23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18OCAK1994SAU 12 DUNYADAN jlslam'datek çözüm 'içtihat'jRahip Michael Nazir-Ali, İngiltere'nin saygın gazetelerinden Independenfta. Müslümanlann içtihat yoluyla liberal demokrasiye uyumlu bir yapıya kavuşmalan gerekliliğini savundu. üm dünyada "aslına dönüş" modası hüküm sürerken, İslam Dünyası'nda da kökten dinci- lik akımı, kapıtalizm ve sosyalizmin beklentilere yanıt verememesi karşı- sında bir çıkış yolu olarak yaygınlık kazanıyor. Müslümanlar, azınhkta olduklan ülkelerde horlanıyor ve dışlanıyor. Bu olumsuz gelişmeler azmhktaki Müslü- manlan. özellikle gençleri. köktenci + "çözümler aramaya itiyor. Dolayısıyla &öktendincilerin ekmeğine yağ sürü- ^üyor. Hıristiyanhk ve Müslümanlığın •ortak sorunu olan köktendinciliğin jıedenleri üzerine yüzeysel yorumlarda ^bulunmak yanıltıcı olabilir. Öncelikle İslam yasalan, ya da diğer adıyla Şeri- at üzerinde durulmahdır. Diğer dinler- de olduğu gibi İslamın kutsal kitabı olan Kuran'da da uyulması gereken yasal, ahlaJu ve sosyal kuralan belirle- yen öğretiler yer alır. Müslümanlığın 'doğuşundan sonra ilk üç yüzyıl bo- unca düzenlemesi süren karmaşık İslam yasalan farklı görüşlerin etkisi altında bugünkü konumuna geldi. Müslüman yargı organlan, günü- müzün değişen koşullanna karşın, hala geleneksel dini yasalan uygula- maya çalışıyor. Ancak bazı zorlayıcı durumlarda. toplumun iyiliği için katı kurallann sınırlannı zorlamak kalı- yorlar. Peygamberin koyduğu, sonsu- za kadar değişmemesini buyurduğu İslam kurallan bugün bir yol ayınmı- nda. Baa İslam düşünürleri."İçtihat" taraftan. İçtihat, islam yasalannın kaynaklanna inilerek araştınlması an- lamında kullarulıyor. Dolayısıyla oybirliği, yoluyla değişiklik yollan açılıyor. Şeriat'ın kesinliği ve değişmezliği karşısında Müslüman arkadaşlanmı- za şu soruyu yöneltmekten kendimizi alarruyoruz: Yıllar öncesinin koşullan- na göre düzenlenen yasalan günümüzde harfiyen uygulamak zonında mısuuz? Yunan ve Rotna İmparatorluğu dö- neminde de aanbklara karşı İslam'ın Şeriat'ına benzer katı kurallar uygu- laruyordu. Roma İmparatorluğu'nda Yahudilere, Pers İmparatorluğu'nda Hıristiyanlara uygulanan eziyet ve iş- kence benzer bir bağnazlığın sonucu- dur. Müslüman ülkelerde Müslüman olmayanlara karşı benimsenen hoş- görüsüz tavır ancak ortaçağda Hıris- tiyan toplurnlarda izlenen dar görüşle kıyaslanabilır. Toplumsal hak ve kişisel özgürlük- lerin baş tacı edildiği günümüzde pek çok Müslüman ülke. dini azınlıklarla olan ilişkilerini yeniden gözden geçir- mek ve köklü değişiklikler yapmak zo- runda kalıyor. Geçen yüzyıhn orta- lanndan başlayarak Müslüman ülke- lerde yaşayan Müslüman olmayan azınlıklara vatandaşlık hakkı tanını- yor. Bunun karşılığında azınlıklar da bu ülkelerin düşünce ve politik yaşam- lanna çok değerli katkılarda bulunu- yor. Ne var ki, Peygamber döneminde ve son yıllarda Müslümanlıkta yaşa- nan hoşgörü ortamı giderek terkedili- yor; yerini kaü bir bağnazlığa bırakı- yor. Şu anda gözler İslam Dünyası'na çevrilmiş durumda. Acaba bu hoşgö- rüsüzlük çoğunluk tarafından be- nimsenecek mi, yoksa yenilikçiler ses- lerini duyurabilecekler mi? Fikir hümyeti kişisel özgürlüğün savunulduğu günümüzde demokrasi vazgeçilmez bir yönetim şekli. İslam dininin ortaya çıktığı ilk yıllarda "şura", yani danışma yaygın bir kav- ramdı. Şura. toplum liderlerinin top- lumun çeşitli kesimlerinden gelen kişi- lere alınacak kararlara ilişkin danı- şmasıdır. Şura kavramından giderek uzaklaşan İslam Dünyası'nda yöne- tim miras yoluyla intikal etmeye baş- ladı. İslam Dünyası'nda demokrasi, dünyanın geri kalan kısmıyla kıyas- landığında yenı bir kavram olarak algılanıyor. Aynca bu ülkelerde daha emekleme çağmda olan Demokrasi, militarizm ve fanatizm tarafından da zedeleniyor. Şeriat'ın insanlann gelenek ve göre- nekleri çerçevesinde nasıl gebştiğini, düzenlendiğini belirttik. Şimdi, özel- likle Müslümanlann azınhkta bu- lunduğu ülkelerde çok ciddi bir İçtihat gınşiminde bulunmalan gerekliliği or- taya çıkıyor. Şeriat'ın gereklerini için- de bulunduklan koşullarda nasıl uygulayacaklannı saptamak için İçti- hat'ın tek çözüm olduğu görülüyor. Giyim. eğiüm, oruç, sağlık ve aile yapısı konulannda Şeriat'ın öngördü- ğü sınırlann dışına çıkıp, çoğunluğa ve çağdaş yaşama ayak uydurmalan ola- naksız görülmüyor. İfade özgürlüğü, kadın haklan, özel yaşama saygj gjbi konularda, tarihi gerçekler göz önün- de bulundurularak, gelenekler ye- niden yorumlanabilir. Dünyadaki ge- lişmelere ayak uydurmak isteyen Müslümanlar, kaçınılmaz olarak Şeri- at'ı sorgulamak zonında. Dünyanın pek çok yerinde, Müslümanlar arası- nda modernleşme akımının baş- ladığıru görmek ise cesaret veriyor. Gvaçev:NA TO'yu (fizegetiren Rus B aü askeri ittifakının gele- cekteki rolünü biçimlen- dirmek üzere NATO iiyesi ülkelerin bakanlanyla üst |l rütbeli subaylanrun Brüksel'de '{yaptıklan toplanü sırasında, Lhepsinin kafasını çağnlmamış ] blmasına karşın bir tek adam >neşgul ediyordu. Avrupa'run '. fcn büyük askeri makinesinin ı başında olan Rus Savunma Ba- \ kanı General Pavel Graçev, So- !ğuk Savaş'ın sona ermış ol- j masına Karşın, Rusya hala dün- lya banşının sağlanmasının te- tmelini oluşturuyor. £ 45 yaşındaki Graçev, Rus- »fya'nın gelmiş geçmiş en genç sa- Vvunma bakanı ve başanb bir as- fker olduğu kadar başanb bir politikacı olduğunu da kanı- tlamış bir adam. Her şeyden ır-önce, kurnazbk ve metanetin îî ender bir bileşimi içinde, Mos- kova'nın sokaklannı kana bu- layan iki darbede doğru tarafı seçmeyi becermiş biri. Her iki olayda da Ydtsjn'e verdiği ya hep ya hiç şeklindeki desteğe karşın, Graçev'in Rus devlet başkanının en büyük arzusu \ olan hberalleşme reformlanna ı, inandığı yönünde hiçbir kanıt yok. ski Sovyet cumhuriyetlerinde aynhkçıhğı teşvikle suçlanan ve A vrupa'nın en büyük ordusuna hükmeden PavelGraçev, geçen hafta BrükseVdeki NA TO zirvesinde, toplantıya çağnlmamış olmasına karşıngündemibeSrleyenlerden birioldu. J I Fabrika işçiliğinden orduya NATO zirvesinden iki hafta ; önce Graçev neredeyse tesadüf- , müşcesine, en azından 2.1 mil- \ yon askerlik yeni bir ordu kur- \ mak istediğini bizzat açıkbyor- 1 du. Bu, eski parlamentonun 1 bütçesini onayladığı orduda t 600 bin fazla asker demekti. ' Hem Rus, hem de yabancı göz- lemcilerin çoğu bu değişikbğin, ; tutucu komünistlerin geçen i ekimdeki darbe girişimleri sıra- 1 sında ordunun Yeltsin'in ya- nında yer almasına karşıbk ola- rak talep ettiği bir ödül oldu- J ğuna inanmaktalar. NATO Şj)lanlamacılanmn Graçev'in , daha başka neler talep edeceği- ; ni merak ediyor olmalanna şaş- • mamak gerek. ! Tula yakınlanndaki bir köy- ı de 1948 ekiminin ilk günü do- ! ğan Graçev. bir işçi aileden geli- ; yor. Babası bir demir döküm- ; hanesinde boru işçisiydi. Genç Pavel okulda Rus edebiyaü, ta- rih, İngibzce ve matematiği çok seviyordu, ama löyaşındayken Zoriu ittifak: Genelkurmay Başkanı Pavel Graçev, 1993 darbesini bastırdıktan sonra Başkan Boris \ eltsin'den ödül alırken. yakınlardaki bir fabrikada ça- lışmak üzere okuldan aynldı. 1965'de askere çağnlmasın- dan sonra orduda bir kariyer yapmaya karar verdi. Ryazan'- daki ha\ a indirme birbkleri ku- manda okulunda hızla isim yaptı ve okuldan 1%9'da bü- yük bir başanyla mezun oldu. lnceleme ve planlama alanında eğjtim gördü ve Sovyetler Bir- bği'nin çeşitli hava indirme bir- liİderinde görev yapüktan son- ra 1978'de yeniden eğitimedön- dü. Bir binbaşı olarak öğrenime başladığı Moskova'daki saygın Frunze Askeri Akademisi'ni 1981 yıbnda büyük bir başany- la bitirdi. Hemen ardından katıldığj Afganistan savaşında 1983'e dek etkin olarak görev yaptı. O tarihte Sovyetler Birbği'ne dö- nerek Hava İndirme Muhafız Alayı Kurmay Başkanı oldu. 1988'de Afganistan'da yap- tıklanndan ötürü "cesaret ve kahramanhk" ödulüne layık görülerek Sovyetler Birliği'nin Kahramanı oldu. Aynı yıl üst düzey eğitim için Genel Kur- may Akademisi'ne girdi. 1990'- da üstün başanyla mezun ol- ması pek de şaşırtıcı değildi. Tutucu komünistlerin 1991 ağustosundaki ilk darbe girişi- minde Graçev artık generaldi ve Sovyetler Birliği hava indir- me birliklerinin kumandanı ol- muştu. Ancak, paraşütçülerini komploculara karşı hücum et- tirmek yerine barakalannda tutmayı yeğledi. Daha sonrala- n. Graçev o sırada tutucu ko- münistlerin yerleştiği Kremlin'i bombalamayı düşündüğünü ıleri sürecekti. Başansız darbeden parsayı Gazze'de en büyük sorun altyapı Filistinliler köhne sağlık sistemi, akmayan su, yanmayan elektrikle yüz yüze Sfce^eüJ gork ^î Recah Şubeyr Tevfık, 9 yaşında küçük bir oğlan çocuğu. İsrail işgab altındaki Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin kirb bir odasının köşesinde oturup çaüşmalara bir son vermek için Oslo, Paris ve Kahire arasında durmadan uçan adamı bekbyor. İsrail ve Filistinli görüşmeciler, İsrail'in Gazze ve Eriha'dan kararlaştınlan tarihte geri çekibnesi konusunda anlaşmaya varamayacak olurlarsa, doktorlar küçük lösemi hastasının yakmda öleceğini söylüyorlar. Solgun ve halsiz oğlunun yanında otuıan annesi. "Recah'ı kemik iliği nakli için İsrail'e ya da dışanya göndermek için paramız yok. Filistin yönetimi kurulduğu zaman, belki oğlıunun tedavisi için para ayırabilir" diyor. Küçük oğlan ve ailesi, kurtubnak için özerk yönetimin oluşturulmasını bekleyen binlerce insandan yalnızca ikisi. Ne ki. İsrail'in söz verdiği geri çekilme, beraberinde yeni bunahmlar da getirebilir. Yalnız siyasal denetimi ele geçirme mücadelesi değil, aynı zamanda çöp toplamaktan. sağlık ruzmetlerine kadar yapılmayı bekleyen günlük sorunlarla başa çıkma mücadelesi de gündeme geldi. Gazze'de Filistinlilere miras kalan sistem ve hizrnetler, İsrail'in ihmali ve alü yılbk Filistin ayaklanması nedeniyle harabe habnde.Tüm çevredeelektriklerkesik. İsraiUiler bunun nedeninin Fibstinblerin faturalan ödememesi olduğunu söylüyor. Kanalizasyon sistemi çökmüş halde. Kirli sular sokaklarda birikiyor. Musluklardan günde yalnızca birkaç saat su akıyor. Çoğu sekiz sığınmaa kampında tek odada sıkışmış olarak yaşayan Filistinli aileler, şu anda dünyada var olan en yoğun nüfus alanını oluşturuyorlar: her 1.6 kilometre kareye 260 bin insan düşüyor. Çoğu sığınmacı olan erkeklerin yansı işsiz. Ancak. Gazze Şeridi'nde kurulacak bir Filistin yönetimini bekleyen sorunlann belki de en önemlisi, bölgedeki köhnemiş ve kötü yönetilen sağlık hizmetleri sistemi. Resmi kayıtlara göre Gazze Şendi'ndekı sağlık personelinin sayısı yalnızca bin. Gazze Şeridi'ndeki alü hastanenin personel ve yatak sayısı 1 %7'den beri değişmemiş. Oysa nüfus o dönemde 360 binken, bugün 850 bine fırlamış. İlaç bulunamıyor, modası gecmiş donanım genelbkle bozuk halde duruyor ve hastane koridorlannın bir köşesine terkedib'yor. Filistin Sağlık Konseyi'nin planlama bölümü başkanı Hüssam Şarkavi, "Başsız bir gövdeye benzeyen bir sağlık sistemi de\ ralıvoruz" dedi. Sağbk Konseyi. özerk yönetim öncesi geçici dönemde Gazze ve Batı Şena'da sağlık olanaklannı gözden geçirecek ve Filistin Sağlık Bakanlığı'nın çekirdeğini oluşturacak. Recah gibi gerçekten ciddi biçimde hasta olan Filistinliler ya Gazze'de kalıpöleceklerya da daha iyi bir bakım ve tedavi görmek için İsrail'e nakledilecekler. ChrisHedges usya'nıngelmişgeçmiş engençgenelkurmay başkanı olan PavelGraçevhenüz45yaşında. Yeltsin'ekarşıtutucu komünistlerce düzenlenen iki darbegirişiminiezmiş olmasına karşın,gündemdekıliberalreformlatasıcak bakmadığı sanıhyor. dan korku duyan Rus subay- lan ve pobtikacılannı tatmin edecek kadar şahinceydi. Ordunun, yeni bağımsızla- şan ülkelerdeki Rus yurttaşlan- na yardım etmek üzere müda- hale etme hakkının olmasını is- tedi. Moldova'daki Trans-Din- yester bölgesindeki aynlıkçıla- ra olduğu kadar Gürcistan'- daki Moskova yanlısı Abhaz ayaklanmacılara destek olmak- la suçlandı. Graçev keskin bir dille Rus- ya'nın askeri çıkarlannın Baltık kıyısındaki Kaliningrad üssü- nün "Rus olarak kalmasııu" ge- rektirdiğini açıkladı. Oysa Ka- liningrad'ın Rusya'yla karadan bağlantısı yoktu ve birlikierin ya deniz yolundan ya da Lit- vanya üzerinden nakledilmesi gerekiyordu. Sadakat ve grup sevgisi onun için çok önemb. Diğer Afgan savaşı gazilerini de terfı ettiri- yor ve askerlik çağnlanna uy- mayan genç Ruslara verip ve- riştiriyor. Bütün bunlar onun yaraua ve esnek obnadığının kanıtı değil aslında. Ne ki, di- siplin konusunda şaka kaldır- mıyor. IBûyük Rusya yeniden dirilecek Afganistan'da Sovyet ege- menbğini yerleştiren ateşli kişi- liği, şimdi Rus silahlı kuvvetle- rinin kumandanı olarak daha da belirginleşmiş durumda. Bu, kimi komşulannı kaygjlandın- yor. Londra'daki Kraliyet As- keri Hizrnetler Akademisi'nde yaptığı bir konuşmada. "Büyük uluslar lisJesindf yerini alacak bir Bmiik Rusya'nın dirilişine tanık olacağımız inancmdayız" demişti. Graçev'letanışmışolan Batılı poliükacılar ve subaylar onun nezaket ve zekasından derinden etkileniyorlar. Sovyet Ordusu- nun İçyüzü adlı kitabın yazan Carey Schofieid. Graçev'in "bû- yüleyki fakat kaba ve zeki biri, 1991 darbesinin ezümesiııde en öoemli kişi" olduğunu bclirti- yor. Graçev 1993 ekiminde, Af- gan gazilerinden Parlamento başkan yardıması General Ale- xander Rutskoy'un önderliğin- de ve Ruslan Hasbulatov'un sözcülüğünde, yandaş askeri birliklerle Yeltsin'in karşısına dikilen parlamenter muhalefe- tin ayaklanmasında son derece önemb bir rol oynadı. Ancak, ayaklanma patladı- ğında Graçev, Yeltsin'in imda- dına koştu. Bu kez ayaklanma- cılan bombalama>ı yahıızca "düşünmek"le yetinmeyip par- lamentoya gülle yağdırsınlar ve Yeltsin'in düşmanlannı ezsin- ler diye tanklan yolladı. Bu sa- vaşta yaklaşık 140 kişi hayaünı kaybetti. Çatışmadan birkaç gün son- ra Yeltsin'in dağıttığı ödüller ve madalyalann ilk sahiplerinden biri, komünizm sonrası döne- min ilk kahramanlanndan Graçev oluyordu. Yeltsin'in kucaklamak üzere ona yaklaş- tığı sırada Graçev gülümsüyor- du, ancak, gözlerinde gizemb bir pınltı vardı. Vücut dili şöyle diyordu sanki: "Gelecek sefere ne olacağmı kim bilebilir?" Yalnız Yeltsin değil, NATO ve Başkan Bill Clinton da bu so- runun yanıtını bilmek isterdi. TheEuropean toplamış olarak yükselen Yelt- sin. Mihail Gorbaçov'u bir kc- nara itti ve Graçev de SSCB'nin dağılmadan önceki son birkaç ayı boyunca savunma bakanı yardımabğına yükseldi. 1992 haziranında. bir sivibn göreve getirileceğini uman Yeltsin yan- daşlannın bir çoğunu düşkınk- lığına uğratarak, sa\unma ba- kanbğına yükseldi. Graçev'in açıklamalan, Rus- ya'nın en büyük gurur ve zafer sembolü olarak kabul edilen si- lahb kuvvetlerinin aşağılayıa bir şekilde silahsızlandınlması- Rusya'nın son tehdidi Jirinovski/ Hagen- Verdens Gang ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ GOzel İnsanları Savunmak... Şimdiye değin, Nâzım Hilonet'le, Sabahatttn Ali'yle, Deniz Gezmiş'lerle ılgili belki yüzlerce yazı yazdım. Her birinde, bir gazeteci gözüyle yeni şeyler bulup yazmaya uğraştım. Zaman zaman, "Yazacak ne kaldı?" diye dü- şündüğüm olur. Elimden bırakmadığım yapıüardan biri Adnan Cemgil'in "Nâzım Hıkmet'in Yaşadığı AdaletDra- mı ve Açiık Grevi Olaymdaki Gerçekler"ö\. Adnan Cem- gil, kendi biçemi içinde, özellikle Nâzım'ın cezaevinde giriştiği "açltk grew"konusunda, Azlz Nesln'yazdıkları- na, Kemal Tahlr'in ileri sürdüklerine, karşılıklar veriyor, bunları belgelemeye çalışıyordu. Gazeteciliğin bir güzel yanı, kurcalamayı, araştırmayı sevmektir. Usuma bir mu- ziplik geldi. Nâzım'ın neden açlık grevine yattığını en iyi Münevver bilmez miydi? İçimden açıp telefonu ona sor- mak geldi. İyi mi? Sayrılanıp, yatağa çivilenmenın bir yararı da oldu; yatö- ğım yerde kitap okudum. Halit Çelenk'in 'Vmut Hangi Dağın Ardında" bunlardan biri, birincisi. Nâzım Hıkmet, soyadını "Ran" diye aldı. Tersinden okuyunca, "nar" anlamına geldiğini, lise sıralarından bi- lirdik. "Nar" bir anlamda, •'Dünyanın bütün işçileri (taneleri) birleşin" mi demekti? Bunu herkese söylemezdik! Halit Çelenk de, "insan hakları"n\ "nar ağacı" ile birlikte an- mış. Kitabının bir yerinde şöyle diyor "İnsan haklan ve özgürlükier deyince hep aklıma bir nar ağacı ve geniş bir bahçe gelir, Antakya evlerinin 'ha- yat1 denilen, etrafı kapalı, üstü açık ve gökyüzüne bakan bahçeleri, avluları gelir. Antakya 'da doğduğum böyle bir evin avlusunda bir nar ağacının altında Jean Jacque Rousseau'nun Contrat So- cial' (toplumsal antlaşma) adlı kitabını okuyorum. Lise öğrencisiyim. Rousseau kitabına şöyle başlıyor: insan dogaya özgür geldi ama her yerde baskılar altındadır.' Bu çarpıcı anlatım beni etkiliyor. Insanlar neden baskı- lar altındadırlar? Bu baskılar nereden kaynaklanıyor? Insanlar yüzyıllardan beri katlanmak zorunda kaldıkları bu baskılardan nasıl kurtulabilirler?.. Kafamda sorular birbirini izliyor. Hak ve özgürlükler sözcükleri, bu kutsal kavramlar düşünce ufkumda bir gül gibi açıyor. Artık dün- yanın en güzel sözcükleri: Özgürlük ve insan haklan..." Halit Çelenk, sürekli bu kavramları ve baskıları düşünü- yor, hukuk eğitimi görüyor. Toplumsal bilimlere, sosyal mücadeleler tarihine, felsefeye eğiliyor. Tarih boyunca, hak ve özgürlük savaşımının insanoğlunun adeta yazgısı haline geldiğini, bunun sürdüğünü görüyor... Halit Çelenk, kamuoyunda, daha çok Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'ların savunmanı olarak bilinir. Mükerrem Erdoğan, Niyazi Ağımaslı birlikte o gençleri aylarca savundular. Bu çocuklar, haksız olarak asılmış- lardı. Ali Elverdi adında bir sıkıyönetim mahkemesi baş- kanı, Denizler asıldıktan sonra, gitti, AP'den milletvekili olup Meclis'e girdi. Bir mahkeme başkanı nasıl politikaya girer, girerken de "İşte, Deniz Gezmiş ile arkadaşlannı astıran benim!" diyerek oy ister? Bırakın adalet duygusu- nu, biraz sıkılma duygusu oian bunu yapar mı? Deniz Gezmiş ile arkadaşlarının asılmasını, o zaman CHP Genel Başkanı olan Ismet Paşa önlemek istedi; ka- rarı bozdurmak için Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Adalet Partililer, -Metin Toker'in yazdığına göre- Ismet Paşa'ya çok kızdıiar. "Demek, asılmasını istemediklerini kurtar- mak için uğraşabiliyormuş, neden Adnan Menderes, Fa- ttn Rüştû Zorlu, Hasan Polatkan için böyle uğraşmadı?" diye, dedikodular yaptılar kulislerde. 1960ta Demokrat- lar'dan üç kışı asılmıştı ya, onlara karşı uç kişi asılırsa, rahatlayacaktı tutucular. Talat Aydemir olaylarında da asılacaklar üç kişiydi. Osman Deniz'i tabii senatörler, Se- nato'da kurtarabildiler. S.D.'nin, Denizler'in asılmaları yönünde oy verirken, parmağının tavana değeceğini nerdeyse, yazdım. O da, Ismet Paşa ile bir olup, ölüm cezalarını önleme yoluna gi- demez miydi? O zaman o da, ismet Paşa denli büyümez miydi? S.D. bunu yapabilseydi, Çankaya'dan daha üstün köşk- lere kurulur, ölümsuzleşirdi. Halit Çelenk'inyapıtı, "Çağdaş Yayınları" arasında çık- mış. Halit Çelenk, savunduğu çocuklarla, insanlarla bü- tünleşmiş sanki. ûnsözü Server Tanilli yazmış. Bilmem, Halit Çelenk'in yapıtı bir yazıda anlatılabilir mi? Kitabın arka kapağında da şöyle demiş Halit Çelenk: "Sen bir savunmanım. Güzel insanları savundum. Hal- kımı seven, onların 'bir orman gibi kardeşçesine' yaşa- ması için gencecik yaşamlarını veren insanları. Özgür- lüklerini, yaşanmamış yemyeşil yıllannı ortaya koyan insanları. Hakça toplumsal bir düzene giden yola ışık sa- çan insanları savundum. Onlar bir çiçek gibi an, taze ve renkliydiler. İnsan ol- maktı suçlan. İnsanlan sevmekti; baskısız, sömürüsüz, özgür bir dünya istemekti. Her biri birer dünyaydı. Ideallari için öldüler, idam edil- diler, hapis yattılar. Ben bu güzel insanlan savunarak, onlarla beraber, in- san sevgisini, barış dolu, özgür ve mutlu bir dünyayı sa- vundum. Bu güzel insanları seviyorum. Bir yaşam bu sevgiyle geçti. Kendilerini tüm insanlığa adayanlara bir yaşam vermek çok mu?" ••• Sevgili arkadaşımız Edip Sakarya'nın ölümüne çok üzüldüm, yandım. Yakınlarının, tüm arkadaşlarımızın ba- şı sağ olsun! BULMACA , 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Güneydoğu Asya'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve lifli, ince çekirdekli zeytinsi meyveler veren palmiye. 2/ Dolayb ola- rak anlatma... Manda yavrusu. 3/Marksist ter- minolojide. proletarya- nın sınıf bilincinden yok- sun alt tabakasına verilen ad... Japon lirik dramı. 4/ Bir seçimde adaylardan hiçbirinin. gerekli oyu sağlayamaması nedeniyle seçimin sonuçsuz kalması. 5/ Te- mel niteliğinde olan... Leylak ren- gi, açık mor. 6/ Bir nota... Buyuru- cu. 7/ Kütahya'nın bir ilçesı 8/ Pamuk ipüğinden yapılan kaljnca kilim... Sazın en ınce ses veren teli. 9/ Yunan mitolojisine göre uçma- yı başaran ilk insan... Bir ctrvel türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Ayn bir tüzel kişib'ği olmakla beraber, sermayesinin öneml bir bölümünü elinde bulunduranbir ana şirket tarafından denetle- nen |irket.-. Bir nota. 2/ Avusralya'da yaşayan bir tür deveku- şu... Içıne ok konulan kılıf. 3/ <.apı, pencere ya da kapak kenar- lanna açılan dık açılı girinti.. Yazı. 4/ Gemiyi iskeleye bağla- maya yarayan kabn halat. 5/ Gerçekleştirilmesi zamana bağb istek... Kumar oynanan yere kırakılan para. 6/ Yapağıdan elde edılerek eczacılıkta ve parfünende kullarulan sanmsı yağ. 7/ Yabancı... Ensiz tahta. 8/ Enfem Kıral'ın bir fılmi... Pamuktan dokunmuş basma. 9/ Altay T j-klerinde şarkı, türkü anlamında kullanılan sözcük... Bir nota.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear