22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS1993 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Ulusal-EvrenselMELİH CEVDET ANDAY Y enı bır donem açıcı bu- tun bu\uk tanhsel ola\lann ortak yanı, evrensel bır nıtelık ta$ı- malan ya da evrensel bır amacı kendılenne ba>rak edınmış olmalandır Bunun orneklenne geçmeden once belırtmek gerekır kı. boyle bır amacı bulunma- >an gınşımler seru\encılıkten ote bır anlam taşımaz uygarlık bu gıbı olav- lardan hıç bır şev kazanmamış. tam tersıne. zayıflamış ve gecıkmelere uğ- ramıştır Buvuk Iskender doğu ve batı uygar- lıklannı bırleştırmek bırbınne kav- naştırmak ıstıyordu O zaman balı uygarlığını Yunan. doğu uygarlığını ıse Pers temMİ edıyordu Bu bırle^me gerçekleştı mı'7 Hıç olmazsa tanışmd. kultur alışvenşı sağlandı \emrui da- ğındakı Apollon vonutu Pers kulahı taşır Roma Imparatorluğu Avrupada \e doğuda bırlık butunluk kurma amacı- na yonelık olmuştur hep Buna bılın- dığı gıbı Pax Romana denır Roma. dılı hukuku, de\let anlayışı ıle bu Pax"ı vuzyıllar bovu avakta lutmu^- tur Işte yazımın ba^ında "sermenci- lik" dıye nıtelendırdığım olavlardan bınnı örnek gostermenın sırası geldı. kuzeylı kavımlenn yıkıcı ve açgozlu saldınlanndan Roma nın yıkılmasın- dan soz açmak ıstıyorum Ben tanhın ınsanlık ıçın ılencı bır amaç taşıdığına ınananlardan değılımdır Olan oldu Roma'nın yıkılıp gıtmesıne vahlan- mayacağım Yalnız şuncasını deyıve- reyîm Roma'yı yıkanlar yıktıklan ıle kaldılar. ortak uygarlığa bır katkıda bulunmadılar Imparatorluğun yıkılmasından sonra bırlık ulkusunu Katolık kılısesı ustlen- dı Ilk Hınstıyanlar. ınsanlığın ılkçağ- dan kalma bılgı dağarcığını barbarlar- dan saklamayı başarmışlardır Evren- sel amaç bu kez dınsel bır gorunuş almış oldu Benzen bır olay, İsiam-Arap ordulan- nın Afnka'ya yuruyu^unde ortaya çıktı Onlar Araplık ulkusu ıçın >ola çıktıklannı soylemıyorlardı. "\llah'ın admı" yaymaktı onlann amacı. Iv panya'ya eskı Yunan kukurünu laşı- dılar Napolyon utkudan utkuva koştuğu gunlerde hep "uygarlık için** sav aştığı- nı soylemışür (Uygarlık sozcuğunu ılk kullananın o olduğu sovlenır) 1917 Dev nmı. "Bıitün dûn> a işçilerinin birleşmesi" ulkusunu bayrak edındı. ulkusu evrenseldı Mustafa Kcmal "Butün mazlum mil- letlerin kurtuluşu için" savaştığını soy- lerken bağımsızhk savaşınm evrensel anlamını vurguluyordu Şu örneklerle anlatmak ıstedığım, yal- nızca bellı bır topluluğun (dahasi o topluluğu yonetenın) çıkan ıçın gınşı- len savaşçı eylemlenn ortak uygarlığa bır katkısı olmadığını belırtmektedır Bu turden gmşımlenn ıçıne ulusalcılık etkınlıklennı de sokan Avrupah ay- dınlar vardır Onlara gore bu tur et- kınlıkler. ortak uygarlık çevrcsınde bırlık butunluk kurma ulkusunu en- gellemektedır Bugun Avrupa Topluluğu ulkusu ya- nında, ınlı ufaklı bırtakım Avrupah toplumlann bırbınyle gınştıklen ulu- salcı savaşlarduşundurucu bırçelışkı- yı ımlemektedır Bırlık ve butunlüğu amaçlayan ınanışlann tanh boyunca nasıl kesıntıye uğradığını yukarda kı- saca gozden geçırmıstık. ulusalcı et- kınlıklenn. bu manışın tersı yonde yenıden ve çok kanh bır bıçımde boy gosterrnış olması. lanhsel geltşmede ınsanlık ıçın umut verıu bır amaç go- renlen şaşırtmaktadır Bunlardan hangısı tanhın (soylenen) yaranna uy- gun sayılacaklır1 Llusdllık sınırlannı aşan "insanlık toplumu" ulkusune "utopya** desek de. parçalavıcı. avıncı duşmanlık tohumu atıcı. ın^tnı ınsan- dan uzaklastıncı anakronık ulusalcılı- ğı larıhın buvruğu mu sayacağız' Tam bır Avrupa aydıru ve uygarlığın bırleştıncı. ozgur toplumuna gonul vermış olan Stephan Z»eig, Ikıncı Dunya Savaşı ortasmda yaşamına son venrkcn. dostlanna bıraktığı mektup- larda "artık guneşin doğmasını bekle- >ecek" gucü kalmadığını yazmış Lmutsuzluğa yenılmış çağdaş bır hu- manıstın acıklı sonu' Stephan Zvveıg, baskılara, savaşlara karşı bırey ozgur- luğunu tutan, Erasmus gıbı bıhmlenn ve sanatlann evrensel dûzeyınde bu- luşmu^ kardeş bır ınsanlık savaşçısı ıdı Boylesıne buyuk bır ulkununbek- lentısı humanıstlen sık sık duşkınklı- ğına uğrattııseşaşmamalı Duşkınklı- ğı. burada karamsarlık anlamına gelme7. dı\ or kı. "İnsanlığımızın birliği >e bütünluğu duşuncesınin y ıkılabilmesi olanaksızdır." Bu buyuk yazar. edebıyatlann ve ge- nel olarak sanallann ulusallaşmasina (bıze garıp gelecek'amd) karşıdır. Go- ethe'nın unlu sozunu anar " l lusal edebiyatların zantanı gende kaldı, şim- di dünya edebivatının zamanıdır." Valnızca edebıyat mı1 Zvveıg ulusla- rustu bırlığı. bır ara muzığın ustlcndı- ğını overck anlatır "Dildeki birlik ve bûtünlüğun, İtalya, İspanya, Fransa, İngiltere >e \lman\a'da uyanan aracı- lığı ile yıkılmasından sonra ortaklık duygusu yeni bir kalıp arar ve aradığını -dillerin üzerinde veni bir dil olan- mu- zikte bulur. On yedinci ve on sekizincı yuzy ıllarda artık şairlerle y azarlar. tan- rıbilimciler, bilginler değil, fakat muzik sanatçıları \\rupa'nın birlik ve bıitün- luğunun bayraktarlığını kozmopolitiz- min en değerli temsilcıiıklenni vapar- lar; bu sanatçılar büyuk bir kardeşlik tçinde yaşayan tek bir aile oluşturur- lar." (Çevıren AhmetCemal Yannın Tanhı - Can Yayınlan) Bu sanatçılann adlannı da analım Haendel. Mozart. Haydn, Gluck, Spontini... Fakat Ihtılal'den ve Napolyon savaş- lanndan sonra. sanat ve duşunce bu- tunuyle ulusallaşır "Yeniden bir geri- leme başlamtştır. Beethovcn ve Schu- bert'te. onlardan daha yoğun düzevde olmak üzere VVagner, Chopin, Vİııs- sorgskv. Rossini ve VerdTde muzik, o zamana kadarki uluslanıstu karakte- rinden sıvrılıp ulusallaşır." Ah. yazarken konudan konuyd geç- meyı çok sevenm, şımdı de oy le bır fır- sat çıktı ışte Bızdekı ulusal edebıyat. ulusal muzik. ulusal resım konusu Orneğın çokseslı muzığımıze egemen olan. "yerli melodi-Batı tekniği" for- mulu. bence yaratıcılığı reçeteye bağ- lamaktan başka bır şey değıldır (Me- ğer nekoldvmış1 ) Ama bu konu başka bır yazıyı bekle- sın PENCERE ARADABIR Prof. Dr. MUSTAFA ALTINTAŞ Uç Lidere Bir Mektup Kartal Beledıye Başkanı Sayın M.AH Büklü taraiından 6 Ağustos 1993 gunlu Cumhurıyet gazetesınde, sosyal demokratlarm bırleşmesını amaçlayan 'Uç lidere bır mektup ' başlıklı yazısıyla bır çağrıda bulunulup yontem onerılmektedır Sayın Buklu'nun çağrısını ve yontem onerısını tartış- mayacağım Uzerınde durulması gereken nokta, çağrı gerekçesının gerçeğe uyup uymaması ıle tum sosyal demokratlarda ya da kendısını boyle tanımlayanlarda gozledığım bellek ve kımlık yıtımme dıkkat çekmektır Sayın Buklu bırleşme konusunda her uç partının de ta- banında yoğun bır ıstem olduğunu ılerı surmektedır Ekonomık toplumsal ve kulturel açıdan sağ çızgının dı- şında kalan kesımın bu turden bır ıstem ıçınde bulun- duklarını kabul etmekle bırlıkte, partı tabanı denılen kesımın boyle bır ıstem ıçınde bulunduklarını sanmıyo- rum Boyle bır cıddı ıstem ıçınde bulunsalar, uç adamı aşıp, bırleşmeyı kolaylıkla gerçekleştırebılırler Çunku, eğer bu uç partı toplumsal tek bır tabana otursa, bu ta- ban kendısıne ozgu ve kendısı tarattndan belırlenmış bır onderlık, bır yonetıcı kadroyu yaratır Boyle bır sonucun ortâya çikmamasınır» nedenı tavanın taban taratından değıl, tam tersıne, partılerdekı uye ve delege tabanımn tavan taratından belırlenıyor olmasıdır Bunun en goze gorunenını DSP'de ızlemekteyız Partı yonetımı hatta tek kışı, partı uye adayları hakkında 'guvenlık soruştur- ması 'benzerı ıncelemedebulunmaktave bırleşme ıste- mınde bulunanları ıse hıç duraksamaksızın partıden atmaktadır Buna karşı ıse Sayın Buklu nun bırleşme ko- nusunda yoğun ıstemlı olarak tanımladığı tabandan tek bır ses çıkmamaktadır Ötekı ıkı partıde de durum bun- dan farklı olmamakla bırlıkte bırleşme soylemını yonetı- cı kadrolar da ıster gorunduklerınden ' ıstemezuk' net olarak gorunmemektedır Bunlardan SHP, uzerıne du- şen bolgecılık, mezhepçılık ve etnık kokencılık golgesı- nın sıkıntısını, lıderının kımlığını belırlerken bıle duy- makta lıdermı belırleyecekkurultayda 'deiegeağalığı oneçıkmaktadır 'Gumburgumbur' gelenCHPıseotekı ıkı rakıbındekı guçlu lıder ve ' etnık-mezhepsel kımlığı" aşamadığından olacak, sozde bırleşmeyı amaçladığı kıtlelerı sureklı eleştırmektedır Ve bu arada CHP de sosyal demokrat kımlığını ortaya koyma yerıne, rakıple- rının başarılı olmadığı Karadenız ve Trakya gıbı boige- lerde tutunmaya çalışmaktadır Bunun başta gelen nedenı, sıyasetın tabanımn 1980 li ytllarda çok daraltıl- mış olması ıle sıyasetın nedenının tıcarıleşmesıdır Uç sıyasal partı ıle onun lıderlerının demokrası, ulke Atatürk'un kurduğu cumhurıyet ve ozellıkle laık devlet konusunda fazla duyarlı olduklarını savlamak ve sonra da bunların karşıt akımlara guç kazandıran bolunmuş- lukkonusundakı kayıtsızhklarını nasıl açıklayabılırız? Sayın Buklu nun, bana gore asıl yanılgısı ve çelışkısı, sıyasal partı programlan ıle htzmetlerı arasındakı far- kın, dunyadakı değışım ruzgârları nedenıyle ortadan kalkmış olduğunu ılerı surmesıdır Bunun çevırısı, sıya- sal partılerın ıdeolojık ve toplumsal taban açısından notrlesmesıdır Bır yandan uç partının bırleşmesını ulke, demokrası cumhurıyet ve laık devlet ıçın yaşamsal go- recek sonra da partı programlan ve hızmetlerı arasın- dakı farkın kalktığını soyleyeceksınız Yenı somuru sıs- temının soylemı olan yenı dunya duzenının' dunyanın çeşıtlı yorelerınde neler yarattığı her gun yaşanırken, bunun onaylanmasını ve savunulmasını sosyal demok- ratlar açısından anlamanın olanağı bulunmamaktadır Eğer gerçekten sıyasal partı programlan ve hızmetlerı açısından bır farklılık soz konusu değılse, uç sosyal de- mokrat partının değıl, ANAP ı DYP sı RP sı, MHP'sı ıle butun partılerın bırleşmesını ıstemek ve savunmak da- ha tutarlı olmazmı? Sosyal demokratlarfarklılıklarını koruduklarından de- ğıl tam tersıne kımlık yıtımme uğrayarak sağa benzeş- meye, donuşmeye başladıklarından oturu bolunmekte ve kamuoyu desteğını yıtırmektedırler Çozum, once sosyal demokrat olmaktan geçmektedır MıtosBOYUT Yayınlan - Tıyatro/Oyun Dızisı 25 BehİÇ AK' ın ilk oyunu BİNA 1 9 9 3 Y ı l ı K ü l t ü r B a k a n l ı ğ ı O y u n Y a z m a Y a r ı ş m a s ı O d ü l ü 'Tıyatronun anlatım olanaklarını mızahla butûnlaştıran ılgı çekıcı bır çalışma " (25 000 TL) Öğrencigençliğttnizinönü açık mı? Gençlerımız ailesel, dınsel, yönetsel ve eğıtsel kökenlı bır dızı otoritenın aşın baskısı altmdadır. Gençlık kuşaülmış gıbıdır. Söz ve karar hakları smırlanmıştır. Gençlenmızın boylesıne güvensızlık ve otonte cenderesıne sokulmuş olması, onlann bır kesımını düzene karşı başkaldırmaya ıtebılmektedır BEKİR ÖZGENEğitimci H er toplumun geleceğe yo- nehk en buyuk guvencesı "gençler"dır Bu yonelım, gelışmekte olan ulkeler ıçm daha da geçerlıdır Çunku gelışmış ulkelerde' yaşlı nufus. gelışmekte olan ulkelerde ıse genç nufus çoğunluktadır Bu ve benzen nedenlerle Ataturk de, kurduğu cumhun- yetı Turk gençlığıne emanet etmıştır Özel- lıkle de, cumhunyet ıdeolojısıyle beslen- mış. okumuş gençlere Cumhunyetın kuruluşundan bu yana 70 yıl geçtı Bu donemde epeyce kuşak yetışn Ozellıkle 1950'den sonra yetışenlenn Ke- malıst devnmlenn ozunu algılayabıldığı. çağdaş bıhmm venlenyle yetışebıldıklen soylenemez Söylenebılseydı, toplumsal çevrelennı de|erlendjrebılmekte güçluk çe- kerler mıydı 9 Doğal çevrelennı değıştır- mekte boylesıne az becenlı olurlar mıydı 0 Öğrena gençlenmızın konumunu ne yaşlılar ne de kendılen yeterlı ve sağhkh bulabılıyorlar Nedır yanlış olan öyleyse 1 ' Eğıtım dızgesı mı 11 Ataturk'ten bu yana bır dızı duzenleme ve değışım denemelen ya- pılmıştır Açılan kapatılan okullar olmuş- tur Lıscler dört yıla çıkartılmış, tekrar uç yıla ındınlmıştır Sınav dızgelennde bır yı- ğın oynama yapılmıştır Ne yazık kı olum- lu değışımler çokça gozlenememıştır Okuyan gençlenmızın konumundakı aç- mazlar gıdenlememıştır Dahası, yara da- ha da dennleşegelmıştır Çoğu ulkelerde olduğu gıbı Turkıye'de de pek çok alanda hızlı ydşanan bır değışım olgusu vardır Bunun ıstenılen bır bıçımde yonlendınlemedığı anlaşılmaktadır Top- lumumuz teknolojık gelışmelere sıcak ba- kabılırken, onun getırdığı gelenek. gorenek ve alışkanlıklardakı başkalaşımlara soğuk durmakta. dırenmektedır Bu kulturel kar- maşayı. hızlı kentleşme ve ıletışım venlen de k'orüklemektedır Böyle olunca da. "doğru->aıüış" taruşması buyumekte. enn- ce ulasma zorluğu yaşanmaktadır Oluşan toplumsal bunalımı onleme olanağı gıttık- çe guçleşmektedır Ozellıkle de. kuşaklar arasındakı anlayış farkı buyuk boyutlar kazanmakta ve ara açılmaktadır Bu akış ıçınde, Ataturk'un guven duydu- ğu gençlık ımajında kayıplar başlamıştır Toplum. gençlen suçlama eğılımı goster- mektedır Bu bağlamda en çok yuklenılen- ler de "öğrenci gençler" olmaktadır Kımı- len bılısız ve sığ, kımılen toplumdan kopuk, kımılen ofkelı. kımılen de sorum- suz olarak nıtelendınlebılmektedırler Bellı kı gençlenmız aılesel. dınsel. yonet- sel ve eğıtsel kokenlı bır dızı otontenın a$ın baskısı altmdadır Gençlık kuşatılmış gıbı- dır Soz ve karar haklan sınırlanmışur Gençlenmızın boylesıne güvensızlık ve otonte cenderesıne sokulmuş olması, onla- nn bır kesımını duzene karşı başkaldırma- ya ıtebılmektedır Bu davramşlan jia, kımı çevrelerden dışlanmalanna neden olabıl- mektedır Boylesı bır ıletışım ve davranış ıçıne gınlmesı de onlarda urkeklık ve kuş- ku yaratmaktadır Sonuçta. bır kesımı sın- mekte. edılgınlesmekte. toplumdan soyut- Idnabılmektedır Hatta kımılen yazgra bır dunya goruşu bıle benımsevebılmektedır Çozum Gençlenn her koşulda yalnız bı- rakılmaması. onlara yardımcı olunması gerekmektedır Oğrencı gençlığın olanak- lannı genışletmek ve sorunlannı hafıflet- mek yetışkınlenn gorevıdır Ozellıkle de sıyasal erklenn Unutulmamalıdır kı çağ- daş demokrasılerde. bıreyın temel gereksv- nımlennden "guvenük" oğesının sağlan- ması, gonençlenmenın toplumsal onkoşu- lu sayılmaktadır Çunkü geleceğe guven duygusunun orselendığı ortamlarda çeşıtlı toplumsal rahatsızlıklar ortaya çıkmakta- dır Cumhunyetı gençlenmıze emanet et- mekten ba^ka seçeneğımız yok gıbı gorun- mektedır Işte bu nedenle de onlann onunu açmak zorundayız Ucuz atlatılan bir terör tehlikesiFBl. Birleşmiş MiUetler Bi- nası ile Lincoin ve Hollanda adlı sualtı tıineUerini ha\aya uçurup, bir dizi önemli devlet adamını ol- durmeyi hedeflev en sekiz kişi ge- çen hafta goz altına alındı. \ e « Sork'lular bu kaostan Federal ve yerel antiterörist birimlerinin işbirliği sayesinde kurtuldular. Federal >e yerel andterdrist birimlerinin onüç yıldır sürdük- leri yakın işbirliği en sonunda ürün verdi. Kendilerine rapor \e- retı bir ajan aracılığı ile terorist- leri avlarca takip ederek, hedef- lerini nasıl saptadıklarını, yuva- landıkları evi, bomba üretme çaltşmalarını oğrendiler. Bom- baları hazırlayıp \BDMen kaç- mak uzere oldukları kendilerine bildirilince ey leme geçip terorist- leri yakaladılar. Şimdi \merikalilar, yetkiü- lerin daha sâstematik çahştp uluslararası terörizme niçin en- gel olamadıklannı sorguluyor. Şuphelilerin, Ortadoğu kökenli olup "Kor İmam" dıye de tanı- nan Şeyh Ömer Abdulrahman 'ın emrinde çalıştıklan ileri stirü- luyor. Yakalanan gnıbun hedeflerin- den Senator Al- fonse D*. girişi yasasının daha zoriaştırı- Iması gündemde olan bir konu, ancak terörizmi engelleyecek tek çözüm değil. Kör İmanVın Mısır'daki terörist geçmişi göz önunde bulundurularak ilk baş- tan ülkeye sokulmaması gere- kirdi. Dünya Ticaret Merkezi'- nin bombalanması ve tutuklanan şüphetilerie ıuıi3t u AIIMIU, ,^ . „ . . , ^m, <Ax\ bağlantısı terörizme karşı <£t)C ^CU> Ijork (timC5 kesin olarak bi- bir dizi önlem linmiyor. Tu- alınması taraf- tarı. Sınırdan geçişterde kontrol- ları sıküaştırmak. teroristlerin idam cezasıyla cezalandınunası, jerorist ulkelere asken mudaha- lede bulunmak gjbi oneriler ileri sürüyor. Bunlar tatmın edici çö- zümler ancak gerçeklere uymu- yor. Şu anda geçerli olan göcmen tuklanan şup- helilerin Amerikan vatandaşı ol- ması da vasaların yeniden göz- den geçirilmesi gerekliliğini vur- guluyor. Öİüm cezasının şehitlik mer- tebesine ulaşmayı aklına koy- muş kişiler için caydmcı bir etki- si olamayacağı duşünûluyor. Yabancı hükûmetkrin suç or- taklığı da kesin olarak kanıtla- namadığı için askeri müdahale- nin doğruluğu da tarttşılıvor. Suçsuz Amerikalı yurttaşların intikamını almak için yabancı bir ulkenin suçsuz yurttaşlannı bombalamak kamuoyunda pek taraftarbulamıyor. Beledıye Başkanı David Din- kins New York'lulan uyararak kızgınlık ve korkulannı Miislü- manlara ve Ortadoğululara yo- neltmemelerini istedi. Tüm bu gerçeklerin tşığı al- tında, yalnızca temel yasalan uygulamaktan başka cözüm kahnıyor. New York'lular çare- siz kurban dunımunda, konı- masız bırakılmamalı. Günluk normal yaşamlarına devam ede- rek, hergun terörizme bir darbe daha indinvorlar. MitosBOYUT Yayınlan TEM Yapım Yayıncı'lık Ltd. Şti. Oba Sok 9/1 Cıhangu /1ST Tcl 249 87 37 38 TÜRK HAVA YOLLARI'NDA TELEFON DEĞİŞİKLİĞİ TÜRK HAVA YOLLARI YEŞILKÖY GENEL MÜDÜRLUK, REZERVASYON VE KARGO REZERVASYON SANTRAL TELEFON NUMARALARI 30 AĞUSTOS 1993 TARİHİNDEN İTİBAREN DEĞIŞIYOR. L Ü T F E N N O T A L 1 N I Z . ESKI YENI THY YEŞILKÖY GENEL MUDURLÜK SANTRALI REZERVASYON SANTRALI KARGO REZERVASYON SANTRALI 663 63 OO 663 63 63 663 46 OO TÜRK HAVA YOLLARI Tarih Yazmak Göc 197O'lı yıllarda 'Cıhan Harbı"nöek\ Osmanlı savaşla- rına merak salmıştım Başlangıçta zorakı bır meraktı bu, "Yuzbaşı Selahat- tın ın Romanı' nı hazırlıyordum, bır kucakdolusu anı ve belgeyı ıncelemek yazılanların doğruluğunu değışık kı- taplardan denetlemek gerekıyordu Zamanla zorakı merak keyie donuştu sankısıhırlıyu- varlakta geçmışı seyredıyordum, dun yaşananlar bugu- nu aydınlatıyor, gunumuzun her sorunu, kokenınde 20'ncı yuzyılın ılk çeyreğıne dayanıyordu Geçen gun David Fromkin'ın yenı yayımlanan kıtabını elıme alınca merakım depreştı Fromkin'ın "Barışa Son Veren Barış" adlı (Sabah Ya- yınlan) yapıtının alt başlığı şoyle Modem Ortadoğu Nasıl Yaratttdı? 1914-1922" Hemen kıtapta "Turklenn Dıcle dekı Zaferı' adlı bolumu açıp okumaya başladım, çunku Bırıncı Dunya Savaşı'nda Turk askerının Arap çollerındekı oykulen ne kadar ıncelesen bıtmeyecek ınanılmaz bır seruvendır Yuzbaşı Selahattın, o buyuk seruvenı Irak Grubu Ko- mutanı Haill Paşa'nın karargâhında yaşamıştı • Bır ingılız, tarıh yazmaya gırıştığı zaman elının altında her şey var David Fromkın bu olanaklardan yararlana- bılır ama yınedeılgınçkıtabındane kadaryansızolma- ya çalışsa olaya kendı açısından bakıyor Mezopotamya da yaşanan Ingılız-Turk savaşınm kı- taplarasığmayacakaşamalarını bır yana bırakarak yal- nız bır ayrıntıyı bu yazımda vurgulamak ıstıyorum Londra 1914 sonbaharında İngiltere nın Iran'dan ge- len petrolunu korumak uzere Basra Korfezı ne askerını yolladı, amacı Abadan dakı petrol rafınerısını guvence- ye almaktı Basra ışgal edıldı, Hındıstan dan gelen İngı- lız askerının başındakı General Townshend'e Bağdat'ı ele geçırme emn verıldı ingılızler Dıcle boyunca kuzeye tırmanmaya başladılar David Fromkın yazıyor 'Basra dan Bağdat'a başarılı bır yuruyuş, ancak lojıs- tık destek, kalabalık bır bırlık, nehır ulaşımı, hastane araç gerecı, topcu ve malzemeyle olabılırdı Oysa İngılız Hındıstanı, gonderdığı kuvvetlere bunlardan hıçbırını sağlamış değtldı Zayıf durumdakı Turkler nasıl Basra - da ıkmal yollarının en sonunda ıseler Townshend ın guçlerı de Bağdat'ta aynı durumda kalacaktı Yıyecek ve cephane ıkmalını ancak yanlarında taşıyarak yapabılı- yorlardı ' Fromkın İngılız askerının durumunu anlatmak ıçın al- tını çızıyor ' Yıyecek ve cephanelerı çok eksıktı " Doğru mu yazıyor? Kımbılır, belkı de İngılız olçulerıne gore doğrudur, yı- yecek ve cephanelerı eksık sayılıyordu, ama, konuya bır de Turkler açısından bakmakta yarar var • Irak savaşlarında Halıl Paşa karargâhında bulunan Yuzbaşı Selahattın (bu muharebeler sırasında teğmen- dı) 'savaş cerıdes/"nı yazmakla gorevlendırılmıştı General Tovvnshend'ın bırlıklerını yenılgıye uğratan Turklenn Ingılızlenn Azızıye'dekı karargâhına gırışını ?oyle anlatıyor "Azızıye erzak doluydu Hayatımızda gormedığımız peynırler, ıçkıler, yıyecek- ler elbıseler vardı Her taraf zengın İngılız mılletınm haşmetını gosteren şeylerle doluydu Bırlığımız hıssesı- ne duşenı aldı Fakat bıtecek gıbı değıldı Hatırladığıma gore yalnız 22 çeşıt peynır bulmuştuk Şeklını gormedı- ğımız bılmedığımız bır suru reçel, şampanya, vıskı, ne bıleyım daha admı bılmedığımız bır suru ıçkı ' Irak savaşlarının surduğu yıllarda Turk askerının nasıl beslendığı de yıne şu "taşe cetvelı' nde goruluyor Î5 Hazıran 7977 Saöah yemeğı uzum hoşafı, akşam yemeğı buğday çorbası, ekmek tam 26 Hazıran 1917 Sabah yemeğı yok, akşam yemeğı uzum hoşafı ekmek tam 18 Temmuz 1917 Sabah yemeğı uzum hoşafı, akşam yemeğı yok, ekmek yarım 8 Ağustos 1917 Sabah yarım ekmek, akşam şekersız uzum hoşafı Arap çollerınde İngılızlerle Turkler savaşırken ıkı or- dunun durumu boyleydı OĞLUMU ARIYORUM Yaklaşık 3 ay once yanına hıçbır kımlık almadan evı terkeden oğlum ALAATTİN SUVARİ'yi gorenlenn y a da nerede olduğunu bılenlenn Mersın 9-74-261737 no'lu telefona haber vermelen nca olunur ABDULLAH SUVARİ Onurlu, yiğit amcamız; TURANBASKAN'ı yüreklerimizde yaşatacağız. AKİF TARTAN, ALİ ÇANAKÇI, M.4HİR GtNEŞ, MUSTAFA EROĞLU, SİNANNERGİZDAL ANILARA M.CENGİZ TOSUNOĞLU (24 Ağustos 1993) Oy le bır tablo boyamalı kı bu yaştan sonra Atlarolmalı ıçınde Dort naladeğıL yanm atlar Bacaksızveyelesız Iz bırakarak kaymalı karda yılanJar Cey lanlar arslarüan kovalamah Hapıshanede karalamalı, kapısız. derrur parmaküksız Evler olmah bol bol bedavava, kıralık Çıçeklen bombalarla sukmalı Yahut. ç«^klerle bombalamalı bombalan Koskocaman bır yemek masası çızmeü Bır suru ınsan verleştırmeb çevresıne Kaşıklarlarken korkuyu hıç korkmadan Tabıı sen de olacaksın bu tabloda Hemen dızun dıbınde Ikımız de henuz onsekızımızde ManeviOğhın Sen hq? gençlığı kıskandın Umanm tum gençler serun gıbı yaşlanır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear