14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 OCAK1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 ANKARA kulisiÎŞÎKKÂNSU UğuvAğabey'emektup... B ahçendeyım Uğur Ağabey. Yüzü- mü verıp güneşe, ayak ayak üstü- ne atıp; bıleklerım pantolonum- dan hafif sıynlmış, sırtım sende, umarsız, yatıyorum. Uyumak vardı, dürttün yine; sıcak güneşe, yumuşacık toprağa karşın. Oysa, el ele tutuşup, mor sumbüllü göğe koşmak vardı. Tutma, gidelim Tamam, tamam; gitmeyelim Kızdın yine. Kaşlarını çatmadan, il~ kokul öğretmenim gibisin. Baba sı- caklığında. Ne de olsa Mustafa Necati ıle bera- bersıniz, az ilerıde yatan Nasıl olur da, kıskanmam sizi? Selam söyle, Kuvayı Milliyecilere, cumhuriyetin alfabecile- rine. Görüyorum, bağımsızlık gülünü ye- şerttin. Ah, kahrolası diyalektık. Başın- daki mazıyla selamlaşıyorum, sensin diye. Pekı, kahrolmasın, okşamalı sel- viyi ya da çimeni, senden sayıyorum hepsini. Hepimız buradayız. Aydınlığın, gün fsjğının insanlan. öğrenciler burada, öğretmenler burada, çeliğe ateş ve- renler, yanıbaşındaki Gülveren'in su satan bebelerı, ozgürlüğün habercile- ri, gözü açık yasa terazicileri, gelece- ğin uzun soluklu maratoncuları genç- ler, türküleri, şiirleri ile sanatçılar, ka- ranfii gülüşlü çocuklar, yaşayan, de- vinen halk. Gel, seni anlatalım: Inandığını nasıl kaya gibi savunur- san, dostluğun yürekli kalesiydin. Güne duran yüzünü anımsıyoruz- Aydın, güleç. Haksızlıklarla dalga ge- çişindeki cin bakışları. Ince ince gü- lerken dönekliğe; dürüst bır yaşamın birikimini dökerdin kucağından. Uygarlığa karşı çıkılır mı? Yo- bazlığın çemberinde, gökyuzu ka- rartılır mı bu ülkenın 9 Can yakılır, can paramparça edilır mY> Laıklik gonendi, yüzbinler peşinde. Gördün mü? Ateşledin geceyi, yaktın mumunu bağnazlığa karşı "ölüm" yoktu, ınsan hakları sözlü- ğünde. Yaşam hakkıydı, birinci söz- cüğün Kan damladı kıtaba, kağıda. Yayıldı, yayıldı; direndi ölüme, sevgi- sizliğe, kine, düşünce çoraklığına... Mustafa Kemal'ın neferiydın. Sa- karya'dan kuş olup uçtun, kondun omzumuza. Fısıldadın kulağımıza Atatürkçülüğün, Ulusal Kurtuluş Sa- vaşı'nın gızlerini Devrimciliğin coşkusunu, emeğin kutsallığını gergefledin beynimizin derınlıklerine. Çalışmanın, yorul- manın doyulmaz tadını verdin Ha- sadını yapıyoruz, kitaplarında, yazı- larında. ozgürlüğün bayrağını dalga- landırdın, halk denizinde. özgürlük, Avni Arbaş'ın atlarıyla dört nala koş- tu; soluklandı, yenıden şahlanmak için senin tavlalannda Gazetecilik onurunu; el değilmez, dokunulmaz bir çiçek gıbı yeşerttin. Çetelerin, maskesiz hırsızlarm, soy- suzların, kaçakçıların sırtında şakladı korkusuz kamçın. Geçmişin öğretme- nt, geleceğin ufuğu oldun, gazetecıle- re. Nededın, bılıyoruz. "Karanlıklarla beslenen korkulan, bir tel örgü, bir dfkenli tel gibi sarmıştz dört bir yanımıza. Yüreksiz- liğin özürünü bir parça da kendi kü- çiicük dünyalarımızın muttuluğuna sığınarak gidermek istemişiz. Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı Işlenmiş bir suçtur. Bu bilind paylaşmak ve bu sorumluluğu yerteşörmek zorundayız. Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, ozgür- lüğün de, demokrasinin de tek gü- vencesidir. Bu güvence sağlanmadık- ça, demokrasinin temeline bir tek taş bile konmuş olamaz. Unutmayalım ki, cesur bir kez, kor- kak bın kez olur' önemli olan, insanın böyle bir toplumda, bir mezar taşı' glbl suskunluk simgesi olma- mastdır." Sözünün erıydın Uğur Ağa- bey. Senin için söz verdiler. Bu sözler tutulsun, tutulsun, tutulsun... Tutulmazsa, yüzyıllar geçse de haykıracağız. Biline... Uğur Ağabey, yine yürüyoruz kol kola, Türkiye'nin aydınlık geleceğine... Mumcu'dan anılar... Güneş arayıcısı Güneş, yedi renginden birini yitirdi Uzun uzun yağmurlar yağdı, gürülgürül Birırmakaktı yanıbaşımdan, sürükledi benı Adımayangmlar çıkarıldı, duman ve kül Kaldıbanabu kargaşadan, bir yaz sonu dinginliği... Eydenizler, güneşin altındayanankireç Öyle uzağım ki kaynağımdan, şu ömrümü Yağmurlara bağışladım, yağmurlar benimle övünür Taşlaraçaldım herşeyı ve güneş Yedi renginden birini birdenbıre yitirdi Ben aramayaçıktım, dalgın vemağrur... AHMETERHAN Uğur Mumcu, son yıllarda geneüfkle evfnde çaJiŞtrdt. Zaman 2aman da böroya geiir, genc ekiple söyleşîrdi. O günlerden biriydî. Mumcu. salonun ortasındaki bû- yûk masada, gazeteîerf karışîırırken, bir "önlü" kale- min yazısım okuyup, başladı kahkahateria güimeye: • Adam yine tarfW yanlışiar yaprnış, Akla karayı Wrbl- rine kanştormtş. Sonra, muhabirtere döndü' -Çocuklar, siz siz olun, bHgi sahftd olmadan, fflcir sa- Wbi obnayın... Uğur Mumcu'nun en kızdığı olaylardan biri, yazısında yanlışlıkçıkmasıydı. Sabah gazeteye baktı, yazısında yine yanlışiar vardı Açtı, yazı işierini; verdi, veriştirdi. Verilen yanıt, "Ağabey, arkadaşlar çok yorgundu. Kusura bakmayin" yönündeydi. Mumcu, gerekçe kabul etmıyordu: -Tabii, bizim yazı işleri; sabahları traffic, akşamiarı da alkol yorgunu olur. Uğur Mumcu, ilkeli çizgısi- nin ardında, çok ince bir esp- ri gücü taşırdı. Işte size bir- kaç örnek: Yıllar önce, Cumhuriyet ya- zarları Uğur Mumcu, Cüneyt Arcayürek, Hikmet Çetinka- ya, Yalçın Doğan ve Hasan Cemal, Süleyman Demırel'in Manisa mitingini izleyip, geri donmüşlerdi. Hasan Cemal dışında hepsi yazılarını yazıp, Istanbul'a iletmışlerdi. Hasan Cemal, kâğıt üzerine kâğıt değiştirip; yazısına bir türlü son veremiyordu. Uğur Mumcu, kapıdan kafasını uzatıp, Hasan Cemal'in de- desi Ittihatçı Cemal Paşa'ya gönderme yaparak, patladı: -Yav Hasan, deden 3 saatte ihtilâl yapardı, sen hâlâ bir yazıyı yazamadın. 1970'ierde gazeteclfer, omuzda çanta faşımayf pelc sevmezJerdL Uğur Mumcu da. "yoteuzluk masası" olarak, dosyalannı taştmak içinştireti, kömklü bir çanta edinmişti. Mumcu, eve gifrntş, a/naçantayt işyerinde unutmuştu. Arkadaşı Mehmet AçAtan'ı aradı. " A ^ " ödit "Şuç«ntayi açda, dosyadan şurasını bfr bana okuyuver." Acıktan, sıkmtısınt dt(e getirdf: "Ağabey, bençanfayı nasıl acayım? Şifreli." Mumcu, tefefondakts kısgüldü: 1 Açıktan, bundan kolay işyok. ŞMrentn numarast 141-142. Nasıl bifenezlsln? Btıg&derde en akıklakalacakrakam{ar. KATKIDA BULUNANLAR ANKARA BÜROSU HAYVANLAR VE HAYVANLAR tsMAtLGüLGEç KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK f f ÇİZGİLİK KÂMtL MASÂRACI HARBİ SEMİH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Ocak AUMET HAMOI TANPINAR.. I 1362 'PB BU6ÜN, ÜNLU OZAN VE VA2AZ AHMET HAMDİ TANPINAZ, 61 yAÇINPA ÖLPÛ. YAÇAMl 8OYUNCA £&- TlMCıUKLE EDESlYATÇlLIĞl BWL/*rr£ SÜRDÛBEN TANPINAR, Se/VÇ YAÇT» ŞıİR MZMAVA BAÇLAMfÇTt. OAHA ILK YIUAgDA, OZAN YAHYA KEMAL BEYATLIL NIN ÖâRENCİSİ OLMCIŞ, Şllf-LEZİNDEKÎ TÎTİZ t'fÇİLİ- Ğİ VE MUZI& ONPAN Mf&S ALMfÇT/. TAhJP/HAR'fAJ ŞL İRL£RÎ, &1M6ELER,ÇAĞIZtŞlMLA£,PSİKJOLJOTİK ANIÇ- TIHMAUAR VE ÖZ£LLlKL£ DE ZAMAN TEMAS/ ÜZE- &NDE YOGUNLAÇMAK7APII?. DÜZ YAZILARI DA,ŞİİR- ^ İ l S Â Â J " ^ LER ' <AOAR ÜNLÛ OLAN USTA i$i ÜOMAH- LAZ VE ARAŞriRMA YA- PfTLAKl Güzel insan UĞUR MUMCU'yu katledilişinin birinci yıldönümünde saygı ile anıyor, katilleri bir kez daha lanetliyoruz. EŞREFPAŞA BELEDİYE HASTANESİ DOKTORLARI tLAN T.C. LALAPAŞA KADASTRO MAHKEMESİ Sayı:l993,l9 Davaa Hazıne tarafındandavalılar BehjyeÇölgeçen vs. aleyhle- nne mahkememize ıkame olunan davanın yapılan duruşmasında venlen ara karar gereğince, Davacı Hazıne'yı temsilen Lalapaşa Malmüdürlûğü, Lalapaşa Çomlekkö>'de bulunan I07 ada, 19 parsel sayılı taşmmazlann tapu miktar noksanlığının 107 ada, 96 ve 97 parsellerden tamaralanmasını talep ve dava etmış. dava dilekçesı davalılara tebliğ olunamamıştır Meryem Karaküz mirasçıian Behıye. İsmail Sümer. Hamdıye Ka- rakıiz mırasçılan Ahmet, İdns K.araküz mirasçıian Melıha. Radıfe, Nusret ve Necdet Karaküz'e zabıtaca yapılan tüm aramalardan ad- reslen tespit olunamadığından. dava dilekçesı tebbğ olunamaıruştır. Yukanda belırtılen davalıiann 4.3.1994 gunü saat 9.00'da yapıla- cak olan duruşmada haar bulunmalan veya kendilenni bır vekil ile temsil etürmelen. aksı takdırde yargilamanın gıyaplannda yapılaca- ğı, ılan tarihınden ıtıbaren 15 gün ıçınde dava dilekçesinın davalılara tebliğ olunmuş sayılacağı ılanen tebliğ olunur. 10.1.1994 Basın- 45456 SevgiliUğur Ölümünde doğan UĞUR'lar bir yaşında Adını verdiğimiz parklarda fidanlar boy attı Adını verdiğimiz caddeler, sokaklar, bulvarlar Kavşaklar, köprüler bir yıl daha yaşlandı Biz hep "DEVAMLIARAMADA YIZ* Her geçen gün sensizliği daha çok duyarak Her geçen gün seni daha çok arayarak Her geçen gün aklına, bilgine, yüreğine Daha çok ihtiyaç duyarak. Senden bağışlama dilemeye yüzümüz yok Ama kocaman yüreğinle, ışıldayan gözlerinle Hoş gördüğünü biliyoruz. BİZİ BAĞIŞLA NEVAL-AKINBULUT Sevgili UĞURMUMCU Işıgını geleceğe taşıyacağız! Mersiıı üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Elemanlan Onur Bilge KULA, Eyüp KEMERLÎOĞLU, Zafer ÖNLER, Cengiz ALTINOK. Mehmet Sadık İNEL. Sema DURUGÖNUL, Halil YARANERf, Yıimaz ŞÎMŞEK. Mehmet Hakan KÜÇÜKER, Hacer KESKIN. F1I12 YAKUPOĞLU, Ziya KIVILCIM, Alı ŞAHÎNOĞLU, Müfit SÖNMEZ. Şaziye YAMAN, Meltem KULA, Gülseren TOR, Hülya CAN, Hacı YILDIZ, Mehmet BARUT, Serdar YAKUPOĞLU, Suat ALPARSLAN, Elıf ÜNAL, Hasib KÖLELİ, Aytekin KESKİN, Hikmet ORHAN, Gonca ÜNSALAN.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear