22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ1993 CUMARTESİ 12 DIZIYAZI Trilyonluk vurgun böyle vurulıır AKTAŞDOSYASI Aktaş aboneleıini neler bekliyor? HÜRRİYET UYMAZ Va -4- A KTAŞ'ın, her fatura döneminde bir milyon aboneden haksız ka- zanç elde etmek için, mevcut yasa ve yönet- melikleri çigneyerek tilyonlar vurduğu önesürülüyor- <Ju. lşte AKTAŞ'ın abonelere da- yıttığı uygulamalar: "Sayaç BMtoti-BakMBMtor Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği'nin 30 ve 31. maddelerini "ihlal ederek" vatandaşlardan ayda 3 milyar 800 mil- yon liradan. yaklaşık 130 milyar lira " haksız kazanç" sağladı. AKTAŞ. hiz- meti devraldığı ilk yıl, sayaç sahibi olan vatandaşlardan sayaç kirası aldı. Vatandaşlann bu duruma itiraz etme- leri üzerine, sayaç kirasını değiştirerek "sayaç kirası/bakım bedeli" adıyla aynı parayı almaya devam etti. Son aylarda ise bunu "bakım bedeli" adı altma toplamaya başladı. Ancak bu kez de şirketin "bakım bedeli" olarak aldığı tutarlar konu- sunda eleştiriler başladı. AKTAŞ, 1984 yılında TEK içindeki bir yazı- şmayı dikkate alarak bakım bedelleri- ni bebrliyor. Bu yazışmada, abone mah sayaçlardan, sayacın normal bakım ve muayene hizmetleri karşıbğı olarak her cins sayacın kira ücretieri- nin yûzde 20'si kadar bir ayhk bakım ve muayene ücreti abnması isteniyor. Oysa. 3 Ekim 1990 tarihli "Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği"nin 30 ve 31. maddelerinde, abone malı sayaçlar- dan kira alınamayacağı belirtildiği gibi, "Sayaçlann her türlü bakımıyla, kanun ve tüzükler gereğince zamanına ayarlanması TEK veya şirketçe yapı- lacakür. Abonelerin kendi sayaç- lannın bakım ve ayar giderleri ise İcen- dilerine ait olacaktır"deniyor. btpçtıraı MMtyı zsrtayır lşte şirket, bu yönetmebğe dayana- rak sayacın bozulması halinde bakım ücreürüri'-aiınnrası'ictektiğini ııddia ediyor. Fakat, Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı Enerji Dairesi Baş- kan Yardıması Mustafa Mendilcioğ- lu, EMO tstanbul Şubesi'nce düzenle- nen "TEK'in Özelleştirilmesi ve So- nuçlan, AKTAŞ Elektrik Uygulama- lan" konulu panelde, bakım bedelleri konusunda AKTAŞ'ın Bakanlıkça uyanldığmı belirterek şunlan söylü- yor: "Şirket, abone malı sayaçlardan bakım bedeli almakta ve bunu fatura- lara ilave etmektedir. Yönetmelik hü- kümlerine göre abnmamahdır. Ancak bakım yapıldığı zaman bakım değerle- rinin tamamı aboneden talep edilmeli- dir. Bakım bedelınin alınmaması ile il- gili yan şirkete yazılmışür. Aynca TEK'e de gereği için gereJdi talimat verilmiştir." Rnkttt neHi bedeti Şirket, hizmeti devraldığı 1 Eylûl I990'da, kompanzasyon tesislerini (reaktif enerji üreten tesis) kuracağını söyleyerek, vatandaştan topladığı re- aktif enerji bedellerini TEK'e ödeme- me imtiyazı aldı. Ancak şirket, bu tesi- si kendisi kurmayıp TEK'e yaptırttı. Abonelerden aldığı bir trilyon liraya yakın reaktif enerji bedellerini şirket. TEK'e ödediğini söylüyor, ama bu konuda da kuşkular ortadan kalkmış dcğil. ait reaktif Her ay yayımlanan Elektrik Tarife- leri Listesi'nde, "Sözleşmede bağlanü gücü 6 kilovata kadar olan aboneler- den reaktif enerji bedeli ahnmaz" de- nildiği halde, AKTAŞ, bağlanü gücü 3 kilovatı aşmayan abonelerinden bile bu bedeli aldı. Oysa TEK'te böyle bir durum sözkonusu değıl. Fatıra ıiwlerM«Hii haldı •toktrife ktsti Şirket, faturalan abonelere ya geç gönderdiği ya da hiç göndermediği halde, vatandaşlann "faturalan öde- üzerinden ödedi. TEK'te faturalar, elektriğin tüketildiği dönerhe ait tarife üzerinden düzenleniyor. Yeni aboneye tski borçlan ödettiNi Yönetmeliğin 60. maddesinde, "Borcunu ödemeden aynlan abone- lerden sonra, aynı yere abone olacak- lardan, hatta mülk sahiplerinden eski aboneye ait borçlann ödenmesi talebi ve şartı koşulmayacaktır" denmesine karşın, şirket, ayru yere taşınan kiracı ve mülk sahiplerine "Eski borçlan ödemezseniz elektriğiniz bağlanmaz" dedi. Başkalanna ait borçlan ödeme- mediğini" öne sürerek, hafta spnlân- yen yeni abonelere elektrik bağlamadı. nda ve gece yanlannda elektriklerini kesti. Öyle ki, bir mahallenin tamamı- na fatura gönderilmediği halde itiraz- lan dinlemedi ve hepsinden "gecikme zammı" aldı. Sık sık. yalnızca fatu- rasını zamanında ödemeyen abonenin elektnğini kesmesi gerekirken, gece yanlannda tüm binanın, hatta so- kağın elektnğini kesip AKTAŞ'Ia hiç- biralacak-verecek ilişkisi bulunmayan vatandaşlan da elektriksiz bıraktı. Üs- telik elektrik kesme işlemi yetkisiz kişi- lere yaptınldı. Fatmiarı m son tarifedM atandaşlarda özelkştirmeye karşı tepki ve güvensizUk oluşturan Aktaş yasakunçiğnediği tam 12 uygulamasıyla abonelerinden trilyonluk vurgun vurdu Vatandaşın faturasını, elektriği tü- kettiği döneme ait fiyattan değil. fatu- rayı düzenlediği günkü en son fiyattan düzenledi. Ancak kendisi TEK'e olan borcunu en son tarifeden değil, ne za- man tüketmişse o döneme ait fıyat Oysa TEK'te, aynen yönetmeükte ön- görüldüğü gibi. abonman sözleşmesi kimin adına yapılmışsa, borçlardan o kişi sorumlu tutuluyor. Brttrii TETı jöra daha patahya bağıyor TEK, 400 daireye kadar vatandaşın elektnğini parasız bağlarken, AK- TAŞ, 50 daire ile bunu sınırljyor. TEK, yaklaşık 50 daireye kadar olan konutlara elektrik bağlanması için, vatandaştan yalnızca trafo yeri- nin irtifak hakkı ve kira sözleşmesini istiyor. Yani vatandaş, TEK'e trafo için yer gösterip, bu yeri 99 yılhğma bir lira İcarşılığında TEK'e kirabyor. Ayru büyüklükteki konutlarda AK- TAŞ, vatandaşın trafo binasını ken- disinin yapmasını istiyor, aynca ken- disi yapmış gibi bir de iştirak bedeli alı- yor. Yani vatandaş kendisi yaptırdığı trafo için AKTAŞ'a bir de 720 bin bra iştirak bedeli ödüyor.' Oysa 1990 tarirdi Elektrik Tarifelen Yönetmeligi'nin 19. maddesinde, tra- foyu kendisi yapan abonelerden tesise iştirak bedeb abnmaması gerektiği be- lirtibyor. Yaklaşık 100 konuta kadar olan elektrik bağlanması taleplerinde ise AKTAŞ, vatandaştan bu kez de trafo binasını yapması ve iştirak bedelini ödemesinin yani sıra, trafonun mon- tajmı da yapmasını istiyor. Bu nedenle daire başına vatandaşın AKTAŞ'a ödediği tutar. 3-4 milyon bra arasında değişiyor. Buna karşın, TEK vatandaştan or- tak giderler, depozito ve iştirak bedeli karşıbğında 1 ile 1.5 milyon lira arası- nda bir tutar talep ediyor. Daire sayısı 400 olduğunda ise AK- TAŞ'ın vatandaştan istekleri daha da ağırlaşıyor. Şirket, vatandaşın trafo binasını, trafo montajını yapması- ndan başka, orta gerilim h'attı irti- batını da kurmasını şart koşuyor. Rayiç bedeller üzerinden bir trafo binası yaklaşık 40-60 milyon braya, trafonun montajı 250-300 milyon lira- ya yaptınlabibyor. Aynca daire başına 720 bin bra işti- rak bedeb ödeniyor.Bu da özelhkle kooperatiflerde daire sahiplerinin mabyetlerini arttınyor. İstanbul'un Rumeb yakasında ev satın almak iste- yen bir İcişi ya da kooperatif bu mali- yetlere katlanmak zonında kabruyor. AKTAŞ, işyerlerine de elektriği TEK'e göre çok daha pahabya bağh- yor. TEK, ticarethanelere elektrik bağlanacağında. 2 kilovatsaatlik ener- jiyi 840 bin braya, AKTAŞ ise aynı elektriği 1 milyon 400 bin braya bağb- yor. Yamtı kaltoları Yeralu kablolannın döşenmesini TEK, isterse vatandaşın yapabileceği- ni kabul ederken, AKTAŞ, kablolan yalnız kendisinin döşeyebileceği şartını getiriyor. Bu işi de, mesnedi bel- li olmayan birim fiyatlarla ya^ı şirket- lerine yaptınyor. Vatandaş, elektrik tesisaünı kendisi döşerse elekiriği bağ- lanmıyor. TEK uygulamasında "usul gereği" hiçbir şekılde gece ya da hafta tatüi öncesinde elektrik kesilmezken, AK- TAŞ "zorla ve baskıyla" gece yanlan- nda ve hafta sonlannda vatandaşın elektriğini kesiyor. Yape^inid6im,yada yikstk faiz Yönetmebkte bebrtildiği gibi TEK, ilk defa elektrik bağlatacaklann öde- mesi gereken katılım payını yüzde 2.5 ile takside bağbyor. AKTAŞ ise önce- likle bu ödemeyi takside bağlamaya yanaşmayarak, vatandaşı, borcunu peşin ödemeye zorluyor. Kazara tak- side bağlarsa da. faiz oranını yönetme- bğin öngördüğü şekilde yüzde 2.5 üze- rinden değil, yüzde 7"den belirbyor. Yani Rumeli yakasında oturan bir TEK abonesi borcunu yüzde 2.5 faizle öderken, Anadolu yakasffıdaki bir AKTAŞ abonesi yüzde 7 faizle ödü- yor. Elektrik dlrtjl TEK. ıkı veya daha fazla başvuru ol- duğunda elektrik diregi dikiyor. AK- TAŞ ise, bir elektrik direği diİcmek için asgari 6 başvuru, ikinci direk içinse 12 başvuru koşulu getirdi. Başvurulann bu sayılara ulaşmadığı yerlere elektrik hizmeti verümedi. YARIN: Yalllikten gelen Ihtar Avukat Metin Şekercioğlu:Temyiz, yürütmeyi durdurma karan verirse, Aktaş faaliyetlerini sürdürebilir 'Aktaş'ınyaptığıişlenûerluıkukaayktn' - Danıştay karanndan sonra, AKTAŞ oUyında bir kargaşadır gidiyor. Şirket, karann kendilerini bağlamadığmı söylü- yor. Gerçekten bağlamıyor mu? ŞEKERCtpĞLU- AKTAŞ, bu dava- da rnüdahil'de olsa, karar onu bağla- maktadır. Karar ayaktadır ve bugûn için yapıbnası gereken, bu karann uy- gulanmasıdır. Ancak karann tebliğ edilmesinden sonraki 30 gün içinde, Danıştay Dava Daireleri Kurulu'na yapılan temyiz başvurusu dilekçesinde karann yürûtmesinin durdurulması is- tenir ve bu kabul edilirse, Danıştay ka- rannın durması ve AKTAŞ'ın eskisi gibi ışlerine devam etraesi sözkonusu- dur. O zaman, mevcut karar bir süre için, yani Dava Daireleri Kurulu'nun esas karanna kadar durabilir. Ancak, bu karann yürütülmesi durdurubnazsa, AKTAŞ faaüyeüerini durdunnak zo- rundadır, yapüğı işlemler hukuka aykındır. - AdM tatil, vfirötmeııiB durdurulraasmı etkifcyebiKr mi? ŞEKERCtOĞLU- Karar, 23 haziran- da taraflara tebliğ edildiğine göre, 23 temmuza kadar başvurunun yapıbnası gerekiyor. 20 temmuza kadar Dava Da- ireleri Genel Kurulu zaten görevde. O tarihte başlayacak adli tatil sırasında da davalar için, Dava Daireleri Genel Ku- rulu yerine nöbetçi heyet görevüdir. Bu acele işlerden olduğu için, gene 5 kişiden oluşan nöbetçi heyet, yürütmeyi dur- durma karannı verip vermeyeceği ko- nusunda yetkisinı kullanabilir. - Bu konuda görüş büdirıneııin yargıya PORTRE AVUKAT METtN ŞEKERCİOĞLU 1959yılında A.Ü.Hukuk Fakültesi 'nden mezun olan Dr.Şekercioğlu, 1962-1973 yülarmda cumhuriyet savcısı olarakgörev yaptı. 1971 yılında Paris 'te biryılsavcı olarak incelemelerde bulundu. 1973de A.Ü. Hukuk Fakültesi nden ceza hukuku alanında "hukuk doktoru" ımvanıaldı. 1975yüında Anayasa Mahkemesi raportörü oldu. 1978 A ralık ayında Danıştay ü'yesi olan Şekercioğlu, 1981 yılında, 12 Eylül hukukunun devreye girmesiyle, anayasa ditenine karşı hukuk devleti ükelerinin zedelendiğigerekçesiyle bu görevinden istifa etti. O tarihten bu yana idari ve ceza davalarma bakan Şekercioğlu'nun, "Cezc^Hukukunda MemurKavramı"ve "Kolhtğun Yargısal Görevleri Hakkmda Küavuz" adlıyayımlanmıs ikieseri bulunuyor. müdahale olabileceği söyleniyor? ŞEKERCİOĞLU- Bu karar konusun- da yargıya intikal etmiş bir durum ola- rak değerlendirme sözkonusu değildir. Karann kendisinin, hele şu anda temyiz edilmediğine göre, eleştirisi olarak ka- bul edilmesi gerekir. - Şirket, işçi Eycan'ın davasmın özlük haklan için TEK'e açıldığını, sonmım TEK ile davalı arasında oMuğunu söylû- yor. Nasıl oldu da, bir işçinin TEK'e açbğı davada, şirketin sözteşmesi iptal edikH? ŞEKERCİOĞLU- Dava acan va- tandaşın amacı, kendi hukukunun çiğ- nenerek AKTAŞ'a yasadışı bir yetki ve- rilmesinin kanunsuzluğunu mahkeme- de karutlamakur. Burada mesele, An- kara 4. İdare Mahkemesi'nin "Bu dava- da, 'imtiyaz sözleşmesi' söze konudur. Böyle olduğu için ben bu davaya baka- mam. İmtiyaz sözleşmeleriyle Danıştay görevbdir" dediği zaman başlamıştır. Çünkü olayın, Ahmet Efendi ile her- hangi bir şirket arasında sözkonusu olan bir dava olmadığı görülmüştür. - 4. Idare Mahkemesi bu dava hakkında imtiyaz sözleşmesi olduğu için 'görevsiz- Iik" karan vererek Danıştay'a gönder- diyse, şirketin diğer sözleşmeteri de dava konusu olmuyor mu? ŞEKERCİOĞLU- İdare mahkemesi, böyle dediği için zaten olayı AKTAŞ Elektrik ile TEK arasında işletme hakkı devir sözleşmesi çapında görmekten çı- kanp, doğmdan Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı, AKTAŞ Elektrik ve Ticaret A.Ş. İstanbul Anadolu yakası görev sözleşmesine yoUamıştır. Şayet olayı sadece AKTAŞ ile TEK arasında bir sözleşme olarak görmüş olsaydı, da- vaya bakmak görevi kendisine ait ola- caktı. Oysa "Bu bir imtiyaz sözleşmesi- dir" demek suretiyle. davayı Danıştay'a göndermesi, olayı Bakanlar Kurulu İca- rarnamesi de dahil, bütün hukuki yön- leriyle ele almış ve yüksek görevb, yani Bakanlar Kurulu kararnamesine dayalı Bakanbk tasarrufu ile sözünü e^tiğrmiz iki kurum arasındaki sözleşmeyi, bu da- vada karar verilecek hukuksal zemin olarak görmüştür. Danıştay 10. Dairesi de, kendisine gelen bu görevsizlik ka- rannı reddetmemiş ve mahkemenin az önce anlatüğun "Bakanlar Kurulu ka- ramamesini de tartışmabyız" konusun- daki düşüncesini hakb bularak, davada "Hayır, ben görevli değibm, mahkeme görevlidir" dememiştir. SÜRECEK tznik' gölü kenannda sahibinden satılık 43 dönüm çiftlik arazisi Tel: 265 78 35 Ansiklopedileriniz, romanlanmz yerinizden almır. 5540804 ÜNLÜ YÖNETMEN BAHA GELENBEVİ'NİN ABDyapımıDVRYmarkaelleçevrilirantikafilm kamerasısatılıktır. llgilenenlerin 19.00'dan sonra 326 3810 no. lu telefon başvurmaları rica olunur. POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMA1 Taklidinden Sakınınız Eskiden yazın türleri arasına "hitabet"\ de katarlardı. Şimdi de katıyorlar mı, bilmiyorum. Demokratlar iktida- ra geldikten sonra hitabet de başlamıştı. 1950 Meclisi'- nde dinlediğim en coşkulu konuşmacı Hamdullah Suphi'ydi. Kürsüden birkaç kez Oemokratları azarladı- ğına tanık olmuştum. Ne olsa eski bir konuşmacıydı. Atatürk'ün onuncu yıl nutkunu, şimdi Tandoğan mey- danı dediğimiz çayırda, resmi geçitöncesi dinlemiştim. Elbette kusursuz, sade, dinlenir bir konuşmaydı, karşıtı yoktu. Hamdullah Suphi Tanrıöver, Türk Ocaklarından gel- me bir konuşmacıydı. Şair, yazar, romancı diye değil hatip diye yetiştirilmişti. Yaptığı konuşmaları Dağ Yolu, Günebakan diye iki kitapta toplamıştı. Söylev de almır, satılırmıydı? . Türk Ocakları Halkevi'ne dönüştükten sonra Ittihatçı- lardan kurtuldu, Halk Partililerin eline geçti. HalkJe EdJp'in Sultanahmet mitinglerine yetişemedim ama, es- ki Meclis'te birkaç konuşmasını dinledim. Sözcükleri uzata uzata çıkarıyor, biraz alafranga söylüyordu. Ame- rikan kolejinden yetişme Tansu Çiller, bize, biraz Halide Edip'i anımsatıyor mu? Dilindeki acemilikler çözüldük- çe, kalabalık önünde vatan, millet, sakarya dedikçe. Çeşitli usluplardaçok hatip görmüşüzdür. Hepsini bir kalemde sıralayamam. Hele bir yanlış söylemeye gö- rün, o kerli ferli adamlar bir türlü bağışlamazlar? Hitabetin de, hatibin de tadı sonra geldi. Recep Pe- ker'in kendine laf atan Menderes'e "psikopat" dediğini anımsarım, belki sürçmeydi. Ama muhalefet bu sözü kendine saygıstzlık saydı, kerli ferli adamlar milletvekili olduklarını unutup salonu hışımla terkediverdiler. Recep Peker, kendini devrim bekçisi sayan bir dev- rimciydi. Ûniversitelerde "Devrim Tarihi" dersleri veri- yor, liselerde kitapları "Medeni Bilgiler" adıyla okonu- yordu. Meclis'i bir söz uzerine terkedenler. bir süre sonra Is- met Paşa - Celal Bayar mülakatıyla yeniden yerlerine döndüler. Nutuk hutbe değildi. Imam hatip okulları açılıyor, ülke Kuran kurslan ile donanıyordu. Camilerin cuma namazları toplu gösterilere dönüşü- yordu. Görüyorsunuz, Sıvas'ta 37 sanatçının diri diri yakılışı bir cuma namazından sonra olmuştur. örgütlü imamlar Madımak otelini yaktıktan sonra kaçacak delik aramışlardı. Bazı hatipleri sıralayalım. Faifc Ahmet Barutçu güzel konuşan değildi, ama dinlenen hatipti. Karadeniz şive- siyle kürsüde konuşmaya görsün, koridorlarda, kulisler- de kimse kalmaz, herkes salona doluşurdu. Sözü bat- mazdı, iğnesiz de değildi. Doğuştan muhalif Cezmi Türk kürsüde zeka ve akla perande attırırdı. Her sözü kulaklar için birer küpe niteli- ğindeydi. Demokrasi için gelmiş, sonra demokrasiye kıymış Adnan Menderes'i tutanlara şöyle demişti: "Çakırbeyli çiftHğinin e/a gözlü beyinin çevresinde toplanmış, kendinizi güçlü sanıyorsunuz. Bir rüzgarla bu topluluk dağılır." » Birkaç yıla varmamış dağılmıştı. Tansu Çiller'in ekranlardan süzülüp gelen konuşma- sını görüyoruz. Gerçi bu konuşmanın daha önceki örne- ği Turgut özal'dı, kendini tekniğin kolaylığma kaptırmış- tı. Şimdi bu nöbeti ûzal'dan alıpîansu Çiller'e sundular. Gelmiş geçmiş başbakanların konuşmalarını düşünü- yorum: ismet Paşa, Rauf Bey, Fethi Okyar, Celal Bayar, Reflk Saydam, Şükrü Saraçoğlu, Hasan Saka, Şemset- ttn Günaltay... Bunlar CHP döneminin başbakanları... Sonra Demokrat Parti gelir. Adnan Menderes bir aldı başbakanlığı, bir daha on yıl kimseye bırakmadı. Daha sonraki başbakanları biliyorsunuz. Onar yıllık askeri darbeler, demokrasiyi arayışlar. Tansu Çiller, gö- rüşlerinin benzeşmesiyle, ûzal'ın sonrasıdır, kendi üs- lubunu kendi bulacaktır. Bulamazsa taklidinden sakını- nız! BULMACA 1 2 3 4 T.C. ABANA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1990/200 Karar No: 1991/211 Davacı Bozkurt Orman İşletme Müdürliiğü taıafından davalılar Yaşar Gül, Şaduman Yuvarlak, Ahmet Özden. Mediha Özden, Ni- met Özden, Hûlya Özden. Firdevs Özden aleyhine mahkememizde açtığı 40 ADA 25 parsele itiraz davasının yapılan duruşması sonun- da, mahkememian 19.08.1991 tarihli ilamı ile 40 ada 25 no.lu parse- lin kısmen iptali ile 756.50.m2'lik kısmının Orman Vasfı üe Hazine ûzerine tapuya tesciline, 2805.50 m2'lik kısmının ise davalılar adına hisseleri pranında tapuya tesciline karar verilmiş, verilen karar davalı Orman İdaresi vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dai- resi'nin 17.02.1993 gün ve 1992/7208 esas 1993/1253 karar sayüı Uamı ile onannuş olup, Yargıtay ilamı adresleri bilinemeven davalılar Hül- ya Özden, Mediha Özden, Ahmet Özden, Niraet özden, Firdevs Ozden'e ilanen tebligat yoluyla tebliğine karar verilmiş olmakla. Adı geçen davahlar Hülya özden, Mediha özden, Ahmet Özden, Nimet Özden ve Firdevs Özden'e Yargıtay ilamının ilanın tebliğin- den itibaren 15 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde tebliğ edihniş sayılacağı. bu davalılar ölü iseler bilinemeyen kanuni mirasçılanna da Yargıtay ilamının tebliğ edilmiş sayılacağı. ilan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde karann kesinkştirilip dava dosyasının Abana Tapu Sicil Müdürlüğü'ne devredileceği ilanen teb- liğ olunur. 8.7.1993. Basın: 49858 SOLDAN SAĞA: 1/ Ahmet Hamdi Tanpı- nar'ın Ankara, Erzurum, Konva, Bursa ve İstan- 2 bul'u konu edinen dene- , meler kitabı. 2/ Avust- ralya'da yaşayan bir cins devekuşu... Gönülden se- vilen kadın. 3/ Hawaii Adalan'na özgü. gitara benzer dört telli çalgı. 4/ Demir çubuk... Sınır bo- yu. 5/ Notada durak işa- reti... Satrançta özel bir- hareket... Bir nota. 6/ Halk dilinde tohuma verilen ad... Eli ya da ayağı sakat kimse. 7/ Anadolu'da kurulmuş eski uvgar- lık... Işe, eylemedayanan. 8/ Ozen- siz, gelişigüzel yapılmış... Uyan. 9/ Toplumsal kuruluşlann ve yaşayış biçiminin doğaya dönük olmasını amaç edinen öğreti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Engin Ayça'nın. yurtiçinde ve dışında çeşitli ödüller kazanmış bir fılmi. 2/ Ilaç... Divan şiirinde sev- gibnin kapısının eşiği. 3/ Bilinç... Altın ve gümüş işlemeb bir tür ipek kumaş. 4/ Kenarlan ve açılan birbirine eşit olan dörtgen... Satrançta bir taş. 5/ Avrupa Topluluğu'nun ortak para birimi... "O yer" anlamında kullanılan sözcük. 6/ Tevfik Fıkret'in. adına şiirler yazdığı oğlu... Rus köylü topluluğuna verilen ad. 7/ Kat- manb kayaçlann içeri doğru çukur ve alçak bölümü... Odun, kireç gibi kaba ve ağır şeyleri tartmakta kullanılan iki yüz elb' kiloya eşit ağırbk birimi. 8/ Akciğerleri dinlerken hekimin duy- duğu patolojik ses... Pelte. 9/ Devlet yönetiminde akrabalara ve özellikle yeğenlere yapılan iltimas.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear