23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 27 OCAK1994 PERŞEMBE Milano'daki Fiorucci Mağazası'nda tişörtler vejeanlann yanı sıra, saatJer, sözlükler, anahtarlıklar da satılıyor Bir moda devinin iniş veçıkışlanHaber Merkezi - Fiorucci'nin Mi- lano'daki büyük mağazasında satı- lan çarpıa renklerdeki tişörtler, je- an'ler, kitsch posterler. saatler, göz- liikler ve anahtarbklar her gün yak- laşık 6000 kişiyi buraya çeker. Fio- rucci Mağazası, Milano'nun en çok tunst çeken merkezlerinden biridir. 1960'lann sonu ve 70'lerde İtal- ya'nın ciddi moda geleneğini yıkan ve ülkeyi ve özellikle Milano'yu uluslararası bir moda merkezi hali- ne getiren Fiorucci, oldukça büyük ıniş-çıkışlar yaşadı. Elio Fiorucci ta- rafından I967'de kurulan rüya şir- keti tamamen yıkıldı, değişik ortak- lann eline geçen hisseler değer kay- betti, yöneticiler çeşitli vesilelerle grevleryaptılar. Bütün bunlann nedeni peraken- deci rakiplerin ustanın moda strate- jisini kopya etmeleriydi. İttasın eşiğinden dönüş Fiorucci'nin dünyanın çeşitli ül- kelenne dağılan mağazalan bir bir kaparurken, l990*da tam iflasın eşı- ğındeyken bir Japonjean firması olan Edwin, Fiorucci'yi satın alıverdi.î Şırket bu tarihten sonra ağır da olsa bir yenıden doğuş sürecine girdi. Milano'daki büyük mağaza yeni- deneldengeçirildi. Roma'da yeni bır mağaza hazı- rlanmaya başlandı ve dört yıl ara- dan sonra Fiorucci Fransa'da, K Elio Rorucci tspanya'da, Almanya'da ve Türki- ye'de yatınma girdi. Fiorucci'nin güzel günlerini hatır- layan Eiio, "Benim alfabemde 'ver- mek" keümesi önetnlidir. Dükkanla- nmı da vericilik ve yaratıcılığı ön pla- na çıkartarak yaratmıştık. Bizim için varatıcılık, tkariliğin önünde geliıtU. İşte, bu, kısmen de olsa hatamızdı. Ticaretin tek ölçü olduğunu sonra an- ladık" diyor bugunlerde. 1960'larda, Milano henüz bir mo- da merkezi değil, sessız bır ltalyan endüstri şehriyken, bır ayakkabı ta- sanmcısı olan Elio Fiorucci. aşk ve özgürlük düşleri kuruyordu. Batı Avrupa gençliği, Beatles dinieyıp. iorucci'nin dünyanınçeşitli ülkelerine dağılan mağazalan bir bir kapandı. Ancak 1990'da tam iflasın eşiğindeyken bir Japonjeanfirması olan Edwin, Fiorucci'yi satın aldı. Şirket, bu tarihten sonra ağır ağır da olsa yeniden doğuş sürecine girdi. mini eteklerle dolaşırken, Milanolu akranlan onlan siyah-beyaz televiz- yonlanndan hasetle izlerlerdi. Küçücük dükkan I967'de, Elio, GalJeria'da küçü- cük bir dükkan açtı. Bu küçük me- kanda o zaman Milano'da bulun- mayan her şey vardı. Dükkandan dışan çılgın bir pop müzik taşıyor, içeri girenler, sahibinin dünyanın dört biryanından topladığı ilginçeş- yalan, Londra'dan gelmiş mını eteklen, New York kökenli kovboy çızmelenni deneyebiliyorlardı. . Kısa bir süre ıçinde Elio'nun tasa- nma ekibi, kendi adını taşıyan gıy- sileri yarattılar. Aruk dükkanda renkli blucinler, parlak giysiler satı- byordu. Fiorucci bir anda Milano'- nun moda merkezi olmuştu. 70'lerin ortalannda Elio tarzını daha incelt- ti. Fiorucci İtalya'nın Yahat' giyim tarzırun öncüsü olmuştu. 1974'te endüstri devri Montedison'la birleş- tikten sonra tam anlamıyla 'ulusla- rarası' oldu. Ilk dış şube, Manhat- tan'da açıldı. Canlı renkler Gıysılenn renkleri capcanlıydı, etrafta parlak pembeler, çarpıa. sanlar, ışıldayan yeşiller uçuşuyor- du.. Ürünlerin sayısı çok kısıtbydı, bu da Fiorucd'yı daha da çekici yapı- yordu. Boston'da, Chicago'da, Ba- \erly Hills'de acılan mağazalarda, leopar desenb kemerler. şeffaf plas- tik yağmurluklar, payetlerle süslü elbiseler ve tabii jeanlar vardı. Fiorucci'nin dehası 'doğnı' insan- lan seçmesindeydi. Joey Arias, Manhattan butiğini yönetiyor ve David Bowie'yi destekliyordu. Mi- lano'da moda reklamcısı Karla Ot- to, ılk işine Fiorucci'nin araştırma bölümünde başlamışü. önetnli partiye evsahipliği I982'de Elio, 'Madonna'yı Av- rupa'ya tanıtan bır partiye ev sahip- liği yaptı. Ilk Gaulüer koleksiyonunu Fio- ruccı ile hazırlayan ünlü Fransız modaa Jean-Paul Gauitier, "EoV- nun butikleri yeni modalar yaratıyor- lardı. 1970'lerde Elio Fiorucci tek adamdı" dıyordu. Daha sonralan ise karşısına bir çok rakipçıktı. 1980'lerde italya'run moda öncüsü olarak artık Benet- ton'un adı geçiyordu. Amerika ve Avrupa'daki Fioruc- ci butikleri bır biri ardına kapanma- ya başladılar. Yıne de sonunda çok önemli bir şey Fiorucci'yi kurtardı: "Renk". Uçak yolcusu kabinekibinden dostluk bekliyor LONDRA (AA) - İngiltere'de yapılan bır kamuoyu yoklaması, uçak yolculuklannda ailelenn uçuş sırasında verilen kaliteli yemekleri, en sonfilmleriya da uçağın zamanında varmasını değıl. içten, dost birkabın ekibini tercih ettiklerinı ortaya çıkardı. İngiltere'de yapılan araştırmada, aile olarak seyahat edenlerin ikinci önemli husus olarak, özellikle uzun mesafelere yapılan uçuşlarda hosteslenn çocuklara iyi davranıp, davtenmadıklanna dıkkat ettikleri göriildü. Ayaklann rahatça uzatılabileceğı koltuklar yolculann üçüncü tercihi olurken. kaliteli yemekler ve uçuşemruyeti dördüncü sırada geldi. Araştırmayı yaptıran Airline Ticket Netvvort Şirketi'nin Genel Müdürii John Svvindell, "Pek çok havayolu kunıluşu, çalışmalannı, hizmetlerindeki randunanı arttırmada odaklaştırıyor. Oysa taril amaçlı sey ahatlerde yolcular, hosteslerden içten, dostça muamele bekliyorlar"dedı. Kamuoyu yoklamasında yolculann tercihlen şöyle oldu: 1 - İçten, dost venazik bir kabin ekibi, 2 - Hosteslenn çocuklara iyi davranması, 3 - Ayakİannın rahat edebileceği oturma düzeni, 4 - Kaliteli yemek, 5 - L'çuş güvenliğj, 6 - Rahatlık. 7 - Uçuş sırasında eğlence, 8 - Çeşitli şaraplar, 9 - L'çuşöncesi bilet kontroUerinin fazia bekledlmeden yapılması, 10 - Dakiklik. Sterilize edilmeyen sütü içmeyin ERZURL M (AA) - Atatürk Üniversıtesi Araştırma Hastanesi Üroloji Anabilım Dalı Öğretim Üyesı Doç. Dr. Giiray Okyar, hayvanlardan insanlara bulaşan ve erkeklerde kısırlığa, kadınlarda düşüğe neden olan Brusella mikrobunun, taze süt ve üriinkrinde bulunduğunu söyledi. Doç. Dr. Okyar, Brusella enfeksıyonunun sosyal düzeyi \ e eğitım sevivesi düşük toplumlarda yaygın olarak görüldüğünü belirterek "Bu mikrobun yayılnnı genellikle kan yolu ile oluyor. Ancak hastalık ağız ve vücudumuzdaki yaralardan da bulaşabiUyor" dedı. Brusella'nın erkeklerde 'testis ütihabı'na neden olduğunu anlatan Okyar. şunlan kaydetti: "Enfeksiy on erkek genital organlarına > av ılmışsa lokal ağnya ve şişkinliğe neden olur. Brusella, testislerin iki tarafına yerleserek kısırlığa neden olmaktadır. Bu dunımlarda erkek üreme bezleri şişer, sperm hücreleri öliir. Bu hastalık hamile kadmlarda nadiren göriilmektedir. Ancak olumsuz etkileri daha yüksektir. Çünkfi, hastalık hamilelerde çeşitli enfeksiyonlar \e kan hastalıklanna ortam hazırlamaktadır." Brusella'run, ağır vakalarda menenjıte de neden olduğunu ve genel olarak taze sütün sterilize edilmeden kullaruldığı toplumlarda görüldüğünü ifade eden Doç. Okyar, hastahktan korunmanınen iyi yolunun taze süt ve ürünlerinı özenle hazırlamaktan geçtiğini sözlerine ekledi. JJ. Bergamin Constant tarafından yapıJan resimde carivelerin saraydaki harem odalarında >akitlerini nasıl geçirdikleri görülüyor. Tarih boyunca güçlü erkeklerhareminzevkini çıkardı. InsanlarlakolonikuşlanarasındakibenzerîikHaber Merkezi- Foklar çokeşlili- ği, albatroslar tekeşbbği seçerken, şempanzeler eşler arasında çiftleş- menin serbest olduğu gnıplarda, go- riller ise haremlerde aşk hayatını sürdürüyor. Yeryüzünde bulunan her hayvan türünün kendine özgü bir çiftleşme şekli var. Peki insanoğ- lunun çiftleşme şekli nedir? Davraruşbiüm, her hayvan türü- nün cinsel ibşkilerine ait kanunlan ortaya çıkanrken, insanoğlu, özgür iradesi ve değişik zevklere hitap eden türlü çiftleşme şekilleriyle bu kanunlann üzennde tutuluyor. Her ne kadar insanoğlu cinsel ilişkilerin- de çeşitliliğe yer verme şansına sahip olsa da toplum bannda ele alındı- ğında tarihte yalnızca iki tür temel çiftleşme sistemi göze çarpıyor: Te- keşlibk, ve berabeirned cariyelerin bulunduğu haremden yararlanan yetişkin erkeklerden oluşan bir azın- lık. Her konuda olduğu gibi cinsel ilişki konusunda insanoğlunun ya- ratıcılığı ve hayal gücü sırur tanıma- sa da insanoğlunun doğal durumu- nun tekeşlibk mi yoksa çokeşblik mi olduğu büyük merak konusu. Tarihe bakıldığında toplumlann daha çok çokeşliligi tercih ettiği or- taya çıkıyor. Kurulan ilk uygarlıkla- nn hemen hemen hepsinde çokeşli- lik görülüyor. Erken tarihin altı im- paratorluğunun (Aztek, Babil, Çin, Hint, İnka, Mısır) her bır imparato- runun yüzlerce priyeden oluşap ha- remleri vardı. Özellikle Eski Yunan ve Roma'da çokeşblik oldukça yaygındı. Ortaçağ Hıristiyan dün- yasında da pek farklı olmayan du- rum, günümüz kültürlerinin çoğun- da güncelliğıni koruyor. Tarih öncesinin avcı ve toplayıcı toplumlannda ise tekeşlilik göze çarpıyor. Tanm toplumuna geçişle, tekeşb'bkten çokeşbbğe ilk adım atıl- rruş oluyor. Modern Batı kültürün- de ise yeniden tekeşbliğe dönüş söz konusu. İnsanoğlunun tekeşlibğe eğilimli olması. çoğu bibm adamlan tarafın- dan oyun teorisi ile açıklanıyor. Cinsel ihşkinin her bir birey için ser- best olduğu bir toplum düşünün. Bu toplumda erkekler, kadınlar için sa- vaş veriyor ve en güçlü erkek en çok .uşlar üzerine yapılan çalışmalar sonucunda, insanoğlunun tekeşlilik ve toplu halde kolonilerdeyaşamalanyla koloni kuşlannı andırdığı ortaya çıkanldı. sayıda kadına sahip oluyor. Aynı toplumun icinde kadınlan hayatlan boyunca sadakatla koruyup, kolla- yan genç bir erkek gözünüzün önü- ne getirin. Kadm olsanız hangi er- kek tiplemesini seçerdiniz? Bu top- lumun içinde yer alan kadınlarda si- zin gibi sadık erkeği tercih ediyor ve sonuç olarak sadık erkeğin daha çok çocuğu oluyor. Böylece sadık erkeğin genleri bir sonraki kuşağa taşınıyor ve tekeşbliğe eğilimb bir kuşak ortaya çıkjyor. Bu tür bır modele, genç erkeklerin dişilerine kuluçka dönemi ve yavru- lan beslemede yardıma olduğu ço- ğu kuş türünde rastlanıyor. Çoğu memeli için aynı durum söz konusu değil. Bunun nedeni ise erkeklerin süt verememesi ve cenin taşıyama- ması. İki özel neden -insanoğlu yavru- sunun uzun yıllar bakıma muhtaç olması ve cinsler arasında eski çağ- lara dayanan görev dağılımı- dola- yısıyla erkekler, insan yavrusunun yetiştirilmesinde diğer memeb türle- rinde olduğundan çok daha önemli rol oynuyor. Bu nedenle insanoğlu- nun dişileri uzun yıllardan sonra te- keşliliğin ve evlilik kurumunun ken- dilen için daha güvenli olduğuna karar venyor. Kuşlar üzerine yapılan çalışmalar sonucunda, insanoğlunun tekeşlilik ve toplu halde kolonilerde yaşama- lanyla koloni kuşlanna benzedığı ortaya çıkanldı. Ancak zina, koloni kuşlannın en önemli sorunu. Kolo- nilerde yetışen kuş yavrulannın üçte birinın babası, kendilenni besleyen erkek kuştan farklı oluyor. Koloni halinde yaşayan kuşlar arasında zi- nanın yaygın olmasının nedeni, eşle- n dışında başka erkeklerin dışilenn ılgisini çekebilmesi. Koloni kuşlan arasındaki zına so- runu testis boyutlarına >ansıyor. Büyük testisler koloni halinde yaşa- yan kuşlann karaktenstık özellığj. Dışilenn sadık olmadığı kuş koloni- lerinde. her erkek kuş rakıplerini geçmek için daha fazla sperm üret- mek durumunda. İnsan testisinin şempanzelerin- kinden daha küçük. gorillerinkin- den daha büyük oiduğu ortaya çıka- nldı. Kuş kolonilenndekı durum in- sanoğlu içinde gecerlı. Kadınlann hem sadık eşler. hem de genetık ola- rak eşlerinden daha mükemmel sev- gililer edinmelerini sağlayan zina. insan doğasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Sonuç olarak insan ha- yatının pembe dızilerden bir farkı kalmıyor. Batı dünvasında çokeşlibğın ya- saklanması. feminizm hareketinın başlamasından önce Hınstiyanbğın ortaya çıkmasından ise sonraydı.Bu nedenle çokeşbliğin kanun tarafın- dan jasakianmasının nedenleri ola- rak kadın haklannı >a da Hıristiyan ahlak anla>ışını koruma amaçlanru ortaya atmak oldukça anlamsız. Esasında çokeşlılik kadınlar için o 1 - dukça avantajlı:Dışiler çocuklann bakımını pavlaşabib'vor. Yasal çokeşlilıkten en çok dini se- beplerle evlenmeme durumda olan bekar genç erkekler şikayetçı. Ta- nhte çokeşlıliğe karşı yasalann yü- rürlüğe konulmasının nedenlerin- den bın de bu tür genç erkeklen ko- rumak. Çokeşlilik hiçbır neden olmadığı halde genellikle cinsel baskıyla bır- likte anıbyor. Kadınlann evblikle il- gib kararlannı kendilerinın verdiği modern Batı dünvasında çokeşlibk femınistler ıçın oldukça çekia olsa gerek. Tıp, ceninin hastalık tedavisinde kullanımını tarüşıyorLONDRA (AA) - Gen teknoloji- sindeki başdöndürücü gelişmeler devam ederken, düşük ya 3a kürtaj- la alınmış ceninlerin hastabk ve kı- sırbk tedavisinde kullanıbnalannın ahlaki yönü büyük tartışmalara yol açıyor. Bilim adamlan, cenin dokulan- nın omurilik zedelenmeleri, bağışık- bk sistemi bozukluklan ve parkin- son gibi hastabklann tedavisinde kullanıbnası için çalışmalannı de- vam ettirirken, bu çalışmalar, Geor- ge OnveD'in "1984" isimli romarun- dakı "olumsuz ütopyalarr çağnştı- ran senaryolan akla getiriyor. Gen teknolojisindeki araştırma- lan ve bunlann ahlaki boyutlanm inceleyen "Genetik Devrimi" kitabı- nın yazan Dr. Patrick Divon, "Ce- ninlerden elde edilen maddelerin kullanılacağı yerlerin sayısı her haf- ta artıyor. Gelecek yıllarda ceninin kullanümayacak hiçbir parçası kalmayacak" diyor. Edınburgh Üniversıtesi doktorla- nnın bir dişi ceninden aldıklan yu- murtalan laboratuvarda büyüterek, düşük fetüslerden yeni bebekler ya- ratılması tekniği İngiltere'de büyük çaplı bir tarüşmaya yol açmış bulu- nuyor. Tıp alanında büyük gelişme olarak da değerlendirilen yöntem "mezar soygunculuğu" diye rütelen- diribnişü. Edinburgh'da geliştiril- meye başlanan bu tekniğin üç yıl içinde kullanılma aşamasına gelece- ği belırtiliyor. Güney Kore'de ise araştırmacılar, ölü bir kadının yumurtalanndan birçocuk dünyaya getirmeyi başardılar. Farelerle başlayan deneylerin ileri aşamasmda, dişi ceninden alınacak yıımurtalık hücreleri, laboratuvar- da geliştirilerek döllenecek ve kısır kadının rahimine yerleştirilecek. Güney Kore'de ise araştırmacı- lar, ölü bir kadının yumurtalann- dan bir çocuk dünyaya getirmeyi başardılar. Yöntemi savunanlar, kürtajın be- lırli koşullarda toplum tarafından uygun görülmesiyle, uzun süreb ''bağış yımurta" bekleyen kadınla- nn çocuk sahibi olabilmelerini olumlu bir yol olarak gösteriyorlar. İngiltere'nin "insan DöUenmesi ve Embriyoloji Kunılu". bu alanda yü- rütülen çahşmalann muhtemel sa- kıncalan konusunda karar verecek. İngiltere Tıp Derneği Başkanı Fleur Fisher'e göre de konunun en önemli "içgüdûsel tepki" kaynağı, bu yöntemle doğacak çocuğun an- nesinin "ölü cenin" olması. Yönteme karşı olanlar, doğacak çocuklann soya bağb "bilgj yoksun- luğu" çekeceklerini, bununla birlik- te ruhsal sorun yaşayabıleceklerini bebrtiyorlar. Fiziksel açıdan ise do- ğuştan oluşabilecek sakatlıklar en büyük sorun. Çünkü yaşamayacak bir ceninden alınacak "yumurtalar- la" hayatının ilk döneminı kuracak yeni cenin, hayatta kalma ve doğum sonrası erginlik için hazırlanmış do- ğa prograıruna "yabancı bir yoldan" girmiş olacağından. olası sakatbkla- nn önceden tespiti başhbaşına bir sorun teşkil ediyor. ABD'de Reagan döneminde, fe- deral bütçeyle cenin dokusu araştır- malan yasaklanmış, şimdikı Başkan Clinion, bu yasağı kaldırmıştı. Japonya Kyoto Üniversitesi'nde fare ceninlerinden alınan omurilik dokusu, erişkin farelerin kesibp çı- kanlmış omurilik parçalan yerine "aşılandı". Sonuçta, "sakat fare" omunliğinin çok önemli parçalan- nın yenilendiği görüldü. Açıklığa kavuşturulmayı bekle- yen "cenin doku naklT'nin belki de en önernli yaran, beyin hücreleri gi- bi bır yaştan sonra çoğalmalan du- ran ve asla yenilenemeyen hücreleri yemleme olanağj getirmesi olacak. Dr. Patrick Dixon, bu konuda tek araştırma kaynağına bakıp yargıya varmak için vaktin erken olduğunu bebrtiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear