22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13AĞUSTOS1993CUMA DIZI RÜSLÂ"Haraşo'danNataşa'ya BERAT GÜNÇIKAN (FOTOĞRAFLAR: SUAT KOZLUKLU) ina, ölüme ne kadar yakın olduğunu biliyor. Rusça, Fransızca, Türkçe arasında gidipgelen konuşmasıyaşını ele veriyor. Almanlara ait huzurevinde. İşigereğisıksık Moskova 'yagiden oğlu Paulo sayesindeki, Arbat sokağındaki teyzesinin evini, anılannı anımsıyor. A ya Andrea Ruslar 'ın tek son kilisesi. Ruslar da zaten 150 kişi kadar kalmışlar. Kilise 'nin isim gününde bir arayageliyorlar. Sarı votkalar içiliyoryine. Kadehler, sağlık, neşe dileklerivle kaldırılıvor. Kim öldü, kimin torunu oldu, bu şükran gününde öğreniliyor. Nina Ditkovsky, 94vaşında. Almanlar'a ait bir huzurevinin idrar kokulu odasında yaşıyor. Bir duvarda Çar Nikola'nın. diğer dınarda çarmıha gerili İsa'nın kimbilir kaçıncı kopya fotoğraflan... Ölüme ne kadar yakın biliyor. , Gözlerinin mavisini -iAçoktan yitirdiği AıularayolculukKaraköy'deki Aya And Muhsin Karaköy'deki Aya And- rea Kilisesi'nde. her pazar kırklı yaşlannda bir kadın ayinın bitmesine karşın kalk- maz yerinden. Siyahlar için- dedir. Saatlerce dua eder. Varvara Menlikoftur bu kadın. Yastadır. 1920'de Tuzla kampmda kalp krizi geçirerek ölen kocasına tut- tuğu bu yası, ömrü boyunca da sürdürür. Kızı Evgenya 18 yaşındadır. Sıyah Gül'de garson ola- rak çalışmaya başiar. Cihan- gir, Lamartine Caddesi. Te- pebaşı, sürekli ev değiştirir- ler. Danimarka asıllı Ingiliz. Amiral Bnstol'un kaptan- lanndan Charles Albert No- rogard'la burada tanışır. ev- lenirler. George ıki yaşınday- ken ölür Norogard. Siyah Gül'e geri döner Evgenya. Baron Fon Vander Şkraff la ikinci evliliğini yapar. ondan da bır kızı olur. Oğlu George'nin bugün anlattıklanna göre, hem Ev- genya'nın hem diğer Ruslar'- yaşamı bavullann Hemen tüketır- ler kazandıklannı. nasıl olsa gen dönülecektır. Onlar için bir dönüşün olmayacağını anladıklannda ise iş ışten geçmiştir. Yeniden, sıfırdan başlarlar yaşamaya ve kök salmaya. Bandura çalgıcısı. profesyonel şarkıcı Leorud Senkopo- povvsky, Jak Deleon, "Beyo'ğlu'nda Beyaz Ruslar" isimli ki- tabının baş kişilerindendir. Deleon'a hem Beyaz Ruslar'ı, hem de o yıllann İstanbul'unu anlatır. Leonid'in babası Yaroslav Senkopopowsky Çar Nikola'run ordusunda yüzbaşıdır. Sevgılısı Katerina'yla bırhkte bır İngiliz gemisiyle kaçarlar İstanbul'a. Leonid, 1924'deMumhane'dekı Aya Triada manastınnda doğar. Taksim 29 İlkokulu"nu bıtinr Ginnedıği iş yoktur, yıllarca seyyar satıcılık yapar. sonra da İpek sınemasının makinistliğı- ni. Balalayka orkestrasına eşlik eder. Lalezar bahçesinde bari- ton sesiyle şarkı söyler. Florya'da bir gazınoda Atatürk'ün kendisine verdırdıği 50 lırayla kendisine ayakkabılar. elbiseler. _.. _. gömleİder alır Ankara'ya geçer. burada Nina V6 O0IU I Yeni Park. Sus. Sümer sınemalanmh ye- PaHİO I de k makinısüdir. Dayanamaz hasretine. İstanbul'a döner. Halk sinemasında çalış- maya başiar. Sabah 1 l'den gece yanlanna kadar aynlmaz ma- kınasının başından, 1940'larda sonradan Saray adını alan Glo- na Sıneması'na geçer. Bu sınemanın karşısında Beyaz Ruslar'- ın işlettiği Nısuaz Pastanesı vardır, karşısında da Ötomatik bi- rahanesi. Moulin Rouge gece kulübü de meşhurdur ama kapanır, is- mini sinema olarak sürdürür. Leorud. bir süre de Edırne'de bir sinemada çalışır, kendisine makmıst denmesınden hoşlanmaz. sinema operatöriidür. Tam 22 yıl boyunca Saray sinemasında sürdürür bu operatörlüğünü. Nina Ditkovsky . Nışantaşı'nda Almanlara ait Yaşlılar Evi'nde kalıy or. Feri kalrnamış gözlen, zorlukla işiten kulakla- n, Rusça, Fransızca ve Türkçe arasında gidip gelen konuşması yaşını ele veriyor. 94. Ağır idrar kokusunun sindiği odasının duvarlannda çamuha genli İsa^nın, Çar Nikola'run kimbilir kaçıncı kopya. solmuş fotoğraflan. Devrim sonrasmda Moskova'da yaşayan ailesi darmadağın olmuş Nina Ditkovsky'nın. Tek başına kaçmalara koyulmuş. Günlerce yürüdükten sonra dayısı General Golovbitsky'le bu- Yürekler bu kadarım kaMiPmaz I Reşat EkremKoçu'nun Beyaz Ruslan Koçu, tstanbulAnsiklopedisi'nde Beyaz Ruslar'aşöyleyer veriyor: "Beyaz Rus muhacirlerin büyük ekseriyeti Çarhk Rusya 'sırun enyiiksek,görgülü, bilgiti tabakasına mensub idiler, htanbuVda iş konusu olarak düşündüklerişey, Büyükşehirin mahrum olduğu eğlence yerleri açmak oldu. Açtıkları eğlenceyer- lerihakikaten kibar sanat mahfilleri oldu, fuhuş dahibir nezahet kisvesine büründü, bayağılaşmadı... Ak sakalüyarbaylar, albaylar,generaller, memleketinde kaşaneler bıraknuş zenginler, Beyoğlu Cadde-i Kebirinde, "Sözde Kızlar'filmindeRus Elena Artinova (Gökhan Akçura arşivinden) luşmuş. Dayı-yeğen uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra İstanbul'a ulaşmışlar. Nina'nm ilk işi kardeşleri Lizıa, Valensi- na ve Nikola'yı aramak olmuş. Bulamamış. yıllar sonra Ni- kola'nın yaralı olarak kaldınldığı hastanede öldürüldüğünü öğ- renmiş. Konuşmakta zorlanan, hasta olduğunu Ve birkaç ay sonra öleceğini söyleyen Nina'nın yaşamının geri kalan bölümünü oğlu Paulo Ditkovsky anlatıyor: "'Annem, İstanbul'daki ilk yıll.annda Moda'da mürebbiyelik yapmış, Rus korolannda şarkı soylemiş. Ukraynalı babam Pet- ro ise yerleşünldiğı Gelibolu'dakı kampta sefalet içinde yaşamış bir süre. Topladığı odunlan köylülere satrruş, kaplumbağa yıye- rek beslenmış. İstanbul'a kaçmış sonra. Burada işe hamallıkla başlamış. Salam fabrikasında bır iş bulmuş ve ustabaşılığına yükselmiş. O günlerde annemle tanışmış ve evlenmişler. Buçuğu İtalyanca yedi buçuk lısan bilen Paulo Ditkovsky, bir ilaç firmasında ıhracat müdürü. İşi gereği, sık sık Moskova'ya gidiyor. Gördüklerini annesıne anlatıyor, o da arulannı tazeliyor. Arbat Sokağı'na gjttiğjni söylüyor Paulo. Nina, sokağın sol köşesindeki evi ve bu evde oturan teyzesini anımsıyor. Bugün kaç Be- yaz Rus mu yaşıyor, İstanbul'da? Yüz ellıden fazla değil. Fuka- ra Perver Derneği'ndeki kayıtlardan her yıl birkaç ısım düşü- yor. Pazar ayinine Aya Andrea Kıhsesi'ne gelebılenlerden alını- yor son haberler. Kim hasta? Kım çocuklannın yanına Ameri- İca'ya ya da Fransa'ya gıtti? Kım torununuevlendırdı? 1937'den bu yana onlar artık Rus asıllı Türk. Şimdı, ülkelerine dönme, köklerini arama olanağına sahıpler ama ya yaşhlık ya da pa- rasızlık izin vermiyor. Bir de gidip kimseleri bulamamak, bulun- sa da yitirilenlerin öyküsünü dinlemek var. Yürekleri bu ka- dannı kaldıramaz artık. Aya Andrea'da bir pazar. Bugün kilisenin ısım gunü kutlanı- yor. Kırk kişi kadarlar. Ayinı Rus Papaz yönetıyor. Her gelen, üç mum yakıyor, Mesih Isa'nın eline bir öpücük konduruyor. Birkaçı genç, diğerleri ya orta yaşlanndalar ya da daha fazlası. Bir hayli yaşlı olan Rus Papaz, kendi dilinden veriyor vaazını. Gelişlerini. burada yitirdiklerini, kazandıklannı, umutlannı, acılannı anlatıyor. Bir daha aynı sürüklenışleri yaşatmamasını istıyor Tanndan. Ayin son- rasında manastınn toplantı sofrasında kurulan masalann başına geçiliyor. Börek, rus salatası, kek, zeytinyağlı dol- ma ve haydariden oluşan şük- ran yemeği yeniliyor. Ka- dınlar. elleriyle yaptıklan ye- meklerin servısindeler, boşa- lan bardaklara san votka ve vışne likörü dolduruluyor. Sı- ra, unutulmaya yüz tutmuş şarkılarda. Hüzün, kırk yüre- ğe birden çöküyor. Ne olacak önümüzdeki yıl? Kaç kişi katılacak bir dahaki isim gü- nüne? Bilinmiyor... boyunlannda basit tahta işportalar, kibrit, sigara, çukulata, karemala sattüar... Haraşolar, ölüm tehlikesi k arşısında sadece can kaygusu ile muhacir oldukları için, ağır sefalet içinde bitlenmişler ve uzun saçlaruu keserek İstanbul'a kesik saçli kadmlar olarakgelmişlerdi. İstanbul'da bu kesik saçh kadmlar büyük bir alakagörünce, kerameti saçın kesilmesinde zanneden hafifmeşreb htanhulkadınları da saçlannı kestiler, böylece kadınlar arasında ilk kesik saç modası haraşolarla evvela İstanbul'da başladı ve buradan A vrupa 'yayayıldı. SURECEK Sevilmek ölmekteıı dalıaiyi Ukrayna, zengin bir ülke. Bağımsızpara birimi ve ordu, Rusya 'nın ambargosuna yol açınca, zenginlikpek işeyaramıyor. Entelektüelleri, yeni sisteme ayak uydurmakta istekli. Komünist düsünüp, kapitalistyaşamaya kalkışıyorlar. Ustelik bilmedikleribir sistem bu.' 'Anlatın'' diyorlar, ' 'Bize komünizmi anlatın''. Kiev sokaklanndan bir görüntü. Viktor Lifançuk ve Tat- yana Melenına. Kiev televiz- yonuna müzık programlarT hazırlıyorlar. İkisinındeisteği özel televizyonlara program yapabilmek, çünkü çahştı- klan kurumda eski komite sistemi hala işliyor. Herkesin aynı ücreti alması yaratıalığı öldürüyor. Özel televizvonda bugün aldıklannın üç katı maaş alma şanslan da var. Parasını nereye harcaya- cağını bılmeyen yeni zenginle- rin desteğjyle kahteli prog- ramlar hazırlamayı. halkın kültür seviyesini yukseltme yi amaçlnorlar. Ya yeni zen- ginlerin verdikleri para karşı- lığında istedikleri bu amaçla bağdaşmazsa ne olacak? "Biz bunlan hıç düşünmedik" yanıtını veriyorlar. Kendi aralannda başlat- tıklan tartışma alevleniyor. Ya kanal sahıbi Ukravna'da da üretimi yapılan bır ça- maşır makinasının reklamını yasaklar da Japon malı maki- nanın satışını desteklerse? Üretim daha büyük yatın- mlar gerektirecek ve kar marjı düşük olacak. Yabancı ürünlere destek vermenın ulusallığı ortadan kaldırma. ışsızhğe. ekonomık bağımlılı- ğa yolaçma tehlikesi nasıl ön- lenecek? Tüketım cılgınlığına alet olmamayı nasıl başara- cak entellektüeller? Tüm bu sorular yanıtsız kalıyor. Vik- tor, tartişmayı eskılerden bır Ukrayna şarkısıyla bitiriyor. Bu. Bolşevik Devrimi'nden sonra Rusyayı terkeden Beyaz Rus askerlerinin şarkısı: Benim kaderim Seni sevsem sen de beni sevsen Kurşunun dokuz gramı acele etmesin Sevilmek ölmekten daha iyi Ludmilla Rjepişevskaya. Kiev Radyosu, dışyayınlardaçalışı- yor on yıldır. Bugun yaşanan savaşlann, ekonomik sorualann geçmiş sistemi arattığına ınanıyor. Rusça'nın yabana dil sayı- lmasına karşı. Bunu yıkılan bır dıktatörlüğün üzenne Ruslara karşı milliyetçi birdiktatörlük kurma gırişimı olarak değerlendi- riyor. Artık yayinlanan müziklerde bır sınırlama yok ama gün- cel sorunlan edınen şarkılarda da pek sanat kaygısı taşın- mıyor. Ludmilla'ya göre müzik, pohükadan uzak durmalı. Amaç. LJkrayna'nın ulusal kültürüne sahip çıkmak ve onu geliş- tirmek olmalı. Klasık müziğin yerinı yavaş yavaş popüler müzik akımı alıyor. Bu da tehlikeli bir sınırda . Kabarelerde. barlarda çalınan ve halk eğlencesi olarak adlandınlan müzik, yavaş yavaş televizyona ve radyoya yerleşiyor. Bazen öyle müzikler çalını- yorki kendıleri de şaşınyorlar, sanat bunun neresinde? Fahişe Elena Aylardır, Zhemchyzhına Oteli'nin 226 numarah odasmda kalıyor Elena Pinatone. Ailesi Beyaz Rusya 'nın başkenti Minsk 'teyaşıyor. Elena, dudaklarının dışma taşmış ruju daha çocuk gösterse de 23yasındagenç bir kadın. Iki fakülte bitirmiş, biri tarih, diğeri Italyan dili üzerine. İngilizce de biliyor. Ayda beşyüz dolar karşıhğında Mos- kova 'da tercümanhkyapmış. Evlenmiş, iki yılbiılikte olmuş bir erkekle. Kızı LJliana biryaşınageldiğinde de bitmis bu evlitik. S'eden? Bunayanıt vermek istemiyor. Ytllarca bale dersleri almış ama bugün bedeninde bu derslerin izi kalmamış. Birgünbir Türk,ertesi gün bir Suriyeli'yle birlikte. Gecetik ücretiise 50 dolar. Alacağı doiarlan düşünüp, dişini sıkarak yattığuu söylüyor tanımadığı erkeklerle. Çalışmadığı sıralarda kitap okuyor, hala en sevdiğikitap Tolstoy 'un Anna Karenina 'sı. Dosto- yevski'nin kitaplanna tahammülüyok, Çehov'dan bıkmıyor. Kapitalizm, Elena ya göreyaşanılacak en iyi sistem. Bu sistemin çarklan sayesinde düşlerindeki otomobile, BMH'sine kavuşacak. Yeniden evlenebilir ama bir Rusla değil. Seven, kafası iyiişleyen, entelektüel, içki içmeyen bir erkek anyor bunun için. Erkeğin biraz daparası olmah, belki bir Amerikah. Zaman zamanfahişe olduğunu luuıtuyor Elena. Bir erkeğinyanında neşeti ve cıvılcıvıl olmasıgerekirken, kendidünyasına dahyor, alkolün oranını hesaplayamıyor. Böyle zamanlar için bir açıklaması var: "Kızıma kayıyor düşüncelerim." Odessa'nın yüz yıllık birahanesi. Tüm slyasi bildirilcr. dedikodular. aşk ö> küleri yüz yıldır buradan dağılıvorOdessa'ya... Çiroz. havyar isteyebilirsiniz... Biralarınızı getiren kadmlar ise Fellini'ninfilmlerindenfırlamış gibi... Vıktor, yaşanan geçiş süre- cinde entellekıüel potansiye- lin çok büyük kayıplar ver- diğini söylüyor. Şimdi bilim ve kültür bilgisiz insanlann elinde. Kimse entellektüelle- rin ihtı>acını düşünmüyor, görmüyor Onlar da Ameri- ka'ya. Avrupa'ya göçüyor. Son beş yılda yüzlerce entel- lektüelini yıtirdi Ukrayna. Viktor, gitmekten yana değil. Başkalanna göre belki bu ap- talbk ama gelecek için iyim- serliğıni yitırmiyor. Bir de başka ülkelere yerleşmiş, o ül- kelerin vatandaşı olmuş, sa- dece Ukrayna nostaljisı yaşa- yan Ukraynahlar, şöyle yapın. böyle yapın demekten vazgeçseler... Viktor. gitannı eline ahp konuşmasını yine bir Ukrayna şarkısıyla bitiri- yor: Eğer beraber yola çıkarsak Engelleri daha kolay aşa- cağız Sonunda aşk kapılan açıla- cak Açılan kapılardan gire- lim... Andreyevsky Sokağı, Vik- tor'un bestelediği şarkılardan I bınnin ısmı. KleVin ^ Bu sokak, OrtakÖy'Ü Kie\ 'ın yüz- lerce yıllık evleriyle, St.Andrew Kilisesı'- yle çevrili. Ortaköy'ü anı- msatıyor. araç girmesı yasak. cumartesi ve pazar günleri el sanatlan pazan kuruluyor. Siyah-beyaz fotoğraflar, Le- nın'li, Brejnev'li heykeljer. rozetler. yerel giysiler, kızıl yıldızlı as- ker şapkalan, Komünist Parti flamalan. Alexender Stepanov, fotoğraflanru sergiliyor ve satıyor. Şimdilerde parasızlık, gezme- sini, istediği çeşitliükte fotoğraf çekmesini engelüyor. Kiev- Odessa arası trenle on iki saat. Kolhozlan. köylen geciyoruz, üzennden karanfıl eksik olmayan mezarlan. Odessa. bır Uman kenü, nüfusu bir milyon 200 bin. Limanın karşısında Potemkim Zırhlısı anıtı. 142 basamakb merdivenleri çıkarken Sergei M. Ei- senstein'in fıbnini anımsıyoruz. Artık yıl 1905 değil. merdiven- lerde kurşunlanmıyor insanlar ama eski gülüşleri de yok. De- riborovskaya Meydanı'nda bir dükkanda. Chnstian Dior'un parfümleri satıbyor dolar karşıbğı. Karşı köşede ise yağ \e pey- nirkuyruğu. Gamrbinus. Odessa'nın yüzyübk birahanesi Uzun bir dehliz- de geçkın ve şişman kadınlar, tahta masalara büyük kupalarda bira, çiroz, havyar ve ekmek servısi yapıy orlar. Yüz yıldır politik bildiriler, dedikodular, aşk öyküleri Ödessa'ya buradan yayı- byor. Nadajda Nasibubna, eski Komünist Partisi üyesi. Emekli in- gibzce öğretmeni ve üç çocuk annesi Parti üyesi olarak sos- lızmin çökmesinden tabanı değil yönetıcıleri suçlu buluyor Nasibubna. Çok hızlı yaşanan bu değışimın provalan yine sı- radan insanlann üzerinde dene- niyor ona göre. İnsancıl bir sis- temden çıkıp ne olduğunu bil- mediği. iyidir demelere şüphey- le baktığı bır başka sisteme nasıl ayak uyduracağmı bilemiyor. İnsanlar artık yavaş yavaş bir- birlerinden uzaklaşıyor. Dost- luklar tehlikede. Nadajda şim- dibk bu tehbkenin dışında ar- kadaşlanyla hala biraraya geb- yor. Tartışıyorlar. Her yıldönü- münde de Bolşevik Devrimi'ni kutluyorlar. Volga gemisi, Odessa lima- mndan aynbyor. Yolculannın tümü valîz dolusu mabnı istan- bul'da saüp dolarla ya da Türk mallanyla geri dönmeyi amaç- layan Ruslar. Odessa, uzaklar- dâ kabyor. Ortak kaygı, ya Ka- radenız'in hırçınbğı tutarsa. Tutmuyor. yine mevsimine uy- muyor deniz. Yirrru yedi saat sonra Karaköy Limanı'na ya- naşıyor Volga. Ruslar. Laleb'- ye, Beyazıt'a, tüm İstanbul'a dağıbyor. İstanbul sakin. kimse ürkmüyor. Artık kimseler "Ey- vah, komürustler" de demiyor. SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear