22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 AĞUSTOS1993 CUMA CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN ÇinMoğolistanı kapüannıaraJach £t U zun süre yabancılan toprak- lanna sokmayan Çin Moğo- listanı. kapılan açtı. Çin'de yaşayan yabancılann hayallerinı süsleyen serbest dolaşma hakkı. en sonunda tam olarak uygulanmaya başladı. Arük yabancılar, ülkenin her yerini, istedikleri zaman görebi- lecek. Çın'in iç kısımlannda ulaşım hay- b güç olduğundan ve toplu taşıma araçlan pek önerilmediğinden, yol- culuklar arabayla yapdıyor. Yıllardır ülkede yaşayan yabancı diplomatlar. gaze- tecıler, öğrenaler ve ışa- damlan. bu serbestlikten sonra keşıf gealerine çı- kmaya başladı. Kücük grupîar halinde iki ya da üç arabayla yapılan yolculuk- lar, daha tehlikesız ve so- runsuz geçiyor. Eskıden çok özel izinlerle, bir devlet şoförünün gözeuminde yapılan kısa mesafeli yolcu- luklar, tarihe kanştı. Yenı yasanın çıkmasıyla birlikte, çoğunluğu Fransız bir grup yabancı. toplanıp Çin Moğolisianı'nı görmek için yola çıktık. Yollarda önümüzü kesip "Buradan daha ileri- ye gidemezsiniz" dıyen askerlere, polıslere ya da yol kesen soyguncu- İara rastlamadık. Ama bırcok kent- te. yeni çıkan yasadan haben olma- yan polislerle karşılaştık. I Ayakbastı | parası Yolculugun ilk aşaması. Pekin'- den 300 küometre uzaklığa kadar olan bölûmü kapsıyordu. tkınci aşama ıse Moğolistan'ın içlerine doğru gjdiyordu. tlk uğradığımız kentlerde. yetkilıler, "Kente gınş ve yollan kullanma" adı altında para topluyor. Bu. bütün kentlerde ge- çerli değıl; ancak çoğunluğunda, para alınmasa bile kontroller sık sık yapıhyor Yollar oldukça engebeli. Yollann baa bölümlerini. yerii hal- kın yardımıyla geçiyoruz. Özellikle nehır kıyılanndaki yollar çok tehli- kelı; nehre kayma ya da bir batağa saplanma olasılığı çok yûksek. Ne- hirlen aşmak için kullanılan köprü- ler, motorlu araçlar ıçın uygun değjl ve birçoğu onanmda. Küçûk kasabalarda birçok sûrp- rizle karşılaşıy oruz Hele yerel yetkı- liler ve polisler. yasalardan haber- dar değilse... "Hoş geldiniz" deme- den önce "Şu anda burada olmakla Çin yasalannı çiğniyorsunuz. Bu çok ciddi bir suçtur" deniyor. İnsan bir an kendinden kuşkulanıyor "Aca- ba gerçekten burada bulunmak suç muT". Dün için belkı, ama bugün için kesinlikle "hayır". Yerel yetkili- tlk olarak Pekin'den 300 kilometre uzaklıktaki böigeye gidhoruz. Daha sonra. Moğoüstan içlerine yöneleceğiz ler, üstlenyle konuştuktan sonra bizlerden kişi başına 150 yuan (orta- lama işçi ücretinin biraz altında) isti- yor. Bu paranın, yöre>e yapılacak yatınmlar için alındığı belirtiliyor. Çin hükümeti, ülkenin tamamen açık olduğunu ve baa stratejik böl- geler dışında, yabancılann her yere serbestçe girebıleceğinı belirtiyor. Ama yabanalar, bu "eskiden tama- men kapair bölgelere gırebilmek içirî birçok zorlukla karşılaşmanın yanısıra yatınm ya da y ardım adı al- tında belirli miktarlarda para öde- mek zorunda bırakıhyor. Çin hükümetinin açıklamalanna karşın baa kasabalara girmek halen olanak dışı. Yerel askeri yetkililer. bölgenin "şu an kapalı" olduğunu. yakında açılacağını belirtiyor. Bu sı- rada yolculukta bozulan arabamız askerler tarafından onanhrken ya- sak bölgede gecelemek zorunda ka- lıyoruz. Çünkü arabamız bir günde onanlabılıyor. Otele gidiyoruz. Daha sonra askerlerin sağladığı at- larla akşam yemeğınde yiyeceğimiz koyunu secmek üzere yola çıkıyo- ruz. Yerel askeri birliğe bağlı altı as- ker, yanımızdan hiç aynlmıyor. Ay ışığı altında koyunu yıyoruz. Deği- şik bir tat. Moğollar'ın yemek zevkı ve ağız tadlan hakkında bilgi sahıbi oluyoruz. IÇin'le ilişküer şimdi daha iyi Dönüş yoluna çıkmadan önce ak- şam üstü penceresi açık bırakılan arabadan çahnan para ve fotoğraf makınemizd geri alıyoruz. Bunlan çalan ço- cuk, bölgede yaşayan Mo- ğolbıraıleden. Çin Moğolistanı, kûltür devnminin şiddetini unut- mamış. İç Moğoüstan ol- dukça hassas bir bölge. Çin hükümeti, Moğollann milli- yetçi duygulanyla karşı karşıya kalıyor ve Çin'in güçlü propogandası burada o kadar etkili olmuyor. Bir genç şöyle diyor. "Ekonomi- nin geüşmeye başlamasından sonra onlarla bizirn aramt- zdaki ilişküer artık eskisi ka- dar körû değiT. Yerü halkın gelenekleri değişmemiş. Yabancılara sunulan alkollü yayık ayranını ya da koyun yağıyla kurutulmuş yoğurdu red- detmek olanaksız. Bu bölgede yaşa- yan Çinlıler de yerel gelenek ve kül- türle kaynaşmış. Domuzdan başka bir tür et düşünemeyen Çinliler. bu- rada koyun eti yiyor. "MoğoUaş- ma" varlığını sürdürürken stepler- den ovalara inıldiğınde "Çinîileş- me" göze çarpıyor. Tuğla ve çimen- to fabrikalan, ova boyunca birbirini izliyor. Yavaş yavaş yerleşik yaşama ge- çilirken kasabalar, kentler gelışiyor, büyüyor. Yollar ağaclandınbpekım yerleri, yerleşim birimlenne dönüşü- yor. Karştlaştığımız bütün Moğol- lar, akıcı bir biçımde Çmce konuşu- yor. Ama bazılan, aralannda Mo- ğolca konuşmayı tercih ediyor Genel görümüne bakıkiığında. Moğolistan, gelişımı tam olarak ya- kalayamamış. diyebilinz. Francis Deron Yabancı paranın Küba'da kullanılmasına izin \erilmesi, karaborsanın gücfinû ortaya koyuyor. öinton, Castro'ya kucak açacakmı? K üba'ya uygulamakta ol- duğu ambargo, ABD'de tartışmalara yol açarken Amerikab işadamlan ve akade- mısyenler arasında Küba'da bü- yük değişiklıklerin yaşanmasının kaçınılmaz olduğu ve bu değışık- hklenn. adayı. "ış dunyasının ka- zançlı bir cephesi" haline dönüş- türülebileceği inancı yaygınlaş- maya başladı. Yöneticilerin ve akademıs- yenlenn çoğu, Kübarun harap durumdakı ekonomisinin. çok yakında. ülkede sürmekıe olan parçalanmayla Castro'nun ko- münıst sisteminin çökmesi ile ya da ABD tarafından reformlan fu- zlandırmak amaayla ginşılen yapıcı vaatlerle açılabileceğine inanıyor. Bu olasıbklann sonun- cusu. özellikle 33 yıldır ABD ta- rafından sürdürülen ekonomık ambargo ve politik ilişki kesme sürecinden sonra adaya karşı yenı bir yaklaşıma ginlmesi gerektiği- ne inanan bir kesım tarafından gitükçe artan bir guçle. Clinton yönetimine benımsetilmeye çalışılıyor. Büyük ölçüde Sovyet blokun- Sbc JCftu Jjork eimcs dakı \elinimetlerinin çöküşünün neden olduğu yıkıcı ekonomik koşullara kısıtb reformlar getır- mek zorunda kalan Castro. Baülı şırketlerle ortakhk fırsatlannı memnunıyetle karşılamaya -baş- ladı bıle. Castro'nun dolar ve dı- ğer dövizlerın adada kullanı- lmasına ızın vermesı, bır yandan ülkedekı karaborsanın gücünü kabul etmesi, bir yandan ise onu kurutma çabası olarak değerlen- d*ınlıyor. Castro, bunun yanısıra. Küba asıllı ABD'lılen adaya davet ede- rek yapüklan harcamalardan ülke ekonomısıne destek sağla- mayı umuyor. Bundan sonraki adımının, Kübablara ozel yatın- mlara gırmelerine izin verecek, daha geniş özgürlükler olacağı umuluyor. Gelecektekı olası yatınmcılar. şimdiden Amenkan sermayesi ıçın olabılecek fırsatlan sessızce tartmaya başladı. Küba'daki turizm endüstrisi. kamu taşımaalığı ve besın gıbı te- mel endüstrilerle birlikte yeni ABD yatınmlan ıçın kısa vadede en güvenilir fırsatlan sunuyor. HowardW.French Güle güle yoldaş hoşgeldin beyefendi GOftflPAMfl B aşkan Yeltsin'den ve mılyar- der Borovoy'dan. yeraltı geçi- dinde dılencılık vapan zavalb serseriye kadar, hepımız beyefendı- bge terfı ettik. Bırbirimize nasıl hıtap edersek edelim. bu hıçbır şeyi değiştınnez, diye mı düşünüyorsunuz? Sıze kaul- mıyorum. Hıtap tarzı, toplumun kartviziti- dir. Alışveriş kuyruğunda ya da metroda, tanımadığım biri bana ^oWaş" diye hıtap ettığınde içimde bir sıcaklık duyumsuyorum "Yol- daş", bizden bin: eşıt konumdayız; kimse kımseye tepeden bakmıyor. "Beyefendi" dendığinde öyle mi ya! İnsanlan yabancılaştıran ve ara- lanna duvar ören soğuk bir hıtap bu. İktidara ve güce sahıp olana yö- nebk kullanıldığında. söyleyenın za- vallılığını vurguluyor. Eğer zaval- lıya böyle hıtap edıbyorsa alay ya da sahtekarbk belirtısi oluyor. Sozde Bolşevık sözcükleri orta- dan kaldınyorlar! "Yoldaş" hitabını yalnızca Gorkı kullanmıyordu. da- ha eskiden GogolMa ve Puşldn'de vardı bu sözcuk. Önemlı olan söz- cükler değıl. sozcüklenn toplumda- ki değjşikbkleri yansıtmasıdır. Bız- dekı d^ğışikbklenn ozu ıse kapıta- listleşmede yatıyor. Aman ne güzel! Tıpkı ABD"deki gibi yaşayacağız!.. Ne pahasına gelişmeye çabşıyo=- ruz? Hangi tınsel değerlerden vazge- çiyoruz?" IAhlaki ideallerin kime zararı vardı? O, artık herkesindalga geçtiği "ko- münizm kurucusunun ahlak kodek- si" çok mu kötüydü? Dostluk. yardımlaşma ve ahlaki idealler kıme zarar venyordu? Eskıden bu değer- ler vardı ve gazete sayfalannın kah- ramanlan. bu tür insanlardı; şımdi- ki gibi fahişeler ve mafyacılar değil- di... Bugünkü iktidar, her türlü ideali reddetmekte. yenne hıçbir şey \-er- memektedir. Eskı ideolojinin yerini ıdeolojısızlik, idealsızlık almıştır. Viktor Kojemyako Hint Okyanusu'nda mercan hırsızhğı £l)c^c\u JJork C;imcs S ri Lanka ve Hint Okyanusu çevresindeki mercan resifle- rilerin ınşaatlarda, yol yapımında kullamlmak üzere kazılarak çıkanlması, çevreye za- rar veriyor. Yanlannda çekıç taşıyan dalgı- çlar, kayalan ve dallan kırarak binlerce yılda gebşen mercan olu- şumlan parçabyor. Bır zamanlar sahıllerde duran mercanlar, kıreç ocaklanna taşınıp toz haline geti- nbyor. Mercan toplamanın yasak- landığı Sri Lanka sahillerinden her yıl 10 bın ton canb mercan ya da mercan parçasının toplandığı tah- min edıbyor. Hükümet mercan hırsızbğını on yıldır durdurmaya çabşıyor, ama çok fazla bır ilerleme kayde- dilemedi. Yetkililer. adadakı resıf- lenn yüzde 80'inin tahrip edildiğı- nı söylüyor. IYalnızca Sri Lanka'da değil Sorunun yalnızca Sri Lanka'ya değil. tüm Hint Okyanusu'na özgü olduğunu bebrten biyologlar, mer- canlann bu şekilde toplanmasının hem kara hem deniz yaşamına za- rar verdiğini düşünüyor. Biyologlara göre, mercanlann kazıhp çıkanbnası, kısa vadeb ka- zançlar uğnına insanlann yaşadı- klan çevreye verdıklen zarann en açık örneğı. Uzmanlar, resifleri kazmanın, tunstleri çeken güzel yerlere zarar vermekten öte, deniz- de yaşayan yüzlerce bitki ve hay- vanın bannağını yok ettiğini söy- lüyor. Biyologlar, Sri Lanka kıyılann- daki balık sayısında şimdiden bir düşûş kaydetti bile. Resiflerin üst- ten kazılması, doğal birer dalgakı- ran olarak oynadıklan yaşamsal role de zarar veriyor. Hükümet de resiflenn yok edibnesine bağb ola- rak Sri Lanka'nın baü kıyılannda- ki aşınmanın hızlandığını söylü- yor. Hındistan'da Ulusal Oşinografı Ensütüsü'nün yürüttüğü çabşma- lar, çok fazla mercan çıkan- lmasının ülkedeki resifleri tehdit ettiğini de ortaya koydu. Marlise Simons Sanchez, Toledo'da üç yaşmdaki boğalarla arenaya çıkarak kendisine kuşkuyla bakan erkekkre "tomar la al- temativa"ya (600 kilo çeken 5-6 yaşındaki boğalarla dö\üşebilen matador) adaylığım koyduğunu gösteriyordu. Hedefinin büyük isimlerkbnükte dövüşmek olduğunu söylüyor. Arenaşa çıktığında. jestleriyle (geriye atılmış başı, serbest kalan elini kaldınşı, bale adımları ve danstaki partneriyle göz göze gelişi) izleyenleri buvülüyor. Boğa güreşini insanla, soylu bir hayvanın dansı olarak tanımlıyor 20 yaşındaki kadın. (Fotoğraflar: ÂP AA) Genç boğalar, en son Cristina'nın kılıcını gördü H aber Merkezi - Boğa güreşçısı Cristina Sanchez, tarihi Toledo kentinde tek bir "corrida"da (boğa güreşi) arka arkaya altı boğayla dövüşüp altısını da öldüren ilk kadın olarak tarihe geçerken boğa güreşlennın yalnızca erkek işi olmadığını kanıtlıyordu. Sanchez, şimdılık yalnızca "'no villo"larla (genç boğalar) dövüşen bir "novillera" (kıdemsiz torero) olmakla birbkte, oniki kulak kazanacak kadar yetenekli ve yürekli olduğunu gösterdı. Bu başan, omuzlar üstünde taşınarak "büyük kapıdan çıkmasını"' sağladı. Üstebk Sanchez, daha önceki bir dövüş sırasında, boğanın boynuz darbeleriyle hem kalçasından hem karnmdan yaralanmış ve altı hafta yataktan çıkamamışü. Boğanın boynuzlannın, toreronun göğsüne teğet geçtiği ustabkb "paso de pecho" hareketi, bir kadın için çok daha zordur. Oysa Toledo'da Sanchez, bütün cinsiyetçi yorumlan boşa çıkardı. IEn önenüi eksiklik öldürme güçlüğü Dizlen üstüneçöktü, "chaleco"sunu (ceketini) ardına kadar açtı. yalnızca bir torero değjl, "mujer torero" (kadın matador) olduğunu göstermek istercesine, başını arkaya attı. Sanchez, en büyük sorununun, son aşama olduğunu söylüy or- "Eğer espadayı (küıcı) biraz daha iyi kıillanabilsevdinı. daha fazla kulak kazanırdım. Carro ile biraz altştırma yapoıam gerekiyor." (Carro, üzerinde kılıan saplanacağı bır debk bulunan ve eğıtımde kullanılan boynuzlu makete verilen ad ) İspanya'nın en ünlü boğa güreşi yazan Joaquin Vidal de "Sanchez çok iyi dövüşüv or. V eteneku' ve yürekli. En önemli eksikliği, öldürme aşamasında ortay a çıkı\ or; bu, dövü- şün en zor kısmı" dıy or Eskıden de kadın boğa güreşçilen çıkmıştı. Bel- kı de, bunlardan en ünlüsü Juanito de la Cruz'du. İç savaştan önce dö- vüşen Cruz. ülkede yaşanan politik çalkantılann ardından gittıği Gü- ney Amenka'da. "kıdemli mata- dor" sıfatını kazandı. Daha sonra, General Francisco Franco, kadınla- nn arenalara çıkmasını yasakladı (aslında kadmlara ev dışında her şe- yi yasak etmişti). Yasak, ölümün- den bir yıl öncesine, 1974'e kadar sürdü. O yıldan sonra hiçbır kadın en üst düzeyeyükselemedi. Cnstina Sanchez'ın adı ise, yaklaşık 135 dakika ıçinde belleklerde yer edıyordu. Ama daha atacağı birçok adım. karşılaşacağı binlerce boynuz vardı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear