22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS1993 PAZARTESİ DIZI BEYAZ RUSLAR KIZIL RUSLAR o'dan Nataşa'ya BERAT GÜNÇIKAN (FOTOĞRAFLAR: SUAT KOZLUKLU) Nezilıııııılıitlerde şerkorkusıı 7 923'de aralannda Hacı Bekirzade haremı Reşıde Muhiddin'in, Merhum Nasır Paşa haremi Saidenin, Falih Rıflu Bey haremı Şefıka'nın. Miralay Tevfık Bey haremi Belkıs'ın da bulunduğu 32 kadının ıstıdası Tanin'de yayınlanır. "Bolşevık akımı önünden kurtulup kaçan Rus enkaz-ı istibdadırun bir amil-i şer ve fesad olmak üzere İstanbul'un nezih muhitine il- hak etüğjnden" yakınılan isti- daya göre, İstanbul'da yaşı 18 ile 30 arasında olan erkeklerin tümü Rus kadınlan sayesinde kokaine, etere ahşrmştır. Tü- nel'le Taksim arasında Rus lokanta, bar ve kafeşantan- lannın sayısı yirmi beşin üzerindedir ve kontrolden yoksundur. Yalnız erkekler değjl, Türk kızlan da tehlikededir. Memleketlerin- den yırtık bir palaspare içinde çıkan Rus kadınlannın bugünkü ağır esvaplannı, mücevherlerle arz-ı endam ettiklerini gördükçe, onlar da baştan çıkmanın eşiğıne gelrruşlerdir. Beyoğlu'nda arük kadın garsonlann çabştığı lokanta- lar da gözdedir. Garsonlann neredeyse tümü ya kontes ya da baronestir. Hollanda Elçiliği'nin karşısındaki Le Grand Oercle Moscovite (Büyük Moskova Kulübü), Tepebaşı'nda Karpiç, Galatasaray'da Kiefskı Ugo- lok, Türkuâz, Kit-Kat ve Pet- rograd pastanesı, parasına güvenen Türkler'ın ve levan- tenlerin uğrak yeridir. Garsonlar, Vera . Aleksa- ndrovna, Sorua İvanova, Aleksandra Akudinova, Valentin Sergeva'nın isimleri masadaki vazolann yanında bulunan kartonlara yazılır, böylece müşteriyle ileti- şimsizlik diye bir sorun kalmaz. Müşterilerle yemek yemeği kabul ettiklerinde. karton masadan kaldınlır. bir baş- ka garson kemenne bağb bir kalemle küçük defterine siparişi yazar. 1920 yıhnda Moskovah kanayla birlikte Istanbul'a gelen Zenci Thomas, Şişh'de Stella ismini verdiği kentin ilk dan- singini açar. Burası hem işgal kuvvetlerinin hem de kent ku- mandanlannın buluşma yeridir. İlk fokstrotlar, shimmy ve çarlistonlar için seçilen Rus kızlan, adımlan acemi olmasına karşın usta kavalyelerinin kollannda savaş sonrasının dansla- nna çabuk alışırlar ve onlara şampanya bardaklannı Rus usu- lü kırmayı öğretirler. Don kazaklannın öğrettiği ise Volga Mahkumlan şarkısı ile Oçi Çornea'dır. Thomas. Stella'yı bı- rakıp Taksim"de Maksim'i açar. Burası, tütün almaya gelıp Anadolu'nun fakir köylennde günlerce kalan Amenkalılar'ın kurtlannı döktüklen mekandır. Büyük masalar tutup bütün kadınlara yemek ısmarlarlar. Rus konsomatristlerle gece hayaüna düşkün tüm erkekler burada feleklen bırkaç saat de- ğil geceler çalarlar. Bu lüks, Thomas"ın ellerinin arasından akıp gjder ve sefalete düşüp ölür. Stella"nın yakınlannda bir yere gömülür, Maksün de kapanır. Oyuncakçı, çiçekçi, marangoz, oto tamırrisi, demirci, du- var ustası. sekreter, dadı, muhasebeci, terzi, bahçevan, aşçı ve garson... Rusya'ya geri dönme umudunu hep içlerinde taşı- yan, biraraya geldıklerinde romanslarla, şıirlerle ülkelerini anan Beyaz Ruslar için günü geçirebilmeyi sağlayan işlerdir bunlar. Beyoğlu'nda bir sokak başında tellerden yaptığı askılan satan bir generalden, HeybeBada'da topladığı man- tarlan salamura yapan kontese kadar tümünü ilk yıllarda ayakta tutan geri dönebilme umududur. Bunun için yanlan- nda getirdikleri mücevherlere pek dokunmaz, yeniden taka- bilecekleri günleri beklerler. Pek çoğunun Rusya'da bıraktıklan evlerinin bahçelerine gömdükleri paralar ve altınlara da güveni sağlamdır. Yıllar ilerledikçe bu güven yerini umutsuzluğa bırakır. Mücevherler, teker teker kelepir fıyata, levantenlere satılır. Satılacaklar bittiğinde gücü olanlar bulabildikleri işlere daha sağlam sa- nlır, gücü olmayanlar ise ya alkole sığınır. ya da ölüme. Her hastalıkta, her ölümde, cemaatlerinden para topla- maktan usanan Ruslar, bir dernek kurmayı kararlaştınrlar. Geldikleri günden itibaren manastırlannda kendilerini ağırla- yan Aya Pendeleimon, Aya Andrea ve Aya Elia Ortodoks ki- liselerinın ilk harflerinden oluşan ismiyle "P.A.E Fukaraper- ver Derneği"ni ku- rarlar. P.A.E Fukaraper- ver Derneği, bugün de işlevini sürdürü- yor. Manastırlann odalan düşük fiyat- larla Anadolu'dan İstanbul'a göçenlere veriliyor. Aya And- rea Kilisesi'nde her pazar ayin yapılıyor ama artık balolar . yok, balalayka orkestrası da. Derne- ğin Yönetim Kurulu Başkanı Aleksandr Sımuhin, İstanbul doğumlu. Onu îstan- bullu yapan babası- nın 1915'de Rusya Konsolosluğu'nda görevli olması. Olga geride kalandır. YıDarca Nikolai'yi bekler. Nikolai'- de çalmadık kapı bırakmaz onu da yanına alabilmek için. Fayda etmez. Tatiana. fotoğraflarmı yollar babasına, ar- kası "Seni seviyorum" yazılı. Bir daha asla bir araya gele- mezler. Başka ilişkiler, sevgiler yaşanır ama özlem bitmez asla. Lena, son eşi. Hala paylaşdan çok şey var. Asılsuçhı olan hayat Olga Timçenko, Yalta'dan 1923yılında İstanbul'da bulunan kocası Nikolai Timçenko ya şöyleyazar: SevgüiKojık. Sana bütün çektiklerimi anlatabibeydim. Büyük bir ruhi ızdvrap çekiyorum, senin kadar. Seni dusünmeden bir günüm bilegeçmıyor. Yedidoları aldtm.fakat çok rica ederim, kendinden koparma. Biz buradahayatmuzı idareedebiliriz. Aynldık diye birbirimizı suçlu buhnayalım. Astlsuçlu olan hayat. Senisongörüşümün üzerindenüç buçuk yılgeçti. Sen heni oraya çağırıyorsun ama bununla uğraşmak için kuvvetim yok. Tamamen bitkinim. Taniçka, seni çok seviyor ve hergün senden bahsediyoru:. Bilhassageceler çok korkunç. Çünkü geceler herşeyi, bütün yaşadıklarımızı daha netlestiriyor. Beni unutmayaz. Kızm da seni öpu'yor. Dernek kayıtlanndan da yararlanarak, lstanbul'da ka- lan Beyaz Ruslar'm anlatıyor Simuhin. Kalanlann büyük bölümü kendi işini kuruyor ve zenginleşiyor. Yüzde sek- seni tekstile yöneüyor. Os- man Nuri Silita gjbi müteah- hitlikle, Yakanof gjbi arma- törlükle uğraşanlar da çıkıyor. Mühendisler, o za- manlar Fransızlar'ın elinde olan elektrik idaresinde çalışıp. şebekelerin kurul- masında önemli görevler alı- yorlar. Bu mühendıslerden biri olan Nikolai Timçenko bugün 95 yaşında. Bırinci ku- şak Beyaz Ruslar'ın son tem- silcılerinden. Gheorghi Tim- çenko ile Maria Kusterska- ya'nın oğullan Nikolai. 26 Nisan 1897, Ukrayna- Harkov doğumlu. Petersburg İmparatorluk Hukuk Oku- lu'nu bitirdikten sonra süvari olarak askere yaahyor. 1916'da henüz bırkaç aylık askerken paskalya izninden yararlanıp Yalta'ya, amca- sını ziyarete gidiyor. Kuzen- lerinin arkadaşı. aynı apart- manda bir odada annesiyle vaşayan 16 yaşmdaki Olga dikkatini çekiyor. Hoşlaru- yorlar birbirlerinden. Yalta, Harkov ve cephe arasında geçiyor günler. Bol- şevik Devrimi'nin ertesinde ateş kokan günlenn arasında sığdınyorlar evlilıkJerini. Timçenko, hala Çar'dan yana. Gönüllüler Ordusu'na katılıp Bolşevikler'e karşı cepheye gidiyor, üç aylık kansı Olga'yı bırakıp. Savaşı kaybediyorlar, diğer askerler- le birlikte kaçıyor İstanbul'a. Olga, bu kaçıştan Timçenko da bir kızı olduğundan haber- siz. Akraba adreslerine yolla- nan mektuplarla birbirlerine ulaşmaya çahşıyorlar bir süre. Olga ve küçük Tatiana'- nın da İstanbul'a gelmesi için sonuçsuz çabalar harcanıyor. Olga, >ırmi yıl beklıyor, yeniden buluşabilmek için. Olmuyor, bir başkasıyla evleniyor. İstanbul'da ilk yıUar taksi şofbrlüğü yapıyor Timçenko, manasürda da bir oda buluyor. Bütün amacı Fransa'ya gide- bilmek. Yola çıkıyor ama Edirne'den ötesine izin yok. Bir yıl kendisı gibi geri çevrilenlerin kurduğu Rus kolonisiyle Edir- ne'de kalıyor. Mustafa Kemal'in ordusunun İzrnir'e gir- mesinden yararlanıp İstanbul'a dönüyor. Belçika Kon- solosu'nun kansı Monkovsky'nin yardımıyla hem elektrik iş- letmesinde iş buluyor, hem de Mühendislik Enstitüsü'ne kay- doluyor. Arkadaşlar ediniyor, balolara, tekne gezilerine katılıyor. Fırsatını buldukça da Olga'ya para gönderiyor. Tekne gezıntilerinden bırinde Sırp İnes Radeplra'yla tanışı- yor. Birbirlerinden hoşlaruyorlar ama bu birbirlerinin izini kaybetmelerini engelleyemiyor. Müllecilerin çalışma ızinlerinin kaldırümasıyla 1934'de işsiz kalıyor Timçenko. Siemens fırmasının İstanbul temsilciliğini alıyor, 1949'da da kendı şirketini kuruyor. 1963 yılının sonba- hannda İnes'le karşılaşıyor yolda. Ayak üstü ayn geçirijen yı- 1lardan söz ediliyor. Timçenko'nun izini kaybedince İnes'e, hoşlandığı bir erkekle evlenmek düşüyor. Bir de oğlu oluyor. Göz açıp kapayana kadar süren bu evÜlik kocasının ölümüyle son buluyor. Timçfcnko, bu kez tedbirli. İkinci buluşmada ev- lenmeyi kararlaşünyorlar. Daha evlilikten sitem etmeye kal- madan, kansere yakalaruyor İnes. Pans'e götürüyor tedaviye. Doktorlann son sözü, "'Birkaç ay yaşar" oluyor,"Çok fazla acı çekmemesi içm duaya îhtiyaa var". İnes, Milano'da oğlunun evinde, Timçenko'nun kollannda ölüyor. İstanbul'a işinin başına dönüyor Timçenko yeniden. İki yıl sonra, Çarlık Rusya'sının Yalta'sında Dilber pastanelerinin sahibi Hemşinli Yunus Tarakçı'run Moltavyah Nadejda Ste- vanova'dan olma kızı Lena Leyla Taraİcçı'yla evleniyor. 1973'de Lena'yla birlikte Moskova'ya gidip, kızı, petrol mü- hendisi, profesör Tatiana'yı buluyor. Olga'nın kocasının öl- düğünü öğreniyor kızından. Telefon ediyor, 40 yıl sonra sesini duyuruyor: "Benim, Koçik". Konuşamıyor Olga, sadece so- ruyor: "Aaa, sen misin?" Bu görüşmeden birkaç yıl sonra da ölüyor, Tatiana, te- kavüt olup Olf a yerleşiyor. Timçenko ise Nişantaşı'ndaki evinde Lena'yla birlikte kitap okuyor, Çaykovsky dinüyor, çiçek yetiştiriyor. Bir de St. Petersburg Katedrali'nin yap- boz'uyla oynuyor. Anılara sığmıyor zaman zaman. Ni- kolas Kluge. Ar- keolog.O Ayasof- ya Kilisesi ile Ka- riye Camii'nin restorasyonunu yapıyor. Timçenko da görüntülüyor bu çalışmalan. Bu eski dost, Beyoğ- lu'nda, bir odah evinde ölü bulunu- yor bir sabah. Ba- şucunda da, yemek masasına bile bir- likte oturduğu yalnızbğının tek or- tağı faresi... Yann: Timçenko, bugün 95 yaşında. Son eşi Lena ile birlikte. Bu yaşta buralara gelmeyi ben istemedim ki... Iki kız, bir oğlan. bir gelin, bir de onlann çocukları Tiflis'te beni bekler. Onlann orada işleri var. Maaşlarıvla bu \azolan, defterleri, kumaşLtn alıriar. Ben satarım. Yavrularun, dolarlarunın yolunu gözler. Fadime 9 ninsuçu teıkokıııakKaradeniz erkeğinegöre her Rus kadını bir Nataşa ve hepsinin birjıyatı var. Neon ışıklı Cep Plaza 'da her akşam sadece bedenler ve dolarlarkonuşuyor. Hikmet için Rus kadınıyla birlikte olmak karısına haksızlık. Fadirne 'nin çalışmaktanyorgun vücudu ter kokmasa. İki kadının da ağız dolusugülmelere hasretinigöremiyor Hikmet. Tüm Karadeniz sahilinde Azeri, Gürcü, Ukraynalı, Be- yaz Rusyah, Litvanyab farket- miyor, bütün yabancı kadınla- nn tabiiyeti Rus. Bütün kadın- adlan da Nataşa. Karadeniz erkeğınin gözünde ıstisnasız her Nataşa'nın bir fıyau var. Bu fıyat yirmi dolardan başlı- yor, yüz dolara kadar çıkıyor. Oteller bu fıyatın dışında. Bir gecelik maceranın maliyeti bir milyonu aşıyor. Bunun için- dirki artık Karadeniz gençleri- nin kolunda, boynunda altın zincirler yok. Hırsızlıklar diz boyu. Çoğu hırsızlık olayı kayıtlara faili meçhul olarak geçiyor. Çünkü hırsızlık ihban değerlendirilirken ne kapıda zorlama ne de pannak izi bu- lunabiliyor. Pohslere göre bu tür hırsızlıklar ev içinde ger- çekleşiyor. Ya oğul ya da ba- banın parmağı var, örtbas için de karakollara güvenıliyor. Kimilenne göre artık Kara- deniz'de kapalı toplum olma- nın yarattiğı fiili livata, tecavüz olaylanna rastlanmıyor. Kimilerine göre ise ikiyuzlü cinsel serbestlik yüzünden bu tür olaylar hala karanlıkta. Geçen yıl ağustos ayında üç kişi bir kadına tecavüz ediyor. Kadın, İnga Beligaşuiki. Dava sürüyor. Inga her duruşmaya katılıyor. Hopa Karadeniz'in eğlence merkezi. Rıze'ye bir buçuk, Artvin'e iki saat uzaklıktaki bu ilçenin nüfusu on bin. 1988'de üç olan otel sayısı bu- gün 35'e çıkmış. Sokak ara- lanndaki tek katlı evler bile otele dönüştürülmüş. İki kişi- lik odalann kapasitesi ranza- larla altıya. sekize çıkanlmış. Cep Plaza, Hopa'nın or- tasında. Kırmızı, yeşil neon ışılcb girişi, geniş bir salon izli- yor. Otuz kadar masa geb'şı güzel serpiştiribnış. Masalarda genç ve güzel Rus kadınlannın yanında her yaştan, her meslek grubundan erkekler. Ön ma- sadaki bankacı, Cep Plaza'run müdavimlerinden. Yanında boya zamanını geçirmiş san saçlanyla Azeri bir kadın oturuyor. Bankaanın her akşam başka bir kadınla birlikte olduğu anlaübyor Bu uğurda, evini arabasını satmış, kansının alünlannı bozdurmuş. Aylarca küs durmuş, annesinin evine dönmüş kansı. Yenilerde banşmışlar, ama bankaa huyundan vazgeçemiyor. Nişanhsından aynlanlar. bakır aknaya gidiyorum diye aylarca evine uğramayan- lar. iş kyrma bahanesiyle abnan banka kredisini üç gecedc tüketenler. bu akşam da masadalar. Ara sıra benim yanımdaki kadına baktın diye kavgalar çıkmıyor de- ğfl, o zaman silahlar patbyor. Pobs de bir tek o zamanlarda Cep Plaza'ya müdahale edebibyor. Şantör Ali, Nurettin ile Chris- tina için çabyor şimdi Pist bir anda dolu- yor. İki beden arasında yirmi santimle başlayan uzakbk ikinci şarkıda sıfıra inı- yor. Karadeniz erkeği dans becerisini gös- teriyor. Ali, Love Story'i çalarken erkek kadın önünde diz kınyor. bel büküyor. En çok istek alan parça Nataşa. Türk er- Daşa'dan ohna Menûş oğhi Şükrii'nün Mkayesi Memiş Tumay, bir sabah daha gün doğmadan kansı Asiye'yle vedalaşıp yola koyuluyor. 1905'inbaha- nnda iki gün iki gece yü- rüyüp Batum'a vanyor. İstikameti Moskova. Orada pastacıhğı öğrenecek. Geçiyor Moskova'ya, bir fınnda çabşmaya başbyor. Rusya'da ortalîk kanşmaya başlayınca geri dönüyor, yanında Kırımlı bir kadınla ondan olan çocuğu. Safıye ve köyün diğer kadmlan rahat , bırakmıyor Kınmb'yı. Yalnız yakaladıkça dövüyor, çocuğuna ve kendisine yemek vermiyorlar. Kınmlı dayanamayıp kaçıyor. Memiş, bir süre bekleyip yeniden gidiyor Mos- kova'ya. Bu kez Daşa'yla tanışıyor. 17 yaşmdaki Daşa, sınlsıklam aşık oluyor Memiş'e, evleniyorlar. Bir de oğullan oluyor, adını Şükrü koyuyorlar. Daşada Meryem oluyor. Şukrü dokuz yaşına geldiğinde ortalık kanşık diye yeniden konuşmu\ or, Şükrü'den ve Memiş'ten başka. Hep Rusça anlatıyorderdıni. Üç Rize'ye dönmeye karar veriyor- günlük yolculuklara çıkıyor lar. Şükrü yol boyunca bir kaç kez kacmaya çabşıyor ama yakalanıyor. Şükrü ısteksiz, tüm dünyası doğup büyüdüğü Moskova. Üstelik Türkçe'de bilmiyor,kiminle neyı pavlaşacak? Çamlıhemşine yerleşıyorlar. Asiye, Daşa'yı da rahat bırakmıyor ama Şükrü büyük, annesini hırpalamalanna izin vermıyor Piyano çalıp, şarkı söylemeyı seven Daşa, bu yenı ülkeye, yeni insanlara abşamıyor. Ün değirmeninin müziğine uyup söylüyor şarkılannı. Kimselerle nesinin öldüğü yaşta. Daşa'yı özlemle anıyor. Günboyu on bir odab konağının bir odasında tahtadan kaşıklar yapıyor. Daşa, Memiş'i ne kadar sevdi? Şükrü Tumay"a göre Rus kadınlan sevdiler mi tam severler, delicesine. Bir o kadar da bağb olurlar sevdiklerine. Dokuz yaşında aynldığı doğduğu kente Moskova'ya bir daha gjtme- miş obnanın aası var içinde. Yüreği gitmekten, oradaki akrabalannı bulmaktan yana ama yaşı el vermiyor ar- ük. keklerinin kendileri için yazdığı bu şar- kıya.Azeri ve Gürcü kadmlar arasında lalep voğun. Kadınlann yüzü gülmüyor, erkeklerse çakırkeyften de öte. Birazdan kendisine erotik adlar takan otellerden birinde bedenlerle dolarlar takaslanacak. Hikmet Kor, kendi arüatırruyla arasıra düşüyor Cep Plaza'ya. İki yılbk evb. iki de çocuğu var. Kansma haksızlık yaptığını bibyor Hikmet. Hislerine ye- nildiğini de kabul ediyor ama karşısına aradığj güzelbkte bir kadın çıkarsa ne ya- pacağını bilemiyor. Bel sogukluğu, fren- gi. AIDS testlerine iki milyonun üzerinde para vermiş obnası bile beynini Rus kadı- nlanndan uzaklaşüramıyor. Neden mi? Hikmet'in kansı o kadar güzel ve seksi değıl. Üstelik sabahtan akşama çalışmak- tan sevişmeye hali kalmıyor. Ter kokusu da cabası. Aslında Nataşalar, Karadeniz- liler'in karşılaşüklan ilk Rus kadınlan de- ğil, Yüzyıbn başlannda, ortasında, pas- tacılık. fınnabk yapmak amacıyla Rus- ya'ya gidenlerin kuma getirdikleri Rus kadınlan var. O yıllarda kim- seler gurbet diye İstanbul'u bibniyor. Ya yürüyerek ıki günde ya da Karadeniz izin verirse teknelerle Rusya'ya ulaşıbyor. Bugün ıki kültür arasındaki etkilenme yapılar- da kendisinı göstenyor. Bugün 82 yaşında olan Ab Akay'ın annesi Varşovab Haline. Ab Akay, Uzundere muhtan. Rus pazanndan ab- nma, kırmızı şeritli asker pan- talonuyla dolaşıyor. Bo>Tiun- da da yine aynı pazardan ah- nma rengarenk bir fular. Ba- bası, 1900'lerin başında pas- tacıbk öğrenmek için Grod- na'ya gıtmiş, Habne'yi de bu- rada tanımış, evlenmek iste- miş. Mehmet'i, memleketinde Firdevs'le iki çocuğunun bek- lediğmi bilmeyen Habne de bu ısteğı kabuîlenmış. Binnci Dünya Savaşı pat- lak vennce Habne'yi de abp Çambhemşin'e dönmüş Mehmet. Firdevs'le aym evi paylaşmışlar. Habne'den beş oğİu, Fırdevs'ten de beş kızı olmuş Mehmet'in. Hab'ne'nin dini de. adı da değışmiş. Hali- me diye çağınr olmuşlar. Ab Akay'a göre Habne dünyanın en iyi, en güzel kadını. Fırtına deresinin hem doktorluğunu, hem ebebğini, hem de öğret- menliğini yapmış yıllarca. Bir gün yukan köye bir Rus geb- ninin geldiğını haber vermiş- ler Haline'ye. Kumahğa ve yurdundan aynlmaya daya- namayan gehn durmaksızın ağlarmış. Haline'ye. "Git onun drlinden bir sen an- larsın, git teselli et" demişjer. Gıtmiş Haline ama evden ağlama sesleri daha bır yük- selmiş. Çünkü yeni gebn Ayşe, Haline'nin öz kızkarde- şi çıkmış. Şükrü Tumay'ın, Yusuf Günaydın'ın da anneleri Rus asıllı. Günaydm Pazar'da yaşıyor. Lakabı Rus Yusuf. Babası Mehmet Rıza. 1900'- lerin başında Moskova'ya gi- diyor. Fınncılık ve pastacıbk öğrenecek. Adela'yla lanışıyor, evleni- yorlar. İşleri yolunda gidiyor. fınnlar, ha- mamlar, lokantalar açıyorlar. 1910'da Yusuf doğuyor. Altın kaşık çatallarla ye- mek yenilen konaklarda yaşıyorlar. Gün- de üç vagon ekmek sevkiyaü yapüklan günler oluyor. Bolşevik devriminden son- ra Mehmet Rıza'nın ışlen bozuluyor. Meryem'leşürdiği Adela ve oğullan Yu- suf la Mustafa'yı abp Türkiye'ye dönü- yor. Yoksulluk nedir bilmiyorlar ama Adela vatan hasretine dayanamıyor, has- talanıyor. Oğullannı yanına abp Batum'a gidiyor. Birkaç yıl sonra da orada ölüyor. Yusuf ve Mustafa'ya da geri dönmek dü- şüyor. Yusuf, evleniyor, dört çocuğu olu- yor. Bugün. 82 yaşında ve bütün yaşamı ahşap bir kulübe. İstanbul'da vaşayan kansına, çocuklanna, yaşama, herkese karşı öfke dolu. Namazdan namaza ın- sanlann arasına kanşıyor. Konuşmuyor, gülmüyor. Tann: Konranizmin değeri
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear