Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16OCAK1994PAZAR
10 PAZAR KONUKLARI
Baskanlık
Istanbulkimeyârolur?SUNUŞ: Türkiye çapındakiyerelseçimlerin
yapılmasına iki aydan birazfazla bir zaman var.
Türkiye nüfusunun üçte birinin yükünii çeken
îstanbul, hummalı biryerelseçim hazırlığı içinde.
D YP 'den başkanlığa adaylığını koyan eski Anakent
Belediye Başkanı Bedreitin Dalan, biryandan seçilir
seçilmezyarım kalan inşaatlarına devam edeceği
sözlerini verirken, biryandan da Büyükşehir
Belediye Başkanı Nurettin Sözen 'e hiç durmadan
yükleniyor. Bir televizyon mülakatında kendini
' 'kabadayı" ilan eden Dalan, Sözen 'in aday olup
' 'İsîanbullulardanyanıtım almasını''çok istediğini
söylüyor. Sözen ise kendisinin bu tür kabadayılık
sözcüklerinden hoşlanmadığını, tartışmaların,
eleştirilerin uygarca zeminlerdeyapılması gereğinin
altını çiziyor. Bu hafta Dalan ve bu söyleşiyapıldığı
sırada henüz belediye başkanlığına adaylığını
koymamış olan Sözen 'le konuştuk.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Nurettin Sözen Belediye Başkanı Bedrettin Dalan Başkan Adayı
Prof. Dr. Nurettin Sözen
Sıvas Gürün doğumlu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nibitirdi. /.Ü ve Cerrahpaşa da rektörlükgöreviniüstlendi. 1989ye-
rel seçimlerinde SHP'den İstanhul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
HP Parti Meclisi, merkez yoklamast karan aldı. Bu
karar sizce parti yönetiminin size karşı bir tavnndan
tnı kaynaklanth?
SÖZEN - Parti M YK'sı genel başkanın da oyuyla
İstanbul'da önseçime karar vermişti. Ama bu ka-
rann tüzük gereği parti meclisince onavlanması ge-
rekiyordu. Bütün illerde olduğu gibı İstanbul'da da
merkez yoklaması yapılması oylandı. Genel başkan da bunu ifa-
de ettı muhtehf basın toplantılannda. Ama ben. "Doğrusu budur.
Partimiz önseçimle adaylarını tespit etmelidir. Ben btınu veğlerim"
dedim. Ama bunu söylerken, önseçim dışında aday olmam ya da
kızanm. ağlanm. filan demedim. Dolayısıyla parti meclisi, yetki-
sinı kullanarak böyle bir karar aldı.
Genel başkanımız. kendısivle yaptığım görüşmelerde bu ka-
rarın Istanbul'un dığer büyük şehirlerden aynlmaması doğrultu-
sunda alındığını ıfade ettıler. Kuşkusuz başka faktörler vardır.
Siyasetin gereği. bu karan etkileven başka şeyler vardır.
-Ama burada başka bir şey var. tstanbul'un konumu ttiğer büyük
şehirlerden çokfarkb. Çünkü İstanbul, orta boy bir Avrupa ülkesi
kadar...
SÖZEN - Hayır. büyük bir Avrupa ülkesi kadar. İstanbul için
ayn bir yasa düşünülüyor. Burada da ayn bir uygulama olabilir-
di. Parti meclisi üyeleri sizin
gibi düşünseydi bu yapılabi-
irdi.
- Şimdi siz bekleme aşa-
masmda olduğunuzu, durum
değerlendhrmesi yaptığınızı
söylediniz. İstediğiniz gibi bir
sonuç alamadığımz takdirde
ne yapmayı düşünüyorsunuz?
SÖZEN - Çok uzun bir
süre >ok önümde. Şöyle ya
da böyle bir karar vereceğim.
Bana. üzülür müsün, ağlar
mısın, diye soruyorlar. Be-
nim için böyle bir şey yok.
Ben artık parti içinde politi-
kayı yaşam biçimim olarak
görüyorum. Doktorluk mes-
eğini ya da hocalığı tekrar
yapmayacağıma göre politi-
kaya devam edeceğim. Aday
olursam tabii ki aday gibi
çalışacağım. Aday olmazsam
parti üyesi olarak seçime ka-
dar görev yapacağım. Aday
olup kazanırsam tabıi ki tek-
rar burada göreve devam
edeceğim. Kazanamazsam
ya da aday olamazsam, parti-
nin bana verdiği her türlü gö-
revi yapacağım. Politika ve
partim yoluyla halkıma hiz-
mete devam edeceğim.
- Parti mectisinin karan
bazı çevrelerde de, acaba Sö-
zen istenmiyor mu da böyle bir
karar ahndı, biçiminde yo-
rumlandı.
SÖZEN - Olabilir. Böyle
değerlendinlebilir. Ama şunu
söyleyeyım:. Bu. çok faktöriü
bir konu. İstanbul faktörü.
partinin genel politikası, se-
çim şansı. bireysel ilişkiler
bunun içinde var. Politikada.
liderler dahil, biliyorsunuz,
insanlar herkes tarafından
sevilmezler ya da herkes ta-
rafından takdır edılmezler.
Politikacılann seveni de
vardır. sevmeyenı de vardır.
Parti meclisinde de seven
vardır. sevmeyen vardır. O
günkü koşullarda, yani oyla-
ma sırasında hakim fikrin ne
olduğunu bilmiyorum. Ama
bir tanesını Genel Başkan'ın ağzından sıze iletmiş oldum.
- Siz medyada antipatik bir imaj vermekle eleştirUdiniz. Sizce bu
neden böyle oldu?
SÖZEN - Bu görüşleri yazan ve yayan merkezler hep aynı mer- •
kezler. O merkezlerle benim aramda temel dünya görüşü farklılı-
klan var. Uygulama bakımmdan aramızda farklıhklar var. Be-
nim varlığım onlann her türlü çıkarına ters düşüyor. Şahıslann
da bireysel çıkarlanna ters düştüm. Dolayısıyla beni başansız
göstermek. imajımı farklılaşürmak için, o da bireysel meselesiyle
mesleğıni kanştınp, gazetesini ya da mesleğını istısmar ederek. bu
çabalann içine girdi. Bir insan bana kızabilir. Benden dolayı za-
rar da görmüş olabilir. Ama gazetecilik mesleğini ya da gazetesini
bu konulara alet etmemesı gerekir. Oysa beni antipatik gösterme
gayreti içinde olan insanlar bu tür insanlardır. Ben aldığım karar-
lar ve uygulamalarla bu ınsanlara zararlı olmuşum. Bu insanlar
kendi mesleklerinden. gazetelerinden yararlanarak bireysel
hınçlannı yerine getirmişlerdir. deyim >erindeyse. Benim antipa-
tik olup olmadığıma siz karar verin.
- Efendfm, size bu eleştiriyi getirenler, halkla ilişkiler meselesini
iyi çözemedi, diyorlar...
SÖZEN - Ben her türlü eleştiriye açık olduğum gibi halkla iliş-
kiler konusundaki eleştiriye de açığım. İyi halkla ilişkiler yaptığı
söylenen kişilerin bunu yaparken kullandıklan yöntem. benim
kullanabileceğim türden değildir. Bu yöntemlerin eoğu ahlak
sınırlannı aşmaktadır, yasal sınırları aşmaktadır ve benim top-
Kabadayılık
yapamam
Şu anda Dalan söz konusu. Dalan
eleştiriliyor. Ama ben aday olursam bu
seçim stratejisini daha kurumsal bir
mihraka oturtacağım. Bu stratejiden
ANAPda Refah da payını
alacak. İSKİ olayı bir kaza. Önemli
olan şey kazadan sonra arabayı >
onarmak, yaralan sarmak. #
lumsal ve siyasal inançlanma ters düşmektedir. Dolayısıyla ben,
i\i halkla ilişkileryapma uğruna bu yöntemlere baş\ uramam.
- SHP Genel Başkanı Murat KarayalçuTla ilişkileriniz nasıl?
SÖZEN - Çok iyı. çok uygar. Beş yıl birlikte çalıştık. Şu ana
kadar hiçbir ihtilafımız olmadı. Ve şunu itiraf edeyim ki, sıyaset
hayatımda hiç kimse onun bana yaptığı iltıfatı yapmadı. Bana
parti içindeki kıdemımden kasnaklanan sözler sövleverek. "Siz
parti içinde bir müesscsesiniz. Sizin konuşmalarınızdan >e önerile-
rinizden istifade ediyonım" dıyecek kadar. "Ağabey" diyecek ka-
dar benımJe güvenle konuşiu. Kendisiyle bugüne kadar hiçbir ıh-
tılafım olmadı.
Dalan'la uğraşmıyorum
- Biraz da Dalan konusunu konuşalım isterseniz...
SÖZEN - Ama şöyle bir kısırdöngüye gjrmeyelim. Gazetecı
arkadaşlar soruyorlar. ben de tabii yanıtlıyorum. Ondan sonra
da eleştiri geliyor. Belki bu eleştiriyi aynı insanlar yapmıy or: ama
"Hep Dalan'la uğraşıyor" diyorlar. Yani gazeteci arkadaşlar sor-
masalar ben hiçbir zaman hatırlamayacağım. hatırlamak isteme-
yeceğim.
- Dalania aranızda karşdıklı eleştiriler oldu...
- SÖZEN - Çok doğal. Çün-
kü biz farklı dünva görüşü.
toplumsal ve siyasal görüşü
temsil eden ınsanlanz. Zaten
aynı şeyleri düşünsek aynı
partide olurduk. Dolayısıyla
bırbirimızın düşüncclerinı. ina-
nışlannı. uygulamalannı
eleştirmemiz kadar doğal bir
şey olamaz.
- Ama bu, eleştiriden öteye
gitti. Adeta bir kan davasına
döndü...
SÖZEN - Ben sıyasette kan
davasına inanmıyorum. Ge-
çen gün bir televizyon prog-
ramında da söyledim. Kandır.
bamttur, bombadır, dinamıt-
tir, bunlardan hoşlanmıyo-
rum. Eleştiriler kardeşçe, uy-
garca yapılmalı. Kendisiyle
katıldığım televizyon prog-
ramında da. kabadayılık. kan
gibi sıfatlar, uygar, çağımızın
insanına yakışan sıfatlar değil.
Ben uygar. siyasi ölçüler.
sınırlar içinde kalmak istiyo-
rum.
- Sizin aranızda ciddi bir an-
laşmazuk olduğu bir gerçek.
Acaba bu İstanbuTda ANAP
ve RP'nin işine yaramaz mı?
SÖZEN - Bakın, bu bir se-
çim stratejisi. Şu anda Dalan
söz konusu. Dalan eleştirili-
yor. Ama ben aday olursam
bu seçim stratejisini daha ku-
rumsal bir mihraka oturta-
cağım. Bu stratejiden ANAP
da Refah da payını alacak.
Ama şu anda böyle planlı bir
seçim çalışması içinde değiliz.
Gazeteci arkadaşlanmı yanı-
tlamakla, televizyon program-
lanna telefonla katılmakla ye-
tiniyorum.. Ama ış planlı ve
programlı bir çahşma>a geldi-
ğınde, diğer partiler de nasip-
lerinı alacaklardır. Bunlann
yararlanacaklanna da inan-
mıyorum. Çünkü doğal ola-
rak ona göre bir politika izle-
yeceğiz. Belki de o zaman Da-
lan. hesaba katılmayacak de-
eerlerin arasına gırer.
~ - Sizce İSKİ olayı..?
SÖZEN - Bu İSKİ olayının beni üzmediğini söylersem yanlış
yapmış olurum. Beni. aıjemi. arkadaşlanmı, partimi çok üzdü.
Üzdü, ama bu bir kaza. Önemli olan şey kazadan sonra arabayı
onarmaktır, bir varalı varsa yarasmı sarmaktır. Böyle bir kaza
olmuş. Bu kazada da görevliler var. Yani müfettış var. sava var,
yargıç var. Bunlar soğukkanlt olabilseler. dış etkilerden uzak çalı-
şabilseler... Çalışıyorlar, ama çok rahat olduklannı söyleyemem.
Çalışsalar, bütün gerçekler ortaya çıkacak. Bu tür kazalar her
yerde oluyor. Bu da belediyeye bağlı bir kurumda olmuş. lşığı,
asıl suçluya ve suça tutmak yerine. sırf bunu vesile sayarak politi-
kacıya ve politikaya tutmak. bana göre politıkaya ve demokrasi-
ye zarar vermek olur. Ve bu tek yanlı yapılmaktadır. Küni insan-
lar kendilerinı müfettiş. sava. yargıç yerine koymaktadırlar. Bu.
son derece yanlıştır. Sağlam kalmış demokratik müesseselen yı-
pratırsak sonunda demokratik kurumlar kalmaz. Bundan da de-
mokrası ve hukuk zarar görür. Burada oynanan oyun ışte budur.
Sanki gizli bir el temel kurumlanmızı yıpratma kampanyasına
girmiş. Bu son derece tehlikeli. Eskiden demokrasiyi sokak hare-
ketleri. askeri ihtilaller tehdit ederdi. Şımdı başka bir tehdıtle
karşı karşıya
- İstanbul Büyükşehir Bekdiyesi SHP'li olduğunagöre, bu şekil-
de s»/ hareket miyıpratılmak istenivor?
SÖZEN - Hiç kuşkunuz olmasın. Burada önce İstanbul'da il-
legal çıkarlar peşınde koşanlar, Sözen"ı yıpratmak ve dolayısıyla
da solu iyice yıpratmak amacı güdüyorlar.
Bedrettin Dalan
1941 Eskişehir doğumlu. İTÜ Maçka Elektrik Mühendisliği bölümünü bitirdi. DD Y'de sinyalizasyon üzerine çalıştı, yöneticilik
ve tekstilcilik yaptı. A SA P Kurucu üyesi, İstanbul Belediye Başkanlığı yaptı. D YP İstanbul milletvekili.
lıç'te tarihi eser yıkıldı, dendi. Gidin bakın. Bir kere Haliç'in tari-
hini bilmiyorlar. O kadar komik insarüar ki... Haliç'in Haliç Sur-
lan dediğimiz tarafında toprak yok. Sular Haliç Surlan"yla teğet.
Dolgu arazi üzennde tarihi eser mı olurmuş? Dolgu araziden son-
ra 53 senelik, 150 senelik tarihi olan binalar yaptırmışlar. Onlann
hepsi de rezil edilmiş. Dökümhane olarak kullanılıyordu. Duvar-
lan delik deşik edilmişti. Onlan da açtık. etrafmı tertemız hale ge-
tirdik. Orada 29 tane binavı da restore ettik. Gidin. görün.
-Arnavutköy'de kazıkh yolun çatladığı söyleıüyor..
DALAN - Yalan efendim, yalan. Kazıklı yol. 4.200 metre uzun-
luğunda. Demiryollannda raylara nasıl 11 metrede bir boşluk ve-
nlirse, bunlarda da 50-100 metrelık aralarla boşluk bırakılır ki sı-
cakta ve soğukta genleşme pa>ı olsun. Buna 'dilatasyon boşluğu'
denir. Boşluk hava soğuduğu zaman açüır, sıcakta kaparur. Çat-
lak matlak değil.
- İstanbul a sizce üçüncü köprii tnü, yoksa tüp /çeçit migerekli?
DALAN - Hem üçüncü köprü. hem tüp geçit. Ileride göreceksi-
niz. Hem dördüncü beşinci köprü, hem de alttan tüp geçit. Köprü
için. efendim olmaz, di>orlar. Görüyorsunuz işte*. Bu şehrin dina-
miği artı>or. Dolayısıyla bu şehirde başka başka kanallar aça-
caksınız. Açmazsanız insanlara sıkıntı verirsiniz. Şehrin insan-
lanna eziyet edersiniz. Bu köprülere daha fazla gereksinim olma-
ması için Istanbul'un Asya ve
iz, 1984-89 arasında ASAP'tan İstanbul Anakent Be-
lediye Başkanağı yaptuuz. Sizin döneminizde de bu
gökkafeslerin yapımına izin rerildi. Bundan hiç piş-
manltk duyuyor musunuz?
DALAN Hiçbir pışmanhk duymuyorum.
- Sizce bugökkafesler İstanbul un siluetine hiç zarar
termedi mi?
DALAN- Hayır, vermedi. Çünkü biz tarihi yanmadayla ilgili
hiçbir şeye dokuntnadık. İğne dahit çivi dahi çaktırmadık.
Yaptırdığimız şeyler Pera dahil, yeni İstanbul'dadır. Pera, bili-
yorsunuz 'yeni' demek... Pera Palas, Pera... Levent. işte buralar...
Buralar yeni İstanbul'dur. Yeni İstanbul'da da tabii kı yeni siluet-
leroluşacak. Eğersizbu kadarsıluet kavramınagirerseniz. 1453'-
ten sonra da o camilen yaptırmazdınız. Çünkü, onlar da siluet
bozuyor. dersiniz. Oysa bugün camiler İstanbul'a ne güzel bir si-
luet veriyor. İstanbul'un bir nevi mührü, tapusu durumunda. O
zaman da. "Gel bakalım, camileri de yıkalım. Silueti bozuyor" mu
dıyeceksinız?
- Peki sizce ikisi estetik açıdan aynı kafeye konabitir mi?
DALAN - Tabii güzel yaparsamz aynı. Mesela bir Sabancı'nın
gökkafesi için, estetik değil, demek mümkün mü?
Bir şeyi güzel yaparsanız güzel olur. Aynı şeyi çirkin yaparsanız
çirkin olur.
- Ama bunlaryapthrkenye-
şüde vok edildi...
DALAN -Bunlar doğru
şeyler değil. Benim zamanı-
mda yapılan >eşil alanlar
toplam lstanbul"un tarihin-
den fazla. Yeşil alan, illaki
Bedrettin Dalan.
Bu lafı benim için söyledi-
ler. Tiyatroda oynadılar
yani... Istanbul'u gözlerim
gibi mavı yapacağım. bizim
iddiamız. Yeşil çevre. deniz
temızliği. hava temizliği...
Bizden fazla kimse çevreci
olamaz. Orada çevre ödülü
duruyor; arkada Akdeniz
Çevre Ödülü. Japon Çevre
Ödülü duruyor. Bütün bu
çevre ödüllennı insana ba-
basının hayn için. gözlerı
mavi diye vermezler. Yurtiçi.
yurtdışı çevrecilik iddiasında
bulunanlar gelsinler de anla-
talım. Türkiye'ye bir çevreci-
lik bılınci geldiyse. tarihe
yazılırsa. onu Bedrettin Da-
lan'ın getırdiğini herkes bilir.
- Sizin döneminizde Boğaz
yağmalandt...
DALAN -Boğaz'ı kımin
yağmalattığıortada. 1302 vil-
la vaptırmışız. Keşke yasa ip-
tal edilmeseydi de elimde ol-
saydı. 2300 vılla yaptırsaydık
da yasal, derli toplu. düzenli.
yeşil alanda olan binalar
çıksaydı ortaya. 65 biri gece-
kondu ve kaçak yapı
yaptırdılar. Yani Boğaz'ı kim
talan etti?
- Peki yeniden seçiürseniz,
bu inşaatlan duran villalara
tapu verecek misiniz?
DALAN - Onlann hepsi-
nin tapusu var.
- Evet, ama inşaatlan
durduruldu...
DALAN - Hepsi durdurul-
du, ama hepsi yasal haklannı
kullanırlar. Yasanın üzenn-
de hiç kimse yoktur. Son beş
yıldır yasal binalara dur, ka-
çak binalara geç. diyorlar.
Işte, İstanbul rahmetli oldu...
- Ama kamuoyunda sıkça Dalan-talan, deniyor...
DALAN - Boğaz'ı Bedrettin Dalan talan ettirdi diyorlar. Ama
Boğaz'ın tanhindeki en güzel yapılar benim zamanımda yapıldı.
Gidin bakın şimdi. En architectural (mimari). en güzel binalar...
Tabii inşaat sırasında biraz çirkin görünüyordu. Benim zamanı-
mda yasa gereği yüzde ona kadar olan 1.100 ağaç kesildi, ama
350 bin ağaç dikildi. Tek başına Boğaz'ı konuşsak. Boğaz konu-
sunda size kitap yazanm. Boğaz'ın bundan 150 yıl önceki manza-
rasında da tüm tepeler kel tepe. Ne zaman ki Boğaz'da yalılar
yapılmaya başlanmış, beyzadeler, paşazadeler arkaya da koru-
lannı yaptınnışlar. İşte Abraham Paşa Korusu. Fethi Paşa Koru-
su, Ayşe Sultan Korusu... Bakarsan bağ oluyor, bakmazsan dağ
oluyor. Ondan sonra biz bu arsalan kendi sahiplerine yaptırma-
sak, gecejcondular. kaçak yapılar yürüyor, yüzde beş. ya da yüz-
de 10'la değil. yüzde 100'le çöl çekirgesi gjbi alıp götürüyordu.
Onu fıkse edıp yann öbür gün Boğaz'ın tamamıyla mahvol-
masını önlemek için bunu yaptırdık. Yasalargereğince oldu bu iş.
Sözen döneminde yasa gereği bütün işler yaptınlmadı. durdu-
ruldu. Ondan sonra da yasal olmayanlara geçit verildi. Gidin
bakın, gözü, izanı. Allah'ı, kitabı olan görür Boğaz'ı kim talan
ettirmiş.
- Peki siz tarihi eserleri yıktırnvuhnız nu?
DALAN -Türki>e'de hangi siyasetçi. hangi entel geçinen adam
varsa gelsın tanhten ımtihan olalım. Tarihi eserleri yıkmak şöyle
dursun. rezil olmuş. etrafı pislik dolmuş tarihi eserleri açtık. Ha-
Sözen mutlaka
aday olmalı
Sözen'in İstanbulluya yaptığı eziyet
İstanbullunun problemi. Şu anda
İstanbullu asit soluyor. İnsanlar
sokağa çıkamaz hale geldi. İhtiyarlar
toplu ölüme doğru gidiyor. Bunu ben
yapmadım. İçtiğimiz su çişli su oldu.
Bunu da ben yapmadım. Bu sosyal
demokratlık değil. •
Avrupa yakalan arasında
planlama yönünden, fonksi-
yonlar yönünden denge sağ-
Ianmalıdır. derseniz anlanm.
Doğrudur. İşte onun için ta
Kurtköy'de havaalanı yaptı-
rmaya kalktık. Planladık,
ama beş yıldır duruyor. E-5
karayolunu sağlı sollu iş mer-
kezi ilan ettik; planlan
yaptırdık. Ama Dalan
yaptırdı diye beş yıldır çek-
mecede duruyor. Kurtköy'de
yeni bir İkitelli planladık.
Arsa tahsisı verdik. Gelir gel-
mez Nurettin Sözen geri aldı.
Biz dengeyi sağlamak için
çalışmalar yaptık, ama ol-
madı. Biz birinci köpriiye de
karşıydık. Karşıyız karşı. her
şeye karşı, diye bir şey yok.
Biz raylı sistemi başlattık. Bi-
zim entelin İstanbul'da Aksa-
ray'da 10 kilometrelik bir
metro olduğundan haberi
yok. Ama kendi oturduğu
Levent semtine çekseydik.
bizi koyacak yer bulamaz-
lardı. Ondan sonra da kendi-
lerini sosyal demokrat ilan
ediyorlar. Gelsinler. kendile-
rine biraz sosyal demokrasi
dersi göstereyım.
- Sizin Sözen'le neden bir
kan davanız var? Bu kan da-
vası İstanbul'da A!\AP'la Re-
fah a yaramaz nu?
Kararı halk versin
DALAN - Sözen'in bana
attığı iftiralar benim proble-
mim. Ama İstanbulluya
yaptığı eziyet İstanbullunun
problemi. Şu anda İstanbullu
asıt soluyor. İnsanlar sokağa
çıkarrlaz hale geldi. İhtiyarlar
toplu ölüme doğru gidiyor.
Bunu ben yapmadım. İçtiği-
miz su çişli su oldu. Bunu da
ben vapmadım. Bu sosyal de-
mokratlık değil. bana göre
sosyal faşistlik. Jenosittir bu.
İnsanlanmız maalesef kulüp
tutar gibi hareket edip. insan-
lara bütün bu kötülükleri yapmış olan Sözen'i hâla daha baş taa
ediyor. İnşallah aday olur da bu şehre yaptığı hizmetin. ya da ezi-
yetin mükafatını. ya da cezasını görür. Neler yapılması ya da ne-
İer yapılmaması gerektiğini bilen bir insan olarak bu şehre çok
büyük kötülükler yaptığını biliyorum. Sözen'le bir davam yok.
Bir defa Çapraz Ateş'te sinirlendik. Çünkü beş yılın dolgunluğu
var. Ben de insanım. Orada bana o kadar kalitesiz iddialar ve ifti-
ralar olacak ve ben pişmiş kelle gibi güleceğim. Ben öyle bir insan,
öyle bir poütikaa değilim. Nurettin Sözen'le benim kavgamdan
ne Refah. ne de ANAP çıkar. Bu insanlar Ankara siyaseti yüzün-
den yeniden İstanbul'a ceza keseceklerse bu onlann bilecekleri iş.
Ama o kesecekleri ceza. kendilerine gelir. İdrarlı su. asitli hava,
patlayan çöp haline dönüşür.
-İstanbul'da sizi kim destekHyor? Sermaye mi?
DALAN - Benim arkamda hiçbir tarikat, hiçbir sosyal ya da
iktısadı güç yoktur.
-Ama sizi sermaye çevrelerinin desteklediği söyleniyor...
DALAN -Haliç'te 622 fabrika yıktım. Sanayi Odası'na gittim,
konuşurken bana. "Bir daha ahdimiz olsun ki kendimizden olan
bir adamı belediye başkanı seçtirmeyiz. Çünkü sen bizim oyunla-
nmızı biliyorsun" dedıler Şehrin menfaati olduğu zaman. ben sa-
nayıcinin >anında değil, şehrin menfaatinin yanındayım. Yalıda
oturanlar mı beni desteklıyor? Önlerinden yol geçirdik.
- Peki sizi kim destektiyor ya da destekleyecek?
DALAN - Beni standart vatandaş destekliyor.