23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK1994 PAZARTESİ GENÇLİK - EĞİTİM Ders Kitaplan İnceleme Yönetmeliği'nde değişiklik yapılarak 'gizlilik' esası kaldınldı BürokrasivegizlilikazaltılıyorG*nçük-Eğitim Servisi - Ders Kitaplan tn- oeleme Yönetmeliği'nde değişiklik yapıldı. "BArokrasivi azaJtma" amaanı taşıyan yeni yönetmeliğe göre, gizlilik esası kaldınldı. Ya- zar ya da yayınevi, incelemenin herhangi bir aşamasında kitabının akıbetı hakkında bılgı alabilecek. Yeni yönetmelik uyannca, incelenecek ki- taplar önce Yayın ve Kültür Dairesi Başkan- lığı'na gönderilecek. Ön incelemeden sonra uygun bulunanlar, Enstitü Müdürlüğü'ne ile- tilecek. Enstitü Müdürlüğü, incelemeden son- ra raporuyla birlikte kitabı yeniden Yayın ve Kültür Dairesi'ne gönderecek. Daire. sonucu yazar veya yayınevine bildirecek. Yapılan değişikliğe göre, başvuruJacak ki- taplann üzerinde kitabın adı, hitap ettiği sınıf veya dönem. yazann veya haarlayarun adıyla yayınevi belirtilecek. Yapıtlar, Başkanlık veya Enstitü'de görevü elemanlardan, enstitü mü- dürünün teklifı, Yayın ve Kültür Daire Baş- kanı'nın onayı ile kurulan komisyonlarda in- celenecek. Her komisyon dersin özelliğine göre. dö- nem veya sınıf seviyesi dikkate ahnarak yeter sayıda olan uzman ve öğretmenlerden oluşa- cak komisyonîar üç kişiden az, yedi kişiden çok olamayacak. İnceleme sonucunda 50-74 arasında puan F önetmelikteyapılan değişikliğegöre, başvurulacak kitaplann üzerinde kitabın adı, hitap ettiği sınıf veya dönem, yazann veya hazırlayanın adı ve yayınevi belirtilecek. Yayın ve Kültür Daire Başkam'nın onayı ile kurulan komisyonlarda incelenecek. alan kitaplar. Yayın ve Kültür Daire Başkan- iığı'nca inceleme raporlan ile birlikte gönderi- lecek. Ancak 49 ve daha aşajâ puan alan ki- taplar için inceleme raporu gönderilmeyecek. Değiştirilen bir diğer maddeye göre, kitap- lann satış fiyatlannda uygulanacak birim fi- yatlan kullanılan kağıdın cinsine. ebadına ve cildine göre komisyon tarafından belirlene- cek. Öğretmen kılavuz kitaplan ise en geç bir yıl içinde Talim ve Terbiye Kurulu'nca belirlene- cek yönetmeliğin Tebliğler Dergisi'ndeyayın- lanmasından sonra başîcanlığa gönderilecek. Eğjtim Araçlan înceleme Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğe göre, incelenmek üzere gönderilen kitaplann incelenmesi de ders ki- taplannda olduğu gibi yayın ve Kültür Daire- si ve Enstitü kanalıyla gercekleşecek. Yeni yönetmelik, basılı kitap ve dergilerle harf ve rakam büyüklüklerini yeniden belirli- yor. Buna göre, birinci sınıf için 20-24 punto, ikinci sınıf için 18 punto, üçüncü sınıf için 14 punto, dördüncü sınıf için 12 punto, beşinci sınıf için 11 punto, daha üst sınıflar için 10 punto kullarulacak. Türkiye Yayıncılar Birliği'nin aybk yayın organı "Bülten"de yer alan konuyla ilgili bir yaaya göre, birliğin istekleri şöyle: - Öğretmen kılavuzu haarlanması zorunlu- luğu kaldınlmalı. Mutlaka gerekli görülüyor- sa konu bir süre daha tartışmaya açılmaİı ya da bazı derslerle sınırlı tutulmah. - İnceleme ücreti makul bir düzeye indiril- meli. İkinci kez ücret ahnmamalı. Buna para- lel olarak yardımcı kitaplann inceleme ücreti de düşürülmeli. - Sayfa sınırlaması geniş tutulmab. - SEKA üretimi kağıt ebatlan esas alınmah. Aynca ders kitaplan boyutlannın belli stan- darda bağlanması yayınevinin estetik yaratı- cılığını sırurlaması açısından sakıncaJı. - Kitabın aldığı puan durumuna bakılmak- sızın raporlar yazara ya da yayınevine gönde- rilmeli. - Değiştirilen ders programlannın en az bir yıl sonra uygulanacağı, yönetmelikte belirtil- meüdir. - Her başvurusu yapılan kitabın azami ince- leme süresi yönetmelikte açıkça belirtilmeli- dir. Bu süre iki ay olabiür. Bakanlık M diysrî Türkiye Yayıncılar Birliği değişikliklerin, "işlerin daha çabuk yürümesjni mi sağlavacagı- nı yoksa bürokrasiyi daha da mı artıracağını önümüzdeki günler gösterecek" derken, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu yetkilileri, yeni yönetmelikle bürokrasinin azalacağını, gizlilik esasının tamamen kaldı- nldığıru veyazann, incelemenin her aşamasın- da kitabının akıbeti hakkında bilgi alabılece- ğini belirtiyorlar. Talim Terbiye Kurulu yetkilileri, kitaplar- da forma sayısı veebat standardının getirilme- sinde, yayınevinin ya da yazann estetik yaratı- cılığını sınırlama amacı değil, ders kitaplannı gereksiz bilgilerden anndırmak, öğretim programlannda hedeflenen bilgilerin eksiksiz olarak verilmesi amaanın düşünüldüğünü söylediler. Eğitim-Iş'ten, paralı kırnlik kartına tepki Gençtik-Eğföm Servisi- Eği- tim-İş Sendikası, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nce öğretmenlerden yeni kimlik karılan için 25 bin lira isten- rnesine tepki gösterdi. İstanbul Milli Eğitim Mü- dürü Oktay Armağan imzalı. ilçe müdürlüklere gönderilen yazıda şöyle denildı: "Müdürlüğûmüz il ve ilçe teş- küatlarında halen çaiışmakta olan ve emekliye aynlan per- sonele, "TS 0858" standardı- na göre verilecek kimlik kart- lannın hazırlanması. İstanbul Milli Eğitim Basımevi Mû- dürlüğü'nce yerine getirilmiş, baskı islemJeri tarnamlan- nuştır. ... II Milli Eğirim bünyesinde görev yapan personel için bö- lüm amirieri tarafından (her bir kimlik kartı için 25.000 lira) toplanan miktarlar, Zi- raat Bankası Cağaloğlu Şube- si 9074-9 numaralı hesaba yatırılacaktır. ....İlçe Milli Eğitim Müdür- lüğü, bağlı kunon ve kunüuş- larında çalışmakta olan ve emekliye aynlan personel için, personelden toplayacaklan kimlik karö ücretlerini (Her bir kimlik kartı için 25.000 lira) aym hesaba yatıracak- lardır. Yaklaşık altmtş bin kimlik kartı işlemi yapıiacağından ve konunun hassasiyerJne binaen azami dikkati gösteribnesini ve gereğini öneinle rica ede- rim." Eğitim-İş İstanbul Şubesi, bu duruma tepki göstererek, şu açıklamayı yaptı: "Istanbul Milli Eğitim Mü- dürlüğü'nün yazısında da gö- rüleceği gibi kimlik kartlan İstanbul Milli Eğitim Mü- dürlüğü Basımevi Müdürlü- ğü'nce basılacaktır. Biz,TS 0858' standardındaki kartlan yedi bin liraya yaptırmak- tayız. Milli Eğitim ise kartlan kendi basımevinde bastırmasına karşın kart başına 25 bin lira talep etmekte ve bunu zorun- lu tutmaktadır. İstanbul'da 60 bin personelin kartı deği- şeceğine göre, toplanacak para büyük bir yekün tut- maktadır. Bu resmen Milli Eğitim Personeli'nin soyul- masıdır." Eski kitaplarailgi az, ama satıcılanyılmıyor Eski kitaplann müşterileri daha çok emekli bürokrat ve öğretmenler... Gencük-Fğitim Servisi - Eski kitaplan unutulduklan tozlu raflardan, sandıklardan, karanlık köşelerden gün yüzününeçıkaran satıalara, Istanbul'unçeşitli köşelerinde rastlayabiiirsiniz. Onlar her gün bıkıp usanmadan yüzlerce kitabı sergilerine dizip, kitap meraklılannı beklemeye başlarlar. Onlan bulabiieceğinizyer- lerden biri. Ortaköy Kitapçılar Meydanı. Günün neredeyse her saati gençlerle dolu olan bu meydanda, eski kitap sergileri- ne pek ilgi yok. Ama eski kitap satıcılan bu durumdan asla yıl- mıyor. Ortaköy'de eski kitap sergileri arasında bir tur atıyor, sergi sahipleriyle konuşuvoruz. Ayten Bulut. müşterilerinin ço- ğunluğunu. belli ilgi alanlan olan, piyasada istediği kitabı bulamayan, emekli bürokrat ve öğretmenlerin oluşturduğu- nu söylüyor. Bulut'a göre, gençler yeni basılan, güncel ki- taplara rağbet ediyorlar. Gençlerin yeni kitap alma eği- limini, "popüier kûlrüriin okura yansunası" olarak değerlendi- ren Bulut'un bir özelliği de ki- tap kiralaması. İkinci el kitaplann çeşitli kaynaklardan elde edildiğini açıklayan Bulut. "Bu kaynak- lan üçe ayırabUiriz. Birinci kaynak gazete ilanlan. İkinci kaynak, bu işin toptancılığuu yapanlardır. Üçüncü ve en ucuz kaynak ise son zamanlarda or- taya çıkan, el arabaları ile so- kak sokak dolaşıp kitap arayan hurdacılardır" dıyor. Uzun süredir bu işin içinde olduğunu belirten Bulut, tez- gahındaki kitaplann yerini gözü kapalı bulabileceğini, çok özel baskılardışında sattığı ki- taplann nerede, ne zaman ba- sıldığına kadar tüm aynntılan- nı bildiğini sözlerineekliyor. Bir başka kitap satıcısı, Mih- rican Şen, özel baskılann ve değerli kitaplann ancak sahip- lerinin ölümü sonucunda elle» rine geçtiğini belirtiyor ve bu kitaplann müşterilerini "fark lu araştırmacı ve bilinçli okur- lar" olarak nitelendiriyor. Çoğunlukla ikinci el kitaplan satın aldığını belirten üniver- site öğrencisi Tuluğ İ nlütürk, "Haftalığımın çok az bir mik- tannı kitaba ayırabili) orum. Bu yü/den ucuz olan eski kitap- lan tercih ediyorum. Bu kitap- lar arasında seçim yaparken öncelikle arkadaşlanmın tavsi- yelerini gözönünde bulundunı- yorum. Kimi zaman da sadece kapağı ya da iceriği hoşuma gi- den kitaplan alıyonım" dıyor. Ortaköy Kitapçılar Meydanf nını hiç boş bırakmayngenclerin çoğu popüler kitaplan alıyor.(Fotograflar: KAAN SAĞANAK) Eğitim- Gençlik Programları 10.00 AçıkLise Edebiyat Halk edebiyatında konu, tür ve şekil özellikleri. Almanca: Ders 8. Matematik: Bağıntı vetürleri. İngilizce: Ders 8. Fen Bilgisi: Kaynama ve yoğunlaşma. Sağlık: Büyüme ve gelişme. 12.00 Açıköğretim işletme, Iktisat Fakültesi Dersleri İstatistik: Ki-Kare sınaması. Kamu Maliyesi: Bütçelemesistemleri. Pazariama: Mal ve hizmetler. 15.30 AçıkLise Sağlık Bilgisi: Ülkemizde görülen önemli hastalıklar. Fen Bilgisi: Düzenleyici sistemler. Almanca: Ders 8. Matematik: Polinomlarınçarpımı. ingilizce: Ders8. Edebiyat 13.. 14. ve 15. yüzyılda mensur eserler. 18.00 AçıkLise Edebiyat Edebiyat kavramı, varfığı ve amacı. Biyoloji: Bilim ve bilimsel çalışma. Coğrafya: Coğrafyanın konusu ve bölümleri.yeryuvarlağınınevrendeki yeri. Ekonomi: Ekonomiye giriş. İngilizce: Ders 1. İş Güvenliği: iş güvenliğinin tanımı. 20.00 AçtköğreÖm 21.20 Geçmise özlem (Müzik) 19.40GençGörüş 20.10 Tele Müzik 20.30 Labirerrt (Yarışma) 21.00GençHaber 22.40 Pop Saati TRTINT 23.35 Gençlerle Gençler için , ÜNİVERSİTEYE HAZ^IRÇIK SINAVADOGRU TÜRKÇE KONU: CÜMLEDE ANLAM 1} 0) Haltt Ziya Uşaklıgil. »k romanlannı 19. yûz- yılın sonlannda yazmışbr (II) Bu romanların- da okurun özellikle acıma duygulanna sesle- nir (III) romanın kanramanı kız ise anasını, er- kek ise babasını kaybetmiş, büyûyOnce de bir akrabasına âşık olmuştur (IV) Onun başka bt- rini sevdiğini anlayınca da kendisini feda et- miştir (V) Ne var ki. yazar bütûn bunları, sağ- lambirtemeleoturtmayıbecerememiştir YykandaU mımaraianmif cOmMerln hangl- tarinde aöytoymiin dûfûncesine yer verNmif- A) I. ve II. D)lll.vev. ) E)IV.veV C)ll.veV. 2) AaagklaM cumieierin hangisinde, eserinbem oknnlu nem de olumsuz yanianndan sâz edü- mlşllr? A) Teknik tutarsızlıklara karşın, baş kahra- man romanı sürükleyici kılan çok yönlû ve ilginçbirkız. B) Bu bölûmün zor anlaşılması, kahramanın karmaşık yapısından çok anlatımın tutar- sızlığından kaynakfanıyor. C) Bu birbirini tutmaz acıkJamalar ve ruh çö- zûmlemeleri karsısında okur şaşırsa haklı sayılmazmı? D) Bugencin ûlkücü bir yurtsevere dönüşme- si, inandıncı biçimde işlenmiş değil. E) Yazar, Türk romanırKla eşine sık rastlan- mayan bir başanyla. gerçekten trajik bir kahraman yaratmış 3) Asagıdaki cumleierden hangtei, romarnn jejç; A) Eserde Mümtaz'ın kişisel mutluluğu ile top- lumsal sorumluluğunun ça&şması anlatı- hr. B) Tanpınar, romanı kendinden uzaklas&r- mak için, üçüncü kişi ağzından anlatır. C) Huzur, II Dünya Savaşı'nın ilanından yirmi dört saatönce başlar. D) Birinci böfümdeki perişan mahallelerin ye- rinı, şjmdi Boğaz'daki güzel bahçeler, köşkleralır E) Tanpınar, Müslümanlığın kendisine de bir yaşam btçimi. birsanat işi olarak bakar 4) Aşa»dalü_ cumieierin hanglsinde 6zne) Mr A) Ahmet Kutsi, bu eseriyle yeni bir destan ya- ratmıştır. B) Ziya Gokalp, Türkçülüğün Esasları'nda ça- ğın ideotojilerini irdelemiştir C) Yaşar Kemal. romanlannda çocukluğunun geçüği Çukurova'y' anlatmıştır D) Abdülhak Şinasi. eserlerinden çoğunda a- nılarına yer vermiştir E) Orhan Veli. ilk şiirierini aruz ya da hece öl- çüsûyieyazmtştır. 5) Sıradan otlar iki ay içinde yetişir; lakat kırmızı gül, ancak bir yıldaaçar. Aşağıdakjlerden hangisi, anlam bakıırandan bucümteveenvakınolandr? A) Gûzel şeylerin yarahlması zamana bağlı- dır. B) Güzel bir şey yaratmak, ancak istekte olur. C) Gûzeli yaratan ınsan yetenekli olandır. D) Her yaratjlan şey, güzel degildir. E) Güzeli yaratmak. belirli bir düzeye ulaşma- nınsonucudur 6) Bazı şeylere uzaktan bakmak, onlara onlarda olmayan bir boyut kazandırır Aşagıdaklterden hangisi, bu cümteye anlaov ca en vakındır? A) Bir şeye uzaktan bakılırsa, yanlışları fark e- dilemez. B) Uzakten bakılan bir varlık kendini çok iarklı . gösterir C) Bir varlığı gûzel görmek için, ona uzaktan bakmalı D) Uzaktan baktığımız varlıklar. bize hep çeki- cigelmiştir B) Bir şeye uzaktan bakan, onu ofduğundan farfcbgörür. 7) Okuyorsan karşındakileri susturmak. bilgiçlik satmak. her okuduğuna körü körüne ınan- rnak, konuşmalarına konu almak için değil: in- celemek. düşünmek için oku. AşağıdakBerden Kangj», bu ciimleye anlam- eaen vakındır? A) Okumanın gerçek bir uğraş olması için, o- kuduklarımızı incelemek ve onlann üzerin- de düşünmek zorundayız. B) Her okuduğuna kolayca inanan insan. kişt- lik sahibi olamaz. saygı göremez C) Okumak. okuyucunun çevresini inceleme- sine, olaylan düşünmesine yardırrtcı olur. D) Ne kadar değişik yazardan kitap okursak. düşüncelerimiz de o kadar zengin olur. E) Anlayarak okuma dediğimiz şey. bir eseri yavaş yavaş, içimize sindire sindire oku- madır. 8) Şeker kamışı yiyen kimse ödül ister mi? Elbet- te, sanatçı da eserinin bir yarışmada derece- ye girmesini beklemez. Afa&d&Herden hangtei, bu cûmtetere an- lamca en vakındır? A) Bir sanatçj için en büyük ödül, esennı yara- trken duyduğu hazdır B) Hiçbir sanatçı eserinin dereceye girece- ğinden emin olamaz C) Bir eserin değerini belirleyecek olan asıl kişi onun yazarıdır D) Bir sanatçı, eser yaratırken ondan maddi bir çıkar bekleyecek kadarküçûk hesaplıo- lamaz. E) Gerçek bir sanatçı, ünün geçici ve yararsız olduğunainanır. 9) AşağKİakiterden hangisi, 8Ö2Ü edilen sooete- rin uslyeöze«i(My<e ilgiiidir? A) Sonelerin hangi sırayla yazılmış olduğu, u- zun zamandır eleştirmenlerin tartışma ko- nusu B) Bu bakımdan. soneler saınn iç dJnyasının gizli koşelerini gözler önüne seriyor C) Bazı dizelerde anlaşılması güç, birkaç an- lamlı sözcüklervesöyleyişlervar D) Eleştirmenlere göre, bu soneler bir gönül serüveninin oykusu degildir. E) Bu sonelerin hepsi, ya da çoğu, yeryüzü- nün bûtün belli başfı dillerine çevrilmiştir 10) AşafrdafcJcumtetarin hangisinde Wr tırmayapılmıştır? A) Oyuncu/ardan bıri maçı yanda bırakt B) Çocuğun çok güzel. iri gözleri vardı. C) Bu köye yalnız denizden gidilirdi D) Annem, benden çok kardeşimı severdi. E) Tûm örnekleri bu kitaptan aktarmıştım. 11) Aşağıdakiierden hangisi, bir tanımlama cüm- lesıdir? A) Yalıniık. şiiri gereksiz sözcûklerden arın- dırma işidir. B) Yalıniık, bir şiiri ayakta tutan ögelerın ba- şındagelır C) Yalıniık, şiirleri fazlalıktan, süsten arındınr D) Yalıniık, şiiri okura en kısa yoldan uiastırır E) Yalıniık, usta şairler için vazgeçilmezdir. 12) Genel/eme. kimi olguların gozlemlenmesırv den çıkan sonucu, olabilecek durumların tü- müne yaymadır Başka bir deyişle birkaç ki- şiyle ilgili durumu herkesle ilgili olarak kabul etmedir Aşağıdaki cümieierin hangisinde bir genelle- rrjsyapılmışlır? AJ Kadınlar askta erkeklerden ileridirler; ama dostlukta ert^ekler kadınlan bastanr. B) Her gün balığa çıkılabilir; fakat her zaman eli dolu dönülmez C) Büyük Ağrı'nın tepesini takke biçimi bir bu- zul örter D) Erdem, ahlâkın övdûğü iyilikçilik, alçakgo- nüllülük. yiğitlik. doğruluk gibi niteliklerin ortak adıdır E) Batı'nın duşünce ozgurlüğü insanın insanı sömürmesini tümüyie ortadan kakjırama- mıştır 13) AşağKteki dizeterin hangisinde "beddua, ılen- me"»Br*r? A) Salınıp güzelim seyrana çıkar Gördükçe artıyor figanımdağlar B) Yüce dağlar sen de bana dönesin Aynlasın yöreninden eşinden C) Karacoğlan der ki hanp maralım Dağlar sana söyle var mı zaranm D) Şimdi öksüz kaidırn kırık saz ile Ah ettikçetuterdumanım dağlar E) Yüce dağlar benim bir sualım var Hani size konup göçen ilimiz 14) AşağKJakl dizeterin hangteinde bir "uyan" söz konusudur? A) Dur yolcu! Bilmeden gelip bashğın Bu toprak bir devrin battığı yerdir! B) Karanlık kış günu, akşamustu Oost dtye sokaklarda kendini ara. C) Hanginiz bilir, benim kadar, Karpuzdan fener yapmasını? D) Sevdiğim kadınlar yaşlandınız hepiniz, Ama, inanın, yine de özlediğim sizlersiniz. E) Bendensorsırrınıbutx)şyolların. Benden sor ve benden dinle akşamı. 15) Afagıdakl cumteteıin hangisinde bir "öneri" vardır? A) Dıl onu konusan ulusun kültürünün yansıtı- cısıdır B) Her dilin kendine özgü bir "dünyayı anlayış ve anlatışbtçimi" vardır C) Bir dilin zengınlıgini ortaya koymak için, en eski yazılı ürünler incelenmeli. D) Oyle diller vardır ki. yuzyıllar boyu sanat ve düşün dünyasına katkıda bulunmuştur E) Her dil evreni, doga olaylannı, duygu ve dü- şünceleri kendince, kendine yeterii biçim- de aniatır. 16) AsagKiakl cûmMerin hangisinde olanak- sız dansoz edilmemektedir? A) ölürse ten olur Canlarölesi değil B) Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşa- rım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşa- rım! C) Ak göğsün üstündeçakırdikeni. Bitmeyince gönül yârdan ayrılmaz. D) Yaylaya dönse abmız Hasret olan yorulur mu? E) Bel bağladığım tepelerden. Gündoğmayabilirbirdaha. 17) AsagKİaMyargılardanhangisinssneibirnHe- Nktaşımaktadır? A) Ahmet Kutsi, dünyaya sevgi ile bakmasını bilenbirşairdi. B) Sait Faik'i Sait Faik yapan şey aylaklığıydı C) Kemal Tahir'in romanları insana gerçeklik duygusu verir. D) Yakup Kadri, önce Fecri Ati akımına katıl- mıştır E) İsmail Dümbüllü, ortaoyunun en usta oyun- cusudur. 18) (I) Kırmızı Zambak yazann en çok okunan ya- pıtlanndan biridir. (II) Anlatımı duru ve akıcı- dır. (III) lleri sürülen düşünceler de oldukça tu- taıiıdır. (IV) Ozgüriük, adalet, hoşgörü bu dû- şüncelerin temel ilkeleridir. (VI) Romanda seçkinler ve sanatçılar çevresi gerçekçi bir gözleanlatlır. Bu parcada numaraianmts cümteleıin hangt- »|-üslup"lailgiBdir? AJI. B)ll. 0)111. D)IV. E)V. 19) AşağMİakl cümteterin hangisinde bir deder- lendi rme yaoılmı^far? A) Herman Hesse. 1877 yılında Almanya'nın VVürttenberg kasabasında dünyaya geldi. B) Yirmi bir yaşında şiir yayımlamaya başla- dt. C) Daha sonra şiiri bırakıp roman yazmaya başladı. D) 1946 yılında Nobel Edebiyat ödülûnede- ğergörüldü. E) Gençlik romanlannın ikincisi olan Harika Çocuk, geleneksel egıtimin acı bir eleştin- sidir. 20) Bir şeyi sevmek başka bir şeyi sevmemeyi gerektirebilir (I) Sevgisi olanın düşmanı da vardır diyebilirim. (II) Ancak, düşmanlıksevgi- nin gereği diye dal kılıç dolaşmayı da anla- mam. (III) Sevgının asıl ereği, sevgiyi çoğalt- maktr. (IV) öfkenın bile haklısı yalnız sevgi- den doğabilir (V) Başka türlüsü olamaz. Bu parcada numaraianmı* cümteterden han- gisi kendinden bir öncekinin nedenini ac*to- maktadır? A)l B)ll. C)lll. D)IV. E)V. 21) (I) Mimari eserler, fazlaçirkinliğe gelmez. (II) Gülünç bir resme bakmamak, kötû bir şiiri ya da uyumsuz bir rnüzığı dinlememek yoluyia bunlann zararlı etkilerinden ruhumuzu koru- yabiliriz. (III) Ancak kötü bir mımarın eserin- den sakınmak olanaksızdır. (IV) Zayıf bir ha- yal gucu. fakir bir ruh yol ortasına dikilmiş taş- tan koca bir şekil halini alınca bütun bir kentin ruh sağlığını kuşaklar boyu bozmak gücünde bir tehlike olur. (V) Son yıllann ağlanacak sah- te mimarisi yüzünden değil mi ki eski mimar- lann eserierine bir kat daha hayran oluyoruz. Bu parcada numaralanrm* cumleierden han- oiterl anlamea birbirlne en vakındır? A)l.vell. Bfll.velll. C)v.velv. D)lllveV E)lll.verV. 22) Asagıdaki cümfeierden hangi*. söyteyenin kişisel dûşüncesini de içermelrtedlr? A) Burası kdyün dışında. taş bir su değirme- niydi. B) Akşam olmuş, leylekter çoktan yerlehne donmüştü C) Değirmen taşlan birbirlerine çarparak do- nüyordu. D) Dort kişi. yüksek sesle konusarak yolu izlı- yordu. E) Burada balkonlu. kuleli. gösterişli bir köşk vardı 23) (I) Sarıklı, morcübbeli bir ihtiyardı. (II) Sert. kır bir sakalın öritüğü çehreden meydanda du- ran kısmı buruşukluklar içinde kalmıştı (III) Sarkık, şiş kapaklann altndan acık mavi göz- leri vardı (IV) Bu gözler insana bir çocuk balu- şıyla dimdik takılıyordu. (V) Sık sık soluyor, el- leriyle gögsûnû göstererek işareöer ediyor- du Bu parcada numaralanmtş cumleierden han- gUndeyazarbiryomm.yaprmsbr? A)l. B)ll. C> 1(1. D)IV. E)V. 24) (I) Fransa'da hiçbir taşralı yazar onun kadar ünlû olamamışör. (II) Edebiyata 6nce oyun ve şiir yazarak baslamış, sonra öykuye geçmiş- tır (III) öyküleri içinde de "Değirmenimden Mektuplar" kadar gûzel bir eser yoktur. (IV) Bu eser onun gençlik çağının en güzel ürünü- dür. (V) Bir delikanlının kaleminden çıkmış o\- masına karşın taklitten, ölçüsüzJükten uzaktır. Bu parcada numaıaUıiıscûmielerdenhan- gtoinde "saskınlık uyandıran birbeğeni" ania- mvardır? A)l. B)ll. C)lll. D)IV. E)V. 25) (l) Istanbul'dan Paris'e bu ilk gelişimde özel- likle pire ve tahtakurusuna hasret kalmıştm. (II). Gerçi beni götûren vapurun süslü kama- rasında sayısız hamamböceği yol arkadaşlığı yapmıştı. (III) Fakat Marsilya'dan sonra bûtün bu dost böceklere bir süreliğine veda etmek zorunda kalmıştım. (IV) Çünkü Parisliler bit, tahtakurusu ve pire gibi sosyal ayıplan yok et- meyi başarmışlar. (V) Böcek ilacı ilanlanna da Paris'in hiçbir duvan üzerinde rastlayama- dım Yukandaki parçayı ohjşturan cumieierin han- güerinde bir "alaya alma" aOz fconuaudur? A)l.velV. B)ll velll. OHI.velV. 28) I Arklardakisularparlamazolmuştu II. Kapılardan tek tûk başlar uzandı III. Dağdan taşlar topraklar kaydtrarak ilerli- yorlardı IV Köy, dünyadan habersiz yaşayıp gidiyor- du. Dağlar, bulut sarılı başlarını birbirinedaya- mıştı. Yukandaki cümleterin hangisinde gSzleme yerverilmemistir? A)l. B)ll. C)lll. D)IV E)V 27) (I) Yapraklann altında. yavaş sesle, bu süslü kişinin kim olduğu tartışılıyor (II) Bu sırada or- manın sessizliğine hayran olan kaymakam yürümesini kesiyor (III) Bir süre temizhavayı ciğerlerine çekiyor (IV) Sonra bir meşe ağacı- nın dibine. nemli otiarın üstüne oturuyor (V) Kaynaklar. yosunlann altından ona ilahi bir müzikdinletiyor Bu parcadaki numaralanmif cumieierin han- gisinde "dokunma'yia ilgili bir aynnbya yer vonlınl^tir? A)l. B)ll. C)lll. D)IV. E)V. 28) (I) Düz, ağaçsız bir alandan geçilmişti (II) Şimdi de dik kayalı, korkunç bir yokuş aşılıyor- du (III) Tepeye yaklaştıkça serin bir rüzgârla birlikte güzel bir manzara başlıyordu (IV) A- şağıda ince bir dere, keskin kılıç sırtı gibi partı- yordu. (V) Beyaz bir şose kıvrıla kıvrıla döne- rek dağlara tırmanıyordu. Bu parcadaki mımarafanmtş cümteterin hao- gisinde ateMlerden iarkk bir duyu organı ara- ctbgnr*a algılanan aynnbya yer verihnişür? A)l. B)ll. C)lll. O)IV. E)V 29) I. Uygartıkdeğiştirenbirtoplumdababalarla çocuklar elbette anlaşamayacak II. Biz babalarla çocukların anlaşamamala- nndan değil. asıl anlaşmalarından korV- malıyız. III. Dûnün efendı-köle temeline dayanan top- lumu ile bugünün insan eşitliği temeline dayanan toplumu arasında görüş aynlıgı olacaktır (V. Babalarla çocuklann birtirlerini anlaya- maz oluşunda ben korkulacak, üzülecek bir yan göremiyorum. V. Bugûn çocuklanyla anlaşamamaktan yakı- nan babalar, sankı kendi babalanyla anla- şıyorlar mıydı? Yukandaki numaralanmış cumleierden han- gSeri, aniamca birbirlne en yakındır? A)l.vell. B)ll.velll. C)ll.vev. O)lll.velV. E)l. velll. 30) (I) Dil denen şey, halkın maİKjır (II) Halk, ken- di kurduğu dili, zaman içinde istediği gibi iş- ler, istediği gibi değiştirir. (III) Bunu bilinçli o- larak yapbğını söylemesek bile, içgüdüsü ve sağduyusu ile yaptığını yadsıyamayız (IV) Ay- dınlara, dilcilere dûşen iş, halkın sagduyu ile yaptıklannı inceleyip bunun kurallarını but- makbr. Bu parçada numaralanmış cûmlelerden han- gHerl aniamca birbirlne en vakındır? A) I. ve II. B)l. velll. C)l.velV. E) III. ve IV. L'NİVERSİTEYE HAZIRLIK sorulart. Faıma Şahin in efgüdiimünde Isu Deni:, Selda Tunju, Gülcr Özlun. Hüsevin Arayıcı clan o/uşan vavın kurulu sorumluluğunda uzman öğretmenler kadrosu tarajıntlan hazırlanmaktadır. I Yaıutlar 17. Sayfada
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear