kendi giri- şimiyle ABD'den F/A 18 savaş uçak- ları almaya başla- ması ile bölgede yarış hızlandı. Bölgede Japonya'ya ek olarak şimdi Endonezya, Tayvan, Tayland, Güney Kore, Hındistan ve malı durumu hiç de uygun olmamasına rağmen Filipinler sılahlanma ça- balannı arttırdılar. Ortadoğu pazarının yanı sıra şimdi en şiddetli rekabet burada oluyor. Rekabet, özellikle ABD, Irak ve Suriye pazarını kaybettıkten sonra bölgeye asılan Rusya ve Fransa arasında geçiyor. Kısmen Almanya ve ingilte- renın de bir etkin- liğı var. Birleşık Arap Emirliği, Ka- tar ve Suudi Ara- bistan da. azalan petrol gelirlerıne rağmen önemli re- kabet alanları. Bu sırada Iran'ın Rus- ya dan çok sayıda denizaltı ve tank aldığı, Almanya'nın ise bu alanlara ek olarak Türkiye ve Yunanistan pazarı- nda etkili olduğu görülüyor. Çin ise Rusya'dan transfer ettiği 1000 bilim adamı ile rekabet gücünü arttırıyor. Nasıletkiledi Silah ticaretinde- ki bu canlanma ve artan rekabet aydı- nlanmak için ben- zin dolu bir odada kibrit yakmaya benziyor. Hem satı- şların artmasına rağmen rekabetin şiddetinden dolayı silah sanayiinde iş- sizlik azalmıyor, hem de silah şirketlerinin peşpeşe alıcılara verdiği imtıyazlar ve merkez ülkelerin tekno- loji üzerindekı kontrollenni gevşetmeleri en ileri silah teknolojılerinin hızla yayılmasına yol açıyor. Bunlar olurken merkez ülkelerinin hü- kümetlerinin stratejik silahların yayılmasını engelleme anlaşması yapmak istemeleri çok çelışkili bir durum. Diğer tıcaret alanlanndaki çekişmelerden dolayı araları da çok iyi olma- dığı için (Bakınız GATT görüşmeleri) bir anlaş- ma olasılığı da gıderek zayıflıyor. ingiliz Rolls Royce ve GEC Marconi ile Fransız Thomson ve Snecma şirketlerinin Rusya ile işbırliğine girmeye başlaması ise Batı'da homojenliği bozuyor. Üstelik uzun menzilli füze satışları- ndaki artışa bakılırsa kımsenin, nereye, ne sattığına da pek dikkat edilmiyor anlaşılan. Si- lah pazarı politik müdahalelerle, örneğin böl- gesel istikrarszlık çıkarılarak canlandırılabilen bir pazar. Bu yüzden ABD, Avrupa ve Rusya arasındaki uyumsuzluklar bölgesel savaşların kışkırtılması olasılığını arttırıyor. Bunun iki cid- di örneğinden biri Almanya Gizli Servisi'nin Cezayir'deki Müslüman örgütü FlS'le yakı- nlaşmaya ve Alman diplomasisıni de FlS'in si- lahlı mücadelesıni savunur demeçler verme- ye başlaması (European, 21-27 ocak) son ge- lişmelerle (Rusya'da değişen politik hava ve Bosnalı Müslüman güçlerın askerı etkınliğinin gittikçe artması) Bosna-Hersek'te süren sa- vaş/n bir Balkan savaşına dönüşmesi olasılığının artması. Bütün bu gelişmeler, başlıca silah ihracatçı- sı şirketlerden Martin Marietta'nın Yönetim Kurulu Başkanı Norman Augutrne'ın "Dünya hep birlikte, tehlikeli bir şekilde o mahut nok- taya çok yaklaştı" demesıne bakılırsa silah şir- ketlerinin yöneticilerinı bile endişelendiriyor. Ama ne yapsınlar adamlar.. bu kâr ve sermaye birikimi dünyasında onlar satmasa başkası sa- tacak nasıl olsa!.. () 28-29 ocak tarihli Wall Street Journal'da (WS| Dünya silah pazarındaki son gelişmeleri anlatan bir araştırma yayımlandı. Bu haftaki yazımın geri kalanına ağırlıklı olarak bu araştırmanın bulgu- larına dayanarak ve onları yorumlayarak devam edeceğim. AJNKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Hakkımıİsöyopum... Ülke ekonomisi, geçen hafta, "güzel düşler" dünya- sından çıktı ve "yaşamın gerçekleri" kayalarına çarptı. Her kayaya çarpmada olabileceği gibi bu oigudan kimi- leri yağmadan pay a/ırcasına çok kazançlı çıkarken, ki- mileri de iyice ezildi, un ufak oldu. Geçen hafta yaşanan ağır kazada ezilenler ücretliler, maaşlılar, küçük üreticiler ve esnaftır. Gelirlerini fiyatla- ra ve döviz kuruna göre arttıramayan tüm toplum kesim- leri, bir gecede % 13.6 oranında yoksullaştırıldılar. • • • Yeni yıla girerken, ekonomiye ilişkin "temel amaç- lar", Hükümet'in Yıllık Program ve Bütçe belgeleriyle açıklandı. Sanırız, bu temel amaçlar bir hesaba-kitaba dayanıyordu. Ocak ayı başında, 1994'te yıllık ortalamalar olarak, enflasyonun, % 54.6; döviz kurunun da (bir ABD doları- nın TL fiyatı) 17.750 TL olacağı, amaçlandı, öngörüldü ve resmen belgelendi. Memurların, işçilerin, emeklilerin maaşları, bu fiyatlar esas alınarak saptandı. Kamu çalı- şanlarının maaş ve ücretler/ne yılın ilk üç ayı için % 15 zam yapıldı. Ancak ocak ayı henüz sona ermeden, yıllık ve üç aylık amaçlar ve öngörüler bir çırpıda gerçekleşti. Hükümet, biray içinde bir yılı yedi bîtirdi. Olgubudur. Devlef-i âlinin "sikkecibaşı" uyuyakalmış ya da "sultanın muhasibi" işe geç kalmış gibi gerekçeler uydurmanın anlamı yok- tur. "••• Öncelikle, yıllardır, açık ya da kapalı olarak, her türlü hesaplama ve fiyatlama işinde ölçü alınan döviz kuru, ocak sonlarında, 1994 için amaçlanan düzeye çıktı. Böy- le olunca, ücret ve maaş zammı da, daha ilk ayda sıfır- lanmış oldu. Gerçekte dar gelirlilerin yoksullaşması, öbür mal ve hizmet fiyatlannın artışına bağlı olarak % 15'in de üzeri- ne çıkabilecektir. Gelirlerini ya da fiyatlarını bu gelişmelere göre ser- bestçe saptayabilenler, yani "ser6esfp/yasay/"belirle- yenler, bu sarsıntıdan zarar görmeyebilir. Büyük ser- maye sahipleri ve satıcılar ürün hizmetlerinin satış fiyat- larını kolayca yeni fiyatlara göre arttırırlar. Sonuçta, daha da kazançlı çıkabilirler. Bu kesim oluşacak fiyat düzeyini -şimdilik- kestiremediği için çok tedirgindir; halkın deyimiyle "kıyameti kopanyor." Elindeki basın yayın kuruluşlarıyla yeri göğü inletiyor. Oysa, geçmişte olduğu gibi devalüasyonun bedelini asıl ödeyenler; ödemekte olanlar, kendi emek güçleri dahil neyi satıyorlarsa, bu sattıklarının fiyatını arttırama- yanlardır. Sorun, gelirlerini, maaş ve ücretlerini, yeni fiyatlara göre ve "antnda "arttıramayanların, acıklı durumudur. • • • Hükümetin yine "anında" yapması gereken tek şey vardır. O da memur, işçi ve emekli maaş ve ücretlerini, toplu iş sözleşmelerinde bağıtlananlar dahil, 27 Ocak'- tan geçerli olmak üzere, en az devalüasyon oranında, yani % 13.6arttırmaktır. Hükümet de etse hiç kimsenin, bir gecede, milyonlar- ca dar gelirliyi yoksullaştırmaya hakkı yoktur. Eğer basında yer aldığı gibi Hükümet edenler, devalü- • asyon yapacaklarına karar verdikleri sırada piyasaya toplam 250 milyon dolar sürmüşler ve birilerinin cebine bir-iki saat içinde 300-500 milyar TL aktarmışlarsa, bu, terörden de öte bir suçtur; gerçekten ürkütücüdür. Günlerce, parası halkın cebinden çıkan çok pahalı ilan- larla "ekonomide terör" var diyen Hükümet'in, kendisi, ücret ve maaşları en az devalüasyon oranında art- hrmazsa, çok büyük bir toplumsal sorumsuzluk örneği vermiş; ekonomide terör yaratmış olur. Toplum buna olanak tanımamalıdır; izin vermemelidir. Hükümet, top- lumsal sorumluluğunu taşımalıdır. • • • Toplum, yıllardır, özellikle ekonomik konularda, kan- dırılıyor, aldatılıyor. Eskiden, yalanların yalan olduğu yıl sonlarında belli olurdu. Yalanlar, yıllıktı. Son aylarda, yıllık yalanlar aylık yalanlara dönüştü. Yalanların süresi kısaldı Son zamanlarda bir başka gelişmedaha var. Yalanlar kitlesel olarak çok büyüdü; "ansiklopedikuponları "gibi, "mega-megz"ya da "süpermega"yalan biçimleri doğ- du. Emeğiyle geçinenlerin gelirleri en az enflasyon ora- nında ve hemen arttırılmazsa, bu toplum kesimlerini "enflasyonun altında ezdirmeyeceğ/zzzz" diyenlerin bu sözleri, bir "mega yalan" olarak. sahipleri gibi, tarihe gömülür, gider. Türk Lirası'na Garanti.Son günlerde Bankamızın mevduat hesaplarında ani bir artış oldu. Pek çok yeni müşterimiz, tasarruflarını Garanti'ye teslim etmek için yeni faiz oranlannı açıklamamızı bile beklemediler. Siz de birikimlerinizi güvenli ellere teslim etmek istemez misiniz? 28.01.1994 tarihinden itibarengeçerliolanJaiz oranlanmız'-. V 1 3 6 1 A D E AY AY AY YIL Y I L L I % 66 %82 %86 %90 K F A İ Z (Bileşik yıllık faiz % 90,12) (Bileşik yıllık faiz % 110,84) (Bileşik yıllık faiz % 104,49) (Bileşik yıllık faiz % 90) ' Fais oranlanmız brutcur. GARANTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear