13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 20 OCAK1994 PERŞEMBE KULTUR Yalçın Gökçebağ'ın resim sergisi ay sonuna dek Ankara Armoni Sanat Galerisi'nde görülebilir Yürek nasıl ernrediyorsa resim öyle biter FERHATÖZGÜR Yalçın Gökçebağ, soyut. minima- list, non-fıgüratif eğilimlerin ağırlık kazanmaya başladığı günümüz Türk resminde öteden beri inandığı doğaa, gerçekçi tavnnı elden bı- rakmamakta ısrar etmektedir. Bu yönüyle onu resmin daha çok figü- ratif kanadında saymak gerekir Yalçın Gökçebağ, tavnnı neden us- talıktan, titizlikten yana tutuyor'' Kalıplaşmış bır sav gibi görünse de yinelemekte yarar var: 19. yüzyılda tohumlan atılan ve hızb bir ivmeyle büyüyen teknolojik buluşlar, tasa- nm araçlanndaki elektronikleşme. elbette insanın el melekelerini zede- ledi ve sanatın zanaat yönünü ört- basetti. Bu yüzden belki de onun resmin- deki en önemli özelliklerden birisi, becerinin tarihsel yozlaşmasına kaş çatan bir disiplin ve işçiliği ön plan- da tutuyor olmasıdır. Fırçaya saygısı Batı resminde sürrealistler, Rous- seau ve hatta 16. yüzyılda Bruegei'ın kurduklan imge dünyasında, titiz bir biçimlendirme ve boyama an- layışını buluruz. İşçiliği ağır basan bu biçimlendirme anlayışında. mod- le ile hacimlendirme görülür. Yalçın Gökçebağ'da bu gelenek- sel resimsel anlayışa zıt kaçan bir yön görmüyoruz. ancak modlenin yanında renkçi bir tavır, hava ve renk perspektifinin yanında yüzeyci etkiler bırakan düzenleme anlayışı göze çarpıyor, aynı anda. Çoğun biçimleri kümeleyerek kütlesel formlara dönüştürmesinde bu renkçi ve yüzeyci etki daha da ar- tabiliyor. Sonra, klasik Batı resmi- nin estetik özelliklerini sindirmiş ol- masına karşın alttan alta resimse! kaynaklannı bizim coğrafyamı- zdan, bizim ustalanmızdan alan. Şe- ker Ahmet Paşa' nın "Orman" ını, AH Bey'in "Manzara"sını seven bır yürek kendini duyumsatıyor. Ger- çekten Yalçın Gökçebağ. fırçasına olan saygısını Batılı ve Doğulu usta- lann ahlakından almış görünüyor. Yalçın Gökçebağ'ın bir zamanlar kamera objektifiyle kurduğu yakınlık, tasanmlannı çarpıcı. ilginç görsel boyutlara vardırmada belli avantajlarsağlıyor. Kuşbakışı, yakın plan, cephederr görüş gibi bakış açısı varyasyonlan onun, kaynağını Anadolu mitosun- dan aldığı figüratif konulan sıkı Kentsel yaşamın boyunduruğunda doğacı resimlere belli bir özlem duymuyor muyuz?Sanatçının doğa görünümlerinde bu özlemin tadı duyumsanıvor, sıkıya kucaklamak isteyişinin bir göstergesi olmaktadır. Fırçanın resim yüzeyinde atraksi- yon oluşturmadığını görünce, bu tip resimleri "tutuk" olarak adlandı- rmak çoğumuzun işine gelmiştir. Yalçın Gökçebağ'm bu "disiplin"ıni aslen "içtenlik" açısından elc almak daha doğru olur. Çünkü böyle bir tavn reddedersek. ressamın yüreğini duymamak gıbı kaba bır beğeninın içine hapsoluruz. Bılinmelidir ki yü- rek nasıl emrediyorsa resim öyle bi- ter. İçten gelerek yapılmadığı sürece, özeİükJe "saf yürek tavnnı benım- seyen ressamlar, sonunda Platon'un "Devlef'ten kovduğu sanatçılann düştüğü "mimesis" tuzağına düşer- ler. Neden? Çoğun resim yüzeyi üze- rindeki bu olağanüstü sabır vedisip- lin. fotoğratlk bır kımliğe bürünjir ve "işçilik" giderek. "oyalanma" ya. bir tür "oyun"a dönüşür. Ancak Yalçın Gökçebağ'ın resminde gelış- tirdiğı boyama sıstematıği. şiırsel espri, saf yürek resmin alışılagelmiş "ağır albeni" etkisinı sılıyor. A/a indirgenmiş renkçilik Acaba Yalçın Gökçebağ'ın resmı- nin plastık oluşumu neyc dayanı- yor? 1970'lerdegelenekselTürk res- minde en yaygın olan. düzlemsel kompozisyon şemasından nasıbini almış bir cephe+kuşbakışı yerleş- tıriminden. boşluk ve genışlik dozu ağırlaştınlmış bir resimsel anlayışa geçiş. Bir bakıma bu. boyama evriminin tersıne dönüşüdür. Hacımden yüze- \e değil de yüzeyden hacime yöneliş. Üstlık hatırlayalım. geleneksel Türk resöjı. Batı resminde hiç olmamı|* rerjklilığı beaiaisemişti. Yalçın Gök- çebağ bu geleneğin göz boyayıcı çekiciliğıne düşmemiş göriinmekte- dir. Her zaman aza indirgenmiş bir renkçilik var onda. Yalçın Gökçebağ resminin özgün nitelikleri var: Yukanda değindiğim büyüklük, boşluk etkisi örneğin. Yüzeyde boş- luğun kapladığı alan arttıkça resmin büyüklük etkisi de artmaktadır. Do- layısıyla fıgürler bu atmosferde bü- yütülmek istenmemektedir. Hem, büyüklüğün boyut sorunu deği] bir dil sorunu olduğunu vurgulamak gerek. Kanımca Komet böyle bir orantısal özelliği, gerçeküstücü bir dil için seçmiş görünmektedir. Yalçın Gökçebağ'ın büyük boşluk- lar içindeki figürieri. dramatik değil, eylemsel özellikleri ile gösteriliyor- lar: Saman yüklü at arabalan, sal- lantısız kavaklar, başıboş dolaşan kuş kümeleri, hasat zamanında çalı- şan köylüler, gölgelikte dinlenenler ve boşluğu. gökyüzünü soluyan anneveçocuk... Şiirsel sahneleme özelliği Bu yönüyle Yalçın Gökçebağ bır anlatımcı mıdır? Hayır. Işığı kısılmış bu doğa görüntülerinde oraya bu- raya dağılmış halılar. kilimler, Ana- dolu'nun dört bir yanından top- lanmış referanslar oluyor. Objektifi- ni kentsel yaşamın boğuculuğundan alabildiğine uzak, cazip, daha bir bizden. dingin. soluklu görünümle- nne kaydırmış görünse de hiçbir za- man kırsal yaşamın dondurulmuş enstantaneleri değiller. Resmini bu tehlikeden kurtaran, şiirsel bir sah- neleme özelliği. Yalçın Gökçebağ katıdan ziyade organiği, ağırdan zi- yade hafifi. sembolikten ziyade im- geseli tercih eden bir sanatçı. Rousseauvari "acayiplik", "efsa- nevi" özellikler Yalçın Gökçebağ'ı fantastik resim yapacaksa ilgiiendi- recektir, daha ziyade. Ama göriinen o ki. yere basmayı. toprağı daha çok seviyor. Kurgulamadaki gizemsel- liği yeterlı görüyor. Bu açıdan içi- mizde potansiyel olarak var olan şi- irselliği tavlayıa bir özelliği var res- minin. Dahası, kentsel yaşanun bo- y unduruğunda bizler, doğaa resim- lere belli bir özlem duymuyor mu- yuz? Yalçın Gökçebağ'ın saf- İaştınlmış doğa görünümlerinde bu özlemin tadı duyumsanıyor. Bir gün gelir de yapılaşma. top- rağı boğacak boyutlara vanrsa (Yalçın Gökçebağ neyin resmini ya- Jjjgr? Aynı doğacı anlayışta ayni do- fayı. fakat sadece yüreğinde ka- lanı... Pajonk'un yeni çalışmalan Kültür Servisi- İstanbul Toprakbank Sanat Galerisi'nde Kainat Barkan Pajonk. yenı dönem çalışmalannı sergiliyor. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nü bitiren sanatçının galeri hocası Halil Dikmen, atölye hocası ise Prof.Zeki Faik İzer'di. Ortaokul ve liselerde resim öğretmenligi, bir sürede Şehir Tiyatrolan'nda realizatörlük yaptı. İlki 1960'ta olmak üzere 27 kişisel sergi açan Pajonk, yurtiçinde 400'den fazla karma sergiye katldı. Yurtdışında ise Viyana, Roma, Münih, Philadelphia, New York, Vichy, Clermont Ferrand, Barcelona, Amman ve Bahreyn'de toplu sergilerekatıldı. Figüratif anlayışla doğa OfFenbach-Main'deki Nvotel'de. Frankfurt-Main'de Bank für Gemeınwırtschaft'ta. en son da Moskova'da Manege Sergi Salonu'nda kişisel sergiler açtı. Kainat Barkan Pajonk, pastel ve kanşık teknikte gerçekleştirdiği küçük boyutlu ve tuval üzerine yağlıboya büyük boyutlu yapıtlannda doğa temasını figüratif anlayışîa yorumluyor. Pajonk. "Severek yaptığım resünlerimin başkalarınca da se- vflmesi ve yalnızca büyük me- kanlarda değil e> lerde de yer alabilmesi için bu sergimde artık küçük boyutlu tuvaüerle çaltşmak gereğini duydum" diyor. Yalmzlık duygusu egemen Sanatçının resimlennde, aşınya kaçmayan bir sevinç ve hüzün vermeyen bir yalmzlık duygusu hakim. İzleyiciyedoğada yalnız başına olduğu değil. doğayla başbaşa olduğu izlenimi vermeyi amaçlayan sanalçının desenlerine duygusal bir renk armonisi eşlik ediyor. Toprak renklen ve mavinin tonlannın ağırlıkta olduğu göze çarparken, beyazın da vazgeçilmez biryeri olduğu görülüyor. Pajonk'un eserleri, yurtiçindeki resmi ve özel koleksiyonlann yanı sıra, Almanya, Isviçre^ Amerika, Japonya, Rusya, İtalya ve Malezya'da da bulunuyor. Sanatçının Toprakbank Sanat Galerisi'ndeki sergjsi, 9 şubat tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık. Derya Baykal Şensoy, Ferhan Şensoy'un 4 Şu Gogol Delisi'nde beş değişik kadını canlandınyor Kadınlarabirazalayaamasıcakbakış DİKiMENGÜRtlV UÇARER "Sembolizm. romantizme gebey- ken, yani artık bütün yazarlar ve çi- zerler romantizme yatay geçiş yap- ntaya domuzlanırken; 'bı/e bizim ın- sanımızı getınn!' diyordu, yntık don- dan çıkar gibi, Nikolai Gogol isimli genç bir yazar. Genel bir afaJlama oldu Rusya'da. Kim lan bu Gogol?'"' DENEMELER'dekı "Baltık De- nizine Ulaşan Beyaz Torba" yazısına bu sözlerle başlıyor Ferhan Şensoy. Gogol'ün zengin dünyasını dokuz sayfa içine sığdınveriyor. Ona tut- kusunu salt bu yazıda değil. 1975'te Montreal'de "en iyi yabancı yazar" ödülünü kazandığı "Şu Gogol deli- si" adlı tek kişilik oyununda da aynı sıcaklıkla dile getiriyor. Ortaoyunculann alışılagelen çizgisinin dışında, şiirselliğin ağır bastığı oyunda, kostüm ve müzikle Ferhan Şensoy'un fantezisi tamamlanıyor. Ferhan Şensoy, "Şu Gogol Delisi'- 'nde Gogol'ün eserlerindekı kadın kahramanlardan yola çıkarak beş değişik tip üzerinde durur. Anna Andrievna Smirnov. Sofıa Smirnov, Olga Fominişka. Vasilisa Kaşpo- rovna ve Mavra Mavroviç. "Bir De- linin Hatıra Defteri"nde Poprişçin bir ara seslenir, "Ma>Ta, çizmelerimi getir." Hiç tanımadığımız. adını bir kez Popriscin'in ağzından duydu- ğumuz bu genç kadın, "Şu Gogol- Delisi'nın ana kişisidir.Paprişçin'e aşıktır.onu savünur ve gidirik onun- la özdeşleşır.Ferhan Şensoy bir yan- da Mavra"yı Paprişçıne dönüştürür- ken öte yanda da Paprişçin'in delili- ğiyle Gogol'ün deliliğini özdeşleşti- rir. Oyunun başındaki "Balalayka Semaver" bölümü Gogol'e, onun deliliğine övgüdür. Oyun kısa sah- nelerden oluşur ve her sahnenin so- nunda yer alan "Gogol'ün Mezar Ötesi Sesi" yazann dünyasını. onun dünyaya gülerek bakışını verir. Ya- zann delilığe adım adım yaklaşımmı belirler. Mezar ötesinden gelen bu seste giderek göze çarpan kriz, Go- gol ile Poprisçin'ın deliliklerinin öz- deşleştiğini vurgular. U COGOL DELİSİ Yazan-Yöneten: Ferhan Şensoy / Müzik: Andre Angelini I Dekor: Ferhan Şensoy / Giysi: Canan Göknil / Işık: Hüseyin Ulaş / gibi yapan- lar: Derya Baykal Şensoy, Şükran Dedeman, Şükran Elmalıoğlu "Şu Gogol Delisi" Popriscin'in, Mavra'nın ve Gogol'ün yargıîandığı bir duruşmadır. Anna Andrievna, Sofıa Smirno\. Olga Fominişka ve Vasilisa Kasporovna bu duruş- manın tanıklandır. Oyunun birinci bölümünde Poprişçin'e tanıklık ederler. ikınci bölümde ise Mavra'- ya. Kabare türüne yatkın bu yargı- lama boyunca tanıklar sık sık değiş- tiği gibi anlattıklannın doğruluğunu kanıtlamak istercesine başka tanı- klara da başvururlar. Olaylar ikinci ve üçüncü ağızdan aktanlır izleyici- ye. Bu aktanma Derya Baykal Şen- soy1 dur. Derya Baykal, beş ayn kadını canlandınrken aralanndaki farkhlıklan sesle, kostümlerle ve ak- sesuvarlarla öne çıkartır. Mavra'da geveze bir hizmetçi kızın sevecenliği- ni vurgularken, Vasilisa Kaşporov- • Derya Baykal Şensoy, beş ayn kadını canlandınrken aralanndaki farklılıklan sesle, kostümlerle ve aksesuarlarla öne çıkartır. Ancak sanatçı bu değişimlerde zamanlamayı aksatmıyor. na'da orta yaşlı bir hancı kadın olur. Anna Andrievna ise uçuşan giysileri içinde bir dişidir. Bu tür sahnelerde tempo kaçınılmaz. Derya Baykal Şensoy, bu değişimlerde zamanla- mayı aksatmıyor. Hızlı bir tempoyla bir kadından diğerine geçerken, bir tip içinde değişik kişileri de can- landınyor. Örneğin Mavra iken aynı zamanda Poprişçin oluyor, ya da Bayan Smimov iken süvari yüz- başısı Rastokovski oluveriyor. Sa- natçı, çizdiği kompozisyonlara an- latımcı bir tavırla yaklaşıyor. Tüm kadınlara belki biraz alaya ama sıcak bir açıdan bakıyor. Oyunun çizgisi de böyle bir yaklaşımı gerek- tirmekte; Aynı şekilde, "Gogol'ün Mezar Ötesi Sesi" ni içeren bolüm- lerde sahnenin iki yanında duran ek- ranlara. Ferhan Şensoy'un Gogol'ü anımsatan resimlerinin yansıması yine yazara duyulan yakınlığın sıcak bir alayia vurgulanışı olarak yorum- lanabilir. Derya Baykal ikinci bö- lümde "Sekizinci Dülsinea" sahne- sinden başlayarak anlatımcı kişili- ğinden sıynlır ve birduygu yoğunlu- ğu içine girer. Mavra'nın; sevginin. savunmanın ötesinde Popriscin'in deliliğı ile özdeşleştiğj etkileyici sah- nelerdir bunlar. Gogol'ün mezar ötesinden gelen sesi de Popriscin'in sözleriyle birbiri içine girerek nokta- lanacaktır şubatın 349. günü. Ortaoyunculann alışılagelen çiz- gisinin dışında. şiirselliğin ağır bastığj oyunda Canan GökniPin kostümleri kimi zaman dönemin iz- lerini taşıyor, kimi zaman günümü- zün uçukluklanna uzanıyor. Çarpıcı renklerle, hoş modellerle Ferhan Şensoy'un fantezisini tamamJayan bir görünüm sergiliyor. Andre Ange- lini'nin Rusmotifleriylesüslümüziği ve Şensoy'un stilize dekor parçalan da yine oyunu tamamlayan öğeler. Bakanlıktan birbaşvuru kitabı ANKARA(A.A)-Gazeteci-yazar Ahmet Oktay'ın hazırladığı ve 1923- 1950yıUannıkapsayan 'Cumhuriyet Dönemi Edebiyaü", Kültür Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başbakanlığı'nca basılarak, okurlara sunuldu. Oktay, 1300 sayfadan oluşan eseriyle ilgili olarak, kitabın edebiyat tarihine özgüçizgiler taşıyor olsa bile, 'Biredebiyat tarihi'olmadığnı belirterek, kitapta yer alan yazar ve şairlerin seçimiyle ilgili oiarak da şunlan söylüyor: "Ben her kesimde, özellikle profesyoneüerin dünyasında, tu- rucu, liberal ve solcu söylemler bağlamında. y azınsal değeıieri karsılıklı olarak kabul edilnûş, zamanlarında etkileri olmuş, genç kuşaklarda iz bırakmış ve yazmayı, Enis Batur'un sözleriyle (Kendilerine yu> a edinmiş) kişileri göz önünde bulundurdum. Bunun dışında hiçbir öny argını, önsecünim olmadı." Oktay, kıtabının. 'İmpara torluk'tan Cumhuriyet ve De- mokrasiye' başhklı ilk bölümünde edebıy atın 'arka planı'nı ele alıyor. bu kapsamda "İdeolojik Yönelişler \e Kamplaşmalar'ı da inceleyen yazar, ikinci bölumde edebiyat ortamı ve arayışlan ırdeliyor. Ahmet Oktay. eserin son bölümünde ise 1923- 50 döneminin 53 şair ve yazannı konu ediniyor. Burada yer verilen isimler. yaşamlan. yazım yaşamlan. yapıtlan, sanatlan ele alınıyor. Yazar ve şairlerin yapıtlanndan örnekler de veriliyor. Oktay. kitapta yer alan 'Sunuş'ta, ilk kitaplannı 1950'denönce çıkannış olmalanna rağmen. Aziz Nesin, Behçet Necatigil, Arilla İlhan. Edip Cansever, Turgut Uyar gibi yazar veşairleri. 1950- 198Ö arasını kapsayacak ikinci cilde bıraktığını belirtiyor. CRR'de haftanın etkinlikleri Kültür Senisi - Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda bu akşam saat 19.00'da Hüseyin Sermet ve Kun Woo Paik ikilisi bu pıyano resitali verecek. Ferhunde Erkin, Ulvi Cemal Erkin \ e Adnan Saygun'un öğrencısı olan Hüseyin Sermet. 1968 yılında Türk hükümetinın verdiğı bursla Fransa'ya gitti. Pans Konser\atu\an"nın piyano, kompozisyon v e kontrpuan bölümlennde öğrenim görerek. Pierre Sancan ve Thien Brunhoff ile piyano. Olher Messiaen ile kompozisyon çalışmalan yaptı. Güney Koreli sanatçı Kun Woo Paik ise New York Julliard School'da öğrenimini sürdürürken. Rosına Lhevine'den dersleraldı. Ravel'intüm yapıtlannı seslendirmesıyie bırlikte New York'ta büyük bir üne kavuşan Paik. daha sonra Paris'te de aynı başanyı yeniledi. üseyinSermet ve Kun Woo Paik'in piyano resitali bugünl 9.00'da. Berlin Senfoni Orkestrası cumartesi saat 20.00'de konser verecekler. Eleştirmenlerın beğenisini kazanan sanatçı. Berlin. Salzburg. Paris. Münih, Spolcto. Zürih. Flanders gıbı önemli müzik merkezlerindeki festi\ allere katıldı. Paik-Sermet ikilisi bu akşam verecekleri konserde Hahn. Mozart. PoulenoeBrahms'ın eserleri ni seslendirecek. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda cumartesi günü ise saat 20.00'de Berlin Senfoni Orkestrası'nın konseri dinlenebilir. Şef Michael Schoenwandt yönetimindeki orkestranın solisti Michael Endeben. Berlin Senfoni Orkestrası, Stravinski, Sibelius ve Schumanın eserlerini seslendirecek. 24 ocak pazartesi günü saat 19.00'da Kun Woo Paik bir piyano resitali verecek. Paik. resitalinde Bach. Liszt. Busonu \e Schoenberg'den eserler seslendirecek. Salı veçarşamba günleri saat 19.00'da ise Cemal Reşit Rey Konser SalonuMos- ko>a Festiyal Balesi 'neevsahipliği yapacak. İki ünlü Rus sanatçısı Maris Liepa ve Sergei Radchenko tarafından kurulan topluluk, yaklaşık üç yıldan bu yana iyi bir performans sergiliyor. Toplulukta Bolşoy ve Kirov balelerinin sanatçılanyla. Rusya'nın dünyaca ünlü diğer sanatcılan da yer alıyor. 27 ocak perşembe günü saat 19.00'da I Fiamminghi Topluluğu. şef Rudolph VV'erthen yönetiminde Mozart. Elgar. Haydn Bartok ve Britten'in eserlerini seslendirecek. Topluluğun solisti vivolonselist France Springuel.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear