Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 EYLÜL1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ekiıııde 150 bin kaııııı işçisi işsiz
Çiller'in kamu kuruluşlannda geçici işçi çalıştırılmasını yasaklayan genelgesi panik yarattı
ARAYIŞ
• Şu anda çeşitli kamu kuruluşlannda yaklaşık 100 bin geçici
işçi istihdam ediliyor. Geçici işçi çalıştıran kurumlann arasında
Köy Hizmetleri, Devlet Su İşleri. Karayollan, Devlet
Demiryollan, Tanm İşletmeleri genel müdürlükleri ile Milli
Savunma Bakanbğı'na bağlı işyerleri bulunuyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
bakan Tansu Çiflerin, kamu kuruluş-
lannda "geçici işçi" çahştınlmasını ya-
saklayan genelgesi panik yarattı. Genel-
genin gereği yerine geünlirse 15 ekime
kadar 150 bin üzennde kamu işçisi ışsiz
kalacak. Genelge geçici statüde çalışan
işçilere 15 ekimden sonra ücret ödenme-
mesini öngörüyor.
Kamu işletmelerinde bu genelgeye
bağlı iç yazışmalann başladığı ancak işçi
tepkisine karşı büyük bir gjzlilik içinde
yüriitüldüğü bildiriliyor. Türk-İ$ ve ilgili
sendikalar hükümetin böyle bir genelge-
yi geniş kapsamlı olarak uygulayama-
yacağı görüşünde, başvuran üvelenne
genelgenin kendilerini kapsamadığını
bildiriyorlar. Ancak Türk-Iş yöneticile-
rinin yorumlannın aksine. genelge geçici
statüde çalışanlann işine son verilmesini
ilke olarak kabul edip, bu statüde
çahşunlmanın devamını özel. zorunlu-
luk haUen için ancak tanıyor.
Geçici sözlesme ile çalıştırma en
yaygın Karayollan. Köy Hizmetlen,
YSE'de 50 bııi, Demiryollan 15 bin Te-
kel 15 bin. Tanm Bakanlığı 10 bin Or-
man Bakanlığı 30 bin, DSI.TEK.
Bayındırlık Bakanlığı işyerlerinde 30 bin
olmak üzere 150 bin işçilik ana gruplan
oluşturuyor. Bunlann dışında hemen
hemen bütün kamu kuruluşlannda ayn-
ca dağmık olmak üzere geçici sözlesme
ile işçi çahstınuvor. Bunlann büvük ço-
ğunluğu geçici sözlesme ile bir yıldan
uzun sürelerdir çahştınlmaya devam
ediliyor. Yürürlükteki yasa ve hukuk
düzenine göre, geçici sözlesme ile de olsa
bir yıldan uzun süreli çahştınlanlann
aslında sürekli çalışma hakkı doğınuş
bulunuyor. Genelge bu anlamda yasa ve
hukuka a>kın bir tablo çızıyor. Genelge
ile aslında sözleşmesi sürcklılik ka-
zanmış işçilerin işten atılması gündeme
gelmiş bulunuyor.
Başbakan Tansu Çiller imzasıyla 17
eylülde, 1993 31 sayısıyla yayımlanan
genelgede. bu yıl kamu harcamalannın
hedeflendıği ölçülerde gerçekleşebılmesı
ve kamu açıklannın gereksiz yere art-
masının önlenebilmesi amacıyla bazı ön-
lemlerin almmasında zorunluluk görül-
düğü kaydedildi. Genelgede, şöyledenıl-
di:
"Genel bütceye bağlı dairelerie, yük-
seköğretim kurumları faariç olmak üzere
karma bütçeli idareler, buna bağlı serma-
yeli kuruluşlar. kanunla kunılu fonlar,
hizmetlerini genel ve karma bütçelerin
transfer tertiplerinden alınan ödeneklerle
yühiten kuruluşlar, 233 savılı kanun hiik-
münde karamamenin kapsamı dışında
kalan kuruluşlar ve Kl Pler ve bağlı or-
taklıkları tarafından 1993 mali yılı bütçe
kanununun 48. maddesindeki hükümlere
göre vize edilmiş olan pozisvonlarda
çalıştırılan geçici işçiler. vukarıda savılan
kurumlann kendi bütçelerinde bu amaçla
yer alan ödeneklene sınırlı kalmak
kavdıyla, en geç 15 Ekim 1993 tarihine
kadar çalıştırılacaktır. Bu tarihten sonra,
geçici işçi çalfjtırılmavacak ve herhangi
bir ödeme de vaptlmavacaktır.
Kİrier ile* bağlı ortaklıklannda doğ-
rudan üretim hizmetlerinde çalıştınlan
geçici işçiler, bu u> gulamanın dışında tu-
tulabilecektir."
Söz konusu kurumlann, hem sürekli
ışçı kadrolannda hem de geçici işçi po-
zisyonlannda istihdam ettikleri işçiler-
den normal çalışma saatleri dahılinde
yararlanma yoluna gidecekleri ifade edi-
len genelgede, hizmetin yüriitülmesi
açısından çok zorunlu olmadıkça bu iş-
çilere kesinlikle fazla mesaı yaptınlma-
yacağı vurgulandı. Genelgede. şu istem-
lerde de bulunuldu:
"Genel bütceye bağlı dairelerie katma
bütçeli klareler, işçilik giderlerini °l00
personel gıderleri' harcama kalemindeki
mevcut ödeneklerle karşılav acaklar, di-
ğer harcama kalemlerinden karşılama yo-
luna gitmeveeeklerdir. Bu konuda Maliye
Bakanlığı bütçesindeki vedek ödenek ter-
tipkrinden aktarma talep etmeyecekler-
dir. Diğer kuruluşlar da kendi bütçelerin-
de bu amaçla >er alan ödeneklerle söz ko-
nusu ödemeleri karşıla) acaklar, ödenek
aktarması, revize ve bunun gibi yollarla
bu ödeneği arttırma yoluna başvurmaya-
cakiardır."
Çiller, başta ilgili bakanlar olmak üze-
re. her düzeydeki yöneücilenn. genelge-
de yer alan konulara uyulması için ge-
rekli önlemleri almalan ve uyguiamalan
yakından ızlemelen gerektiğinı bildirdi.
Edinilen bilgiye göre şu anda çeşitli
kamu kuruluşlannda yaklaşık 100 bin
geçici. işçi istihdam ediliyor. Geçici işçi
çalıştıran kurumlann arasında Köy Hiz-
meıleri. Devlet Su İşlen, Karayollan,
Devlet Demiryollan, Tanm fşletmeleri
genel müdürlükleri ile Mılli Savunma
Bakanlığı'na bağlı işyerleri bulunuyor.
ILKSAN
; Oğretmene
j vergi
şoku
; •Otomobilteslimlerinin
' gecikmesi nedeniyle
, doğacak vergi artışlannı,
. iştirakçiler ödeyecek.
İLKSAN'ın, teslimi
geciktirilen yaklaşık 5 bin
> otomobil borcu var.
; ANKARA (AA) - İLKSAN
' kayyımlan, çeşitli nedenlerle
geciken otomobil teslimlerini,
10 ekim tarihinde yeniden baş-
latıyor. Otomobil teslimlerinin
gecikmesi nedeniyle, Ocak
1994'ten itibaren doğacak ve
yaklaşık yûzde 70 dolayında
gerçekleşmesi beklenen vergi
aruşlannm. tLKSAN tarafın-'
dan karşılanmayacağı ve işti-
rakçilere ödettirileceği bildiril-
di.
İLKSAN yönetiminı ge#ci
olarak üstlenen Kayyım Heyeti
tarafından haarlanan yeni pla-
na göre kurumca düzenlenen 3
ve 4. otomobil kampanyalanna
katılan iştirakçilere, 10 ekim-
den itibaren otomobil teshmle-
rine başlanacak.Belirlenen
program uyannca, Ekim.
Kasım, Arahk 1993 ve Ocak
1994 aylannda, 3. kampanya-
dan bin 460, 4. kampanyadan
775, toplam 2 bin 235 otomobil,
iştirakçilerin başvuru kod nu-
maralanna göre sıralanarak
teslim edilecek.
Teslimi geciken yaklaşık 2
bin 200civannda otomobilin iş-
tirakçilere ne zaman teslim edi-
* leceğj ise Şubat 1994 ayı içeri-
J sinde belirlenerek. hak sahıple-
*rinebıldirilecek.
% Otomobil teshmkrinin gecik-
*mesi nedeniyle Ocak 1994'ten
J itibaren doğacak taşıt alım ver-
*gisi, ek taşıt alım vergisi, çevre
îfonu artış bedelleri, ILKSAN
«tarafından karşılanmayacak ve
J iştirakçilere ödettirikcek.
I Söz konusu vergilerin, Ocak
J 1994'ten itibaren yuzde 70civa-
*nnda zamlanması bekleniyor.
5
^Üçok'un
ftanığıPKK'ya
İkatıldı
ANKARA (Cumburiyet Bü-
n) - Ankara'daki evinde,
11990 yüının ekim ayında,
»bombalı bir paketı açması so
Şnucu yaşamıru yitiren Prof.
JDr. Bahriye Üçok suikasünın
jtek tanığı Gülay Calap'ın,
»PKK'ya katıldığı bildirildi.
' Alman bilgiye göre Prof.
fÜçok suikasünda başlatılan
^soruşturma çerçevesinde, C-4
lipi plastik patlayıa içeren
«bombalı paketi Istanbıü'da
"Ekspres Kargo'nun Perşembe
fşubesinde teslim alan Calap,
,'ilk ifadesi ahndıktan sonra bir
:süre daha şirkette çahşmaya
idevam etti. 1970 doğumlu ve
Trabzon nüfusuna kayıth Ca-
lap. gazetemiz yazan Uğur
Mumcu'nun da bu yılın başın-
da, Prof. Üçok gibi C-4 tipi
plastik patlayıcı ile katledil-
mesinin ardmdan, Ankara
Devlet Güvenlik Mahkemesi
Başsavahğı'nca ifadesine baş-
vurulmak üzere aranmaya
başlandı. İstanbul polisine ve-
rilen talimat çerçevesinde şir-
kete giden ekıpler, Calap'ın.
Üçok suikasünın ardından iş-
yerinden aynldığıru öğrendi-
Ekipler, daha sonra Calap'-
ın İstanburdaki evine giderek
ailesiyle kurduklan bağlantı
sırasında da ailenin Calap'tan
2 yıldır haber alamadıklan
bilgisine ulaştılar. Daha sonra
yapılan araştırmalar çerçeve-
sinde, Calap'ın yakın arka-
daşlanna yazdığı bir mektup
ele geçti. Mektupta Calap'ın,
PKK saflanna katıldığını be-'
lirttiği ve eğitim elbiseli bir fo-
toğrafını gönderdiği de sap-
tandı.
HAKtM tŞADAMLM AZARLADI-İşadamı Mehmet Ali Şadoğlu savunması-
na"Aziz Nesin'i öldürene para vaat etmemin nedeni ülkenin ve milletin bölünme^.bütünlü-
ğfine kastetmesidir" şeldınde vatan millet edebivatı ile başladı.Hakim Oztemur
Şadoğlunu azarlayarak "konferans çekme"vi kesmesini söyledi.Mahkeme
çıkışında bozkurt işareti yapan bir gnıp slogan atmaya kalkınca gmptakiler oiava
elkoydu ve slogancüar susruruldu. (Fotoğraflar: HÂTİCE TUNCER)
Şadoğhı,Nesin'i öldürmekte kararh
• Aziz Nesin'i öldüreceğini söyleyen işadamı
Mehmet Ali Şadoelu, mahkemede de eski
görüşlerini savundu. Kenidini yanç ve cellat olarak
gören Şadoğlu, Aziz Nesin'in ihsan olmadıgı onun
için de öldürülebileceğini söyledî. Şadoğlu, Nesin'în
Sıvas olaylanna neden olduğunu, öldürme kararını
bunun üzerine aldığını söyledi.
İstanbul Haber Senisi - Yazar
Aziz Nesin'in başına ödül koyan
işadamı Mehmet Ali Şadoğkı nun
yargılanmasına dün fstanbul 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde baş-
landı. Şadoğlu saat 10.30'da baş-
layan duruşmasında, "Sıvas
olaylanna neden oldugu için Aziz
Nesin'in öldürene ödfil vaat ettim
ve öldüreceğimi açıkladım. Bu bir
tepkidir" dedi. Duruşmada \xa
Nesin'in tanık olarak dinlenmesi
kararlaştınldı.
tstanbul Adliye binasına 09.30
sıralannda gelen Şadoğlu, çevre-
sini saran kalababğa ve gazeteci-
lere. hiç kimsenin bir insanı öl-
dürmeye hakkının olmadığını
ancak Aziz Nesin'in insan olma-
dıgı için öldürülebileceğini belir-
terek "O Allah'a küfiir edendir. O
insan değil ki insan haklan olsun.
Ama Sıvas olavlannda suçlu oldu-
ğunu kabul ederse. özür dilerse in-
sanlasır, o zaman .Aziz Nesin'i za-
ten öMürmenı" dedı.
Hakkında toplumu suça teşvik
ıddıasıyla Türk Ceza Kanunu'-
nun 311. maddesine dayanılarak
8 yıl hapıs istenen Şadoğlu'nun
duruşma salonuna gjrişi sırasın-
da izleyicilerin çokluğu nedeniyle
izdiham oldu. Mahkeme heyeti
başkanı Yargıç Osman Sunusi
Öztemur. mahkemenın açık ol-
duğunu ancak salona kapasitesi
kadar ızleyici alınabileceğini be-
lirterek mahkeme kurallanna
uyulmasıru istedi. Yargıç Özte-
m,ur daha sonra Şadoğlu'nun
sorgulamasına geçti. Şadoğlu,
Yargıç Öztemur'un "Aziz Nesin'i'
gördüğüm yerde öMüreceğim, öl-
dürene 250 bin doiar vereceğinı de-
din mi" sorulanna karşılık olarak
hazırladığı 9 sayfahk metni oku-
mak istedi. Yargıç Öztemur
"Aziz Nesin'i öldürene para vaat
etmemin nedeni ülkenin ve milletin
bölünmez bünınlüğüne kastetme-
sidir" diye konuşmaya başlavan
Şadoğlu'nun sözlennı keserek
"Sen konferaıts mı çekiyorsun,
ders mi verivorsun? Devletin gü-
venlik görevlisi misin? Tabii ki
herkesin memleket sevgisi var"
dedi. Yargıç, Şadoğlu'na mahke-
me usulü gereği sorgusunun ya-
pıldığmı. sorulara cevap vermcsi
gerektıği. savunmasının daha
sonra dinleneceğini anımsatarak
"Sen kendinden bahset. Burası si-
vasi mahkeme değil. Başka ma-
kamlann görevini üstlenmeye
kalkma'Medi.
Sorgulamaşn,da Mçvdan ga-^
zetesine. ğazeteci Şenot Gezer'e
ve Aziz Nesin'e mektup yazarak
250 bin dolar ödül vaat ettiğini
kabul eden Şadoğlu şunlan söy-
ledi: "Bu duvgusal bir tepkinin
eseridir. Sıvas olavlannda ölenler
ve nıtuklamalar bende büvük
üzünrü varatmıştır. Şeytan Ayet-
leri kitabını yav ımlav arak iil-
kemizde büyük kaos varatmak is-
tedi. İ stelik kifabı okumadığını
beyan etti. Art niyetli olup fesadı
ortadaydı"
Bir kitley ı ya da grubu suça teş-
vik gibi kastı olmadığını ifade
eden Şadoğlu, Aziz Nesin'in
HBB televizyonunda "Yüksek
Tansiyon" adlı programdaki bir
röportajının da mektuplan yaz-
masında etken olduğunu belirtti.
Şadoğlu. Şeytan Ayetlen'ni yayı-
nlayan Aydınlık gazetesine ve
Aziz Nesin'e toplumun büyük
tepki gösterdiğini. kendisinın
' faks ve 'l!elefQnIarla destek
^id^nı söyleyçrek ''Keşke, onu
idam etseniz" dedı. V argıç Özte-
mur bu sözler üzenne "tyi seni in-
faz makamına getirelim'" dedi.
Duruşmaya eksik bilgilerin ta-
mamlanması, Aziz Nesın ve ga-
zeteci Şenol Gezer'in tanık ola-
rak dinlenmek üzere çağnlması
için 15 ekimde devam edilmesine
karar verildi.
Geçen günlerde "Müskman
GençKk" imzasıyla okullarda da-
ğıtılan bıldirilerde Müslümanlar.
duruşmayı izlemeye davet edil-
mişti. Yaklaşık yüz kişinin izledi-
ği duruşmadan sonra adliye kori-
dorunda slogan atmaya kalkan
bir grup. aralannda müdahaleyle
önlendi. Slogan başlatan grup
daha sonra "bozkHrt" işaretleri
yaparak adliyeden aynldı.
Karaca
9
nın 'intihar'ıncla eiııayet kuşkusu
• Çok iyi bir ava ve silah uzmanı
Karaca Giyim Sanayii'nin
sahiplerinden Atay Karaca'nın
ölümündeki esrar perdesi aralandı.
Adli Tıp Kurumu'nca haarlanan
otopsi tutanağında. Atay Karaca'nın
kaşmdan gjren kurşunun "uzak atış"
olduğu belirtildi. Olay gecesine ilişkjn
çelişkili açıklamalar yapan,
Karaca'nın daha önce boşandığı eşi
Canan Karaca. dün tekrar*
sorgulandı.
• Polis İmdat Servisi'ni arayarak önce
isim vermeden "Kocam beni
vuracak" diyen, daha sonra da
"Kocam intiharetti" diye ihbarlarda
bulunduğu belirlenen Atay
Karacanın boşandığı eşi Canan
Karaca'nın bugün "cinayet" suçuyla
tutuklanması bekleniyor. Canan
Karaca. halen gözJem altında.
İstanbul Haber Senisi- Karaca Giyim
Sanayıi'nın sahibi Hayrettin Karaca'nın
oğlu Atay Karaca'nın ölümünde "dna-
yet" olasılığı üzerinde duruluyor. 20 ey-
lüJ akşamı evinde ölü bulunan Atay
Karaca'nın boşandığı eşi Canan Kara-
ca, olay gecesine ilişkin çelişkili açıkla-
malar yapması üzerine dün yeniden
sorgulandı. Adli Tıp'ta yapılan otopsi
sonrasında hazırlanan tutanakta. Ka-
raca'nın kaşından giren kurşunun
"uzak atış" olduğunun belirlenmesi
üzerine ise Atay Karaca"nın intihar et-
miş olma olasılığı ortadan kalktı. An-
cak, Canan Karaca'nın savalık ifadesi,
boşandığı eşi Atay Karaca'nın yakınlan
dinlenemediği için dün alınamadı. Ca-
nan Karaca'nın bugün savalık ifadesi-
nin alınmasından sonra tutuklanma
olasıhğımn güçlü olduğu bclırtihjor. Bu
arada, 9 yıl önce oğlu Halil Karaca'yı yi-
tiren Hayrettin Karaca'nın diğer oğlu
Atay Karaca'yı da yitirmesı üzerine sağ-
lık durumunun bozulduğu açıklandı.
Çitfgeyik-Karaca firmasının sahibi.
Yalova'dakı Arberotumun veTürkiye'-
de erozyonla mücadeleyi hedefleyen
TEMA Vakffnın kurucusu Hayrettin
Karaca. ikinci oğlunu da yitirdi. 9 yıl
BEN DE SARHOŞTUM - Canan Karaca, daha önce Atay Karaca'nın ölümü
üzerine olayı. "Çok içmişti. Sarhoş olduktan sonra, boş olduğunu söylediği ta-
bancasını çıkartarak bana uzattı ve ısrarla tetiğe basmamı söyledi. Ben de sar-
hoştum, bilinçsizce teriği çektim" diye anlatmıştı. Canan Karaca'yı ifade değiş-
tirmeye zorlayan nedenin ne olduğu karanlıkta. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR)
önce dişçı koltuğunda ölen Halil'den
sonra Karaca'nın ikinci oğlu Atay Ka-
raca da 20 eylül akşamı, 5 ay önce bo-
şandığı eşi Canan Karaca'nın evinde sol
kaşından vurulmuş olarak bulundu.
Eski eşinden çelişkili ifadeler
Olaydan sonra, Ata> Karaca'nın ölü-
müyle ilgili olarak soruşturma başlatıl-
dı. Yapılan araştırmaya göre. olaydan
önce Atav Karaca'nın BMVV marka
otomobiliyle boşandığı eşi Canan Ka-
raca'nın evine geldi. Çiftin birlikte içki
içtikleri, ancak daha spnra Canan Ka-
raca'nın 155 Polis İmdat Servisi'ni
arayarak önce isim vermeden "Kocam
beni vuracak" dediği belirlendi. Canan
Karaca'nın daha sonra da "Kocam inti-
har etti" diye ihbarlarda bulunduğu or-
tayaçıkü.
Ancak, evde yapılan incelemede, tek
kurşunla yaşamıru yitiren Karaca'nın
oturduğu sandalyenin devrildiğinin ve
Smith \Vesson marka toplu tabancanın
da masanın karşı tarafında bulunduğu-
nun saptanması. ölümde "intihar mı,
cinavet mi?" sorusunu gündeme getirdi.
Canan Karaca'nın. olayda söz konusu
olan tabanca üzerinde parmak izine
rastlanmaması ve kocasının ölümüyle
ilgili çelişkili ifadeler vermesi ise Atay
Karaca'nın ölümünde intihardan çok
cinayet olasılığını güçlendirdi.
Canan Karaca, polise telefon ederek
boşandığı eşinin kendi silahıyla kafası-
na ateş ederek intihar ettiğini belirtmiş,
ancak daha sonra da Atay Karaca'nın
boş olduğunu söylediği tabancasmı
kendisine uzatarak tetiğe basmasını is-
tediğini ve kendisinin de bilinçsizce teti-
ği çektiğini söylemişti.
Esrarengiz ölüme ilişkin yetkililerin
görüşleri birbirinden farklıydı. Bazılan
ölümü. basit bir intihar olarak değerlen-
dirirken, bazılan da İstanbul Avcılık ve
Atıcılık Kulübû Başkanı olan Atay Ka-
raca'nın çok iyi bir ava, silahtan çok iyı
anlayan biri olduğundan hareket ede-
rek, böyle birinin tabancada yanlışlıkla
mermi unutmuş olmasının mümkün ol-
mayacağını ve bu çelişkileri çözmeye
çalıştıklannı bildirdiler.
Olayın ardından sorgulanan ve ser-
best bırakılan Canan Karaca'nın, bu
çelişkiler nedeniyle dün yeniden ifadesi
alındı. Gayrettepe Asayiş Şube Müdür-
lüğü'ne saat 12.30 sıralannda gelen
Canan Karaca. 2.5 saat süren sorgusun-
dan sonra Asayiş Şubesi'ne bağlı bir
ekip otosuyla evine götürüldü.
Savcıhk sorgulaması ise boşandığı eşi
Atay Karaca'nın yakınlan dinleneme-
diği için yapılamadı. Sanyer Cumhuri-
yet Savcısı Mustafa Sezmiş, Atay Ka-
raca'nın yakınlarının ve özellikle önceki
eviiliğinden olan oğlu Can Karaca nın
ifadesi aiınmadan Canan Karaca'nın
ifadesini almak istemediklerini beu'rtti.
Can Karaca'nın olay üzerine rahatsızlık
geçiren dedesi Hayrettin Karaca'nınya-
nına Yalova'ya gittiği için ifadesine baş-
vurulamadığını belirten Sezmiş, ifadele-
rin bugün alınacağını açıkladı.
Üç kez evlenen ve 52 yaşında ölen
Atay Karaca'nın önceki eviiliğinden iki.
Canan Karaca'dan ise 6 yaşında bir oğ-
lu bulunuyor.
TOKTAMIŞ ATKŞ
BilgisizlikAtalarımız, "Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır"
demişler. Doğrudur. Insanın her şeyi bilmesi mümkün
değildir. Ama eğer o konuda "ahkam kesecekse"öğre-
nir. Ancak bir de bilgisizliğin "mega"sı vardır ki; bu du-
rumdaki insanlar, bilmediklerini de bilmezler.
Geçenlerde bir yazımda değinmiştim. Bir hanım kızı-
mız, çoksatan birgazetedeki köşesinde, yakın tarihimizi
hallaç pamuğu gibi attı. (Acaba hallacın ne olduğu bilir
mi günümüz gençleri?)
Fıkrayı bilirsiniz. Adam "bir olayı" anlatırken fili deve
yapmış, mihraceyi şeyh yapmış, kaplanı aslan yapmış,
mızrağı ok yapmış. Bir de üstüne üstlük hikâyeyi yanlış
bitirmiş. Olayı yanlış anlattığını söyleyenlere de kızmış.
"Yanlış yanlarını duzeltin " demiş. Gülmüş yanındakiler,
"Neresinidüzeltelım " demişler, "Tiimü yanlış."
Gene çok satan bir gazetede, köşe yazan ve bugünler-
de ağzı c«k bozulan yazarımız da bir zamanlar "mihnet"-
le "minnet"\ karıştırmışti. Hem de Ziya Osman Saba'-
nın o guzelım "Gün Eksilmesin Penceremden" şiirinin
anlamını bozarak.
"Razıyım her türlü mihnete
Yeter ki gün eksilmesin penceremden"
mısralartnı
"Razıyım her türlü minnete
Yeter ki gün eksilmesin penceremden"
diye yazmış ve "minnet" üzerine bir yazı döktürmüştü.
Bu yazıyı bir dostum anımsattı geçenlerde. O zamanlar
yazarın gençliğine vermiştim, ama bu gençler de pek
yaman oluyor...
Gene çok satan bir gazetenin köşe yazarlarından biri
(bu kez isim de vereceğim) Zülfü Livaneli de bir şeyleri
karıştırmış. Livaneli, benim değer verdiğim ve kimileri
beğenmese de müziğini tat alarak dinlediğim bir insan.
Bu nedenle bir süre, belki yanlışmı kendi düzeltir diye
bekledim. Amabaktım ki "çıtyok."Korkarım "sınrfatlar-
ken" bazı başka şeyleri de atlıyor insan.
Aslında çok uzücü bir durum bu. Zira müziğinin çiz-
gisini değiştirmiş olsa bile, gene de kendisini zevkle din-
liyorurn. Heyecan unsuru da biraz azaldı, ama zaten bu
yaşta heyecanın fazlası yaramaz bize..
Söz konusu yazı Kaya Toperi ile ilgiliydi. Aslında Ka-
ya Toperi adını ilk kez Turgut özal'ın sözcüsü olduğu
zaman duydum. Ve doğal olarak yıldızım da bir türlü ba-
rışmadı. Ayrıca nasıl bir diplomat olduğunu da bilemiyo-
rum Tüm bunlann dışında Bern gibi önemli bir merkez-
deki Büyükelçimizin daha soğukkanlı ve yapıcı bir tutum
içinde olmasını beklerdim. Fakat bu yazdığım hususlar
Zülfü Livaneli'nin yazdıklarını doğru kılıyor mu?
"Isviçre 'nin önemli özelliklerinden birisi, hiç kimsenin
silah taşımamasıdır. Bu sakin ülkede polisler bile silah
taşımaz... Sokak gösterileri ve protestolar yapılır, bazen
itiş kakış olur, ama bu gösterilerde hiç kimse öldürül-
mez... Böyle bir ülkede Türk Büyükelçiliği'nin önünde
bir gösteri yapılıyor. Göstericilerin hiçbirinde silah yok.
Büyükelçi'nin ve elçilik mensuplarının canı tehlikede
değil..."Aslında Sayın Livaneli uyduruyor.
Türkiye Konsolosluğu Malı Katibi Mehmet YargOz'ün
Ermeni kurşunlarıyla öldürüldüğü Cenevre, hangi dev-
letin hudutları dahilinde acaba? Bern Büyükelçimiz Do-
ğan Türkmen in yaralı olarak kurtulduğu saldırı Bern'in
göbeğindeThunPlatzdaoldu. KimdiyorIsviçre'dekim-
senin silah taşımadığını? Türk Büyükelçiliği'ne (Türkiye
Büyükelciliği olacak) saldıranlarda silah olmadtğjnı ne-
reden biltyor Sayın Livaneli? Silah kontrolü müyapmış?
Mehmet Yarguz'u öldüren Mardinos Cangoçyan, 14
yıl 9 ay hapse mahkûm olmuştu. Şimdi dışarılarda dola-
şıyor ve herhalde uzo içerek Livaneli'nin müziğini dinli-
yordur. Ooğan Türkmen'i öldürmek isteyen suikastçı da
Fransa'ya kaçmıştı. Orada yargılandı ve ikibuçuk yıla
mahkûm oldu. Gözaltında kaldığı süre buna sayılarak
salıverildi. Şimdi o da dışarlarda gezip tozuyor. Nerden
çıktı Isviçre'de kimsenin silah taşımadığı?
Bundan on yıl önce birkaç günlüğüne Bern'e gitmiş-
tim. Büyükelçilikte üstdüzeydegörevyapan bircandos-
tumun konuğuydum. Her gün tehdit altındaydı. Büyükel-
çilik mensupları sürekli stresten yarı alkolik durum-
daydılar.
Bir gün eve geldiğimizde posta kutusundan bir paket
çıktı. Cenevre'de gene diplomat olan bir arkadaşının adı
yazılıydı üzerinde. Kitap olduğu belliydi. Ama akrada-
şım, 'Aman' dedi, "Dokunma, bomba falan olabilir." O
sırada telefon çaldı. Cenevre'deki arkadaşı arıyor ve ki-
tap yolladığını söylüyordu.
Zülfü Livaneli de uzun yıllar yurtdışında yaşadı. Ama
sanıyorum farklı koşullar altındaydı.
insan bir konuda böylesine kesin hükümler verirken,
konu hakkında en azından kaba bilgilere sahip olmalı-
dır. Böyle uluorta yazılar yazmamak gerekir. Kaya To-
peri iyi mi yapmıştır? Hayır. Ama bu meselefarklı bir üs-
lub içinde ele alınmalıdır.
O güzel türküleri söyleyen Livaneli, katledilen yurtse-
ver diplomatlarımızı da ara sıra anımsamalıdır.
Valiyi 'rehin' alamadılar!
• Yurt Haberleri Servisi - Merkeze atanan Rize Valisi Erol
Zihni Gürsoy gözyaşlan içinde Ankara'ya uğurlandı.
Önceki akşam kentte bir veda yemeği verildi. Vali
Gürsoy sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında halkm kaliteli
hizmete susamış olduğunu belirterek, "Türk vatandaşı
ikinci sınıf hizmete muhatap olmamalıdır" dedi. Vali Gürsoy
dün sabah kalabalık bir konvoy eşliğinde Rize-Trabzon il
sınınnda alkış ve gözyaşlan arasında Ankara'ya uğurlandı. Bu
arada Trabzon Vahsı Kemal Esensoy'un merkeze ahnmasına
tepkiler sürerken. kendisine telgraf çeken birçok avukat
"Danıştay'da acacağınız davada sizi tanıyan ve vekaletinizi
almak isteyen yüzlerce avukat arasında bizde bulunmak
isteriz" dedi. Kastamonu Vah'si Kamil Demircioğlu'na destek
vermek ve merkeze alınmasını durdurmak amacıyla kitle
örgütlerinin de kaüldığı iki otobüs Ankara'ya hareketetti.
'Kemalizmin algılanışı'
• İstanbul Haber Semsi- Çağdaş Yaşamı Destekleme Dernegi,
1993-94 Gençlik Etkinlikleri'ninilkini "Dış ve iç basında
Kemalizmin algılanışı"na ayırdı. Açılış konuşmalannı Prof.E>r.
Türkân Sayian ile Hilmi Hacaoğlu'nun yapacağı söyleşiyi
Hasan Sönmez yönetecek. Almanya Atatürkçü Düşünce
Dernegi Başkanı Eriş Ülger'in "Batı Basırunda Atatürk"ü,
Bedri Baykam'ın da "Avrupa ve Türkiye'de Atatürkçülük"ü
anlatacağı söyleşi tartışmayla sona erecek. Söyleşi, 25 Eylül
Cumartesi günü 11.00-13.30 arasında TankZaferTunaya
Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek.
Plastek'te işçi çıkarma
• tstanbul Haber Servisi- Bakırköy İkitclli'de kunılu bulunan
Plastek ve Plaspen Plastik Sanayii işyerlerinde işçi çıkarmalan
protesto etmek için birgün süreyle iş bırakan bütün işçilerişten
çıkartıldı. İşçiler fabrika önünde oturma eylemi başlattı.
Laspetkim-Iş Sendikası'ndan yapılan yazılı açıklamada olayla
ilgili şu bilgi verildi: "Alman ortaklı Plastek Plastik Sanayii ve
Plaspen Plastik Sanayii işyerlerinde çalışan 150 işçiden 72'si bir
süre önce sendikaya üye oldu. Ortalama sekiz yıldır asgari
ücretle çalışan işçilerden dördü. sendika üyesi olduktan sonra
işten çıkartıldı. Arkadaşlannın işten çıkartılmasını protesto
eden diğer çalışanlar, işyeri önünde eylem yapmaya başlayınca
işveren bu kez de işcilerin tümünü işten çıkartarak karan
işçilere noter aracıhğıyla bildirdi. Plaspen, Plastek ve Mak Plas
şirketlerininortaği ve Genel Müdürü Remzi Kamburise "Biz
dört ışçiyi işten attığımızda sendika üyesi olduklanndan bile
haberdardeğildik. Allah bize yardım etti de ortaya çıkü" dedi.